Şimdi Ara

Bitti Arkadaşlar Boşanıyoruz, Desteğe İhtiyacım Var (32. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
684
Cevap
12
Favori
92.094
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
292 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 3031323334
Sayfaya Git
Git
sonraki

Bitti Arkadaşlar Boşanıyoruz, Desteğe İhtiyacım Var


(En Son Oy Tarihi: 23.4.2024)
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: uchanmimar

    Anlaşıldı, had bildirme furyasının bir neferisiniz belli ki. Bu soru gizli değil ama konuyla ilgili değil. Ataerkil ve cinsiyetçi tabiri sizi rahatsız etmiş bu bariz. Etmeli de anlaşılan. Birkaç konuya yaptığınız yorumlara bakarak söylüyorum. Kadının yeri hakkındaki görüşünüz gayet bariz. Meseleyi ısrarla İslam'a bağlamaya çalışmanız da bu konudaki bilgisiz ve saldırgan tavrınızı açıklıyor aslında.

    Siz muhatabım değilsiniz bu son söyleyeceklerimden sonra.
    6 yıl İmam Hatip okudum, 1 yıl Medrese eğitimi gördüm ve Müslümanım. Bunu sadece söylediğiniz önyargılı, saldırganca ve cahilane sözlerden bir nebze utanırsınız diye söylüyorum. Ama bu konuda çok umudum yok açıkçası. Selametle.

    (sonradan ekleme: imam hatip okumuş olmam medrese eğitimi almış olmam beni herhangi birinden daha Müslüman yapmayacağı gibi okumasaydım da beni sizden daha az Müslüman yapmazdı. İslam'ı doğru anlasaydınız bunu bilirdiniz. Ancak bir konuda ahkam kesmeden önce karşınızdakini de dinlemeniz gerektiğini göstermek amacıyla bunu paylaştım sizinle.)

    Yeri olmayan bir yerde fuzuli baş ağrıttık. Kusura bakmayın arkadaşlar.

    Arkadaşim satır aralarında İslami kucumsuyorsun, durduk yerde yazmıyorum, şahsına hiçbir şey yazmadım, ama siz ısrarla şahsima satasiyorsunuz.Asil saldırganlığı, siz yapıyorsunuz, buna pskolojide yansıtma denir.

    Müslüman insan Müslümanım der geçer, değilse sizin gibi uzatır durur.Musluman iseniz de sağlıklı bir musluman değilsiniz, Muslumanlik eğitim değil, iman meselesidir.

    Siz kız çocukları gömme rituleli gibi yorumlar yazmasaydiniz, ben de bunlar yazmazdim.

    Neyse cevap yazacak değilim, son mesajimdir konuya, arkadaşın konusunu mahvetmeyelim, bu kadarı yeterli.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • bu yazılanlar gerçekten doğru ise sen adeta bir melek gibi iyi kalpli bir insanmısın.


    sen bence daha iyilerine laiksin .


    30 günün 15 günü dışarıda olman büyük sorun demek bence belkide eşin seni aldatıyorda olabilir temkinli davrabman gerekir.


    akşam 20:00 ve 21:00 arası kimse yatmaz yaa bu işde bir gariplik var gerçekten.


    ALLAH Yar ve yardımcın olsun. 

  • Tek tarafın fedakarlık yaptığı her ilişki yıpratır ve bitmeye mahkumdur. Biz burada seni dinledik, karşı tarafın penceresinden olaya bakamıyoruz. Bugüne kadar aldatma mevzusu dışında "ben haksızım" deyip boşanan bir erkek/kadın da görmedim. Eğer dediğin kadar meleksen, iyi kalpliysen, evliliiğin hiçbir görevini yerine getirmeyen ve konuşup çözmeye çalışmayan birinden ayrıl gitsin zamanını boşa harcama. Eğer seviyorsan, konuşup çözebileceğiz şeyler varsa ayrılma.

  • Are you aga kullanıcısına yanıt

    Kardesim genel manada bahsetti diyelim, yok cinsellik bile görmedim felan nedir ya, sen yzarmisin boyle birsey ?


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Tek tarafli dinledik ama anlattiklarin dogruysa siz zaten evli sayilmazsiniz..Bosanmanizi resmilestirmis olacaksiniz mahkemede

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Yaş 35

    Benim 2. evliliğim ve bu da bitmek üzere.

    İlkinde arada çocuk olmadığı için tek celsede bitti.

    Zaten doğru olanı buydu.

    Seni istemeyeni s*tir edeceksin, yalvarmayacaksın..


    Ama ikinci evliliğimde çocuklarımız oldu ve daha çok küçükler.

    Biri 3 diğeri 1 yaşında henüz.

    Her ikisi de s*ktriboktan sebeplerle son buldu.

    Her 2 evliliğimi de bitiren kaynana faktörüydü.


    İkinci evliliğimin boşanma davası çekişmeli oluyor şu an.

    Çünkü karşı taraf bana çocuklarımı sadece mahkemenin belirlediği gün ve saatlerde gösteriyor.

    2 haftada 1 o da 6 saat.

    Bunun dışında kesinlikle göstermiyor ve ben buna dayanamıyorum..


    Hatta 2 haftada 1 bile bunlara çok geliyor ki mahkemeye hala yalan ve yanlış iftira beyanlarında bulunuyorlar.

    Açtığı boşanma davasının dilekçesinde yazdıklarının zaten %90'ı yalan & iftira, bu da var..


    Yani bi de bunlar 5 vakit namazında, orucunda insanlar.

    Nasıl böyle yalan söylüyorlar anlamıyorum.


    Bu süreçte resmen peygamber sabrı kazandım.

    Ve şunu daha çok pekiştirdim; Kadına şiddetin en büyük sebebi MEDENİ KANUNUMUZUN KADINA KARŞI YAPTIĞI POZİTİF AYRIMCILIK.


    Bu süreçlerden geçenler de farklı düşünmüyor.

    Kadın seni aldatsa, aldattığını mahkemede kabul etse bile, hatta tam kusurlu olsa bile çocukların velayeti kadına veriliyor ve üstüne nafaka veriyorsun hepsine.. (benim olayım bu değil, sadece okuduğum yargıtay kararlarından emsaller)


    Şimdi bu duruma düşen erkek ne der?

    Beni kanunlar da koruyamıyorsa o halde ben kendi kanunlarıma göre hareket ederim..


    Sonra da 3. sayfa haberleri, kadın cinayetleri vs..


    Sorun adamda-kadında falan değil.

    Medeni kanunlarımızda..





  • Dostum, şuanda ki konsepti bir şekilde devam ettirdin diyelim. Çocuk olunca ne olacak? Yazık günah değil mi? Sen tek başına mı büyüteceksin çocuğunu? Aman hocam

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Hocam bence sende sıkıntılar var, bu ilişkiye devam etmenin nedeni de kendi sıkıntılarınla yüzleşmeyi ertelemesi/bastırması/gölgelemesi. Boşanmış adam durumuna düşmek istemiyorum deyişin de muhtemelen bunun bir yansıması. Bence sen psikologa/psikiyatriste git ve kendi sorununa odaklan. Gerisi zaten er ya da geç kendiliğinden gelecektir. Tecrübe ile sabit

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Çocuk yok sanırım anında bosanin , bu dünyaya bir kez geliniyor. Sonra çok ah vah dersiniz.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ne desteği Boşan Kurtul hayatini yaşa...

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Doktora gittiniz mi. Destek alın derim

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Herkes 1 şansı hak eder 1 şans ver o verdiğin şansı da kaybederse o zaman boşanırsın.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • hocam öncelikle artık günümüz şartlarında boşanmalar çok arttı nasıl ki evlenmek artık normal bir olaysa boşanmakta normal olarak karşılanmalı emin ol ik boşanan siz değilsiniz belki ilerde size değer veren birisi çıkacaktır bilemezseniz herşey gönlünüzce olsun

  • Dostum geçmiş olsun şimdiye kadar 6 yılda 6 defa boşanman gerekirdi geç kalmışsın. Biraz daha uzatırsan bir daha evlenemezsin.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Hocam yuva kurmak çok zor. Ama yuvayı yıkmak kolay. Onursuzluksa onursuzluk. Yüzsüzlükse yüzsüzlük. Son bir şans daha verin kendinize. Bu hayat müşterek. Yemek yapmak , temizlik yapmak , evin diğer işleri. Ömür boyu bugün siz yarın eşiniz. Kendinizi ifade edin. Karşınıza alın konuşun. Son bir şanstan birşey kaybetmezsiniz. Olmazsa zorlamanın manası yok artık der geçersiniz..

  • quote:

    Orijinalden alıntı: Musty86

    Siz evlimisiniz? Hayır erkek ödüyorda sanki babasından kalan parayla mı ödüyor. Evin parasıyla ödüyor. Erkekte kazansa, kadında kazansa para evin ortak parasıdır. Valla biz farklıyız herhalde anlam veremiyorum yazdıklarınıza.

    Araba alınır benimde üstüme olsa, eşiminde üstüne olsa bizim paramızla alınır. Hesabı genelde ben öderim ama yine para bizimdir. Kendi param değil. Hatta yeri gelir eşime ödetirim. Bunlar bekar takıntısıdır. Evlenince bin lira hesap ödesen ay sonu kim dara düşecek? Sadece erkek mi? Yoksa çocuk dahil aile olarak mı? Şu an 2 yaşlarında bir oğlum Var, harcıyosam onun parasını da harcıyorum. Yeri gelir kendime bişey almam ona alırım çünkü para bizimdir. Kendi param diye kendime birşeyler alıp çocuğa almasam olur mu? Neden çocuğumla, eşimi yani annesini ayırayım. Siz çok farklı pencerelerden bakıyorsunuz .

    sen yazdıklarımı okumadın galiba. anlamadan cevap vermişsin. gerçekten sağılmaya müsait bir erkeksin. sen benim param ailemin parasıdır diye düşünürken kadınlar bunu düşünmez. erkeğin 100 hakkı çiğnenir kimse konuşmaz bile kadının 1 hakkı çiğnense duymayan kalmaz. erkek 100 fedakarlık yapar kimse görmez kadın 1 fedakarlık yapsa ömür boyu kullanır. parada da durum böyledir. eşi çalışan birçok evlinin hayatına baktığında evin tüm giderlerini çoğunu erkek karşılar. ama kadından bunu beklesen boşanma sebebidir. kadının malı, ailenin ortak parası değil kendisinindir. kendisi istediği kadarını bağışlar. burada fark şudur; kadın erkeğin her şeyini ailesi için, eşi için feda etmesini beklerken, kendisi bunu yapmaz. Bunu sadece erkeğin görevi olarak görür. Evli çevrene bak, mal ve mülklerini erkek-kadın eşit mi yapmışlar yoksa çoğunluğunu veya tamamını erkek mi yapmış ?


    Sen ailemdir, her şeyimi feda ederim diye bakıyorsun ama kadınların buna böyle bakmadığını fark edemiyorsun. sorun burada. Ayrıca çocuğu kast etmedim sadece eşini kast ettim. Çocuk apayrı bir mevzu.


    neyse, sabaha kadar da anlatsam fayda edeceğini sanmıyorum. erkeğin haklarının böylesine çiğnenmesine, nafaka gibi bir saçmalığın bunca senedir var olmasına neden olan zihniyetten birisin. Bir erkek nasıl olur kendi haklarını çiğneyen düşünceleri savunur aklım almıyor. İleride feminizm terörüne uğradığın zaman fikirlerinin değişmesi dileğiyle. umarım o zaman çok geç olmaz.





  • karınız sizden erkeklik rolü göremediği için kendisi de açıklayamadığı şekilde mutsuz olmuş durumda, bu nedenle size kadınlık rolü sergilemiyor.

    karınız karşısında yemek yapan değil, yani "iç işleri bakanı" değil, evin dış işlerini bakanını görmek istiyor. kadınlar dışarıya birlikte adım atıldığında maddi-manevi elinded tutup kendilerini güvende hissedebilecekleri "daha üst seviyedeki" birini görmek istiyolar (bu üst seviye fiziksel olur maddi olur, ya da kültürel olur)

    kadınlar kendi özlerini açıklayamazlar. sadece yaşarlar. kadınlar karşılarında erkeklik rolüne sahip olmayan bir erkek gördüklerinde mutsuz olurlar, sinirlenirler, ama, neden sinirlendiklerini falan açıklayamazlar. bu tarz erkeklere karşı soğuk davranırlar, çekinirler, ama, neden böyle yaptıklarını sorarsanız açıklayamazlar.

    - kadınla tartışmaya girmek
    - kadının öfkesine, sinirlenmesine, aynı şekilde öfke ile, sinirlenmek ile cevap vermek
    - ev işi yapmak
    - dışarıda kadının "elinden tutup güvende hissedeceği" gibi değil de kadının "arkadaşı" gibi olmak

    tüm bu davranışlar kadınların gözünde "kadınsı" davranışlardır. bunlar erkeksi davranışlar olmadıkları için kadınlar bu durumlarda sıkıntıya girerler, moralleri bozulur, hayal kırıklığına uğrarlar.

    biz de bu hataları yaptık geçmişte. yeri geldi farkında bile olmadan en doğru davranışları yapıp sonucunu aldık (ve şaşırdık) yeri geldi doğru davranış sergilediğimizi zannedip kadın gibi davranmış olduk ve karşımızdaki kızın hayal kırıklığı yaşamasına şahit olduk (yine anlam veremedik). sonuçta gittik okuduk ettik, çevremizi gözlemledik, kendi geçmişimizdeki değişik sonuçlar veren davranışlarımızı hatırladık, ve, bu işlerin bir formülü olduğunu gördük. kendimizi değiştirdik.

    yanlış anlaşılmasın. ben size elinizde tesbihle gezin demiyorum. ben kendim de sürekli yemek yapan ve işe bile kendi yemeğini götüren biriyim. ancak yaptıklarımın nerede nasıl sonuçlar verdiğini de artık çok iyi bliyorum ve buna göre davranıyorum.

    hayat zorlu bir macera. hepimiz çocukken annemizden-babamızdan çok azar işittik, yeri geldi dayak yedik, hayatımız onların kontrolü altında idi, ama, yine de bizler çocukken mutluluğun zirvesini yaşadık. çünkü babalarımızın kontrolü bize bu acımasız hayatta güvenli ve tasasız bir liman sunuyordu. şimdi ise yetişkin ve özgürüz ancak hayatın sorumluluğu ile yontuluyoruz. işte bir kadının bir erkekten tatmin olması, erkeğini sevmesi de böyle bir şeyi gerektiriyor. kadın istiyor ki, çocukken babasının o bilgili, hayatın tehlikelerinin farkına varmış, eve ekmek getiren rolü gibi, şimdi de kocası "daha bilgili", "daha farkında" olsun, kocası onu kontrol edebiliyor olsun, yönlendirebliyor olsun, kocası evin "dış işlerinin" yani "hayatın zorluklarının ve sorumluluğunun" altına elini sokuyor olsun. kadın bu durumda tatmin oluyor. kadın arkadaş değil, bilgili bir yönetici istiyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 01001101 -- 16 Kasım 2020; 0:9:4 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: 01001101

    karınız sizden erkeklik rolü göremediği için kendisi de açıklayamadığı şekilde mutsuz olmuş durumda, bu nedenle size kadınlık rolü sergilemiyor.

    karınız karşısında yemek yapan değil, yani "iç işleri bakanı" değil, evin dış işlerini bakanını görmek istiyor. kadınlar dışarıya birlikte adım atıldığında maddi-manevi elinded tutup kendilerini güvende hissedebilecekleri "daha üst seviyedeki" birini görmek istiyolar (bu üst seviye fiziksel olur maddi olur, ya da kültürel olur)

    kadınlar kendi özlerini açıklayamazlar. sadece yaşarlar. kadınlar karşılarında erkeklik rolüne sahip olmayan bir erkek gördüklerinde mutsuz olurlar, sinirlenirler, ama, neden sinirlendiklerini falan açıklayamazlar. bu tarz erkeklere karşı soğuk davranırlar, çekinirler, ama, neden böyle yaptıklarını sorarsanız açıklayamazlar.

    - kadınla tartışmaya girmek
    - kadının öfkesine, sinirlenmesine, aynı şekilde öfke ile, sinirlenmek ile cevap vermek
    - ev işi yapmak
    - dışarıda kadının "elinden tutup güvende hissedeceği" gibi değil de kadının "arkadaşı" gibi olmak

    tüm bu davranışlar kadınların gözünde "kadınsı" davranışlardır. bunlar erkeksi davranışlar olmadıkları için kadınlar bu durumlarda sıkıntıya girerler, moralleri bozulur, hayal kırıklığına uğrarlar.

    biz de bu hataları yaptık geçmişte. yeri geldi farkında bile olmadan en doğru davranışları yapıp sonucunu aldık (ve şaşırdık) yeri geldi doğru davranış sergilediğimizi zannedip kadın gibi davranmış olduk ve karşımızdaki kızın hayal kırıklığı yaşamasına şahit olduk (yine anlam veremedik). sonuçta gittik okuduk ettik, çevremizi gözlemledik, kendi geçmişimizdeki değişik sonuçlar veren davranışlarımızı hatırladık, ve, bu işlerin bir formülü olduğunu gördük. kendimizi değiştirdik.

    yanlış anlaşılmasın. ben size elinizde tesbihle gezin demiyorum. ben kendim de sürekli yemek yapan ve işe bile kendi yemeğini götüren biriyim. ancak yaptıklarımın nerede nasıl sonuçlar verdiğini de artık çok iyi bliyorum ve buna göre davranıyorum.

    hayat zorlu bir macera. hepimiz çocukken annemizden-babamızdan çok azar işittik, yeri geldi dayak yedik, hayatımız onların kontrolü altında idi, ama, yine de bizler çocukken mutluluğun zirvesini yaşadık. çünkü babalarımızın kontrolü bize bu acımasız hayatta güvenli ve tasasız bir liman sunuyordu. şimdi ise yetişkin ve özgürüz ancak hayatın sorumluluğu ile yontuluyoruz. işte bir kadının bir erkekten tatmin olması, erkeğini sevmesi de böyle bir şeyi gerektiriyor. kadın istiyor ki, çocukken babasının o bilgili, hayatın tehlikelerinin farkına varmış, eve ekmek getiren rolü gibi, şimdi de kocası "daha bilgili", "daha farkında" olsun, kocası onu kontrol edebiliyor olsun, yönlendirebliyor olsun, kocası evin "dış işlerinin" yani "hayatın zorluklarının ve sorumluluğunun" altına elini sokuyor olsun. kadın bu durumda tatmin oluyor. kadın arkadaş değil, bilgili bir yönetici istiyor.

    çok güzel yazmışsınız, elinize sağlık hocam





  • cristomontekontu C kullanıcısına yanıt

    Kardeşim ben yazdıklarını okudumda sen yazdıklarını okuyormusun?

    Şöyle toplayalım kalp kırmayalım. Sen öyle bir anlatıyorsunki bütün kadınlar böyledir. Sende ilerde yaşıyacaksın görürsün gibi oluyor. Genelleme yapmazsan daha mantıklı olur derim.

    Ben hala ilk sorumu sormak istiyorum. Sen Evlimisin?

    Bunu bilirsek muhabbete devam edebiliriz. Bilmezsek boşa kürek çekeriz.

    Neyse ayrıca mesajında çevrene bak mal mülkü eşitmi yapmışlar, yoksa erkek mi yapmış diye sormuşsun. Cevap veriyorum; çevremde kim varsa tek başına erkek birşey yapamamış ve yapmamış. Ne zaman eşininde desteği olmuş o zaman yapmışlar. Bu devirde tek başına birşeyler yapabilen zaten evlenmiyor neredeyse. Çevremde evlendikten sonra ev, araba alanlar var kredi ile tabi ki. Ve eşi çalışmayıp alabilen yok. Sen teorik birkaç bilginle gelip atıp tutuyon. Ayrıca senin bahsettiğin şeyler zaten evlilik değil sevgili iken olabilecek şeyler. Haa senin dediğin şeyleri evlilerde görmüyormuyuz? Görüyoruz tabi. Bu konuma gelenler evlilikleri bitmiş, aşk sevgi kalmamış çocuk için evliliklerine devam eden insanlarda görüyoruz.


    Edit: nafaka konusunda katılıyorum. bir insanla 1 gün evli kaldın diye ömür boyu nafaka ödenmez. Düzenleme gelse iyi olur. Evli kaldığın kadar nafaka ödemek ve yine minimum, maksimum süre belirlenebilir. Hukuk çok geride bu konuda




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Musty86 -- 17 Kasım 2020; 12:41:35 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: önceki 3031323334
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.