Şimdi Ara

1987-1996 Death Metal turnuvasi [sonlandirilmistir] (2. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
106
Cevap
3
Favori
3.285
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Incantation'ın albümünü bitiremedim bile. brutality'yi de pek beğendiğimi söyleyemem ama oyum kendisine


    Incantation 0
    Brutality 4
  • Diğer eşleşme gelsin admin.
  • Incantation 1
    Brutality 4

    OtG albumu sayili katiksiz ve gaddarca kaziyan kult death metal albumu olarak tum zamanlarin favori albumlerinden biri olarak bakidir. Vokali derin mi derin yeri gogu inleten bir ustada sahip; atmosferi desen en kafir şer yuvası ama bir o kadar da sıkı ve acimasiz bir muzikaliteye sahip...
    Diger yanda daha melodik bir yapiya ve yine saglam sololara sahip Brutality'miz mevcut. Ama ben hem atmosferi hem muzikaliteyi on planda tuttugum icin, ve bu iki unsur 'Onward to Golgotha' ile saglandigi icin oyum Incantation'a.
  • Dönmez buradan, geçelim Uğurcum

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >



  • < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi bobafett -- 25 Ağustos 2020; 23:11:39 >




  • Dismember alır bunu

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • oyunu incantation'a vereceğine adım kadar emindim
  • İki baba albüm. Grave'in groove tonlarına hasta olan ve yaptıkları işleri büyük zevkle dinleyen birisiyim. Into The Grave de Soulless'dan sonra en sevdiğim albümleri. Bu eşleşmede Grave diyorum.
  • edit:

    Massive Killing Capacity: Dismember'ın dinlediğim diğer albümlerine göre groove ağırlıklı geldi bu tarz. Vokal olarak Entombed'un LG Petrov ile ikinci dönemindeki albümlerini andırıyor özellikle vokaller ve catchy şarkılar içermesi bakımından. Her gruba tek albüm seçildiğine göre biraz değişik bir seçim olmuş. Grubun önceki iki albümünden biri olsaymış Into the Grave gibi daha klasik old school tarzda İsveç Death metal sounduna sahip olduklarından daha denk ve kafa kafaya bir çarpışma olurmuş.

    Into the Grave: İsveçli Big 4 gruplarının patlama yaptığı 1990-1991 yıllarının en sağlam albümlerden biri. Gitar tonu ve vokal olarak diğer albüme göre bir adım önde bence. Daha acımasız tarzıyla ben oyumu Into the Grave: 2 şeklinde kullanıyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Terrible Certainty -- 27 Ağustos 2020; 1:12:8 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • massive killing capacity:1
    into the grave:2

    büdüt: kötünün iyisi



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Dumb Truck -- 28 Ağustos 2020; 18:40:37 >
  • TC'ye katiliyorum, adil bir eslesme degil; Like an Ever Flowing Stream olsaydi su goturmez daha cekismeli gecerdi. Into the grave hizar tonlu gitarlari ve nispeten(vs Dismember, Entombed) daha derin vokal araligi ile mezara gomuyor dinleyiciyi. Temelde, komplikelikten uzak, klasik Isvec death metali icra eden Grave; Dismember da bu albumleriyle Entombed'un baslattigi death n' roll kafasinda gitmis. Aradaki diger fark, Grave'n besteleri daha akilda kalici ama Dismember'inkilerin hatırlanmasinin guc olmasi. Iki album de sik dondurdugum album olmaktan uzakta ama Into the grave'in eziciligi rakibinin onune geciyor.

    Into the grave:3
    Massive killing capacity:1



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi bobafett -- 28 Ağustos 2020; 20:47:14 >
  • Massive killing capacity:4




  • Yoğunluktan oylayamıyorum sorry.
  • MONSTROSITY 1

    Adamlar albüm kapağına yumurta koymuş, bu yumurtalar karpuza benziyor. Albüm kapağı bana köyümü ve eski oyunları hatırlattı. Kızıl gökyüzü ise bana Kıbrıs sabahlarını hatırlattı. Albümün içine gelirsek gerçekten şaşırdım çünkü beklediğimden çok daha iyi bir müzik vardı. Adamlar 40 dakika yerinde durmadan, tekrar etmeden zımbo gibi albüm yapmış.

    Darkthrone mu ne, vokal hariç bir fark ve değişiklik yapamamış, o dönem bütün death metal soundu zaten üç aşağı beş yukarı akılda kalan melodi, riff, söz dahi yok. Dandik ve kötü.
  • MONSTROSITY 2

    Adamlar albüm kapağına yumurta koymuş, bu yumurtalar karpuza benziyor. Albüm kapağı bana köyümü ve eski oyunları hatırlattı. Kızıl gökyüzü ise bana Kıbrıs sabahlarını hatırlattı. Albümün içine gelirsek gerçekten şaşırdım çünkü beklediğimden çok daha iyi bir müzik vardı. Adamlar 40 dakika yerinde durmadan, tekrar etmeden zımbo gibi albüm yapmış.

    Darkthrone mu ne, vokal hariç bir fark ve değişiklik yapamamış, o dönem bütün death metal soundu zaten üç aşağı beş yukarı akılda kalan melodi, riff, söz dahi yok. Dandik ve kötü.
  • egg:3

    bonus:

  • Bu Boba'da bizi çalıştırıyor kendi oy falan kullanmıyor, şimdi bunu görüp oy kullanır dartzartzurta oy verir.
  • Sizi gidi karpuzcular sizi...

    Iki albumu de kalite olarak birbirine es degerde buluyorum, ama Darkthrone'yi bu albumde ozel kilan birkac etken var. Ilki essiz Sunlight Studios produksiyonu, erken donem Autopsy'den ilham almis olmasi ve tabii ki DT'nin ilk ve tek saf death metal albumu olmasi. Fenriz baba daha ilk albumden becerilerini konusturmus ve karanlik atmosferi yakalamayi basarmislar. Ayrica albumun 1990'da bestelenmis olmasi da baska bir arti benim icin.

    Monstrosity'de beni tek ceken parca Slaves and Masters oldu. Akilda kaliciligi daha az ve Corpsegrinder'in monoton vokalleri beni bayiyor her ne kadar kariyerinin en iyisi olarak nitelendirilse de. Scott Burns imzali produksiyonda Lee Harrison davullari gayet iyi dovmus.

    Monstrosity 3
    Darkthrone 1


    np: Gorefest - Get-a-Life



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi bobafett -- 1 Eylül 2020; 22:57:11 >



  • < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi bobafett -- 6 Eylül 2020; 15:44:55 >




  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.