abb'nin sokak köpeklerine 41 milyon tl harcaması (3. sayfa)

Belediye parayı ağaçtan toplamıyor insanlarlardan zorla topluyor.Sen istersen bağış yaparsın ama durumu olmayan insanların parasını zorla alıp onlara fayda sağlamayan üstüne zarar veren şeylere harcamak hırsızlıktır.

argümanları hemen hazır neymiş önceki şeylere ses çıkarmıyorsak buna da çıkarmayacakmışız

nereden biliyorsun çıkarmadığımızı yanımızdan mı geldin biz saçma sapan neye harcama yapılmışsa hepsine ses çıkarıyoruz sizin gibi chp yapınca çok iyi akp yapınca çok kötü demiyoruz sürekli itleri beslesin diye seçmedik bunları

belediye belediyeliğini yapsın sokaklardan temizlesin ondan sonra nerede besliyorsa besleyebilir yeter ki insanlardan uzak olsunlar

Belediyeler köpektapar korkusundan hiçbir şey yapamıyor.

Aksine bahsettiğim tipte insan çok ve bunlar sadece beslemek, yardım etmek değil, beslemenin ötesine de geçiyor. Bende sokak hayvanlarını besliyorum, ama mesele beslemenin ötesinde, fanatiklik boyutunda. Sosyal medyada çokça örnekleri var. Misal yolda normal yürüyen birine köpek saldırıyor, bu tip kişilerin savunması "sen onun alanına girmişsin", "sen onu sinirlendirmişsin" , "köpeklere yaklaşmayı öğrenmelisiniz" gibi absürt cümleler sarf eden kişiler çıkıveriyor. Oysa ki adam sadece yolunda gidiyor ve o an köpeklerle alakası bile yok. Suçu saldırılana atma derdindeler. Gaziantep'te yüzü parçalanan kızda bile, olayın hemen ardından "çocuğunuza köpek sevgisi aşılayın", "onlardan korkmamayı dost olduğunu öğrensinler" gibi sanki çocuk ilk defa köpeklerle karşılaşıyormuş da sevmeyi bilmediğinden sinirlendirmiş, köpekler saldırmış gibi algı yaratan bir çok mesaj gördüm. Zaten sonrasında köpeklerin site yönetimine ait olduğu, kız çocuğunun da köpeklerle birlikte olduğu fotoğraflar çıktı. Bu tip söylemler, köpekleri katledelim diyenler kadar irite edici söylemler. Bir dönem haber kanallarının vazgeçilmezi Panter Emel vardı, sürekli olaylarla çıkardı haber programlarında. Elbette her söylediğini eleştirmiyorum, haklı olduğu yerlerde var, ancak maksadını, amacını aşan bazı söylemleri de oldukça fazlaca. Zaten bu yüzden de haber kanallarının dikkatini çekiyordu. Panter Emel'den bile daha fazla fanatikler var. Kısaca her iki uç tayfadan da var ve olayın ateşini körüklüyor ve tartışma hatta kavga boyutuna getiriyorlar. Hatta özel mesajdan size yazmıştım, köpek düşmanlığı içermeyen, aksine bu iki güruhu eleştirdiğim basit bir cümlemden dolayı benim aileme fütursuzca hakaret edildiği, işi mahkeme boyutuna götüreceğimi söylediğim bu olaydaki kişi bile bir örnek olabilir.

bir köpeğin ekosisteme nasıl bir faydası vardır? bu konuda bizi aydınlatır mısınız sayın yetkili 

Bulundugum yerde akp yan ilce iyi prti bir baska tarafta chp..hepsi ayni halt sokaklarinda itten gecilmiyor.isin partsinde susunda busunda degilim.sokagimda basibos it istemiyorum isteyen evine alir banane..

Barinak deniyor..masrafini hic bir belediye ustlenmez kardesim,bakacaklari 1 sene..yemegiydi suyuydu veterineriydi..sayisini azaltacaksin baska carede yok.

Kopektaparlari izleyin tv den mutsuz psikolojileri gitmis insanlar tek amaclari diger insanlarida huzursuz etmek.

işte anlamıyorlar gelip hoyvon doşmonoson diyorlar itlaftan başka garanti yöntem varsa buyurun söyleyin şu dandik duygularınızı bi kenara bırakın da çözüm önerin artık

medeniyetin m si yok bu adamlar yurtdışı hayali kuruyor ama o taptıkları itleri göremezler yurtdışı sokaklarında çünkü anında topluyorlar

sayıları birkaç bin olur barınakta bakılabilir imkanları zorlamaz ama milyonlarca var hepsine bakmaya ne bütçe yeter ne imkan

ben bütçe ayrılsın demekle birlikte bazı soruların cevabını merak etmekteyim.

öncelikle sadece mama üretimi konusuyla sürecin yönetilemeyeceğini sağlıklı düşünme yeterliliğinde olan her kişi az çok farkındadır diye tahmin ediyorum.

(tabi hayatı günübirlik yaşayan, düz dünyacı ve cığarh delefonunu diyen dayılarla aynı mantık ekseninde düşünebilen fanatikler hariç )

bu kapsamda mesela şu soruların cevabını merak ediyorum:

başıboş köpek nüfusunun Ankara şehrinde kontrol altına alınması konusunda belediyenin çalışmaları var mı ?

barınaklarda ve sokaklarda olmak üzere toplam köpek sayısı nedir ? bununla ilgili bir tespit veya tahmin çalışması var mı?

günde veya ayda ne kadar kısırlaştırma yapılıyor ve bu kısırlaştırma işlemleri, belirlenen veya tahmin edilen sahipsiz köpek nüfusunun üreme hızına yetişebiliyor mu ? bu kısırlaştırma çalışmaları köpek nüfusunun çoğalma hızını düşürebiliyor mu?

ayrılan bütçe içerisinde, kısırlaştırma maliyetleri başta olmak üzere ilaç, aşı, veterinerlik hizmetlerinin bütçedeki payı nedir ?

bir devlet kurumu olan belediye, Anayasanın 56. maddesine göre çevre sağlığnı korumak ve çevre kirlenmesini önleme ödevini yeterince yerine getiriyor mu bunu da merak ediyorum.

mesela köpek dışkılarının çevre sağlığı üzerine etkileri konusunda herhangi bir önlem veya önleme çalışması ya da hazırlığı var mıdır ?

bu dışkıların kamuya açık alanlarda, kaldırımlarda veya parklardaki çimenlerde serbestçe bulunmasının çevre ve insan sağlığı üzerine olan etkileri konusunda araştırma yapılmış mıdır ? halk sağlığı uzmanlarından bu konuda görüş alınmış mıdır ? mevcut çalışmalardan yetkili kişi ve kurumların bilgisi var mıdır ?

geceleri ve sabahları oluşan gürültü kirliliğinin, anayasa madde 56'da tanımlanmış olan çevre sağlığını koruma noktasında, bir devlet kurumu olan belediyenin bu ödevi yerine getirmesinde bir eksikliği olduğunu göstermez mi ?

İnsanların gece evine dönerken, sabah işe veya okula giderken uğradıkları saldırılar, Anayasanın 17.maddesinde yer alan "yaşama ve maddi varlığını koruma" hakkının yeterince korunamadığı yönündeki bir eksikliğe işaret etmez mi ?

Yine insanların sokaklarda, caddelerde saat fark etmeksizin yürümesi veya bisiklet, motosiklet sürmesi esnasında başıboş köpek sürüsü tarafından kovalanması veya saldırıya maruz kalması; Anayasanın 19.maddesine göre güvenlik hakkının korunması, insanların gece eve tıkılmasının da kişi hürriyetinin sağlanması yönündeki bir eksikliği göstermez mi ?

tüm bu soruların ışığında Anayasanın 5.maddesine göre bu hakların korunması, varsa eksikliklerin giderilmesi devletin ve onun kurumları olan belediyelerin görevi değil midir ?

Ayrıca borçlar kanunu madde 67'ye göre sokaklarda beslenen köpeklerin sebep olabileceği yaralanmalardan veya kazalardan besleyenler -geçici olsa dahi- sorumlu olmuyor mu ?

son olarak 6047 SAYILI Karayolları Trafik Kanununda yola aniden fırlayan başıboş köpeklerin sebep olabileceği trafik kazalarında meydana gelebilecek ölüm, yaralanma, sakat kalma, maddi hasar gibi konularla ilgili bir madde var mıdır ?

bu soruların cevabını merak etmekle birlikte bir de maliyet kısmını merak etmekteyim.

bir başıboş köpek barınağa alındığı zaman sadece günlük besleme maliyetinin 20 tl, yıllık 7500 tl olduğu yönünde bir hesap var. daha bunun ilacı, aşısı, tedavisi, veteriner ücreti nedir onu ayrıca araştırmak lazım

2008 verilerine göre Ankara'da 100 bin başıboş köpek varmış

https://www.hurriyet.com.tr/yerel-haberler/ankara/sokaktaki-kopek-sayisi-2-ilin-nufusunu-solladi-9891361#:~:text=BA%C5%9EKENT%20sokaklar%C4%B1ndaki%20ba%C5%9F%C4%B1bo%C5%9F%20k%C3%B6peklerin%20say%C4%B1s%C4%B1n%C4%B1n,bininin%20sa%C4%9Fl%C4%B1k%20kontrol%C3%BCnden%20ge%C3%A7irilebildi%C4%9Fi%20bildirildi.

2015 verilerine göre izmir'de 400 bin başıboş köpek varmış

https://www.yeniasir.com.tr/yasam/2015/10/03/kuduz-itirafi

bu iki veriye göre Ankara'da kabataslak 1 milyona yakın başıboş köpek olduğunu tahmin edebiliriz sanırım 

1 milyon adet başıboş köpeği barınaklara aldığımızı düşünelim 

bunun yıllık besleme maliyeti 7500 X 1.000.000 =7.500.000.000 TL eski para ile 7.5 katrilyon. dolar olarak 500 milyon $ küsür

ve bu sadece 3 büyük ilden biri olan Ankara'daki besleme maliyeti. ilaç, aşı, tedavi, veterinerlik hizmetleri hariç.

tabi mama üretim tesisi ile bu maliyetler ile ne kadar düşürülür o da ayrı konu.

hadi köpek nüfusu, melih'in dönemindeki belediyenin özverili ! çalışmaları ile 1 milyon değil de 500 binde kalmış olsun ve Mansur bey'in döneminde kurulan mama üretim tesisi veya tesisleri ile maliyetler de düşürülmüş olsun. ancak bu durumda dahi maliyetin 100 milyonlarca dolardan az olabilme ihtimali var mıdır ?

tek bir ilin maliyeti bu kadarken, 81 ilin maliyetini -elbette hepsindeki nüfus aynı olmamakla birlikte- iyi bir bakımla bu hayvanların 10 yıl daha yaşadığını da düşünerek hesapladığımızda, devletin bu kadar bütçesi var mıdır ?

Her şeyin uç noktaları vardır. Bunlara laf edilebilir ama "benim düşüncem dışında herkes" dedikleri zaman iş çığırından çıkıyor. Bir de üstüne hakaretler falan olunca konuşulmuyor.

Çözüm istense bulunur. Ama sihirli değnek olmadığı için karşılığında para, zaman vs. vermek gerek. En azından bu kabul edilmeli.

Ben de öyle düşünüyorum. Eskiden hiç görmedim böyle tepkiler. Bazıları birilerinin gazına geliyor gibi.

Bu durumda nefret duyuyorlar yalnız. Hakaretler, saldırgan mesajlar bu forumda bile dolu. İnsanlara en iyi ihtimalle "köpektapar" deyip bütün köpeklerin uyutulmasını istemeyenlere laf ediyorlar. Bu da onları kindar yapıyor doğal olarak. Sadece şu konudaki mesajlar bile örnek.

Bu durumda ortak çözüm bulmayı bırak tartışma ortamı bile bulmak mümkün değil. Zaten toplu katliam dışında herhangi bir öneriyi kabul edeceklerini hiç sanmıyorum.