Şimdi Ara

Aysal'ın Yolu

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
40
Cevap
1
Favori
2.303
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Bir adam düşünün maddi olarak hemen herşeye sahip,iyi eğitim almış,kültürlü,hayatta elde edebileceği herşeyi zaten hali hazırda elde etmiş.Yetmiş küsür yaşında hayat tecrübesine sahip.Buna rağmen dik bir duruş sergileyemiyor,eğiliyor,bükülüyor kendisinin çocuğu yaşındaki adamların yapmayacağı hatalara tekrar tekrar düşüyor.

    Aysal döneminde özellikle son iki senedir her açıdan geçmişte yakalanmış ivme tersine dönmeye başladı,Sağlanan kazanımlar birer birer kaybediliyor.Akıl almaz ve telafisiz hataların sonu gelecek gibi görünmüyor.

    Başlıklar altında Aysal'ın üstesinden gelemediği,eline yüzüne bulaştırdığı konulara değinmek gerekirse.

    YÖNETİM İSTİKRARSIZLIĞI
    Aysal çalışma arkadaşlarının seçiminde ve muhafazasında başarısız oldu,bu da yönetimde istikrarsızlığı,güvensizliği beraberinde getirdi.Başkanlığa oturduğu günden beri sürekli çevresindeki insanları değiştirdi,bu değişiklik müspet bir sonuç vermediği gibi,işler gün be gün daha kötüye gitti.Yönetimsel açıdan bu istikrarsızlık beraberinde güvensizliği de getirdi,Bunlar bize Aysal hakkında fikirler veriyor,kendisinin sanılanın aksine kurumsallık,istikrar gibi bir kaygısı olmadığı,takımın durumundan ziyade,bencil ve geçimsiz bir yaklaşımla daha ziyade kendi rahatını kolladığı açıkça gözüküyor.

    EKONOMİK ÇÖKÜNTÜ
    Aysal göreve geldiğinde hali hazırda ekonomik bir çöküntü atlatmış,yukarıya doğru bir ivme yakalamış,stadın tamamlanmasıyla gelirlerini sağlama almış,borçlarını ödenebilir duruma getirmiş bir Galatasaray buldu.Yapması gereken bu ivmeyi daha da yukarılara taşıyıp,kulübün gelir gider dengesini,finansal yapısını daha sağlam hale getirip,ekonomik açıdan kulübü büyütmeye devam etmekti.Aysal bunun için görev yaptığı süreç içerisinde tek bir proje ortaya koymadığı gibi,cepten yiyerek,yanlış ve gereksiz transfer israfları yaparak,orantısız ve yanlış sözleşmelerle kulübün paralarını çarçur ederek,kulübün büyüklüğünü paraya çevirmeyi başaramayarak,maddi sıçrayışı legal ve akılcıl yollardan başaramadığı için müspet ve etik olmayan şekilde borsa da yatırımcısını zarara uğratmak pahasına bunu deneyerek en nihayetinde bugün doğru düzgün transfer yapamayacak duruma gelmiş,finansal fair play cezası alarak itibar ve güvenirliği zedelenmiş bir Galatasaray bırakmıştır geriye.Sonuç olarak,ortaya proje koyamamış,yatırım yapmamış,çıkış yolu olarak kulübün gayrimenkullerinin satılması noktasına işi getirmiş.Bu noktada tüm politikaları iflas eden Aysal sebep olduğu ekonomik dar boğazı aşmak adına,kulübün gayrimenkullerine göz dikme cürretini göstermiştir.

    TRANSFER BAŞARISIZLIKLARI
    Aysal döneminde transfer edilen sayısız futbolcudan,sadece bir kaçından para kazanılmış,hemen hepsi zararına elden çıkarılmış,alındıkları sezonun sonunda gönderilecek takım aranmaya başlanmış,çoğundan verim dahi alınamamış.Yabancı sınırlamasına gidilen sezonda,tek bir yerli futbolcu transfer edip,onu da sezon başlamadan yollayarak basiretsizliğin adeta best seller kitabını yazmayı başarmış sayın Aysal.Onun döneminde astronomik bedellerle Anadolu takımlarından yerli ve yabancı futbolcular transfer edilmiş,bunlardan hiçbir bonservis geliri kazanılamadığı gibi,sportif açıdan da en ufak verim sağlanamamıştır.Ayrıca değineceğimiz Galatasaray kulübünün Ribery den sonra ki tarihindeki en büyük skandal,Hajrovic skandalı kendi döneminde yaşanmıştır.Otuz yaşındaki adamlara,yaşlandıkça artan oranlı,beşer yıllık,hiçbir izahı olmayan,futbolcular açısından kıyak,kulüp açısından iflas sözleşmeleri bizzat kendisi tarafından imzalanmıştır.Elde kalan,takımda istenmeyen adamlar kulüpten gönderilememiş,bugün Eboue,Sabri,Yekta gibi adamlar yattıkları yerden,hiçbir katkı vermeden kulübün senede yaklaşık on milyon dolarını afiyetle yemektedirler.

    ETİK ÇÖKÜNTÜ
    Galatasaray tarihinde olmadığı kadar siyasetle içli dışlı hale gelmiş,kulübün başkanı iktidar partisinin il başkanı gibi hareket etmekten hicap duymamıştır.Aysal,kendi oy verdiği partiye,yirmi milyon taraftarının da oy verdiğini söylemekten,onların adına konuşmaktan utanmamış,şu an cumhurbaşkanı olan eski başbakanın,vizyon toplantılarına en ön safhada katılmış,destek verniştir.En acı olan şey ise,maddi çıkarlar uğruna feda ettiği etik değerlere rağmen,bindiği iktidar kayığından beklediği desteği görememiş,Galatasaray camiası bugün borsada hareket alanı kalmayan mimlenmiş,yabancı oyuncuların serbestiyesi konusunda iktidar tarafından destek görmek bir yana köstek görmüş,kapılar yüzüne kapanmış durumdadır.Kendi açısından acıklı ve yazık olan bu vaziyetlere düşmesi bir yana,Galatasaray camiasını bu işe ortak etmesi kendi ayıbı ve yanlışı olmuştur.Medya önünde sözde savaştığı ,söylemediği laf kalmayan adamlar ile,kapalı kapıları bırakın,kameralar önünde sıcak,samimi pozlar vermekten geri durmamıştır.

    YANLIŞ MEDYA İLİŞKİLERİ VE MEZE YAPILAN GALATASARAY
    Galatasaray'ın bugün medyada en ufak ağırlığı kalmadı ise,her gün medya cüretkar şekilde camiaya saldırıyor,saldıracak malzeme de bulabiliyor ise,bunun en büyük sorumlusu Aysal olmuştur.İktidara yakın gazetecilere,kovduğu teknik direktörle özel görüşmelerini paylaşma noktasına kadar işi vardıran Aysal,gördüğü her kameraya,her mikrofona adeta hevesle,zevkle atlarken,ne Galatasaray başkanı ağırlığı bırakmıştır,ne de söylediği sözlerin ağırlığını.Aysal medyada ön planda olma sevdasına tutulmuş,popülerlik ve göz önünde olma aşkı ile,konuşmaları,eylem,söylemleri giderek basitleşmiş,popülerlik adına kendisini özellikle son iki senede medyaya seve seve malzeme etmekten geri durmamıştır.Sonuç olarak medyaya müspet,seviyeli şekilde değil,magazin şekliyle yaklaşmış,kendini ve Galatasaray kulübünü bu şekliyle kullandırtmıştır.

    HAJROVİC SKANDALI
    Kendisinin bundan sonraki başlıkta değineceğim "Yabancı futbolcuların yerli statüsünde oynatılması davasının geri çekilmesi" skandalı ile beraber en büyük skandalıdır.Öyle büyük bir skandal ki,arkadaşının tavsiyesiyle transfer ettiği futbolcunun maaşı,futbolcu ihtarname çekmesine,sözleşmesindeki maddeleri işleteceğini beyan etmesine rağmen ödenmemiş,sonuç olarak futbolcu serbest kalmış,kulüp maddi olarak büyük zarara uğramış,prestij yerle bir olmuş,daha da kötüsü eğer fifa da ki dava kaybedilirse,Galatasaray'ın tazminat olarak kasasından çıkacak para yaklaşık 9 milyon euro olacak,bu para Hajrovic'in değerinin neredeyse üç katı kadar.Bu skandalı kimse üstlenmemiş,bilet kimseye kesilmemiş,futbolcu suçlanmış,Galatasaray'ın kasasına dinamit koyulmuş ihanet edilmiş,daha acısı bu ihanet sahiplenilmiş,hata ile yüzleşme cesareti,erdemi gösterilememiş,öz eleştiri yapılmamış,futbolcu suçlanarak ucuz bir bahane ile kapatılmıştır.

    NAMUS DAVASI GS.Ver.2 GERİ ÇEKİLMESİ
    Geçen sezon başlarında başkanımız ve yöneticimiz Sedat Doğan'ın hararetli ve iddialı fikirlerle savunduğu,kazanılacağından emin konuşulan "Avrupa birliği pasaportlu futbolcuların yerli statüsünde sayılması" davası geçtiğimiz günlerde sessiz,sedasız geri çekildi.Sormak boynumuzun borcu,kimlerden icazet alınamadı da geri çekildi bu dava? Kimlerden azar işitildi,emir alındı.Galatasaray'ın çıkarları,geleceği hangi bedel karşılığında peşkeş çekildi?

    Daha yazacak o kadar başlık,değinilecek o kadar konu var ki,yaz yaz bitmez,ancak bu ilk yazımı daha fazla uzatmak istemiyorum.Sonuç olarak bugün, Aysal yola çıkarken vadettiği hiçbir şeyi başaramamış,kulübün prestijine darbeler vurmuş,medya da popülizm sevdasına düşmüş,Galatasaray'ı kendine vitrin yapmış,kurumsallıktan anladığı futbolcunun maaşını ödemeyip elden kaçırmak olmuş,futboldan anlamadığını beyan ettiği halde kafasına göre transfer yapmış,teknik direktörlerin işine karışmış,kadro dışı kalan adamlara geri dönüş için sözler vermiş,yine yeniden saha içine burnunu sokmuş,içinde kültürlü bir,Cavcav,yıldırım yatan bir adam olan Aysal,artık yaptığı işlerden,eylemlerden ziyade ,bir şey yapamamanın zorunluluğu ve Türkiye de insanların icraat ten ziyade lafa bakmasından dolayı saçma sapan popülist söylemlerle işi götürmeye başlamıştır.Başarısızlıkmı var salla rakip takıma,"aslan sırıtırken gülüyor sanmayın de","asalet mecbur kılar" de geç,ne de olsa bu popülizmi yiyor bu taraftar.O da bu işi ustasından öğrenmiş gibi,tanıdık geliyor değilmi tüm bunlar?

    ALİNTIDIR







  • "Geçen sezon başlarında başkanımız ve yöneticimiz Sedat Doğan'ın hararetli ve iddialı fikirlerle savunduğu,kazanılacağından emin konuşulan "Avrupa birliği pasaportlu futbolcuların yerli statüsünde sayılması" davası geçtiğimiz günlerde sessiz,sedasız geri çekildi.",şu gerçek değil mi,yuh olsun böyle yönetime!

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • amaç belli rivayı yiyecek klübü akıl almaz borç altına soktu riva satışı yapcak büyük ihtimal bir şekilde kendi veya birileri vasıtası ile yapıcak bu adam zamanında bize borç vermiş faizi ile geri almış biri mutlaka takıma ivme katmıştır ama bu diğer yaptığı zararları meşru kılmaz
  • ünal'ın efsane başkan olabilmek için yapması gereken tek şey "hiç bir şey yapmamaktı" evet hiç bir şey yapmadan efsane takımın efsane başkanı olabilirdi uzun bir yol da alınmıştı , ama beceremedi.Futboldan hatta spordan zerre kadar anlamadığı halde egoları uğruna başından beri istemediği adamları kovup başarıyı çalmak,kendisininmiş gibi göstermek isteyince .ıçtı ve şimdi de sıvamalarını izliyoruz.En kısa zamanda Anderletch'e yatırım yapması dileğiyle!
  • 1 numaralı dolandırıcı Ünal Aysal'dır ama kimsenin haberi yok.
  • Yolu yol değil. Anderlecth açıklamasıda tam anlamıyla fiyasko.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Aysal'ın kredisi buraya kadarmış. Geçmiş olsun kendisine.
  • Geçen sene ft yi kovduğundan beri imzamı değiştirdim ve bir konudada yazdım.Oda aynı şekilde aynı saygısızlıkla gidene kadarda imzami değiştirmicem.Ft yi çok sevdiğim için değil.O işine gelince gs geleneklerini kullanıp,işine gelmeyince hiçe sayan tavrından dolayı.Egosundan dolayı işleyen çarka çomak sokmasından dolayı.

    Şu gs tarihinde sadece 2 başkandan nefret ettim.Biri özhan canaydın lucescuyu gönderdiği için biride ünal aysal ft yi gönderdiği için.Eğer lucescu gitmeseydişuan gs çok farklı yerlerdeydi
  • İlk yanlışını Terimi kovmakla yaptı. Taraftarların çoğuda buna sessiz kaldı.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Cyclomoteur

    İlk yanlışını Terimi kovmakla yaptı. Taraftarların çoğuda buna sessiz kaldı.

    sessiz kalsa iyi bir çoğu alkışladı
  • quote:

    Orijinalden alıntı: megi21

    quote:

    Orijinalden alıntı: Cyclomoteur

    İlk yanlışını Terimi kovmakla yaptı. Taraftarların çoğuda buna sessiz kaldı.

    sessiz kalsa iyi bir çoğu alkışladı

    Haklısın. Yeni bir aziz yetişmeden bir önce gönderilmesi lazım. Sonra bizim gibi kurtulması zor olur
  • Kurumsallaşma böyle birşeymiş demekki takımın içine ettiler.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Aysal'ın yolu yol değil..
  • Gs i çöpe çevirdi anderclehcitide çevircekmiş.

    Adam.zaten 60 yaşina.kadar 1 tane gs maçina gitmişmi sorun.

    Adam gs in hisseleeini aldi oo iyi para var ln bu işte.dedi bizim yalakalarda oo para çok bunda başkan.olsun.dediler al sana başkan.

    Adam in terimi niye kovduğunu hala bilmiyoruz .milli takimla anlaşmiş e ozaman ergin tamanida kovsaydin.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bazı konularda hakkı yenemez. Amatör branşlarda takımın yakaladığı ivme ortada. Erkek basketbol olsun,bayan basketbol olsun... Bunlar güzel şeyler. Geldiği ilk sene Gs Store a Nurettin Kantarelli nin atanması, ve mağaza satışlarının arttırılması, Almanya da altyapı okulu açılması, Bruma gibi genç ve yetenekli bir oyuncunun transferi için fedakarlıktan kaçınılmaması... Daha uzatılabilir. Bunlar olumlu ve es geçilmemesi gereken şeyler.

    Fakat ortada öyle hatalar varki bilinen ve bilinmeyen. Yapılan öyle büyük haksızlıklar varki... Şuan takımın bu durumda olmasına sebep bunlar.

    Daha önce açılmış bir konuda sayfanın en altında birkaç şey yazmıştım geçmiş hakkında.

    http://forum.donanimhaber.com/m_91379876/f_/key_aysal//tm.htm#91398900


    Şimdi gelelim şu son yaşananlara.

    Yabancı sınırından dem vuruyoruz. O zaman bu takımın başkanı buna göre tavır alacak. En başta Demirören e destek vermeyecekti başkanlık seçiminde.

    http://www.ligtv.com.tr/haber/gsaray-da-demiroreni-destekliyor


    Bugün bir karar alınacak yabancı sayısı hakkında. Beşiktaş 5 yabancı olsun diyor. Diğer kulüpler 6 yabancı. Çoğunluğun değil, Beşiktaş ın istediği oluyor. Bir önceki sezon 6+0 kuralı getiriliyor başkalarının isteği ile.
    O zaman sen de tavrını belli edeceksin en baştan.

    Lig başlamış. 5.haftadan teknik direktör kovuluyor. Mancini getiriliyor. Devre arası 20.000.000 € bütçe. Yabancı sınırı belli. Hala direkt oynatamayacağın yabancı oyuncu alıyorsun. 3.500.000 € ödediğin Hajrovic i de elinden kaçırıyorsun. Bunlar az para değil. 3.500.000 çöpte.

    Salih Dursun => 3.000.00 €
    Ontivero=> 2.000.000 €

    Madem kadroya bile almayacaksın yada alınmamasına karşın hiçbir tepki göstermeyeceksin, ne halt yemeye Koray Günter e 2.500.000 € bonservis verirsin?!

    Yaz transfer dönemi geliyor. Mancini nin hedefi belli, transfer listesi belli. Fakat biranda ayrılıyor adam kendi isteğiyle. Neden acaba?

    quote:

    Mancini kendi isteği ile ayrıldı. Belli ki Mancini ile ilk anlaşıldığı zaman( ya yalan vaatlerde bulunuldu yada henüz o dönem gelecek hakkında planlama yapılmamıştı) yaz transfer dönemi için 10.000.000 - 12.000.000 € bütçe vereceğini söylersen, o adam en başından teklifi red eder zaten. Çok büyük bütçeli takımlarda, büyük paralar harcayarak çalışmış ve kısmen başarılı olmuş bir teknik direktör. En iyi oyuncularla çalışmak ister. Lavezzi,Menez,Kolarov,Gökhan İnler,Torres,Dzeko.... Transfer listesinde bu isimler olunca ipler koptu zaten. Yönetimin sunduğu bütçe en fazla 12.000.000 - 13.000.000 €

    Mancini nin istekleri ortada. Durum böyle olunca kendi isteğiyle ayrıldı adam. Çok efendi,saygılı biri ayrıca. En ufak incitici açıklamada da bulunmadı. Yönetimi taraftarın önüne atmadı. Saygısından,efendiliğinden taviz vermedi. Sırf bu yüzden bile saygıyı hakediyor.



    Sebebi yukarda. Daha sonra Prandelli geliyor. Ligi tanıyan,ortalama üstü bir antrenör ile anlaşmak varken yine İltayan ekolü tercih ediliyor. Bir önceki dönemde paraları hoyratça,gelişü güzel şekilde saçtığımız için Finansal Fair Play e takılıyoruz.
    Doğal olarak yabancı sınırı varken, Napoli den Gökhan İnler i alıp, Selçuk yerine direkt olarak monte etmek varken Dzemaili yi alıyoruz el mahkum. Drogba ile sözleşme yenilemeyip Pandev ile anlaşıyoruz. Vites düşürüyoruz kısaca. Sanki çok iyiymişiz gibi.

    Yaabncı sınırı varsa ne yapar eder Hakan Çalhanoğlu, Mevlüt Erdinç,Gökhan İnler gibi yerli oyunculardan birkaç tanesini takıma kazandırırsın. Çünkü ligde başarı şart. Şampiyonlar ligi çok önemli,tamam. Fakat ligde şampiyon olamadığın an Şampiyonlar ligi kapısı da direkt olarak kapanacak. Oradan gelen gelirde gidecek. Bu sebepten önce ligi almak lazım. Fakat yapılan yanlışlar bu oyuncuların alınabilme ihtimalini ortadan kaldırıyor maalesef. Bu sebepten taraftar son derece formsuz olan Burak ve Selçuk İnan a katlanmak zorunda kalıyor.

    İşleyen düzene çomak sokup, doğru planlama ile yola devam etmezsen, takımda büyük emeği geçen kişileri, şampiyonluktan 2 gün sonra kapı dışarı edersen, hertürlü hezimet müstehak sana... Gelecek planlamasını futbol bilgi kapasitesi sınırlı olan insanlar ile mi yaparsınız yoksa hayatının 50-60 senesini futbola adamış ve başarılı da olmuş insanlar ile mi?

    Daha yazılacak çok şey var. Fazla da uzatmak istemiyorum. Şu videodaki sözler herşeyi açıklıyor

    http://www.yenisafak.com.tr/video-galeri/gitmemi-baskan-unal-aysal-ve-etrafindakiler-istedi/12028




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ëmir

    Bazı konularda hakkı yenemez. Amatör branşlarda takımın yakaladığı ivme ortada. Erkek basketbol olsun,bayan basketbol olsun... Bunlar güzel şeyler. Geldiği ilk sene Gs Store a Nurettin Kantarelli nin atanması, ve mağaza satışlarının arttırılması, Almanya da altyapı okulu açılması, Bruma gibi genç ve yetenekli bir oyuncunun transferi için fedakarlıktan kaçınılmaması... Daha uzatılabilir. Bunlar olumlu ve es geçilmemesi gereken şeyler.

    Fakat ortada öyle hatalar varki bilinen ve bilinmeyen. Yapılan öyle büyük haksızlıklar varki... Şuan takımın bu durumda olmasına sebep bunlar.

    Daha önce açılmış bir konuda sayfanın en altında birkaç şey yazmıştım geçmiş hakkında.

    http://forum.donanimhaber.com/m_91379876/f_/key_aysal//tm.htm#91398900


    Şimdi gelelim şu son yaşananlara.

    Yabancı sınırından dem vuruyoruz. O zaman bu takımın başkanı buna göre tavır alacak. En başta Demirören e destek vermeyecekti başkanlık seçiminde.

    http://www.ligtv.com.tr/haber/gsaray-da-demiroreni-destekliyor


    Bugün bir karar alınacak yabancı sayısı hakkında. Beşiktaş 5 yabancı olsun diyor. Diğer kulüpler 6 yabancı. Çoğunluğun değil, Beşiktaş ın istediği oluyor. Bir önceki sezon 6+0 kuralı getiriliyor başkalarının isteği ile.
    O zaman sen de tavrını belli edeceksin en baştan.

    Lig başlamış. 5.haftadan teknik direktör kovuluyor. Mancini getiriliyor. Devre arası 20.000.000 € bütçe. Yabancı sınırı belli. Hala direkt oynatamayacağın yabancı oyuncu alıyorsun. 3.500.000 € ödediğin Hajrovic i de elinden kaçırıyorsun. Bunlar az para değil. 3.500.000 çöpte.

    Salih Dursun => 3.000.00 €
    Ontivero=> 2.000.000 €

    Madem kadroya bile almayacaksın yada alınmamasına karşın hiçbir tepki göstermeyeceksin, ne halt yemeye Koray Günter e 2.500.000 € bonservis verirsin?!

    Yaz transfer dönemi geliyor. Mancini nin hedefi belli, transfer listesi belli. Fakat biranda ayrılıyor adam kendi isteğiyle. Neden acaba?

    quote:

    Mancini kendi isteği ile ayrıldı. Belli ki Mancini ile ilk anlaşıldığı zaman( ya yalan vaatlerde bulunuldu yada henüz o dönem gelecek hakkında planlama yapılmamıştı) yaz transfer dönemi için 10.000.000 - 12.000.000 € bütçe vereceğini söylersen, o adam en başından teklifi red eder zaten. Çok büyük bütçeli takımlarda, büyük paralar harcayarak çalışmış ve kısmen başarılı olmuş bir teknik direktör. En iyi oyuncularla çalışmak ister. Lavezzi,Menez,Kolarov,Gökhan İnler,Torres,Dzeko.... Transfer listesinde bu isimler olunca ipler koptu zaten. Yönetimin sunduğu bütçe en fazla 12.000.000 - 13.000.000 €

    Mancini nin istekleri ortada. Durum böyle olunca kendi isteğiyle ayrıldı adam. Çok efendi,saygılı biri ayrıca. En ufak incitici açıklamada da bulunmadı. Yönetimi taraftarın önüne atmadı. Saygısından,efendiliğinden taviz vermedi. Sırf bu yüzden bile saygıyı hakediyor.



    Sebebi yukarda. Daha sonra Prandelli geliyor. Ligi tanıyan,ortalama üstü bir antrenör ile anlaşmak varken yine İltayan ekolü tercih ediliyor. Bir önceki dönemde paraları hoyratça,gelişü güzel şekilde saçtığımız için Finansal Fair Play e takılıyoruz.
    Doğal olarak yabancı sınırı varken, Napoli den Gökhan İnler i alıp, Selçuk yerine direkt olarak monte etmek varken Dzemaili yi alıyoruz el mahkum. Drogba ile sözleşme yenilemeyip Pandev ile anlaşıyoruz. Vites düşürüyoruz kısaca. Sanki çok iyiymişiz gibi.

    Yaabncı sınırı varsa ne yapar eder Hakan Çalhanoğlu, Mevlüt Erdinç,Gökhan İnler gibi yerli oyunculardan birkaç tanesini takıma kazandırırsın. Çünkü ligde başarı şart. Şampiyonlar ligi çok önemli,tamam. Fakat ligde şampiyon olamadığın an Şampiyonlar ligi kapısı da direkt olarak kapanacak. Oradan gelen gelirde gidecek. Bu sebepten önce ligi almak lazım. Fakat yapılan yanlışlar bu oyuncuların alınabilme ihtimalini ortadan kaldırıyor maalesef. Bu sebepten taraftar son derece formsuz olan Burak ve Selçuk İnan a katlanmak zorunda kalıyor.

    İşleyen düzene çomak sokup, doğru planlama ile yola devam etmezsen, takımda büyük emeği geçen kişileri, şampiyonluktan 2 gün sonra kapı dışarı edersen, hertürlü hezimet müstehak sana... Gelecek planlamasını futbol bilgi kapasitesi sınırlı olan insanlar ile mi yaparsınız yoksa hayatının 50-60 senesini futbola adamış ve başarılı da olmuş insanlar ile mi?

    Daha yazılacak çok şey var. Fazla da uzatmak istemiyorum. Şu videodaki sözler herşeyi açıklıyor

    http://www.yenisafak.com.tr/video-galeri/gitmemi-baskan-unal-aysal-ve-etrafindakiler-istedi/12028








    O para meselesi nba den 3 tane adam getirirsin trabzonda şampiyon olur.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: vaypcnet

    ünal'ın efsane başkan olabilmek için yapması gereken tek şey "hiç bir şey yapmamaktı" evet hiç bir şey yapmadan efsane takımın efsane başkanı olabilirdi uzun bir yol da alınmıştı , ama beceremedi.Futboldan hatta spordan zerre kadar anlamadığı halde egoları uğruna başından beri istemediği adamları kovup başarıyı çalmak,kendisininmiş gibi göstermek isteyince .ıçtı ve şimdi de sıvamalarını izliyoruz.En kısa zamanda Anderletch'e yatırım yapması dileğiyle!


    Arkadaş bu ne güzel yorum.. Esas noktalara parmak basmış.. Ünla sadece Terim, Dürüst, Albayraka dayansa 10 senede 8 şampiyonluk laır efsane olurdu..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: darkwink
    Şu gs tarihinde sadece 2 başkandan nefret ettim.Biri özhan canaydın lucescuyu gönderdiği için biride ünal aysal ft yi gönderdiği için.Eğer lucescu gitmeseydi şuan gs çok farklı yerlerdeydi


    Özhan başkan Lucescuyu göndermekte mecbur gibiydi.. Efsana Terim Milandan ayrılmış ve boşta bir de gönüllerdeki teknik adamı getireceğim diye seçim sözü vermiş.. O zaman basın habire terime gaz veriyor zaten luceye iftiralar(köykü gibi giyindi bile dediler) Terimin takımı ile şampiyon oldu diye.. Halbuki alakası yoktu.. Eğer Luce kalmış olsaydı ne borç olurdu şu durumda şampiyonluk sayısı da 30 olmuştu çokttan..
  • Hata sadece aysal da değil, terimi gönderirken alkışlayan taraftarda...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • yazan on numara yazmış sayın carter alın bu adamı bulun üye yapın sonra banlayın
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.