Şimdi Ara

KONU DIŞI 'ÖLÜLERİN DEVRİMİ' 19. BÖLÜM (ATEŞ VE KAN) 31.05.2014 (7. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
542
Cevap
109
Favori
11.757
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
5 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 56789
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Okuyan arkadaşlar geri dönüş yaparlarsa sevinirim
  • quote:

    Orijinalden alıntı: XPHOS

    Okuyan arkadaşlar geri dönüş yaparlarsa sevinirim

    Çok detaylı anlatıyorsunuz hocam.Detayları ufacık bir azaltsak süper olacak.Ama bu benim şahsi fikrim.Diğerlerine göre güzel olabilir.
    Hikayede çok güzel.Akıcı.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: empire1530


    quote:

    Orijinalden alıntı: XPHOS

    Okuyan arkadaşlar geri dönüş yaparlarsa sevinirim

    Çok detaylı anlatıyorsunuz hocam.Detayları ufacık bir azaltsak süper olacak.Ama bu benim şahsi fikrim.Diğerlerine göre güzel olabilir.
    Hikayede çok güzel.Akıcı.

    Biraz azaltırım, ama aksiyon sahnelerini estetik bakımından detaylandırcam




  • Yeni bir kararla hikayeleri daha sık yayınlayacağım. Çizimlerde aksama olacak ama böyle verim alınmıyor. Takipde kalın
  • quote:

    Orijinalden alıntı: XPHOS

    Yeni bir kararla hikayeleri daha sık yayınlayacağım. Çizimlerde aksama olacak ama böyle verim alınmıyor. Takipde kalın

    Çizim yapmasanda olur bence

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >


  • ISSIZLIK
    Komutan ilerlerken rüzgar saçını hafifçe tarıyordu. İçeride bir bölge dikkatini çekmişti. Burası dayanıklı tel örgülerle ve devasa bir demir kapıyla çevrelenmişti. Dikkatlice tel örgülere yaklaşıp içeriyi inceledi. Kimseyi göremedi, demir kapıya doğru yöneldi. Kuvvetli bir şekilde kapıyı zorladımı ama boşuna olduğunun farkına vardı. Bilinçsizce sallamış ama kilitli olduğunu farkedememişti. İçeriye doğru seslendi ama içeriden tepki yoktu. Karşısındaki inşaat halindeki binanın üst katlarına doğru dürbünüyle baktı. Gerçekten terkedilmişe benziyordu. Bir anda kafasına sert bir darbe indi...
    -------aynı zaman diliminde--------
    Mustafa Ergün.. Bimde çalışıyordu ve Bimden hep birşeyler aşırıp getiriyordu. Bu çocuk hayat doluydu ve her zaman yapacak bi şakası ve esprisi vardı.. Öztürkün gördüğü en hayat dolu bir çocuktu. Ağlamaya başladı.. O artık yoktu ve bedeni bile tanınmayacak haldeydi. Cesedenin başında aciz bir şekilde duruyordu. Onu gömmeliydi bu onu hakediyordu hiç değilse bedeni bu şekilde çürümemeliydi. Hemen yol üzerindeki nalburiye dükkanını hatırladı. Oraya doğru koşarak ilerledi. Oraya vardığında kazmayla küreği alarak dükkandan fırladı. Yolda gelirken zincili halde gördüğü scooter'i bu kez kazmayla zinciri kırarak aldı ve yoluna devam etti. O hala ordaydı hemen durağın arka tarafındaki toprak bölgeyi kazmaya başladı. Çukur derinleştikce yoruluyor ama pes etmiyordu. Sonunda istediği derinliğe ulaşmıştı. Arkadaşını düzgün bir şekilde mezara yerleştirdi. Sonra toprakla üzerini örttü. Mezarın başında çöktü kaldı öylece daldı gitti.. Bu ıssızlığın içindeki tek başınalık neyin göstergesiydi. Kimseyi göremicek miydi? Tanrının onu bir sınava mı sokmuştu... Gözyaşları Mustafa'nın mezarını suluyordu korkularıyla.. Güneş yavaş yavaş batıyordu ufka doğru baktı. Sonra aklına Ceren geldi acaba onu bulabilecekmiydi? Onu düşünmeye başlayınca gözlaşları daha şiddetli akmaya başladı. Tek başınaydı artık kurallar yoktu. İnsanlık yoktu bir zamanlar bu caddede yankılanan çocuk sesleri yoktu. Koskoca bir ıssızlık içinde kalmıştı.. Islak gözlerle çevreyi izlemeye devam etti.. Tam o anda ayak bileğinde birşey hissetti...

    Birkaç saniye olduğu yerde kala kaldı. Sonra bileğine bakınca kanı dondu. Mezardan uzanan bir el bileğini kavramıştı. Adeta kenetlenmişti ve henüz yeni olan çukurun üzerinde kumlar şiddetli bir şekilde hareket etmeye başladı. Tam karşısında kumların ardında o ceset yükselmeye başdı. Öztürk kalbinin kaburgalarını delecek kadar çarptığını hissediyordu. Son bir hamleyle bileğini kurtarıp ayağa kalktı. Kazmayı eliyle kavradı ve kafasına tek bir darbe indirdi. Kazmanın sivri ucu kafatasını delip geçmişti. Kazmayı kafasında bırakıp hızla koşmaya başladı. Geceyi geçirmek için uygun bir dükkan aramaya başladı. Çok geçmeden aradığını buldu. Ufak bir kasap dükkanıydı. Hemen içeri girdi. Dükkanın boş olduğundan emin olduktan sonra kapıyı kapatıp arkasına derin dondurucuyu dayadı. Artık sabahı beklemekten başka yapacak birşeyi yoktu...

    Yiyeceği tükeneli 1 gün olmuştu. Hayal meyal hatırlıyordu ızdırap dolu bir hafta geçmişti. Uyuşturucu atakları devamlı onu tetikliyor ve dayanılmaz rahatsızlık veriyordu. Tam ümidini kesecekken birisi gelip ona yardım etmiş ve daha güvenli bir yere götürmüştü. Ona şevkatli bir şekilde yaklaşıyordu. Yavaş yavaş kendine gelmeye başladı. Ellerinden destek alarak doğrulmak istedi. Adam bunu farkeder etmez yanına geldi.
    "Fazla zorlama kendini çok yıpranmışsın seni bulduğumda yarı baygın haldeydin evime getirdim."
    Adam altmış yaşlarında beyaz saçlıydı. Suratındaki kırışıklıklar olmasına rağmen pek fazla yaşlı göstermiyordu. Masmavi gözleri ona acıyarak bakıyordu.
    "Adın nedir peki diye sordu" yaşlı adam.
    "Ceren..." ardından derin bir nefes aldı.
    "Tamam Ceren dışarısı çok karışık burda güvendesin" dedi. Ardından ekleyerek," Ailen yaşıyor mu" diye sordu.
    "Bilmiyorum..." dedi iç çekerek
    "En azından bir umudun var. Benim ailem öldü senin gibi bir kızım vardı ama artık yok" Gözleri dolmuştu.."Neyse ben yakacak birşeyler getireyim acıkırsan dolapta yiyecekler var" Sözünü bitirir bitirmez oradan uzaklaştı. Tekrar tek başına kalmıştı...




  • Yeni bölüm çıkmıştır.
  • TAKİP GÜZEL GİDİYOR DEVAM
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Dura-Ace

    TAKİP GÜZEL GİDİYOR DEVAM

  • Yeni bölüm geliyor. İnsanlar konuyu unuttu
  • YENİ BİR İNSAN
    Gözünü açtğında hava çoktan kararmıştı. Karanlık bir yerde elleri ve ayaklarından bağlanmış bir halde olduğunu farketti. Boynu tutulmuştu inşaat halindeki binada olduğunu anladı. Olduğu yerde duvardan destek alıp doğrulmaya çalıştı ama dengesini kaybedip yere yapıştı. Dirsekleri ve dizleri sızlamaya başladı dayanılır gibi değildi. O sırada ayak sesleri duymaya başlad. Kapıda elinde meşale olan ufak tefek bir adam göründü. Geldiği yöne doğru;
    "Asker uyandı" diye bağırdı.
    Bu cırtlak sesin yanında 2 kişi daha belirdi. İçelerinden biri komutana doğru hareket etti. Dikkatli bir şekilde suratını inceledi. Karşısındaki adam genç muhtemelen 20-25 yaşları arasında sert bakışlı biriydi. Komutanın suratına yaklaşıp;
    "Kimsin ve burada ne arıyordun?" diye sordu.
    İğrenç bir nefesi vardı bir an için komutanın midesi kalktı kusacakmış gibi hissetti. Onun tekrar ağzını açmasına fırsat vermiyip olanları anlattı...

    --------------------AYNI ZAMAN DİLİMİNDE-------------------------
    Sezer 40 yaşında orta boylu atletik yapılı bir adamdı. Eskiden fitness koçluğu yapardı. Suratında karşısındakine güven veren bir ifade vardı. Çabuk karar vermeyen ama doğru karar veren bir yapıya sahipti. Çok sabırlı biriydi belkide babasından ona kalan tek özellikti. Evinin kapısından kafasını eğerek çıktı. Ufka doğru baktı. Güneş batıyordu bir sigara yakıp yerini sabitledi ve aşşağıya doğru baktı. Bugün hiç aylak yaklaşmamıştı. Zaten bu yerde fazlasıyla güvende sayılabilirdi. Ağacın üzerine ev yapma fikri aslında çocukluk hayalinden geliyordu. Bu sayede hayatta kalmayı başarabilmişti. Kış artık geliyordu ve ısınma konusu bir hayli canını sıkmaya başlamıştı. Şehre inip bir soba edinebilirdi. Eğer dikkatli kullanabilirse sorun çıkarmazdı. Ağacın üzerine dayanıklı keser saplarından yaptığı basamaklardan dikkatli bir şekilde aşşağı indi. Geri döndüğünde sobayı bir halatla yukarı çekebilirdi. Kamyonetine binip yola çıktı. Yaklaşık bir saat kadar yol gitmiş hava artık kararmıştı. Bulduğu bir dükkana girdi. Fazla yer kaplamayacak bir soba aradı gözleri. Aradığı en dip köşede duruyordu. Yavaş yavaş ona yaklaştı. Sobanın yanına gelince çevresini kolaçan edip sobayı sırtladı. Bir kaç adım atmıştıki birşey onu kolundan tuttu ve yere düşürdü. Ani bir reflexle karanlıkta gördüğü sliüte ateş etti. Ve birden bağırdığını duydu. Feneri ona tuttuğunda zombi değildi ve çoktan can vermişti. Daha fazla orada vakit kaybetmek istemedi olan olmuştu. Muhtemelen sesi aylaklar duymuş olmalıydı hemen sobayı sırtlayıp ilerledi ve arabanın kasasına yükledi. Hemen yola koyuldu ama bir ışık onun dikkatini çekmişti...Aldırmadan öylece gitti. Çok zaman geçmemiştiki dayanamayıp o ışığın olduğu eve geri döndü. Etrafını kontrol etti temiz gibiydi Bir iki aylak dışında hiç bir tehlike yokru. Onları görmezden gelip kapıya yöneldi ve üç kere çaldı. Tak.. Tak.. Tak...
    Ceren bir an için panik yaptı. Onu kurtaran adamın geri dönmüş olabileceği aklına geldi. Hızla kapıya doğru yöneldi. Ancak kapıyı açtığında çok farklı biriyle karşılaştı. Hemen kapıyı suratına kapattı. Tehlikeli olabilirdi dikkatli olmalıydı. Dışardaki ses seslenmeye başladı;
    "Hey kapıyı aç korkma"
    Ceren cevap vermedi sadece dinliyordu.
    "Onca yolu bunun için mi döndüm günlerdir insan görmedim" Kapıya vurmaya başladı."Aç hadi aylaklar yaklaşıyor"
    Sezer onu korkuttuğunu anlamıştı. Ve aylaklar toplanmaya başlamıştı.
    "Hey buraya geliyorlar kapıyı açmalısın!" diye bağırdı. Gittikçe yaklaşıyorlardı kamyonete ulaşamazdı. Var gücüyle tekme atmaya ve bağırmaya devam etti. Aylaklar arasında beş metre kalmıştı. Giderek çember dahada daralıyordu.. sol yanındakler daha çok yaklaşmıştı. Artık işinin bittiğini düşünmeye başladı. Tam gözlerini kapattığı anda kapı açıldı ve anlık nefretle içeriye girip kapıyı kapattı. Durup karşısındaki genç bayana baktı. Oldukça güzeldi hatta fazlasıyla güzel.
    "Teşekkür ederim bir kaç saniye daha açmasaydın onlara yem olacaktım..." dedi Sezer kendini toparlayıp.
    "Evin sahibini tanıyor olabileceğin aklıma gelmeseydi açmazdım" diye cevap vedi Ceren. Sezer bunu duyduğuna şaşırmıştı;"Ne yani kendi evin değil mi?" diye sordu.
    "Hayır değil yaşlı bir adamın evi burası neredeseyse gelir. Ama şu kapıdaki yaratıklar ne olacak?" diye sordu Ceren korku dolu bir şekilde.
    "Bilmiyorum ama burası artık tehlikede" diye cevapladı Sezer.
    Oturma odasına geçip beklemeye başladılar. Sezer'in gözüne bir anda duvardaki fotoğraf ilişti. Birden tüylerinin ürperdiğini hissetti, vurduğu adamın ta kendisiydi. Soğuk kanlılığını koruyup Cerene döndü;
    "Sanırım birşey söylemeliyim" dedi. Kelimeler ağzından tane tane çıkıyordu.
    "Dinliyorum" diye cevap verdi Ceren.
    "Bu evin sahibi öldü"
    Ceren oldukça şaşırmış bir biçimde "Nasıl olur hem sen onu nerden ta.." Sözünü bitiremeden Sezer araya girdi.
    "Tanımıyorum... Fotoğraftaki o değil mi?" diye sordu.
    Ceren yüzünü fotoğrafa çevirdi; " Evet o" diye cevap verdi.
    "Soba almak için şehre inmiştim. Arabayla yavaşca dükkanları incelerek ilerliyordum. Birden bir gürültü koptu, onu gördüğüm anda gözgöze geldik. Ama kurtaramadım onu yakalamışlardı. Şuan bile anlatmakta zorluk çekiyorum" Dedi Sezer yavaş ve sakin bir şekilde.
    "Aman allahım bu çok kötü iyi bir insandı..." Ceren çok etkilenmişti.
    "Yapacak birşey yok" dedi Sezer. Ardından ekleyerek "Artık burası güvenli değil benimle gelmelisin" dedi.
    "Başka bir çarem yok anırım ama nasıl çıkacağız" dedi ceren aciz bir şekilde.
    "Merak etme bir yolunu bulacağız" dedi Sezer ses tonuna güven veren bir ifade takmıştı.





    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi XPHOS -- 9 Şubat 2014; 18:28:24 >




  • Yukarı.
  • Hızlı takip
  • Yeniden yukarı
  • Vay hem eski nicke dönüş hem yeniden bir zombi hikayesi.Bu aralar tüm eski zombi csb cileri geri döndü ve yeniden yazıyor.Başarılar.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Not Afraid

    Vay hem eski nicke dönüş hem yeniden bir zombi hikayesi.Bu aralar tüm eski zombi csb cileri geri döndü ve yeniden yazıyor.Başarılar.

    Teşekkürler hocam ama bu seferkini yüzüme gözüme bulastırdım. Hikaye sağlam çok iyi efsane olacak ama çizimcilerle anlaştım onlarla hareket etmeye başladım ama bu sefer hikaye ağır işledi haftada bir bölüm çıkarabiliyordum. Hikayeye ilgi dağıldı toparlayamadım hala
  • güzel devam ediyor

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: WISDOM

    güzel devam ediyor

  • Bilmiyorum öneren ya da şikayet eden oldu mu ama şu aynı kişileri aynı renk yapsan mesela sezere bir renkte karar kıl öyle git okurken kim kimdi sapıttım ben ama güzel gidiyor

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • iaae03 İ kullanıcısına yanıt
    Hocam Sezerle Ceren'in yolu kesiştiği için Sezer'i mavi renge aldım :)
  • 
Sayfa: önceki 56789
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.