Şimdi Ara

1960'lı Yıllardan Günümüze Türk Hafif Müziği ve Anadolu Rock(Oldies içine taşındıktan sonra silinebi (5. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
126
Cevap
1
Favori
40.331
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Halit Kakinç ve Dönüsüm - Bana Bir Mutluluk Ver
  • Cahit Oben 4'lüsü - Hereke



    Cahit Oben - Çekilmez





  • Cahit Oben - Halimem



    Cahit Oben - Canım Kardeşim





  • Mesut Aytunca ve Siluetler - Leb U Leb



    Mesut Aytunca ve Siluetler - Ezilis





  • Barış Manço'dan aynı şarkı iki farklı kayıt
    BARIŞ MANÇO - FAİRGROUND

    Baris Manco & Kaygisizlar - Trip (To A Fair)




  • Cem KARACA-Bir Of Çeksem

    Cem KARACA-Deniz Üstü Köpürür




  • Cem Karaca ve Kardaslar - Demedim Mi

    Cem Karaca - Asri Gurbet




  • Selda Bağcan - Adaletin Bumu Dünya

    Selda Bağcan - Çemberimde Gül Oya




  • Selda Bağcan (d. 1948, Muğla), Türk Halk Müziği sanatçısı, besteci ve politik aktivisttir.

    Türk halk müziğinin ve protest müziğin önde gelen adlarından biri olan Selda Bağcan, müzik yaşamına 1971'de Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Mühendisliği öğrencisiyken başladı. Çıkardığı ilk iki 45'lik plak bir milyon dolayında satılınca, meslek olarak müzği seçmeye karar verdi. Türkiye'de ve başta Almanya olmak üzere dış ülkelerde çoksayıda konser verdi. 1972'de Bulgaristan'da gerçekleştirilen Altın Orfey Festivali'nde Türkiye'yi temsil etti. Özellikle sol partilerin ve kuruluşların düzenlediği etkinliklerde konserler verdi. 1980 askeri darbesinin ardından üretimi sınırlanan sanatçı büyük sıkıntılar çekti. Hatta 24 Nisan 1984'te tutuklanarak, hapse atıldı. 1987'ye değin pasaport verilmediği için yurtdışı konserlerine ara vermek zorunda kaldı. 1986 yılında, yurtdışına çıkamamasına karşın, Peter Gabriel tarafından desteklenen Womad Vakfı'nca düzenlenen Dünya Dans ve Müzik Festivali plağında bir şarkısıyla yer aldı. Aynı vakfın girişimleri sayesinde 1987'de yeniden pasaport alabilen sanatçı, 13 Haziran 1987'de Rotterdam Sanat Festivali'ne, 19 Haziran 1987 Womad ve Glastonbury Festivali'ne, 20 Haziran 1987'de Jubile Gardens Festivali'ne (Londra), 25 Haziran 1987'de Eurls Court Festivali'ne (Londra), 26 Haziran 1987 Capital Radio Festivali'ne katılarak bir dizi konser verdi. 1988'de de dört ay süreyle Batı Avrupa'da konserler gerçekleştirdi. 1989'da ve 1990'da da tüm Türkiye'yi dolaşarak halka açık ücretsiz konserler verdi.

    1990 yılında Hollanda'da Rasa Organization (Interkultureel Centrum)'un çağrılısı olarak Utrech, Jmegen, Tilburg kentlerinde ve Yugoslavya'da Prizren ve Priştine kentlerinde konserler gerçekleştirdi. Yine aynı yıl, yani 1990'da dört kez İsrail'e giden sanatçı Acco Festivali'nde Khanel Umdan adlı Osmanlı kalesinde ve Ehal Hatarbut konser salonunda iki konser ve iki televizyon programı gerçekleştirdi. Aynı yıl, Danimarka'nın Argus kentinde Esintiler adlı festivalde şarkılar söyledi.

    1992 yılında çıkan Ziller ve İpler albümündeki sözü Aysel Gürel şarkısı Ziller ve İpler ile 90'larda büyük başarı sağladı. Yine aynı yılda yapılan Kurşun Adres Sormaz adlı filmin müzikleri Selda Bağcan'a aittir.

    Selda Bağcan, 2000 yılında konser vermek üzere Hatay'a giderken trafik kazası geçirerek ağır yaralandı ve uzun süre tedavi gördü. Bedeninin birçok yerinde kırıklar oluşan Selda Bağcan, uzun süre çelik iskelet yardımıyla yürümek zorunda kaldı.

    Selda Bağcan, protest müzik diye adlandırılan türde şarkılar besteleyip yorumlarken, aynı zamanda bilinen halk müziklerini de değişik biçimde yorumlamakla ün kazandı. Sanatçı İstanbul'da oturmakta olup, sahibi olduğu plak şirketini yönetmektedir.Ayrıca Selda Bağca nın ince ince adlı şarkısı bir oyununda kullanılıyor

    Selda Bağcan’ın 1976’da piyasaya sürdüğü “Türküola” albümünde yer alan Aşık Mahzuni Şerif’in “İnce İnce Bir Kar Yağar” türküsü, Electronic Arts adlı oyun şirketinin piyasaya sürdüğü “Skate 2” oyununda da Mos Def uyarlamasıyla yer aldı. Gerçek adı Dante Terrell Smith-Bey olan Amerikalı aktör ve müzisyenin albümünde bu türküyü kullanması, albüm kritiklerinde Bağcan’dan bahsedilmesine, birçok müzik dergisinde Selda Bağcan adının geçmesine yol açtı.

    2010 Grammy Ödüllerine en iyi rap albüm ve en iyi performans dallarında aday gösterilen Brooklyn’li hip-hop’çı Mos Def, son albümü “The Ecstatics”te yer alan “Supermagic” adlı parça da “İnce İnce Bir Kar Yağar” türküsünü kullandı.

    İspanyol müzik araştırmacısı Vicente Fabuel’in Selda bağcan hakkındaki yorumu ise şöyle: “Türk vokalisti Selda, doğu kültüründen çıkmış sayılı efsanevi kadın seslerden biridir. O büyük çöllerin ortasında az bulunur vahalar gibidir. Bir insan nasıl bu kadar çevik, bu kadar derin, bu kadar yaratıcı ve bu kadar hissederek şarkı söyleyebilir.”




    Diskografisi
    45'likler

    Katip Arzuhalim Yaz Yare Böyle / Mapusanede Mermerden Direk (1971)
    Tatlı Dillim Güler Yüzlüm / Mapusanelere Güneş Doğmuyor (1971)
    Çemberimde Gül Oya / Toprak Olunca (1971)
    Adaletin Bu Mu Dünya / Dane Dane Benleri (1971)
    Seher Vakti / Uzun İnce Bir Yoldayım (1971)
    Yalan Dünya / Kalenin Dibinde (1972)
    Eyvah Gönül Sana Eyvah / Zalim Sevgililer Bu Sözüm Size (1972)
    Bölemedim Felek İle Kozumu / Bülbül (1973)
    Gesi Bağları / Altın Kafes (1973)
    Nem Kaldı / Rabbim Neydim Ne Oldum (1974)
    Aşkın Bir Ateş / O Günler (1974)
    Anayasso / Bad-ı Sabah (1974)
    Dostum Dostum / Yuh Yuh (1975)
    Kaldı Kaldı Dünya / İzin İze Benzemiyor (1975)
    Görüş Günü / Şaka Maka (1976)
    Almanya Acı Vatan / Kıymayın Efendiler (1976)
    Aldırma Gönül Aldırma / Suç Bizim (1976)
    Albümleri

    Türkülerimiz 1 (1974) (yeniden yayımlanışı: 1995)
    Türkülerimiz 2 (1975) (yeniden yayımlanışı: 1996)
    Türkülerimiz 3 (1976) (yeniden yayımlanışı: 1998)
    Türkülerimiz 4 (1977) (yeniden yayımlanışı: 1999)
    Türkülerimiz 5 (1978) (yeniden yayımlanışı: 2001)
    Türkülerimiz 6 (1979) (yeniden yayımlanışı: 2006)
    Türkülerimiz 7 (1980)
    Türkülerimiz 8 (1982)
    Türkülerimiz 9 (1983)
    Türkülerimiz 10 (1985)
    Dost Merhaba (1986)
    Yürüyorum Dikenlerin Üstünde (1987)
    Özgürlük ve Demokrasiyi Çizmek (1988)
    Felek Beni Adım Adım Kovaladı (1989)
    Anadolu Konserleri: Müzikteki 20 Yılım (1 ve 2) (1990)
    Ziller ve İpler - Akdeniz Şarkıları 1 (1992)
    Uğur'lar Olsun (1993)
    Koçero (Ahmet Kaya ile birlikte) (1994)
    Çifte Çiftetelli - Akdeniz Şarkıları 2 (1997)
    Ben Geldim (2002)
    Denizlerin Dalgasıyım (2004)
    Güvercinleri de Vururlar (2008)




  • TİMUR SELÇUK.
    Ses sanatçısı, orkestra şefi, besteci. Babası, geleneksel Türk müziği ustalarından, besteci, ses sanatçısı, orkestra şefi Münir Nurettin Selçuk'tur. Annesi tiyatro sanatçısı Şehime Erton'dur.Bir yandan Galatasaray Lisesinde, bir yandan da İstanbul Belediye konservatuvarında (bugün İstanbul Üniversitesi Devlet konservatuvarı), solfej, armoni ve piano bölümlerinde öğrenim gördü. Daha sonra, 1964 yılında Paris'e giderek, "Ecole Normale de Musique de Paris" müzik okuluna girdi. Bu okulun piano, orkestra şefliği, ve bestecilik sınıflarına devam etti. 1965 yılından başlayarak Ümit Yaşar, Faruk Nafiz, gibi şairlerden şarkı formunda eserler bestelemeye başladı, ve 1967 yılında ilk plağını doldurdu. Bu plağın ilgi görmesi üzerine, Orhan Veli, Nazım Hikmet, Attila İlhan'ın şiirlerinden bestelediği şarkılarını pianosu eşliğinde seslendirerek dizi konserler başlattı. 1974'te Türkiye'ye döndükten sonra, oda müziği, tiyatro ve film müziği çalışmalarına ağırlık vermeye başladı. 1977'de "İstanbul Oda Orkestrasını" kurdu. Bu toplulukla, tümüyle özgün kendi bestelerinin yanı sıra, geleneksel müziklerimizden seçilmiş örneklerin çok sesli yorumlarını gerçekleştirdi. Gene 1977'de "Çağdaş Müzik Merkezi" adıyla kendi müzik eğitimi merkezinde öğrenci yetiştirmeye başladı.

    1975 yılından başlayarak, Saadet İkesus'la şan eğitimi gördü. Kendi seslendirdiği şarkılarında, lirik sanatın kurallarına uygun bir üslup seçti. Gerek orkestra yapıtlarında ve düzenlemelerinde, gerekse sözlü ya da sözsüz sahne ve film müziklerinde, ritmik melodik ve armonik ögelerle bütünleşen bir orkestrasyon uygulayarak, modern yazı tekniklerine yer vermeye özen gösterdi, hem dramatik hem de lirik bir müzikal atmosfer yaratma yolunu seçti. Geleneksel Türk Müziği birikimini sık sık baş vurduğu zengin bir kaynak olarak değerlendirdi.

    Başlıca yapıtları arasında, Sen Nerdesin?, Ayrılanlar İçin, Beyaz Güvercin, İspanyol Meyhanesi adlı şarkılar, Nereye Payidar?, Tak-Tik, Sakıncalı Piyade, Küçük Adam N'Oldu Sana, Rümuz Goncagül, Galileo Galilei,Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz, Halide, Lozan, Abdülcanbaz, Woyzeck adlı oyun müzikleri, oda müziği yapıtları olarak Paris Mektupları, (gitar ve yaylılar için), Saksağan, (soprano saksafon ve yaylılar için) Bir Çift Sözüm Var (solo kontrabas ve yaylılar için), Bentler (arp ve nefesli sazlar için), Pireli Yapıt (iki piano için), Yolculuk (Piano, keman, klarinet için Mishigan Üniversitesi Verdehr Trio siparişi), şan ve Piano için çağdaş Türk şairlerinden şarkılar, Tarih Merdiveni bale süiti, Mevlana uvertürü, Yunus Emre bale müziği, Üç İstanbul orkestra süiti ve film müziği, Bir Uzay Masalı operası, "İstanbul'un Çağırdığı Su" (belgesel), Sarıpınar 1914, Cahide, (TV dizileri), Hakkari'de Bir Mevsim, Kuyucaklı Yusuf, Gülüşan, Polis, Mavi Sürgün, Dönüş Yolu, Abdülhamit Düşerken film müzikleri, Yasaklar ve Sarı Naciye müzikali bulunmaktadır.

    Amerika, Rusya, İngiltere, Fransa, Almanya, Belçika, Hollanda, İsveç, Polonya, Bulgaristan, İspanya gibi ülkelerde orkestra şefi ve ses sanatçısı olarak konserler vermiştir.




  • HÜMEYRA'NIN İLGİNÇ YAŞAMI...
    Yorumcu, oyuncu, grafiker... Bir dönem butik sahibi, başka bir dönem gece kulübü işletmecisi. ‘40 yıllık Hümeyra’ bugüne kadar ne yaptıysa hakkını verdi.



    Milliyet'ten Asu Maro'nun yazısı:

    Yıl 1969, mekân Melodi Plak. Grafiker genç kız çizdiği plak kapağının kurumasını beklerken gitarını alır eline... Mırıldanmaya başlar: “Güzelliğin on para etmez... Bu bendeki aşk olmasa...” Patrona yakalanır. “Ne dinliyorsunuz?” sorusuna karşılık “Plak dinlemiyorum, ben söylüyorum. Kendi bestem...” der. Cevap kısa ve nettir: “Yarın plak olsun.”
    Bu, masala benzeyen keşif öyküsü olmasa Hümeyra ne zaman ve hangi kılığıyla çıkacaktı karşımıza tahmin etmek zor. Bir şekilde hayatımızı aydınlatan yıldızlardan biri olacaktı, o kesin... Ama sesiyle, ama oyunculuğuyla, ama çizgileriyle...

    Mürebbiye ile büyümüş

    15 Ekim 1947’de Ankara Hukuk Fakültesi dekanı Muvaffak Akbay ile 4 dil bilen Malike Hanım’ın kızı olarak dünyaya gelir Hümeyra Akbay. Ankara’da, Avusturyalı mürebbiyesinin katı kurallarıyla büyür. 5 yaşındayken baleye gönderilir.
    kaynak: Baktabul Msn messenger ifadeleri, Avatar, gif, smiley, Resimli Siirler, izle, indir, Komik Resimler, programlar, Resimleri, Haberlerhttp://www.baktabulum.com/showthread.php?t=22350
    İlkokula Ankara Koleji’nde başlar ama 10 yaşındayken babasını kaybedince annesiyle İstanbul’a taşınırlar. İlkokulda niyeti balerin olmaktır. İngiltere’den burs da kazanır ama 1960 İhtilali mani olur gitmesine.
    Hayat onun yolunu İngiltere’ye düşürecektir yine de. Liseyi Londra’da dayısının yanında okur. Gitar çalıp beste yapmaya, Trafalgar Meydanı’nda şarkı söylemeye başlar. Fakat bu kez de resim vardır gönlünde. Biraz grafik okur Londra’da, dönünce Akademi’ye girmeyi planlarken maddi sıkıntılar eğitim hayallerini suya düşürür.

    İş, evlilikler, turneler

    18’inde İstanbul Ekspres gazetesinin Cemiyet ve Beyoğlu muhabiri olarak başlayan iş hayatı, Gorbon Seramik ve meşhur Melodi Plak’ta devam eder. İçindeki müzisyenin ‘keşfedileceği’ Melodi Plak... Bir yüzünde “Olmasa”, diğerinde Karacaoğlan’ın “Ölüm”ü vardır ilk kırkbeşliğinin...
    Aynı yıl çıkan “Kördüğüm / Yol” ile birlikte Hümeyra yolda yürüyemeyecek haldedir artık. Sinirlenince ona “Siz” diyen annesi Malike Hanım’ın “Hümeyra Hanım” diye başlayan konuşması ile sonsuza dek kendine gelir. Bir daha hayatının hiçbir döneminde prim vermez şöhrete.
    1971’de Philips’in teklifiyle Paris’e gidip diskografisine bir de Fransızca kırkbeşlik eklerken, özel hayatı da aynı hızla ilerler.
    İlk evliliğini Haluk Aşkın’la, hepi topu 30 gün sürüp kırık bir buruna mal olacak ikincisini ise Fikret Hakan ile yapar.
    İstemeyerek başladığı gazino dönemi, ayağına viski döken bir ‘baba’nın kafasına mikrofonu indirmesiyle sona erer. Sahnede bir tek Fikret Kızılok ile çıktıkları 42 günlük Anadolu turnesinde mutlu olur.
    1972’de Mithat Bigat ile nikâh masasına oturur, 11 Mart 1973’te oğlu Sadık dünyaya gelir. Bir yandan “Yardan Haber Yok”, “Sessiz Gemi” ve “Otuzbeş Yaş” birbirini izler. Şarkıcıdan ziyade ‘anlatıcı’ olarak görür kendini. Söylediği söze inanmak, inanmadığı şeyi söylememek esastır onun için...
    İlk albümü “Anlatamıyorum” 1977’de yayımlanarak Türk popunun ölümsüzleri arasında yerini alır. Ancak 80’lerde arabesk hâkimiyetini ilan eder ve Hümeyra’nın sözü Çince gibi gelmeye başlar insanlara. Özellikle de yapımcılara.

    Önyargıları kırma ustası

    1981’de son kırkbeşliğini çıkarıp usulca başka bir kulvara geçer: Oyunculuğa. Haldun Dormen “Unutulanlar” dizisinde Şevkiye May’ı oynamasını ister.
    “Sen kim koskoca Şevkiye’yi oynamak kim?” diyen annesi bile onu izleyince geri alır sözünü... Sonra sahne... Şan Tiyatrosu, “Selam Meloş”... “Şarkıcı kız geldi, tiyatro yapacakmış” tavrına sonsuz bir azimle direnir, hayatın her alanında ‘alaylı’ Hümeyra.
    Ayfer Feray, Haldun Dormen, İsmet Ay, Kamran Usluer hayat okulundaki tiyatro hocalarıdır ve önyargıları kırması uzun sürmez.
    “Gol Kralı Sait Hop Sait”, “Aş Bunları Aş”, “Deliler Boşandı”, “İçinden Tramvay Geçen Şarkı” derken Gencay Gürün’den bir teklif: “İstanbul Şehir Tiyatroları’na girmek ister misiniz?” Böylece “Kuşlar”ın Hüthüt’ü olarak çıkıverir Darülbedayi sahnesine.
    Kısa da bir sinema kariyeri olur bu arada, 1979’da Atıf Yılmaz’ın “Talihli Amele”siyle başlayan.
    İki elin parmaklarını geçmez filmlerinin sayısı, ama aralarında o dönem evli olduğu Ömer Kavur’un unutulmaz “Kırık Bir Aşk Hikâyesi” vardır. Her şeyi az ama öz yapmıştır. Dinleyicilerini “Bir avuçlar, ama kalabalık bir avuç” diye tanımlar. Müzik de o kalabalık bir avucun hatırına devam eder.

    İki sene de ABD’de

    1984’te “Benim Şarkılarım”, 1987’de “Yıllar Sonra”, 1989’da “Tutkulardan İntihar” ve uzun bir ara... Öyle ki yeni gelen kuşak, oyuncu zanneder Hümeyra’yı artık, hatta çoğu onu bile bilmez.
    Bir taraftan butik açar, annesinden geçmiş yetenekleriyle gece kulübü işletir. Sapa Bar, Figeyra, Sardunya... Ne yaptıysa özenle yapar hayatta...
    1995’te ses tellerinden bir ameliyat geçirir ve söz verir, hastaneden çıktığında ‘do’ diyebiliyorsa bir albüm yapmaya. Neyse ki çok daha fazlasını söyleyebiliyordur ki 1997’de ortaya çok özel bir albüm çıkar: “Beyhude”.
    Albüm iyi olduğu oranda az satar ve Hümeyra 1999’da ABD’ye gider, caz piyanisti Jimmy Cicero ile evlenmeye. San Francisco’da geçirdiği 2 seneyi resim dersleri alarak değerlendirir. Ama evlilik gene ona uymaz, 2001’de bir televizyon dizisiyle döner yurda: Üzgünüm Leyla.
    kaynak: Baktabul Msn messenger ifadeleri, Avatar, gif, smiley, Resimli Siirler, izle, indir, Komik Resimler, programlar, Resimleri, Haberlerhttp://www.baktabulum.com/showthread.php?t=22350

    Avrupa Yakası ve...

    Ve sıra gelir hayatındaki ikinci ‘şöhret dalgasına’. “Avrupa Yakası”nın İfot Teyze’sidir artık. Oyuncu olduğunu bilenler, bilmeyenler, ‘meğer ne komikmiş’e şaşanlar, takipçilerinin ondan her numarayı bekleyen sakin bakışları altında ‘keşfederler’ 40 yıllık Hümeyra’yı.
    O takipçilerden biri, Çağan Irmak çıkar, “Babam ve Oğlum” diye bir film çeker ve Hümeyra yıllar sonra beyazperdededir yine. Bunu 2008’de “Ulak” izler.
    Fakat sonbahar, bu keyfi kaçıracak bir haberle geldi; Hümeyra “Avrupa Yakası”ndan ayrılmıştı...
    İnandığı işleri yapmak uğruna şanı - şöhreti elinin tersiyle itmiş 40 yıllık Hümeyra’nın sırf daha fazla para uğruna ‘ailem’ dediği ekibi bıraktığı iddia ediliyor şimdi.
    Birlikte çalışırken karşılıklı sahnelerde oynayamayacak kadar arasının bozuk olduğu bilinen Ata Demirer’in diziye dönüşünün de tamamen rastlantı olduğu...
    Yapımcı Sinan Çetin’in de belirttiği gibi, ‘şerefli’ bir insan olduğu için pek konuşmuyor Hümeyra. Ve gene Çetin’in söylediği gibi, Hümeyra ‘mağdur’ değil gerçekten.
    Ortada bir mağdur varsa Hümeyra gibi bir yıldızı kaybeden “Avrupa Yakası” dizisidir o...




  • Barış Manço - Anlıyorsun Değilmi
  • BERKANT AKGÜRGEN

    31 Aralık 1938 Ankara doğumludur. Ortaokul sıralarında ilk olarak ağız mızıkası çalmaya başlar. Ankara Atatürk Lisesi'nden Denizli Lisesi'ne yatılı geçer. Denizli Lisesi'nde ağız mızıkasına devam ederken piyano dersleri ile piyano çalmaya başlar. (1956) Ankara'ya dönüp Kurtuluş Lisesi'nden mezun olur.

    İlk sahneye çıkışı Üstün Poyrazoğlu Orkestrası ile Bahçelievler Akalın Düğün Salonu'nda 1957 yılında olur. Daha sonraları Jüpiter Kenteti adında bir orkestra kurarlar ve Ankara'da çeşitli gece klüplerinde sahneye çıkmaya başlarlar. 1957 sonlarına doğru Ankara Radyosu'nda emisyon programları yapmaya başlarlar.
    1960 yılında bahriyeli olarak askere gider. Askerde bandoda olduğu için İstanbul'da tenor saksafon dersleri almaya başlar. 1964 yılında askerliğini bitirip Ankara'ya döner ve Yurdaer Doğulu ile orkestra kurup çalışmaya başlarlar. İstanbul'da Kulüp Fuaye'den teklif alırlar ve İstanbul'da sahne çalışmalarına başlarlar. Birçok gece kulüplerinde show programlarına çıkarlar.
    1965 yılında Vasfi Uçaroğlu Orkestrası'nın solist-liğine geçer ve Kamuran Akkor ile sahneyi paylaşırlar. Aynı yıl ilk plağı olan "Cici Pabucum Cici - Arabamın Atları" yayınlanır. Daha sonraları Sezen Cumhur Önal ile çalışmaya başlar ve ilk olarak "Evvel Zaman İçinde"yi yaparlar. O seneler "Ah Kızlar", "Bir İçim Su", "Sana Şarkımı Bıraktım" gibi çalışmaları yaparlar.
    1966 yılında kulüp çalışmalarını bırakır ve gazino çalışmalarına başlar. O seneye kadar yaptığı çalışmaların sözlerini Sezen Cumhur Önal yazarken Metin Bükey ve Teoman Alpay'dan "Samanyolu" bestesini seslendirmesi teklifini alır. 1967 Eylül ayında "Samanyolu - Özledim Seni" yayınlanır. İlk zamanlarda fazla ilgi görmeyen "Samanyolu" daha sonra Berkant ile özdeşleşir ve günümüzde bile hala popülerliğini koruyan bir parça olur.
    "Samanyolu"dan sonra film ve plaklara Türkçe bes-te çalışmaları yapar. "Nisan Yağmuru", "Mevsim Bahardı", "Hayat Sevince Güzel", "Bülbül Yuvası" gibi çalışmalar yapar. Bu arada film teklifi alır ve Gönül Yazar ile "Trafik Belma" filmini yaparlar. 1975 yılında son plak çalışması olan "Fani Dünya - Izdırap Çocuğu" yayınlanır. 1980'li yıllarda gazinoların azalması ve taverna çalışmalarının çoğalması nedeniyle Avrupa turneleri ve otel gece kulüplerinde programlar yapmaya başlar. 1992'de bir kaset çalışması yaptı ve "Samanyolu '93" adı ile yayınlandı. Halen sahne çalışmalarına devam etmektedir

    Berkant - Samanyolu
    Sen kalbimin mehtabısın güneşisin
    Sen ruhumun vazgeçilmez bir eşisin
    Bir şarkısın sen ömür boyu sürecek
    Dudaklarımdan yıllarca düşmeyecek

    Ruhum senin kalbim senin ömrüm senin
    Yıllar geçse ölmeyecek bende sevgin
    Bir şarkısın sen ömür boyu sürecek
    Dudaklarımdan yıllarca düşmeyecek

    Uzaklara kaçıversek seninle biz
    Birgün elbet göze gelir bu sevgimiz
    Bir şarkısın sen ömür boyu sürecek
    Dudaklarımdan yıllarca düşmeyecek




  • Ajda Pekkan

    Ayşe Ajda Pekkan veya bilinen adıyla, Ajda Pekkan, (d. 12 Şubat 1946, İstanbul), Türk şarkıcı ve oyuncu.

    Sanat hayatına sinema ile başlayan Ajda Pekkan, 1964'te B-yüzü olarak yayınlanan ilk kaydı "Göz Göz Değdi Bana"nın ardından ilk 45'liği "Her Yerde Kar Var/Onyedi Yaşında"nın beğenilmesi üzerine müzik hayatına atıldı. 1977'de yayınladığı Süperstar albümüyle döneme damgasını vuran Pekkan, bu albümün getirdiği başarı ile de "Süperstar" olarak anılmaya başladı. Albümün ardından Süperstar adıyla yayınladığı 3 albüm daha yayınladı. "Kimler Geldi Kimler Geçti", "Bambaşka Biri", "Hoşgör Sen" ve "Uykusuz Her Gece" gibi şarkılarıyla Türkiye'de müzik tarihinde önemli bir rol oynadı.

    Paris, Tokyo, New York, Tahran gibi pek çok yerde konserler veren Pekkan, Türkçe'nin yanı sıra İngilizce, Fransızca, İtalyanca ,Arapça ve Japonca olmak üzere daha pek çok dilde şarkılar söyledi.
    Çocukluğu ve ilk yılları [değiştir]
    Ajda Pekkan'ın babası Subay, annesi ev hanımıydı. Çocukluğu babasının işi dolaysıyla Gölcük´te geçti. Ajda Pekkan, kardeşi Semiramis Pekkan'ın da desteğiyle, 1961 yılında dönemin en popüler gece klubü Çatı'nın sahibi olan İlham Gencer'e ulaştı. İlk olarak seslendirdiği Mina'nın "Il Cielo In Una Stanza" şarkısıyla kendini kabul ettirdiği Çatı gece klubünde, Los Çatikos topluluğu eşliğinde bir müddet sahne çalışması yaptı.

    1963 yılında bir aile dostlarının teşvikiyle Ses Dergisi'nin, sinemaya yeni yüzler getirmek amacıyla açtığı kapak yıldızı yarışmasına katıldı. Ediz Hun'un erkekler dalında birinci, Hülya Koçyiğit'in bayanlar dalında ikinci olduğu yarışmada, birinci seçilen Ajda Pekkan'ın profesyonel kariyeri böylece başlamış oldu.

    1960'lı Yıllar
    1963'te Ses Dergisinin yarışmasında birinci olması, Avrupai görünümü ve dikkat çekici fiziğiyle ilgi toplayan Pekkan, 1963 yılında "Adanalı Tayfur" ile ilk kez çıktığı kamera karşısında, 1969 yılındaki son filmi olan "Harun Reşit'in Gözdesi"ne kadar baş rollerini Ayhan Işık, Cüneyt Arkın ve Tamer Yiğit gibi sanatçılarla paylaştığı 47 film çevirdi. Ses kabiliyeti rol aldığı filmlerdeki yapımcıların da dikkatinden kaçmadı ve pek çok filminde şarkıcı rolü üstlendi ve çeşitli şarkılar seslendirdi.

    İlk filmi "Adanalı Tayfur"da seslendirdiği "Göz Göz Değdi Bana" şarkısı, arka yüzünde Öztürk Serengil'in seslendirdiği "Abidik Gubidik Twist" şarkısıyla birlikte 45'lik plak olarak yayınlandı. Sinemaya başlamadan önce tanışıp şarkıcılık yapabilmesi için yardım istediği ve kabiliyetine ikna ettiği Fecri Ebcioğlu, sinema yıllarında da Ajda Pekkan ile irtibatını hiç koparmadı ve 1965 yılında, kendine ait ilk plağı olan "Her Yerde Kar Var/17 Yaşında" piyasaya sürüldü. Fecri Ebcioğlu'nun yabancı şarkılar üzerine Türkçe sözler yazarak ülkemize benimsettiği "aranjman" tarzının en büyük starı, Adamo'nun ünlü şarkısını yine Adamo gibi Fransız aksanıyla söyleyerek, büyük bir ilgi ve beğeniyle karşılandı. Sahnelerden sinemaya geçen sanatçıların aksine, sinemadan sahneye geçen Ajda Pekkan, peşpeşe yayınlanan birden fazla plaktan sonra, 1967 yılında çıkardığı "İki Yabancı/Bang Bang" 45'liği ile aranjman dalında on binlerce plak satarak satış rekoru kırdı. "Dünya Dönüyor", "Saklanbaç", "Boş Sokak", "Boşvermişim Dünyaya" ve "Üç Kalp" gibi üstüste çok başarılı plaklar yaptı. Bu yükselen trendin neticesinde yurtdışından davetler aldı ve Atina'daki Uluslararası Apollonia Müzik Festivali'nde; '68 yılında "Özleyiş" ve '69 yılında "Perhaps One Day" şarkıları ile üstüste iki kere dördüncü olarak müzik piyasasındaki yerini sağlamlaştırdı. Barcelona'daki Akdeniz Şarkıları Festivali'nde "Ve Ben Şimdi" şarkısı ile Türkiye'yi temsil etmesi ve şarkılarının pek çok filmde fon müziği olarak kullanılması, Ajda Pekkan'ı tüm ülkede tanınır hale getirdiği gibi, Zeki Müren ile gerçekleştirmeye başladığı gazino programlarıyla birlikte ülkenin bir numaralı yıldızı konumuna da taşımış oldu.

    1970'li Yıllar
    Her ülkenin starlarını bünyesinde barındırmaya özen gösteren Philips firması, Türkiye'den seçtiği Ajda Pekkan'ı kanatlarının altına aldı ve kayıtları Fransa'daki stüdyolarda gerçekleştirilen, Fikret Şeneş'in sözlerini yazdığı şarkılarla, Ajda Pekkan'ın diğer şarkıcılardan bir adım öne fırladığı yıllar başladı. 1970 yılında yayınlanan "Sensiz Yıllarda/Olmadı Gitti" ve "Yağmur/Tek Yaşanırmı" plaklarıyla Philips firmasına başarılı bir giriş yaparken, 45likler başarılı bir satış yakaladı ve yıl sonu listelerinde yer aldı. Üstüste gelen hit plaklarla Ajda Pekkan'ın sesi tüm ülkede keyifle dinlendiği gibi, şık giyimi, sürekli kendini yenileyen görünümü ve değişime açık tavrıyla sadece müzikte değil moda konusunda da hayranlarını sürükleyen bir ikon haline geldi.

    1972 yılında İstanbul Plak'a geçiş yapan sanatçı, bu firmadan ilk plağıyla beklenen başarıyı yakalayamazken, arabesk soundları içeren ikinci plak "Dert Bende Derman Sende/Varsın Yansın Dünya" ile o yıla da damgasını vurdu. Ancak bu arabesk şarkının başarısı oldukça konuşuldu. Ertesi yıl "Kaderimin Oyunu/Kimler Geldi Kimler Geçti" 45'liği piyasaya sürüldü. Daha çok ses getirmesi planlanan "Kaderimin Oyunu"nun B-yüzünde yer alan "Kimler Geldi Kimler Geçti" ile bir anda büyük bir patlama yarattı. "Tanrı Misafiri/İçme Sakın" 45'liği ile de o yıl ses getiren Pekkan, ertesi yıl "Sana Neler Edeceğim/Haram Olsun Bu Aşk" ile konuşuldu. Ancak sanatçı en büyük başarıyı 1975'te yayınladığı "Hoşgör Sen/Sana Ne Kime Ne" ile yakaladı. On binler satan plak, sanatçının o güne kadar yakaladığı en büyük başarıydı.

    Ajda Pekkan, İstanbul Plak'tan çıkan tüm 45liklerindeki şarkıları (1972'de çıkan 45likler hariç), Temmuz 1975'de yayınlanan ilk derleme albümü Ajda'da topladı. Albüm "Erkek Adın" adında yeni bir şarkı da içeriyordu. Longplaylerin satmadığı düşüncesinin baskın olduğu bir dönemde, albüm herkesin ilgisini gördü ve çok başarılı oldu.

    Bu başarıların sonucunda 1976 yılında Paris'in ünlü Olympia müzikholünde, pek çok şarkısının Türkçe versiyonlarını seslendirdiği, dönemin ünlü Cezayir asıllı Fransız şarkıcısı Enrico Macias ile seri konserler verdi. Bu konserler Ajda'nın ününü daha da arttırdı. 1977'de çıkan 45lik "Viens Dans Ma Vie/Face A Face Avec Moi", Türkiye'de satış rekorları kırdı, A-yüzündeki "Viens Dans Ma Vie" dilden dile dolaşan bir şarkı oldu ve Türkiye'nin yabancı dilde en çok satan plağı ünvanını kazandı. Artık, o gerçek bir star statüsüne ulaşmıştı. Bir dost toplantısında Hürriyet Gazetesi sahibi Erol Simavi'nin "Ajda Pekkan'a star demek yetmez, ancak süperstar dersek yerini bulur." sözüyle birlikte önce sanat çevrelerinde, sonra hayranlarının arasında, daha sonra da tüm ülkede "Süperstar" ünvanıyla anılır oldu. 1977 yılında bu ünvanını ilk kez resmileştiren, o güne kadar benzeri görülmemiş bir kapak tasarımı ve prodüksiyonla piyasaya sunulan, "Baksana Talihe", "Kim Ne Derse Desin", "Gözünaydın" ve "Hancı" gibi şarkıların yer aldığı albümü "Süperstar"ı hazırladı. Aynı yıl Tokyo'daki Yamaha Müzik Festivali'nde "A Mes Amours" şarkısıyla elde ettiği başarılı netice, 70'lerin başında, yurtdışında, ilk olarak, Almanca ve daha sonra Fransızca, Japonca ve Yunanca 45'lik plakları satışa sunuldu. Pekkan, yine o dönemlerde Tahran'da konser verdi ve daha sonra TV'de yayınlanan bu konser Türk izleyicisi tarafından da ilgi gördü. Ajda Pekkan'ın '77 ve '78 yıllarında Fransa'da ses getiren 45'lik çalışmaları yapmasına ve sonunda "Pour Lui" isimli Fransızca albümünü hazırlamasına önayak oldu.

    Halk konserleri, sahne çalışmaları ve konuk sanatçı olarak katıldığı uluslararası organizasyonlar ile başarısını pekiştiren Ajda Pekkan, 1979 yılında "Bambaşka Biri", "Haykıracak Nefesim Kalmasa Bile", "Ya Sonra", "Dile Kolay" ve "Yeniden Başlasın" gibi klasikleşmiş hitlerin yer aldığı Süperstar serisinin ikinci albümü "Süperstar II"de bir kez daha her daim zirvede olduğunu kanıtlamış oldu. 70'li yıllarda defalarca yılın sanatçısı seçildiği gibi şarkıları da liste başlarından inmedi, çeşitli ödüller kazandı.

    1980'li Yıllar

    Pekkan, 1980 Eurovision Şarkı Yarışması Türkiye Finali'nde Pet'r oil parçasını seslendirirken.O seneye kadar, Türkiye'yi temsil etme görevinin, eleme usulüyle belirlendiği Eurovision şarkı yarışmasına 1980 yılında atama yoluyla Ajda Pekkan seçildi. İlk önce tespit edilen 5 bestecinin şarkılarının jüri tarafından 3'e düşürülmesiyle, "Bir Dünya Ver Bana", "Olsam" ve "Pet'r oil" ile Tv ekranlarında boy gösterdi. "Pet'r oil"ın Türkiye'yi temsil etmesine karar verilen gece sonunda, ülkemizde nir ilk gerçekleşti ve henüz plağı satışa sunulmamış bir şarkı tüm halk tarafından ezbere söylenir oldu. Kulis faaliyetlerinin yetersizliği, şarkının siyasi hicivli yapısı ve yarışma gecesindeki organizasyon bozuklukları neticesinde Ajda Pekkan bu yarışmada hayal kırıklığı yaratan bir derece aldı. Süperstar'ı bir hayli küstüren bu yarışmadan sonra bir süre dinlenme kararı alıp ABD'ye yerleşti.

    70'lerin sona ermesiyle birlikte Pop Müzik'in cazibesini yitirip, Alaturka ve Arabesk'e yönelindiği yıllarda "Sen Mutlu Ol" ve "Sevdim Seni" isminde hafif müzik ve alaturka sentezi iki albüm yaptı. Ancak Süperstar'ın bir türlü içine sinmeyen ve kendi isteği doğrultusunda gerçekleşmeyen, ısmarlama olarak hazırlanan bu albümler Ajda Pekkan hayranlarının beklediği renkten ve kıvamdan uzaktı. Yerli bestecilerle çalışmaktan beklediği verimi alamayan Ajda Pekkan, 70'lerde kendi önderliğinde yükselen aranjman akımına geri döndü. "Süperstar 83 Show"uyla sahnelerde fırtına gibi eserken, en başarılı çalışmalarında yanında olan Fikret Şeneş'le birlikte çalıştığı "Uykusuz Her Gece", "Son Yolcu" gibi şarkıların yer aldığı "Süperstar 83" albümüyle yeniden gönülleri fethetti. Reklam filmleri, Tv programları, sahne çalışmalarıyla ikinci baharını yaşayan Süperstar, '84 yılının sonlarında yapımcılarının ve yakın çevresinin ısrarıyla dönemin popüler gruplarından Beş Yıl Önce On Yıl Sonra ile bir albüm hazırladı. "O Benim Dünyam" şarkısıyla yeniden çıkış yakalayan Ajda Pekkan, şarkı yorumlarındaki üstün bir performansına rağmen şarkıların özensizliği ve zorlama bir albüm olmasından dolayı, yeni ekibiyle beklediği sükseyi yapamadı. '87 yılında Ülkü Aker ve Fikret Şeneş'in sözlerini yazdığı "Kim Olsa Anlatır", "Yalnızlık Yolcusu" gibi şarkılarla, özel hayranları için eşsiz olarak nitelenen ancak hit şarkı eksikliği nedeniyle, "Süperstar 83"ün gölgesinde kalacak olan "Süperstar 4" albümünü hazırladı. Sonrasında yaptığı evlilik nedeniyle aldığı müziği bırakma kararı tüm müzik severleri üzse de, müzikten ayrı geçen günlerinde yaşadığı boşluk hissi neticesinde yeniden müziğe dönüş kararı verdiği sıralarda, 1989 yılının sonunda evliliği de sona erdi.

    1990'lı Yıllar
    Pop müziğinin çıkmaza girdiği günlerde, Aralık 1989'da tanıtım partisi düzenlediği "Ajda 90" albümünü Şubat 1990'da piyasaya sürdü. Popta yeni arayışlar ve sanatçılar ortaya çıkarken "Yaz Yaz Yaz" ile ortalığı kasıp kavurdu. Yarısı yerli beste, yarısı aranjman olan bu albüm, Ajda Pekkan'ın muhteşem bir şekilde döndüğünün göstergediydi. "Sana Bana Yeter", "Resmin Yok Bende", "Her Yaşın Bir Güzelliği Var" ve "Olur Ya" gibi şarkılar da albümdeki diğer hitlerdi. Peşi sıra başlayan Rumelihisarı konserleriyle Süperstar, sevenlerini kaldığı yerden büyülemeye devam etti. Aynı yılın sonlarına doğru Ajda Pekkan'ın isteği dışında yayınlanan, ancak hayranlarını memnun eden "Unutulmayanlar" adlı toplama albümü yayınlandı.

    Ertesi yıl "Seni Seçtim" albümünü yayınlayan Pekkan, bu albümde Şehrazat, Garo Mafyan ve o günlerde adı daha duyulmamış olan Mustafa Sandal ile çalıştı. Önceki albüme göre daha az ilgi gören bu albüm, yine de beğenildi. "Sevgide Seni Seçtim, "Eline Gözüne Dizine Dursun" ve "Vazgeçme" şarkıları albümdeki sivrilen şarkılardı.

    Pekkan, 1992 yılının ikinci yarısında yeni albüm hazırlıklarına başladı. İsviçre Amerika Birleşik Devletleri ve Türkiye'de kaydedilen, albümdeki şarkıların neredeyse hepsinin yerli bestecilerden alındığı Ajda 93 albümü, Mayıs 1993'te piyasaya sürüldü. Albüm 500.000 satarak yılın en çok satan albümlerinden biri oldu. Video kliplerde görselliğe önem veren Ajda Pekkan, albümdeki neredeyse tüm şarkılara farklı temalarda klip çekti. "Sarıl Bana", "Oyalama Beni", "Yok", sözleri Sezen Aksu'ya ait olan "Ağlama Anne" ve "Eyvah" gibi parçalar 1993'ün en büyük hitleri oldu. Aynı yıl kendi rızası dışında yayınlanan ve hayranlarının oldukça ilgi gösterdiği toplama albümü "Hoşgör Sen" yayınlandı.

    Bu yapımlar haricinde; yine 1993 yılında, çeşitli sanatçıların katılımıyla hazırlanan, "Sevgiyle 93" aldı albümde, farklı sanatçılarla birlikte "Sev Dünyayı" ve solo olarak Turhan Yükseler'in düzenlemesiyle, "Sensiz Yıllarda" adlı şarkıları seslendirmiştir. 1995 yılında, Yapı Kredi Bankası'nın, özel müşterileri için, hazırlatmış olduğu "Altın Yıllar Altın Şarkılar" albümünde, Selçuk Başar'ın düzenlemesiyle, "Kimler Geldi Kimler Geçti" şarkısını yeniden seslendirmiştir.

    1996 yılında "Ajda Pekkan" albümü yayınlayan sanatçı olumsuz eleştriler aldı. Albüm en az satılan albümler arasındaydı. Sahne çalışmalarına aralıksız devam eden Ajda Pekkan, '98 yılında, eski şarkılarının yeni düzenlemelerini seslendirdiği; "The Best of Ajda" albümüyle iki yıllık bir aranın ardından bir kez daha izleyici ve dinleyicileriyle buluştu. Yüksek satış grafiği yakalayan bu albümle, geçmişten bugüne değin iz bırakmayı başarmış onlarca Ajda Pekkan klasiğini genç kuşaklarla buluşturdu. Sanatçı, 1998 yılında, profesyonel sanat yaşamının 35. yılında, Kültür Bakanlığı'nca Devlet Sanatçılığı ile onurlandırıldı.

    2000'li Yıllar
    Yüksek satış grafiği yakalayan, '98 tarihli, "The Best of Ajda" albümünü takiben, 2000 yılında çift cd&mc formatındaki "Diva" albümü piyasaya çıktı. Bu albümde Ajda Pekkan'ın eski şarkılarının yeni yorumlarının yanı sıra, "Mutlu Bütün Şarkılar" ve "Aşka İnanma" gibi iki yeni şarkı ve kardeşi Semiramis Pekkan'ın eski şarkılarından "Dert Ortağım Benim" ile "Bu Ne Biçim Hayat"ın da Ajda Pekkan yorumları yer aldı. Büyük başarı elde eden bu albümün şarkılarından "Bir Günah Gibi", dünyaca ünlü DJ Claude Challe'nin "Buddha Bar" serisinde yer aldı. 2000 yılında Monako'da Monte Carlo Sporting D'été Müzikholü'nde dünyaca ünlü sanatçılarla birlikte sahne alan Süperstar'a, Kültür Bakanlığı'nca, bir de "Prestige de la Turquie avec Ajda Pekkan" üst başlıklı, Türkiye'yi tanıtıcı, bir kısa video hazırlatıldı. 60, 70 ve 80'li yıllarda pek çok filmde fon müziği olarak kullanılan Ajda Pekkan şarkılarından sonra Ajda Pekkan'ın sesi, 2001 yılı içerisinde sinemalarda gösterime giren Ferzan Özpetek'in yönetmenliğini yaptığı, "Cahil Periler" filminde "Bambaşka Biri" ve Meksika'da yayınlanan bir pembe dizide de "Bir Günah Gibi" şarkıları ile yer aldığı filmlere renk kattı. Sadece şarkı söyleyerek kendini istediği kadar ifade edemediğini düşünen ve 60'lardaki beyaz perde macerasını yeniden tatmak isteyen Ajda Pekkan, 2002 yılında, "Şöhret Sandalı" adlı sinema filminin, Halil Ergün'le, başrollerini paylaştı.

    2003 yazında, üç yıllık bir aranın ardından, "Sen İste" ile yeniden sevenleriyle buluşan Ajda Pekkan, bu single prodüksiyonunu takiben, yeni albüm yapma hazırlığına girdi, fakat bu yeni single'ın habercisi olduğu albüm hiç yayınlanmadı. 2005 yazında, Kanal D ekranlarında çok beğenilen "Superstar Show" adlı bir televizyon programı yapmaya başladı.11 Haziran 2006'da "Cool Kadın" adlı albüm piyasaya çıktı ve göstermiş olduğu başarıdan ötürü, MÜYAP tarafından Altın Plak'la ödüllendirildi. 2007 yılı içersinde, "Ajda Disco'da" adıyla, birden fazla DJ ile bir dizi konser gerçekleştirdi. 2008'in Haziran ayında Polisan sponsorluğunda İstanbul, Ankara ve İzmir'de konserler veren sanatçı, konserlerde seyirciler tarafından büyük beğeni toplayan iki yeni şarkısını, "Flu Gibi" ve "Gerisi Hikaye"yi, seslendirdi. Ünlü sanatçı bu konserleri takiben, yepyeni albümü " Aynen Öyle"yi 24 Temmuz 2008 itibariyle izleyici ve dinleyicileriyle buluşturdu.

    2009 baharında Serdar Ortaç'tan "Resim" adlı bir beste alan Pekkan, 21 Mayıs tarihinde bu şarkıyı single olarak yayınlayadı ve 22 Mayıs'ta Beyaz Show'da ilk kez seslendirdi




  • Ajda'nın gözünden
    Türk Pop Müziği'nin en saygı değer ismi olarak görülen Pekkan'ın bu sıfatla birlikte sanat dünyasındaki pek çok isimle de hatırı sayılır ilişkileri var. Güldünya projesi kapsamında Bakırköy Kadın Tutukevi'ni ziyaret eden Pekkan, orada tutuklu bulunan Deniz Seki'ye destek verdi. Onun dışında Sezen Aksu'yla da gönül dostluğu bulunan Pekkan, çok sık olmasa da Nilüfer ve Nükhet Duru'yla görüşmeyi ihmal etmiyor. Müzik dünyasından Sertab Erener ve Funda Arar gibi isimleri beğenen, Hande Yener ve İzel gibi isimlerin eski şarkılarına benzer tarzda şarkılar okuyan Pekkan, dönemin korsan ve repertuar sıkıntısına rağmen yeni isimlere güveniyor.

    Diskografi

    Aynen Öyle (2008)
    Cool Kadın (2006)
    Diva (2000)
    The Best of Ajda (1998)
    Ajda Pekkan (1996)
    Ajda 93 (1993)
    Seni Seçtim (1991)
    Ajda 90 (1990)
    Süperstar IV (1987)
    Ajda Pekkan ve Beş Yıl Önce On Yıl Sonra (1985)
    Süperstar III (1983)
    Sevdim Seni (1982)
    Sen Mutlu Ol (1981)
    Süperstar II (1979)
    Pour Lui (1978)
    Süperstar (1977)
    La Fete A L’Olympia (1976)
    Ajda (1975)
    Ajda Pekkan Vol. III (1972)
    Fecri Ebcioğlu Sunar: Ajda Pekkan (1969)
    Ajda Pekkan (1968)

    Filmografi

    Şıpsevdi (1963)
    Kendini Arayan Adam (1963)
    Adanalı Tayfur (1963)
    Şaşkın Baba (1963)
    Öpüşmek Yasak (1963)
    Abudik Gubidik (1964)
    Çanakkale Aslanları (1964)
    Plajda Sevişelim (1964)
    Kaynana Zırıltısı (1964)
    Avare (1964)
    Hızır Dede (1964)
    Koçum Benim (1964)
    Sokakların Kanunu (1964)
    Artık Düşman Değiliz (1965)
    Cici Kızlar (1965)
    Kart Horoz (1965)
    Kolla Kendini Bebek (1965)
    Pantolon Bankası (1965)
    Şaka İle Karışık (1965)
    Şepkemin Altındayım (1965)
    Yabancı Olduk Şimdi (1965)
    Bir Caniye Gönül Verdim (1965)
    Şehvetin Esiriyiz (1965)
    Babamız Evleniyor (1965)
    Sevdalı Kabadayı (1965)
    Taçsız Kral (1965)
    Dalgacı Mahmut (1965)
    Berduş Milyoner (1965)
    Helal Adanalı Celal (1965)
    Bir Gönül Oyunu (1965)
    Lafını Balla Kestim (1965)
    Sevinç Gözyaşları (1965)
    Avare Kız (1966)
    Kara Tren (1966)
    Şoför Deyip Geçmeyin (1966)
    Seher Vakti (1966)
    Ümit Sokağı (1966)
    Düğün Gecesi (1966)
    Siyah Otomobil (1966)
    Dişi Düşman (1966)
    Dağda Silah Konuşur (1966)
    Günah Çocuğu (1966)
    Affet Sevgilim (1966)
    Ayrılık Şarkısı (1966)
    Erkek Severse (1966)
    Harun Reşid'in Gözdesi (1967)
    Tatlı Günler (1969)




  • Esin Afşar; ses sanatçısı, yazar, çevirmen, tiyatro ve sinema oyuncusu.
    Hayatı
    Ankara Devlet Konservatuarı piyano bölümü mezunu olan Afşar, ünlü opera sanatçıları Leyla Gencer, Maria Callas gibi isimlere öğretmenlik yapan Madam Hidalgo, Madam Böhm gibi isimlerden ses ve şan dersleri alarak, çocuk yaşlarda yaşamına yön verdi.


    Sanatçının bir albüm kapağı1940'lı yıllarda piyanist olarak girdiği Devlet Tiyatrolarında, Muhsin Ertuğrul'un desteğiyle 12 yıl oyuncu olarak görev yaptı. Ankara Meydan Sahnesi'nde konuk oyuncu olarak çalışırken, tekrar müziğe yöneldi. Önceleri dönemin popüler müziği olan "aranjman" olarak nitelendirilen, Türkçe sözlü hafif müzik dalında çalışırken, Ruhi Su ile tanışarak çağdaş folk müziği türünde emek harcayarak bu akım üstünde söz sahibi oldu.

    1969'da Diplomatik sanatçı tanımlamasıyla Macaristan'a konser için giden Esin Afşar, birçok ülkede ve yurt içinde çeşitli konserler verdi, ödüller kazandı. Çevirisini 1980 yılında yaptığı "Kırmızı Pabuçlar" dört yıl Ankara ve İstanbul Devlet Tiyatroları'nda ve TV'de oynadı.

    Sanatçı, yazarlığını Bilgesu Erenus'un yaptığı tek kişilik tiyatro oyunu "Kelaynaklar" da oynadı. 1986 yılında ilk Uzunçalar (LP) eserini çıkardı. 18 Mayıs 1990'da Fransa - Audincourt'da ırkçılığa karşı düzenlenen festivalde Polonya'lı, İspanyol, İtalyan, Portekiz, Cezayir, Tunus'lu sanatçıların katıldığı festivalde bir konsere davet edildi. Annesinin ölümü üzerine yaşlılar için bir kampanya başlattı. Boğaziçi Üniversitesi'nde gençleri örgütledi. Kendi bestelerinden oluşan Yunus Emre kaseti çıktı.

    Sivil Toplum Kuruluşlarında etkinliklere katılan Afşar, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği Türkiye - Yunanistan Dostluk Derneği yönetim kurulu üyesi, Sokaktaki Çocukları ve Gençleri Koruma Derneği kurucu üyesi, Sigara İçmeyenler Derneği, Beyoğlu'nu Güzelleştirme Derneği ve Müzik Dostları Derneği yönetim kurulu üyesi olup, sanatçı Kerim Afşar'ın eski eşi, ünlü Türk bilim adamı Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu'nun kızkardeşidir.

    Eserleri

    Albümler

    Söz: Çiğdem Talu (Kolektif), 2006
    Yunus Emre & Mevlana Şarkıları, 2002
    Nazım Hikmet Şarkıları, 2000
    Caz Yorumlarıyla Aşık Veysel, 1999
    Pembe Uçurtma, 1998
    Özlem, 1998
    Atatürk, 1997
    Esin Alaturka, 1995
    Yunus Emre, 1991
    Ruhi Su'ya Türkü, 1987
    Dün ve Bugünün Türk Şiir ve Ezgileri, 1986

    Sanatçının bir albüm kapağı45'lik plaklar

    Zühtü / Kaz
    Hacer Hanım / Ben Olayım
    Sanatçının Kaderi / O Pencere
    Canı Sıkılan Adam / Yiğidin Öyküsü
    Sandığımı Açamadım / Güneşe Giden Gemi
    Dert Şarkısı / Niye Çattın Kaşlarını
    Gel Dosta Gidelim / Sorma
    Sivastopol / Küçük Kuşum
    Diley Diley Yar / Yaprağı
    Yağan Yağmur / Çatladı Dudaklarım Öpülmeyi Öpülmeyi
    Kara Toprak / Yunus (Bana Seni gerek Seni)
    Yoh Yoh / Bebek (Bir Masal Türküsü)
    Allam Allam Seni Yar / Drama Köprüsü
    Halalay Çocuk / Güzelliğin On Para Etmez
    Gurbet Yorganı / Elif
    Niksarın Fidanları / Aliyi Gördüm Aliyi
    Allam Allam Seni Yar / Yoh Yoh



    Kitapları

    Anılar Yanıltır mı?
    Sefername 2
    Kırmızı Pabuçlar, 2001
    Gül Prenses, 2001
    Filmografisi [değiştir]
    Neredesin Firuze - 2003
    Gönüller Sultanı Mevlana - 1989
    Göç - 1974

    Rol aldığı bazı oyunlar

    Aşk Acısı
    Dünkü Çocuk
    Tahta Çanaklar
    Dışardakiler
    Poker Partisi

    Televizyon çalışmaları

    ETV için Onlar Hep Genç adlı tv programını hazırlayıp sundu.
    10 bölüm olarak hazırlanan programın içeriği, insanların yaşlansa da ruhsal olarak dinç kalabileceği temasına dayanıyordu. Semiha Berksoy, Necdet Mahfi Ayral, Türkiye'nin ilk tarih öğretmeni, ilk kütüphanecisi gibi, en gençleri 80 yaşlarında ve henüz aktif olan kişilerle müzikle renklendirilen söyleşileri içeren yapımlara imza attı.




  • Tülay German (d. 1935, İstanbul) ses sanatçısı, yazar.

    Henüz dört yaşındayken şarkı söylemeye başlayan sanatçı, Ankara Radyosu'nda, Ayşe Abla'nın Cumartesi akşamları çocuklar için yaptığı programlarda Schubert'in "Serenad"ını ve "Ihlamur Ağacı"nı söyledi. Ferdi Statser'den piyano dersleri aldı.

    1956 yılında Üsküdar Amerikan Kız Koleji'ni bitiren Tülay German, ailesinden habersizce Ankara'da Süreyya gazinosunda sahneye çıktı. 1960 - 1962 yıllarında caz şarkıcısı olarak isim yaptı, İstanbul Radyosu'nda Hulki Saner'in hazırladığı "Melodi Kervanı" adlı programda yer alan ilk Türk şarkıcısı oldu, radyoda Salim Ağırbaş Beşlisi'nin haftalık programlarında caz şarkıları söyledi.

    Müzik yaşamının ilk yıllarında Atıf Yılmaz'ın evinde Ruhi Su'dan ders aldı. Aşık Nesimi Çimen ve Aşık Ali İzzet'ten öğrendiği türküleri, çağdaş yorumla söyledi. 1960'lı yıllarda dörtlü dinletilerde çalıp söylediler. Timur Selçuk'la albüm çalışmaları yaptı.

    1962'de eşi Erdem Buri ile "Çoksesli Türk Popüler Müziği"ni gerçekleştirdi. 1964 yılında, Yurdaer Doğulu, Erol Büyükburç, Tanju Okan gibi sanatçılarla, Milli Orkestra ile katıldığı "Balkan Melodileri Festivali"nde, eleştirmenlerin en beğendiği şarkıcı seçilip, dönemin popüler yayın organı olan Arena dergisine kapak oldu ve Türk Pop müziğinin ilk "hit"i kabul edilen "Burçak Tarlası" plağını doldurdu. Bu plakla birlikte, "Aranjman" adıyla bilinen batı müziği şarkılarına Türkçe sözler yazılarak oluşturulan ve yıllarca hüküm süren 'tür' tarihe karışır ve Türk Popüler müziği bu albümden sonra gerçek anlamda doğmuş olur.

    Caz dünyasının efsanevi sanatçılarından Charles Mingus, German'ın Tract albümünü dinleyince, Duke Ellington'un ölümü üzerine yazdığı şarkıyı seslendirmesini ister. Duke Ellington's Sound of Love, önce German'ın geçirdiği bir trafik kazası, ardından Mingus'un ölümü üzerine yayınlanamaz. Avrupa'nın ünlü virtüozlarından François Rabbath ile de çalışan sanatçı, Zülfü Livaneli'nin Günlerimiz albümüne de Yiğidim Aslanım ve albümle aynı adı taşıyan şarkılarını seslendirerek konuk olmuş, Rabbath, Cahit Berkay, Erol Erdinç ve Engin Yörükoğlu ile birlikte bu albüme katkıda bulunurlar.

    1966 yılı başında plak yapmak üzere Paris'e gitti. Fransızca on plak doldurdu. Fransa'da, Belçika'da, Almanya'da, Polonya'da, Tunus'ta, Fas'ta, Hollanda'da ve Brezilya'da radyo ve televizyon programları yaptı, konserler verdi, çeşitli festivallere, televizyon ve radyo programlarına katıldı. Fransa'nın en önemli konser salonlarında Charles Aznavour, Lèo Ferre, Moody Blues gibi isimlerle birlikte konserler verdi. A.B.D için İlhan Mimaroğlu'nun kendisi için yazdığı "Tract" albümünü doldurdu.

    Fransa'da Türkçe olarak yaptığı albüm, Charles Cros Akademisi 1981 Plak Büyük Ödülü`nü aldı.

    Tülay German, en son olarak "Nazım Hikmet'e Saygı" adlı bir albüm doldurduktan sonra, 1987 Hollanda konseriyle sahnelerden çekildi. 1988'de dünya piyasalarına çıkan "The Song of Poets" (Şairlerin Şarkısı) derleme albümü, 1999 yılında "Yunus'tan Nazım'a" adı altında Kalan Müzik tarafından Türkiye'de yeniden çıkarıldı.

    Sanatçı, müzik yaşamının yanısıra yazarlık da yapmaktadır. Yayımlanan iki kitabının dışında 1999'dan beri Adam Sanat dergisinde yazıları çıkıyor.

    Ödülleri
    Fransa'nın en büyük ödülü sayılan "Académie Charles Cros Grand Prix du Disque", 1981, Bu ödülü, Türkiye'de sadece 1971'de Moğollar, 1988'de Ruhi Su almış olup, Pink Floyd, Jimi Hendrix gibi isimlere verilmiştir.
    "Balkan Melodileri Festivali", 1964, Eleştirmenler En Beğenilen Şarkıcı"

    Diskografisi
    45'likler
    Burçak Tarlası / Mecnunum Leylamı Gördüm, 1964
    Kızılcıklar Oldu mu / Yarının Şarkısı, 1965
    La Chanson De L'oubli / Le Coeur D'un Ange, 1967
    O Eski Günler / Sevmem Bir Daha, 1967
    Kumbaya / C'est Joli De S'aimer, 1968
    Dere Geliyor Dere / Kara Kızın Türküsü, 1968
    Aras Üste, Buz Üste / Seni Alıp Kaçayım, 1968
    Mara Eva / Mara Eva 2, 1970
    Kumbaya - Parler A la Pluie / N'allez Pas Lui Dire

    Sanatçının hayatını anlatan kitap Albümleri

    Tract, 1975
    Yunus'tan Nazım'a, 1999
    Burçak Tarlası, 2001
    Sound of Love

    Kitapları

    Erdemli Yıllar, 1996, Bilgi Yayınevi, ISBN 9754945632
    Düşmemiş Bir Uçağın Karakutusu, 2001, Çınar Yayınları, ISBN 9789753481533




  • Nilüfer - Körebe

    Nilüfer - Al Beni Çal Beni




  • quote:

    Orijinalden alıntı: neommy

    @Abincomartinez;

    Sizi yordum bu defa!

    Rica ederim Netekim....
  • Tanju Okan - Ah Bir Zengin Olsam



    Tanju Okan - Hancı





  • 
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.