Şimdi Ara

2. hamit neden bu kadar abartılıyor ?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
4 Misafir (1 Mobil) - 3 Masaüstü1 Mobil
5 sn
39
Cevap
0
Favori
1.788
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
4 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • yaptığı bir tane bil köklü ıshlahat yok, meşrutiyetleri bile ittihatçılar olmasa ilan etmeyecekti. sadece islamcı diye rol model alınan ve abartılan vasat osmanlı padişahı. diplomatik bir tane bile başarısı yok, orduda bir ıslahat yok, mektep mezunu subayları adanaya mersine erzuruma gönderip kendisine yakın diye alaylı subayları balkanlarda tutan tam bir stratejik geri zeka



  • Muhafazakar cenahta bilhassa Necip Fazıl taifesi tarafından fazlaca şişirildi Hamit iktidarı. Tarihsel anlamda bakarsak pek başarılı bir padişah değil. İktidar süresince pek de sevilen, makbul bir adam da değil. Halk zor durumda, savaşlar bir bir kaybediliyor. Osmanlı alanen parçalanmayı yaşıyor. Aydın sınıf -Batıcı ya da mütedeyyin fark etmeksizin- Abdülhamit'e ağza alınmayacak hakaretler edecek kadar rahatsız baskıdan. Mehmet Akif'ten tut da Süleyman Nazif'e, Tevfik Fikret'e kadar ideolojik yelpazenin her yerinden entelektüel Hamit iktidarından fazlasıyla rahatsız.

    Sorunun cevabına gelirsek Türkiye Cumhuriyeti'nin muhafazakarları tarafından bu konuma getirildi 2. Abdülhamit. İktidarı süresince böyle bir konumu yoktu. Statü itibariyle "büyük hakan" denilebilecek Osmanlı padişahlarıyla mukayese edilmesi falan gülünçtür aslında. Siyasi amaçla yapılmıştır bu propaganda. Muhafazakarlar açısından Hamit bir semboldür, "geleneği" kaybetmemize yol açacak yeniliklere karşı duran bir Türk-İslam büyüğüdür. Abdülhamit'in Jön Türkler ile olan çekişmesi muhafazakarlara ilham oldu. O dönemde yeniliğe karşı durmayı, rejim eleştirme işini eğer ki Atatürk karşıtlığı üzerinden yaparsan hapsi boylardın. Fakat 19. asrın özgür ortam arayan, orduda reform isteyen, devlette reform yapan ve demokrasi mücadelesi veren münevverlerini bastıran Hamit iktidarını översen kimse seni hapse atmaz ve istediğin Siyasal İslamcı propagandayı başarıyla yaparsın. Dolayısıyla amaç burada Hamit övmek değil, dönemindeki istibdatı ve gelenekçiliği evla gösterip değişim ve yeniliğe şer muamelesi yapmaktır. Asıl kavgaları yeni kurulan Cumhuriyet rejimi ve cumhuriyet inkılaplardır.

    Edit: İmlâ
    Mektepler açtığı, özellikle Kurtuluş Savaşı'nda işe yarayacak eğitimli bir askerî sınıf yetiştirdiği, telgraf altyapısı kurdurttuğu, tarımsal çıktıyı arttırdığı, kişisel hazine konusunda tutumlu davrandığı ve parasını kendi rejiminin çıkarları için kullandığı, Avrupai moderniteyle geleneksel despotik Ortaçağ padişahı modelini kombine eden ilginç karakteristiklere sahip olduğu, muhbirlerden meydana gelen devasa bir istihbarat ağıyla Yıldız Sarayı'ndan Osmanlı İmparatorluğu'nu baskı altında bir arada 30 seneden fazla tuttuğu için olabilir. Ayrıca I.Meşrutiyet rejimini de imha ediyor. II.Abdülhamid Osmanlı'nın son padişahıdır. Hataları olabilir ama bence akıllı ve kurnaz birisiymiş. Bir II.Mehmed (Fatih) ya da Atatürk mü dersen, elbette değil.
  • Mektepler açtığı, özellikle Kurtuluş Savaşı'nda işe yarayacak eğitimli bir askerî sınıf yetiştirdiği, telgraf altyapısı kurdurttuğu, tarımsal çıktıyı arttırdığı, kişisel hazine konusunda tutumlu davrandığı ve parasını kendi rejiminin çıkarları için kullandığı, Avrupai moderniteyle geleneksel despotik Ortaçağ padişahı modelini kombine eden ilginç karakteristiklere sahip olduğu, muhbirlerden meydana gelen devasa bir istihbarat ağıyla Yıldız Sarayı'ndan Osmanlı İmparatorluğu'nu baskı altında bir arada 30 seneden fazla tuttuğu için olabilir. Ayrıca I.Meşrutiyet rejimini de imha ediyor. II.Abdülhamid Osmanlı'nın son padişahıdır. Hataları olabilir ama bence akıllı ve kurnaz birisiymiş. Bir II.Mehmed (Fatih) ya da Atatürk mü dersen, elbette değil.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • işte asıl sorun da burda ülkenin aydınlık yüzünü kendine düşman ediyor ve ayrıca 30 yıla göre yaptırdığı da fazla bir şey değil. kriz için çözüm üretmek yerine görmezden gelip ittihatçılarla kapışmaya giriyor, en kıdemli en sağlam komutanlarını sürgüne yolluyor osmanlıyı kurtaracak tek model olan demokrasiye karşı geliyor ne denir ki şimdi o dönemde monarşinin yıkılışı gözler önünde azınlıklar da isyanda ama hamit bunun için köklü ıslahatlar da yapmıyor. hamit dönemindeki azınlıklara yönelik hayır faaliyetleri bile osmanlı aydınları tarafından yapılıyor. demir yolu yapımı telgraf hattı güzel yenilikler ama o dönemde devleti ihtiyacını karşılayamıyor kamil paşa gibi beceriksiz ve 86 yaşında bile hırsla sadaret mücadelesine girebilecek adamlara yetki veriyor
  • Muhafazakar cenahta bilhassa Necip Fazıl taifesi tarafından fazlaca şişirildi Hamit iktidarı. Tarihsel anlamda bakarsak pek başarılı bir padişah değil. İktidar süresince pek de sevilen, makbul bir adam da değil. Halk zor durumda, savaşlar bir bir kaybediliyor. Osmanlı alanen parçalanmayı yaşıyor. Aydın sınıf -Batıcı ya da mütedeyyin fark etmeksizin- Abdülhamit'e ağza alınmayacak hakaretler edecek kadar rahatsız baskıdan. Mehmet Akif'ten tut da Süleyman Nazif'e, Tevfik Fikret'e kadar ideolojik yelpazenin her yerinden entelektüel Hamit iktidarından fazlasıyla rahatsız.

    Sorunun cevabına gelirsek Türkiye Cumhuriyeti'nin muhafazakarları tarafından bu konuma getirildi 2. Abdülhamit. İktidarı süresince böyle bir konumu yoktu. Statü itibariyle "büyük hakan" denilebilecek Osmanlı padişahlarıyla mukayese edilmesi falan gülünçtür aslında. Siyasi amaçla yapılmıştır bu propaganda. Muhafazakarlar açısından Hamit bir semboldür, "geleneği" kaybetmemize yol açacak yeniliklere karşı duran bir Türk-İslam büyüğüdür. Abdülhamit'in Jön Türkler ile olan çekişmesi muhafazakarlara ilham oldu. O dönemde yeniliğe karşı durmayı, rejim eleştirme işini eğer ki Atatürk karşıtlığı üzerinden yaparsan hapsi boylardın. Fakat 19. asrın özgür ortam arayan, orduda reform isteyen, devlette reform yapan ve demokrasi mücadelesi veren münevverlerini bastıran Hamit iktidarını översen kimse seni hapse atmaz ve istediğin Siyasal İslamcı propagandayı başarıyla yaparsın. Dolayısıyla amaç burada Hamit övmek değil, dönemindeki istibdatı ve gelenekçiliği evla gösterip değişim ve yeniliğe şer muamelesi yapmaktır. Asıl kavgaları yeni kurulan Cumhuriyet rejimi ve cumhuriyet inkılaplardır.

    Edit: İmlâ



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-1AB9A40D5 -- 15 Ağustos 2020; 17:26:11 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nat Alianovna

    Mektepler açtığı, özellikle Kurtuluş Savaşı'nda işe yarayacak eğitimli bir askerî sınıf yetiştirdiği, telgraf altyapısı kurdurttuğu, tarımsal çıktıyı arttırdığı, kişisel hazine konusunda tutumlu davrandığı ve parasını kendi rejiminin çıkarları için kullandığı, Avrupai moderniteyle geleneksel despotik Ortaçağ padişahı modelini kombine eden ilginç karakteristiklere sahip olduğu, muhbirlerden meydana gelen devasa bir istihbarat ağıyla Yıldız Sarayı'ndan Osmanlı İmparatorluğu'nu baskı altında bir arada 30 seneden fazla tuttuğu için olabilir. Ayrıca I.Meşrutiyet rejimini de imha ediyor. II.Abdülhamid Osmanlı'nın son padişahıdır. Hataları olabilir ama bence akıllı ve kurnaz birisiymiş. Bir II.Mehmed (Fatih) ya da Atatürk mü dersen, elbette değil.
    Kurnazligina suphe yok.
    Yanliz boyle fihurlerin atkasinda her daim kurnaz bi ekip.
    Figurun yetenegi herdaim ekibin urettigi siyaseti benkmseyecek karakter ve hitabet swnatina vakif olmasidir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Tarihsel anlamda oldukca basarilidir.
    Ama despotik acidan bakarsak.
    Osmanli zaten gidecekti.
    Onlarca yil geviktirdigi gibi yeni cumhuriyete kesecek daha az kelle birakti..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • II.Abdülhamid kendi zamanında Avrupa dünyasında oldukça olumsuz şekilde olsa da ünleniyor ve yurtdışında da ünlü. Türkiye'de II.Abdülhamid'i İslami despotizmi ve Osmanlı otokrasisini belirli bir başarıyla temsil ettiği; genel dinsel imajı çok pozitif olduğu için muhafazakarlar yüceltiyor. Ancak Türkiye'de zaten birilerinin abartılması genel bir sorun. Abdülhamid'i klasik devrin padişahlarıyla kıyaslamak bence biraz yersiz çünkü zamanına göre epey güçsüz bir devleti yönetiyor zaten Osmanlı'nın çok daha güçlü olduğu klasik devrin padişahları da öyle inanılmaz başarılı veya "ulu" denebilecek insanlar değiller genel olarak Fatih ile Yavuz haricinde. Kudretli Kanuni Sultan Süleyman'dan bahsedelim; Orta Avrupa seferlerine gömülen akçeler ve I.Viyana başarısızlığı diyebiliriz, saray içi cinayetler diyebiliriz, bozulan ekonomi, artan hoşnutsuzluk ve parada yaşanan genel değer kaybı diyebiliriz; liste böyle uzayıp gidiyor. Ancak Türkiye'de insanlara sorarsak Kanuni de Abdülhamid gibi bir ulu hakandır. Ama her yanıyla çok ortalama veya ortalama üstü bir padişah. Bunca sefer yapmış olmasına rağmen Kanuni büyük bir asker olarak bilinmiyor; Timur, Cengiz, İskender, Jukov, Caesar, Napolyon, Aurelianus yanında esamesi okunmuyor Kanuni'nin. Yine de başarılı bir klasik otokrat / padişah tiplemesi. En azından sözünü geçirmeyi ve belirli bir otorite kurmayı başarıyor.
    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Aynen öyle. Durumu mükemmel özetlemişsiniz. Arkadaşın dediği gibi bütün olayın özeti bu aslında.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt
    Dediklerinize katılsam da Kanuni abartısıyla Abdülhamit'i bir tutmuyorum. Kanuni dönemi bir abartı mıdır? Sürekli Fatih'le adı aynı yerde geçtiği için evet, abartıdır. Fatih'e denk görmek mantıklı gözükmüyor. Fakat Abdülhamit abartısı kadar ciddi bir şey midir? Değildir. Ne olursa olsun Kanuni devri muhteşem yüzyıla tekabül etti. Bu biraz da konjonktürel bir durumdur elbette fakat yine de dönemindeki kudret görmezden gelinemez.
  • Kanuni yalnız devrinin tek büyük hükümdarı değil ve "muhteşem" sözünü çıkaranlar da Venedikliler başta olmak üzere İtalyanlar. Kanuni'nin mesela Akdeniz çevresinde yayılmış büyük bir karasal imparatorluğu, büyük bir kudreti ve egzotik bir zenginliği olabilir ancak Kutsal Roma İmparatoru seçilmiş rakibi V. Karl (Şarlken) da okyanus aşırı bir dünya imparatorluğuna sahipti. Kanuni Karl ve onun ardıllarının sahip olduğu İspanyol gümüşünün Osmanlı'nın ekonomik olarak dizleri üstüne çöküp sürünmesine yol açacağını öngöremedi. Osmanlı Kanuni'nin torunu III.Murad zamanındaki devalüasyon sırasında yarı yarıya fakirleşti (1584 Devalüasyonu). Gümüş kaybına uğratılan akçe Avrupa gümüşünün yanında hiç oldu.
    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Çünkü, Vahtettin i övemedikleri için. Tutunacak bir dal bulmuşlar ona sarılıyorlar mecburiyetten. Yani olay tamamen ( duygusal business)!

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • Nat Alianovna kullanıcısına yanıt
    Osmanlı İmparatorluğu dönemin Avrupa'sı için çok etkileyici. Celal Şengör doğru söylüyor bu noktada, adamlarda 300 kilometrekare yerde bile 4-5 tane müstakil prenslik varken Osmanlı üniter bir yapıyla milyonlarca kilometre karede yekpare olarak varlık gösteriyor. Yekpare ve üniter olması hasebiyle Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'ndan da farklı bir pozisyona sahip.

    Dönemindeki deniz aşırı dominyonların karakteri ve buralarda yapılan teşkilatlanma itibariyle Şarklen'in henüz deniz aşırı bir imparator olduğu kanaatinde değilim. Belki kağıt üzerinde öyle fakat gerçek deniz aşırı imparatorları sonraki Habsburglar ve Bourbonlar çıkardı. Elbette kendinden sonra gelen Habsburglar ellerinde tuttuğu kolonyal imparatorluğu Şarlken'e borçlular. Yani aslında Şarlken'i küçültmek için söylemiyorum bunu, sadece kanaatim bu yönde. Kanuni ise Şarlken'e kıta avrupasına büyük bir rakipti fakat kendisi henüz Akdeniz medeniyetine dahi tam egemen olamamışken Habsburglar gelecek yüzyılı domine edecek kadar akıllıca davranıyordu. Buna şüphe yok. Kanuni'nin bunun ciddi vaziyette farkında olmadığı da açık. Demek istediğim şu: Habsburgların dengi olmaması durumu sonradan ortaya çıktı, bu doğru. Fakat bu Kanuni abartısını 2. Abdülhamit abartısıyla aynı seviyede yapar mı? Bence yapmıyor.




  • Ortalama bir lider.

    Bir ara fetö ve akp tabanı tarafından yüceltilen biri.Çok kötü müdür değildir ama iyi midir o da değildir.Bu kadar yüceltmenin arkasında bu gurupların başka çıkarlarının olduğu aşikar.Mevcut siyasi yapıya bakınca olayın ne olduğu anlaşılıyor zaten.

    İttihat ve Terakki iktidarı 1.dünya savaşından çok daha önce başlasa farklı şeyler konuşuluyor olurdu bugün. Tabi ki tarihte şu olsa bu olsa üzerinden yorumlar yapılmaz ama Jön Türkler ile başlayan Atatürk ile devam ettirilen Türk modernleşmesi daha erken başlayabilirdi.Yine de keşke atam daha uzun yaşasaydı.Onun ışığını takip etmeyi öğrenmek bu millet için çok zor.

    İnanılmaz bir yobazlık var milletimizde.
  • Kendisinin şansızlığı Atatürk'ün karşısına konulmaya çalışılması. Kendisi iktidarı boyunca okullar açmış , ülkenin ekonoomik olarak kalkınması için uğraşmıştır . Ve tabiki de ülkeyi kati suretle savaşa sokmamıştır.

    Ama kendisi amansız bir despottur. Aydın türk gençlerini hapislerde çürümeye mahkum etmiştir. Basın ve ifade özgürlüğünü kısıtlamıştır. Ve bir de kaybettiği 1 milyon 500 bin metrekare'den fazla toprak var.
  • Kurgular abartıldığında hezeyanlar oluşur
  • Hem abartılıyor hem de küçültülüyor bu nedenle akıllı kişi abdulhamit neden abartılıyor sorusunu değil bu coğrafyanın halkı neyi abartıp neyi küçültüyor,bunu neden yapıyor gibi sorular sorarak en tatmin edici cevabı bulmaya çalışmalıdır.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nat Alianovna

    Mektepler açtığı, özellikle Kurtuluş Savaşı'nda işe yarayacak eğitimli bir askerî sınıf yetiştirdiği, telgraf altyapısı kurdurttuğu, tarımsal çıktıyı arttırdığı, kişisel hazine konusunda tutumlu davrandığı ve parasını kendi rejiminin çıkarları için kullandığı, Avrupai moderniteyle geleneksel despotik Ortaçağ padişahı modelini kombine eden ilginç karakteristiklere sahip olduğu, muhbirlerden meydana gelen devasa bir istihbarat ağıyla Yıldız Sarayı'ndan Osmanlı İmparatorluğu'nu baskı altında bir arada 30 seneden fazla tuttuğu için olabilir. Ayrıca I.Meşrutiyet rejimini de imha ediyor. II.Abdülhamid Osmanlı'nın son padişahıdır. Hataları olabilir ama bence akıllı ve kurnaz birisiymiş. Bir II.Mehmed (Fatih) ya da Atatürk mü dersen, elbette değil.
    Realistik anlamda Osmanlı'nın son padişahı. Devrinde iki kez meşrutiyet ilan edilse de mutlak rejimle yönetmeyi başaran bir padişahtı.

    Sembolik anlamda sonuncu isim Vahdettindi. Sembolik rejime geçen -meşruti olarak- ilk isim Mehmet Reşattı. Abdülhamitin bana göre en olumlu icraatı Kiliseler sorununu çözümsüz bırakmasıdır bir de Osmanlı'da demiryolu faaliyetleri uygulamasıdır.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Guest-ED4010EAB

    Realistik anlamda Osmanlı'nın son padişahı. Devrinde iki kez meşrutiyet ilan edilse de mutlak rejimle yönetmeyi başaran bir padişahtı.

    Sembolik anlamda sonuncu isim Vahdettindi. Sembolik rejime geçen -meşruti olarak- ilk isim Mehmet Reşattı. Abdülhamitin bana göre en olumlu icraatı Kiliseler sorununu çözümsüz bırakmasıdır bir de Osmanlı'da demiryolu faaliyetleri uygulamasıdır.


    Alıntıları Göster
    Sultan Vahdettin aslında Birinci Dünya Savaşı hezimetiyle beraber İttihat ve Terakki'nin mutlak iktidarının devrilmesiyle kaybolmuş padişah otoritesini yeniden elde ediyor ama ülke işgal altına girdiği ve padişahın işgalcilerin taleplerine uymak haricinde pek bir seçeneği olmadığı için pratikte bu yetkinin bir anlamı olmuyor. Ankara hükümetinin ve bu hükümetin başlattığı Kurtuluş Savaşı'nın işgalciler ve işgalcilere boyun eğmiş padişah karşısında yıldızının parıldamasıyla padişah rejiminin tam manasıyla sonu geliyor. Dolayısıyla padişah yetkisi ve siyasi otoritesini gerçek anlamda uygulayan son Osmanlı padişahı Vahdettin değil; II.Abdülhamid olarak kalıyor. Güç (power) odaklı realist bir perspektif açısından son padişah II.Abülhamid.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Yildiz Baykusu

    31 Mart gerici ayaklanmasinin tertipcisi

    1880'de iskenderiye limaninda ingilizlerin donanmamizi yakmasina sifir tepki vererek uluslararasi bir olayda ilk defa sessiz kalindi.

    Cok iyi bir borsa oyuncusu.

    Kardesi Vahdettin'i 33 yil Beylerbeyi Sarayi'nda hapis hayati yasatti, rustiyeden sonra okumasina izin vermedi. Evet, Vahdettin ortaokul mezunu.

    Kayikla bogaza acilip rom ictigini bizzat torunu soyledi.

    Donemin en gozde aktristi Sarah Bernhardt'i Istanbula'a getirtip, ozel misafiri olarak Yildiz Sarayi'nda agirladi. Bu yakin ilgisi yuzunden diger esleri sarayi bastilar, olay cikardilar.

    Moratoryum tehdidiyle borcumuz olan ulkeleri gercekten iyi idare ettigi de hakikattir.

    Donanmamizi Halic'te curumeye terketti.

    Ilk bira fabrikasi doneminde kuruldu.

    Yildiz Teknik Universitesi'ni de o kurdu.

    1944 yilinda torunlari Isvicre'de bir bankadan yillar icinde birikmis, borsadan kazandigi paralar da dahil milyonlarca dolar para aldilar.

    Istibdat rejimi kurucusu, binlerce jurnalciyi besleyen, cok iyi bir marangoz, asiri vesveseli, paranoyak bir hukumdar. Abartilacak bir tarafi yok. Fatih'in, Yildirim'in ceyregi bile degil.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.