Şimdi Ara

Beka sorunu: Erdoğan’ın mı Türkiye’nin mi?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
33
Cevap
5
Favori
2.996
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
52 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • İktidar varlığını sürdürmek hatta kendini vazgeçilmez kılmak için toplumda yaymaya çalıştığı bir korku var: Beka sorunu.

    Erdoğan ve taraftarları her fırsatta “Yedi düvele karşı mücadele halindeyiz” diyerek bu korkunun toplumda yer etmesi için ellerinden geleni yapıyorlar.

    Bir taraftan bu korkuyu yayarken diğer taraftan da korkulan şeyin gerçekleşmemesi için Erdoğan’ın liderliğinin ne kadar önemli olduğu vurgusunu yapıyorlar.

    Erdoğan, geçtiğimiz yıl yaptığı bir konuşmada “Ben gidersem devlet yıkılır” bile demişti.

    Bir taraftan “Beka sorunu var” deyip diğer taraftan “Cumhuriyet tarihinin en güçlü dönemini yaşıyoruz” diyorlar.

    Bir taraftan “Bütün dünya bir olmuş ülkemizi yok etmeye çalışıyor” deyip diğer taraftan Kerkük, Musul gibi başka bir ülkenin şehirlerine plaka numarası veriyorlar.

    Bir taraftan Irak’ın, Suriye’nin bölünme süreçlerinde aktif rol aldılar diğer taraftan “Irak’ı, Suriye’yi dış güçler böldü sıra Türkiye’de aman fırsat vermeyelim” diyerek toplumu korkutmaya çalışıyorlar.

    Belli ki bu, korkuyla toplumu teslim almak ve kendisini de vazgeçilmez kılmak için uygulanan bir strateji.

    Fakat toplumu, ülkeyi çürüten bir strateji.

    Çünkü korkuya teslim olan toplumlar aklı, sağduyuyu kaybederler.

    Neyin doğru, neyin yanlış olduğunu fark edemez hale gelirler ve neticesinde de çürürler.

    Bu, iktidarda kalmak isteyen birçok ülke siyasetçisi tarafından uygulanan bir strateji.

    Hatta bu stratejiyi anlatan, ABD’de yayınlanan çok ilginç bir dizi var: ‘House Of Cards’

    Dizi bir ABD başkanının korkuyla seçmeni nasıl teslim aldığını, kendini nasıl vazgeçilmez kıldığını anlatıyor.

    Meselenin en tuhaf tarafı ise Erdoğan’ın içerideki politikalarına karşı olan kimi ulusalcıların, milliyetçilerin bu korkuyu toplumda pekiştirici misyon üstlenmeleri.

    Erdoğan’ın kendini vazgeçilmez kılmak için yarattığı bölünme korkusunu topluma yayan, bunun sahici bir korkuymuş gibi görülmesini sağlayan ulusalcı kesim, ne yazık ki Erdoğan’ın değirmenine su taşıdığının farkında değil.

    Sadece ulusalcılar, milliyetçiler değil neredeyse bütün siyasi aktörler benzer yaklaşım içindeler.

    Tuhaflık bu dar görüşlülükte birleşmelerinde değil. Hem Erdoğan’ın politikalarına karşılar, onu istemiyorlar hem de onu iktidarda tutacak en önemli argümana destek oluyorlar.

    Sonra da biz siyasette niçin varlık gösteremiyoruz diye yakınıyorlar.

    Gösteremezsiniz çünkü korkan bir toplum hem milli duygularla hem de o korkuyla her zaman en güçlü gördüğü liderin etrafında kümelenir.

    “Dış güçler, bölünmeye direnen Erdoğan’ı yemeye çalışıyor” anlayışına teslim olan bir toplum Erdoğan’ı terk eder mi?

    Yani “Batı Türkiye’yi bölmek istiyor bu nedenle buna direnen Erdoğan’ı yok etmek istiyorlar” görüşü doğruysa böyle bir durumda kim Erdoğan’ı terk edebilir ki?

    Hangimiz edebiliriz?

    Batılılar Türkiye’yi bölmeye çalışıyor korkusunun temeli Sevr Anlaşması’na dayanıyor.

    Birinci Dünya Savaşı sonrası kazanan devletler, Osmanlı’yı paylaşmak için Sevr Anlaşması’nı dayattılar.

    Birçok şehri işgal edilmiş, ekonomisi batmış, yetişmiş bütün insanlarını savaşta kaybetmiş, adete paramparça olmuş bir ülke iken bile Birinci Dünya Savaşı’nı kazanan devletlerin taleplerine, ayak oyunlarına boyun eğmemiş, direnmiş, kurtuluş savaşı vermiş bir toplumun bugün hala o korkuyu yaşıyor olması çok dramatik.

    Bir ülkenin, Sevr’i çöpe atan Lozan Anlaşması’nın başarısını, oradaki cesareti, kararlılığı değil de çöpe atılmış Sevr Anlaşması’nı hatırlaması o korkuyla yaşaması hakikaten çok acayip.

    En acı olan ise o yokluktan, işgallerden bir ülke çıkaracak cesareti, aklı, dirayeti ortaya çıkaran bir liderin yani Atatürk’ün takipçisi olduğunu söyleyen kimi ulusalcıların bu korkuya yenilmiş olmaları.

    Atatürk yaşamış olsaydı sanırım en ağır lafları bugün “Aman ülkemizi bölmek istiyorlar” dar görüşlülüğünü benimseyen ulusalcılara söylerdi.

    Peki Türkiye’nin bir Beka sorunu yok mu?

    Elbette var.

    Ama kaynağı dış güçler değil Erdoğan’ın politikaları.

    Aynen Irak’ta, Suriye’de, Libya’da olana benzer bir sorunla karşı karşıyayız.

    Daha önce defalarca söylemiştim. Tekrar edeyim: Irak’ı dış güçler değil Saddam böldü.

    Suriye’yi beka sorunu yaşayacak duruma dış güçler değil, 40 yıllık Esad diktatörlüğü getirdi.

    Libya’yı yok eden dış güçler değil, bütün kurumlarını, değerlerini yok ederek o ülkeyi kabile devletine çeviren tek adam anlayışıydı.

    Özgürlükleri kısıtlayan, toplumsal barışı tesis edemeyen, hata iktidarda kalmak için toplumu bölen, ayrıştıran, halk yoksullukla boğuşurken saraylarda lüks, şatafat içinde yaşayan liderlerdi.

    Ülkelerini kendi babalarının malı gibi gören tek adam rejimleriydi.

    Eğitimi, ekonomiyi, toplumsal bütünlüğü, ülkenin değerlerini korumayı dert etmeyip kendilerinden başka kimsenin aklına, yaklaşımına itibar etmeyen o liderlerdi.

    Türkiye’nin en büyük sorunu, varsa bile kimi odakların Türkiye’yi bölme çabası değil.

    Tüm bunlara zemin hazırlayan iktidarın yanlış politikalarıdır.

    Erdoğan’ın bitmek, tükenmek bilmeyen kavgacı siyaset anlayışıdır.

    İçeride toplumu kendi etrafında kenetlemek için yaptığı hamasettir.

    O hamasetle sürekli düşman üretmeye dayalı dış politika anlayışıdır.

    İktidarda yaptığı yanlışlar neticesinde dünya nezdinde kaybettiği itibarının, oradan gelecek bir cezanın faturasını ülkeye ödetmeye çalışan yaklaşımıdır.

    Toplumsal barışını sağlamış, adaleti tesis etmiş, değerlerini korumuş, refah düzeyini artırmış yani yaşanabilir ülke olmuş toplumları, devletleri dışarıdan kimsenin bölmeye gücü yetmez.

    Türkiye’yi beka sorunu yaşayan bir devlet haline getiren şey eğitimin bütünüyle çökmüş olmasıdır.

    Hukukun devre dışı bırakılmasıdır. Pespaye bir din anlayışını ülkeye yönetim felsefesi olarak dayatılmasıdır.

    40 milyon insan açlık sınırında yaşarken “İtibardan tasarruf olmaz” diyerek saraylarda lüks şatafat içinde yaşayan iktidar anlayışıdır.

    Tüm bunları topluma anlatamadığı gibi iktidarın ürettiği korkuya teslim olmuş muhalefet anlayışıdır.

    Ne yazık ki Erdoğan kendi kişisel beka sorununu bütün Türkiye’nin beka sorunu olarak yansıtmaya çalışıyor.

    Neticesinde de Erdoğan’ın beka sorunu Türkiye’nin beka sorununa dönüşüyor.

    Türkiye’yi bölmeye çalışan odaklar yok mu?

    Elbette olabilir.

    Fakat esas mesele onların ne yaptığı değil, ülke olarak bizim ne yapıp, yapmadığımızdır.

    Levent GÜLTEKİN
    http://www.diken.com.tr/beka-sorunu-erdoganin-mi-turkiyenin-mi/



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi doctorfizik -- 16 Ekim 2017; 7:27:17 >







  • Çok başarılı bir yazı olmuş. Anlatılmak isteneni düzgün bir biçimde anlatmış.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • İşte bu anlayana..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • O sorunu yaratanlar da nedense suç yok.
  • Adam doğru yazmış.
  • Beka sorunu yok. Inönü, Menderes zamanında olabilirdi ancak şu anda böyle bir sorun görmüyorum ne kadar oraya doğru gitse bile.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Kril kullanıcısına yanıt
    İslam ülkelerinde rönesans olmadı zaten 600-700 yıl sonra kitaplı(hristiyanlara göre) dinlere geçildi ve hristiyanlardan dinsel evrim konusunda 600-700 yıl geride kaldı islam ülkeleri bunun akabinde rönesans vari gelişmeler pozitivizim bilimsellik çağına girilmesi ile birde şansımıza Türkiye de Atatürk gibi bir çıkıp o 600-700 yılı 20-30 senede kapatmaya çalıştı lakin halk bunu anlayacak ve geliştiricek düzeyde yeterince olmadığından dini kullanılabilir bir alan hep oldu akabinde de bu olaylar sirayet ediyor..

    Sekuler kesim muhafazakar kesimle ilişkilerinide düzgün kuramadığı kendini ve işin aslını iyi anlatamadı adamlarda dinimiz elden gidiyor algısı uyandırıldı bu sebepten burnumuz boktan zor çıkar aslında bu işin doğal evrilmeyle olması daha iyi sonuçlar versede çok sancılı ve acılı oluyor ayrıca artık doğal rönesans yapıp halktan gelen bir taleple bilimselliğe yönelmesini bekleyecek zamanda kalmadı..

    Şimdi ise işler kızıştı Levent beyin değindiği durumlar üstüne silahlı çatışmalar iç ve dış baskılar tarihten gelen düşmanlar taaruzda taaruz esnasında da din kullanılabilir bir araçta oluyor insanları cesaretlendirmek güdülemek bir arada tutup savaşa sürebilmek için ..


    Yani ilelebet bu ülkeyi ne dinle ne milliyetçilikle bir arada tutamazsınız tutabiliceğiniz 1 şey varsa Yurttaşlık bilinci onuda oluşturmaya çalışan kimse yok malesef.. sonumuz hayırlı olsun ne diyim.


    Muhafazakar olsun Yurttaşımdır bizdendir
    Ateist olsun Yurttaşımdır
    Farklı dinden olsun yurttaşımdır benimdir adamımdır
    Cinsel tercihi farklı olsun yurttaşımdır.
    Kürt olsun Türk olsun Laz olsun Çerkes olsun Yurttaşlardır birdirler

    Yani Yurt ve Yurttaşlık bilinci oluşsaydı insalarda Irkçılık-Dincilik vs yerine ayrıştıran etmenler yerine ülke bu duruma düşmez herkes sağ duyulu olurdu..


    insanların bazı uç isteklerinden faydalanılarak genellikle inanç oluyor bu faydalanma noktası zaafıdır insanın inancı karşı gelse bir türlüdür gelmese bir türlü ....

    Toplumlar kolaylıkla kıskaca alınıp güdülenebiliyor burda temelde insanlık bilinci farkındalık düşünsel yetinin yeterince gelişmiş olması ile çözülebilir sağ duyu bilinci mantık ve akılcılığın ön plana alınması ise sevgiyle elini tutuğun insana güven vererek kandırmadığını ona ispat ederek örneklerle zaman içinde lakin bu güdümü yapanlarında toplumdan dışlanması da gerekir .. ki bu okadarda kolay değildir.


    Not: Herşey yerinde güzel gibi bir sözümüz var bu sözü dikkate alsak birazda şuna dikkat etsek herşey kolaylaşabilir hangi kesimden olursa olsun Aşırı uçlar herzaman topluma zarar verir kısa vadede özellikle aşırıcılıktan ateist olsun dindar olsun uzaklaşarak empati ve saygı görgü çerçevesinde yenilen yapılanma gerekmekte.

    Birşey doğruda olsa milyonlarca insan yaşayan 100lerce yıllık toplumlara zart diye empoze edemezsin(Çok özel gereklilik durumları hariç) doğru ama veya doğru olmaya daha yakın ... Ama bunu zart diye bu doğru diyip toplumun her kesiminin bunu içerlemesini bekleyemezsin ozamanda dikta oluyor işte Toplumun evrilmesini ve gelişmesini doğru yetişip akılcılık ve mantıkcılık ile bunları kavrayarak anlayarak özümseyerek benimseyeceği ortam ve kurumları oluşturup iyi bir yönetim ve sevgi güven esaslı bir anlayışla toplumun istenilen özgür ve ileri seviyeye gelmesini sağlayabilirsin.


    Ek not: Türkiye de Atatürk öldüğünden beri yapılan(Atatürk dönemini ayrı tutuyorum çünkü özel durum olan bir dönem) toplum mühendisliği ülkede Dini hamaset ile yapılan siyasetin önünü açmıştır Konuya sadece AKP iktidar dönemi diye bakarsak meseleyi doğru analiz edemez ve doğru şekilde düzeltemeyiz..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Timeguard -- 16 Ekim 2017; 11:28:32 >




  • sevr sendromu deniyor buna.
    merak etmeyin atacaz prangaları.
  • Erdoğan'ın başbakan olması Amerika projesidir ve miadı Amerika tarafından dolmuştur. Vakti olanın bu videoyu izlemesini tavsiye ederim çok şaşırtıcı bilgiler var.
  • oooo Doctorfizik kardeşimiz de AKP'ye saydırmaya başlamış sanki konular ile .

    Ne oldu MTV'yi mi ödeyemedin ? KPSS mi olmadı ? Mülakatta senden daha ensesi kalını mı aldılar ?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: TheCaliph_

    oooo Doctorfizik kardeşimiz de AKP'ye saydırmaya başlamış sanki konular ile .

    Ne oldu MTV'yi mi ödeyemedin ? KPSS mi olmadı ? Mülakatta senden daha ensesi kalını mı aldılar ?

    Beni bir baskasiyla karistiriyor olmayasin? Profilim acik, eski mesajlarima bir bak.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bakınız ne güzel özet.

    quote:

    Halitisci‏ @Halitisci 14 Eki
    @Halitisci adlı kullanıcıya yanıt olarak

    Sözde kürdistan'I tanıyıp ,Kıbrıs'ı satarsa,halk lime lime edecek.
    Sözde Kürdistan'ı Tanımaz ve Kıbrıs'ı Satamazsa ABD deliğe süpürecek.


    Barzo'ya ses çıkartmasa Milliyetçi,
    Çıkartırsa Kürt ,Nusra'yı vurursa islamcıların oylarını Kaybedecek.
    Başkan olamazsa yargılanacak
    İşi zor


    Çok yakında, Türkiye'de bulunan radikal cemaat üyelerinin, sözde islamcı gazetecilerin Erdoğan ve AKP ye isyan ettiğini duyacağız.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Merkur -- 16 Ekim 2017; 11:49:44 >




  • Akşener'in bu işi yapamayacağını düşünmenize sebep olan nedir?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Dijital Binali

    Akşener'in bu işi yapamayacağını düşünmenize sebep olan nedir?

    Her hangi bir siyasi partinin Türkiyeyi iyi yönetebilmesi için toplumun değişmesi gerekir. Siyasiler toplumu yansitmaktadir. Toplum olarak biz kapitalizme fayda saglayamamaya devam edersek hatta suan oldugu gibi kapitalizme verebilecegimiz seylerimizi tek tek yitirmeye devam edersek ( libya, suriye, iraktaki gibi ) kapitalizm en son bize ucuz fiyatlardan silah satip topragimizi kelepir fiyata yutmaya başlar. Komunist degilim. Kapitalizm asigida degilim ama düsmanida degilim.

    Kapitalizm sana evini kiraya veren ev sahibi gibidir. Sen kendini gelistirmez ve ustelik goz gore gore kirani odeyemeyecek hale gelirsen ya kapi disari edilirsin ya da para yerine baska seyler sunmak,maruz kalmak zorunda kalirsin. Bizi sirf Abd degil tum dunya ulkelerininde zorunlu olarak yer aldigi kapitalizm adim adim boluyor.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • Bilgisayar Bağımlısı kullanıcısına yanıt
    İyi de bu yazdıklarınızın Meral Akşener'le ne ilgisi var?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Dijital Binali

    İyi de bu yazdıklarınızın Meral Akşener'le ne ilgisi var?

    Sen kendine onem verip fayda saglamazsan kim gelirse gelsin sana fayda saglayamaz. Zaafiyetlerini cozmez isen dunyanin en bilgili ve en iyi niyetlisini yonetici olarak secsende senin toplum olarak zaafiyetlerin yoneticini kıskaca sıkıstırır ve istesede iyi bir sey yapamaz hale gelir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Bilgisayar Bağımlısı -- 16 Ekim 2017; 12:44:22 >
    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Hep aynı yalanlar,40 milyon insan açlık sınırında ama yine oy veriyor öyle mi?Yalanlarınıza kendiniz bile inanmıyorsunuz da gözleriniz kör olmuş olmalı sadece şu yazılan yanlışları savunmak için.
  • Sayfayı kaydettim.Akşam sakin kafa ile okuyup yorumlarım

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yazının özeti: gözden düşmemek, gereksizliğini ve beceriksizliğini örtmek için sunî sorunlar yaratıp bu sorunları çözerek kahramanı oynamaktan bahsetmiş. Korkuyla ama bunu bu kez milliyetçiliğin sömürülmesiyle yapıldığından bahsetmiş. Güzel ve sade bir yazı, okuyun.
  • Daha nasil anlatilabilir ki.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.