Şimdi Ara

Futbol Muhabbet Kulübü

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
20
Cevap
1
Favori
937
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Bizim takım sizin takımı yener geyiğinden sıkılıp gerçekten futbol tartışmak isteyen herkesi bekleriz beyler.Alın buda benden size hediyedir.

    Burada sidik yarışı değil sadece futbolun güzelliklerini tartışalım.Güzel yutup fidyoları koyup güzel blog yazıları vesaireler paylaşalım.

    Hadi bakalım.Kazamız mübarek olsun.

    Futbol Kitapları

     Futbol Muhabbet Kulübü


    Gol: Top Ağlarla Şans Eseri Buluşmuyor

    Futbol dünyasından yöneticilik fikirleri

    Barcelona Futbol Kulübü'nün eski başkan yardımcısı Ferran Soriano işletmelerin strateji, risk ve karar alma

    süreçlerinde futbol kulüplerinden neler öğrenebileceğini anlatıyor. Soriano, GOL kitabında zor şartlarda

    takımınızı nasıl yöneteceğinizi, üzerinde çok düşünmeden yaptığınız tercihlerin gelecekte işlerinizi nasıl

    etkileyeceğini gözler önüne seriyor. Kitap Soriano'nun iş tecrübelerinden edindiği, uluslararası futbol

    dünyasına ait muazzam iç görülerle dolu.

    GOL ayrıca şirketinizin farklı departmanlarındaki -yetenek ve birikim, pazarlama ve halkla ilişkiler, strateji ve

    risk- başarının iyi yönetim ve güçlü liderlikten geçtiğini de anlatıyor. Futbolun hızlı dünyasından renkli

    örnekler veren Ferran Soriano, yönetim tarzınıza ve stratejinize kılavuz olacak bu kitaba hayat veriyor.

     Futbol Muhabbet Kulübü


    Paradan haber ver!

    Spordan para kazanmanın temel ilkeleri

    Paradan Haber Ver! bir kulüp, bir turnuva, bir federasyon hatta bireysel seviyede sporcu için futbol

    üzerinden nasıl gelir elde edilebiceğini keşfeden bir pazarlama kitabı.

    FC Barcelona'da pazarlama grup başkanı olarak geçirdiği yıllardan sonra spor danışmanlığı firması Prime Time

    Sport'un kuruculuğu ve CEO'luğunu üstlenen Esteve Calzada, deneyim ve gerçek örneklerle dolu, doğrudan

    ve oldukça öğretici bir üslupla, medyada var olmayı, taraftar kazanmayı; tesislerin, sponsorların, televizyon

    haklarının; sporcu imajı ve lisanslı ürünlerin yönetiminden nasıl gelir elde edilebileceğini detaylı bir şekilde

    gözler önüne seriyor.

     Futbol Muhabbet Kulübü


    Galatasaray Niçin En Büyük ?

    Bu Kitabı Okumayan Gerçek Galatasarayı Bilemez

    Bu kitapta 500 yılı aşkın bir maziden gelen dev bir kurumu, 1481 yılında kurulan Galata Sarayı Enderun

    Mektebi`nden Galatasaray Lisesi`ne, Üniversitesine, Avrupa şampiyonu olan Galatasaray Spor Kulübünden,

    yurtiçi ve yurtdışı kuruluşlarına uzanan bir büyük tarihi izleyeceksiniz.

    Eğitim kurumları, vakıfları,dernekleri,spor kulübü vb.kuruluşları ile dünyada eşi olmayan, ülkemizin gururu bir

    sosyal olayla karşılaşacaksınız.

    Spor sahalarında en büyük rakibi olan Fenerbahçe ile olan farkını göreceksiniz.

    Dahası, bir takım saptırılmış olayların gerçek hikayelerini okuyacaksınız.

     Futbol Muhabbet Kulübü


    Futbol Adamları: Modern Futbolun Devlerine Bir Bakış

    Dünyanın en iyi spor yazarlarından Simon Kuper'in fırçasıyla, futbol dünyasının en önemli isimlerinin

    portreleri:
    Cristiano Ronaldo, Didier Drogba, Dirk Kuyt, Alex Ferguson, Jose Mourinho, Zinedine Zidane, Kaka, Thierry

    Henry, Cesc Fabregas, Andres Iniesta...

    Başka hiçbir yerde karşılaşamayacağınız anekdotlar ve bilgilerle dolu, futbol kadar eğlenceli bir futbol kitabı!
    William Hill Ödülü

     Futbol Muhabbet Kulübü


    Futbol Dünyayı Nasıl Açıklar ?

    Kızılyıldız taraftarları nasıl Sırp ordusunun en önemli parçalarından biri haline geldi?
    Celtic ve Rangers arasındaki ezeli rekabetin köklerinde ne yatıyor?
    Chelsea holiganları niçin toplama kamplarına gezi düzenliyorlar?
    Juventus ve Milan, hakemleri ve medyayı nasıl yönlendiriyor?
    Barca, niçin bir kulüpten daha fazlası?
    İran'da kadınlar maç seyredebilmek için neler yapıyor?

     Futbol Muhabbet Kulübü


    Futbolun Şifreleri

    - Amerika neden uluslar arası futbolda baskın değildir… Ve nasıl hâkim hale gelebilir?

    - Yer yüzündeki en iyi futbol ülkesi hangisidir?

    - En tutkulu taraftar kimindir?

    - Futbolun intihar oranlarına etkisi nedir?

    - Hangi spor dünyada hâkimiyet sağlayacak? NFL mi, İngiliz Premier Ligi mi?

    - Futbol kulülerini yönetenler neden bu kadar ahmak?

    Bunlar futbol taraftarlarının sorduğu sorulardan bazıları. Futbolun Şifreleri bu sorulara cevap veriyor. Bir

    ekonomistin beyni ve bir spor yazarının becerisiyle yazılan bu kitap gündelik futbol meseleleri için güçlü

    analitik araçlar kullanıyor, eldeki verilere her yönden bakıyor, dünyanın en sevilen oyunu hakkındaki

    mantığa aykırı gerçekleri gözler önüne seriyor. Bunlar üst üste konduğunda futbola bakışı devrimsel bir

    biçimde değiştiriyor. Bu oyunun uluslar arası oynanma biçimini bile etkileyebilir.

    "Olağanüstü. Futbolun Freakonomics'i." -- The Guardian

    "Bu kitap sadece matematiksel analizlerin toplandığı bir kitap değil. İddiaları oldukça iyi savunulmuş.

    Szymanski işini iyi bilen bir ekonomist ve Kuper da doğuştan muhalif. Klişelere gelemiyor. Ayrıca önceden

    bilinmeyen değerli, şahane hikâyeler içeriyor. Mesela 2002'de Brezilya'nın bir eli sakat kaleciyle nasıl Dünya

    Kupası'nı kazandığı ya da Manchester United'ın 2008 Şampiyonlar Ligi finalinde Chelsea'yi nasıl yendiği gibi."

    -- Financial Times

     Futbol Muhabbet Kulübü


    Futbolistas - Futbol ve Latin Amerika

    Bu kitabı yazma fikri ortaya çıktığında, bu kadar büyük bir yankısı olacağını düşünememiştik. Birdenbire

    etrafı bu kitabın ateşi sardı adeta. Haber bir dalga gibi yayıldı ve çok sayıda solcu, kadın ve erkek, değişik

    yazı biçimleri, değişik konular ve futbola duyulan sempatiyle, "Futbolistas"ta, yaşamda ikincil olmakla

    beraber bir o kadar da önemli olan yan unsurları bir arada topladılar. Avrupa ve Latin Amerika?dan

    eylemciler, gazeteciler, sendikacılar, müzisyenler, avukatlar, sinemacılar, tarihçiler, sosyal bilimciler ve

    kalkınma projelerinde aktif olarak yer alan kişiler, klasik futbolun neredeyse uzmanları olarak karşımıza

    çıktılar.

    Basın, futbolun sisteme dayalı yüzünü kitlelere sunup, savunmaya devam edip, FIFA da herkesi Coca Cola

    içme konusunda ikna etmeye devam ederken, "Futbolistas" futbolun başka bir yüzünü ortaya koyacaktır.

    Maradona?nın bir zamanlar dediği gibi: "Biz futbolcular, sürekli üzerimizde çok baskı olduğundan yakınırız.

    Baskı, ancak evlerine beş peso getirip çocuklarını geçindiremeyen insanların üzerinde olur. Binlerce dolar

    alıp, sahaya çıkıp oynuyoruz ve ağzımızı açınca stresten bahsediyoruz? Stres bu ülkede, sabahın altısında

    kalkanlar içindir, lanet olsun ki."
    (Tanıtım Bülteninden)

     Futbol Muhabbet Kulübü


    Futbolun Beceriksizleri Ansiklopedisi

    "Başlangıçta şansları yoktu, üstüne bir de işleri ters gitti."
    -Hangi futbolcu, 1976 Avrupa Kupası'nın finalinde, sonucu belirleyecek penaltıyı havaya dikti?
    -Alman liginin en çok kovulan teknik direktörü kim?
    -2002 Dünya Kupası eleme maçında Fiji Adaları Avustralya'ya kaç gol attı?
    -Avrupa Kupası maçında, galibiyet golünü atmak üzere kaleye ilerleyen rakibini durdurmadığı için UEFA

    tarafından Fairplay Ödülü'ne layık görülen ama ülkesinde çürük yumurtayla karşılanan futbolcu kim?
    -1995'te lig birincisi olup, 1996'da küme düşen takım hangisi?
    Christian Eichler, bu kitapta, futbol kahramanlarının en büyük, en unutulmaz, en talihsiz beceriksizliklerini

    bir araya getiriyor.

     Futbol Muhabbet Kulübü


    Futebol-Brezilya Tarzı Yaşam

    ''Futbola tutkulu bir halkın gerçekten keyif verici bir değerlendirmesi... Pele, Garrincha, Ronaldo gibi büyük

    futbolcuların perde arkasında kalmış çarpıcı hikayeleri''

     Futbol Muhabbet Kulübü


    Futbolun Karhanesi

    Futbolda değişmeyen tek şey sahadaki 22 kişi oldu. Bunun dışında futbol, tanınmayacak ölçüde değişti...

    Bunların tümü ortalama futbol izleyicisini etkiledi, ama kimse onlara danışmadı. Kimse pazartesi gecesi

    20.05'te başlayacak bir maçın onlar için bir sorun olabileceğini düşünmedi, kimse onların yılda üç yeni forma

    almak zorunda kalma hakkında ne düşündüğünü sormadı... İşi yönetenlerin taraftarlara kırmızı kart

    gösterdiğini söylemek kulağa biraz sert gelebilir.
    Aslında, bu ifade yetersiz bile kalır, çünkü taraftarlara yapılan muamele bir hakarettir. Fakat bu

    değiştirilebilir.
    Eğer taraftarlar oyunun şimdi nasıl olduğunun ve nereye gidebileceğinin farkına varırlarsa belki bu kadar çok

    şeye ilham veren bu sporu kurtarmak için hâlâ zaman vardır.
    Bu kitap, oyunun kontrolünü ele almaya çalışanlar için bir uyarı atışı ve aynı zamanda gerçek taraftarlara,

    oyunun varlığının kendiliğinden süreceğini düşünmemeleri için bir uyarıdır... Gelecek yıllarda futbolun en

    önemli anları saha içinde değil saha dışında gerçekleşebilir; eğer taraftarlar buna dahil olmazsa ve oyunla

    ilgili daha fazla söz hakkı talep etmezlerse futbol tanınmayacak bir biçimde değişebilir, bu güzel oyun

    gelebileceği ve gelmesi gereken halin çirkin, bozulmuş bir biçimine dönüşebilir.

     Futbol Muhabbet Kulübü


    Gölgede ve Güneşte Futbol

    ‘Şampiyonanın bir başka sürprizi de Türkiye'ydi. Hiç kimse bu ülkenin önemli bir başarı elde edeceğine

    inanmıyordu. Türkiye, dünya kupalarından elli yıldır uzaktı. Brezilya'ya karşı oynadığı ilk maçta hakemin

    kararıyla göz göre göre haksızlığa uğradı; ama yoluna devam etti ve sonunda üçüncü oldu. Enerjik ve

    kaliteli futboluyla kendisini küçük gören uzmanların ağzını açık bıraktı.

    Gerçek bir futbol tutkunu olan Uruguaylı ünlü yazar Eduardo Galeano, Dünya Kupalarına ilişkin gözlemlerini

    anlattığı Gölgede ve Güneşte Futbol'a 1998 ve 2002 kupalarını da ekledi. Yeni bölümleriyle birlikte

    yayınladığımız Gölgede ve Güneşte Futbol, futbol coşkusuna yaşama sevincini de katan bir kitap.

    Kucaklaşmanın Kitabı'nın, Ateş Anıları'nın yazarı, kendisini bir ‘iyi futbol dilencisi' olarak niteliyor ve futbolun

    destansı kahramanlarına, ağları sarsan gollere ticaret ve siyaset açısından değil, kültürel açıdan yaklaşıyor.

    Galeano, futbolun şiirini yazıyor.

     Futbol Muhabbet Kulübü


    Faul ! Fifa'nın Karanlık Yüzü

    Bugüne kadar futbolun tüm dünyaya hükmeden gizli bölgesine girmeyi başarabilen hiç kimse olmamıştı.

    Ünlü bir araştırmacı spor muhabiri olan Andrew Jennings bunu başardı ve tam dört yıl boyunca bu güzel

    sporun tepe noktasında dönen dolapları derinlemesine araştırdı. Sonuçta, çok büyük tartışmalara neden

    olan bu kitap çıktı ortaya.

     Futbol Muhabbet Kulübü


    Kaptan

    "Bu kitap hayatlarımı anlatıyor. Bütün hayatlarımı: Fransız Desailly'nin; Afrikalı Desailly'nin; futbolcu

    Desailly'nin ve de daha özel olan, güzel olduğu kadar üzücü de olan benim hayatımı. Uzun bir zaman

    tümünü -bu siyah beyaz hazineleri- kendime sakladım; onları saklamak, korumak hatta daha da önemlisi

    onları anlamak istiyordum. Onların benim gerçek zenginliğimi ne ölçüde oluşturduğunu ölçmek için 15

    senelik uzun bir futbolculuk kariyeri gerekti. Özellikle mesleğim sayesinde yıllardır iki ülkemin olması -

    Fransa ve Gana- hiçbir şeyle karşılaştırılamayacak bir ayrıcalık."

    Marcel Desailly, Fransa Milli Takımı ve Chelsea'nin kaptanı.
    On beş yıllık profesyonel kariyerinde, bir futbolcunun yaşayabileceği -ve hayalini kurabileceği- bütün

    şampiyonlukları yaşamış ender oyunculardan biri.
    Bir özyaşamöyküsü çalışması olarak Desailly'nin kitabı, profesyonel bir sporcunun meslek yaşantısını bizim

    cağrafyamızda görmeye pek alışık olmadığımız boyutlarda yansıtıyor.
    Gana'da, Arka'da tüm Afrika'da milyonlarca gencin kurduğu bir düşü hayata geçirmiş "Kaptan".

     Futbol Muhabbet Kulübü


    The Manager

    Herkesin bu liderlerden öğrenecek bir şeyleri var…

    Bilgisayar oyunu başında ya da televizyon karşısında taktik vermek, oyuncu değiştirmek, kaçan pozisyonları

    değerlendirmek, içimizdeki "menajeri" ortaya çıkartma yolumuz. Oysa dünyanın en rekabetçi liginde ayakta

    kalabilmek, değişen sistemlere uyum sağlamak hatta sistemlerin değişmesine önayak olmak hiç kolay bir iş

    değil.

    Muazzam yetenekteki bir avuç genç milyoneri nasıl yöneteceksiniz? Takımda baş gösteren krizleri fırsata

    nasıl çevireceksiniz? Uzun süreli bir başarı için neler yapabilirsiniz? Ezici bir baskı altında çalışırken

    sakinliğinizi kaybetmeden liderlik yapmaya nasıl devam edeceksiniz? Bu soruları Fortune 500 şirketlerinden

    birinin CEO'suna da sorabilirsiniz, İngiltere Premier League ekiplerinden birinin menajerine de…

    Jose Mourinho, Sir Alex Ferguson, Arsene Wenger, Carlo Ancelotti, Roberto Mancini, Roy Hodgson, Sam

    Allardyce, Brendan Rodgers, Harry Redknapp, David Moyes, Martin Jol…

     Futbol Muhabbet Kulübü


    Futbol Asla Sadece Futbol Değildir

    1994 yılında İngiltere'de yayımlandığında büyük ilgi gören Futbol Asla Sadece Futbol Değildir, 1996 yılında

    Türkçe'ye çevrildi. Kısa sürede bir 'kült kitap'a dönüşen çalışmanın başlığı da futbolseverlerin sloganlarından

    biri oldu. Yayımlanışının üzerinden yedi yıl geçtiten sonra Simon Kuper'in kitabı, yeniden okuruyla

    buluşuyor.

     Futbol Muhabbet Kulübü


    Ajax-Hollandalılar ve Savaş

    Futbol Asla Sadece Futbol Değildir'le büyük yankı uyandıran Simon Kuper, II. Dünya Savaşı'nın bir tür

    alternatif tarihi sayılabilecek zahmetli bir çalışmayla okuru heyecanlandırmayı sürdürüyor. "Yahudi" kulübü

    olarak bilinen Ajax'ın ve Yahudilerin yakınlık duydukları Hollanda'nın, aslında, Avrupa'yı yakıp yıkan savaşta

    canilerle nasıl da sessiz bir işbirliğine girdiğini, Soykırım karşısında direnmeyen, kendisine dokunulmasını

    dilemekten öteye geçemeyen bir halkın tarihini, belgeleri ve tanıklıklarıyla gözler önüne seriyor.

    Ajax, Hollandalılar ve Savaş, her şeyden önce dramatik, hüzün verici bir kitap. İnsanın nasıl da alabildiğine

    acımasız, bencil, ayrımcı ve korkakça davranabildiğini, gerçeğin taşınması güç ağırlığıyla ortaya koyuyor.

    Kuper'in kitabıyla, futbol tutkumuz, varoluşumuzu sorgulamamıza dek varacak uzun soluklu bir

    hesaplaşmanın aracı olabilir.

    FUTBOL ASLA SADECE FUTBOL DEĞİLDİR'İN YAZARINDAN.

     Futbol Muhabbet Kulübü


    Futbol Basit Bir Oyun Değildir

    Ünlü İngiliz futbolcu Gary Lineker, "Alman Milli Takımı efsanesi"ni şöyle tanımlamıştı: "Futbol basit bir

    oyundur. Top bir oraya, bir buraya gider gelir ve sonunda Almanlar kazanır..."

    Jupp Derwall Alman futbolunun en parlak dönemini yakından yaşadı ve onu yönetenler arasında yer aldı.

    50'li yıllarda bizzat kendisi, Sepp Herberger'in yönettiği milli takımda oyuncuydu.

    1970 Dünya Şampiyonası'nda Helmut Schön'ün yardımcısı olarak antrenör bankında oturuyordu. 1980'e

    gelindiğinde Bernd Schuster, Toni Schumacher, Karl-Heinz Rummenige gibi futbolcuların oynadığı Alman milli

    takımının başındaydı ve Avrupa şampiyonluğunu kazandı. Alman Futbol Federasyonu'na veda ettikten sonra

    İstanbul'da Galatasaray takımını çalıştırdı ve büyük başarı kazandı. Derwall bugün bile "Modern Türk

    futbolunun babası" olarak tanınıyor... Bu kitapta Jupp Derwall anılarını, yaşamındaki -top'lu ya da top'suz-

    zaferleri ama aynı zamanda yenilgileri aktarıyor.

    Ve eğer Alman futbolunun parladığı anlardan söz ediliyorsa, Jupp Derwall, İngiliz futbolcu Lineker'e kişisel

    yanıtını şöyle veriyor: "Futbol basit bir oyun değildir..."

     Futbol Muhabbet Kulübü


    Futbol A.Ş.

    "Küreselleşme ve eğlence sanayiinin zafer çağında, dünyanın en küresel işi futbol. Başka hangi malı üç milyar

    tüketici alır? Coca-Cola bile bu rakama erişemez." Gerçekten de futbol dünyanın en popüler ve en

    birleştirici sporu. Ama küreselleşme ile birlikte kulüplerin yapısı değişiyor, futbolün ve yan ürünlerinin

    pazarlanmasında, futbol-medya ilişkisinde, taraftar ve yıldız futbolcu profilinde, hatta taktik anlayışlarda bile

    bir kabuk değiştirme dönemi yaşanıyor. Bu kitapta yeni futbol ekonomisi gözler önüne seriliyor ve

    küreselleşmenin, sahadaki oyun anlayışına, takım ruhuna ve spor ahlakına etkileri sorgulanıyor. Artık ideal

    seyirciler, şarkılar söyleyip çırpınan proleterler değil, stadyum localarına kurulan VİP'ler. Sponsorların,

    firmaların veya şahıs ortaklıklarının yıllık olarak kiraladığı bu geniş ve konforlu bölmeler kulüpler açısından

    önemli bir gelir kaynağı. Bir düzine davetli alabilen localar, hostesleri, yemek servisleri, şampanya ve

    televizyon ekranlarıyla birlikte kiralanıyor. Meşin yuvarlağın yeni yatırımcılarının istediği ve düşlediği seyirci

    budur işte: İleri gelenler, hissedarlar, beautiful people, akıllı uslu, iyi yetiştirilmiş insanlar. Futbol A. Ş,

    Bosman kararı, Anelka'nın rekor transfer ücretleri, şampiyonlar liginin doğuşu, video futbol oyunları,

    Maradona'nın trajedisi, futbol lejyonerliği gibi birçok öykü arasında bağıntılar kuruyor, Türkiye'de futbolun

    bugünü ve geleceği üzerine ilginç çağrışımlar yaratıyor. Herkesin çok seveceği bir üslupla ve olayların

    diliyle...

     Futbol Muhabbet Kulübü


    Futbol Ateşi

    Sonraları kadınlara nasıl âşık olduysam, futbola da öyle âşık oldum: Ansızın, açıklanamaz bir şekilde, üzerine

    kafa yormadan, getireceği acı ve kafa karışıklığını bir nebze bile düşünmeden.

    11 yaşında bir çocuğun ayrı yaşadığı babasıyla iletişim kurma yollarından biri olarak gittiği bir futbol maçı

    nelere kadir olabilir? Bir futbol oyunu bir insanın hayatını ne kadar belirleyebilir? Kendisini entelektüel

    olarak tanımlayan bir insan bir oyuna yakasını ne kadar kaptırabilir? Alt tarafı bir oyun olan futbolla aşk

    ilişkisine girmek ne derece mantıklı olabilir? Futbol tutkusu bir insanın diğer tutkularını ne kadar

    etkileyebilir?.. "Futbolda dolu dolu bir hayat var"la, "hayat futboldan ibarettir" arasında gidip gelen bir roman

    Futbol Ateşi. Ve bu soruları soranlara başka bir hayat anlatıyor...
    Bu kitap bir ilk. Hem Nick Hornby için, hem de futbol yazını için. Tamam, futbol üzerine bu kitaptan önce

    de, sonra da birçok şey yazıldı, birçok şey söylendi. Ama futbol sevgisi hiç bu kadar güzel anlatılmadı.
    Edebiyatseverler için bu bir roman olabilir. Hornby'severler için de koleksiyonun kıymetli bir parçası. Oysa

    futbolseverler bu kitaba bakınca başka bir şey görüyor. Çünkü gerçekten futbol bir dinse, bu da onun

    kitabı olmalı.

     Futbol Muhabbet Kulübü


    AJAX, BARCELONA , CRUYFF Dikkafalı Bir Maestro'nun ABCsi

    Dünyanın en büyük futbolcularından birinin, ismi en ön sıralarda anılması gereken birinin beyin

    kıvrımlarında bir yolculuğa çıkmaya ne dersiniz? Johan Cruyff belki Maradona, ya da Pele kadar popüler

    olmadı hiç. Bu kitabı okuduğunuzda bu haksız durumun nasıl oluştuğu hakkında sağlam ipuçları

    edineceksiniz.

    Bu kitabı yalnızca Cruyff’u tanımak için değil, futbol üstüne kafa yorabilmek için de okumak gerekiyor.

    Cruyff’un kendisine sorulan sorulara verdiği yanıtlar onun sahada olduğu kadar, düşünsel olarak da bir

    futbol dehası olduğunu gösteriyor. Ama bu dehanın bile çaresiz kaldığı anlar olduğunu öğrenmeniz,

    futbolun karmaşık, sürprizler ve belirsizlikler barındıran doğası karşısında bir kez daha büyülenmenize yol

    açıyor.

    Cruyff’u 20 yılı aşkın bir süre boyunca yakından izleyen, bu süre boyunca gerek futbolcu, gerek teknik

    adam olarak onunla söyleşiler yapan, hakkında yazılar yazan Hollandalı iki gazetecinin, Frits Barend ve

    Henk van Dorp’un arşivinden derlenenlerle ortaya çıkan bu kitap, futbolun yalnızca futbol olmadığını

    bilenler için keyifli bir "zorunlu ders."

     Futbol Muhabbet Kulübü


    Sokrates'in Ortası

    Felsefe ve futbolun sarmal tarihi. Hem futbolu hem felsefeyi bilenlerin müthiş bir keyif alacağı, ama futbolu

    bilmeyen felsefecilerin futbolu, felsefeyi bilmeyen futbolseverlerin de felsefeyi tanıyabileceği sıra dışı bir

    kitap. Futbolun ve felsefenin sarmal tarihini birbiri içinde anlatırken, her ikisi arasında kurduğu şaşırtıcı

    benzerliklerle futbolun sadece futbol olmadığını gösteriyor. Bakın siyahlar giymiş bir hakem olarak tasavvur

    ettiği Sartre'la ilgili olarak neler anlatıyor:
    "Bazen hakem-varoluşunun absürdlüğüne karşı derin bir nefret, bir tür bulantı duyuyordu içinde. Ama tam

    da yenilmişlik duygusunun ağır bastığı, soyunma odasına giden boş koridorların hiçliği karşısında duyulan

    varoluşsal yalnızlık anlarında, onda bir direnme istenci doğuyor, insan özgürlüğünün büyüklüğü birden

    önünde açılıveriyordu. Sonunda o da sahaya çıkan her oyuncunun en nihayetinde kendi kendinden

    sorumlu olduğunu ve onun hatalarından dolayı herhangi bir takım arkadaşına, antrenöre ya da hakeme

    hesap sorulamayacağını anladı. Kendini bir star ya da mızmızlanan bir mimoza yapmak onun kendi

    elindeydi."

     Futbol Muhabbet Kulübü


    20:45 Varoluşa Anlam Veren Şampiyonluk

    "14 Mayıs 2006 akşamı, saatler 20:45'te dondu kaldı.
    Ekranları ve radyoları başında milyonlarca taraftar; her takımdan ve her zümreden milyonlarca insan,

    Galatasaray'ın zaferi için dua ediyordu.
    Sonuç kesinleştiğinde, yükselen sevinç çığlığı sadece Galatasaraylılara değil, bütün Türkiye'ye aitti.
    Ve şampiyonluk, adeta yeni bir Avrupa zaferi gibi sadece sarı-kırmızı değil, rengarenk bayraklar altında

    kutlanıyordu...
    Galatasaray, bu kez de Türkiye'nin kendi içindeki bir züppeliğe, kendi içindeki adaletsizliğe, kendi içindeki

    imkansızlıklara ve engellere karşı mücadelenin simgesi olmuştu...
    Başarı için her yolu mubah sayan adaletsiz yöneticilere; bu ülkenin milyonlarca dolarını 'yabancılara' peşkeş

    çekip de millete hezimetten başka bir şey vermeyenlere; inanç, bağlılık ve başarının değerini banknotlarla

    ölçenlere karşı kazanılmış bir zaferdi bu...
    Hukukun üstünlüğü yerine, üstünlerin hukukuna mahkum edilen; ekonomik ve siyasi krizlerle harcanmış

    yıllar boyunca mucize eseri ayakta kalabilen milyonların son ümit haykırışıydı...
    Her şeye rağmen başarabilmenin mümkün olduğunu kanıtlamak, genç aslanların geleneği haline gelmişti...
    Ve her şeye rağmen ayakta kalanların ülkesinde, herkesin takımı olabilmek, gururların en yücesiydi...
    Galatasaray'ı herkesten ayıran da, herkesle buluşturan da, işte bu gurur mücadelesiydi..."

     Futbol Muhabbet Kulübü


    Tanrının Eli / Futbolun Kayan Yıldızı Diego Maradona'nın Yaşamı

    İngiliz gazeteci Jimmy Burns, geniş zamana yayılmış titiz bir çalışma sonucunda, ''dünyanın gelmiş geçmiş en

    yetenekli oyuncusu'' olarak nitelediği Diego Armando Maradona'nın yaşamını kaleme aldı. Tanrının Eli,

    Buenos Aires'in yoksul bir mahallesinden çıkıp baş döndürücü bir hızla tüm dünyanın konuştuğu bir yıldıza

    dönüşen Maradona'nın efsaneden arındırılmış öyküsünü bütün açıklığıyla aktarıyor.

     Futbol Muhabbet Kulübü


    Futbolun Kısa Tarihi Theo Stemmler

    Ekşi Sözlükten Alıntı:Küre kavramının insan toplumlarındaki yerinden futbol ve rugby mücadelesine

    (futbolun görünen galibiyetine), futbolun başlangıcı, ingiliz özel liselerinde gelişimi ve sosyalleşerek

    yaygınlaşmasından * kurallarına kadar geniş bir alanda futbolu inceleyen bir theo stemmler kitabıymış

    kendisi.

     Futbol Muhabbet Kulübü


    On Bir Futbol Öyküsü

    Daha önce Pascual Duarte ve Ailesi ve Arı Kovanı adlı kitaplarını yayınladığımız, Nobel Ödülü (1989) Camila

    Jose Cela'nın boğa güreşi dünyasına olan yakınlığı pek ünlüdür. Ama bu kez konusu futbol.Nobel ödüllü bir

    yazar ve futbol. Camilo Jose Cela futbol dünyasını Rabelais' ye özgü olağanüstü mizah gücüyle ele alıyor:

    Göz kamaştırıcı, baş döndürücü ve çılgınca anlatılan On Bir Futbol Öyküsü. Futbolcu antrenör ve 'çılgın'

    taraflar ve onların gizemli dünyaları, edebiyatın dünyasında büyülü bir gerçekçilik kazanıyor. Milyonlarca

    insan, futbolla yatıp futbolla kalkıyor; ulusal liglerin yanısıra dünya ve Avrupa kupalarında evrensel bir

    bayram ve bulaşıcı bir çılgınlık nöbeti yaşıyor.

    Futbol dünyası keşfedilmeye değer ilginç, çarpıcı, neşe ve kederin birbirine karıştığı gizemli bir dünya.

     Futbol Muhabbet Kulübü


    Futbol ve Küreselleşme

    Yazara göre, günümüzde futboldan daha küresel bir olgu yok. "Futbol İmparatorluğu" ne sınır tanır, ne de

    engel. Roma İmparatorluğu, Şarlken'in imparatorluğu, Moğol imparatorluğu ve Napolyon'un imparatorluğu gibi

    devasa imparatorluklar bile tüm dünyaya egemen olmaktan çok uzaktaydı; dünyanın büyük bir kısmı bu

    imparatorlukların egemenlikleri dışındaydı.

    Tüm dünyaya hükmedebilmiş ilk imparatorluk ise ABD, ama futbol bu imparatorluğu da etki alanı ve

    popülerlik açısından kat be kat geride bırakmış durumda. Futbolun otoritesi çok daha eksiksiz ve

    sağlamdır, çünkü barışçıldır, futbolun benimsenmesinde zorlama ve dayatma yoktur; futbol dünyayı barışçı

    yollardan fethetmiştir. Futbol imparatorluğu üstünde güneş hiç batmaz. Futbol böylece küreselleşmenin de

    simgesi olmuştur.

    Futbol demokrasiden de, piyasa ekonomisinden de, hatta internetten de çok daha önce ve yaygın bir

    biçimde küreselleşmiştir.

    Liverpool'un eski teknik direktörlerinden Bill Shankly ise şöyle diyordu: "Futbol bir ölüm kalım meselesi

    değildir. Daha da önemlidir!" Evet, futbol gerçekten de hem kitlelerle hem de elit çevrelerle ilişkisi olan bir

    spor olmaktan ibaret değil, aynı zamanda "küresel bir tutku". Futbol, herkesin anladığı, bölgesel, ulusal

    farklılıkları ve kuşak farklılıklarını aşan bir spor.

    Sporla ilgili çok sayıda sosyolojik ve ekonomik araştırma yapılmasına rağmen futbolun jeostratejik

    özellikleri hakkında bir çalışmaya rastlamak güçtür. İşte elinizdeki kitap bu boşluğu doldurmayı amaçlıyor..

     Futbol Muhabbet Kulübü


    Lanet Takım

    "Beni aslında olmadığım biri gibi seviyorlar. Olduğum kişiden ise nefret ediyorlar."

    Çağdaş İngiliz edebiyatının başarılı temsilcisi David Peace, sadece kazandığı başarılarla değil kişilik

    özellikleriyle de futbol dünyasının gelmiş geçmiş en ilgi çekici karakterlerinden olan Brian Clough'ın

    ağzından Leeds United'ta geçirdiği kısa teknik direktörlük macerasını anlatıyor. Clough'ın trajik bir sakatlıkla

    son bulan futbolculuk anıları, yıldızının parladığı Derby County'deki yılları ve Leeds'ten ayrılan selefi Don

    Revie'nin gölgesinde geçirdiği 44 lanet gün Peace'in kalemiyle yeniden canlanıyor.

    Lanet Takım'da, yani Leeds United'ta geçirdiği günler boyunca Clough'ın kafasının içinde gezinen Peace,

    futbol dünyasının bu efsanevi figürünü anılmaya değer roman karakterleri arasına katıyor. Sinemaya da

    uyarlanan Lanet Takım alışıldık "dipten zirveye" çıkan bir başarı öyküsü değil, "takım ruhu, kahramanlık ve

    zafer" klişeleri içermiyor. Spor dünyasının kirli yüzünü tüm gerçekçiliğiyle etkileyici ve benzersiz bir

    biçimde resmediyor.

     Futbol Muhabbet Kulübü


    Ayağa Oyna Pohnpei

    Bir gün, tam olarak söylemek gerekirse 2008 Avrupa Şampiyonası elemelerinde Andorra'nın Rusya ile

    oynadığı ve sadece 1-0 yenilip beklenmedik bir başarıya imza attığı gün, futbol yazarı Paul Watson ve dostu

    Matt Condrad bir plan yaptılar:

    Dünyanın en kötü milli takımını bul, o ülkenin vatandaşı ol ve milli formayla sahaya çık.

    "Hayal işte!" der geçerdik; şayet bu iki genç o günden yirmi bir ay sonra kendilerini evlerinden on üç bin

    kilometre uzakta, Pasifik Okyanusu'nun ortasında küçük bir ada olan Pohnpei'in kurbağalar tarafından ele

    geçirilmiş futbol sahasında antrenör olarak bulmuş olmasalardı.

    Ayağa Oyna Pohnpei, dünyanın en zayıf futbol ülkesini tarihteki ilk galibiyetine taşımak uğruna girişilen

    çılgınca çabanın tümüyle gerçek, fazlasıyla samimi ve bir o kadar da eğlenceli hikayesi. Tutkulu iki genç

    adamın dünyanın öteki ucunda futbolun yüzünü ve kendilerine tümüyle yabancı insanların hayatlarını nasıl

    değiştirebileceğini anlatıyor. Bize zamanında futbola neden "güzel oyun" dediğimizi hatırlatıyor.

    Futbol Filmleri

     Futbol Muhabbet Kulübü


    Goal

    Film, gerçek bir yeteneğin, koşullar ne olursa olsun illa ki keşfedilebileceği fikrine odaklanıyor. Meksikalı

    Munez, henüz yaşı çok küçükken ailesi ile birlikte Amerika’ya göç etmiştir. En büyük hayali ise bir futbol

    yıldızı olmaktır. Ancak ne yazık ki ailesi, bu konuda ona hiç destek vermez. Kader ağlarını örer ve nihayet

    eski bir futbolcu, Munez’i keşfeder. Bu genç yeteneğe hayat bir fırsat tanımıştır. Şimdi mücadele zamanıdır.

    Emek ve asla eksilmeyen bir tutkuyla çalışarak hayallerini gerçekleştirmemek için hiçbir neden yoktur.

     Futbol Muhabbet Kulübü


    Green Streets Holigans

    Harvard'ta gazetecilik okuyan Matt, oda arkadaşına ait uyuşturucu kendi yatağında bulununca okuldan atılır.

    İngiliz bir adamla evlenmiş ablasının yanına İngiltere'ye taşınmak zorunda kalan Matt, eniştesinin West Ham

    United fanatiği kardeşi Ben ile takılmaya başlar.

    Futbol konusunda en ufak bir bilgisi olmayan yumuşak başlı Matt kendini West Ham United taraftar grubu

    GSE(Green Street Elite)?nin içinde bulur. Ben ve arkadaşlarıyla maçlara gitmeye, kavgalara karışmaya

    başlayan Matt, bunca zamandır içinde biriktirdiği şiddeti dışa vuracak ve kendini anlamsız bir fanatikliğin

    içinde bulacaktır.

    Bayan bir yönetmenden futbolun artık yalnızca futbol olmadığına dair sarsıcı bir dram. Futbolun kalbinin

    attığı İngiltere'de giderek artmaya başlayan holiganlığı, vandalizmi ve fanatizmi en sert biçimde ortaya koyan

    Yeşil Sokak Holiganları, Milwall ve West Ham United klüpleri arasındaki rekabete dair de güzel sekanslar

    barındırıyor.

     Futbol Muhabbet Kulübü


    Looking For Eric

    Bir futbol fanatiği olan Eric postacıdır. Orta yaş krizi geçiriyor ve hayatı da her geçen gün daha kötü

    gidiyordur.

    Fakat bir gün oğlunun bir hapını içmesiyle efsane Eric Cantona sanrısına kavuşur. Cantona artın onun hayat

    koçudur.

    Yönetmenliğini Ken Loach'un yaptığı yeni filmi Looking For Eric, 2009 Cannes Film Festivali ?nde 18 Mayıs'ta

    yarışma filmi olarak gala gösterimi yapılmıştır.

     Futbol Muhabbet Kulübü


    Sweet Sixteen

    "Sweet Sixteen" - Afili Delikanlı, devrimci yönetmen Ken Loach'un bir kenar mahalle delikanlısının zorlu

    yaşamı üzerinden kurguladığı yine Loach'un kendine has duyarlı yaklaşımıyla beyazperde'ye aktardığı sıra

    dışı bir film. Glasgow’da yoğun bir hayat mücadelesinin verildiği bölgede çekilen filmde, annesi hapiste olan

    Liam'ın dramına şahit olacağız. Liam, sefil yaşamından uzaklaşmak ve anlamını bilmediği aile ortamı için yanıp

    tutuşmaktadır. Ailesindeki bütün kemirgenlere rağmen, yeniden bir aile yaratmaya karar verir. On altıncı

    doğum gününde annesi içeriden çıkacak ve yeniden eve dönecektir. O güne kadar Liam, hazırlıklara

    başlamaya karar verir. Fakat bunun için para gerekmektedir ve önündeki bütün yollar, o nefret ettiği

    yasadışı sona doğru Liam'ı sürüklemektedir. "Afili Delikanlı", 2002 Cannes Film Festivali'nde en iyi senaryo

    ödülünü kazandı.

     Futbol Muhabbet Kulübü


    The Damned United

    The Damned United Brian Clough'un Leeds Unted kulübünde teknik direktörlük yaptığı 44 günlük süreci

    geçmişe de dönüşlerle anlatan film, teknik direktörün ruh halini, futbol başkanlarının konumunu, takımların

    oyuncu tarzlarını ve daha nicesini masaya yatırarak sistemi incelerken futbol sahnelerinin fazlaca üzerinde

    durmamıştır. Film 44 günlük yaşanan teknik direktörlük macerasının üzerine kurulu olsa da onun arka

    planını da birkaç geriye dönüşle anlatmaktadır.

     Futbol Muhabbet Kulübü


    United

    ManU tarihinin kara sayfalarından birine, tarihe "Münih Hava Faciası" adıyla geçen 6 Şubat 1958 e gidyoruz...

    United takımı Şampiyon Kulüpler Kupası çeyrek final maçı için geldiği FK Kızılyıldız deplasmanından

    dönerken ; teknik heyeti, oyuncuları, takım görevlilerini ve gazetecileri taşıyan uçak Münih e yakıt ikmali

    için zorunlu iniş yapmış, kötü hava koşullarına aldırış edilmeden ikmalin hemen akabinde, kalkış yapılmaya

    çalışılırken uçak düşmüştür. ManU lu futbolculardan Geoff Bent, Roger Byrne, Eddie Colman, Duncan

    Edwards, Mark Jones, David Pegg, Tommy Taylor ve Billy Whelan ın da aralarında bulunduğu 23 kişi hayatını

    kaybeder.

    İşte bu yaşanmış trajediyi filme aktarma işini yapımcısı olarak BBC üstleniyor... "United" filminin böylesine

    elim bir olayı 53 sene sonra sinema izleyicisinin gündemine bir şekilde getirmesi, bilmeyenler için olayın

    sinemasal anlamda ayrıntılı ve etraflıca olamasa da tüm hatları ile ortaya koyması, bilenlere ise hafızayı şöyle

    bir tazeleyip bu olayı yeniden hatırlatması olumsuz anlamda yazılabilecek her şeyden ayrı olarak bir takdiri

    hak ediyor.

    Gelelim gözümüze batan, olmasaydı, eksikti, daha iyisi olurdu diyebileceğimiz noktalardan dem vurmaya...

    Film, anlattığı hikaye kadar büyük olamıyor. Gerçek olaydan uyarlanmış senaryoya kurgu büyük oranda

    zarar veriyor. Hangi olayı merkezine alacağını karar verememesi olayı bilmeyen, olay örgüsünün nereye

    gideceğinden habersiz olan seyirciyi karmaşaya sürüklüyor. Kimi yerlerde duygusal bocalamaya sebebiyet

    veriyor.

    Filmin; "Manchester United" ın kazayı merkeze alan bu kısa dönemli tarihi, formadaki anka kuşu simgesi,

    efsaneleşmiş Jimmy Murphy, Sir Matt Busby ve Sir Bobby Chartlon üçlüsü hakkında bizi aydınlatsa da bu

    dokümanter tarzının yanında yedinci sanata da doyurmasını isterdi bu gönül... Hem de bunu anlatabilmek

    için elinizde çok büyük imkan varken, konu ve anlatacaklarınız baştan büyük bir kitlenin ilgisine eserinizi

    mazhar etmişken...

    "BBC" keşke projenin referans noktasındaki hassasiyet ve duyarlılığını daha iyi bir filmle taçlandırsaydı, bu

    anma filmini, 90 dakikalık saygı duruşunu daha iyi bir yazımla, daha iyi bir kurgu ile bizlere sunsaydı... Filmin

    ; konuyu sulandırmamasını, değindiği konuya mal bulmuş mağribi gibi saldırmamasını ise (özellikle bu tarz

    trajedilerden beslenen filmlerde yaptığım puanlamaya çok çok etki eder ) fazlasıyla önemsiyorum.

    Sadece İngilizlerin değil dünya futbolunun en ünlü ve köklü kulüplerinden biri olan ManU nun yaşadığı bu

    olayla ilgili bir şeyler seyretmek, (sinematografik anlatım adına bünyesinde sıkıntılar barındırsa da) futbolun

    yakın tarihinden böylesine önem arz eden bir kara sayfaya göz atmak kayıp olarak nitelendirilemez diye

    düşünüyorum.

    Bir futbol maçı kadar süresi olan bu filmi yapacak daha iyi bir işi olmayanlara büyük beklentilere girmeden

    izlemelerini öneriyorum.

     Futbol Muhabbet Kulübü


    Victory

    Bu normal bir futbol maçı değil. Bu bir savaş! Savaş alanı Paris'te işgal edilen bir stadyumdur. Ordular: Alman

    yıldız takımı POW müteffiklerine karşı. Amaçları ise yahudi ırkından olmayanların üstünlüğünü kanıtlamaktır.

    Tahmin edin, kim kazanır ? Daha iyisi kim maçı bir kaçış yolu olarak kullanır? Sylvester Stallone, Michael

    Caine ve Max von Sydow bu gerilim dolu

     Futbol Muhabbet Kulübü


    Will

    "sempatik minik dostumuz will'i ingiltere'den istanbul'a -bir takım iyilik meleklerinin yardımıyla- tek başına

    götürmek ve şampiyonlar ligi final maçında atatürk olimpiyat stadı'nın çimlerine çıkarmak için bütün şartları

    zorlayan senaryosuyla film bu muradına erecektir belki ama pek de inandırıcı olamayacaktır.."







  • Haydi bakalim hayirli olsun konu

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Hayırlı Olsun
  • 2 tane de ben önereyim madem konu çok yararlı olmuş bu arada emeğine sağlık dostum.

     Futbol Muhabbet Kulübü


    Futbol dünyasının çılgın çocuğu Zlatan Ibrahimovic'in hayatının kendi ağzından anlatımı,küçüklüğünde bisiklet çalışından tutun Van der Vaart ile kavgasına kadar her şey bu kitapta.Türkçe baskısı bulunmuyor,ben İngilizce okudum.


     Futbol Muhabbet Kulübü



    20.yüzyılın son çeyreği başta olmak üzere 21.yüzyılın tamamına damgasını vuran Sir Alex Ferguson'un otobiyografisi.Harika yazılar,harika anılar var.1999 da ki Şampiyonlar Ligi finalinin son dakika anlatımını da bir de ona soruyoruz kitapta,bunu da İngilizce okudum Türkçe yoktu.




  • takipte kalmakta fayda var.
  • Kitabı mitabı bırakında Messi mi Ronaldo mu

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Steven Gerrard

    Kitabı mitabı bırakında Messi mi Ronaldo mu

    Bak ya
  • Futbol tartışalım dedikten sonra kitapları sıralaman sanki "Önce şunları okuyun, sonra gelin konuya" der gibi olmuş
  • quote:

    Orijinalden alıntı: KKochaKK

    Futbol tartışalım dedikten sonra kitapları sıralaman sanki "Önce şunları okuyun, sonra gelin konuya" der gibi olmuş

    Yok hocam bende çoğunu okuyamadım.Şu KPSS bitsin maaşımı alayım Kaptan'ı filan okuyacağım.
  • up
  • seneye durumuma göre okumaya başlıcağım kitaplar...
    çok teşekkürler
  • Gerçek DHli bunu okumaz.
  • Burda tutmaz böyle konular.Konunun tutmasını istiyorsan rakip takım futbolcularına sallayan bir konu aç.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Sanki Bana Pele

    Gerçek DHli bunu okumaz.

    Okumamışlar zaten knk
  • Biri konudaki tüm mesajlari eksilemiş,ne işsizler var arkadaş



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Bill Shankly -- 31 Aralık 2014; 18:17:14 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bu konuyu da büyük umutlarla açmıştım tutmadı. :(
  • ilk mesajda sıkıntı olmuş. Uzun, önyargı oluyor insanda ayrıca tartışma konusu da yok kitaplar pek halkımızın ilgi alanı değil
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Fenerist_

    ilk mesajda sıkıntı olmuş. Uzun, önyargı oluyor insanda ayrıca tartışma konusu da yok kitaplar pek halkımızın ilgi alanı değil

    Ben millet okusun diye açmıştım zaten konuyu.
  • Bir nefeste okudum hocam,kalemine sağlık.
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.