Merhaba.

Aracım yeni.

Maalesef park ederken çizdim.

Biraz göçük var ve çizikler kısmen derin.

Bunu kaskoyu bozmadan ücretsiz yaptırabilir miyim sizce? Aslında çok rahatsız etmiyor, şu an amacım olabildiğince az maliyet ile olduğu kadar düzeltmek.

Nasıl bir yol izlemeliyim?

Merhabalar.

1.7 milyonu aşmayacak şekilde (krediyle birlikte) hangi aracı almamı tavsiye edersiniz? İlk arabam olacak ve arabalarla çok ilgili birisi değilim, performans tutkum yok, yakıt tüketimi çok dert değil. İçerisinde iyi hissetmek istiyorum. Tasarım benim için öncelikli.

Beğendiğim arabalar: Volvo S90, Volvo XC40

Tavsiyelere açığım.

1) https://www.youtube.com/watch?v=TRVuYVg-HQ8&ab_channel=SeriousWatches

2) https://www.youtube.com/watch?v=gI6AoHY9QLQ&ab_channel=ICSAuthentic

1 numaralı saati alırsam sıfır alacağım, 2 numaralı saatin sıfırı daha pahalı olduğu için onun ikinci elini alacağım. İkisi de bu şekilde alırsam aynı fiyata denk geliyor. Sizin tercihiniz hangisinden yana olurdu?

İki farklı tarzdan birer tane almak istiyorum. Sizin görüşleriniz nedir?

a) kahverengi - günlük ayakkabı

1) https://www.massimodutti.com/tr/haki-nubuk-spor-ayakkab%C4%B1---studio-l12816250

2) https://www.timberland.com.tr/erkek-maple-grove-koyu-yesil-oxford-ayakkabi-p_127814

3) https://www.timberland.com.tr/erkek-bradstreet-koyu-kahverengi-sneaker-p_126721

4) https://www.timberland.com.tr/erkek-adventure-20-oxford-kahverengi-spor-ayakkabi-p_127335

b) beyaz - deri günlük ayakkabı

1) https://www.massimodutti.com/tr/deri-spor-ayakkab%C4%B1-l12142150

2) https://www.yalispor.com.tr/timberland-maple-grove-leather-ox-erkek-spor-ayakkabi-beyaz

3) https://www.massimodutti.com/tr/napa-deri-spor-ayakkab%C4%B1---studio-l12803150

4) https://www.massimodutti.com/tr/nubuk-deri-spor-ayakkab%C4%B1---studio-l12804150

Mühendisim, yaş 31.

Şirket içerisinde terfi edebileceğim bir pozisyon açılacak. Bir daha bu fırsatın gelmesi minimum 5 yıl.

Pozisyonun artıları:

- Maaşım ve statüm artacak (tahminen %30).

- Etki alanım artacak, çalışma alanım ile ilgili karar verici kişi olacağım.

- Ben olmazsam, işten anlamayan birisi bu pozisyona gelecek ve onun tarafından yönetileceğim. Bu durumu engellemiş olacağım.

- Angarya iş yüküm azalacak.

Pozisyonun eksisi:

- İşlerimi delege etmem gerekiyor. Artık iş yapan değil, yönlendiren kişi olacağım. Sorun şu ki mevcut durumda sürekli yeni şeyler öğreniyorum, yaptığım işten keyif alıyorum. Bundan vazgeçince öğrenme sürecim oldukça yavaşlayacak diye endişe ediyorum.

Sayısız gözlemin sonucu olarak konuşuyorum, sadece bu örnek özelinde bir durum sanılmasın.

İşyerinde oldukça alımlı ve bakımlı bir kadın var, Muhtemelen evden çıkmadan önce her gün 1 saat hazırlanıyordur. Temiz, şık ve tertipli bir imajı var. Oldukça da güzel bir kadın. Dışarıdan bakıldığında elde edilmesi zor birisi izlenimi veriyor. "Böyle bir kadın için benim de bazı ön koşulları sağlıyor olmam gerekir" diye düşünürüm normalde.

Gel gör ki öyle bir adamla takılıyor ki adam işe eşofman ile geliyor. Üzerinde ütüsüz düz tişört var. Saç baş dağınık, parfüm kullanmıyor. Diyeceksiniz ki materyalist misin, hayır değilim. Ama ben bu saydığım şeylere böylesine dikkat ederken bunların hiçbirini yapmayan bir erkeğin bu kadar kolay bir biçimde en güzel kız ile sevgili olmasını kabul edemiyorum.

İş hayatında, eş-dost ilişkilerinde, flört durumlarında kişi kendini ne kadar ağırdan satar, ne kadar az ilgi ve alaka gösterirse karşı tarafın gözünde hep bir değeri artıyor bunu fark ettim.

Mesela; iş arkadaşıma karşı çok kibarca yaklaşıp, soru sormak için müsaade istiyorum, sonra ricamı dile getiriyorum. Herhalde bu beni zayıf gösteriyor olacak ki adam terslemeye başlıyor ve başından savıyor. Ekip arkadaşıma bakıyorum, selam vermeden direkt konuya giriyor ve emrivaki konuşuyor, eleman kuzu oluyor bunun karşısında.

Kız meselesi de öyle, centilmence davranıp ilgi gösteriyorsun, önemsiyorsun, sonra ego tavan yapıyor hanımefendinin, sanıyor ki sen onun için ölüp bittiğinden yaptın bunu ve peşinde sürünmeye devam edeceksin. Bir kız için 1 ay uğraştım, onun da ilgisi olmasına rağmen davetimi reddetti ve ben de durumu kabullenip selamı sabahı kestim. Görmezden gelmeye ve ilgisiz davranmaya başladım. En fazla 2 hafta dayanabildi ve geçen gün gelip yemeğe çıkmaya davet etti :).

Efendi adam olmanın bir kıymeti yok cidden.

Bir şeyi delicesine istiyorsanız bile insanlardan gizleyin.

İnsanlara karşı hissettiğiniz yakınlığı açığa vurmayın, empati yapmayın.

Duygusuz ve vicdansız olun, insan ilişkilerinde kazanan taraf olmak için bunu yapmanız lazım.

Her geçen gün korkunç bir yalnızlığa batıyorum. Bu kadar bireyselleştiğim bir dönem olmamıştı.

40 yıl daha yaşasam muhtemelen her gün aynı şeyleri yapmaya devam edeceğim.

Yaşım 28 oldu, 2 sene evvel daha iyi maaş ve kariyer fırsatı için doğup büyüdüğüm şehri terk ettim. Ailemden uzağım, arkadaşım yok, sevgilim yok, ev ile iş arasında mekik dokuyorum sadece. İş arkadaşlarıma mecburen katlanıyor, açmayan muhabbetlerine zoraki dahil oluyorum. Her gün tıpatıp aynı. Kafamdan işi atamıyorum çünkü dikkat dağıtacak bir unsur yok hayatımda. Akşam için veya hafta sonu için planının olmaması çok boktan bir durum.

Hobi falan demeyin, hobilerim hep bireysel şeyler. Gezip tozmayı sevmem.

Kurs da demeyin, zaten enstrüman çalıyorum. Ayrıca kursta falan kimseyle tanışamazsınız. Hatta bir yaştan sonra hiç kimse ile kolay kolay tanışamazsınız.

Zaten oldum olası asosyal, içine kapanık bir kişiliğe sahiptim. Bir yandan sosyalleşen insanları kıskanıyor, öte yandan sosyalleşme fırsatlarını elimin tersiyle itiyorum. Muhabbetlerin çoğu sarmıyor. İnsanlarla tanışmak yorucu. Ben de sıkıcı birisiyim. Aktivitelerim: evden çıkmamak, Youtube'da entelektüel içerik izlemek, ekşi ve reddit okumak, lol oynamak, bazen dizi izlemek, bazen enstrüman çalmak, bazen de kitap okumak, ha bir de her gün fiks mastürbasyon yapmak.

Kariyer için kendimi paraladım, şu an iyi bir şirkette Türkiye ortalamasının çok üstünde bir gelirim var ancak faydası yok, ev ve araba dışında istediğim birçok şeyi alabiliyorum ama motivasyonun ne derseniz cidden yok. Dışarıdan baktığınızda gıpta edersiniz ama mutsuzum. Mutsuz olduğum için deli gibi para harcıyorum. Bugün 8000 tl verip 4 tane parfüm aldım, o kadar yatay seyrediyor ki hayatımın nabzı, yeni beklentiler yaratıyorum kendime bu şekilde.

Lanet olası bir dibe vuruş hikayesi benimki.

İflah olmaz bir kötümser olduğumu düşünüyorum.

İçinde yaşadığım dünya düzeninin tüm kabul görmüş mekanizmalarını bir bir reddediyorum.

Varlığımın bir hata olabileceğine kafayı yormaya başladım.

Beni bu bok çukurundan kurtaracak bir çıkış yolu arıyorum.

.....

Yorumlar için teşekkürler, ifşa olmamak için konu silinebilir :)