Şimdi Ara

05:55:55 GECECİLERDE SON NOKTA BURDA!!! YENİ EFSANE!!! (68. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir (1 Mobil) - 2 Masaüstü1 Mobil
5 sn
16.091
Cevap
3
Favori
180.665
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 6667686970
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • ya daha bu benim bu topige ilk mesajimda bisey merak ettim ya siz bu topigi 2 aydir sürdürüyormusunuz dikkatimi cektide ...
    böyle bisey becermek bi sanat olsa gerek süper ne diyim ALLAH AKIL FIKIR VERSIN
  • aslında eskiden daha eski bi topic vardı ama o kaldırılmıs...
    hiç işte boşuna db dolduruyoz .
  • devam devam rekorlar kitabini arastiriyorum en uzun topik nekadar sürmüs diye ...Ama sanirim rekora dogru kosuyorsunuzz...
  • quote:

    Ileri derecede hasta iki adam ayni hastane odasındaydılar.

    Adamlardan birinin her öğleden sonra 1 saatliğine oturmasına izin veriliyordu, cigerlerindeki suyun süzülmesi için. Bu hastanin yatagi odadaki tek pencerenin tam yanindaydi. Diger hasta ise hep sırtüstü yatmak zorundaydı. Bu iki hasta saatlerce birbiriyle konuşur, eşlerini, ailelerini, evlerini, işlerini, askerlik anılarını, tatilde gittikleri yerleri anlatirlardi birbirlerine. Pencerenin yanindaki hasta, her öğleden sonra oturmasina izin verdikleri saati diger hastaya pencereden gorebildiklerini anlatarak geciriyordu. diger hasta hep bir sonraki gunu iple cekmeye basladi, dışarıdaki renkli ve hareketli dünyayı dinlemek için.

    Pencere, icinde cok güzel bir göl olan parka bakıyordu.

    Ördekler ve kuğular gölde yuzerken cocuklar model bot'larini suda yuzduruyorlardi. Genc asiklar, gokkusaginin tum renklerindeki ciceklerin arasinda kol kola dolasiyorlardi. Ulu agaclar etrafi susluyor, uzaktan sehrin silueti gorunebiliyordu.

    Pencere kenarindaki adam bunlari muhtesem bir detayla anlatirken, odanin diger ucunda yatan adam gozlerini kapar ve bu muhtesem manzarayi hayalinde canlandirirdi. Sicak bir ogleden sonra, pencerenin yanindaki adam gecmekte olan bir senlik alayini tarif etti. Diger adam bando seslerini duyamasa bile hayalinde canlandirabiliyordu, pencere kenarindaki adamin tasviriyle. Gunler ve haftalar gecti. Bir sabah banyo yaptirmak icin su getiren gunduzcu hemsire pencere kenarinda yatan hastanin cansiz bedeniniyle karsilasti: uykusunda, huzur icinde ölmüştü. Hüzünlendi, hastane gorevlilerini cesedi disari tasimalari icin çagirdi. uygun zaman gectigine kanaat getirir getirmez, diger hasta pencerenin kenarindaki yataga tasinmasinin mumkun olup olamayacagini sordu. Hemsire memnuniyetle istegini yerine getirdi, hastanin rahat oldugundan emin olduktan sonra onu yalniz birakti. Yavasca, duydugu aciya aldirmadan, bir dirseğine yaslanarak disaridaki dunyaya bakmak uzere yatagindan dogruldu adam. Sonunda, disariyi kendi gozleriyle gorme zevkini yasayabilecekti. Pencereden disari bakabilmek icin yavasca donmeye zorladi kendisini. Pencere, boş bir duvara bakiyordu. Adam hemsireye, vefat eden oda arkadasinin pencerenin disinda gorunen harika seylerden bahsetmesine sebep olan şeyin ne olabilecegini sordu. Hemsirenin cevabı, ölen adamin kör oldugu ve pencerenin onundeki duvarı görmediğiydi.

    "Sanirim seni cesaretlendirmek istedi" dedi.








  • Bizi dijital ortamlarda vurdular,

    Orta malı oldu tüm umutlar,

    Klavye tuşlarından ekrana zıplar,

    40 GigaByte'lik ölümsüz aşklar...

    Yaşananları Ctrl+S ile kaydedip,

    Ctrl+Z ile geri yaşıyorum.

    Ben sevdamı download edip masaüstüne alıyorum.

    En çokta ekranı kapladığın o anı özlüyorum.

    İtalik yürüyüşlüm,

    Bold bakışlı sevgilim.

    Öyle bir halt yedim ki, sakın affetme beni.

    Simge durumuna küçült, saatlerce beklet beni,

    Tüm sistemlerimi çökert,

    Zip'le sıkıştır ve parçala beni,

    Alt+F4 ile kapat,

    Shift ile değiştir beni,

    Manzaralı mousepad'inde saatlerce gezdir beni,

    Yeni bir pencere açalım ve unutalım herşeyi.

    Geri Dönüşüm Kutusu'na gönderelim maziyi,

    Kısayol oluştur, fazla bekletme beni...

    En çokta Flash animasyonlu o halini özlüyorum.

    PC görünüşlü, Macintosh duruşlu sevdiceğim,

    Kalpten kalbe Bağlantım bağlantısı yapılır.

    Kapanır kapılar,

    Ağa Oturum açılır.

    Sevdamız monitöre saniyelerle yazılır.

    Disconnect olursam beni yine arar mısın?

    Masaüstü'nde bulamazsan Belgelerim'e bakar mısın?

    Yokluğunda erişim paketi teselli olmasa da,

    Değişiklikleri kaydedip, yeniden bağlanır mısın?

    Bütün programlar bu aşka hata verse de,

    Kes, Kopyala, Yapıştır ile taşıyorum sevgini,

    56K'lik modemim benim, hadi hızlandır beni,

    Tüm virüslere meydan okur bu sevgi,

    Pentium III'üm benim, hadi uçur beni,

    Enter'a ulaştır, Delete'den çek elini,

    En çokta formatladığım o halini özlüyorum.

    40x sürücülü, 700 MHz 'li sevdiceğim benim...

    Bizi dijital ortamlarda vurdular,

    Orta malı oldu tüm umutlar,

    Klavye tuşlarından ekrana zıplar,

    40 GigaByte'lik ölümsüz aşklar...




  • üfff
  • 
Sayfa: önceki 6667686970
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.