Şimdi Ara

BMW'den önemli karar: Elektrikli otomobil üretimi 2020'ye ertelendi (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
42
Cevap
0
Favori
1.656
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Torlak Kemal

    Hocam çok isabetli noktalara değinmişsin. AKP'nin politikaları konusunda hemfikiriz. tam bir şark kafası ile yönetiliyoruz maalesef ve şark kafasıyla gelişip Batıyı yakalamış tek bir ülke bile yok çünkü şarklı kafası bilimi ve bilgiyi önemsemez, plan yapmaz, yapsa da uymaz, kanun yapar, ona da uymaz ya da işine geldiği gibi tekrar değiştirir. AKP'nin bu ülkede yaptığı tahribat tahminimce 10-15 sende anca düzeltilebilir. Bunlarda mutabıkız.

    Mutabık olmadığım demeyelim ama açıklama ihtiyacı duyduğum bir kaç husus var.

    1. %50 marj konusunu bilmiyorum. Muhtemelen öyledir çünkü mantıklı. Kurulu güç demek dilediğin her an o gücü tam alabileceğin anlamına gelmiyor. Bu nedenle elektrik üretiminde özellikle YES'lere bağımlılık varsa %50 marj gayet makul duruyor. Ama üretim tamamen termik ve nüklerden geliyorsa, %50 marj çok yüksek.

    2. Efektif şarj süresi derken aynı şeyi anladığımızdan emin değilim. Onun için buna açıklık getireyim. Aynı şeyi anladıysak sorun yok ama farklı şeyler anladıysak mutabakat gerekiyor. Bir gün 24 saat olduğuna göre normalde toplam şarj talebini (35 gw) 24'e bölmem yani güne eşit olarak dağıtmam gerekti. Ben öyle yapmadım. İnsanların şarj davranışlarını/alışkanlıklarını bir grafiğe döksek 35 gw şarj talebi 24 saate eşit olarak dağılmaz. 24 saate dağılır ama eşit olarak dağılmaz. Bazı saatle pik saatler olur. Örneğin sabah 8-10 arası, akşam 19-21 arası ve gece 12-02 arası gibi... Fakat bunu ölçebileceğimiz bir veri seti yok elimizde. O durumda ben ihtiyat payı olarak toplam şarj talebini 24'e değil de 12'ye böldüm. Bir kez insanların şarj alışkanlıkları ortaya çıktıktan sonra oraya gerçek rakamı koyabiliriz ama şimdilik pratik amaçlar için 12 saat uygun gibi duruyor. Bu nedenle benim 12 rakamı fazla iyimser de kalabilir veya fazla ihtiyatlı bir rakam da olabilir. Şu aşamada bunu bilemiyoruz. O halde 6 saat almak da doğru değil çünkü bu durumda 1 milyon aracın günün sadece 1/4'ünde şarj edileceği, günün kalan 3/4'ünün şarj olmadan geçeceği varsayımı da gerçekçi değildir. Uygun bir fiyatlandırma modeli ile şarj talebini güne (24 saat) görece eşit dağıtmak mümkündür. Hatta timer'lı şarj soketleri bile kullanılabilir. Bu nedenle 6 saat doğru bir rakam değildir, 12 saat gayet makul bir tahmin için uygundur. Yeni ben 12 saat diyerek 1 milyon aracın günün 12 saatinde şarjda olacağını 12 saatinde ise olmayacağını varsaydım. Doğrusu 1 milyon araç günün her saatinde şarjda olacaktır. Mesela 24:00-07:00 arası 500.000 araç, 08:00- 23:00 arası 500 bin araç gibi.. Ben 35 gw şarj talebini 24'e bölersem 1,46 gw ilave kapasite ihtiyacı çıkıyor. Bunu senin dediğin gibi %50 rezervle hesaplasak 2,25 gw gibi bir şey çıkıyor yani henim 2,9 gw hesabımdan daha düşük!

    3. Turizme etkileri konusunda fazla kötümser olduğunu düşünüyorum. Nükleer santrallar çok güvenilir güç kaynaklarıdır. Ufak tefek arıza ve kazayı saymazsak, tarihte iz bırakmış ve korkutmuş sadece 3 nükleer kaza vardır. Rhode Island, ABD, Çernobil, Rısya ve Fukushima Japonya. Şu an dünyada faal 451 santral var. kapananlarla birlikte bu sayı 700'ü buluyor. Bu sayıya, ABD ve Rusya'nın nükleer takatli uçak gemileri, kruvazörleri ve denizaltıları dahil değil. Orada da muhtemelen karşımıza bir 150 kadar reaktör sayısı çıkar. Tabii bunlara araştırma/bilimsel amaçlı faaliyet gösteren reaktörler dahil değil. Yani toplasak bugüne kadar 100'e yakın füzyon reaktörü faaliyet göstermiş, gösteriyor, sadece 11 "melt-down" kazası yaşanmış ki bunların 8'i kolayca kontrol altına alınmış. Yani ölümcül kaza riski 70 yılda binde 3 civarında seyrediyor. Günümüzün nükleer santralları neredeyse insansız çalışacak şekilde tasarlanıyor ve her türlü risk düşünülerek tasarlanıp inşa ediliyor ve öyle işletiliyor. Bizim santralları da uzun süre Ruslar yönetecek zaten...

    O nedenle çok da korkmaya gerek yok. Dibimizdeki Bulgaristan'da 2 tane, Ermenistan'da bir tane eski teknoloji köhnemiş santral belki 50 yıldır faaliyet gösteriyor. Pakistan'da 4 tane nükleer santral var. Çin'de 36 tane. Romanya'da Ukrayna'da Slovenya ve Slovakya'da, Brezilya'da ve Meksika'da yıllardır nükleer santrallar işletiliyor. Onlar, hele hele Pakistan bu işi yapabiliyorsa, biz neden yapamayalım? kaldı ki bu santrallar deprem riski olmayan aktif faylardan uzak bölgelere hem de 9 büyüklüğünde depreme dayanıklı olacak şekilde inşa ediliyorlar. Korkmaya gerek yok. Bu korku yüzünden nükleer santral yatırımında çok geç kaldık ve kendimizi atmosferi ve çevreyi katleden doğal gaz ve kömür santrallarına mahkum ettik. Risk çok çok küçük. Bu kadar küçük bir risk için böyle bir nimet daha fazla göz ardı edilmemeli. İhtiyata evet, paranoyaya hayır!

    Tekrar AKP'ye dönersek; AKP iktidardan düşmedikçe, bu firmalarla ne tür anlaşmalar yapıldığını bilemeyeceğiz. Şu an ülkede faşizm hakim. Bu nedenle gerçekleri öğrenme şansımız yok. Elimizden gelen tek şey oyumuza sahip çıkmak, mutlaka sandığa gitmek. Aksi halde, bu ve diğer ihaleci firmalarla AKP'nin nasıl bir "al takke ver külah" ilişkisi içinde olduğunu ya da böyle bir ilişkisi var mı bilemeyeceğiz. Siyasetin finansmanı kirli oyunlarla sağlanıyorsa hiç şaşırmam.

    Ama şu da bir gerçek devletin belli sektörleri belirleyip oralarda ciddi teşvikler vermesi aslında istenilen bir şey. Elektrikli arabada ben olsam parayı arabaya değil batarya ar-ge'sine yatırırdım. Esas rekabet edebileceğimiz pazar orada çünkü...


    12 saat şarj olayını yanlış anlamışım, diversite denilen eş zamanlı kullanım için 12 saat dağılımı makul olabilir. Bu kışın uzayabilir ama yazında biraz kısalabilir. Malum, aylık diyelim 10 milyon turistin %10 araba kiralasa bu 1 milyon araba yapar ki bu da araba sayısını hatırı sayılır derecede arttırır.Malum turistler de bol bol dolaşırlar ve sık sık şarj etme ihtiyacı olur.Tabi bu hesaplarımız gerçek kullanımda ne olur göreceğiz.

    Ancak gelecek 15 senede verimli ömürleri tamamlanmış veya yetersiz su seviyesi sebebi ile devreden çıkması gereken hidrolik santraller ile beraber yeni nükleer santral ihtiyacının 4 civarı olacağını düşünüyorum.Bunların bu teknolojiyi ögrenene kadar getirebileceği sorunlar ve deprem bölgesi olmamız sebebi ile nükleere enerji konusunda içim rahat değil doğrusu.




  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.