Abdülhamid ne yaptı ki ulu hakan oldu? (6. sayfa)

quote:

Orijinalden alıntı: asau

quote: Orijinalden alıntı: suÇ dünya genelinde,gelmiş geçmiş en büyük toprak kaybeden birisi olarak tarihe geçen devlet adamı.az kaldı yakında vahdettin'nin de dizisini yaparlar ve kahraman olarak anlatılır

Hangi toprağı kaybetti, senin olmayan toprağı mı? İdeolojik körlük yüzünden papağan gibi hep aynı şeyleri tekrarlayıp duruyorsunuz. Yok mu özgün düşünceniz? Size dayatılan klişeleşmiş sözcükleri her saat, her gün yazmaktan bıkmadınız mı? Kafanızın basmadığı şu ki Abdülhamit devrilmeseydi bugünkü Türkiye toprakları daha geniş olacağı gerçeğidir. Abdülhamit'in devrilmesi ile Türkün filli toprakları tehlikeye girdi. Nitekim çok uzun zaman geçmeden Türkün fili toprakları Balkanlar gitti, Güneydoğu Akdeniz gitti, Musul Kerkük gitti, Batum gitti, Doğu gitti, gitti de gitti. Arabın topraklarını Abdülhamit kaybetmeseydi ondan sonrakiler kaybedecekti, örneğin Atatürk kaybedecekti. Senin olmayan topraklarda duramazsın, eninde sonunda defolup gidersin. Tıpkı İngiltere gibi. Kendi topaklarında Yunan'ı yenmeyi destansı zafer kabul edip bundan destanlar çıkaranlar gelip buraya sırf ideolojik körlük yüzünden Abdülhamid'e, Osmanlıya laf söylüyor. Gerçek vatansever ataları arasında ayrım yapmaz. Hele hele ideolojik ökrlük hiç yapmaz. Bu vatanda 3 tane devlet kurduk. Bu devletler için çalışan liderler hatasıyla sevabıyla bizim değerimizdir. Onları ideolojik körlük bataklığına saplanıp değerlendiremeyiz. Kaldı ki atalarımızdan bir sonraki bir önceki sayesinde vardır. Abdülhamit konusunda bilinmesi gereken en önemli şey ise Abdülhamit olmasaydı Atatürk olmazdı. Çünkü Osmanlı çok önceden yıkılmış olurdu. Abdülhamit'i bu kadar önemli yapan şey, onun son muktedir İslam ülkesi yöneticisi olmasıydı. Abdülhamit'in devrilmesi, hem Türk'ün hem de İslam'ın bölgedeki egemenliğini kesin olarak son bulduğunun kanıtıdır. Reşat da Vahdettin de birer kukladır. Yönetimde fiili olarak hiç bir ağırlıkları yoktur. Ondan sonra gelen hiç kimse dünyada ne bölgede ne bölgede egemen olamamışlardır. Her gelen kendi can derdinde olmuştur. Hala can derdindeyiz. Bu kafayla da 500 yıl da can derdinde olmaya devam edeceğiz.
Abdülhamit'i çok abartmayalım tamam da, sizlerin yaptığı gibi şeytanlaştırmak da en basit ifadeyle vicdansızlıktır.



filli toprak= Türklerin çoğunluk olduğu toprak (Örnek, Batum, Selanik, Kerkük)

resmi toprak= türkün olmadığı yada çok az olduğu toprak (Yemen, Arabistan, Mısır)

quote:

Orijinalden alıntı: Talk2MyHand

fsm 2. selim 4. murat hariç birilerini övülecek biri yok hele abdülhamid gibi bir tırsak asla haketmiyor bu tarz sıfatları

quote:

Orijinalden alıntı: Lotusx

Abdülaziz değil, V. Murad vardı. 4 aylık bir hüküm süresinin ardından tahttan indirilmiş ve yerine Jön Türkler'le anlaşan 2. Abdülhamit geçmiştir.

33 yıl boyunca çok mükemmel idarecilik yaptı; öyle ki İstanbul'da ikamet ettirdiği Arap liderler daha sonra döndüklerinde Arap İsyanları'na liderlik ettiler.

Ceddi toprakları kan dökerek almış, kendisi de kan dökerek vereceğinden borçların kapatılması, dış basındaki kötü profil çizen propagandanın sonlandırılması ve doğudaki isyanların durdurulması getirilerine rağmen Yahudi teklifini reddetmiş - imiş. Ya haydi bir yol alın. Kıbrıs ve Mısır'ı Birleşik Krallık 'kontrolüne" bırakan 2. Abdülhamit, Filistin odaklı bu şekilde bir teklif alsa promosyon olarak Arapları bölgeden kendisi sürerdi.

İlkokul eğitimi 1824 yılında 2. Mahmut (2. Mahmut döneminin Osmanlı eğitim hayatına katkısı her seviyede 2. Abdülhamit'ten ve son dönemdeki diğerlerinden fazladır.) tarafından zorunlu hale getirilmiştir. Kız çocukları ise her ne kadar sayıları felâket derecede az olsa da Osmanlı'da çok uzunca bir süre eğitimin (en azından ilkokulun) parçası olmuşlardır. Durumun 2. Abdülhamit'le bir alakası yok. Eğitimin genel anlamda Kanun-ı Esasi'de yer alması ve batı usulüne odaklanması ise Meşruiyet'i getiren, Kanun-ı Esasi'yi hazırlayanlarla ilgilidir!

Evet, 1892-1893 verilerine göre Sivas "Vilayeti"nde 1637 ilkokul bulunuyor, ancak bunların yalnızca 271 tanesi pozitif eğitim veren kurum sınıfında. Geriye kalan 1366 tanesi "tipik" Sıbyan Mektebi. Ayrıca bu okulların tamamının 2. Abdülhamit tarafından açılması gibi bir durum söz konusu değil.

Batı usulü, pozitif eğitim ifadeleri de yanlış anlaşılmasın. Bunlar yalnızca metod bakımından. 1890'lara kadar bu sözde yenilik odaklı okulların taşradakilerinin ders programlarına örnek:

1. yıl:

-Elifba
-Kıraat
-Kitâbet-i Kur'âniye

2. Yıl:

-Akaid
-Kur'an
-İlm-i hal
-Hesap
-İmla
-Yazı

3. yıl:

-Kur'an
-Tevcid
-Vexazife-i etfâl
-Kısas-ı enbiyâ
-Malûmat (kısa)
-Kısa kavâid
-Türkçe
-Yazı

Sonraki yıllarda ise tarih, coğrafya falan da ekleniyor.

Yazılan diğer saçmalıklara ise değinmeye bile gerek yok. Cehaletinizi abuk sabuk internet sitelerinden gidermeye çalışmayın. Biraz kitap okuyun. Ya da burada sormaktan da çekinmeyin, cevaplarız.

quote:

Orijinalden alıntı: Muhafız-

quote: Orijinalden alıntı: Talk2MyHand fsm 2. selim 4. murat hariç birilerini övülecek biri yok hele abdülhamid gibi bir tırsak asla haketmiyor bu tarz sıfatları

hay senin ben beynine..

quote:

Orijinalden alıntı: SW4RTHY

quote: Orijinalden alıntı: Lotusx Abdülaziz değil, V. Murad vardı. 4 aylık bir hüküm süresinin ardından tahttan indirilmiş ve yerine Jön Türkler'le anlaşan 2. Abdülhamit geçmiştir. 33 yıl boyunca çok mükemmel idarecilik yaptı; öyle ki İstanbul'da ikamet ettirdiği Arap liderler daha sonra döndüklerinde Arap İsyanları'na liderlik ettiler. Ceddi toprakları kan dökerek almış, kendisi de kan dökerek vereceğinden borçların kapatılması, dış basındaki kötü profil çizen propagandanın sonlandırılması ve doğudaki isyanların durdurulması getirilerine rağmen Yahudi teklifini reddetmiş - imiş. Ya haydi bir yol alın. Kıbrıs ve Mısır'ı Birleşik Krallık 'kontrolüne" bırakan 2. Abdülhamit, Filistin odaklı bu şekilde bir teklif alsa promosyon olarak Arapları bölgeden kendisi sürerdi. İlkokul eğitimi 1824 yılında 2. Mahmut (2. Mahmut döneminin Osmanlı eğitim hayatına katkısı her seviyede 2. Abdülhamit'ten ve son dönemdeki diğerlerinden fazladır.) tarafından zorunlu hale getirilmiştir. Kız çocukları ise her ne kadar sayıları felâket derecede az olsa da Osmanlı'da çok uzunca bir süre eğitimin (en azından ilkokulun) parçası olmuşlardır. Durumun 2. Abdülhamit'le bir alakası yok. Eğitimin genel anlamda Kanun-ı Esasi'de yer alması ve batı usulüne odaklanması ise Meşruiyet'i getiren, Kanun-ı Esasi'yi hazırlayanlarla ilgilidir! Evet, 1892-1893 verilerine göre Sivas "Vilayeti"nde 1637 ilkokul bulunuyor, ancak bunların yalnızca 271 tanesi pozitif eğitim veren kurum sınıfında. Geriye kalan 1366 tanesi "tipik" Sıbyan Mektebi. Ayrıca bu okulların tamamının 2. Abdülhamit tarafından açılması gibi bir durum söz konusu değil. Batı usulü, pozitif eğitim ifadeleri de yanlış anlaşılmasın. Bunlar yalnızca metod bakımından. 1890'lara kadar bu sözde yenilik odaklı okulların taşradakilerinin ders programlarına örnek: 1. yıl: -Elifba -Kıraat -Kitâbet-i Kur'âniye 2. Yıl: -Akaid -Kur'an -İlm-i hal -Hesap -İmla -Yazı 3. yıl: -Kur'an -Tevcid -Vexazife-i etfâl -Kısas-ı enbiyâ -Malûmat (kısa) -Kısa kavâid -Türkçe -Yazı Sonraki yıllarda ise tarih, coğrafya falan da ekleniyor. Yazılan diğer saçmalıklara ise değinmeye bile gerek yok. Cehaletinizi abuk sabuk internet sitelerinden gidermeye çalışmayın. Biraz kitap okuyun. Ya da burada sormaktan da çekinmeyin, cevaplarız.

Ne kadar aciz bir insansın. O kadar madde var, aradan 2-3 tane seçmiş açıklama yapıyosun. Digerlerini de açıklasana?

Alıntıları Göster