Şimdi Ara

Bisiklet kullanımı ile ilgili kanuni hükümler

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
35
Cevap
1
Favori
4.486
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Selam arkadaşlar, birçoğumuz haklarımızı, yasakları, cezaları, yasaları yani devletin bizim hakkımızdaki düşüncelerini bilmiyoruz.
    Arayabildiğim kadarıyla ayrıntılı bilgi bulamadım, böyle bir veri tabanı oluştursak iyi olacağını düşünüyorum.
    Mesela hangi kaza durumlarında biz suçluyuz, motorlu araç sürücüsü veya yaya suçlu; hangi yollardan gidebiliriz ve giderkenki kurallar nelerdir, uyulmadığı takdirde ne olur, hangi malzemeleri hangi yollarda taşımak zorunlu, dönüşlerde kol hareketi yapılır mı, hız sınırı gibi başımıza gelebilecek her türlü durumla ilgili belirlenmiş çözümleri bilirsek böyle bir durum yaşamamız halinde her şeyin farkında oluruz diye düşünüyorum.
    Daha önceden tartışılan konuları buraya ekleyebiliriz.
    Benim ekleyeceğim maalesef hiçbir şey yok, sizlerin desteğini bekliyorum.



  • Otoyolda kullanamazsın
    Bisiklet yolu olduğu yerlerde caddeye çıkamazsın

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ben sana yasal haklarımızı kısaca şu şekilde özetliyeyim;
    Bisiklet, trafik içerisinde yasal olarak tanınan (en azından Karayolu Yönetmeliği'ne göre) bir taşıt/ulaşım aracı olmasına rağmen, kullanımı için ehliyet/lisans ya da bu tür bir resmi evrak zorunluluğu bulunmamasından dolayı içerisinde yer alacağın her türlü kaza durumunda suçlu olan sensin.

    Bisikletforum'da yer alan ve buna paralel bir başlıktaki durum örneklendirmesini aynen buraya kopyalıyorum.
    quote:

    1) Bir yere çarptınız fakat tek hasar alan yada yaralanan siz oldunuz: Bu durumda bir hak talep etme durumunuz olmuyor. Devlet bu konuda "dikkatli gidip kurallara uymalıydın" diyor ve tüm masraflar doğal olarak sizin oluyor.

    2) Bir araca çarptınız ve hem bisikletinizde hemde araçta hasar var: Burada hata payı aranmaksızın çarptığınız aracın hasarını ödemeniz gerekmektedir. Eğer sürücüler kendi aralarında anlaşırlarsa güzel fakat olay resmi kurumlara yani trafik polisine vb yerlere intikal ettiğinde işin rengi değişiyor.
    Çünkü bu durumda ehliyetlere bakılıyor ve doğal olarak sizin ehliyetiniz olmadığından Ehliyetsiz araç kullanmak ve trafikte tehlikeli araç kullanmaktan 800 TL para ve 3 ay hapis cezası alıyorsunuz. Bu 3 ay para cezasına çevrildiğinde 200 TL olyor ve toplamda 1000 TL para cezasının üzerine karşı tarafın masraflarını da ödemek durumunda kalıyorsunuz.

    3) Bir kişiye çarptınız ve yaraladınız: Yine 2. maddede olduğu gibi resmi işlemler olmadığı sürece kişiler kendi aralarında durumu halledebiliyorlar. Fakat yaraladığınız kişi şikayetçi olursa ve resmi kurumlara intikal ederse yukarıdaki 1000 TL para cezası aynen geçerli olmakla beraber karşı tarafın hastane masraflarını ödemekle yükümlüsünüz.

    4) Siz ışıklarda vb. durur haldesiniz ve bir araç arkadan gelip size çarpıyor, hem yaralanıyorsunuz hem de bisikletiniz hasar alıyor: Ehliyetiniz olmadığından dolayı trafikte ehliyetsiz araç kullanmaktan dolayı bir hak talep edemiyorsunuz.

    Durumlar elbette çok fazla çoğaltılabilir. Ehliyet zorunlu değil ve bisiklet kullanıcıları hakkında yasada da neredeyse hiçbir madde yok. Yani yasanın bisikletliyi koruma durumu sadece belirli sınırlar içinde bisiklet yollarında olabiliyor ki Türkiye'de bisiklet yollarının yetersizliği konusuna hiç girmiyorum.


    Ayrıca yukarıda bahsettiğim Kara Yolları Yönetmeliği'ndeki bisiklet ile ilgili maddeleri özetleyen şöyle bir blog sayfası da mevcut.
    http://pedalsever.com/2013/10/13/karayollari-yonetmeligi-ve-bisiklet/




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Fefa

    Ben sana yasal haklarımızı kısaca şu şekilde özetliyeyim;
    Bisiklet, trafik içerisinde yasal olarak tanınan (en azından Karayolu Yönetmeliği'ne göre) bir taşıt/ulaşım aracı olmasına rağmen, kullanımı için ehliyet/lisans ya da bu tür bir resmi evrak zorunluluğu bulunmamasından dolayı içerisinde yer alacağın her türlü kaza durumunda suçlu olan sensin.

    Bisikletforum'da yer alan ve buna paralel bir başlıktaki durum örneklendirmesini aynen buraya kopyalıyorum.
    quote:

    1) Bir yere çarptınız fakat tek hasar alan yada yaralanan siz oldunuz: Bu durumda bir hak talep etme durumunuz olmuyor. Devlet bu konuda "dikkatli gidip kurallara uymalıydın" diyor ve tüm masraflar doğal olarak sizin oluyor.

    2) Bir araca çarptınız ve hem bisikletinizde hemde araçta hasar var: Burada hata payı aranmaksızın çarptığınız aracın hasarını ödemeniz gerekmektedir. Eğer sürücüler kendi aralarında anlaşırlarsa güzel fakat olay resmi kurumlara yani trafik polisine vb yerlere intikal ettiğinde işin rengi değişiyor.
    Çünkü bu durumda ehliyetlere bakılıyor ve doğal olarak sizin ehliyetiniz olmadığından Ehliyetsiz araç kullanmak ve trafikte tehlikeli araç kullanmaktan 800 TL para ve 3 ay hapis cezası alıyorsunuz. Bu 3 ay para cezasına çevrildiğinde 200 TL olyor ve toplamda 1000 TL para cezasının üzerine karşı tarafın masraflarını da ödemek durumunda kalıyorsunuz.

    3) Bir kişiye çarptınız ve yaraladınız: Yine 2. maddede olduğu gibi resmi işlemler olmadığı sürece kişiler kendi aralarında durumu halledebiliyorlar. Fakat yaraladığınız kişi şikayetçi olursa ve resmi kurumlara intikal ederse yukarıdaki 1000 TL para cezası aynen geçerli olmakla beraber karşı tarafın hastane masraflarını ödemekle yükümlüsünüz.

    4) Siz ışıklarda vb. durur haldesiniz ve bir araç arkadan gelip size çarpıyor, hem yaralanıyorsunuz hem de bisikletiniz hasar alıyor: Ehliyetiniz olmadığından dolayı trafikte ehliyetsiz araç kullanmaktan dolayı bir hak talep edemiyorsunuz.

    Durumlar elbette çok fazla çoğaltılabilir. Ehliyet zorunlu değil ve bisiklet kullanıcıları hakkında yasada da neredeyse hiçbir madde yok. Yani yasanın bisikletliyi koruma durumu sadece belirli sınırlar içinde bisiklet yollarında olabiliyor ki Türkiye'de bisiklet yollarının yetersizliği konusuna hiç girmiyorum.


    Ayrıca yukarıda bahsettiğim Kara Yolları Yönetmeliği'ndeki bisiklet ile ilgili maddeleri özetleyen şöyle bir blog sayfası da mevcut.
    http://pedalsever.com/2013/10/13/karayollari-yonetmeligi-ve-bisiklet/

    Teşekkürler sanırım her şey açıklanmış ve her şey aleyhimize.
    Bu diğer ülkelerde nasıl bilginiz var mı acaba?
    Diğer sorum ise; ben sürekli ters yönde yolun en solundan gidiyorum eğer yol tek şeritli ise, sebebi araçları görüp ona göre hareket etmem.Bu yanlış mı? Sağ şeridin en solundan gitmek mi gerekiyor?
    Çift şeritli yollarda her zaman emniyet şeridinden gitmek gerekiyor değil mi?
    Valla hiç sürme isteği falan kalmadı, biri bilerek yada bilmeyerek bize bindirse pisi pisine ölürüz.




  • özellikle istanbulda şehir içi trafikte bisiklete binilmez. her an bir dolmuşun altına girebilirsiniz. size en yakın sahil kenarına gidip havanızı alıp bisikletinizi süreceksiniz başka çare yok.
  • - Diğer ülkelerdeki durum tam olarak nasıldır emin değilim, gidip görme ve deneyimleme imkanım olmadı. Ancak izlediğim videolara göre bisikletlilerin bizimkilerden çok daha fazla kanuni hakkı olduğu ortada olan bir durum.
    - Bunu bazen ben de yapıyorum ve ne yazık ki hatalı bir davranış. Hiçbir taşıt (motorlu olsun veya olmasın fark etmez), kendi istikametinin tersine doğru akan trafiğin içine (kısacası ters yöne) girerek ilerleyemez. Mantığınız, biz bisikletlilere göre doğru olsa bile gerçekleşecek olan kazada trafik akışını bozmaktan dolayı siz suçlu oluyorsunuz. Ayrıca bisiklet aynası kullanmamak yüzünden de başınız ağrıyabilir.
    - Kara yolları Yönetmeliği'ne göre bisikletlerin tercih etmesi gereken öncelikli yol sırası şu şekilde; Bisiklet yolu (hani nerede?) > Kara yolu. Bisiklet yolu varken, kara yoluna çıktınız, orada sürüyorsunuz... Suçlusunuz! Bisiklet yolu olmayan durumlarda ise yolun sağı veya solu değil, trafiğin akış istikametine göre sağ şerit "2 bisikletli yan yana olmamak koşulu ile" bisiklet kullanıcısının hakkıdır (yan yana 2 ya da daha fazla bisikletli olursa kimin suçlanacağını tahmin etmek çok kolay). "Sağ şeridin sağı" gibi bir kısıtlama yok ancak trafiği aksatmamak ve kendinizi riske atmamak açısından sağ kısmı tercih edebilirsiniz ("en sağ" algısının oluşmasındaki sebep bu aslında). Sağ şeridin sol kısmını kullanma imtiyazınız var (neticede sağ şerit yasal hakkımız) ancak sağlı sollu akan trafik içerisinde kalma riski nedeniyle bunu tercih etmemenizi öneririm.
    - Emniyet şeridi görüyorsanız, üzerinde bulunduğunuz kara yolundaki şerit sayısını göz ardı edin ve o emniyet şeridinden çıkmayın (özellikle de yüksek hızlı seyirlerin gerçekleştiği yollarda).



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Senry -- 27 Mart 2014; 22:29:14 >




  • Bisiklet yolu olmayan yerlerde yolun en sağ tarafı size ait, otobana çıkmanız yasak, bir de kask zorunlu. Benim bildiklerim bunlar

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • DT Swiss kullanıcısına yanıt
    Otoban konusunda haklısın ancak kask tüm bisikletlerde zorunluluk değil. Geçenlerde resmi gazetede bu madde ile ilgili bir değişiklik haberi yayımlandı. Maddenin yeni haline göre kask sadece motorlu bisiklet ve elektrikli bisiklet kullanıcıları için zorunluluk haline gelmiş durumda. Ama bizim insanımız her zaman olduğu gibi "kim takar Yalova kaymakamını?" havasında. :)
  • Zorunluyken serbest hale geldi yani ? Vay be

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • DT Swiss kullanıcısına yanıt
    Yoo...
    Kask hiçbir zaman zorunluluk değildi. Ancak günümüz teknolojisi sayesinde motorlu / elektrikli bisikletlerin çok rahatlıkla belli bir hızın üzerine çıkmasından dolayı güvenlik önlemi olarak bu tür bisikletlerde kask kullanımı zorunluluk haline getirildi. Sadece kas gücü ile çalışan bisiklet kullanıcılarının kask takıp takmaması eskiden olduğu gibi tamamen kendi inisiyatiflerinde ne yazık ki.
  • Anladım, ben zorunlu diye biliyordum. Aslında herkes takıp takmamak konusunda özgür ama zorunlu olması daha iyi olurdu gibime geliyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bisiklet üzerindeyken herhangi bir anda, ters yönden, kaldırımdan, sol şeritten veya ortadan giderken polisin veya okuldaki güvenlik görevlilerinin bizi durdurup hakkımızda işlem yapması mümkün mü? Güvenlik, bu durumlarda polis mi çağırır?
    Yoksa kazadan biz sorumlu olmak üzere her şey serbest mi?

    @Fefa
  • Bilmem. Yani bu işlerin içerisinde olan ya da sabah akşam bu tür mevzuatların içinde araştırma yapan birisi değilim, bu nedenle kesin bir bilgim yok. :)

    Öyle bir durumda ne olur? Kendimce fikir yürüteyim...
    Atıyorum bir sitenin bahçesindesin (ya da AVM'nin önündeki otopark alanındasın). Doğal olarak buranın da güvenlik görevlileri var. Sen hoplayıp zıplarken, akrobasi hareketleri yaparken, eğer ortam müsait ise hız denemeleri yaparken orayı kullanmak durumunda olan insanları rahatsız ediyorsun. Bu durumda oradakiler doğal olarak seni güvenlik görevlilerine şikayet ediyorlar... Bu noktada güvenlik görevlisinin seni o bölgeden uzaklaştırma yetkisi mevcut. Bunda başarılı olamazlarsa, polis çağırabilirler. Bunu yaparken öne sürecekleri şikayet sebebi ise başına gelecek olanların sebebini oluşturur. Sadece ortamda huzursuzluk çıkartmak, bulunanları rahatsız etmek bahanesi ile polisler oraya intikal ederse başının ağrıyacağını sanmıyorum. Uğraşmak istemedikleri için uygun bir dille sana nasihatte bulunur ve oradan uzaklaştırırlar. Ancak, güvenlikçilerin seni oradan uzaklaştırmaya çalışmaları sırasında onlardan birinin ar damarını çatlatırsan ve güvenlik görevlisi polis ile iletişimi sırasında senin başını ağrıtmak için "mülke izinsiz giriş" veya "haneye tecavüz" gibi ağır suçları öne sürerse çekeceğin var demektir.

    Güvenlik görevlilerinin, seni durdurarak hakkında işlem yapma yetkisi olduğunu sanmıyorum, sadece sözlü bir şekilde uyarıp bunda başarılı olamıyorsa durumu polislere aktarmaktan başka bir şey yapabileceklerini de düşünmüyorum açıkçası.

    Dediğim gibi bunlar sadece kendi fikirlerim, kesin olan şeyler değil. Bu satırlarıma güvenerek güvenlikçilerle dalaşmayın.

    "Nasılsa her ne olursa olsun, suçlu olan biziz. O halde battı balık yan gider" diyerek trafik ya da halka açık yerler içinde kendi kafanıza göre davranmayın. Cezanın maddi kısmı sıkıntı değil. Borç harç bir şekilde ödenir... Maddi kısmı ödeyecek gücünüz yoksa hapiste geçireceğiniz 3 aylık sürecin telafisi ise bulunmaz hiçbir şekilde. Bunu da geçtim, hiçbir koşul altında birilerinin hayatını karartmaya hakkınız bulunmuyor. Senin yapacağın başına buyruk bir hareket yüzünden bir an da sağa/sola manevra yapacak olan araç o sırada oradan geçmekte olan bir yayaya/araca çarparak yaralanma/ölüm ile sonuçlanan bir kazaya yol açabilir. Bunun vicdan azabını üstlenmek ise bilmem kaç bin liralık maddi cezadan ya da hapiste geçireceğin bir kaç aydan çok daha ağırdır. Yitip giden bir canı ya da eskisi gibi sokakta koşup oynaması gerekirken tekerlekli sandalyeye mahrum kalan birinin sağlığını geri getirmek insanoğlu için imkansızdan da öte. 3-5 dakikalık eğlence için bunun vebalini almaya değer mi?




  • burda zabıta bisikletle geziyo sahili ama

    tabii resmi kanunlar bizi takmıyor

    bisikletli polisler gelene kadar da resmi bir şey olmaz
  • şu sinyal olayını uyguluyor musunuz ? ben şahsen kol ile sinyal versek bile türkiye'deki sürüclerin %70 inin "nabıyo lan bu ??" diye bakıp bir şey anlayacağını zannetmiyorum.
  • Arkadaşım O Eli Bi İndir! kullanıcısına yanıt
    El işaretleri ile haberleşme olayını genelde 10 kişiden fazla bir kalabalık oluşturmuşsak uyguluyoruz biz. Daha az kişiden oluşan gruplarda ses ile iletişim yeterli oluyor.

    Araç sürücülerinin yaptığım/yapacağım hareketleri algılamayacağını düşündüğüm için solo sürüşlerde buna pek riayet etmiyorum açıkçası (ama aslında bunu uygulamak lazım).
  • Arkadaşım O Eli Bi İndir! kullanıcısına yanıt
    kolum kopmasın diye

    hızlıca dönüyorum
  • Peki otoban yasaksa uzun turlar nasıl yapılıyor ?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • AdamBaliKokusu A kullanıcısına yanıt
    Uzun turlar, "bir yerden başka bir yere bisiklet ile gitmek" için değil, "bir yerden başka bir yere bisiklet ile giderken çevreyi görmek, doğanın/manzaranın tadını çıkartabilmek" için gerçekleştiğinden dolayı yüksek hızlı trafiğin olduğu yerler yerine, daha çok köy yolları, keçi patikaları gibi ıssız ve sakin yerler üzerinden gerçekleşiyor. Tur bisikletçiliği yapanların paylaştıkları anılara/fotoğraflara bakarsanız zaten ne demek istediğimi çok daha iyi görebilirsiniz.

    "Ben bira an önce gideyim de nereden gidersem gideyim" mantığı ile otobanlara, çevre yollarına vs giriş yapan bisikletliler için cezai bir yaptırım var mı bilmiyorum ama aklı başında olan birisi zaten o tür yolları tercih ederek kendini riske atmaz.

    Edit: Otobanlar yasak, yasak varsa cezai işlem de mutlaka vardır ama bunun ne olduğunu bilmiyorum yani.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Senry -- 29 Mart 2014; 14:53:04 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Fefa

    Ben sana yasal haklarımızı kısaca şu şekilde özetliyeyim;
    Bisiklet, trafik içerisinde yasal olarak tanınan (en azından Karayolu Yönetmeliği'ne göre) bir taşıt/ulaşım aracı olmasına rağmen, kullanımı için ehliyet/lisans ya da bu tür bir resmi evrak zorunluluğu bulunmamasından dolayı içerisinde yer alacağın her türlü kaza durumunda suçlu olan sensin.

    Bisikletforum'da yer alan ve buna paralel bir başlıktaki durum örneklendirmesini aynen buraya kopyalıyorum.
    quote:

    1) Bir yere çarptınız fakat tek hasar alan yada yaralanan siz oldunuz: Bu durumda bir hak talep etme durumunuz olmuyor. Devlet bu konuda "dikkatli gidip kurallara uymalıydın" diyor ve tüm masraflar doğal olarak sizin oluyor.

    2) Bir araca çarptınız ve hem bisikletinizde hemde araçta hasar var: Burada hata payı aranmaksızın çarptığınız aracın hasarını ödemeniz gerekmektedir. Eğer sürücüler kendi aralarında anlaşırlarsa güzel fakat olay resmi kurumlara yani trafik polisine vb yerlere intikal ettiğinde işin rengi değişiyor.
    Çünkü bu durumda ehliyetlere bakılıyor ve doğal olarak sizin ehliyetiniz olmadığından Ehliyetsiz araç kullanmak ve trafikte tehlikeli araç kullanmaktan 800 TL para ve 3 ay hapis cezası alıyorsunuz. Bu 3 ay para cezasına çevrildiğinde 200 TL olyor ve toplamda 1000 TL para cezasının üzerine karşı tarafın masraflarını da ödemek durumunda kalıyorsunuz.

    3) Bir kişiye çarptınız ve yaraladınız: Yine 2. maddede olduğu gibi resmi işlemler olmadığı sürece kişiler kendi aralarında durumu halledebiliyorlar. Fakat yaraladığınız kişi şikayetçi olursa ve resmi kurumlara intikal ederse yukarıdaki 1000 TL para cezası aynen geçerli olmakla beraber karşı tarafın hastane masraflarını ödemekle yükümlüsünüz.

    4) Siz ışıklarda vb. durur haldesiniz ve bir araç arkadan gelip size çarpıyor, hem yaralanıyorsunuz hem de bisikletiniz hasar alıyor: Ehliyetiniz olmadığından dolayı trafikte ehliyetsiz araç kullanmaktan dolayı bir hak talep edemiyorsunuz.

    Durumlar elbette çok fazla çoğaltılabilir. Ehliyet zorunlu değil ve bisiklet kullanıcıları hakkında yasada da neredeyse hiçbir madde yok. Yani yasanın bisikletliyi koruma durumu sadece belirli sınırlar içinde bisiklet yollarında olabiliyor ki Türkiye'de bisiklet yollarının yetersizliği konusuna hiç girmiyorum.


    Ayrıca yukarıda bahsettiğim Kara Yolları Yönetmeliği'ndeki bisiklet ile ilgili maddeleri özetleyen şöyle bir blog sayfası da mevcut.
    http://pedalsever.com/2013/10/13/karayollari-yonetmeligi-ve-bisiklet/

    Bu kurallar bana hiç mantıklı gelmedi. Kullanılması için ehliyet gerekmeyen bir araçla kaza yapınca ehliyetsiz araç kullanmaktan ceza almak kadar saçma bir şey olur mu?

    Benim araba ve motor ehliyetim var. Bisikletleyken bana çarptıklarında ehliyetim var diye suçlu olmuyor muyum? Araba-motor ehliyetinin bisikletle ne alakası var? Ehliyetsiz araç kullanmaktan ceza yazıyorlarsa bisiklet ehliyeti diye bir şey olması lazım, ki öyle bir şey yok.

    O kuralları yazan kişi kaynak da belirtseydi keşke.




  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.