American Gangster (2007) | Denzel Washington - Russell Crowe (2. sayfa)

quote:

Orjinalden alıntı: tàlhà

Valla filmi bekliyorum uzun zamandır düşsünde izliyim diye daha kismet olmadı.

quote:

Orjinalden alıntı: aKaSa

quote: Orjinalden alıntı: tàlhà Valla filmi bekliyorum uzun zamandır düşsünde izliyim diye daha kismet olmadı.

Dostum film nete düşeli nerden baksan 2 hafta oldu
yani ben 2 hafta önce indirdim filmi

Ama hala izliyemedim

quote:

Orjinalden alıntı: De-Niro

Açıkçası son zamanlarda izlediğim en nitelikli filmlerden biriydi American Gangster. Tabi bu filmi Ridley Scott yerine Martin Scorsese çekseydi daha nitelikli olurdu demeden edemeyeceğim. Ama Ridley Scott gerçekten sağlam film yapmış. Yeni nesilin hoşlandığı o bol aksiyonlu saçmasapan filmler yerine eski sinema usulünü devam ettirmesi oldukça takdire şayan bir hareketti. Biyografik, yalın ve sanatsal bir anlatış filme çok yakışmış.

Filmde aksiyon sahneleri yok değil. Tam yerinde ve abartısız olarak kullanılmış. Denzel Washington'ın filmin açılış sahnesinde ve cafede otururken dışarı çıkıp infaz yapması oldukça doyurucu olmuş. Zaten gerçek hayattan uyarlanan bir filmden yüksek dozajda aksiyon beklemek yeni nesil sinemaseverlerin beklentisidir sadece. Casino, Goodfellas, Once Upon A Time In America, Taxi Driver gibi klasikleri izleyenler bunu bilir.

Ayrıca filmde Heat'e karşı bir saygı duruşu var. Russell Crowe'un oynadığı dedektif karakteri tamamen Al Pacino imitasyonu. Sürekli sakız çiğnemesi, umursamaz tavırları ve cool hareketleri Al Pacino'nun Heat'te canlandırdığı Vincent karakterini hatırlatıyor izleyiciye. Ayrıca filmin Denzel Washington ve Russell Crowe'un karşılıklı söz düellosuna girdiği son sahne, Robert De Niro ve Al Pacino'nun Heat'te cafede buluşup birbirlerine meydan okuduğu o müthiş sahneye bir gönderme olarak duruyor. Özellikle masanın üstünde kahve olması ince bir ayrıntı.

Filmin uzunluğu ise bence gayet normal. Böyle güzel bir konu detaylar es geçilerek kısa süreye indirgenseydi eminim film etkileyiciliğini büyük oranda yitirirdi. Amerika'da uyuşturucu işlerinin nasıl döndüğü, polisin suç olaylarına karşı nasıl bir güzergah izlediği, mafya babalarının ipleri elinde nasıl tuttuğu ve buna bağlı olarak polis-mafya ilişkisindeki esnekliği anlatabilmek için bu süre hiç uzun değil. Daha önce çekilmiş benzeri filmlerde de aynı durum söz konusudur.

Oyunculuğa gelirsek, Denzel Washington gerçekten adeta döktürmüş. Tıpkı Man Of Fire filmindeki gibi acımasız ve sakin duruşlu karakteri çok iyi canlandırmış. Russell Crowe'u kimse beğenmiyor. Ama bence o da kariyerinin en iyi performanslarından birine imza atmış.

Filmin senaryosu Steven Zaillian'a ait. Geçmişine bakarsak New York Çeteleri, Görevimiz Tehlike, Awekenings, Schindler's List gibi başyapıtlara imza attığını görürüz. Scott, Washington ve Crowe'un geçmişini yazmaya gerek duymuyorum zaten.

Açıkçası çok güzel bir filmdi. Herkese tavsiye ederim. Eğer transformers meraklısı iseniz sinemada izlemeyin. Yok eğer gerçek manada sinemaseverseniz gidin sinemada izleyin. Vereceğiniz parayı son kuruşuna kadar hakeden bir başyapıt var karşınızda.

quote:

Orjinalden alıntı: tàlhà

quote: Orjinalden alıntı: aKaSa quote: Orjinalden alıntı: tàlhà Valla filmi bekliyorum uzun zamandır düşsünde izliyim diye daha kismet olmadı. Dostum film nete düşeli nerden baksan 2 hafta oldu yani ben 2 hafta önce indirdim filmi Ama hala izliyemedim

O DVDSCREEN Dvdrip'i bekliyorum ben o indirip izlemek kolay'da berbat görüntüyle film izleyemem ben.

quote:

Orijinalden alıntı: De-Niro

Açıkçası son zamanlarda izlediğim en nitelikli filmlerden biriydi American Gangster. Tabi bu filmi Ridley Scott yerine Martin Scorsese çekseydi daha nitelikli olurdu demeden edemeyeceğim. Ama Ridley Scott gerçekten sağlam film yapmış. Yeni nesilin hoşlandığı o bol aksiyonlu saçmasapan filmler yerine eski sinema usulünü devam ettirmesi oldukça takdire şayan bir hareketti. Biyografik, yalın ve sanatsal bir anlatış filme çok yakışmış.

Filmde aksiyon sahneleri yok değil. Tam yerinde ve abartısız olarak kullanılmış. Denzel Washington'ın filmin açılış sahnesinde ve cafede otururken dışarı çıkıp infaz yapması oldukça doyurucu olmuş. Zaten gerçek hayattan uyarlanan bir filmden yüksek dozajda aksiyon beklemek yeni nesil sinemaseverlerin beklentisidir sadece. Casino, Goodfellas, Once Upon A Time In America, Taxi Driver gibi klasikleri izleyenler bunu bilir.

Ayrıca filmde Heat'e karşı bir saygı duruşu var. Russell Crowe'un oynadığı dedektif karakteri tamamen Al Pacino imitasyonu. Sürekli sakız çiğnemesi, umursamaz tavırları ve cool hareketleri Al Pacino'nun Heat'te canlandırdığı Vincent karakterini hatırlatıyor izleyiciye. Ayrıca filmin Denzel Washington ve Russell Crowe'un karşılıklı söz düellosuna girdiği son sahne, Robert De Niro ve Al Pacino'nun Heat'te cafede buluşup birbirlerine meydan okuduğu o müthiş sahneye bir gönderme olarak duruyor. Özellikle masanın üstünde kahve olması ince bir ayrıntı.

Filmin uzunluğu ise bence gayet normal. Böyle güzel bir konu detaylar es geçilerek kısa süreye indirgenseydi eminim film etkileyiciliğini büyük oranda yitirirdi. Amerika'da uyuşturucu işlerinin nasıl döndüğü, polisin suç olaylarına karşı nasıl bir güzergah izlediği, mafya babalarının ipleri elinde nasıl tuttuğu ve buna bağlı olarak polis-mafya ilişkisindeki esnekliği anlatabilmek için bu süre hiç uzun değil. Daha önce çekilmiş benzeri filmlerde de aynı durum söz konusudur.

Oyunculuğa gelirsek, Denzel Washington gerçekten adeta döktürmüş. Tıpkı Man Of Fire filmindeki gibi acımasız ve sakin duruşlu karakteri çok iyi canlandırmış. Russell Crowe'u kimse beğenmiyor. Ama bence o da kariyerinin en iyi performanslarından birine imza atmış.

Filmin senaryosu Steven Zaillian'a ait. Geçmişine bakarsak New York Çeteleri, Görevimiz Tehlike, Awekenings, Schindler's List gibi başyapıtlara imza attığını görürüz. Scott, Washington ve Crowe'un geçmişini yazmaya gerek duymuyorum zaten.

Açıkçası çok güzel bir filmdi. Herkese tavsiye ederim. Eğer transformers meraklısı iseniz sinemada izlemeyin. Yok eğer gerçek manada sinemaseverseniz gidin sinemada izleyin. Vereceğiniz parayı son kuruşuna kadar hakeden bir başyapıt var karşınızda.