Şimdi Ara

25 yaşından sonra yaşayacaklarınızı anlatıyorum. Üzücü

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
223
Cevap
23
Favori
5.675
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
58 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Merhaba, bu konuyu okuyanların yarısı 25 yaşın altında, yarısı da 25 yaşın üstündedir sanırım. Dolayısıyla bir kısmı yaşadıklarımı teyit ederken öbür kısım da başına gelecekleri öğrenecek.

    25 yaşımın ilk gününü, doğalı 25 yıl 5 saat olmuşken (24.10.2014 saat 09:00) İTÜ'nün ağaçlı yolunda geçirdim. Öğrenci belgesi alacaktım AÖF'e kaydımı yaptırmak için (olur da İTÜ'den atarlarsa askere çağrılmayayım diye). Ağaçlı yol'da ilk yürüdüğümde 18 yaşındaydım. Okulu yıllarca bitirememek bir yana, orda geçen çok çok umutlu olduğum zamanları hatırlayıp üzülmek bir yana. Fazla uzatmayacağım biliyorum kendimden bahsetmek sıkıcı, o gün çok şey anladım.

    25 yaşından önce hayata çok umutlu bakıyorsunuz

    25 yaşına geldiğinizde ise yaşlanmanın ilk dönemleri başlıyor. Geçmişte bir olay gücünüze gittiğinde "bir gün dünyanın/ülkenin en güçlü/paralı insanlarından biri olacağım, problem değil" diye karşılarken artık kabullenme evresi başlıyor. Çok şanslı bir insan değilseniz başınıza gelecekler diğer insanlarla aynı.

    Önceden dünyayı değiştirebileceğinizi düşünürken artık mahalleyi, ilçeyi falan değiştirmeyi değiştirme gibi küçük şeylere odaklanabilirsiniz.

    Hedeflerinizi küçültüyorsunuz

    15-16 yaşındayken "gelecekte ABD'de bir malikane sahibi olacağım" gibi bir hayal kurabilirsiniz. Benimki mesela Norveç'te yaşamaktı liseden beri. Ancak yaşınız büyüdüğü zaman bunları küçültüyorsunuz. Elbette hala yapabilecek durumdasınız ama 25 yaşından sonra göçmenlik? Ne kadar tutunabilirsiniz gittiğiniz yerde.



    KISIM 2 - HAYALLERİNİZ GERÇEKLEŞSE BİLE

    Sonsuza kadar yaşayacakmışsınız gibi gelirdi, ama yaşamayacaksınız

    2014'e kadar tüm organlarım tamdı. Sizin de büyük ihtimal bütün organlarınız tamdır. 2014'te bir dişimi ve çene kemiğinin ufak bir kısmını kaybettim (diş çekilirken). İşte bir insanın bekaretini kaybettiği an bence asıl budur, ilk organının gitmesi. Hemen anneme gidip "anne, çene kemiğimin bir kısmı yok oldu ve babamla bi ara tekrar yapsanız o kısmı" diye saçma sapan bir espri de yapmıştım. Ama gerçeklik payı vardı, gitgide yok oluyorduk. Bugün çene kemiği, yarın sağlıklı dokular, öbür gün karaciğer, kalp. Şaka da olsa, ilk iş anneye gitmek de çok önemli bir ayrıntı. İnsan böyle şeylerde yapım fabrikası olan annesini hatırlıyor.

    Dokularınız gitgide eskiyecek. İnsanın dokularında telomer denen bir iplik vardır. Hücreleriniz her bölündüğünde bu iplik kısalır. Yaşlandığınızda bu iplik biter. O yüzden hücreleriniz artık bölünmez. Eğer tıp çok gelişip bütün hastalıklarınızı tamir eden bir tamir istasyonu bile kurulsa, ölümcül trafik kazası geçirdiğinizde arabanızın sanayiye gittiği gibi bu modern istasyonlara da gitseniz, hiçbir zaman gençliğiniz gibi olamayacaksınız. 100 yaşına gelseniz, yılda 1 kere ölümü tekrar tekrar atlatsanız da, hatta her kurtulmanız %100 kesin olsa bile, dokularınız eskiyor. Gözünüz doğduğunuzdaki göz değil, kulaklarınız doğduğunuzdaki kulaklar değil.

    Farzedin her hastaneye gittiğinizde kurtuluyorsunuz, bu yöntemle insan ömrü 1000 yıl oldu. Bu çok mu çare?

    50 yaşından sonra zaten kızlar sizi beğenmeyecek. 100 yaşından sonra kulaklarınız duymayacak. 150 yaşından sonra kör olacaksınız. 250 yaşından sonra kalbiniz tekleyecek. 300 yaşında ufak tefek basit kanser hastalıkları atlatacaksınız (bu esnada tam 150 yıldır gözleriniz görmüyor, ve ömrünüzün bitmesine 700 yıl daha var). Ne kadar zengin de olsanız bu şekilde hayat geçer mi?

    Evet, geçer. Çünkü kahretsin, yaşamaya eşşek gibi bağlıyız

    İnsan her ne olursa olsun yaşamak istiyor. İntihar edenler falan istisna, ki doğal seçilim sayesinde intihar oranı da bir gün %0'a sabitlenecek. Biyolojimiz ne olursa olsun yaşamak istemeye programlıdır. 2 ayağınız 2 kolunuz olmasa, tad alma işitme görme duyularınız olmasa bile yaşamak ölüme tercih edilir. (Hapiste yatan insanların intihar etmemesinin sebebi de budur)




    KISIM 3 - "ŞAKA LAN ŞAKA"

    Bazen bir rüya görüyorum, rüyada başıma gelebilecek ne kadar kötü olay gelebilirse geliyor. Örneğin yanlışlıkla birini öldürüyorum, hapse giriyorum. Ömür boyu mu hapis verilecek, 10 yılla yırtar mıyım, bunları düşünüp dururken birden hoppp, rüya bitiyor? OH BE. Rüyaymış. Değil mi?

    Hayat bazen insana rüyalarla böyle "şaka lan şaka , hadi iyisin, yaşamaya devam et" diyor.

    Evet, belki rüyada başınıza gelen her şey gerçekti ve geri alındı, kaseti geri sarar gibi geri alınıp hayata devam etmeye tekrar hak kazandınız.

    Peki ya yaşlanınca? 80 yaşına geleceksiniz, şimdiye kadar 20 hastalık geçirdiniz ama bu sizin son hastalığınız. Hani şu yabancıların terminal illness dediği, ölüm döşeği yani. Günler haftalar geçecek, ve bir gün o gün gelecek. Yukardaki örnekte verdiğim gibi "şaka lan şaka" durumu da yok. Bu son. Kabullenme evresi.

    İnsan ömründeki haftaları gösteren bir grafik var aşağıda. Kurşun kalemle kutuları boyamaya başlasanız yarım saatte biter, farkındasınız değil mi?

     25 yaşından sonra yaşayacaklarınızı anlatıyorum. Üzücü


    İşte bu haftalar çok yakında bitecek, "şaka lan şaka" durumu da olmayacak. Terminal illness böyle bir şey.




    Devam edeceğim, yaşlanınca insanın morali bozuluyor, paylaşayım ki başkalarının da bozulsun.







  •  25 yaşından sonra yaşayacaklarınızı anlatıyorum. Üzücü

    25 yaşından önce hayata çok umutlu bakmıyorum

     25 yaşından sonra yaşayacaklarınızı anlatıyorum. Üzücü

    bir gün dünyanın en zengin insanı olmayacağımın farkındayım

     25 yaşından sonra yaşayacaklarınızı anlatıyorum. Üzücü

    gelecekte ABD'de bir malikane sahibi olma hayalleri kurmuyorum

    özet : hayattan beklentilerinizi yüksek tutarsanız citizen gibi üzülürsünüz



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Smite- -- 9 Ocak 2016; 1:44:22 >




  • Satilik alan

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Benim yaş 27, senden 2 level ilerdeyim. Saygilar..

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bide yönetici olucaksın forumun %90 ı 20 yaş altı



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Oda Kokusu -- 9 Ocak 2016; 0:57:46 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • yerimi alayım bir kaç cümle yazacam.
  • Ruh halimi bile çökerttin

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Sen iyi para almıyon mu forumdan
  • Yarısı 25 yaşın üstünde


    Üzgünüm Citi Bey , maalesef forumu pek tanımıyorsunuz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Citizen

    Merhaba, bu konuyu okuyanların yarısı 25 yaşın altında, yarısı da 25 yaşın üstündedir sanırım. Dolayısıyla bir kısmı yaşadıklarımı teyit ederken öbür kısım da başına gelecekleri öğrenecek.

    25 yaşımın ilk gününü, doğalı 25 yıl 5 saat olmuşken (24.10.2014 saat 09:00) İTÜ'nün ağaçlı yolunda geçirdim. Öğrenci belgesi alacaktım AÖF'e kaydımı yaptırmak için (olur da İTÜ'den atarlarsa askere çağrılmayayım diye). Ağaçlı yol'da ilk yürüdüğümde 18 yaşındaydım. Okulu yıllarca bitirememek bir yana, orda geçen çok çok umutlu olduğum zamanları hatırlayıp üzülmek bir yana. Fazla uzatmayacağım biliyorum kendimden bahsetmek sıkıcı, o gün çok şey anladım.

    25 yaşından önce hayata çok umutlu bakıyorsunuz

    25 yaşına geldiğinizde ise yaşlanmanın ilk dönemleri başlıyor. Geçmişte bir olay gücünüze gittiğinde "bir gün dünyanın/ülkenin en güçlü/paralı insanlarından biri olacağım, problem değil" diye karşılarken artık kabullenme evresi başlıyor. Çok şanslı bir insan değilseniz başınıza gelecekler diğer insanlarla aynı.

    Önceden dünyayı değiştirebileceğinizi düşünürken artık mahalleyi, ilçeyi falan değiştirmeyi değiştirme gibi küçük şeylere odaklanabilirsiniz.

    Hedeflerinizi küçültüyorsunuz

    15-16 yaşındayken "gelecekte ABD'de bir malikane sahibi olacağım" gibi bir hayal kurabilirsiniz. Benimki mesela Norveç'te yaşamaktı liseden beri. Ancak yaşınız büyüdüğü zaman bunları küçültüyorsunuz. Elbette hala yapabilecek durumdasınız ama 25 yaşından sonra göçmenlik? Ne kadar tutunabilirsiniz gittiğiniz yerde.



    Devam edeceğim, yaşlanınca insanın morali bozuluyor, paylaşayım ki başkalarının da bozulsun.

    15-16 yaşındayken "gelecekte ABD'de bir malikane sahibi olacağım"

    Nedense aklıma GTA Vice City geldi.




  • okurum citi bey

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Citi sen 94 lü değil miydin?

  • < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bence senin çocukluğunda sıkıntı varmış. Ben hiç öyle Amerika'da malikane sahibi olacağım gibi hayaller kurmadım.
  • 1991 liyim,25 yaşındayım. Bu sefer ben citizeni hackledim.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • hayat önce sınav yapar sonra ders verir
  • 20 yaşındayım 25 e kadar kız bulcakmıyım citi bey onu söyleyin

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Son cümleye kadar iyi gidiyodun

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Citi itu de hangi bolum senin odtu subeNm Yeminlen Girdigimde yas 18 Suan 26 safak yakın

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Üzdün

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.