Şimdi Ara

“Çalmazsan, çırpmazsan yeter...”

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
13
Cevap
0
Favori
1.313
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  •  “Çalmazsan, çırpmazsan yeter...”


    Büyükşehir Belediyesi Başkanının Şansal ile röportajı



    Büyükşehir Belediye’nin bu istikrarını ve başarısını müthiş merak ediyorum.


    Hatta, Pazar akşamı Maraton’da Markus Merk’e “Dünyada bir başka örneği var mı” diye sordum, “Olduğunu sanmıyorum” dedi. Aslında her fırsatta kötü yönetildiği açıkça belli olan, borç batağında yüzen kulüplerimiz için bir “örnek”oluşturuyor, bir “rol model”gibi. Nasıl başarıyorlar, bu parayla nasıl yaşıyorlar, boş koltuklara karşı nasıl oynuyorlar? Alınmasınlar “3-5” liraya transfer edilen oyuncularla gelip ligin ilk dördüne nasıl yerleşiyorlar. Bu “3-5” lirayı boşuna söylemiyorum, biraz sonra gerekçesini de yazacağım.

    Başkan Göksel Gümüşdağ ile omuzdaşı teknik direktör Abdullah Avcı’yı aradım. Avcı’nın telefonu kapalıydı, Başkan’la konuştum. Hem de en ince ayrıntısına kadar. Her söylediğinde yerimden fırladım, bazı şeyleri biliyordum ama bazılarından da müthiş etkilendim.

    Göksel Başkan’ın anlattıklarını toparlayarak sizlere aktarayım. 5 yıl önce Abdullah Avcı ile görevi almışlar. İlk yıl Bank Asya şampiyonluğu, sonraki 4 yıl da bildiğiniz gibi Süper Lig.

    Başkan’da malzeme çok. Birinci lige bir başlamışlar, ilk dokuz maçta 6 mağlubiyet, üç beraberlik. Diğer kulüp başkanları çok bilmiş tavırlarıyla Göksel Başkan’ı arayıp “Bırak bu hocayı. Geldiğin gibi gideceksin” demişler.

    Göksel Başkan düşünmüş, kendine “hocayı gönder” diye nasihat eden başkanları ve yönettikleri kulüpleri gözünün önününe getirmiş, o zaman gerçeği görüp “Göksel, sen bildiğin gibi devam et” diye Abdullah Hoca ile yürümeye karar vermiş.

    Ancak kötü sonuçlardan Abdullah Hoca da sıkıntıda ya, Başkan’a gelip “Biraz konuşabilir miyiz” demiş. Başkan cin gibi, hocanın ne diyeceğini anında kavramış. Abdullah Hoca ‘ya “Sen aşağı in, futbolcuları topla ben geliyorum” demiş.

    Göksel Başkan az sonra futbolcuların yanına inmiş, elini Abdullah Hoca’nın omzuna atmış “Arkadaşlar bu söyleyeceklerimi iyi dinleyin” demiş. “Küme düşsek bile hoca bir yere gitmeyecek. Siz gidersiniz, hoca gitmez, ben hoca ile düşmeye razıyım. Bunu kulağınıza iyice sokun...”

    Sonrasını Başkan’ın ağzından dinleyelim; “O konuşmadan sonra toparlandık. Gençlerbirliğini yendik, Sivas’ı deplasmanda mağlup ettik, içerde Kayserispor’u yenip, deplasmanda Kocaelispor’a karşı galip gelip bir puanla ligde kaldık.”

    Yani o konuşma, Abdullah Hoca ile o omuzdaşlık, Büyükşehir Belediye’nin miladı olmuş... Peki başarının sırrı sadece bu mu? Sadece hocanın kendini güvende hissetmesi mi? Sadece futbolcuların hangi sonuçlar alınırsa alınsın hocanın gitmeyeceğini anlamaları mı?

    Hayır, dahası var. Göksel Gümüşdağ diyor ki, “Verdiğimiz sözü tutarız, tutamayacağımız sözü vermeyiz.” Yani benim anladığım şu: Futbolcuların parasını zamanında öderiz. Belki üç-beş gün geç kalırız ama çoğu kulüp gibi üç-beş ay süründürmeyiz. Göksel Başkan sırf bu yüzden çoğu futbolcunun gelmek istediğini de sözlerine ekliyor.

    Merak bitmiyor tabi. Nasıl geçiniyorlar, nasıl ayakta duruyorlar, 1 lira seyirci hasılatı yokken, Belediye’den delikli kuruş gelmezken, bu işi nasıl yönetiyorlar? Yayın parası bu işlere yetiyor mu? Göksel Başkan’ın bu konuda söyleyecekleri tüm kulüplerin ve kamuoyunun kulağına küpe olsun; “50 puanı bulursak yayıncıdan 24 milyona yakın para alacağız. 3 milyon iddaa gelirimiz, 1.5-2 milyon reklam gelirimiz var. Akıllı davranınca bu para yetiyor da artıyor bile.”

    AKILLI davranmak da, nasıl? Ona da açıklık getiriyor:
    “Bİz yıllık transfer ücretlerimizin tamamı, aylık ödemelerimiz, dağıttığımız primler, personele ödediğimiz maaş, deplasman giderlerimiz dahil, bu çarkı 10 milyon euroya çeviriyoruz.” Yani yirmi trilyon, yani büyük kulüplerin bir futbolcuya ödediği paranın tamamı, bazılarının yarısı kadar. Ama 10 milyon euroluk takım, 12. Hafta sonunda 100 milyon euroluk takımların üstünde. İnanılacak gibi değil.

    NasIl oluyor bu iş, anlatıyor; “Bu sezonki transfer harcamamız 650 bin euro...” Kulaklarıma inanamıyorum, “Ne diyorsun sen Başkan, bu kadarı da pes”diye hayretimi ifade ediyorum. Başkan devam ediyor: “650 bin euroyu Holmen için verdik. Onu da taksitle ödüyoruz. Cihan’ı, Tevfik Köse’yi bonservissiz aldık. Başka transferimiz de yok...”

    Hiddink’in A milli takıma aldığı, ancak sakatlığı nedeniyle çıkartmak zorunda kaldığı Gökhan Süzen’i soruyorum. Gökhan günün modası ya. Bir kez daha hayrete düşüyorum. Başkan “Gökhan Süzen’i dört yıl önce 5 bin TL’ye Galatasaray alt yapısından aldık. Hoca biraz tecrübe kazanması için bir yıllığına Alibeyköyspor’a yolladı. Sonra geri alıp oynatmaya başladı...”

    Şaşırmaz mısınız bu işe? Bugün milli takıma seçilen Gökhan Süzen sadece 5 bin TL. Bir de yazıyla yazayım da kimse yanlış anlamasın. Sadece beşbin TL. Başkan, Abdullah Avcı’nın 5 kişilik bir “arama - tarama” ekibi olduğunu, dünyanın her yerinde futbolcu baktıklarını, ancak kültürleri, eğitimleri, dayanıklılıkları ve profesyonellik anlayışları nedeniyle Kuzey Avrupalı oyuncuları tercih ettiklerini sözlerine ekliyor. Bir de anısını anlatıyor; “Birgün hoca geldi, İbrahim Akın’ı söyleyip, bu küskün yıldızı alalım” dedi. O küskün yıldız bugün A milli takımda. Ümit Milli takımında Mahmut, Tevfik, Zeki var, U17, U16 da oynayan oyuncular var. Gerçekten de Büyükşehir çalışıyor. Hem yarışıyor hem yetiştiriyor.

    Çok merak ettiğim bir şey daha. Seyircisiz oynamak nasıl bir iş? Başkan bu konuya net bir cevap veriyor: “Artısı da var, eksisi de. Ben artısını söyleyeyim. Seyirci olmadığı için, küfür olmuyor. Futbolcu kendi seyircisinden küfür yemeyince paniklemiyor, baskı altında kalmıyor, korku duygusuna kapılmıyor.” Başkan’ın bu söylediklerini büyük takım seyircilerine, hatta her takımın seyircisine duyuralım.

    Başkan’a “Her şeye rağmen bu para nasıl yetiyor” diye soruyorum. Çok çarpıcı bir cevap veriyor “Çalmazsan, çırpmazsan yeter...” yanlış anlaşılmaktan korktuğu için hemen ekliyor : “Hani aradaki manecerler falan...” Başkan’ın bu çarpıcı açıklamasında elbette daha fazlası var. O da biliyor, ben de anlıyorum. Ama Kulüpler Birliği’nin de 2. başkanı. Bu kadarını söylüyor. Hani “anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az “misali...”

    Başarının şifrelerine son noktayı koyuyor Başkan: “Aidiyet duygusu şart. Takım oyunu şart. Menfaatlerimiz ortak, başarı ortak, hedef ortak. Biz paylaşmasını biliriz. Başarıya ve ekonomiye aç insanlarla birlikte olmak, onlarla birlikte savaşmak sürekliliği ve başarıyı getiriyor.”

    Teşekkür edip telefonu kapatıyorum. Yılda her şeyiyle 10 milyon euro harcayıp bu başarıyı, bu istikrarı yakalayan bir kulüp, borç batağında yüzen, transferde milyon dolarları har vurup harman savuran, buna rağmen doğru dürüst futbol oynayamayan kulüplerimize örnek olmalı.

    Çoğu üniversitede artık spor akademileri var. Spor yöneticiliği ile ilgili bölümler, dersler var. Ben olsam “Bir kulüp nasıl yönetilir, az parayla nasıl çok iş yapılır, başarı nasıl yakalanır” diye Başkan Göksel Gümüşdağ ile Abdullah Hoca’ya ders verdiririm. Merak etmeyin, para istemezler. Doğruları ve gerçekleri ücretsiz anlatırlar. Tabi anlamak isteyene.

    http://www.ligtv.com.tr/Yazarlar.aspx?t=199&r=1&hid=82157



  • Yeter, süper ligde yeter ama avrupada o kadroyla sıfır çeker gelirsin.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Eneswego

    Yeter, süper ligde yeter ama avrupada o kadroyla sıfır çeker gelirsin.


    Parası olan kadrosunda yıldızları olan kulüpleride görüyoruz.
    biri paok'a eleniyor,
    diğeri ukraynanın köy takımına eleniyor.
    biri şampiyonlar liginde bırak puanı golü yok
    diğeri düşüşte.

    Demekki sıfır çekme nin para ile alakası yok.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: aKaSa


    quote:

    Orijinalden alıntı: Eneswego

    Yeter, süper ligde yeter ama avrupada o kadroyla sıfır çeker gelirsin.


    Parası olan kadrosunda yıldızları olan kulüpleride görüyoruz.
    biri paok'a eleniyor,
    diğeri ukraynanın köy takımına eleniyor.
    biri şampiyonlar liginde bırak puanı golü yok
    diğeri düşüşte.

    Demekki sıfır çekme nin para ile alakası yok.


    Olur öyle arada. Fb ve Gs geçen sezon uefadaki gruplarda gelene gidene çakıyordu lider çıkmışlardı gruplardan. Sonra tabi güçlü rakipler gelince elendiler. Bu sezon Gs nin durumu ortada. Fb ise şok etti orası doğru. Bu sezonki fiyaskoya rağmen Fb-Gs her zaman uefada iyi oynuyor.

    Süperligin şifresini çözdü takımlar. Defansif anlayış, kontra ile gol arama.. Kadronun çok kaliteli olması gerekmio. Takım gerçekten takım halinde savunma ve atağa da çıkabiliyorsa, tamam 3 büyüklerden puan ve puanlar alabilirler.. Geçen sezon şampiyon bursa, daha şamp liginde puan almayı bırak, gol atamadı..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Eneswego


    quote:

    Orijinalden alıntı: aKaSa


    quote:

    Orijinalden alıntı: Eneswego

    Yeter, süper ligde yeter ama avrupada o kadroyla sıfır çeker gelirsin.


    Parası olan kadrosunda yıldızları olan kulüpleride görüyoruz.
    biri paok'a eleniyor,
    diğeri ukraynanın köy takımına eleniyor.
    biri şampiyonlar liginde bırak puanı golü yok
    diğeri düşüşte.

    Demekki sıfır çekme nin para ile alakası yok.


    Olur öyle arada. Fb ve Gs geçen sezon uefadaki gruplarda gelene gidene çakıyordu lider çıkmışlardı gruplardan. Sonra tabi güçlü rakipler gelince elendiler. Bu sezon Gs nin durumu ortada. Fb ise şok etti orası doğru. Bu sezonki fiyaskoya rağmen Fb-Gs her zaman uefada iyi oynuyor.

    Süperligin şifresini çözdü takımlar. Defansif anlayış, kontra ile gol arama.. Kadronun çok kaliteli olması gerekmio. Takım gerçekten takım halinde savunma ve atağa da çıkabiliyorsa, tamam 3 büyüklerden puan ve puanlar alabilirler.. Geçen sezon şampiyon bursa, daha şamp liginde puan almayı bırak, gol atamadı..

    3 büyük yoktur 3 büyük denilen tabir sizin kafanızda oluşturduğunuz bir tabirdir...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kobebeko


    quote:

    Orijinalden alıntı: Eneswego


    quote:

    Orijinalden alıntı: aKaSa


    quote:

    Orijinalden alıntı: Eneswego

    Yeter, süper ligde yeter ama avrupada o kadroyla sıfır çeker gelirsin.


    Parası olan kadrosunda yıldızları olan kulüpleride görüyoruz.
    biri paok'a eleniyor,
    diğeri ukraynanın köy takımına eleniyor.
    biri şampiyonlar liginde bırak puanı golü yok
    diğeri düşüşte.

    Demekki sıfır çekme nin para ile alakası yok.


    Olur öyle arada. Fb ve Gs geçen sezon uefadaki gruplarda gelene gidene çakıyordu lider çıkmışlardı gruplardan. Sonra tabi güçlü rakipler gelince elendiler. Bu sezon Gs nin durumu ortada. Fb ise şok etti orası doğru. Bu sezonki fiyaskoya rağmen Fb-Gs her zaman uefada iyi oynuyor.

    Süperligin şifresini çözdü takımlar. Defansif anlayış, kontra ile gol arama.. Kadronun çok kaliteli olması gerekmio. Takım gerçekten takım halinde savunma ve atağa da çıkabiliyorsa, tamam 3 büyüklerden puan ve puanlar alabilirler.. Geçen sezon şampiyon bursa, daha şamp liginde puan almayı bırak, gol atamadı..

    3 büyük yoktur 3 büyük denilen tabir sizin kafanızda oluşturduğunuz bir tabirdir...


    vaooovoovvv adam felsefe yaptı beyler.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kobebeko


    quote:

    Orijinalden alıntı: Eneswego


    quote:

    Orijinalden alıntı: aKaSa


    quote:

    Orijinalden alıntı: Eneswego

    Yeter, süper ligde yeter ama avrupada o kadroyla sıfır çeker gelirsin.


    Parası olan kadrosunda yıldızları olan kulüpleride görüyoruz.
    biri paok'a eleniyor,
    diğeri ukraynanın köy takımına eleniyor.
    biri şampiyonlar liginde bırak puanı golü yok
    diğeri düşüşte.

    Demekki sıfır çekme nin para ile alakası yok.


    Olur öyle arada. Fb ve Gs geçen sezon uefadaki gruplarda gelene gidene çakıyordu lider çıkmışlardı gruplardan. Sonra tabi güçlü rakipler gelince elendiler. Bu sezon Gs nin durumu ortada. Fb ise şok etti orası doğru. Bu sezonki fiyaskoya rağmen Fb-Gs her zaman uefada iyi oynuyor.

    Süperligin şifresini çözdü takımlar. Defansif anlayış, kontra ile gol arama.. Kadronun çok kaliteli olması gerekmio. Takım gerçekten takım halinde savunma ve atağa da çıkabiliyorsa, tamam 3 büyüklerden puan ve puanlar alabilirler.. Geçen sezon şampiyon bursa, daha şamp liginde puan almayı bırak, gol atamadı..

    3 büyük yoktur 3 büyük denilen tabir sizin kafanızda oluşturduğunuz bir tabirdir...

    Hadi canım sende
  • quote:

    Orijinalden alıntı: sarikanarya567


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kobebeko


    quote:

    Orijinalden alıntı: Eneswego


    quote:

    Orijinalden alıntı: aKaSa


    quote:

    Orijinalden alıntı: Eneswego

    Yeter, süper ligde yeter ama avrupada o kadroyla sıfır çeker gelirsin.


    Parası olan kadrosunda yıldızları olan kulüpleride görüyoruz.
    biri paok'a eleniyor,
    diğeri ukraynanın köy takımına eleniyor.
    biri şampiyonlar liginde bırak puanı golü yok
    diğeri düşüşte.

    Demekki sıfır çekme nin para ile alakası yok.


    Olur öyle arada. Fb ve Gs geçen sezon uefadaki gruplarda gelene gidene çakıyordu lider çıkmışlardı gruplardan. Sonra tabi güçlü rakipler gelince elendiler. Bu sezon Gs nin durumu ortada. Fb ise şok etti orası doğru. Bu sezonki fiyaskoya rağmen Fb-Gs her zaman uefada iyi oynuyor.

    Süperligin şifresini çözdü takımlar. Defansif anlayış, kontra ile gol arama.. Kadronun çok kaliteli olması gerekmio. Takım gerçekten takım halinde savunma ve atağa da çıkabiliyorsa, tamam 3 büyüklerden puan ve puanlar alabilirler.. Geçen sezon şampiyon bursa, daha şamp liginde puan almayı bırak, gol atamadı..

    3 büyük yoktur 3 büyük denilen tabir sizin kafanızda oluşturduğunuz bir tabirdir...

    Hadi canım sende

    hadi galatasaray'a aslan deniyor da siz neden civciv siniz?
  • Kesinlikle taktir edilmesi gereken bir kulüp. İstanbul takımı olması biraz avantajları. 3 büyüklerin altyapısını belki onlardan iyi tanıyan ekipleri var. Futbolcuyu da İstanbulda tuttukları için avantajlılar.

    5 senedir aynı hoca ile de devam etmek bilmiyorum ligimizde başka örneği var mı?

    Gerçi seyirci sorununu çözdüler bozbaykuşlar (inci ) sahaya indi
  • Taktir edilesi performans
  • Bu takım İBB değil de SBB ( Sivas Büyükşehir Belediye ) olsaydı görürdüm ben o ısrarla gelmek isteyen oyuncuları da, 3 kuruşa takım kuran yöneticileri de.

    Dua etsinler büyük takımlar sıkıntılı yoksa bu sıraları rüyalarında bile göremezlerdi. Ara ara her takım böyle gösteriyor kendini sonra yavaştan sönüyor. Antep ve Gençlerbirliği bu klüpten çok daha uzun süre iyi yerlerde oldular ama düştüler şimdi. İBB de diğerleri güçlenince düşecektir...
  • ben bu ibb'yi anlamıyorum kime neden oynuyorlar?
    fikstür doldurmadan başka,18.takımı doldurmaktan başka ne işe yarar.
    gereksiz onun yerine bir şehir takımı olsa daha iyi.
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.