Şimdi Ara

70'lerden Kayarken (Küçük Plağım)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
6
Cevap
0
Favori
58
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Merhabalar herkese, konu başlığı aslında burada, dinlerken zevk aldığım parçaları sunmam için tercih edildi. Takip ettiğim arkadaşlarım vardı bu forumda, ben de müzik kutumu boşaltayım dedim. Kimsenin tatlı zamanını harcamak istemiyorum, dolayısıyla hangi kategorilerde dinlediğimi aktaracağım.

    Her kategoride bir şey ararım, tek ya da birkaç kategoriyle sınırlı tutmuyorum kendimi fakat çoğunlukla indie rock, folk rock, alternative rock, post-rock, punk rock dinliyorum. Esasında dinlediğim parçalar böyle adlandırılıyor. Metal tarzı rock dinlemeyi sevmiyorum, rock dramatizeyle, aşkla, sevgiyle, hüzünle, kaygıyla yoğrulmalı katı ve sade bir anarşizmle değil benim penceremden. Hard rock anarşizmini bu yüzden beğenmem. Post-rock, punk rock stilinde olduğu gibi anarşizm ruhu birbirini tamamlıyor.

    Folk rock genel anlamda halk rock olarak anlaşılabilir, ülkemizden Cem Karaca örneği yerinde olur. Indie rock ise bağımsız rock demek, kulağa aşinalı sıradan ritimler yerine özgün denemeler diyelim buna.

    Post-rock ve punk rock birbiriyle yorumlama farkıyla ayrılıyor. Metal rock ya da hard rock, sadece birkaç tane dinlerim, tıpkı her kategoride dinlediğim ama sayısının az oluşu gibi, genelde pek sevmem. Metallica grubundan da çok şikayetçiyim, hem sevmem hem de ergenlerin gözdesi olması nefretimi körüklüyor. özentilik işte.

    Jazz dinlemeyi de severim (bende de ergenlik özentisi halleri var gibi ama işte bundan dolayı ergenlerden nefret ediyorum, her şeyin içini boşaltıyorlar, dinlediğinin ne olduğunu, ne kattığını bilmeden sadece isimle caka satıyorlar), opera kaçamağı yapmadım değil, pop çok iyiyse dinlerim belki, arabesk ise hemen ortadan kaybolur kıyıda köşede milyondan bir tanesine bakarım, kuru R&B ölüm fermanımdır, rap muazzam olacak ya da dokunacak anca.

    Türk müziklerini çoğunlukla beğenmiyorum, arada rock tarzı varsa bakarım, Türk Sanat Müziği de arada iyi işler çıkarıyor, göz gezdiririm ona. Türkülere ise bayılırım, halk müziği diye lanse ediliyor, örneğin Selda Bağcan, Kıvırcık Ali dinliyorum.

    Alevi kültürü Türkiye'de çok hoşuma gittiği için neredeyse tüm müziklerini dinlemişimdir, Alevi kültürüyle harmanlanmış, onun tesirini taşıyan müziklerden bahsediyorum. Müzikleri de kültürleri kadar güzel.

    Klasik ve epik müziği de hayır demem, günlük dozunu alırım.

    Hip-hop ve elektronik müziğe pek bakmam, dinlemem hiç.

    Slow havasında, ağır işleyen, bir bardak viskiyle hoş dakikalar geçirten müzikler de favorilerimi süsler. Özellikle Fransız kaymak müzikler, dinlerken geçmişe götüren tarifsiz lezzetler de tercihim.

    Şablonum buydu, eziyet çekmek istemeyen çıkabilir. Neler paylaşacağım az çok belli oldu.

    Müzikle kalın, müzik olsun her yanınız.

    Fransız dedik sonda, madem dedik, onla başlayalım o halde. (Malum herkese hitap eden bir müzik olsun, tatlıya bağlayalım, ama sonra ben karışmam.)








  • Şimdilik çok koparmak istemiyorum, dozunda ilerleyelim diyorum, yakın zamanda kulağımı meşgul eden kendisi temiz fakat tozlu raflar ardında çalmayı bekleyen bir plağa rastladım. Türk Sanat Müziği severler derneği başkanına ithafen paylaşalım.

  • Sabah sabah iyi geldi, denendi.

    Not: Şekersiz çay eşliğinde...

  • Bu da günün anlam ve önemi; dibi tutmuş kahvenin, acısını dindirecek oranda şeker ile birlikte. Yağmur efekti vermeyi unutmayın.

  • Bir büyük ve yanında meze eşliğinde... Nefis...

  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.