Amnesia: Rebirth (2020) [PC ANA KONU] (2. sayfa)

Korktum almadım.

Kaleye adım attım sonunda. Yalnız oyun epey çehre değiştiriyor bu bölümlerde açıkçası cesaret edemedim. Bir de şöyle bir şey var, hem korkup hem de aynı anda bulmaca çözmeye kasmak kafamı şişirmekten başka bir etki yaratmıyor bende. Her iki türde de alacağım hazzı azaltıyor. Ya bulmaca çözeyim ya da dümdüz korkayım istiyorum.

Hikayenin geçtiği çöl deli arap Abdül Alhazred'in Necronomicon'u bulduğu çölden ilham alınmış muhtemelen. Buram buram Lovecraft kokuyor oyun. Zaten Penumbra serisi hala daha yapılmış en iyi Lovecraftian yapımlar olarak duruyor.

.

Eline sağlık hocam, güzel bir inceleme bırakmışsın..

Biraz önce bitirdim oyunu. A Machine for Pigs'ten sonra ilaç gibi geldi, çok beğendim.

Sürekli diken üzerde tutan, konusuyla kendine bağlayan, buram buram Lovecraft kokan bir oyun olmuş.

oyunu 10 günde bitirdim baya güzeldi.

blair witche başladım ama aklım hala bu oyunda.(blair witch vasat geldi)

gömülcek bi oyun değil gayet keyifliydi.

çok beklenti içerisine girmemek gerek, bi çok çıkmış ismi cthulhu olan 'ben lovecraftım' diye bağıran korku oyunlarından daha fazla iyiydi.

Frictional Games gene güzel bir yapıma imza atmış. Oyunlarında oluşturdukları kendilerine has mekan tasarımı çizimi takdire şayan. Oyunun korku dozu yüksek değil daha çok atmosfer, hikaye ve bulmaca ağırlıklı olmuş. Bazen korku oyunu değil de rpg oyunu oynuyorum sandık. Oyun uğraş, emek ve dikkat istiyor. 20 saat sonunda bitirmişim oyunu bu da oyun bittiğinde verdiğiniz paranın karşılığını alıyorsunuz demek.

öncelikle penumbra, amnesia the dark descent ve soma hayranı olduğumu belirterek başlayım.

dün oyunu indirdim türkçe yamasını da kurdum ve 1,5 saat kadar oynadım.

ilk 1,5 saatlik deneyimimde zerre kadar korkmamakla birlikte oyunun başlangıç konuşmaları the dark descent kopyası olmuş.

unutma, hatırla, adım şu, şuralıyım falan.

ilk sekansta bir de gerekli gereksiz çok fazla not çıktı karşıma. 1,5 saatin çoğu onları dinlemekle - okumakla geçti. geri kalan zamanda da etrafı inceleyip yavaşça ilerledim.

sonuç olarak ilk izlenimimde oyun pek hoşuma gitmedi. çölün mistik atmosferi dışında pek aklımda kalan, ilgimi çeken, heyecanlandıran, korkutan bi yanı olmadı. bakalım ilerleyen oynanış saatlerinde düşüncelerim değişecek mi...

bunları söylerken diğer saydığım oyunlarla kıyaslıyorum çünkü onları oynarken ilk 1-2 saatlik deneyimde heyecanlandığım ve ilgimi çeken pek çok unsur olmuştu.

edit

oyunu bitirdim. penumbra, amnesia the dark descent ve soma gibi oyunların her açıdan oldukça gerisinde kalan bir oyun olmuş.

bu sebeplerden dolayı amnesia rebirth benim için hayal kırıklığı oldu. hayranı olduğum firma frictional games resmen gitmiş amnesia a machine for pigs'ten hallice bir oyun yapmış. oyunun beğendiğim az kısımlarından biri gelişmiş FPS kamerası oldu. böylece nefes alıp vermenin verdiği ekran kayması dahil, tüm vücudumuzu görüp daha gerçekçi bir deneyim yaşıyoruz. hiç yoktan iyidir...

bir diğer beğendiğim içerik ise bulmacalar oldu. fazla uğraştırmıyorlar ama o kadar basit de değiller. özellikle çevre etkileşimi konusuyla bağdaştırılmış olması güzeldi.

amnesia olarak bakıldığında hayal kırıklığı fakat normal bir korku oyunu olarak bakıldığında korku seviyesi iyi olan bir oyun. fazla beğenmedim ama beğenimi kazandı

Hocam Ps store da şu an 89.55 tl sizce değer mi almaya. Amnesia the dark descentı ben beğenmiştim ama bu oyunu PS4 te oynacağım ve ingilizce oynayacağım. ingilizcem orta seviyelerde. Sizce alınır mı hikaye anlamında eksiklik yaşar mıyım ingilizce olduğu için?

Peki hikaye konusunda sorun yaşar mıyım ingilizce olduğu için?

Epic ücretsiz dağıtıyor.

Kütüphanenize eklemeyi unutmayın. :)

İki yıl aradan sonra tekrar başladım. O dönem pc kaldırmıyordu tam. Kaleye adım attım gene. Oyunun çöl atmosferi inanılmaz bence. Tam Lovecraft kafası. Bu adamlar bu işi biliyor. Oyun ise ilk iki oyuna kıyasla bayağı paldır küldür geldi kontrol olarak. Ağırlığı yok karakterin. İlk oyunlarda bayağı ağırkanlı bir insanı kontrol ettiğimizi hissediyorduk, çaresizliği sağlayan unsurlardan biri de buydu sanki. Ben oyunu her gün iki üç saat kadar oynamayı planlıyorum, cuma akşam falan bitiririm herhalde şu haliyle.

Abi şaka gibi. Mouse çalışmamaya başladı oyun içinde. Menülerde falan çalışıyor, ancak oyuna girince karakteri mouse ile yönetemiyorum hiçbir şekilde. Bir saattir uğraşıyorum çözemedim. Durup dururken oldu. O kadar mantıksız ve salakça bir şey ki sinirlenemiyorum bile. Çözüm de yok gibi. Controllerı sökün deyip durmuşlar da kontrolcü yok ki bende. 

Epey eski bir kayda dönünce düzeldi mouse. Bu sefer de gidişat değişti.

Spoiler,

mesajı görmek için tıklayın.

Ben bebeği falan komple bırakıp kaçacaktım normalde. En son bebekle döndük Paris'e. 

Fena oyun değildi. On saat civarı sürdü, hiçbir anında ben ne yapıyorum dedirtmedi. Çölde geçen kısımlar çok iyiydi, en güzel bölümler de onlardı. Aslında potansiyeline yazık edilmiş. Çok sağlam bir oyun çıkarmış bundan. Cezayir çölünde yeraltı mezarında mahsur kalıp yavaş yavaş deliren yalnız bir kadının hikayesini anlatarak ilk oyunun tonuna yaklaşabilirlermiş, farklı bir yol izleyerek yazık etmişler. Yine de oynanası. Zaten Frictional Games babamı oyun yapsa oynarım.