Şimdi Ara

Bireyciler Haklı mı

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
5
Cevap
0
Favori
164
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Felsefede bireyci görüşü savunanlar haklı mı sizce, düşünceleriniz nelerdir?




  • Siyaset felsefesi ve sosyal bilimler lisanında bireye yaptıkları spesifik vurgudan ötürü "liberaller haklı mı?" diye soruyu dönüştürebiliriz. Liberalizmde merkezi bir önem arz eden birey (individual) mefhumu liberalizmle beraber aydınlanma çağında ortaya çıkmış; temellerini Locke, Smith, Kant gibi aydınlanmacı düşünürlerde bulmuştur. Bununla beraber aristokratik ve kahramanvari nitelikler taşıyan şahısları yüceltip "übermensch" konseptini geliştirmiş Nietzsche örneğinde gördüğümüz gibi liberal ekol dışında kalan ama bireyi merkeze koyan düşünürlerden de söz edebiliriz. Anarşistler de bireyci sayılabilirler. Sol veya muhafazakar olmayan, toplumcu veya kolektivist olmayan her akım veya düşünür tercih ettikleri vurgulara göre bireyci addedilebilir. Haliyle bireyciler haklı mı derken hangi "bireycilerden" söz ediyoruz diye sormakta fayda var. Eğer yukarıda değindiğim gibi toplum veya belki daha doğru deyimle güruh karşısında birey dikotomisinden söz ediyorsak bence bireyciler haklıdırlar. Çünkü tarih boyunca bir takım özel insanlar (yani bireyler) toplumları ileri taşımışlardır, hala da toplumları belirli özel insanlar ileri taşırlar. Genellikle bir icadı veya yeniliği bir toplumun yaptığından söz etmeyiz; hep bir bireyden bahsederiz.

    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >




  • haklılar. bunun dengesini kurmak artık çok daha zor, çünkü kendinin olduğunu düşündüğün saikleri etkileyen hatta çoğu kez oluşturan, belirleyen kitlesel faktörler var. büyük veya küçük toplumun oluşturduğu iklim içinde yaşıyorsun. birey istek ve tercihlerini ön planda tutarken bunun oluşma mekanizmaları üzerine düşünmeyi de eksik bırakmamalıyız.


    diğer taraftan, insan, ne kadar güçlü de olsa, kendisini çevreleyen ekosistem içinde( coğrafya, çevresel riskler, diğer insanlar) güçsüz. tek başına hayatta kalamaz. bir gruba, aileye, çeteye, ekibe, aşirete, devlete falan ihtiyacı var. e bunu sağlamak için de bireyselliğinden bir ölçüde ödün vermeli.


    bütün bir hukuk tarihi bu soruya cevap arayan düşünürler tarafından oluşturulmuş.

  • la dottirina del fascismo


    "...Faşizmde birey, bireyin basit zevkler etrafındaki bir hayat içgüdüsünü, zaman ve mekânın sınırlarından bağımsız, daha yüce bir hayat kurmak amacıyla bastırarak, bireyleri ve nesilleri beraberce bir gelenek ve misyona bağlayan bir ahlak kanunu konumundaki ulus ve vatandır. Bahsi geçen hayatta birey, kendini yok saymakla, kişisel çıkarlarını feda etmekle, bizzat ölümün kendisiyle, insan olarak değerinin yer aldığı bu tam anlamıyla manevi varoluşun farkına varır..."


    denmiş. bi araştırın bakalım

  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.