Şimdi Ara

Audio Technica CK10

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
34
Cevap
0
Favori
3.836
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Herkese merhabalar

    Uzun zamandır aklımda olan, ancak aynı fiyat aralığındaki rakipleriyle kafamın karışmasından ötürü tercihimin zaman aldığı Audio Technica Ck10’u edinmiş bulunmaktayım. Öncesinde yine Audio Technica’nın (bundan sonra AT diye bahsedilecektir) Cks70 isimli kulakiçi kulaklığını (IEM) 1 sene kadar kullanmıştım. Daha sonra ise oldukça fazla sayıda IEM deneme şansı elde ettim.

    İnceleme biraz uzunca olacak; o yüzden çabuk sıkılacak ve önceliği ses kalitesi olan arkadaşlara buradan direkt “Ses kalitesi” başlığına atlamalarını tavsiye ediyorum; zannımca arada kaybedecekleri pek bir şey olmayacak.

    Paketleme ve İçerik:

    Her zamanki gibi AT’nin artık az biraz değil, oldukça cimri olduğunu kanıtlar nitelikte bir paketlemeye ve paket içeriğine sahip Ck10. Kutu ufak, şeffaf, sert plastikten yapılmış. Kutudan ise yalnızca üç farklı boyutta (S-M-L) standart silikon uç ve ne çok iyi ne de çok kötü diyebileceğim ufak bir “hard-case” taşıma çantası çıkıyor; ve tabi Ck10…

     Audio Technica CK10



    Yapım Kalitesi:

    Yine her zamanki gibi AT farkını ortaya koymuş. Nasıl içerikte zayıflar ise yapım kalitesinde de bir o kadar iyiler. Kablonun dış yüzeyi daha çok kauçuk hissiyatı veren plastik-kauçuk karışımı bir maddeyle kaplı. Jack girişi I şeklinde ve jacktan itibaren sağ ve sol kulaklara giden sürücülere kadar kablolar ayrı ayrı yapılandırılmış, yani yekpare bir kablo yok. Tabi belli bir noktadan sonra ikiye ayrılıyor ve ikiye ayıran plastik (Y-split) de sağlam gözüküyor. Kablonun sürücüye giriş kısmında ufak bir esneme payı bırakmışlar ve kulak üzerinden giyilen bir kulaklık için iyi de etmişler. Sürücülerin ise dış yüzeyi parlak koyu yeşil ve bu alanın üzerine marka adı güzel bir şekilde yazılmış. İç yüzeyi kablo gibi sert plastik ve kauçuk karışımı…

    Kablo uzunluğu tahminim 1,2 m civarında ve bence yeterli bir miktar. Yine de boyu 1,90 m civarında olan birisi için kulaklığı sırtından pantolon cebine doğru sarkıttığında ucu ucuna yetebilir.

    Ha bir de, kulak üzerinden takılı şekilde kullandığınızda ensenizde sabitlemeniz için ucuz yollu basit bir plastik boru koymuşlar… Olmamış be AT…

     Audio Technica CK10



    İzolasyon, Mikrofonik Etki ve Konfor:

    Normalde orta boy silikon uçların bana uyduğunu düşünerek onlarla başladım. Ama kulağıma takmamla birlikte ne “duyayım”! Acayip analitik ve bir o kadar da cılız bir ses… Eyvah dedim, ben bu kadar parayı bu kulaklığa vermiş olamam. Sonra büyük silikon ve Earplugz uçları (bir nevi sert köpük) takarak denediğimde hem kulaklık hem de ses oturdu. İzolasyon bir kanal içi kulaklık (ER4, SA6 gibi) kadar olmasa da oldukça iyi seviyede; örneğin bir Cks90’dan iyi, Ortofon veya Monster Turbine Pro serisi ile eşdeğerde – hatırladığım kadarıyla.

    Hasan sağolsun, Sony Hybrid uçlarını bana verdi. En iyi sesi bu uçlarla alabiliyorum.

    Kulak üzerinden giyilip de güzelce sabitlenirse ve kablo boşlukta sallanıp tişörtünüze, sırtınıza, pantolonunuza her adımınızda çarpmazsa mikrofonik etki sıfır diyebilirim. Ama ne zamanki sırtınızdan gelen kabloyu tam manasıyla sabitleyemediniz, işte o zaman attığınız her adımda ufak çaplı bir Ramazan topu patlaması yaşıyorsunuz, ki hiç de iç açıcı bir şey değil. Düz de takılabiliyor bu arada, ama dışarıdayken denemedim; yine de az önce söylediklerimden farklı bir durumla karşılaşacağımı zannetmiyorum.

    Hangi türlü takarsanız takın, o ufacık sürücüler kulağınızın kıkırdak kısımlı yuvasına rahatça yerleşiyor ve neredeyse kendilerini unutturuyorlar. Oldukça rahat ve saatlerce kullanımda sıkıntı yaratmayacak bir konfora sahipler.

    Şimdi geldik ses kalitesine… Eğer bas-kafa diye addedilen gruptan iseniz “köprüden önce son çıkış”. Böylesi uzun bir incelemenin sonunda hüsrana uğramayın.

     Audio Technica CK10
     Audio Technica CK10



    Ses Kalitesi:

    Doğru ucu bulduktan sonra ilk kulağa takışınız, favori/test şarkınızı çalmaya başlamanız ve Ck10’un sesi size sunuşu… O da nesi?! Bu tamamen TİZ!!! Evet, kesinlikle başka tarifi yok; bu kulaklık sadece tiz veriyor........ zannediyorsunuz ilk başta. Sonradan kulağınız alışmaya başlıyor, algılarınız ona göre pozisyon alıyor ve sesi tekrar yorumlamaya başlıyorsunuz kendinizce.

    Tiz performansı: Tizler kesinlikle ön planda ve bu öyle bir tiz performansı ki, üst uçta/frekanslarda sonu olmayan, sınırsız bir açıkla karşı karşıya olduğunuzu düşündürtüyor. Sanki sesler nereye kadar incelirse incelsin, bilmem kaç bin Khz’e çıkarsa çıksın, Ck10’un bunu yansıtmakta hiç sorun yaşamayacağını düşünüyorsunuz ve keza öyle de oluyor. Adeta havadar, nefes alan bir ses yapısı içerisindesiniz. Basıklık hissine kesinlikle kapılmıyorsunuz. Monster Turbine Pro Gold’un ve Ortofon E-Q7’nin de tiz performansı da oldukça temiz, net ve detaylı idi. Keza Ck10 da öyle. Başlarda büyük silikon uçlar ile kullanırken tizlerin biraz da agresif olduğunu düşünüyordum; hatta öyle ki bu agresifliğin “neredeyse” sesleri yanlış vermesine sebep olduğunu düşünmeye başlayacaktım. Ancak dinledikçe artık kulak alışkanlığı mı dersiniz, armatür sürücülü olsa da hafif bir burn-in sürecinden geçmesi mi dersiniz bilemem ama artık oldukça yumuşak ve ipeksi gelmeye başladı. Bu olayda Sony Hybrid uçların etkisini de göz ardı etmemek gerek. Yalnız Ck10 yukarıda saydığım kulaklıkların sahip olmadığı ışıltıya, parıldayan tizlere sahip. İşte benim tercih sebeplerimden bir tanesi. Tam da istediğim gibi ve bu anlamda diğerlerinden bir adım önde.

    Buraya kadar saydığım sebeplerden ötürü, sahnesinin ve enstrüman ayrımının da muhteşem olduğunu düşünüyorum. Tane tane tüm sesleri duyabiliyorsunuz. Çünkü sahne alabildiğine geniş… Burada sahneden kastım şu; sanki enstrümanlar enlemesine sonsuz bir doğru üzerinde dizilmişler gibi. Derinlik noktasında çok fazla derin olduğunu söyleyemem, en basitinden bir Cks70’te daha derin gibiydi (Sanki?? Yoksa izolasyon, sahne derinliğiyle ters orantılı mı? ). Yine seslere karşı belli bir mesafede olduğunuzu hissettiriyor tabi ki. Ama kabaca tarif etmek gerekirse biraz yayvan bir hilale benzediğini söyleyebilirim. Detaylar ise kesinlikle muhteşem. O “tiz açıklığı”ndan ötürü detayının yukarıda saydığım kulaklıklara göre daha fazla olduğunu düşünüyorum. Earsonics SM3 veya Westone W3 dinlemediğimden ötürü, bunlarla ilgili yorum/kıyas yapamıyorum malesef. Ancak şunu da çok net söyleyebilirim ki, zil seslerini AT firması dışında bu kadar iyi yansıtabilen kulaklıklar üreten bir firma daha görmedim. Zil sesleri ancak bu kadar canlı ve gerçekçi olabilirdi herhalde. Kafaüstü modeli AD900’de bu olay böyleydi, Ck10’da öyle… Adeta zillerin her bir parçasının birbirine çarpışındaki sürtünmeyi hisseder gibi oluyorsunuz. Hayret ve hayranlık verici…

    Tamam, tizler iyi hoş da sen sibilance’tan haber ver diyen arkadaşlar olabilir, hemen açıklayayım. (Bilmeyen arkadaşlar için kısacık tanım: Şarkılardaki ş, ç, s gibi harflerin kulağı tırmalarcasına ufak patlamalar yapması); o muhteşem tiz performansı ile sibilance uçurumu arasında incecik bir çizgi var. Yine de bu durum önce müzik çalarınızın, sonra da dinlediğiniz albümün kayıt kalitesine bağlı. Eğer düzgün aletlerle, iyi iş çıkarılmış albüm kayıtları dinliyorsanız bu konuda hiç şüpheniz olmasın: Bu kulaklıkta sibilance YOK. Başlarda bundan dolayı korkularım vardı; çünkü Cowon S9’u flat durumda yalnızca BBE+ ayarları açıkken, Tarkan’ın son albümünü FLAC halinde dinliyordum ve kulaklarımı fena halde tırmalıyordu. Ama şimdi iPod Video 5G + FiiO E1 ile dinleyince sanki sibilance diye bir şey kalmadı, tabi tiz performansından hiçbir şey kaybetmeden… Diğer dinlediğim hiçbir yerli-yabancı albümde bu sorunla karşılaşmadım, o yüzden bu albümü temel alarak örnek verme ihtiyacı hissettim.

    Mid Performansı: Tek cümle ile özetleyecek olursak; klasik AT midleri. Alt seviye-üst seviye, kafaüstü-kulakiçi, fark etmez. Eğer ömrünüzün bir kesitinde AT marka kulaklığa sahip olduysanız, ne dediğimi anlarsınız kesinlikle. Bas ağırlıklı Cks serilerinde, basların tizleri törpülediğinden yakınır dururdum, pek çoğunuz bana katılır zannedersem. Ama midler her zaman için orada dururdu, ne geride kalırdı ne de ön plana çıkardı. Sizi bilmem ama bence tam karardı. Hele şimdi güzel bir tiz performansı ile birleşince daha da bir hoş geliyor kulağa. Eğer ki Ck10’un frekans-tepki grafiğine bakarsanız “upper-mid (mid’den tize geçiş)” aralığının bir kambur gibi şişmiş olduğunu görürsünüz. Bu da yine yukarıda belirttiğim gibi sesleri daha detaylı verebileceğinin habercisi, keza öyle de yapıyor. Ve tahminim yine bu sebeple ki kulağıma kadın vokaller, erkek vokallerden daha hoş geliyor. Hatta mid ve tiz karışımı böyle olunca bu performans, Ck10’u dünyadaki “universal IEM”ler içinde rahatlıkla başat oyunculardan biri yapıyor.

    Her ne kadar Ck10’un midlerini önde veya geride diye tanımlamasam da Ortofon E-Q7’nin eline bu anlamda su dökecek ne kadar kulaklık vardır, bilemiyorum. Kulağınız alıştığında, hafiften önde olan midleriyle E-Q7 sizi kendinizden geçirebilir. Hele ki enstrümantal parçalar ağırlıklı bir parça listeniz var ise… Yine tür olarak kıyaslamaya devam edersek, örneğin “vocal trance”te kadın bir vokal eşliğinde elektronik müziğin yansıması Ck10’un sahne ve boşluk hissiyatıyla birleştiğinde inanılmaz keyif veriyor.

    Ck10’u zil dışında sesini yansıtmakta çok başarılı bulduğum bir başka enstrüman ise gitar. Özellikle klasik gitar seslerini tane tane, penanın yaylar üzerinde gezdiğini hissettirircesine vermesi inanılmaz. Keza elektro gitar için de bundan iyisi herhalde çok az vardır. Pop, rock, metal ve benzeri türlere kısa da olsa bas performansı başlığı altında değineceğim.

    Bas Performansı: Bildiğiniz armatür sürücülerin ürettiği bas tipi. Eğer dinamik sürücülü bir kulaklığa sahipseniz (yahut tek armatür sürücü olsa da Ortofon E-Q7’nin ürettiği bas MİKTARINI, size yetebilecek ideal seviye bas miktarı olarak addediyorsanız) Ck10’un bas miktarı size kesinlikle az gelecektir. “Equalizer’ı kurcalar, bu sorunu aşarım” derseniz ayrı tabi. Ama hatırlatırım ki, bu denemeler flat ayarlar ile yapıldı. Eğer sesini duyduğum kulaklıklar arasında miktar olarak kabaca bir sıralama yapmak gerekirse:

    RE252 = AT Ckm70 < Ck10 = SA6 < Vsonic R04 Pro < Ortofon E-Q7 < MTPG = AT Cks90 = Senn. IE8

    (SM3 ve W3’ü de bu sıralamaya yerleştirebilme noktasında yardımlarınıza açığım.)

    Miktar olarak böyle, peki kalite olarak nasıl? Bence oldukça yeterli seviyede. O azıcık miktarın içinde “elinden geldiğince” derine inebiliyor; basların uzadığı yerde sürücüler de sesleri yeterince uzatarak veriyor bence. Derine inmekten kastım, bas kompozisyonu oldukça iyi (derdimi anlatabildim mi, bilmiyorum). Bundan öte alt frekansları kesinlikle DOĞRU yansıtıyor. Ne ise aynen o… Ama dediğim gibi, bana normal ve yeterli gelen bu miktar, size az gelebilir. Cks70’ten beri benim kafam şişmişti, hevesimi de aldım zaten; artık birazcık bas gördüğümde hemen kaçıyorum. :D Bu arada baslar kesinlikle ayrıksı gelmiyor, kulaklığın geneli zaten oldukça müzikal. “Mid-bas şişkinliği”nden ise eser yok.

    Rock-metal tarzı için genelleme yapacak olursak… Davulları ayrı bir şekilde seçebiliyorsunuz, bateriden gelen sesler oldukça başarılı. Belki bas gitarlar sizin miktar tercihinize bağlı olarak tatmin etmeyebilir ama elektro gitarın sesini duyduğunuzda bu tatminsizliğin üzerine bir çizgi çekebilirsiniz.

    Pop müzik dinleyicisi iseniz arabanızdaki setin subwoofer’ının vurduğu bası unutun bir kere. Basit olarak diyeyim ki, “V-tipi”nde bir kulaklık değil. Bu kulaklıkla ben pop dinlerken de zevk alıyorum, ama burada tercihler öncelikli kesinlikle. Yine de dürüstçe ifade etmek gerekirse, Ck10’un en iyi gittiği türün pop müzik olmadığı aşikar.




    Genel olarak toparlamak gerekirse, kulaklık oldukça müzikal, niçin universal IEM listesinin başlarında yer aldığını kanıtlayan bir performansa sahip. Tizleri, klasik AT midleriyle birleşince muhteşem olan, bunların yanında basları ise kaliteli ama miktar olarak az sayılabilecek bir sese sahip. Örneğin Pfe’yi, RE0’yu sevdiyseniz, zannedersem Ck10 bu tarz kulaklıklar için güzel bir “upgrade” sayılabilir. Yine de illa bir niteleme yapmam gerekir ise sesin sıcak tarafında yer aldığını söyleyebilirim. Ama bir bas-kafa iseniz, Ck10 sizin için çöpünüzü bile işgal etmeye değmeyecek bir kulaklık olabilir; hemen bir koşu gidip bir W3 veya IE8 satın alınız.

    İncelemeye ne eklenebilir veya bu yazıdan hangi kısımlar çıkartılabilir, bilmiyorum. Ama yaptığım tercihten ötürü memnuniyetimin de bir ifadesi olarak bu kadar uzun uzadıya yazmamı mazur görürseniz, memnun olurum. Her türlü fikir, öneri ve eleştiriye de açık olduğumu belirtmek isterim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi freedom36 -- 29 Ağustos 2010; 13:33:58 >







  • hayırlı olsun güzel inceleme olmuş resim yokmu
  • Ellerine sağlık Hikmet güzel bir inceleme olmuş.

    bass miktarı konsunda tahminimce w3 ü ortofonun önüne,sm3 ü de ie8 in arkasına konumlandırabilirsin.

    Anlattığın kadarıyla bu kulaklığın pop-trance-house tarzı yapay bassların ağırlıkta olduğu,midbass a kaçan bass lara sahip müzik türlerinde iyi gitmeyeceğine kanaat getirdim.midbass-daha doğrusu,üst bass hafif vurgulu olduğunda,özellikle iemler için sesteki o cılız yapıyı daha hacimsel bir yapıya kavuşturuyor.dolaysıyla iemlerin kafaüstülere karşı aciz kaldığı o hacimsizliği nispeten azaltıyor.kendi adıma ben o tarz iemleri seviyorum.hani çok doğru bir beklenti değil belki buda aslında.

    beni w3 le mutsuz kılan tek şey sibilance olmasıydı.üst bass vurgusunu seviyordum,özellikle o dönem dinlediğim tarz için oldukça uygun bir iemdi.fakat şimdi bu konuda bu kadar emin konuşamıyorum,çok değişik tarzlar dinlemeye başladım.

    ck10 un tiz performansını akabinde sesteki ayrıntısını çok merak ettim.w3 gibi monitoringe mi kaçıyor,yoksa eq7 gibi daha müzikal bir havasımı var denemek isterdim.

    player olarak,s9 un yerine ipod daha doğru bir seçim olmuş.ama,ipodlar nispeten tiz ağırlıklı ses veriyorlar,dolayısıyla tiz ağırlıklı bir kulaklıkla kullanım uzun dinletiler için yorucu olabilir(her ne kadar e1 le kullanıyor olsanda).elinin altında bir sansa clip-yada bir vibez olması çok iyi olur.hatta düz d2 ile(d2+ ya çevrilmemiş)kullanım bile oldukça tatminkar bir ses verebilir kanımca.düz d2 nin seside flat olarak pek birşeye benzemiyor ama,efect ayarları s9 kadar aşırı yapay değil.daha doğal sesi daha sıcak.şu yeni çıkan dac-s:flo da dahili amfi ve duble ses çipiyle,bu konuda daha kombine bir çözümleme olabilir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Bat-man19 -- 29 Ağustos 2010; 11:46:03 >




  • parmaklarına sağlık evet güzel inceleme olmuş..
  • Hayırlı olsun freedom36, güzel ve detaylı bir inceleme olmuş.
  • +rep
  • Haha Rep demek...

    Çok teşekkür ederim. Yavaş oldu ancak tırmandık yukarı doğru, daha iyileri sizin olsun.

    Bölük pörçük olacak biraz ama cevap vermeye çalışayım Sebahattin abi. İncelemenin bir yerlerine yazsam iyi olacak aslında; sesin müzikal olduğunu iddia etmekteki amacım frekansların ayrıksı gelmemesi idi. Tabi tizler ön planda, burası su götürmez. Hatta bundan dolayı, eğer senin pencerenden bakarsak olaya, monitoring/inceleme kısmına daha yakın bir kulaklık; adının hakkını veriyor.

    iPod'un başlarda tizlerinin az bile değil, HİÇ olmadığını düşünüyordum, ta ki line-out çıkışından E1 ile kullanana dek. Şimdi gayet tatmin olmuş durumdayım. Bir de inşallah Hasan ile diymod yapabilirsek sesin az biraz daha gelişeceğini tahmin ediyoruz, ama nereye varacak kestiremiyoruz şimdilik. S:flo2 alma arefesinde direkten döndüm diyebilirim. Hakkındaki yorumlar yeterince kışkırtıcı ve boş bir cihaz olmadığı da belli. Ama biz öbür yola girdik bakalım. Şimdilik güzel bir fiyata iyi bir müzik çalara sahip olduğumu düşünüyorum - ikinci el satın aldım. Hele Hifiman 801 ve 602 veya türevleri gibi oynatıcıların fiyat aralığını düşünürsek... Taşınabilire bu kadar para dökmek de... Neyse, büyük konuşmayım.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi freedom36 -- 29 Ağustos 2010; 13:03:33 >




  • .



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Bat-man19 -- 29 Ağustos 2010; 17:59:45 >
  • Ne kadara mal oldu.
  • Pahalıya patladı. İşte google'da arattığınızda, sağda-solda karşınıza çıkan fiyattan farklı değil.
  • Güzel inceleme. Teşekkürler.
  • Bu ara forumda baya bir PFE modası başladı.Ck10 deneyen arkadaşlar Ck10 un pfe den bir gömlek üstün olduğunu düşünüyor.fiyatı daha uygun olsaydı,ck10 modasıda başlayabilirdi forumda belki.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Master-Fİ

    Bu ara forumda baya bir PFE modası başladı.Ck10 deneyen arkadaşlar Ck10 un pfe den bir gömlek üstün olduğunu düşünüyor.fiyatı daha uygun olsaydı,ck10 modasıda başlayabilirdi forumda belki.


    CK10'un bir nevi karaborsaya düştü artık. İkinci elleri bile yurtdışında oldukça rağbet gören bir kulaklık haline döndü. Daha önceleri amerika'dan 180-190$'lara alınabilen kulaklık üretimin durması ve çoğu yerde stok olmaması yüzünden kıymete bindi. Şimdi ikinci ellerine o fiyatı isteyenler var. Şu anda satışta olan yerler gerçi hala var ama fiyatı doğal olarak PFE'den fazla. Oldukça güzel bir kulaklık ama tam bir tarz kulaklığı. Yani ya çok sevilir ya hiç sevilmez. Yakında yeni Audio-Technica modelleri piyasaya sürülecek ki buna CK70PRO ile başladılar, bakalım 2 veya 3 armatür için yeni bir model gelecek mi? Gerçi gelirse CK70PRO'nun fiyatına bakılırsa hiç yanına yaklaşılacak gibi bir şey olmayacak sanki ama çıkmadık candan ümit kesilmez.




  • Ck10'un hem fiyatı hem bulunabilirliği sorun... Yakında bir model gelecek gibi, ama ne zaman ve ne şekilde olur bilmem. Belki çıkmıştır bile, yalnız son zamanlarda biraz uzak kaldığım için pek fikrim yok açıkçası.

    Ben Pfe ve Dba-02'yi dinlediğimde şunu söylemiştim: Ck10'a kafayı takmasaydım veya o kadar param olmasaydı, Pfe veya Dba'ya yönelecektim; eğer ki öyle bir şey olsaymış, kesinlikle üzülmeyecekmişim. Her ikisini de dinlediğimde bu kanaate varmıştım. Ha arada fark yok mu, evet kesinlikle var. Ama bu tamamen kişisel tercihlere bakar. Hassas olmanız ve aradaki ufacık fark için hiç de az olmayan bir miktarı gözden çıkarmak gerek.

    Aralarındaki fark ise -aklımda kaldığı kadarıyla- Pfe "sanki" bassları azıcık dağıtıyor gibiydi ve Ck10'un hem tizleri biraz daha öndeydi hem orta ve üst frekansları, bahsettiğim fiyat farkı nispetinde, daha rafine veriyor gibiydi. (Yine de "top-tier" denen baba kulaklıkları alt edebileceğini düşünmüyorum, sadece kafa tutar; ama onların da fiyatı belli zaten.) Dba ise diğerlerine göre daha dengeliydi. İlk farkettiğim bu olmuştu. Onun da gayet yumuşak ve tatlı bir sesi var, ama bir şeyler eksik... Tarifi mümkün değil. Bir şeyleri arıyor insan ama ben bulamamıştım neyin eksik olduğunu.

    Velhasıl gün gelir bass özlemimi dindiremez ve kaynak ihtiyacım olursa, bu ikisinden birine "downgrade" edebilirim. Takas yapacağım arkadaşın aradaki farkı pazarlıksız ödemesi koşuluyla hehe




  • Şurası nispeten doğru fakat benim düşüncem bu konuda; CK10 gerçekten çok çok iyi bir IEM. Top-tier'lar arasında sayılabilir, hatta birçoğundan iyidir diyebilirim. Ve kesinlikle en iyisi ile arasında kesinlikle değiştirilmeye değecek bir fark yok.

    Bugüne kadar dinlediğim IEMler arasında ben 3. sıraya koyarım hiç düşünmeden.

    quote:

    Orijinalden alıntı: freedom36
    ...................rta ve üst frekansları, bahsettiğim fiyat farkı nispetinde, daha rafine veriyor gibiydi. (Yine de "top-tier" denen baba kulaklıkları alt edebileceğini düşünmüyorum, sadece kafa tutar; ama onların da fiyatı belli zaten.) Dba ise diğerlerine göre daha dengeliydi. İlk farkettiğim bu olmuştu. Onun da g............
  • bu ck 10 un sürülebilirliği nasıl,yani amfiye takıp test etme imkanın oldumu Hikmet,tepki veriyormu amfiye?

    pfe ile amfi şart gibi,yani adamakıllı kullanmak için extradan amfiye bütçe gerekiyor.hem pfe hem amfi almaktansa,ck 10 un sürülme açısından sorunu yoksa,pfe yerine ck10 a yönelmekte mantıksız olmaz sanırım.yalnız kişisel kanaatim,istisnasız tüm armatürlülerin,amfi ile performansının baya artacağını düşünüyorum.

    yeni çıkacak dediğiniz model acaba ck10 kadar başarılı olacakmı.
  • bu arada Phonak 2 yada 3 armatürlü iem çıkarmayı düşünüyormuş buralarda bir yerde okumuştum.eğer pfe deki gibi bir mühendislik söz konusu olursa yeni çıkacak modellerde,ne top kalır ne tier valla



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Master-Fİ -- 25 Kasım 2010; 17:46:04 >
  • Abi benim uDac'a bağladığımda biraz olsun uDac'ın kimliğine bürünüyor ve bence hiç iyi olmuyor. Bunu çok abartı düşünme yine de... Yoksa amfiden beslemelik bir durumu yok, çok rahat sürülebilecek bir kulaklık.

    Hasancığım, sana gelirsem Zaten biliyorsun Ck10 hakkındaki düşüncelerimi; ama bir Ortofon, bir Sm3 gözümde niyeyse daha bir "komple" kulaklıklar olarak duruyorlar. Bırak Ck10'u, Audio Technica'nın midlerini hiçbir şeye değişmem. Marka fanatiği değilim ama sevdiğim renk bu, napayım. Ama diğerlerinin de tadı başka tabi. Yine de genel bir teraziye koyarsak dinlediklerim arasında Sm3'ten sonra benim için 2. sırada gelir. Orto'ya denk görüyorum, en azından müzik zevkim ve beklentilerim açısından, yanına orto alsay yatay gelişme olurdur benim için. Ama bunun yanında bir Monster Pro Copper, Westone serileri karşısında ne yapar, kestiremiyorum. O cümleyi biraz da o yüzden kurdum aslında.




  • Ortofon ile CK10 dediğin gibi benim sıramda da aslında Orto büyükeşit CK10 gibi. Yani yakınlar.. CK10 da komple bir kulaklık, kendi kulaklığını övebilirsin

    Benim Ortofon da yalan olmuş zaten, bakalım nasıl anlaşacaz Unique Melody ile..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: H.
    Ortofon ile CK10 dediğin gibi benim sıramda da aslında Orto büyükeşit CK10 gibi. Yani yakınlar.. CK10 da komple bir kulaklık, kendi kulaklığını övebilirsin

    Benim Ortofon da yalan olmuş zaten, bakalım nasıl anlaşacaz Unique Melody ile..

    Gecmis olsun, custom ı beceremedilermi?
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.