Şimdi Ara

Bir yardım çığlığı

Bu Konudaki Kullanıcılar:
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
17
Cevap
0
Favori
395
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • İfşa rahatsızlık boyutuna ulaştığı için silmek zorunda kaldım özür dilerim



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi DH Anonim -- 19 Eylül 2017; 23:24:9 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >



  • İdari yargı uzerine çalışan bir avukatla görüşseydiniz şimdiye sorguladığın hususlarda netice elde etmiştiniz. Yapabileceğiniz tek şey idari dava açmak. Kimseye laf anlatamazsınız mahkemelerden başka. İnsiyatif yetkisi sadece mahkemelerde var.



    Tek çözüm de budur durumunuza dair.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: frknksz


    quote:

    Orijinalden alıntı: trustem.111

    İdari yargı uzerine çalışan bir avukatla görüşseydiniz şimdiye sorguladığın hususlarda netice elde etmiştiniz. Yapabileceğiniz tek şey idari dava açmak. Kimseye laf anlatamazsınız mahkemelerden başka. İnsiyatif yetkisi sadece mahkemelerde var.



    Tek çözüm de budur durumunuza dair.

    Eski ev arkadaşım şu an idari hakim ve beni iyi tanıyanlar arasında, onunla da görüştüm. Şu aşamada özellikle OHAL de elimiz kolumuz bağlı. Kaldı ki OHAL olmasa 3 ay maksimum açıkta durabilecektim.

    Şu an yargıya intikal ettirilebilecek bir durum yok zaten. Ettirsem bile muhtemel idarenin takdir yetkisi deyip işin içinden sıyrılacaklardı. Eğer benim üstlerim cevval olsaydı "ne alaka kardeşim" diyebilecek olsaydı, koltuklarından gölgelerinden korkmuyor olabilselerdi, "bu bilgiyi muhakkak üst makamlara iletmeliyim, yoksa sakladım diye benden bilirler" diyemeseydi durum farklı olurdu.

    Soyadı DİŞLİ olan iki kardeşe bakın ne demek istediğimi anlarsınız. Biz garibanlar üzerinden bunları yapmak kolay maalesef

    Neden bir yerlerde tanıdik, dayı, akraba, arkadaş arıyorsun? Neden birilerinin aracılığıyla bu mevzuyu içeriden halletmeye çalışıyorsun?



    İdari hakim arkadaşın senin için hiçbir şey yapamaz. Kanun yolları açık. Ohal çerçevesinde sana işlem tesis edildiyse ohal komisyonuna başvurabilirsin. Sana tesis edilen işlem ohal kapsaminda tesis edilen bir islem degilse o zaman ohal khk ları ve ohal seni ırgalamaz ve sana uygulanan işlem keyfi bir işlemdir demektir.



    Bu ülkede kanunlar yasalar hukuk hâlâ var. Ama sen bir yerlerde tanıdık, yetkili bir abi arayıp mevzuatı es geçiyorsun. Ben sana dava açmayı düşündün mü diyorum; sen eski ev arkadaşın idari hakimle görüştüğünden bahsediyorsun.



    İdari görevlilerin elleri kısadır. Senin işini çözse çözse 'eğer haklıysan' mahkemeler çözebilir. Ekşide ya da bu forum gibi yerlerde yakınarak kimseyi kendine inandıramazsın. Kimse de seni kaale almaz.



    Kendini acındırmayı bırak. Eğer gerçekten dürüst bir şekilde sana haksizlik yapildigini düşünüyorsan kanun yollarını tercih et; bir büyük aramayı değil.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Zor maalesef. Kevgire döndük ülkecek. Tahmin edebiliyorum vaziyetinizi, çok insan ortada kaldı saçmalıklar yüzünden ancak elinizden geleni yapın. İyi bir avukat bulun ve uğraşın, alabileceğiniz her yardımı alın. Eskiden veya şu an milletvekili ya da parti çalışanı olarak iş yapan bir tanıdığınız var mı? Varsa yardım istemeniz süreci hızlandırabilir. Allah yardımcınız olsun, umudunuzu kesmeyin. Bu günler de geçecek elbette.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Wacom Intuos -- 6 Ekim 2017; 19:57:30 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Benimde bir tanıdığımı darbe gecesi sırf x şehrinde y karakolunda görevde diye hapse attılar. Maalesef ülkede çok fazla masumun canını yaktılar. Kendileride farkındalar ama iyice incelemek istiyorlar galiba. Arada haberlerde görüyorum "uzaklaştırılan x kamu görevlisi görevlerine tekrar başladı" şeklinde.

    Sizin soyadınız Öksüzmüş, bu bayağı sorun açmış, şuan bile yüz binlerce kişi sorgulama yapılmaksızın sizin direk hapse atılmanızı istiyordur, çünkü insanlar o derece yobazlaştı. Sizi şikayet eden kişi ise onlardan biridir. "Soyadı sakat bunun, bir bit yeniği vardır illa" mantığı ile gitmiştir. İş yerinde negatif ilişkiniz var ise buna kesinlikle inanır ve şikayet eder. Darbe sonrası devlet kurumlarından birbirlerini şikayet eden o kadar çok kişi vardı ki. Kimisi sırf sevmiyor, gıcık oluyor diye şikayet etti. Devlette sonuçta bunları incelemek zorunda. Sonuçta kendi s*çtığı b*oku kendi temizlemek zorunda.

    Son olarak şunları yazayım. Ellerinde somut delil olmadığı sürece bir şey yapamazlar. Siz somut delil yok diyorsunuz zaten. O zaman sizin tek ilacınız zaman. Darbe olalı 1 yılı geçti, bence çok bir şey kalmadı. Sadece sabredin.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: frknksz

    Bu tarza da ihtiyacım var. Şöyle cevap vereyim. Tanıdık arkadaş dayı vs normal şartlarda aramıyorum.

    Süreç zaten dışarıya kapalı ilerliyor. Dışardan müdahil olamıyoruz çünkü süreç adli bir çizgide değil.



    OHAL komisyonlarına gidemiyorum çünkü ihraçlara bakıyor bu komisyon. Mahkemeye gidip yürütmeyi durdurmalı bir işe iade davası açmam lazım ki o da sizce şu anda mümkün mü?



    Adalete, hukuka güveniyorum ama gün geçtikçe bu güven azalıyor.



    Herhangi bir dayı arkadaş torpil aramıyorum çünkü genelde bu arayış bir haksızlık ve ya geri kalış sözkonusu ise olur. Herhangi bir mülakattaki gibi



    Ben hakkımı istiyorum kimseye kendimi acındırmak gibi niyetim yok. Herhangi bir maddi beklentim yok çünkü.



    Sence ne yapayım?



    Tarzın sert, üslubun farklı ama yine de herhangi bir öneriye açığım. Çünkü elimdeki yolları tükettim.



    Dava açmayı da düşündüm ama avukattan farklı olarak direk bu olayların içinde olan idari hakimle görüştüm. Demek ki bir referans arayışında değilim.



    Ve idaredeki kişilerin ellerinin kısa olduğunu da düşünmüyorum. Tek hamleyle eşimin durumu düzeldi. Benim kimsem yok o yüzden bu yolla arayamıyorum.

    Yaptıklarım bakandan, bakan yardımcısından, müsteşardan, müsteşar yardımcısından, genel müdürden randevu istemek; bimere cimere yazmak, bakanlığa kurumlara dilekçe vermek. Yaptığım bunlar. Ben genel müdürden bile şu sıra randevu alamıyorum.



    O yüzden asıl isteğim birileri ile görüşebilmek, derdimi anlatabilmek. Haklılığıma insanları inandırabilmek.



    Dava açamadım çünkü dava konusu edebilecek olayım yok. Ama dersen şöyle şöyle yap, gerçekten tüm can kulağımla dinleyeceğim öğütlerini. Yeterki dinlemeden hüküm kesmeyin

    Tarzımın sert olma sebebi sizi şoklamak, kesinlikle önyargı değil.. Şunun cevabını rica ediyorum: sizi açîga mi aldilar, ihraç mı ettiler? Yoksa bunların hiçbirini yapmadan keyfi olarak yerinizi mi değiştirdiler?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: trustem.111


    quote:

    Orijinalden alıntı: frknksz

    Bu tarza da ihtiyacım var. Şöyle cevap vereyim. Tanıdık arkadaş dayı vs normal şartlarda aramıyorum.

    Süreç zaten dışarıya kapalı ilerliyor. Dışardan müdahil olamıyoruz çünkü süreç adli bir çizgide değil.



    OHAL komisyonlarına gidemiyorum çünkü ihraçlara bakıyor bu komisyon. Mahkemeye gidip yürütmeyi durdurmalı bir işe iade davası açmam lazım ki o da sizce şu anda mümkün mü?



    Adalete, hukuka güveniyorum ama gün geçtikçe bu güven azalıyor.



    Herhangi bir dayı arkadaş torpil aramıyorum çünkü genelde bu arayış bir haksızlık ve ya geri kalış sözkonusu ise olur. Herhangi bir mülakattaki gibi



    Ben hakkımı istiyorum kimseye kendimi acındırmak gibi niyetim yok. Herhangi bir maddi beklentim yok çünkü.



    Sence ne yapayım?



    Tarzın sert, üslubun farklı ama yine de herhangi bir öneriye açığım. Çünkü elimdeki yolları tükettim.



    Dava açmayı da düşündüm ama avukattan farklı olarak direk bu olayların içinde olan idari hakimle görüştüm. Demek ki bir referans arayışında değilim.



    Ve idaredeki kişilerin ellerinin kısa olduğunu da düşünmüyorum. Tek hamleyle eşimin durumu düzeldi. Benim kimsem yok o yüzden bu yolla arayamıyorum.

    Yaptıklarım bakandan, bakan yardımcısından, müsteşardan, müsteşar yardımcısından, genel müdürden randevu istemek; bimere cimere yazmak, bakanlığa kurumlara dilekçe vermek. Yaptığım bunlar. Ben genel müdürden bile şu sıra randevu alamıyorum.



    O yüzden asıl isteğim birileri ile görüşebilmek, derdimi anlatabilmek. Haklılığıma insanları inandırabilmek.



    Dava açamadım çünkü dava konusu edebilecek olayım yok. Ama dersen şöyle şöyle yap, gerçekten tüm can kulağımla dinleyeceğim öğütlerini. Yeterki dinlemeden hüküm kesmeyin

    Tarzımın sert olma sebebi sizi şoklamak, kesinlikle önyargı değil.. Şunun cevabını rica ediyorum: sizi açîga mi aldilar, ihraç mı ettiler? Yoksa bunların hiçbirini yapmadan keyfi olarak yerinizi mi değiştirdiler?

    Şöyle cevap vereyim size;



    Aylardan Mayıs, bir gün insan kaynakları daire başkanı beni yanına çağırdı. Bu akrabalık dereceni bana "şu anne, bu baba, şu x, bu y, bu da Adil Öksüz diye yaz, ver" dedi. Bende ama daha önceki verdiğim dilekçelerde derecem yazıyor bunu şu an ben bilemem ki babası dedesi kim yazamam dedim. Sen öğren yaz yarın getir dedi.



    Gittim nüfusa, annemin babamın kardeşlerini istedim mırın kırın ettiler durumu açıkladım adı "tam tekmil" miydi verdiler. Götürdüm kuruma başka bir dilekçeye ekleyip verdim.



    Bir sonraki görüşmemde bakanlıktaki üst koltuklarda oturan birisi bana ne dedi biliyor musun? Biz senin akrabalık dereceni anlayamadık.



    Zaman durdu o an, garip çünkü yazdığım dilekçeler 1 kere bile okunmamış. Zaten kimin yanına gitsek eli telefonda, gözü saatte. Çıkıp gitsek diye bakıyor. Biz anlatırken masanın üstündeki şeylerle oynuyor. Hep aynı şeyleri duyuyoruz da zaten. "Saçma ama yapacak bir şey yok" bizleri kağıt üstündeki bir isim olarak görüyorlar. 3 ailenin bu durumdan etkilendiğini bilemiyorlar.



    Uzattım yine ama sorunun cevabı ne biliyor musun? İlk yazımda yazıyor. Okurken gözünden kaçtı, şoklamak istedin ve ya başka bir şey. Açıktayım, halime şükür atılmadım ve özgürlüğüm elimde. Ama hakkım bu değil ki. Neden ben? Hukuka güven varken, Anayasa'da yazan, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nde yer alan "Suçun şahsiliği ilkesi" nerede?



    Sanki bu ülkede yaşamıyorsun gibi yazmıştın 2 üstte. Var olan hukukun içinde hakkımı nasıl arayabileceğmi bilmiyorum o yüzden.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: frknksz


    quote:

    Orijinalden alıntı: trustem.111


    quote:

    Orijinalden alıntı: frknksz

    Bu tarza da ihtiyacım var. Şöyle cevap vereyim. Tanıdık arkadaş dayı vs normal şartlarda aramıyorum.

    Süreç zaten dışarıya kapalı ilerliyor. Dışardan müdahil olamıyoruz çünkü süreç adli bir çizgide değil.



    OHAL komisyonlarına gidemiyorum çünkü ihraçlara bakıyor bu komisyon. Mahkemeye gidip yürütmeyi durdurmalı bir işe iade davası açmam lazım ki o da sizce şu anda mümkün mü?



    Adalete, hukuka güveniyorum ama gün geçtikçe bu güven azalıyor.



    Herhangi bir dayı arkadaş torpil aramıyorum çünkü genelde bu arayış bir haksızlık ve ya geri kalış sözkonusu ise olur. Herhangi bir mülakattaki gibi



    Ben hakkımı istiyorum kimseye kendimi acındırmak gibi niyetim yok. Herhangi bir maddi beklentim yok çünkü.



    Sence ne yapayım?



    Tarzın sert, üslubun farklı ama yine de herhangi bir öneriye açığım. Çünkü elimdeki yolları tükettim.



    Dava açmayı da düşündüm ama avukattan farklı olarak direk bu olayların içinde olan idari hakimle görüştüm. Demek ki bir referans arayışında değilim.



    Ve idaredeki kişilerin ellerinin kısa olduğunu da düşünmüyorum. Tek hamleyle eşimin durumu düzeldi. Benim kimsem yok o yüzden bu yolla arayamıyorum.

    Yaptıklarım bakandan, bakan yardımcısından, müsteşardan, müsteşar yardımcısından, genel müdürden randevu istemek; bimere cimere yazmak, bakanlığa kurumlara dilekçe vermek. Yaptığım bunlar. Ben genel müdürden bile şu sıra randevu alamıyorum.



    O yüzden asıl isteğim birileri ile görüşebilmek, derdimi anlatabilmek. Haklılığıma insanları inandırabilmek.



    Dava açamadım çünkü dava konusu edebilecek olayım yok. Ama dersen şöyle şöyle yap, gerçekten tüm can kulağımla dinleyeceğim öğütlerini. Yeterki dinlemeden hüküm kesmeyin

    Tarzımın sert olma sebebi sizi şoklamak, kesinlikle önyargı değil.. Şunun cevabını rica ediyorum: sizi açîga mi aldilar, ihraç mı ettiler? Yoksa bunların hiçbirini yapmadan keyfi olarak yerinizi mi değiştirdiler?

    Şöyle cevap vereyim size;



    Aylardan Mayıs, bir gün insan kaynakları daire başkanı beni yanına çağırdı. Bu akrabalık dereceni bana "şu anne, bu baba, şu x, bu y, bu da Adil Öksüz diye yaz, ver" dedi. Bende ama daha önceki verdiğim dilekçelerde derecem yazıyor bunu şu an ben bilemem ki babası dedesi kim yazamam dedim. Sen öğren yaz yarın getir dedi.



    Gittim nüfusa, annemin babamın kardeşlerini istedim mırın kırın ettiler durumu açıkladım adı "tam tekmil" miydi verdiler. Götürdüm kuruma başka bir dilekçeye ekleyip verdim.



    Bir sonraki görüşmemde bakanlıktaki üst koltuklarda oturan birisi bana ne dedi biliyor musun? Biz senin akrabalık dereceni anlayamadık.



    Zaman durdu o an, garip çünkü yazdığım dilekçeler 1 kere bile okunmamış. Zaten kimin yanına gitsek eli telefonda, gözü saatte. Çıkıp gitsek diye bakıyor. Biz anlatırken masanın üstündeki şeylerle oynuyor. Hep aynı şeyleri duyuyoruz da zaten. "Saçma ama yapacak bir şey yok" bizleri kağıt üstündeki bir isim olarak görüyorlar. 3 ailenin bu durumdan etkilendiğini bilemiyorlar.



    Uzattım yine ama sorunun cevabı ne biliyor musun? İlk yazımda yazıyor. Okurken gözünden kaçtı, şoklamak istedin ve ya başka bir şey. Açıktayım, halime şükür atılmadım ve özgürlüğüm elimde. Ama hakkım bu değil ki. Neden ben? Hukuka güven varken, Anayasa'da yazan, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nde yer alan "Suçun şahsiliği ilkesi" nerede?



    Sanki bu ülkede yaşamıyorsun gibi yazmıştın 2 üstte. Var olan hukukun içinde hakkımı nasıl arayabileceğmi bilmiyorum o yüzden.

    Yani benim tavrimi şahsi algilamayin. Siz duygusal bir yapidasiniz şu anda. Icinde oldugunuz durum çok zor bir durum. Bunun farkinda herkes; ama şu durumda kimse insiyatif alamiyor sizinle ilgili. Herkes korkuyor hakli olarak. Hakkinizda yurutulen bir idari soruşturma vs var mi? Khk ile mi aciga alindiniz yoksa kurumun kendi iradesiyle mi?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: frknksz


    quote:

    Orijinalden alıntı: trustem.111


    quote:

    Orijinalden alıntı: frknksz

    Bu tarza da ihtiyacım var. Şöyle cevap vereyim. Tanıdık arkadaş dayı vs normal şartlarda aramıyorum.

    Süreç zaten dışarıya kapalı ilerliyor. Dışardan müdahil olamıyoruz çünkü süreç adli bir çizgide değil.



    OHAL komisyonlarına gidemiyorum çünkü ihraçlara bakıyor bu komisyon. Mahkemeye gidip yürütmeyi durdurmalı bir işe iade davası açmam lazım ki o da sizce şu anda mümkün mü?



    Adalete, hukuka güveniyorum ama gün geçtikçe bu güven azalıyor.



    Herhangi bir dayı arkadaş torpil aramıyorum çünkü genelde bu arayış bir haksızlık ve ya geri kalış sözkonusu ise olur. Herhangi bir mülakattaki gibi



    Ben hakkımı istiyorum kimseye kendimi acındırmak gibi niyetim yok. Herhangi bir maddi beklentim yok çünkü.



    Sence ne yapayım?



    Tarzın sert, üslubun farklı ama yine de herhangi bir öneriye açığım. Çünkü elimdeki yolları tükettim.



    Dava açmayı da düşündüm ama avukattan farklı olarak direk bu olayların içinde olan idari hakimle görüştüm. Demek ki bir referans arayışında değilim.



    Ve idaredeki kişilerin ellerinin kısa olduğunu da düşünmüyorum. Tek hamleyle eşimin durumu düzeldi. Benim kimsem yok o yüzden bu yolla arayamıyorum.

    Yaptıklarım bakandan, bakan yardımcısından, müsteşardan, müsteşar yardımcısından, genel müdürden randevu istemek; bimere cimere yazmak, bakanlığa kurumlara dilekçe vermek. Yaptığım bunlar. Ben genel müdürden bile şu sıra randevu alamıyorum.



    O yüzden asıl isteğim birileri ile görüşebilmek, derdimi anlatabilmek. Haklılığıma insanları inandırabilmek.



    Dava açamadım çünkü dava konusu edebilecek olayım yok. Ama dersen şöyle şöyle yap, gerçekten tüm can kulağımla dinleyeceğim öğütlerini. Yeterki dinlemeden hüküm kesmeyin

    Tarzımın sert olma sebebi sizi şoklamak, kesinlikle önyargı değil.. Şunun cevabını rica ediyorum: sizi açîga mi aldilar, ihraç mı ettiler? Yoksa bunların hiçbirini yapmadan keyfi olarak yerinizi mi değiştirdiler?

    Şöyle cevap vereyim size;



    Aylardan Mayıs, bir gün insan kaynakları daire başkanı beni yanına çağırdı. Bu akrabalık dereceni bana "şu anne, bu baba, şu x, bu y, bu da Adil Öksüz diye yaz, ver" dedi. Bende ama daha önceki verdiğim dilekçelerde derecem yazıyor bunu şu an ben bilemem ki babası dedesi kim yazamam dedim. Sen öğren yaz yarın getir dedi.



    Gittim nüfusa, annemin babamın kardeşlerini istedim mırın kırın ettiler durumu açıkladım adı "tam tekmil" miydi verdiler. Götürdüm kuruma başka bir dilekçeye ekleyip verdim.



    Bir sonraki görüşmemde bakanlıktaki üst koltuklarda oturan birisi bana ne dedi biliyor musun? Biz senin akrabalık dereceni anlayamadık.



    Zaman durdu o an, garip çünkü yazdığım dilekçeler 1 kere bile okunmamış. Zaten kimin yanına gitsek eli telefonda, gözü saatte. Çıkıp gitsek diye bakıyor. Biz anlatırken masanın üstündeki şeylerle oynuyor. Hep aynı şeyleri duyuyoruz da zaten. "Saçma ama yapacak bir şey yok" bizleri kağıt üstündeki bir isim olarak görüyorlar. 3 ailenin bu durumdan etkilendiğini bilemiyorlar.



    Uzattım yine ama sorunun cevabı ne biliyor musun? İlk yazımda yazıyor. Okurken gözünden kaçtı, şoklamak istedin ve ya başka bir şey. Açıktayım, halime şükür atılmadım ve özgürlüğüm elimde. Ama hakkım bu değil ki. Neden ben? Hukuka güven varken, Anayasa'da yazan, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nde yer alan "Suçun şahsiliği ilkesi" nerede?



    Sanki bu ülkede yaşamıyorsun gibi yazmıştın 2 üstte. Var olan hukukun içinde hakkımı nasıl arayabileceğmi bilmiyorum o yüzden.

    İdari Yargı; hukukun temel ilkeleri çerçevesinde bireyi idarenin keyfi, hukuka ve kanuna aykırı işlemlerine karşı koruyan yargı koludur.



    Yani idari yargı, senin hiçbir suçun / usulsüz davranışın vs olmamasına rağmen seni sürgün eden - işinden attıran - açığa aldırtan amirlerin usulsüz / hukuka aykırı / keyfi işlemlerine karşı seni korur.



    Şimdi diyorsunuz ki neden biz. Anlattıklarınızdan yola çıkarak şunu diyebilirim: -ki bu sorunuzun cevabı çok basit-

    'Adi bir iftiraya maruz kalmış ve amirlerinizin keyfi tutumundan dolayı bu şekilde bir yaptırımla yüzyüze olmak zorunda kalmışsınız.



    Peki bunun çözümü nedir? Siz bunca dönem çözümü yanlış yerde aramışsınız. Sizin sorununuzu çözse çözse idari yargı dosyalarıyla ilgilenen cevval bir avukat çözer.



    İdari yargı kurumunuza yazı yazıp 'neden açığa alındığınızı ve bu işleme dayanak teşkil eden bilgiler ile belgeler'i isteyecek. Gerekirse güvenlik kurumlarına müzekkereler yazıp hakkınızdaki güvenlik verilerini inceleyecek. Tüm bunlara sadece bir hakim ulaşabilir. Hakime, herkes istediği bilgi ve belgeleri sunmak zorundadır. Hakim, o makamda insanlar haksızlığa uğramasınlar diye oturmaktadır. Hakim, bu bilinci realize etmiş olan kimsedir. O yüzden idari yargılama usulünü bilen, mevzuata ve hukukun temel ilkelerine hakim olan bir avukat, sizin durumunuzu güzelce bir dilekçe ile ifade ederek idarenin keyfi uygulalamarının önüne geçmekle yetkilendirilmiş ve görevlendirilmiş idari yargı nezdinde sizin hakkınızı en doğru şekilde savunacaktır.



    Siz bu süreçten başarıyla çıktıktan sonra, sadece soyadınızın bir vatan hainiylr aynı olmasindan ve çooookkk uzaktan akraba olmanızdan dolayı sizi açığa alan, hakkınızda isimsiz ihbarlarda bulunan kişiler aleyhine tazminat ve ceza davaları açabileceksiniz. Bunları bilin.



    Peki bunlar neden başınıza geldi? Bunun cevabını kimse veremez. Zor durumlar yaşamışsınız ailecek; burada sizin beyanlariniza göre cevaplar yazdık. Bazen bazı şeyler sadece olmaları gerektiği için olurlar. Neden diye sorgulamak yerine, ihlâl edildiğini düşündüğünüz hakkınızı idari yargı yoluyla geri edinmeye çalışın derim.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • trustem.111 kullanıcısına yanıt
    Haklısınız, kimse inisiyatif almıyor, cevvallikten kastım da buydu. En azından hakkımı korusunlar idi.



    İdari soruşturma Kasım 2016 da kurum müfettişleri tarafından yapıldı ve kendileriyle daha sonra görüştüğümde sonucun "olumlu, herhangi bir sıkıntı yok" olduğunu öğrendim. Hatta müfettişe sorgulanırken "korkmam gereken bir şey var mı?" demiştim. O da bana "hayır, sen önemsiz birisin, önemli olsan bir gece yarısı seni evinden alırlar" olmuştu.



    Khk söz konusu değil, herhangi bir adli soruşturma da söz konusu değil. Tamamen kurumun kendi kararı. Dolayısıyla kimsenin haberi yok benden. Tamamen keyfi, koltuk koruma amaçlı alınan bir karar

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Resmi bir türlü gönderemedim, site hata verdi. En kısa zamanda tekrar deneyeceğim

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Valla hacı ülke öyle bir dönemdeki arkadaşla birlikte polis özel harekat mülakatına girdik çoğu kişiyi sırf fetonun derahanesi olan feme gitti diye elediler.Belki o dershaneye giden kimse memur olamayacak şimdi her feme giden fetocumu oluyor hayır ama herkese aynı muamele yapılıyor anlamak zor.Allah belalarını versin bu fatocuların.Ne diyeyim.



    Sizin durumda buna benziyor o yüzden anlattım.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: frknksz

    Yazdıklarınız kesinlikle doğru. Üniversite eğitimim boyunca idari yargı idare hukuku gibi derslerde bunları çok gördüm. Normatif olan bu evet peki böyle mi işliyor süreç?



    Görevden uzaklaştırılma sebebimi ilk gördüğümde (yazılı tebliğ edildi) hissettiklerimi anlatamam. Resimde yazının bir kısmı mevcut. Olayı khk ya bağlamışlar ki yargı yolu OHAL süresince kapalı dursun.

    Bu sebepten dediğini şu an için yapabilmem mümkün değil. Ama OHAL kalkarsa -zaten 3 ayı geçtiği için otomatik olarak işe dönebileceğim- ilk işim yargı yolunu kullanmak ve sorumlulularla yasalar önünde hesaplaşabilmek



    Resimdeki o paragrafa istinaden açığa alındım. Daha önce KPSS 2010 yüzünden açığa alınıp işe tekrar iade edilen arkadaşlara da aynı metin gönderilmiş. Tek fark onlarda adli soruşturma varken bende olmaması





    "Normatif olan bu evet peki böyle mi işliyor süreç?"



    Süreç aynen böyle işliyor. Ohal uyarınca görevden uzaklaştırılanlar için Valiliklerde oluşturulan komisyonlara başvurulmak suretiyle spesifik bir başvuru yolu getirildi. Tam olarak bunu anlatmak istiyorum. Belki tam anlamıyla hukuk devleti olmayabiliriz, zira genç bir devletiz. Ama başvuru ve hak arama yolları tıkalı değil ve sayısız örneğini gördüm hakkının peşinden koşup söke söke alanın.



    Ama siz duygusal yönden öyle yıpranmışsınız ki; daha hakkınızı aramadan kendinizi peşinen kuşatılmış hissediyorsunuz.



    İdari hakim olan arkadaşınız sizinle 2 dakika dahi yanyana görülmek istemeyecektir. Zira hakimlik, fetö örgütünün en yoğun sızdığı alan. Ve size iftira atanlar gibi, o idari hakim arkadaşınıza da birisi hasbelkader iftira atsa, bu onun için de çok zor olur.



    Ya da makam / mevki sahibi birisi de size aynı tepkiyi verecek; size kendi makamını korumak için vebalı muamelesi yapacaktir.



    Şimdi ben sizi tanimiyorum. Kim olduğunuzu bilmiyorum. Ama anlattiklarinizdan yola çıkarak objektif yorum yaptım. Ve şundan eminim; çevrenizdekilerin bir kısmı sizi başlarından savmak maksadıyla 'ohal elimizi kolumuzu bağladı' gibi bir gerekçeyle sorulariniza cevap verdi. Neden? Zira başvuru yolun var deselerdi size, bu defa bu yol için sürekli onlari rahatsiz edecektiniz. Ve her ne kadar iftiraya ugradığınıza dair bir iddianız olsa da, siz de bir insansınız ve yalan söylemediğinizi kimse onlara garanti edemez.



    Size hakkinizi teslim edecek olan; size uygulanan işlemin usuli özelliğine göre 'Ohal Komisyonu' veya 'İdari Yargı'dır.



    Kaldı ki Ohal Komisyonu kararlarina karşı da idari yargi, Bölge İdare Mahkemesi ve Danıştay yolu da açık. Bunlar güncel düzenlemeler. 3 - 4 ay oldu bu düzenleme getirileli.



    O yüzden; artık birilerine - halk tabiriyle bir godamana yakınıp hakkinizi almaya calismaktan vazgeçin. Bakın tüm gün size birşeyler yazmaya çalıştım. Şu an psikolojik olarak travma içerisindesiniz. O yüzden söylediğime inanıp bu yönde harekete geçmektense anksiteye içerikli bir hissiyatla kendinizi başvuru yollarindan soyutlamayı tercih ediyorsunuz.



    İçinde bulunduğunuz kaygı yoğunluğu sizi bir girdap gibi içine çekiyor.. bu bir yanılsamadan ibarettir...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: trustem.111


    quote:

    Orijinalden alıntı: frknksz

    Yazdıklarınız kesinlikle doğru. Üniversite eğitimim boyunca idari yargı idare hukuku gibi derslerde bunları çok gördüm. Normatif olan bu evet peki böyle mi işliyor süreç?



    Görevden uzaklaştırılma sebebimi ilk gördüğümde (yazılı tebliğ edildi) hissettiklerimi anlatamam. Resimde yazının bir kısmı mevcut. Olayı khk ya bağlamışlar ki yargı yolu OHAL süresince kapalı dursun.

    Bu sebepten dediğini şu an için yapabilmem mümkün değil. Ama OHAL kalkarsa -zaten 3 ayı geçtiği için otomatik olarak işe dönebileceğim- ilk işim yargı yolunu kullanmak ve sorumlulularla yasalar önünde hesaplaşabilmek



    Resimdeki o paragrafa istinaden açığa alındım. Daha önce KPSS 2010 yüzünden açığa alınıp işe tekrar iade edilen arkadaşlara da aynı metin gönderilmiş. Tek fark onlarda adli soruşturma varken bende olmaması





    "Normatif olan bu evet peki böyle mi işliyor süreç?"



    Süreç aynen böyle işliyor. Ohal uyarınca görevden uzaklaştırılanlar için Valiliklerde oluşturulan komisyonlara başvurulmak suretiyle spesifik bir başvuru yolu getirildi. Tam olarak bunu anlatmak istiyorum. Belki tam anlamıyla hukuk devleti olmayabiliriz, zira genç bir devletiz. Ama başvuru ve hak arama yolları tıkalı değil ve sayısız örneğini gördüm hakkının peşinden koşup söke söke alanın.



    Ama siz duygusal yönden öyle yıpranmışsınız ki; daha hakkınızı aramadan kendinizi peşinen kuşatılmış hissediyorsunuz.



    İdari hakim olan arkadaşınız sizinle 2 dakika dahi yanyana görülmek istemeyecektir. Zira hakimlik, fetö örgütünün en yoğun sızdığı alan. Ve size iftira atanlar gibi, o idari hakim arkadaşınıza da birisi hasbelkader iftira atsa, bu onun için de çok zor olur.



    Ya da makam / mevki sahibi birisi de size aynı tepkiyi verecek; size kendi makamını korumak için vebalı muamelesi yapacaktir.



    Şimdi ben sizi tanimiyorum. Kim olduğunuzu bilmiyorum. Ama anlattiklarinizdan yola çıkarak objektif yorum yaptım. Ve şundan eminim; çevrenizdekilerin bir kısmı sizi başlarından savmak maksadıyla 'ohal elimizi kolumuzu bağladı' gibi bir gerekçeyle sorulariniza cevap verdi. Neden? Zira başvuru yolun var deselerdi size, bu defa bu yol için sürekli onlari rahatsiz edecektiniz. Ve her ne kadar iftiraya ugradığınıza dair bir iddianız olsa da, siz de bir insansınız ve yalan söylemediğinizi kimse onlara garanti edemez.



    Size hakkinizi teslim edecek olan; size uygulanan işlemin usuli özelliğine göre 'Ohal Komisyonu' veya 'İdari Yargı'dır.



    Kaldı ki Ohal Komisyonu kararlarina karşı da idari yargi, Bölge İdare Mahkemesi ve Danıştay yolu da açık. Bunlar güncel düzenlemeler. 3 - 4 ay oldu bu düzenleme getirileli.



    O yüzden; artık birilerine - halk tabiriyle bir godamana yakınıp hakkinizi almaya calismaktan vazgeçin. Bakın tüm gün size birşeyler yazmaya çalıştım. Şu an psikolojik olarak travma içerisindesiniz. O yüzden söylediğime inanıp bu yönde harekete geçmektense anksiteye içerikli bir hissiyatla kendinizi başvuru yollarindan soyutlamayı tercih ediyorsunuz.



    İçinde bulunduğunuz kaygı yoğunluğu sizi bir girdap gibi içine çekiyor.. bu bir yanılsamadan ibarettir...

    Bahse konu olan komisyonlar 685 sayılı KHK ile oluşturuldu ve görev tanımlarında ihraç var. Khk nın 2. maddesi ne tür konulara baktığını söylüyor maalesef benim durum gibi görevden uzaklaştırmalara bakmıyor. Dolayısıyla komisyona gidecek yolum yok.



    Görevden uzaklaştırma sebebimi de OHAL KHK sına bağlamış bizim kurum. Resmi siteye yükleyemedim linkini atayım



    https://i.hizliresim.com/GyEpLy.jpg



    Yani bu yazının üstüne hala idari yargı yolu açıktır diyorsan tekrar bir avukata da danışırım ama pek sanmıyorum



    @Galatas4ray



    Evet dostum öylelerinin durumu benimkinden de kötü biliyorum.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • frknksz F kullanıcısına yanıt
    O khk da 2. Maddenin 2. Bendini okudun mu? Okuduysan da bir daha okuyup bana açıklar mısın?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • trustem.111 kullanıcısına yanıt
    Kendi yorumum harici bir kaç yere daha yorumlattım ve yaptığım araştırmayı anlatayım



    "Komisyon, olağanüstü hal kapsamında doğrudan kanun hükmünde kararnameler ile tesis edilen aşağıdaki işlemler..."

    İlk fıkrada bu var



    "Olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnamelerle gerçek veya tüzel kişilerin hukuki statülerine ilişkin olarak doğrudan düzenlenen..."

    İkinci fıkrada da bu ibare var.



    Benim açığa alınma işlemi doğrudan khk ile yapılmadı. Dolayısıyla bu ki fıkrada da "doğrudan" ibaresi geçiyor. Böylelikle kendimi bu kısma uyduramıyorum. Yukarıdaki linkteki resimde açığa alınma sebebi yer alıyor. Khk ya dayanarak idari işlem tesis edilmiş ve bu durumda da yargı yolu kapalı olmuş oluyor.



    Dolayısıyla ne komisyona gidebiliyorum ne de yargıya. Demek istediğim bu, sence bu kısım mı yanlış?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.