Şimdi Ara

Bir Zombi Meselesi Yeni Sezon Pilot Bölüm Full HD 720P

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
140
Cevap
35
Favori
2.353
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
12 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Yer : Türkiye
    Sıcaklık :11 C
    Saat : 12:30
    ________________
    1.Bölüm- Neler oluyor ??

    Okuldan yeni çıkmış her genç gibi kulaklarıma Kulaklığımı takmış, kafamı, kaldırımdaki desenlere bakarak eve doğru yaklaşmaktaydım. Sonunda eve ulaşmıştım ve evden içeri girdiğimde ilk adımım Bilgisayara oldu. İnmesini 1 aydır beklediğim Assasin's Creed Unity adlı oyun sonunda %99 olmuştu ve oynamak için çok heyecanlıydım. Yemeğimi yedikten sonra ailem ile televizyon seyretmeye koyuldum. Televizyonda her zaman ki gibi sıkıcı yarışmalar ve halkla röportaj yapan haber kanalları vardı. Canım sıkıldı ve oyunum dolmuş mu diye tekrar bilgisayarın yanına geçtim ekranı açtım HAYIR hala %99 daydı ve indirme hızı 120kb - 200kb arasındaydı. 2 Saat daha beklemem gerekirdi. Bari internete gireyim dedim ve internetin yavaş olduğunu hatırladıktan sonra sekmeleri kapattım ve tekrar salona geçtim. Yağmur şiddetini artırmıştı. Saat 5 civarı olmuştu fakat garip giden bir şey vardı. Oyun hala inmemişti. Neler oluyordu öyle. İndirme hızı 20kb a kadar düşmüştü. Televizyonda ise sadece üç beş kanal net çalışıyordu. Dışarı baktığımda yağmurdan kaçan insanları görüyordum sadece. Telefonlar ise çalışmıyordu. Yoksa Assasin's Creed Unity oynayamayacak mıydım ? Hız giderek düşüyordu. İnternet'ten zor zar tracker buldum fakat nafile yine yavaş yine yavaş. Aklım hep oyundaydı.



    Yer : Türkiye
    Sıcaklık : 12 C
    Saat : 9:30
    ________________________
    2.Bölüm - Kostüm mü bunlar ?
    İnmeyen bir oyunun ardından canım sıkkın olarak yatağıma girdim. Telefon ile bir kaç oyun oynadıktan sonra telefonumu kafamdan uzak bir yere doğru sürükledim. radyasyon sağlığa zararlıdır....
    Saat 9:30 olmuştu okul olmadığı için rahattım Bilgisayarımı açtım Torrent'i açtım ve Assasin's Creed Unity adlı oyunun dolması için "Torrenti başlat" butonuna tıkladım. Hız iyice yavaşlamış gözüküyordu fakat indirme işleminin bitmesine az kaldığı için sabır dedim ve boş olan salona yürüdüm. Televizyonu açtım ve gözlerimde oluşan çapakları temizledim. Fakat televizyonda hiçbir kanal çekmiyordu. Zor zar bi kanal buldum. Daha kimse uyanmamıştı. Balkona çıktım ve karşı caddeden yüzleri garip 2 kişi gördüm. Bunlar yavaş geliyordu ve konuşa konuşa geliyordu. Seslerini pek anlayamadım fakat Palyaço olduklarını anlamıştım. Kesin palyaçolardı çünkü kim böyle bir kılıkla dışarı çıkardı ki ?
    Yüzleri yara halde zor yürüyorlardı. Kim bu efekti yapmışsa güzel yapmış dedim içimden. Herhalde çok yorulmuşlardı. Balkondan aşağı baktığımda şirin mi şirin köpeğimi gördüm. Mutfağa gidip ekmek aldım ve balkondan attım. Hemen havlıyor aciz varlık. Televizyonda zor bulduğum kanalda yemek yapıyorlardı bende elime telefonumu alıp adı "Clash of Clans"olan oyunu açtım fakat açılmadı aklıma oyun indirdiğim geldi internet yavaş olduğu için giremiyordum. Salla dedim ve televizyonu izlemeye koyuldum. Saat 9:35 olmuştu ve bizim aciz varlık havlamaya başladı. Yemek istiyordu yine. Gittim mutfağa bir dilim ekmek aldım balkona çıktım ve 4dk önce gördüğüm palyaço kılıklı adamlar bizim köpeği çalmaya çalışıyorlar balkondan hoyyyyt diye bağırdım biri bana baktı sonra tekrar köpekle uğraşmaya başladı. Evet yine iplenmemiştim. Ne yapacaktım ?
    ______________________
    Yer : Türkiye
    Sıcaklık : 20 C
    Saat : 9:40

    3.Bölüm - Anladım !!!

    Aşağı inmeliydim. Hemen nolur nolmaz diyerek Mutfaktan bıçağı aldım ve merdivenlerden aşağı inerek 2 palyaço kılıklı adamla karşılaştım. İkiside bana dönmüştü ve bir şey demiyorlardı. Sadece bir köpek gibi hırlıyorlardı. Çok korkmuştum. Tabi ki kortuğumu belli etmedim. Amacım onları korkutmaktı. Bıçağı çıkardım ve tekrar "hoyyt" diye bağırdım. Hiç korkmadım ardından bıçağa baktım . Yanlışlıkla kahvaltı bıçağı almışım yanıma. Şansa bak şimdi ne yapacaktım. İkisi de bana doğru adımlarını atmaya başladılar. Karşı caddeden komşumuzun çocuğu Tarık bana seslendi.
    - Gel buraya koşşş çabukk
    Onun dediğini yaptım hızla ona koştum ve ona polisi aramasını söyledim. Heyecandan telefonumu almayı unutmuşum. Tarık bu sözleri söyledi ;
    - Şu yukardan gelenleri görüyor musun ?
    Görüyordum tam 50 tane palyaço. 2 Tane palyaçoya seslendim "tamam alın köpek sizin olsun"fakat yine anlamadılar. Yukardan 50 palyaço ve bizim evin bahçesinden bize gelen 2 palyaço. Çok korkuyorduk. 50 palyaço bize doğru geliyordu. Tarık ile ben hemen oradan uzaklaştık ve Camii'ye koştuk. Camii'nin içerisine girdik. camide kimse yoktu. Tarık'a onlar kim diye sorduğumda hiçbir şey demedi. Sadece ağlıyordu !!!
    __________________________
    Yer : Türkiye
    Sıcaklık : ?? C
    Saat : 11:00

    4.Bölüm - Helikopter Sesleri


    Tarık, biraz şişman, koyu renkli saçları var. Şişman olmasına rağmen basketbolu çok iyi oynuyor ve hızlı koşuyor fakat çabuk yoruluyor. Yaşı ise 17.
    Tarık ağlamasını bitirdikten sonra helikopter sesi duyduk. Korktuğumuz için dışarı bile bakamadık. Saat 11 olmuştu. Kahvaltı yemediğim için karnım çok acıkmıştı. Neyse ki Tarık elindeki bir parça ekmeği bana verdi. Nerden bulduysa çok iyi koku alır. Ekmeği yedikten sonra helikopter sesleri azaldı. Biraz rahatladık. Minareye çıkış kapısına yöneldim. Neler olduğunu merak ediyordum. Tarık bana daha hiçbir şey söylememişti. Minareye çıkana kadar 3 kere dinlendim. Sonunda çıktım. Mahallemiz çok net gözüküyordu fakat bu palyaço kılıklı herifler her yerdeler. Evim orada gözüküyordu. Tarık ile oraya gidecektim. Minareden indim ve Tarık'ın yanına gittim. Tarık bu sefer her şeyi anlatıyordu.
    ________________________________________________________________________________

    (BU BÖLÜMDE TARIK"IN YAŞADIKLARI ANLATILMAKTA. DİĞER BÖLÜM İLE KARIŞTIRMAYINIZ İYİ OKUMALAR)

    Yer : Türkiye
    Sıcaklık : 20 C
    Saat : 9:32

    Tarık: Neler oluyor!!

    Okuldan yorgun argın geldikten sonra yatağa fırlattım kendimi. Gözümü kapadım ve hemen sabah oldu. Çok garipti bazen böyle oluyor. Ailem kahvaltı yapıyordu. Bende yanlarına gitmeden önce balkona çıktım. Caddeden değişik 2 tane tip geliyordu. Fazla sorgulamadım. Zaten uzaktalardı. Karnımın açlığıyla hemen masaya oturdum ve bir kaç zeytin bir dilim peynir ve ekmek yedim. Midem bulanıyordu. Köpek havlıyordu. Bu Eyüplerin köpeği olmalıydı. Ardından bir Hooyytt sesi duydum. Buda Eyüp'ün bağırmasıydı. İplemedim ve bilgisayara gittim. Tam ayak parmağımla bilgisayarı açacakken 2.bir hooyttt sesi duydum olayın ciddi olduğunu anladım ve hemen asansöre binip bahçeye çıktım. Bahçeden sokağa çıktım. Eyüp'ün dışarı çıkışını izliyordum. Elindeki kahvaltı bıçağını niye almıştı ki ? Gittim yanına 8dk önce gördüğüm 2 garip adam Eyüp'e doğru yürüyordu. Bende tabii biraz tırstım ve ona ;
    - Gel buraya koşşş çabukk
    diye seslendim.
    Geldi hızlıca yanıma ve bana bir şeyler dedi pek anlamadım. Gözüm yukuştan gelen garip 60 adamdaydı. Tam sayamadım fakat 60 civarı olduğu kesindi.
    Eyüp "tamam köpek sizin olsun"diye seslendi. Fakat dinlemiyorlardı hepsi bize doğru ilerlemekteydi. Hemen camiye koştuk. Hızlı koştuğum için önce ben vardım ve kapıyı açmaya çalıştım. Şanşa açıldı ve içeri girdik dış kapıyıda hemen kilitledim. İçeride ekmek vardı onları da aldım.
    Neler olduğunu anlamadığım için ve aklım ailemde olduğu için gözlerimden akan damlaları durduramadım. Ekmeği Eyüp sussun diye verdim. Biraz sustu ve minareye çıkan kapıdan içeri girdi. Çok gürültü vardı. Helikopter sesi olmalıydı. Çok korkuyordum. Eyüp geldi ve bana Neler olduğunu sordu . Bende çok biliyordum ya!! Bu sabah yaşadıklarımı anlattım sadece tamam dedi ve ikimizde uzandık

    TARIK BÖLÜMÜ BİTTİ
    _______________________________________________

    EYÜP BÖLÜMÜ BAŞLADI. BU BÖLÜM İLK 4 BÖLÜM GİBİ EYÜP ANLATACAK İYİ OKUMALAR.

    Yer : Türkiye
    Sıcaklık : 15 C
    Saat : 15:30

    5. Bölüm : Bizi Unuttular

    Tarık aslında hiçbir şey bilmiyormuş. Bende sanki çocuk çok birşey biliyormuş gibi sorular soruyordum. Fazla koşmamıştık fakat kendimizi çok yorgun hissediyorduk. Saat 15:30'a kadar uyuduk. Kaltığımızda Hava biraz bulutlu görünüyordu. Güneş bulut yüzünden gözükmüyordu. Yani hava biraz kapalıydı. Ben tekrar Minareye çıkmak istedim. Tarık'ta gelmek istedi. Beraber Minarenin en yüksek tepesine çıktık. Mahallemiz güzel gözüküyordu fakat üşüdüğümüz için fazla duramadık. Mahallede gözüken sadece daha önceden palyaçoya benzettiğim zombilerdi. Zombi olduğunu şöyle anladım. Bunlar yoldaki komşunun tavuklarını yiyordu. Aynı filmde olduğu gibi. Film izlerken olsa hepsini öldürürüm. Keşke olsa. Dünyayı kurtarırım vb. Hayaller kuruyordum fakat şuan tek istediğim eve gidip ailemin yaşayıp yaşamadığını öğrenmek.
    Saat 16:00 civarı minareden ancak indik. Dışarı çıkmaya kararlıydık. Tarık kendi evine gidecekti ben ise kendi evime. Balkondan olup biteni konuşcaktık.
    Camii'den dışarıya çıktık ve ikimizde koşmaya başladık. Ben bizim bahçeye direk atladım. Tarık ise kendi bahçelerine. Ardından biricik köpeğimiz ( Sibirya Kurdu ) üstüme gelmeye başladı. Hızlı geliyordu ve biraz değişmişti. Karnı aç olunca böyle oluyordu. Onu dışarıda bırakıp ev kapısını kapattım. Daireme çıktım. Anahtar yoktu fakat kapı açıktı. Kapıyı açar açmaz bir not duruyordu önümde. Notu kardeşim yazmıştı. Oda çok istiyordu Assasin's Creed Unity oynamayı. Notta şöyle yazıyordu ;

    "Abi biz gidiyoz. Dünyada salgın gibi birşey olmuş filmdeki gibi. İnternet kesik oyun yüklenemedi görev başarısız...
    Abi Şaka bir yana bunları hızla yazıyorum acele ettiriyorlar. Yazım kötü olabilir. Şuan helikopterle Bütün apartmandaki insanları alıyorlar. Bizi gemiye götürecekler. Sen nerdesin seni bulamadık. Bu notu okuyorsan .. " yazmış.


    Bu notu okuyorsan ne ? Yukarıdaki kötü espiriyi yapacağına şu notu adam akıllı yazsana !!! Ama biliyordum ailem güvende. Büyük ihtimal gemiden temiz bir adaya indirecekler. Öyle düşünüyorum.
    "Eyüppp" diye bir bağırma sesi duydum. Bu Tarık olmalıydı. Balkonda bekliyordu. Çıktım hemen balkona.
    Ne olduğunu sordum. "Onları bir yere götürmüşler" dedi.
    "Biliyorum" diye bağırdım fakat benim bağırmamdan daha büyük bir bağırma sesi duyduk. "İMDAT SESİMİ DUYAN VAR MI ?" Sesi bir Türk'müş gibi gelmiyordu. Yabancıydı. Alman aksanıyla konuşuyordu ve balkondan neler olduğu gözüküyordu. Tarık ile Göz göze geldik. Yardım edecektik.
    _____________________

    Yer : Türkiye , İstanbul
    Sıcaklık : 15 C
    Saat : 16:30

    6.Bölüm : Daykin

    Tarık ile bu yabancı adamı kurtarmaya kararlıydık. Önce ben aşağı indim. 30 saniyeye yakın sonra Tarık indi. Tarıklar En üst kattaydı inmesinin zaman alması normal çünkü artık elektrik de yoktu Asansör çalışmıyordu. Ardından Caddenin oradaki adama doğru koştuk. Etrafında 9 zombi vardı ve ona doğru gelmekteydi. Zombilerin yavaş ilerlemesi gerçekten çok iyiydi. Yavaş ilerlemeselerdi adam çoktan zombiye dönüşmüştü. Tarık Etrafındaki 2 Zombinin bacağına vurdu. Bende onu görerek 2 zombinin bacağına aynı şekilde vurdum. Geriye 5 zombi kalmıştı. Adam cebinden silahını çıkarıp 3 zombiyi vurdu. Ardından adam hadi kaçalım dedi. Bizim evin oraya doğru koşuyorduk. Tarık bizim eve gidelim dedi. Düşenecek vaktimiz olmadığından Tarık'ın evine doğru koştuk.
    Evleri bayağı büyüktü. Televizyon dahil elektrik olmadığı için hiçbir şey çalışmıyordu. Karnımız acıkmıştı. Tarık elimizdekileri tasarruflu kullanmalıyız dedi ve adam onayladı. Aslında ben yemeği paylaşmayı düşünmüyordum. Bizim evdeki yiyecekler ve Tarık'ın evindeki yiyecekler bize 1 ay yeterdi. Fakat aramıza 20 yaşlarında sarı saçlı Türkçeyi zor konuşan ince bir adam katılacağını bilmiyordum. İnce olması beni ve Tarık'ı sevindirmişti tabii. Adama bunların nasıl olduğunu sorduk. Adam ise radyo kanallarından duyduğu bilgileri aktardı. Adamın dediğine göre şöyle olmuş;

    Amerika, Haarp projesi için bir deney yapmış. Haliyle işe yaramamış ve bir virüs ortaya çıkmış. O anda yağmur yağmış ve yağmurla karışan virüs o anda dışarıda olan herkese bulaşmış. Dışarıda olan kişiler hırçınlaşmış. Yolda bulunan kedi , köpek tavuk her şeye saldırmışlar. Sonra canlı olan ve eti olan herkese saldırdıklarını ,yediklerini öğrenmişler.

    olay böyle olmuştu. Demek ki filmdeki gibi değil tam aksine yağmur yağdığı anda virüs yayılıyor. Yani Zombi ısırırsa bir şey olmayacaktı. Peki suyu nerede bulacaktık ?
    Yağmur tam yağacakken eve girmiş olmam çok mutlu etmişti beni. Yolda bakkala uğrayıp ıvır zıvır alsaydım belkide yağmura yakalanacaktım. Çok şanslıydım. Tarık'a sen yağmura yakalandın mı diye sordum ? oda ;

    - Hayır okuldan çıktığımda yağmur yağmıyordu. Dedi

    Derin bir nefes aldım. Bu olay canımı çok sıkmıştı. Bunlar olmasaydı belki oyunumu oynuyor olacaktım. Yemek yedikten sonra mahallede bulunan Bim'e gidecek ve oradan su stoğu yapacaktık.
    Adama ismini sorduk ve nereden geldiğini sorduk. Adam şunları söyledi;

    -Ben Almanyadan geliyom. Adım daykin. Sizin adınız ney ?

    Adamla tanıştıktan sonra silahında kaç mermi olduğunu sorduk ve Bim'e hep beraber gideceğimizi söyledik. Adam başıyla onayladı ve 4 adet kaldığını söyledi. Ardından yağmura yakalanmadığını söyledi. Sormayı unutmuştuk fakat söylemesi iyi oldu. Bim'e gitmeden önce bizim evden yiyecek almamız lazımdı. Adam ile ben bizim eve gidecektik. Tarık çoktan uyumuştu.

     Bir Zombi Meselesi Yeni Sezon Pilot Bölüm Full HD 720P
    _________________________
    Yer : Türkiye,isTANBUL
    Sıcaklık :11 C
    Saat : 18:00

    7.Bölüm- Bim Bim Bim

    Saat 18:00 olmuştu. Güneş batmış sokak lambaları çalışmadığı için etraf çok karanlıktı. Bime gitme işini yarına erteledik. Bu akşam almancı arkadaş ile bizim eve gidecektik. Evden Fener,Pil ve damacana su almayı hedefliyorduk. Geri kalanını ara sıra gidip alacaktık. Çok az ışık veren bir fener ile dışarıya çıktık. Evimiz yakın olduğu için ses çıkarmadan gizlice bahçe kapısından girdik. Bizim köpek çoktan ölmüştü. Fazla üzülmedim. Bu kadar olaydan sonra bir köpeğe üzülseydim komik olurdu. Annemden kardeşimden babamdan uzak tek başıma yaşamaya çalışıyordum. Apartmandan girdik ve bizim eve girdik. Damacana suyu Daykin taşıyacaktı. Bende Fener ve Pili alacaktım. Fenere hiç ihtiyacım yoktu. Bu yüzden aramam uzun sürdü. Sonunda televizyonumuz altındaki sehbada çıktı. Nolur nolmaz diye ağrı kesici ve yarabandı aldım. Fazladan eşya almak zarar vermezdi ya. Ardından Daykin bana silahını verdi. Nereden ateş atacağımı biliyordum fakat daha önce hiç silah kullanmamıştım. Sessizce Tarık'ların evine girdik. Tarık uyanmıştı. Hava karanlık olduğu için mum yaktık. Daykin buraya neden geldiğini söyledi. Babası Türk'müş annesi Alman. Annesi Almanya'daymış. Sadece babasıyla gelmiş. Amcasını ziyarete gelmişler. Bize "siz olmasaydınız ben çok kötü durumda olacaktım belkide ölmüştüm" dedi. Bizde yok abi demek filan demeye çalıştık. Hava soğuk olduğu için küçük odada durduk. Bir parça salam ile ekmek yedik. Daykin'e ne iş yaptığını sorduğumda daha işe girmediğini ve devletten işsizlik maaşı aldığını söyledi. Buna çok güldük. Komik değildi fakat gülmeye de ihtiyacımız vardı. Saat 20:00 olmuştu. Annemi, Babamı ve kardeşimi özlemiştim. Bizim eve gitmeyi istiyordum bir fotoğraf için. Daykin ile gitmemiz kolay olmuştu şimdi tek başıma gidebilirdim. Sessizce kapıyı açtım ve dışarı çıktım. Etraf sakindi bir kaç zombi sadece caminin olduğu sokaktaydı. Sessizce eve girdim. Fotoğrafı aldım. Biraz alınabilecek şeylere baktım. Kurşun kalemle not defteri buldum bunları cebime tıkıştırdım. Tarık'ların evinde ekmek bitmişti. Bizim evden de ekmek poşetini aldım. Dışarıya çıktım. Bahçe kapısına caminin orda gördüğüm iki zombi gelmiş. Karınları acıkmıştır kesin. Beni yemesinler diye bizim köpeği önlerine attım. Onlar bizim köpeği yerken ben tarıkların evine çıktım ve uyumaya devam ettim.
    __________________________________________

    Yer : Türkiye,istanbul
    Sıcaklık :25 C
    Saat : 10:00

    8.Bölüm- Tam Zamanı ?

    Uyandığımda sabah olmuştu. Amacımız Bimden yiyecek ve fazlasıyla su almaktı. Planımız ise Tarıkların bodrum katından el arabasını almak ve alacağımız ürünleri el arabasına sığdırmaktı. Balkondan yukuşa baktım 3-5 zombi vardı. Tarık mutfaktan döner bıçağı ile et kesme bıçağına benzer bir şey getirdi. Hiç zombi öldürmemiştim. İlla kafataslarına vurmak mı gerekiyordu anlamamıştım. Hemen bizim eve baktım. Bahçe de hapis olmuş bir zombi gözüküyordu. Belkide o zombiyi denek olarak kullanabilirdik. Tarık ,Daykin ve Ben aşağı indik ve bizim bahçeye atladık. Zombi bizi farketti tabii ki . Biz zombi olduğu için rahattık. Bir şey olursa da daykin zombiyi vurup hemen bizim eve koşacaktık. İlk ben yapacaktım. Zombiyi tam görebiliyordum. Bu zombi bizim fırında çalışan bir abiydi. Öldürmek istemiyordum fakat ölü olduğunu biliyordum. Çok garipti. Döner bıçağını aldım bunun midesine sapladım. Çok garipti ki hemen yere düştü. Ölmüş olmalıydı. Yani işimiz filmlerden daha basitti. Bir süre bekledik canlanmadı. Ceplerini karıştırdığımda çakmak ile çakı vardı. Onları da aldım ve tarıkların evine döndük. Artık bilmemiz gerekeni biliyorduk. Zombiler çürümüştü ve kafalarına vurmadan da ölebiliyorlardı. İnsan gibi. Fakat kolunu kestiğinde yaşayacağına emindik. Balkondan zombiyi öldürdüğüm yere tekrar baktım evet hala yatıyordu. Rahatlamıştık. Şimdi saat 11 olmuştu. Havada iyiydi. Dün çok soğuktu fakat bugün sıcak çok garip. Tarık nolur nolmaz daykine de bir bıçak uzattı. Yolumuz aşağıdaki resimdeki gibiydi.
     Bir Zombi Meselesi Yeni Sezon Pilot Bölüm Full HD 720P
    Yukuştan sağa dönecektik fakat orada kaç tane zombi olduğunu bilmiyorduk. İlk planımız ise 4 zombiyi temizleyip daykin koşup zombi var mı diye bakacaktı. Varsa ve sayısı fazlaysa geri dönecektik fakat fazla zombi yoksa temizleyip Bim'e ulaşacaktık.
    Sabah yemek yedik. Akşam kendi evime gittiğimi söylediğimde" bizede söyleseydin hep beraber giderdik "dedi tarık. Yemekten sonra planımızı tekrar gözden geçirdik ve Tam zamanı gelmişti. Yola koyulmanın vakti. İlk heyecan başlıyordu.
    Üçümüz indiğinde yukuştaki 4 zombi buraya doğru geliyordu. Ben ikisini tarık diğerini ve daykin de diğerini öldürdü. Temizlemiştik ve daykin hızlıca yukuştan yukarı çıktı. Bize gelin dedi. Çıktık evet hiç zombi yoktu. Bütün zombiler uzağa gitmiş olmalıydı. Fakat El arabasını unutmuştuk. Nasıl unutabilirdik anlayamadım. Amacımız erzak almaktı. Tarık yerini bildiği için alıp hemen geldi. Fakat yorulmuştu. Eğlence olsun diye Tarık'ı El arabasına oturttum ve tam kaldırdığım zaman yere düştü. Ağırlığı hesaba katmamıştım. Tarık iyicene pert olmuştu. Neyseki bizle geldi. Bime vardığımızda Bim'in içinde 3 parçalanmış insan ve 3 zombi duruyordu. 3 parçalanmış insandan biri kasiyere benziyordu. Diğerlerini tanımıyordum. Tarık ve ben 3 tane zombiyi bacağından bıçakladık daykinde diğer bir tanesini. Ben iki sepet kaptım ve 500ml, 1 litrelik sulardan koydum. Daykin ise eline 5 tane 10lt lik sulardan sığdırmış. Adam çok kaslı ve kuvvetli. Bizi adam yerine koyması çok iyiydi. Tarık ise bizi koruyacaktı. Çıktığımızda önümüzde bir kaç zombi olabilirdi. Tarık ise onları öldürecek güce sahip. Önümüze zombi çıkmadı sadece ileride bir kaç zombi vardı fakat rahatsız etmeden atlattık. Tarıkların evine girdik ve derin bir nefes aldık.
    __________________________________

    Yer : Türkiye,istanbul
    Sıcaklık :24 C
    Saat : 14:00

    9.Bölüm- Elisa

    Bu seferde erzak için Bim'e gitmeye hazırdık. Abur cubur, Çok sayıda çakmak ve yiyecek alacaktık. Bim'e gidene kadar 10 zombi gördük halletmemiz basit oldu ama beni az kalsın ısırıyorlardı. Tarık sağolsun beni kurtardı. Bim'e vardığımızda Bim'de hiç bir şey kalmamıştı. Sanki bizden sonra buraya birileri gelmiş ve her şeyi almıştı. Evet mahallede yalnız değildik. Mecbur bakkala gidecektik. Şansımız varsa orada yiyecek bir şeyler bulabilirdik. Bakkal biraz uzaktaydı ve kalabalık ortama biraz yakındı. Yaşamak için riske girmek zorundaydık. Bakkal'ın önünde 7 tane 30 yaşlarında adamlar vardı. Birde bu adamlardan kaçan 16 yaşlarında bir kız. Kız bize doğru geliyordu ve bu adamlardan 2 tanesi kızı kovalıyorlardı. Kızı ve adamları tanımıyordum. Adamların elinde büyük bir silah vardı. Bizde korktuk fakat bu adamların kötü olduğunu anlamıştık. Eğer bu iki adamı etkisiz hale getirebilirsek silahlar ile çok daha uzun yaşayabilir belkide ailemi daha rahat bulabilirdim. Kız bizi fark etti ve yardım edin diye bağırdı. Daykin'in silahı şimdi işe yarayabilirdi fakat şuan hiç insan öldürmemiştik ve öldürmekte istemiyorduk. Kız elimi tuttu ve "Lütfen yardım et beni öldürecekler lütfen" diye sözler söylemeye başladı. Biraz duraksadım ve bu adamlar yanımıza varmışlardı bile. Adamlardan biri kıza;
    -Hiç bir yere kaçamazsın Elisa. Artık bizimsin.
    Kız gözlerime baktı. Çok güzeldi anlık bir kararla "Bu kızı neden kovalıyorsunuz" diye seslendim. Adam "seni ilgilendirmez o kızı 10sn içinde bize vermezsen silahlarımızla sizi vuracağız" dedi. Tabi ki bunları söylerken arkalarından gelen iki zombiyi bilmiyorlardı. Tarık arkanızda iki zombi var diyecek oldu fakat susturdum. Adamlar anlamadı. Daykin cebindeki silahı yavaştan çıkarmaya başladı fakat adam farketmiş olacak ki Daykini başından vurdu. Gözünü bile kırpmadan. Nasıl böyle yapabiliyorlar anlamış değilim. Kızı bırakmazsan arkadaşında ölecek dedi ve 20 sn verdi. Zombilerin gelmesine kafadan 30 sn vardı. Oyalamam gerekiyordu ve kıza göz kırparak;
    - Peki , lütfen bize zarar vermeyin bırakacağım. dedim.
    Elisa bana hızlıca tokat attı ve adamlar gülmeye başladı şimdi oyalamayı başardık. Kız anlamış olacak ki bana bunu yaptı. Bende kızın suratına vurdum ve adamlara;
    "Neden öldürmek istediğinizi anladım. dedim.
    Tarık anlamış olacak ki bana kızgın kızgın bakıyordu. Adamlara kızı veriyorum o zaman dememle zombilerin bunları ısırması bir oldu. Adamların boğazları yara içindeydi ve ölmüşlerdi. Arkadan silah sesleri geliyordu. Tam 30 zombi geliyordu ve o zombileri öldüren 5 adam. Grubun diğerleri. Hemen izimizi kaybettirmemiz lazım diyerek -daykine son kez bakarak ve silahını alarak Tarıkların evine kaçmayı başardık.
    ______________________________
    Yer : Türkiye,istanbul
    Sıcaklık :24 C
    Saat : Ertesi Gün 10:00

    10.Bölüm- SAVAŞ

    Sabah 10 da kalktım. İkisi de uyuyordu. Mutfaktan bimden aldığımız suyu içtim. Ardından balkonda neler olduğuna bakmak için ilerledim. Balkondan baktığımda bizim eve doğru giden 5 kişiyi gördüm. Hay aksi. Evden erzakları alacaklar. Bize hiçbir şey bırakmadan. Tarık'ı uyandırdım. Elisa da gürültüye uyanacak olacak yanımıza geldi. Hiçbir şey konuşmuyordu. Tarık'a ;
    - Benim eve dün gördüğümüz 5 adam girdi. Muhtamelen bizim evdeki yiyeceklerin hepsini alacaklar. Dedim. Oda ;
    - Dün söylemeyi unuttum ben bu adamlardan iki tane silah aldım. Sen daykinin silahını alırken...
    Daykin'i duyduktan sonra çok üzüldüm. Artık o hayatımızda yoktu. İyi bir abimizdi. Bize yardım etmişti.
    Tarık "heyyy" diye seslendi aniden irpeldim ve onu dinlemeye koyuldum.
    - Ben bu zombi ısıran adamlardan silahlarını aldım. Buradan onları vurabiliriz istersen dedi.
    Bu çocuk ne ara bu kadar hırçın oldu. Çok film seyrediyordu fakat bu kadarını düşünmemiştim. O basketbol oynayan kendi halinde sessiz sakin bir çocuktu.
    Bende "olmaz" diye sesleni verdim. Biz adam öldürmüyoruz sonuçta yaşamaya çalışıyoruz ve durumumuz iyileştiğinde ailemizi arayacağız. Tarık durdu ve" ben sana şeyi söylemedim di mi ? " dedi. Bende " Neyi tarık neyi" Tarıkta ;
    -Ben eve geldiğimde ( Daykini Bulmadan Önce) bir not buldum. Notu Annem yazmış. Herkesi kıbrısa götüreceklermiş.
    Düşündüm ve kıbrısta havanın sıcak olduğunu hatırladım. Fazla yağmur yağmayacağı için iyi bir seçim fakat biz oraya nasıl gidecektik ?
    Enisa seslendi.
    - Arkadaşınız için özür dilerim. Bu adamlar beni zombilere karşı yem olarak atacaklardı kendileri ise büyük marketten arabalarına eşya yükleyeceklerdi. Teşekkür ederim.
    dedi. Bu cümleyi ezberlemiş olduğunu düşündüm. Konuşurken gözü havaya bakıyordu ve heyecanlıydı. Bu sözleri söylerken dili kurumuştu. Su içmemişti. Ona suların olduğu yeri göstererek kafamı salladım.
    Fazla konuşmuştuk. Adamlar bizim evden bir kaç poşet yemek bulmuş çıkartıyorlardı. Tarık "tamam mı ? " diye seslendi. Ben "hayır olmaz dedim. Onlar beş kişi riske giremeyiz. Belkide onları takip etmeliyiz. O kadar erzak onlara fazla" diyerek savaşı başlatmış oldum.

    ______________________________
    Yer : Türkiye,istanbul
    Sıcaklık :24 C
    Saat : 12:00

    11.Bölüm- Takip

    Yola çıkmadan önce Elisa'ya nereye gittiklerini nerden geldiklerini sordum. Oda hiçbir şey bilmediğini, buraya misafir olarak İngiltere'den bir okul aracılığı ile geldiğini söyledi. Fazla soru sormadım. Türkçe'yi iyi konuşuyordu. Tarık ile silahları aldıktan sonra adamları gizli gizli takipe koyulduk. Adamlar önüne gelen her zombiyi saniyesinde öldürüyorlardı. Hayran kalmıştım. Onları takip ederken önümüze aniden bir zombi çıktı. Ben bıçakla hemen hallettim ve direk çalılığa saklandık. Çalılıkta 3 zombi geliyordu. Onları da tarık ile hallettikten sonra adamları kaybettik. Fakat 2 yol vardı. Tarık sağdan ben soldan gidecektim. İstemesekte karar verdik ve ayrıldık. Ben biraz ilerledikten sonra adamları hiçbir yerde göremedim. Ardından Tarık'ın gittiği yoldan hızlıca koşmaya başladım.

    _____________________________________________________________________
    TARIK BU BÖLÜMDE TARIK KONUŞACAK EYÜP İLE KARIŞTIRMAYIN İYİ OKUMALAR
    ________________________________________ _ _ _ _ _ _ -----
    Eyüp , Elisa ile fazla ilgileniyor bugün su bile verdi. Kim olduğunu bilmiyoruz. Devlet miyiz biz ? Her önümüze geleni besleyeceğiz. Amacımızdan çok şaşıyor. Bugün Eyüp ile takip etmek için çıktık. Önümüze bir zombi geldi. Eyüp güle güle öldürdü. Fakat bilmiyordu ki o zombinin küçükken onu sünnet eden amca olduğunu. Söylemedim tabii. Ardından adamlar bizi görür gibi oldu. Hemen çalılığa girdik. Üç zombi bize doğru geliyordu. Eyüp'le hemen sessizce öldürdük. Yola baktığımızda adamlar kaybolmuştu. Ben sağa o sola gitti.
    Adamları sonunda gördüm. Fakat yağmur yaklaşıyordu. Eyüpte bana doğru hızlıca geliyordu . Buna sevindim. Artık birbirimize alışmıştık. Korkumuzdan çöpte bulduğum şemsiyeyi açtım ve öyle gittik. Yağmura yakalanırsak zombi olabilirdik. Belkide virüs ortadan kalkmıştı. Bilemiyordum. Adamlar bir yemekhanede kalıyor ve yemek hanede toplamda 30 tane adam. İyi yer edinmişler. Artık yerlerini biliyorduk. Yağmur yağacağından fazla ileri gitmeden geri dönmeye başladık. Yolda bize arkasını dönük iki zombi gördük. Tam yaklaşırken birisi farketti. ve Heyy diyerekten hooppp dedi. Bu bir insandı. Pardon insan olduğunuzu bilmiyorduk. Dönüştünüz sandık. Adamda dönüşmedik koçum bizde sizin gibi yaşamaya çalışıyoruz o elinizdekiler silah mı ver bakayım . Diyerek silahımı almaya çalıştı. Eyüp hemen silahları onlara doğrulttu. Ölmek istemiyorsanız gidin diye bağırdı. Adamlar tırsmış olacak ki geri gitmeye hatta koşmaya başladılar. Eyüp gülerken arkamızı döndüğümüzde tam 12 adet zombi gördük bunlar Eyüp'ün sesine gelmiş olacaklardı. Ya kaçacak yada ateş edip öldürecektik. Fakat kaçarsak bu zombilerde bizimle gelecek hatta çoğalarak geleceklerdi. Silahı çıkardık ateş edemedik tabii ki. Silah hem ağır hemde zor ateş ediliyordu. Biraz zorladıktan sonra ateş etmeyi öğrendik fakat zombiler yaklaşmıştı. Bir kaç metre geri gittik. Ardından bütün zombileri öldürürek Eyüp'le elimizi tuttuk. Çabuk kavramıştık bu işi. Silah sesini duyan zombiler ve cani insanlar gelmeden buradan hızlıca uzaklaştık ve benim evime geri döndük. Elisa elimizdeki malzemelerden güzel bir yemek yapmıştı. Biraz sevindim ve o kadar da kötü değilmiş diyerek yemeğimi yemeye başladım.


    ___________________________

    Yer : Türkiye,istanbul
    Sıcaklık :24 C
    Saat : 14:30

    12.Bölüm- Geliyorlar
    (EYÜP KONUŞUYORRR )


    Tarıkla eve geldiğimizde kız bize yemek yapmıştı. Aç olduğumuz için yemeğe direk saldırdık. Yemekten sonra Tarık'a bu adamlarla baş edemeyeceğimizi bizim evden benzin bidonlarını alıp sizin arabayla daha sakin yerlere gitmek istediğimi söyledim. 30 tane adamı nasıl öldürecektik. Hem Mermimiz azdı hemde silahı kullanma kabileyeti. Eve dönerken 12 adet zombiyi tahminen 15-20 atışta vurmuştuk. Biz gideceğimiz zaman Elisa'yı da alalım mı diye konuşmaya girdik. Tarık istemesede acımış olacak ki Tamam dedi. Biz yemek ararken evimizi koruyacak birine ihtiyacımız olacaktı. O kişide Elisa olacaktı. Ardından bir bahçe kapısı sesi duyduk. Tarık'ların evine doğru gelen 3 tane adam. Ya bizim burda olduğumuzu öğrenmişlerdi. Merdivenlerden çıkıyorlardı. Elimize silahı aldık. Girdikleri an mecbur öldürecektik. Fakat bi adamları dışardaydı. Bu yüzden ses çıkarmamalı sessiz öldürmeliydik. Aklıma çok zekice bir fikir geldi. Saklanacaktık. Onlar tam arkalarını döndüklerinde kafalarına silahın arkasıyla hızlıca vuracaktık. Ardından dışarıda ki adamı silahla vuracaktık. Elisa zayıf olduğu için gardırop'a girdi. Tarık tuvalete bende mutfağın kapısının arkasına. Büyük ihtimal mutfağa geleceklerdi. Tarık'ta tuvaletten çıkıp adamın kafasına vuracaktı. Diğeri ne oluyor dediği anda bende onun kafasına vurup bayıtlatacaktık. Elisa ise olduğu yerde kalacaktı. Adamlar kapalı olan kapıya hızlıca tekme koyup kapıyı kırdılar. Ardından tahmin ettiğim gibi mutfağa geliyorlardı. Sesleri giderek artıyordu. Tak sesi duydum bu Tarık olmalıydı. Bir adamı etkisiz hale getirmişti galiba. Bende direk kapının arkasından çıkıp diğer adamın kafasına silahın arkasıyla vurdum. Adamlar yere düşmedi hatta bize dönüp silahlarıyla "siz kimsiniz !!!" diyerek kollarımızı bağladı. Planımız işe yaramamıştı. Buraya kadardı. Adamlar bizi öldürecekti ve bu oyunda buradan bitecekti. Adamlar dışardaki adama içeride adam var gel diye bağırdı. Hayatım gözlerimin önünde geçti derken kulağımı sağır edecek bir silah sesi duydum. Gözlerimi kapattım açtığımda Elisa bizi bağladıkları ipi çözüyordu. Elisa bana bakarak;
    -"Çabuk dışarıdaki diğer adam buraya geliyor. Silahını al öldür" dedi. İlk kez adam öldürecektim. Tarık'ın da bağını hızlıca çözdükten sonra silahımıza kavuştuk. Elisa, Daykin'in silahını almıştı. 4 Mermisi vardı ve hepsini de diğer adamlara doğru kullanmışlardı. Çok zekice bir hamleydi derken adam merdivenden gözüktü ve gözüktüğü an 5 kurşunu üzerine saydırdım. Çok üzüldüm. İlk kez adam öldürüyordum. Vicdan azabı yaşayacaktım fakat Tarık ;
    - "O adamı öldürmeseydin biz ölecektik . Sen en mantıklısını yaptın" Dedi.
    Sağol diyerek Elisa'ya baktım. Bundan sonraki hayatı ona borçluydum. Ona teşekkür ederek adamların üstlerini aradık.

    _______________________________________

    13.Bölüm- KAÇIŞ
    Yer : Türkiye,istanbul
    Sıcaklık :24 C
    Saat : 16:00
    Adamlardan 2 adet el bombası , Silah ve Şarjör bulduk. Yağmur yeni yeni yağmaya başlıyordu. Yani hemen dışarıya çıkamazdık. Pencereden baktığımda caddede 5 tane zombi gördüm. Karnımız acıkmıştı ve mecbur yağmurun dinmesini bekleyecektik. Bu esnada karnımız acıkmıştı ve yemeği yedikten sonra evde bulunan malzemeleri arabanın bagajına koyacaktık. Bizim evden benzin bidonunu aldıktan sonrada ver elini Üsküdar. Üsküdar'da kayık gemi vb. şey bulabilirsek Kıbrısa gidecek ve ailemizi bulacaktık. Fakat Elisa'nın Ailesi çok uzaklardaydı.
    Elisa'nın sarı saçı yeşil gözleri vardı. Zayıftı ve boyu 1.65 civarındaydı. Yani benden boy olarak bayağı bir küçük. Yemeğin hepsini bitirdik. Malum yola çıkacaktık. Trafiğin olmayacağını biliyorduk. Büyük ihtimal ile. Tarık ve ben araba kullanmasını az çok biliyorduk. Elisa'ya sorduğumda İngiltere'de bir kaç araba sürmüşlüğüm vardı. dedi. Tamamdır. Yağmur biraz dinmişti. Yola çıkma zamanı gelmişti. Elime bir bıçak ve pantolonuma sıkıştırılmış bir silah ile dışarı çıktım. Zombi sayısı 4 olmuştu. Fakat ters giden bir şey vardı.
    ___________________________________

    14.Bölüm - Nasıl Yani ?

    Zombiler adımlarını hızlandırmıştı. Bana doğru hızlı adımlarla yürüyorlardı. Yağmurdan mıydı acaba. Acaba her yağmur yağdığında zombiler dahada mı güçleniyor ? Diye düşünmeye başlarken zombiler yanıma çoktan gelmişti. Tek yapacağım öldürmek silahımı çıkardım. Bir zombiye hedef aldım. Tam göğsünden vurdum ölmedi. Tekrar ateş attım sonunda öldü. Evet artık işimiz iyicene zorlaşmıştı. Diğerlerini de aynı şekilde öldürdükten sonra hemen evimin bahçesine atladım. Bizim garajdan benzin bidonlarını aldım. Eski damacana bidonunu da aldım. Yolda dolduracaktık. Ardından çıktım ve tarıkların evine girdim. Tarıkların arabası daha az yaktığı için tercihimiz o oldu. Ardından Tarık ve Elisa'ya Zombiler yağmur yağdıkça hırçınlaşıyor ve zor ölüyor dedim. İkisi de güldü. Şaka yaptığımı söylediler. Ardından olayın ciddi olduğunu anlayınca ses çıkarmadılar. Arabanın bagajına suyu koyduk. Silahları arabanın arka koltuklarına koyduk. Bimdeki bir kaç yiyeceği de bagaja koyduktan sonra çalıştırdık arabayı ve üsküdara doğru harekete başladık. Bekle bizi üsküdar biz geliyoruz derkene önümüze 8 adam çıktı ve bize ateş etmeye başladı. Hemen eğildik. Tarık'a ben bombanın birini atarken geri gitmesi için söyledim. Eliyla tamam işareti yaptı. Bombayı arabanın camından attım ve tarık arabayı geri geri sürdü. Caddeye geldiğimizde gaza basarak otoyola ulaştı. Otoyolda fazla zombi yoktu. Tahmin ettiğim gibi fazla arabada yoktu. Şimdi üsküdara gidip oradan yolumuza devam edeceğiz.

    _______________________

    1.Sezon Maceralı bitmemişti. Şimdiki Yeni sezonumuz artık daha meceralı daha riskli. İyi seyirler.
    ________

    2. Sezon



    1. Bölüm -- Neredeydim Ben ? (Tarık Anlatıyor)
    Gözümü açtığımda dalga seslerinin yanında helikopter sesleri de duyuyordum. Kollarım ve ayaklarım kelepçelenmiş ve yorgunluktan hareket edemiyordum. En son Eyüp ile camii'nin minaresine çıktığımızı ve tuhaf görünümlü palyaço kılıklı değişik yaratıkları gördüğümüzü hatırlıyorum. Çok geçmeden kamarada olduğumu anladım ve susuzluktan olsa gerek kısık sesle imdat diye bağırabiliyordum. Neredeyse 10 DK sonra kamaranın kapısı açıldı ve Eyüp ile birlikte yanında bir doktor yanıma geldi. Eyüp sulu gözüyle iyileşeceksin diye bana sesleniyordu. Eyüp'e yine kısık sesimle ne oldu neredeyiz diye sordum. Bana şu cevabı verdi;
    "Üsküdar'a gittiğimizde bir gemi yeni kalkmıştı. Ona yetişmek için hızlanmıştım ama etraf araba dolu olduğu için daha ilerleyemedik. Ardından Elisa ben ve sen gemiye yetişmek için koşmaya başladık. Gemi çoktan ilerlemişti ama gemiye götürmek için bot ile 2 adam bize yaklaşmıştı. Adamlar bizim olduğumuz yere yaklaşınca arkamızdan gelen Palyaço kılıklı yaratık seni omuzundan yaraladı" dedikten sonra kafamla omuzuma baktım. Fazla bir kan görünmüyordu. Yani yaratık herhalde fazla insaflıydı ki sadece çizik atmış. Eyüp'e son olarak "su su verin" dedikten sonra suyumuzu verimli kullanmalıyız büyük ihtimal ile öleceksin dedikten sonra bana bir heyecan bastı ve o anda tüm yaşadıklarım gözlerimin önünden geçti ki Eyüp "şaka la şaka" diyene kadar. Kuru ağzım ile ona sadece küfür ettim. Sonra ise gözlerim karardı...

    2. Bölüm -- Kalmak için savaşmanız lazım ( Eyüp Anlatacak Yakında )



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Anton Maupassant -- 5 Ekim 2015; 8:49:47 >







  • Reserve.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Takip

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: dhfade

    Reserve.

    Bak bak bak pozlara bak, sanırsın okuyacak, bi de rezervlemiş Neyse ilk sayfadan bende yerimi alıyım
  • reklam analı

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Tutar

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • takip

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Fena değil devam

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >

  • < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Önlerden
  • Okuyalım bakalım

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • mizah mı yapıyorsun bilim kurgu mu anlamadım

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >

  • < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • önden

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Zor zar

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Oturalım.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Takip.
  • Önlerden
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Lycia

    Yer : Türkiye
    Sıcaklık :11 C
    Saat : 12:30
    ________________
    1.Bölüm- Neler oluyor ??

    Okuldan yeni çıkmış her genç gibi kulaklarıma Kulaklığımı takmış, kafamı, kaldırımdaki desenlere bakarak eve doğru yaklaşmaktaydım. Sonunda eve ulaşmıştım ve evden içeri girdiğimde ilk adımım Bilgisayara oldu. İnmesini 1 aydır beklediğim Assasin's Creed Unity adlı oyun sonunda %99 olmuştu ve oynamak için çok heyecanlıydım. Yemeğimi yedikten sonra ailem ile televizyon seyretmeye koyuldum. Televizyonda her zaman ki gibi sıkıcı yarışmalar ve halkla röportaj yapan haber kanalları vardı. Canım sıkıldı ve oyunum dolmuş mu diye tekrar bilgisayarın yanına geçtim ekranı açtım HAYIR hala %99 daydı ve indirme hızı 120kb - 200kb arasındaydı. 2 Saat daha beklemem gerekirdi. Bari internete gireyim dedim ve internetin yavaş olduğunu hatırladıktan sonra sekmeleri kapattım ve tekrar salona geçtim. Yağmur şiddetini artırmıştı. Saat 5 civarı olmuştu fakat garip giden bir şey vardı. Oyun hala inmemişti. Neler oluyordu öyle. İndirme hızı 20kb a kadar düşmüştü. Televizyonda ise sadece üç beş kanal net çalışıyordu. Dışarı baktığımda yağmurdan kaçan insanları görüyordum sadece. Telefonlar ise çalışmıyordu. Yoksa Assasin's Creed Unity oynayamayacak mıydım ? Hız giderek düşüyordu. İnternet'ten zor zar tracker buldum fakat nafile yine yavaş yine yavaş. Aklım hep oyundaydı.

    2.Bölüm - Kostüm mü bunlar ?

    Çok yakında

    okumayın korsan yazılım kullanıcısı




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ǤЅ

    quote:

    Orijinalden alıntı: dhfade

    Reserve.

    Bak bak bak pozlara bak, sanırsın okuyacak, bi de rezervlemiş Neyse ilk sayfadan bende yerimi alıyım

    Haklısın la okumadım.

    ama okurum belki.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.