Şimdi Ara

BioShock Infinite (2013) [ANA KONU] (51. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
1.030
Cevap
9
Favori
50.008
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 4849505152
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Konu hortlamış zaten devam edeyim o zaman.1ve 2 remastered ları bir solukta bitirdim.Türkçe ile mükemmeldi.Türkçe yama yapanlardan Allah razı olsun.Yıllar önce yapılmış oyunlar olmasına rağmen hiçde eski oyunlarmış gibi gelmedi.E tabi bu gazla infinite ye başladım.Tamam grafik ler on numara herşey çok iyi.Ama ilk oyunlardaki vuruş hissi kaybolmuş.Shotgunla ateş ettiğimde gerçekmiş gibi tepki almıştım gamepadten son oyunda bu kaybolmuş.Gerçi daha başındayım.Ama harbiden ilk 2 oyun efsaneydi.
  • TEZ74 T kullanıcısına yanıt
    Bence de mekanik olarak ilk oyun gibi değil hatta bence oyun acayip basitleştirilmiş hardda oynadım ilk oyunu hatırlıyorum anam ağlıyordu Big Daddy'leri görünce. Ha ama senaryo,atmosfer animasyonlar sesler her şey iyiydi. Ama işte o mekanik olayı bozuyor. Tam 10/10'luk olacak derken 8/10-9/10 arası oluyor açıkçası öyle bir puanı da vermek istemiyorum içime sinmiyor oyunu acayip keyifle oynadım ama ...

    Ayrıca oyunu oynarken galiba hep sniper ile oynadım. Hava uçur headshot at.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Son bioshock oyunu infinite mi arkadaslar?

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • BigMuffin kullanıcısına yanıt
    Sanmam daha yeni oyunlar çıkacaktır 2K daha serinin suyunu çıkartmak isteyecektir ama (ama ama ) serinin fikrini oluşturan adam olmadıktan sonra nasıl olur bir şey demek güç.

    Muhtemelen de Rapture de geçecek yeni oyun. Yani pek şaşırmazdım.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Soruyu yanlış sordum hocam :) serinin şu an için son oyunu infinite mi?

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • BigMuffin kullanıcısına yanıt
    Evet.
  • Ben ilk iki Bioshock oyununda dahi çatışma sahnelerinden sıkılmıştım. Hadi diyelim ilk iki oyunda işin içinde kafayı kırmış zombileşmiş insanlar var, Infinitede bu da yok. Elbette oyun bir tür yürüme simülatörü olsa çoğu insan açıp oynamaz bile ancak cennetten bir köşe diyebileceğimiz böylesi izole bir ortamda Max Payne 3 gibi patır patır adam öldürmek beni daha oyunun başında irrite etti. Keşke böylesi senaryosu ile ön plana çıkan oyunlara bir de yürüme simülatörü tarzı bir mod ekleseler de benim gibi aksiyondan bunalan oyuncular ağız tadıyla dolaşıp kasetleri falan dinlese sadece. Oyunu 2015 gibi bitirmiştim senaryoyu hatırlıyorum ve gerçekten çok özgün, eşi benzeri pek olmayan bir senaryo biliyorum. Ancak işte şu çatışma sahneleri beni soğutuyor. Bunda ikinci kez oynamamın da etkisi olabilir elbette.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Zebercet

    Ben ilk iki Bioshock oyununda dahi çatışma sahnelerinden sıkılmıştım. Hadi diyelim ilk iki oyunda işin içinde kafayı kırmış zombileşmiş insanlar var, Infinitede bu da yok. Elbette oyun bir tür yürüme simülatörü olsa çoğu insan açıp oynamaz bile ancak cennetten bir köşe diyebileceğimiz böylesi izole bir ortamda Max Payne 3 gibi patır patır adam öldürmek beni daha oyunun başında irrite etti. Keşke böylesi senaryosu ile ön plana çıkan oyunlara bir de yürüme simülatörü tarzı bir mod ekleseler de benim gibi aksiyondan bunalan oyuncular ağız tadıyla dolaşıp kasetleri falan dinlese sadece. Oyunu 2015 gibi bitirmiştim senaryoyu hatırlıyorum ve gerçekten çok özgün, eşi benzeri pek olmayan bir senaryo biliyorum. Ancak işte şu çatışma sahneleri beni soğutuyor. Bunda ikinci kez oynamamın da etkisi olabilir elbette.
    Hocam bende bazen oyuna sırf çatışma mekanikleri zevkli olduğundan dolayı giriyorum. Karşındaki adamı yakıp tabancayla ardı ardına sıkmak vs. beni 4. oynayışımda bile sıkmadı. Ancak şöyle bir istisna yaşadım sizden farklı olarak ben ilk oynayışımda(2014) çatışmalardan acayip sıkılmıştım. Koştur koştur bitirmiştim oyunu. Tekrardan baştan başladığımda vigorleri kombolamaya, salt bitecek diye düşünmemeye vs. başladığım zaman zevk aldım oyunun çatışma mekaniklerinden. Sizde zorluğu bir tık arttırıp, vigorleri acımadan kullandığınız zaman eğlenmeye başlayabilirsiniz. Fakat 2013 yapımı bir oyun olduğundan dolayı, beklenti de önemli




  • quote:

    Orijinalden alıntı: unimenam

    Hocam bende bazen oyuna sırf çatışma mekanikleri zevkli olduğundan dolayı giriyorum. Karşındaki adamı yakıp tabancayla ardı ardına sıkmak vs. beni 4. oynayışımda bile sıkmadı. Ancak şöyle bir istisna yaşadım sizden farklı olarak ben ilk oynayışımda(2014) çatışmalardan acayip sıkılmıştım. Koştur koştur bitirmiştim oyunu. Tekrardan baştan başladığımda vigorleri kombolamaya, salt bitecek diye düşünmemeye vs. başladığım zaman zevk aldım oyunun çatışma mekaniklerinden. Sizde zorluğu bir tık arttırıp, vigorleri acımadan kullandığınız zaman eğlenmeye başlayabilirsiniz. Fakat 2013 yapımı bir oyun olduğundan dolayı, beklenti de önemli

    Alıntıları Göster
    Gayet tabii. Zaten oyun çoğu hususta AAA bir oyundan ziyade AA hissiyatı veriyor. Fizik motoru diye bir şey yok. İç mekan gölge ve ışıklandırması diye bir şey yok. Cell shade yapıdaki grafikleri Allahtan abartmamışlar Dishonored gibi. Ben mesela Dishonored'ı sırf o iğrenç grafikleri yüzünden oynayamadım.

    Oyunu bitirdim şimdi. Son bölümlerdeki çatışma sahneleri illallah ettirdi. 8 saatte bitmiş. Bir defa öldüm sadece. Season pass alınca bonus materyal verdi onun katkısı oldu sanırım. Normal zorlukta ölmek imkansız gibi bir şey. Senaryo gerçekten çok başarılı. Yüzde yüz özgün diyemeyiz çok farklı eserlere atıflar var ancak işlenişi hoş.


    Kuşu okyanus tabanında boğduğu sahneyi anlamadım. Rapture şehrine bağlamak için aşırı zorlama bir sahne gibi geldi bana.


    Ha ilk oyunun yerini sonraki iki oyun da tutmadı o ayrı. Orta karar bir oyuncuyum diyebilirim. Half Life 2 fpslerin tepe noktasıdır benim için. Metro serisi ile birlikte Half Life 2'ye en çok yaklaşan oyun Bioshock 1'dir sanırım. Ki distopyaya dönüşen ütopya ürünü olarak da en özgün ve tutarlı distopyalardan biridir. İkinci dünya savaşının getirdiği yıkımdan - hem maddi hem manevi - kaçan özgür düşünceli bir multimilyonerin okyanus tabanına şehir kurması mükemmel bir fikir. Ken Levine bir tür dahi. Sahi bildiğim kadarıyla stüdyo kapatıldı. Sonrasında bir oyun çıkardılar mı ya da çıkaracaklar mı?

    Son olarak burial at sea dlcleri için ne diyorsunuz?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zebercet -- 11 Mart 2019; 1:45:33 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Zebercet

    Gayet tabii. Zaten oyun çoğu hususta AAA bir oyundan ziyade AA hissiyatı veriyor. Fizik motoru diye bir şey yok. İç mekan gölge ve ışıklandırması diye bir şey yok. Cell shade yapıdaki grafikleri Allahtan abartmamışlar Dishonored gibi. Ben mesela Dishonored'ı sırf o iğrenç grafikleri yüzünden oynayamadım.

    Oyunu bitirdim şimdi. Son bölümlerdeki çatışma sahneleri illallah ettirdi. 8 saatte bitmiş. Bir defa öldüm sadece. Season pass alınca bonus materyal verdi onun katkısı oldu sanırım. Normal zorlukta ölmek imkansız gibi bir şey. Senaryo gerçekten çok başarılı. Yüzde yüz özgün diyemeyiz çok farklı eserlere atıflar var ancak işlenişi hoş.


    Kuşu okyanus tabanında boğduğu sahneyi anlamadım. Rapture şehrine bağlamak için aşırı zorlama bir sahne gibi geldi bana.


    Ha ilk oyunun yerini sonraki iki oyun da tutmadı o ayrı. Orta karar bir oyuncuyum diyebilirim. Half Life 2 fpslerin tepe noktasıdır benim için. Metro serisi ile birlikte Half Life 2'ye en çok yaklaşan oyun Bioshock 1'dir sanırım. Ki distopyaya dönüşen ütopya ürünü olarak da en özgün ve tutarlı distopyalardan biridir. İkinci dünya savaşının getirdiği yıkımdan - hem maddi hem manevi - kaçan özgür düşünceli bir multimilyonerin okyanus tabanına şehir kurması mükemmel bir fikir. Ken Levine bir tür dahi. Sahi bildiğim kadarıyla stüdyo kapatıldı. Sonrasında bir oyun çıkardılar mı ya da çıkaracaklar mı?

    Son olarak burial at sea dlcleri için ne diyorsunuz?

    Alıntıları Göster
    Bioshock 1 konusunda konuşmuştuk hatırlarsanız.DLC’leri kesinlikle ama kesinlikle oynamalısınız.İlk oyun ile Infinite gerçekten muazzam bir şekilde bağlanıyor.İlk dlc bitince ‘psycho90 da abartmış biraz’ diyebilirsiniz ama asıl olay 2.partta diyebilirim.Part 1’i prologue gibi düşünebilirsiniz.Bu arada Infinite konusunda yorumlarınıza üzüldüm,bence oyun tarihindeki en iyi hikayelerden birine sahip ve genel olarak HL2 ayarında bir yapım.En zorda oynasaydınız aksiyondan aldığınız zevk artardı çünkü hem daha çok ölünce tatmin olma hissi artıyor hem de güçleri ve silah çeşitlerini daha dikkatli ve yoğun kullanınca oynanışın eksikleri arka planda kalıyor.Diğer türlü güçleri kullanmaya,silah değiştirmeye gerek kalmıyor oyun zor olmayınca,bu da oynanışı sıkıcılaştırıyor.Bir de ütopyadan distopyaya dönüşme konusunda ise bence Infinite bu durumu yansıtma açısından en az 1 kadar başarılı.İlk oyunda direkt distopya olmuş ütopyayı görüyorken Infinite’de hem ütopyaya hep distopyaya şahit olup bir de bunun baş aktörü oluyoruz.


    Neyse lafı uzatmayayım,sonuç olarak DLC’leri mutlaka oynayın İlk oyundaki tüm detaylara dikkat edip tüm ses kayıtlarını dinlediyseniz,Booker ve Elizabeth’i de benimseyip sevdiyseniz özellikle Part 2’den ve sonundan alacağınız tat büyük olacaktır

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Kötü demedim zaten sağduyulu birinin şu oyuna kötü demesi de olanaksız. Sadece ben ilk oyunu ve ilk oyunun evrenini daha çok sevdim ki bu da kişisel zevktir. Zorluğu arttırmak bir tercihti elbette ancak yapmadım. Oyun süresini uzatmaktan başka bir şeye yaramayacaktı ki ben zaten çatışma sahnelerinin kendisini sevmiyorum, yani işin zorlukla veya vigorları kombinelemek ile alakası yok. Ne kadar az düşman o kadar iyi.

    Sanırım dlcler Rapture şehrinin ilk dönemlerini anlatıyor. Hem şimdi baktım süreleri de pek uzun değilmiş. Yarın ikisini de bitiririm diye düşünüyorum.

    Evet aslında distopya ve ütopya arasında ince bir çizgi oluyor genelde. Halkın kazandığı paranın yarısını vergi olarak alan radikal bir dincinin yönettiği ülkeye ne kadar ütopya diyebiliriz. Salt görsellik olarak bakarsak evet, ancak insanları kanlı bir devrime götürecek kadar da baskıcı bir rejim bu.

    Bu arada aklımdayken yazayım da yarına kadar cevap gelir belki. Ekşide de sordum henüz bir cevap gelmedi. Oyundan sonra detaylı bazı incelemeler okudum ancak net bir şey göremedim. Şöyle ki;


    dewitt alternatif evrende nasıl peygambere dönüşüyor anlayamadım. bununla alakalı bir detay verildi de ben mi kaçırdım? yani dewitt ve peygamberi ayıran spesifik nokta tam olarak neresi? dewitt vaftiz edilip ülkeye giriyor amenna, vaftizi reddettiği senaryoda peygamber oluyor demiş biri bu çok saçma geldi bana. hem sonuçta alternatif evren dediğiniz şeyin sonu yok. bu evrenlerden birinde dewitt çocuk yaşta ölmüş de olabilir. o kadar insanın içinden dewitt'in kızını seçmesi de kötü bir tesadüf olsa gerek. ya da zorlama mı demeli?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Zebercet

    Kötü demedim zaten sağduyulu birinin şu oyuna kötü demesi de olanaksız. Sadece ben ilk oyunu ve ilk oyunun evrenini daha çok sevdim ki bu da kişisel zevktir. Zorluğu arttırmak bir tercihti elbette ancak yapmadım. Oyun süresini uzatmaktan başka bir şeye yaramayacaktı ki ben zaten çatışma sahnelerinin kendisini sevmiyorum, yani işin zorlukla veya vigorları kombinelemek ile alakası yok. Ne kadar az düşman o kadar iyi.

    Sanırım dlcler Rapture şehrinin ilk dönemlerini anlatıyor. Hem şimdi baktım süreleri de pek uzun değilmiş. Yarın ikisini de bitiririm diye düşünüyorum.

    Evet aslında distopya ve ütopya arasında ince bir çizgi oluyor genelde. Halkın kazandığı paranın yarısını vergi olarak alan radikal bir dincinin yönettiği ülkeye ne kadar ütopya diyebiliriz. Salt görsellik olarak bakarsak evet, ancak insanları kanlı bir devrime götürecek kadar da baskıcı bir rejim bu.

    Bu arada aklımdayken yazayım da yarına kadar cevap gelir belki. Ekşide de sordum henüz bir cevap gelmedi. Oyundan sonra detaylı bazı incelemeler okudum ancak net bir şey göremedim. Şöyle ki;


    dewitt alternatif evrende nasıl peygambere dönüşüyor anlayamadım. bununla alakalı bir detay verildi de ben mi kaçırdım? yani dewitt ve peygamberi ayıran spesifik nokta tam olarak neresi? dewitt vaftiz edilip ülkeye giriyor amenna, vaftizi reddettiği senaryoda peygamber oluyor demiş biri bu çok saçma geldi bana. hem sonuçta alternatif evren dediğiniz şeyin sonu yok. bu evrenlerden birinde dewitt çocuk yaşta ölmüş de olabilir. o kadar insanın içinden dewitt'in kızını seçmesi de kötü bir tesadüf olsa gerek. ya da zorlama mı demeli?
    SPOILER!!!!!



    Hikayenin kırıldığı ve farklı evrenlerin oluştuğu kısım vaftiz ve sonrası.Bazı evrenlerde Booker vaftiz olmuyor ve Dewitt olarak hayatına devam ediyor.Bazı evrenlerde ise vaftiz olup kumarı içkiyi bırakıp dine yönelip Comstock oluyor.Yani Dewitt ve Comstock’ı ayıran spesifik kısım vaftiz.Vaftizi reddedip peygamber olmuyor o yanlış zaten.Vaftiz olmayı seçip Comstock olduktan sonra aynı Andrew Ryan gibi yaşadığı ülkenin algılarını anlayışını reddedip ayrı bir ülke kuruyor.Başarılarına da zamanda yolculuk yapabilmesi ve geleceğe gidip Rapture’dan bilgi alması sayesinde ulaşıyor işte.Dewitt’in kızını seçmesi de tesadüf falan değil.Dewitt’in kendisi olduğunu zaten biliyor,zaten aynı kişiler sadece başka evrendeki başka bir tercih yapmış kendisi o.Comstock zaman yolculuklarından dolayı hem hızlı yaşlandığı hem de kısır olduğu için bir varise ihtiyaç duyuyor ve Elizabeth’i yani Booker evrenindeki Anna Dewitt’i o yüzden kaçırıyor.



    Yine kafanızda eksik şeyler kaldıysa 40.sayfanın en üstünde yine benim bir paylaşımım var,onu okuyun derim



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi psycho90 -- 11 Mart 2019; 2:55:25 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Okudum o eski mesajınızı şimdi. Ben zannediyorum ki;


    O vaftiz sanki columbianin girişinde yapılıyor gibi algiladim ben. Sonuçta columbia kurulmuş dewitt senelerdir peygamber olarak yaşarken bizim girişte vaftiz edilmemiz üzerine bir süreç olarak düşündüm. Oyunun başındaki Columbia girişindeki vaftiz ayrı. Bir de seneler önce dünyada yapılan vaftiz var.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Zebercet

    Okudum o eski mesajınızı şimdi. Ben zannediyorum ki;


    O vaftiz sanki columbianin girişinde yapılıyor gibi algiladim ben. Sonuçta columbia kurulmuş dewitt senelerdir peygamber olarak yaşarken bizim girişte vaftiz edilmemiz üzerine bir süreç olarak düşündüm. Oyunun başındaki Columbia girişindeki vaftiz ayrı. Bir de seneler önce dünyada yapılan vaftiz var.
    Oyunun girişinde yapılan vaftizin hikaye açısından bir önemi yok hocam.O sadece ülkeye girişte ziyaretçiler arınsın diye yapılıyor,bir özelliği önemi yok başka.Asıl önemli olan dünyada yapılmış olan

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Şu oyun lanet konsollar yüzünden yarım yamalak çıkmasaydı bugün hala konuşuyor olacağımız kalitede bir baş yapıt gelecekti. Böylesine harika bir senaryonun güme gitmesi gerçekten üzücü bir durum.

  • quote:

    Orijinalden alıntı: Caped 117 Crusader

    Şu oyun lanet konsollar yüzünden yarım yamalak çıkmasaydı bugün hala konuşuyor olacağımız kalitede bir baş yapıt gelecekti. Böylesine harika bir senaryonun güme gitmesi gerçekten üzücü bir durum.

    "Başka bir yarıkta bu halini oynayanlar vardır" yazmışlar yorumlara

    Bu sürümü çıkartıp tekrar satışa koysalar keşke






  • Ağlayacaktım anasını satayım bu nasıl senaryo ya.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Zebercet



    Ağlayacaktım anasını satayım bu nasıl senaryo ya.
    Demiştim hocam,bende de aynı etkiyi yaratmıştı.Bittiğinde resmen ''içine öküz oturmak'' deyimini tam anlamıyla yaşamıştım




  • Az önce bitti. Hikaye anlatımı, mekan tasarımları, seslendirmeler mükemmel olmasına karşın oynanışı yavandı.
    6 yıl öncesinin oyunu olmasına rağmen halen şu atmosferde oyun yapılamadı..
  • Bioshock’u yükleyip Atlas’a ağız burun girme isteği uyandırdı.

    Paris’in tadını çıkaramadık.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 4849505152
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.