Şimdi Ara

Bu Haraç kesenler Ne olacak ? (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
128
Cevap
2
Favori
12.767
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
229 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Az bile alıyorlar umarım daha da artar.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • a

    https://seyler.eksisozluk.com/turkiyede-bir-plaja-ucretsiz-olarak-giremediginizde-izlemeniz-gereken-hukuki-yol


    Türkiye'de Bir Plaja Ücretsiz Olarak Giremediğinizde İzlemeniz Gereken Hukuki Yol





    plaja giriş ücreti diye bir şey kanuna göre yok. sadece işletmenin şemsiye, şezlong, duş vb. imkanlarını ücretsiz kullanamazsınız.

    kesinlikle işletmeciyle veya kapıya diktikleri kraldan çok kralcı cahil cühela tiplerle tartışmayın. güvenli bir mesafe koyun aranıza işletmeyle, artık 50 metre olur 100 metre olur bilemem. şehir merkeziyse zabıtayı, jandarma bölgesiyse jandarmayı çağırın. ekipler geldiği zaman durumu anlatın ve bu ülkenin vatandaşı olarak hakkınızı gasp eden işletmeden şikayetçi olun ve kesinlikle ama kesinlikle tutanak tutulmasını isteyin, hemen orada. tutanağın da fotoğrafını çekin. tutanak tutmak istemezlerse (bazen işletmeyi korumaya çalışanlar olabiliyormuş) görevlilerin sicil numaralarını, isimlerini isteyin ve şikayet edin.

    bu elinizdeki tutanak örneğiyle -ve çekmeyi başarabildiyseniz işletmenin şezlongları neredeyse denizin içine kadar sokmuş olduğu fotoğrafları da beraber- gidip belediye, kaymakamlık, cimer, içişleri bakanlığı vb. sıradan yazın dilekçenizi. belediye veya kaymakamlık için verdiğiniz dilekçenin evrak kayda girmesini bekleyin ve kayıt numarasını isteyin, bu numarayı cimer şikayetinizde referans olarak yazacaksınız. şu tarih ve şu sayılı dilekçemde belirttiğim gibi/ ilgili dilekçeyle ilgili gerekli işlemlerin yapılıp yapılmadığıyla ilgili tarafıma bilgi verilmesi vb. arz edersiniz.

    zaten ekip geldiği anda başına gelecekleri anlayan işletmeci veya yakınları hemen "bir yanlış anlaşılma olmuş" ayağı yapmaya başlıyorlar. geri adım atılmazsa da anlattığım işlemleri yaptırın, zaten hepsi toplamda bir saat ancak sürüyor. ki ben olsam bir de alo gıda 174'ü arayıp işletmenin tarım bakanlığına kaydı olup olmadığından emin olamadığımı, çalışanların hijyen eğitim sertifikaları olup olmadığının kontrol edilmesini halk sağlığı adına gerekli gördüğümü bildirirdim. ha bir de tabii çalışanlar demişken, o gelip size artistlik yapıp tehditvari konuşan tipler orada gerçekten sigortalı çalışan mıdır sgk'nın kontrol etmesi yerinde olurdu sanki. daha fiş kesiyorlar mı vergi kaçırıyorlar mı acaba orayı merak etmedik bile...

    ben genelde olaya "şemsiye, şezlong, duş vs. işletmenizin hiçbir imkanını kullanmak istemiyorum. denize girip gideceğim. o elinizdeki makbuza plaja giriş ücreti, deniz kullanma bedeli gibi bir şey yazın" diyerek giriyorum ki zaten hemen "o şekilde kesemiyoz hanfendi" falan diyorlar. o şekilde kesemiyor ama kesemediği şeyin parasını alacak... neyse tartışmayın onlarla.

    ben bu olayı ilk kez doğup büyüdüğüm yerde yaşadım. çocukluktan bu yana her yaz evime yakın olan denize girmek için para verecekmişim. bilmem kaç km ileride halk plajı varmış istersem oraya gidermişim. magandalığa gel. o zaman bi sinirle zabıta karakoluna gidip anlattığımda zabıta amiri miydi komiser miydi net hatırlamıyorum, bana yol göstermişti. artık nerede olursam olayım bu yolu izliyorum ve sorun çözülüyor.

    çok ilginç olan bir tarafı var olayın bence. o ilk delirdiğim gün sormuştum neden bir şey yapmıyorsunuz bunlara diye ve o vakte kadar ilk kez benim şikayetçi olduğumu söylemişti yetkili. herkes sinir olup gitmiş veya lanet olsun diyerek parayı vermiş demek ki.

    hiç korkmadan, aman bi şey çıkmaz demeden şikayetinizi yapın çünkü hangi kurumdan olursa olsun şikayeti denetlemeye gidecek olan kişiler memurlar olacak ve işlem yapacaklardır. pısırık gibi götünüzü dönüp gitmeyin yeter ki.

    not: şikayet mercilerine başvurmaktan çekinmeyin. tüm kurumlar için geçerlidir, şikayetçinin bilgileri (ismi, adresi vb) kesinlikle ama kesinlikle gizli tutulur. bazı kurumlar denetçisine dahi şikayetçinin bilgilerini vermez. bazıları ise bilgileri verir fakat görevlendirilen ekip, gizliliğini korumakla yükümlüdür yoksa kendisi gümler. hiçbir memur kendisini ateşe atar gibi gidip de işletmeye "abey seni şikayet eden kişi ahan da bu, istersen çocuklara söyle de sıksınlar topuklarına" demez.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi IO -- 21 Temmuz 2020; 17:42:28 >




  • peşkeş çekilerek verilen yerler hakkınızı savunmaya çalışmanız, kimi kime şikayet ediyorsuna gelecektir.

  • quote:

    Orijinalden alıntı: IO

    Bu mesaj silindi.

    Alıntıları Göster

    hak, hukuk ulkesinde aranir.


    en guzel ornegi elektrik faturalari. kayip kacak bedeli kisilerce geri alinmaya baslayinca ne olmustu? akp bu kayip kacak bedelini yasal hale getirdi ve geri alinmasini engelledi.


    ayni sekilde bu sahil satis kiralama olaylari da ayni akpnin basinin altindan kendi adamlarina peskes cekildigi icin hak aranmiyor. deneyebilirsin. Jandarma polis diyorsan onlarin gorevi hukumeti korumaktir. beni olduruyorlar dersen gelmezler. cumhurbaskanina kufur ediyorlar dersen 10 dkda ulasirlar.


    bu nedenle de kapima biri dayanirsa polisin adami yakalamayacagini bildigimden ve 155 bir ise yaramayacagindan kendi isimi kendim gorurum. ya olurum ya da o beni oldurur.





  • türkiye'deki çoğu belediye rantla bütçesini kotarır. bu tip işlerden gelen gelirler olmasa batarlar. parti ayrımı olmadan alayı böyledir.


    büyükşehirde imar rantı ile sahil kasabasında turizm rantı ile geçinirler.


    istanbul'da tek başına maltepe belediyesi bile mevcut imar yasasını kafasına göre kullanıp ilçeyi betona boğmuştur.

  • İmkan varsa uzaktan tenha bir yerden denize girip paralı plaja doğru yüzeceksin.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Plajlar da şezlong ihalesi var dite biliyorum. Öyle kafana göre 2 şezlong atıp para alamıyorsun kimseden.

    Ama denizi ücretli yapamazlar bu yasal değil.

    Private beach çok var artık ama... Sıkıyorsa gir..

    İşte bu işin doğrusu şudur.

    Plajlar halkındır saçmalığını unutup, her 2 plajdan sonra 1 zorunlu kamuya açık belediye plajı olacak ihale edilemeyen. Mesela.. Yani insanların denizi kullanma hakkını gasp etmeyeceksin

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Halkın denizine 50 100 liralar bayılarak girmekten zevk alın bakalim ,sözde kendini elit sanıyorlar,sokakta yüzlerine bakılmaz para verip opuldukleri yer tatlı gelir.Ne demişler ne kadar seversen....

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • maTeryaL. M kullanıcısına yanıt

    Ortasını bulmak lazım. Ne beleş plaja ne de papyonlu soygunculara. Ben de ailemle bir otel plajına gidiyorum. Kişi başı 25. Gayet yeterli oluyor. Hödükler, suda deve güreşi yapanlar, penaltı çekişenler, boxer ile denize girenler olmuyor. Arada paralı hödükler de oluyor elbette ama bir halk plajına göre her türlü değer burası. Maalesef bir hizmet olsun, bir yer olsun, ücretsiz ya da düşük ücretli olunca oradan hayır gelmiyor.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Six Feet Under.

    O yerler bizim gibiler gitsin diye var zaten. Halk plajlari var, oralar icin para istenmiyor oralarda don atlet girebilir isteyen. Biz 200-300 liralik yerlerden memnunuz. Don, atlet giren yok, 15 kisilik suruler halinde gezen erkek gruplari karimizi kizimizi kesmiyor, plaj ortasinda mangal yapan yok, son ses arabasinda muzik dinleyen yok, yerlerde bira siseleri, sigara izmaritleri, kirik camlar kisacasi cer cop yok. Gidin halk plajlarina parasini vermek isteyen de temiz temiz girsin denize. Cok basit. Bu konu defalarca tartisildi.

    plajlar halkındır,param var paralı plaj bana komaz diyemezsin, madem paran var o zaman kendi evine havuz yaptır orada karın kızın suya girsin

    bu değnekçilere topluca tepki koymak yerine param var beni ilgilendirmez diyenler sayesinde mafyalar hiç ölmüyor

  • arkadaslar aynısı taksımde sınyalcıler var yalandan yardımcı olup para ıstemıyoruz ama verırsenız ıyıolur tarzı konusanlar var

  • quote:

    Orijinalden alıntı: BlackGhost12

    Çünkü bireysel silahlanma yok. Adamlar biliyor halkın güçsüzlüğünü. Her yeri sahipleniyorlar.

    Normal çalışanın ömrü boyunca satın alamayacağı arazilere sahipler. Çünkü millet güçsüz.

    Saçmalık


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bu olaylardan hep Kürtler sorumlu. Akdeniz'de turizm sektörüne dair 5 yıldızlı otelinden tut ufak degnekcisine kadar ele geçirmişler her yeri. Kan kusturuyorlar millete.

    Bizim millet yine barış güvercini olmaya devam etsin ama

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Kanunen yasak fakat, Türkiye bir hukuk devleti olamadığı için, oteller belediyeye para ödeyip sahili ve denizi sahipleniyor.

  • Gitmeyin çok mu önemli? 2 paket sıgara parası ne büyüttünüz gözünüzde saçma sapan şeylere para verirken gözünüze batmıyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Valla ben tekneyle gelirim. Suya girerim, o dangalak avcunu yalar.  Karadakiler kolaya 25 kağıt ateşleyedursun, gümrük patlatarak litresini 70 liraya aldığım Martini ile selam veririm.


    Otele kamyonla para ver, şezlonga ver, restorana ver hesabına girince git tekne kirala, aynı paraya geliyor.  Krallar gibi tatil yapıyorsun. Gırgır şamata.


    Yeter ki kullanmayı bilen, nereye nasıl demir atmasını bilen biri olsun. Bu durumda o kişi ben oluyorum.


    Türkiye'de her zaman, kafanın rahat olmasını istiyorsan kimseyle muhatap olmayacağın seçeneğe yöneleceksin. Bir şeye talep çoksa o işin boku çıkar ülkede. Tekne ise biraz farklı. Tekneye talep artsa, Yunan'da koy mu bitti?  Git beleşe, gez gel. Memleketin, memleketlinin denizle ilişkisi de zayıf olunca, teknecilik rahat oluyor. Türk insanı rahat edemez teknede. 1 metrekare minyatür tuvalete sıçamaz en basitinden. Tahtıravanla sıçmak ister falan. Teknecilik Türk insanına gelmez. Sallana sallana uyuyacak, küçük yaşam alanları, küçük odalar, üçgen yatak falan... Hasta eder bunlar Türk milletini. Bizimki otel ister. Beton ister. Girsin 150 litre suyla yıkansın ister. Teknede su tasarrufu yapacak şekilde bir kere yıkandı mı bizimki, hasta olur, karaya çıkmak, foşur foşur yıkanmak ister.


    Bu sayede de hayat bize güzel.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Huseyin-ZST -- 22 Temmuz 2020; 0:12:19 >




  • Ya kardeşim kilyos ayağının dibi.
    Çanakkale’de Gelibolu tarafında Kömürlü Limanı var araştır istersen.
    Kamp ve dalmak için çok giden oluyordu.
    Gerçekten çok keyifli bir yer. Yolu yol değil, normal arabayla anasını ağlatarak gidersin. Ama gel gör ki adam orayı bile peşkeş çekmiş.
    Giriş için arabayla 60 lira mı ne verdim 2 sene önce. Alan dallama da hiçbir halt yapmıyor sadece para alıyor. Ne elektrik gelmiş doğru düzgün ne de su. Kendin ne götürürsen onunla takılıyorsun. Ayıptır Allah’ın sahilini de kiralamışlar. Oranın bütün keyfini kaçırmışlar yazık. Etraf çöp pislik kiralayanın umrunda bile değil.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.