Şimdi Ara

ATATÜRK KÖŞESİ (10. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
1.804
Cevap
36
Favori
237.403
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
59 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 89101112
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Ya biz niye 10 Kasım Atamızın ölüm yıldönümünü anıyoruz da sadece, doğum gününü kutlamıyoruz
  • Ağlattınız be arkadaşlar... Uzun zamandır da ağlamamıştım... Hele shaban'ın yazısı...

    Kalbimdesin....
  • Teşekkürler arkadaşlar Çok güzel hepsi
  • arkadaşlar içimde yara oldu gerçekten paylaşayım

    quote:

    Orjinalden alıntı: guvenkab

    quote:

    Orjinalden alıntı: tda 1562q

    senin amacın ak partiye çamur atmak bize ne bee Atatürk ölmüşse bir tören yapar unuturuz ne gerek var bütün bir gün yas tutmaya yaa ak parti hakkında ileri geri konuşma akıllı arkadaşım....



    Burası TÜRKİYE CUMHURİYETİ LAYİK DEMOKRATİK HUKUK DEVLETİ

    quote:

    bize ne bee Atatürk ölmüşse


    tabi seni alakadar etmez biz Türkler üzülüyoruz zaten sanane


    alıntı yaptığıma ne denilebilirki başka yaa bir konuşmada bu lafı yazdı yani ne diyebilirimki yaa ağlayayım mı. üzlüleyim mi kahırmı edeyim.




  • arkadaşlar bu sitede tam 119 tane Atatürk fotoğrafı var verildiyse affola

    http://www.mkutup.gov.tr/mkfoto-eng.html
  • quote:

    Orjinalden alıntı: scarycanary

    arkadaşlar bu sitede tam 119 tane Atatürk fotoğrafı var verildiyse affola

    http://www.mkutup.gov.tr/mkfoto-eng.html

    teşekkürler...
  • http://www.youtube.com/watch?v=dpawQaHm02U

    Ulu Önder Atatürk için hazırlamış olduğu klip.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: guvenkab

    arkadaşlar içimde yara oldu gerçekten paylaşayım

    quote:

    Orjinalden alıntı: guvenkab

    quote:

    Orjinalden alıntı: tda 1562q

    senin amacın ak partiye çamur atmak bize ne bee Atatürk ölmüşse bir tören yapar unuturuz ne gerek var bütün bir gün yas tutmaya yaa ak parti hakkında ileri geri konuşma akıllı arkadaşım....



    Burası TÜRKİYE CUMHURİYETİ LAYİK DEMOKRATİK HUKUK DEVLETİ

    quote:

    bize ne bee Atatürk ölmüşse


    tabi seni alakadar etmez biz Türkler üzülüyoruz zaten sanane


    alıntı yaptığıma ne denilebilirki başka yaa bir konuşmada bu lafı yazdı yani ne diyebilirimki yaa ağlayayım mı. üzlüleyim mi kahırmı edeyim.


    Aidiyet eksikliği mi desem, kendinden utanma mı desem?Karşılaştığın bi şaka herhalde arkadaşım.En azından öyle olmalı.




  • Çok güzel bi çalışma eğeme saygı
  • ATATÜRK KÖŞESİ


    Hayatı

    Gençlik (1881 - 1905)

    Mustafa Kemal Atatürk, 1881 tarihinde Selanik'te doğdu. Doğum günü kesin olarak bilinmemekle beraber, Prof. Afet İnan'ın bir 19 Mayıs bayramı sırasında doğum gününü sorması üzerine "Baharda doğmuşum, neden 19 Mayıs olmasın" dediği nakledilir. Öte yandan Enver Behnan Şapolyo, annesinin ağzından "23 Kanuni evvel olması gerekli, evdeki mushafın içine yazmıştım" diye aktarır ki bu bahar değil kış ayıdır, eski takvimle (Julyen) 23 Aralık, şimdiki takvimle (Gregoryen) 4 Ocak gününe denk düşmektedir. Babası Ali Rıza Efendi aslen Manastır'a bağlı Debre-i Bâlâ /Aşağı Debre'dandır. Milis subaylığı, evkaf katipliği ve kereste ticareti yapan Ali Rıza Efendi, 1871 yılında Zübeyde Hanım'la evlendi. Zübeyde Hanım, aslen Vodina'ya bağlı Sarıgöl bucağındandır. Atatürk'ün beş kardeşinden dördü küçük yaşlarda öldü, sadece Makbule Hanım 1956 yılına değin yaşadı.

    Mustafa, öğrenim çağına gelince Mehmet Efendi'nin mahalle mektebinde öğrenime başladı; sonra babasının isteğiyle Şemsi Efendi Mektebi'ne geçti. Bu sırada babasını kaybetti (1888). Bir süre Rapla Çiftliği'nde dayısının yanında kaldıktan sonra Selanik'e dönüp okulunu bitirdi. Bu arada Zübeyde Hanım, Selanik'te gümrük memuru olan Ragıp Bey ile evlendi. Şimdi müze olan Koca Kasım Paşa Mah. Islahhane Caddesi'ndeki ev, bu Ragıp Bey'in evidir. Ali Rıza Bey ile birlikte ailesi Ahmed Sübaşı Mah.'deki Sanayi Mektebi karşısındaki evde oturmuşlardı. Selanik Mülkiye Rüştiyesi'ne kaydoldu. Kısa bir süre sonra 1893 yılında Askeri Rüştiye'ye girdi. Bu okulda Matematik öğretmeni Mustafa Bey adına "Kemal" i ilave etti. 1896-1899 yıllarında Manastır Askeri İdadisi'ni bitirip, İstanbul'da Harbiye-i Şahane'de öğrenime başladı. 1902 yılında mülazim (teğmen) rütbesiyle mezun oldu, Harp Akademisi'ne devam etti. 11 Ocak 1905'te yüzbaşı rütbesiyle akademiyi tamamladı.

    Olgunlaşma (1905 - 1911)

    1905-1907 yılları arasında Şam'da 5. Ordu emrinde görev yaptı. 1907'de Kolağası (Kıdemli Yüzbaşı) oldu. Manastır'a III. Ordu'ya atandı. 19 Nisan 1909'da İstanbul'a giren Hareket Ordusu'nda Kurmay Başkanı olarak görev aldı. 1910 yılında Fransa'ya gönderildi. Picardie Manevraları'na katıldı. 1911 yılında İstanbul'da Genelkurmay Başkanlığı emrinde çalışmaya başladı.

    Yönetici (1911 - 1919)

    1911 yılında İtalyanların Trablusgarp'a hücumu ile başlayan Trablusgarp Savaşı'nda, Mustafa Kemal bir grup arkadaşıyla birlikte Tobruk ve Derne bölgesinde görev aldı. 22 Aralık 1911'de İtalyanlara karşı Tobruk Savaşı'nı kazandı. 6 Mart 1912'de Derne Komutanlığına getirildi.

    Ekim 1912'de Balkan Savaşı başlayınca Mustafa Kemal Gelibolu ve Bolayır'daki birliklerle savaşa katıldı. Dimetoka ve Edirne'nin geri alınışında önemli hizmetleri görüldü. 1913 yılında Sofya Ateşemiliterliğine atandı. Bu görevde iken 1914 yılında yarbaylığa yükseldi. Hayatının ilk aşk ilişkisini de burada, bir Bulgar kızı ile yaşadı. Ateşemiliterlik görevi Ocak 1915'te sona erdi. Bu sırada I. Dünya Savaşı başlamış, Osmanlı Devleti de savaşa girmek zorunda kalmıştı. Mustafa Kemal 19. Tümen'i kurmak üzere Tekirdağ'da görevlendirildi.

    1914 yılında başlayan 1. Dünya Savaşı'nda, Mustafa Kemal Çanakkale'de bir Türk savaş kahramanı oldu ve "Çanakkale geçilmez!" sözü burada doğdu. 18 Mart 1915'te Çanakkale Boğazı'nı geçmeye kalkan İngiliz ve Fransız donanması ağır kayıplar verince Gelibolu Yarımadası'na asker çıkarmaya karar verdiler. 25 Nisan 1915'te Arıburnu'na çıkan düşman kuvvetlerini, Liman Von Sanders yönetiminde Mustafa Kemal'in komuta ettiği 19. Tümen, Conkbayırı'nda durdurdu. Mustafa Kemal, bu başarı üzerine albaylığa yükseldi. İngilizler 6-7 Ağustos 1915'te Arıburnu'nda tekrar taarruza geçti. Anafartalar Grubu Komutanı Mustafa Kemal 9-10 Ağustos'ta Anafartalar Zaferi'ni kazandı. Bu zaferi 17 Ağustos'ta Kireçtepe ve 21 Ağustos'ta II. Anafartalar Zaferi takip etti. Çanakkale Savaşı'nda Osmanlı Devleti'nin verdiği kayıplar üzerinde hem fikir olunamamışsa da, Osmanlı büyük kayıplar vererek saldırıyı püskürtmüştür.

    Mustafa Kemal Çanakkale Savaşları'dan sonra 1916'da Edirne ve Diyarbakır'da görev aldı. 1 Nisan 1916'da tümgeneralliğe yükseldi. Rus kuvvetleriyle savaşarak Muş ve Bitlis'in geri alınmasını sağladı. Şam ve Halep'teki kısa süreli görevlerinden sonra 1917'de İstanbul'a geldi. Veliaht Vahidettin Efendi'yle Almanya'ya giderek cephede incelemelerde bulundu. Bu seyahatten sonra hastalandı. Viyana'ya ve Karisbad'a giderek tedavi oldu. 15 Ağustos 1918'de Halep'e 7. Ordu Komutanı olarak döndü. Bu cephede İngiliz kuvvetlerine karşı başarılı savunma savaşları yaptı. Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasından bir gün sonra, 31 Ekim 1918'de Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığı'na getirildi. Daha sonra bu ordunun kaldırılması üzerine 13 Kasım 1918'de İstanbul'a gelip Harbiye Nezâreti'nde (Bakanlığında) göreve başladı.

    Kurtuluş Savaşı (1919 - 1923)

    Mondros Mütarekesi'nden sonra İtilaf Devletleri'nin Anadolu'yu işgale başlamaları üzerine, Mustafa Kemal 9. Ordu Müfettişi olarak 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıktı. 22 Haziran 1919'da Amasya'da yayımladığı genelgeyle "Milletin istiklâlini yine milletin azim ve kararının kurtaracağını" ilan edip Sivas Kongresi'ni toplantıya çağırdı. 23 Temmuz - 7 Ağustos 1919 tarihleri arasında Erzurum, 4 - 11 Eylül 1919 tarihleri arasında da Sivas Kongresi'ni toplayarak vatanın kurtuluşu için izlenecek yolun belirlenmesini sağladı. 27 Aralık 1919'da Ankara'da heyecanla karşılandı. 23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılmasıyla ulusal kuvvetlerin tek merkezde toplanması ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulması yolunda önemli bir adım atılmış oldu. Meclis ve Hükümet Başkanlığına Mustafa Kemal seçildi. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Kurtuluş Savaşı'nın başarıyla sonuçlanması için gerekli yasaları kabul edip uygulamaya başladı.

    Türk kurtuluş mücadelesi 15 Mayıs 1919'da Yunanlıların İzmir'i işgali sırasında Hasan Tahsin tarafından düşmana ilk kurşunun atılmasıyla başladı. 10 Ağustos 1920 tarihinde Sevr Antlaşması'nı imzalayarak aralarında Osmanlı İmparatorluğu'nu paylaşan I. Dünya Savaşı'nın galip devletlerine karşı önce Kuvâ-yi Milliye adı verilen milis kuvvetleriyle savaşıldı. Fakat işgalci emperyalist devletlere karşı başarılı bir mücadele için düzenli bir ordu şarttı. Türkiye Büyük Millet Meclisi düzenli orduyu kurdu, Kuvâ-yi Milliye-ordu bütünleşmesini sağlayarak savaşı zaferle sonuçlandırdı.

    Mustafa Kemal yönetimindeki Türk Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın önemli aşamaları şunlardır:

    * Sarıkamış (20 Eylül 1920), Kars (30 Ekim 1920) ve Gümrü'nün (7 Kasım 1920) kurtarılışı
    * Çukurova, Gaziantep, Kahramanmaraş ve Şanlıurfa savunmaları (1919- 1921)
    * I. İnönü Zaferi (6 - 10 Ocak 1921)
    * II. İnönü Zaferi (23 Mart - 1 Nisan 1921)
    * Kütahya-Eskişehir Muharebeleri (10 - 24 Temmuz 1921)
    * Sakarya Zaferi (23 Ağustos - 13 Eylül 1921)
    * Büyük Taarruz, Başkomutanlık Meydan Muhaberesi ve Takip Harekatı (26 Ağustos - 9 Eylül 1922)


    Sakarya Zaferi'nden sonra 19 Eylül 1921'de Türkiye Büyük Millet Meclisi Mustafa Kemal'e Mareşal rütbesi ve Gazi unvanını verdi. Kurtuluş Savaşı, 24 Temmuz 1923'te İsviçre'nin Lozan kentinde imzalanan Lozan Antlaşması'yla sonuçlandı. Bu anlaşma ile Sevr Antlaşması yürürlükten kalkmış, Türkiye Cumhuriyet'i Lozan Anlatlaşması temelleri üzerine kurulmuştur.

    23 Nisan 1920'de Ankara'da TBMM'nin açılmasıyla Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu müjdelenmişti. Meclisin Türk Kurtuluş Savaşı'nı başarıyla yönetmesi, yeni Türk devletinin kuruluşunu hızlandırdı. 1 Kasım 1922'de hilafet ve saltanat birbirinden ayrıldı, önce saltanat ve daha sonra da hilafet (3 Mart 1924) kaldırıldı. Böylece Osmanlı hanedanının yönetimden bağları koparıldı. 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet (halk egemenliği) idaresi kabul edildi, Atatürk oybirliğiyle ilk cumhurbaşkanı seçildi. 30 Ekim 1923 günü İsmet İnönü tarafından Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk hükümeti kuruldu.

    1923-1938

    Atatürk, 24 Nisan 1920 ve 13 Ağustos 1923 tarihlerinde TBMM Başkanlığına seçildi. Bu başkanlık görevi, devlet-hükümet başkanlığı düzeyindeydi. 29 Ekim 1923 yılında Cumhuriyet ilan edildi ve Atatürk ilk cumhurbaşkanı seçildi. Anayasa gereğince dört yılda bir cumhurbaşkanlığı seçimleri yenilendi. 1927, 1931, 1935 yıllarında TBMM Atatürk'ü yeniden cumhurbaşkanlığına seçti.

    Atatürk sık sık yurt gezilerine çıkarak devlet çalışmalarını yerinde denetledi. İlgililere aksayan yönlerle ilgili talimatlar verdi. Yurt dışına hiçbir resmi ziyaret için çıkmamakla birlikte, Cumhurbaşkanı sıfatıyla Türkiye'yi ziyaret eden yabancı ülke devlet başkanlarını, başbakanlarını, bakanlarını ve komutanlarını ağırladı.

    15-20 Ekim 1927 arasında Kurtuluş Savaşı'nı ve Cumhuriyet'in kuruluşunu anlatan büyük Nutuk'unu (Söylev), 29 Ekim 1933 tarihinde de Onuncu Yıl Nutku'nu okudu. Nutuk, hem Kurtuluş Savaşı'nın hesabını veren, bir diğer deyişle ulusal mücadelenin kimlere karşı niçin ve nasıl verildiğini anlatan, hem de mücadelenin Cumhuriyet kurulduktan sonraki safhasında yapılması gerekenler ve yapılacak olanlar konusunda önemli bilgiler içeren değerli ve önemli bir konuşmadır.

    Atatürk özel yaşamında sadelik içinde yaşadı. 29 Ocak 1923'te Latife Hanım'la evlendi. Birçok yurt gezisine birlikte çıktılar. Bu evlilik 5 Ağustos 1925 tarihine dek sürdü. Çocukları çok seven Atatürk, Afet (İnan), Sabiha (Gökçen), Fikriye, Ülkü, Nebile, Rukiye, Zehra adlı kızları ve Mustafa adlı çobanı manevi evlat edindi. Abdurrahim ve İhsan adlı çocukları himayesine aldı. Yaşayanlarına iyi bir gelecek hazırladı.

    1937 yılında çiftliklerini hazineye, bir kısım taşınmazlarını da Ankara ve Bursa Belediyelerine bağışladı. Mirasından kızkardeşine, manevi evlatlarına, Türk Dil Kurumu ve Tarih Kurumu'na pay ayırdı. Atatürk içkiye, özellikle rakıya düşkündü. Yoğun sağlık problemleri yaşadığı son dönemlerinde dahi doktorları ile içki konusunda anlaşamadığı bilinmektedir. 10 Kasım 1938 saat 9:05'te, yakalandığı siroz hastalığından kurtulamayarak İstanbul'da Dolmabahçe Sarayı'nda hayata gözlerini yumdu. Cenazesi 21 Kasım 1938 günü törenle geçici istirahatgâhı olan Ankara Etnografya Müzesi'nde toprağa verildi. Anıtkabir yapıldıktan sonra nâaşı görkemli bir törenle 10 Kasım 1953 günü ebedi istirahatgâhına gömüldü.

    Kişiliği

    Kitap okumayı, müzik dinlemeyi, dans etmeyi, ata binmeyi ve yüzmeyi çok severdi. Zeybek oyunlarına, güreşe, Rumeli türkülerine büyük ilgisi vardı. Tavla ve bilardo oynamaktan büyük keyif alırdı. Sakarya adlı atına ve köpeği Fox'a çok değer verirdi. Zengin bir kitaplık oluşturmuştu. Akşam yemeklerine devlet adamlarını, sanatçıları ve bilim adamlarını davet eder, ülkenin sorunlarını tartışırdı. Temiz ve düzenli giyinmeye özen gösterirdi. Doğayı çok severdi. Sık sık Atatürk Orman Çiftliği'ne gider, modern tarıma geçiş yolunda yürütülen çalışmalara bizzat katılırdı. Fransızca ve Almanca biliyordu.

    2587 sayılı soyadı kanunuyla TBMM tarafından kendisine "Türklerin Babası" anlamına gelen Atatürk ismi verilmiştir (24 Kasım 1934).

    Atatürk, kendi deyişiyle Türkiye'yi "Çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmak" amacıyla bir dizi inkılap yapımında öncü rol oynadı. Bu değişiklikler köklü oluşları ve eski sistemi düzenlemektense yerine yenisini getirmeleri nedeniyle reform değil, inkılap olarak bizzat kendisi tarafından adlandırılmışlar ve genelde Atatürk İnkılapları olarak anılmışlardır. Her ne kadar devrimleri olarakda anılsada devrim kavramı ihtilal kavramının eş anlamlısı olduğundan ve kanla gerçekleşeği için Atatürk ihtilal gibi negatif bir kavram yerine değişim anlamına inkılap kavramını seçmiştir. Bu yapılanlar beş ana başlık altında toplanabilir:

    Siyasal alandaki inkılaplar

    Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922), Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde 1 Kasım 1922'de çıkarılan bir yasa ile Osmanlı Hanedanının Türk toplumu üzerindeki mutlak otoritesinin yıkılması ve monarşinin kaldırılarak egemenliğin halka verilmesidir.

    Cumhuriyetin İlanı (29 Ekim 1923), milletin yönetilme şeklinin belirlenmiş olduğu, Atatürk'ün siyasi devrimlerinden bir tanesidir. Türk Kurtuluş Savaşı sırasında kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde 25 Ekim 1923'te ortaya çıkan kabine bunalımı sonucunda, bu yönetim şeklinin kusurları daha net ortaya çıkmış ve 29 Ekim'de Anayasanın ilgili maddeleri değiştirilerek, ülkenin yönetim şekli cumhuriyet olarak belirlenmiştir. Saltanatın kaldırılmasının ve Lozan Antlaşması'nın ardından TBMM'de en çok tartışılan konulardan biri, yeni devletin niteliği sorunuydu. Hükümetinin dayandığı prensipler demokratikti ama bir taraftan da adı "Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti" idi. Kendisi bir hükümet olan TBMM'nin ayrı bir hükümeti ve bu hükümeti yönetecek bir başbakanının bulunmaması, meclis içinden bakanların seçiminde adayların gerekli oyu sağlamakta güçlük çekmeleri, sürekli sorunlara yol açmaktaydı. Bu şekil demokrasi idarelerinden hiç birine benzemiyordu. Atatürk'ün tavsiyesi ile 27 Ekim 1923'te Ali Fethi (Okyar) Bey başkanlığındaki hükümetin istifası ve Cumhuriyet Halk Partisi grubunun yeni hükümet listesi üstünde anlaşmaya varamaması üzerine, Atatürk 28 Ekim gecesi arkadaşlarını toplayarak sorunun gerçek çözümüyle ilgili düşüncesini açıkladı ve İsmet İnönü'yle o gece, devletin niteliğinin cumhuriyet olduğunu saptayan bir yasa tasarısı hazırladı. 29 Ekim günü, Halk Partisi Meclis Grubu Bakanlar Kurulu listesi üzerinde anlaşamayınca, bazı milletvekilleri Mustafa Kemal'den fikir sorulmasına karar verdiler. Mustafa Kemal, Gruptan bir saat mühlet istedi. Bu müddet zarfında birçok milletvekilini odasına çağırarak gece hazırladıkları kanun tasarısı hakkındaki düşüncelerini öğrendi. Sonra grup toplantısında söz alarak Anayasanın bazı maddelerinin değiştirilmesi gereğini açıkladı ve okumak üzere tasarıyı katiplerden birine verdi. Tasarıda: "Hakimiyet kayıtsız ve şartsız milletindir. İdare usulü halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına dayanır. Türkiye Devletinin hükümet şekli Cumhuriyettir" gibi esaslar vardı. Uzun görüşmelerden sonra Cumhuriyetin ilanı parti grubunda kabul edildi. Sonra derhal Büyük Millet Meclisi toplandı. Evvela Anayasa Komisyonunun tutanağı okundu. Milletvekillerinden Yunus Nadi, Vasıf Çınar, Eyüp Sabri, Rasih Hoca kürsüye çıkarak cumhuriyetten yana ateşli nutuklar söylediler. Şair Mehmet Emin (Yurdakul) heyecanlı bir konuşmadan sonra bütün milletvekillerini "Yaşasın Cumhuriyet" diye bağırmağa davet etti. Bütün milletvekilleri ayağa kalkarak üç defa "Yaşasın Cumhuriyet!" diye bağırdılar. 29/30 Ekim 1923 Pazartesi saat 20.30'da kanun kabul edildi. Artık Türk Devletinin adı konmuştu: Türkiye Cumhuriyeti. Aynı toplantıda Büyük Millet Meclisi oy birliği ile Cumhurbaşkanlığına Ankara Milletvekili Gazi Mustafa Kemal'i seçti. Türkiye'nin ilk Cumhurbaşkanı vakur ve sevinçli bir yüz ile kürsüye çıktığı zaman büyük bir alkış kopmuş, bu sürekli alkışlar arasında konuşan Mustafa Kemal, "Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır" cümlesiyle konuşmasına son vermiştir.

    Halifeliğin kaldırılması (3 Mart 1924), son olarak Osmanlı Hanedanı elinde bulunan halifelik sıfatının, Türkiye Cumhuriyeti tarafından kaldırılması olayıdır.
    Saltanatın kaldırılmasından ve VI. Mehmet'in (Padişah Vahdettin) İstanbul'dan ayrılmasından sonra, TBMM'nin 18 Kasım 1922'de halife seçmiş olduğu Abdülmecit Efendi, eski rejim yanlılarının tek umudu haline gelmiş, bundan güç alan Abdülmecit Efendi de, yeniden törenler düzenlemeye, demeçler vermeye, bazı İslam ülkelerinin kendisine bağlılık bildirmeleri üstüne, İslam dünyası'nın önderi tavrı takınmaya başlamıştı. Bu durumun yeni kurulmuş cumhuriyet yönetimi için tehlikeli olabileceğini kavrayan Atatürk, İzmir'deki ordu tatbikatları sırasında ordu komutanlarına hilafetin kaldırılması konusunda düşüncesini açıklayıp, yasanın meclis gündemine getirilmesini kararlaştırdı. 1 Mart 1924'teki bütçe görüşmelerinde halifeye ve Osmanlı Hanedanına verilecek ödenek konusunun gündeme getirilmesinden sonra, 3 Mart 1924'te kabul edilen yasayla, halifelik kaldırılıp, ilerde saltanat ve halifelik iddiasında bulunmamaları için hanedan üyelerinin de yurt dışına çıkarılmaları kabul edildi.

    Toplumsal alandaki inkılaplar

    Kadınlara ve erkeklerle eşit haklar verilmesi (1926-1934)

    Şapka ve kıyafet devrimi (25 Kasım 1925), Atatürk’ün Cumhuriyet devrimleri arasında önemli bir yeri vardır. İlklerden olması hem halkın nabzını ölçmüş hem de diğer reformlara zemin hazırlamıştır. Atatürk'ün Kastamonu’ya düzenlediği gezide şapkayla halkın arasına girmesinin ardından, şapka giyilmesi hakkında kanun çıkarılmıştır.

    Tekkelerin, zâviyelerin ve türbelerin kapatılması (30 Kasım 1925)

    Soyadı Kanunu (21 Haziran 1934)

    Lâkapların ve unvanların kaldırılması (26 Kasım 1934)

    Uluslararası saat, takvim ve uzunluk ölçülerinin kabulü (1925-1931)


    Hukuk alanındaki inkılaplar

    Mecellenin kaldırılması (1924-1937), dinin eksikliğinden değil, zorlayan iktisadi ve sosyal koşullar sonunda o çağdaki şeriat hukukunun eskimişliğine bir çare idi. Çünkü hukuk sistemleri devamalı değişiyordu, Batılılaşma reformlarına mecbur kalan imparatorluk bir yandan Batı'dan iktibaslar yapıyor, bir yandan şeriatta düzenlemeler yapıyordu. Bu durum cumhuriyete kadar iki başlı toplum yapısına yol açmıştır. Mecelle Cemiyeti'nin başında Ahmet Cevdet Paşa vardı. 1869'da kuruldu, 1870'de ilk kitabını çıkardı,padişah bunu onayladı, yürürlüğe girdi. Fakat skolastik medreseyi karşısında buldu. İmam Züfer'in ictihadı bahane edilerek Cevdet Paşa azlettirildi. Mecelle fetva kapısına nakledildi. Cemiyet 1888'de lağvedildi. Bu cemiyetin kitapları, 1926'ya kadar yürürlükteydi. 1926'da İsviçre medeni kanunu alınarak mesele kökten halledildi.

    Eğitim ve kültür alanındaki devrimler

    Öğretimin Birleştirilmesi Yasası (Tevhid-i Tedrisat Kanunu) (3 Mart 1924), Mecliste kabul edilen “Tevhid-i Tedrisat” Eğitimde birlik ilkesini içeren kanundur. Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile eğitim birliği bir sistem olarak benimsenmiş bulunmaktadır. Bütün okullar kurulan MEB'e bağlanmıştır.

    Yeni Türk harflerinin kabulü (1 Kasım 1928)

    Türk Dil ve Tarih Kurumlarının kurulması (1931-1932)

    Üniversite öğreniminin düzenlenmesi (31 Mayıs 1933)

    Güzel sanatlarda yenilikler

    Ekonomi alanındaki devrimler

    Aşar vergisinin kaldırılması

    Çiftçinin özendirilmesi

    Örnek çiftliklerin kurulması (Atatürk Orman Çiftliği gibi)

    Sanayiyi Teşvik Kanunu'nun çıkarılarak sanayi kuruluşlarının kurulması

    I. ve II. 5 yıllık Kalkınma Planları'nın (1933-1938) uygulamaya konulması

    Anadolu'nun yeni yollarla donatılması

    İlkeleri

    Milliyetçilik

    Halkçılık

    Laiklik

    Devletçilik

    İnkılâpçılık

    Cumhuriyetçilik



    Yapıtları

    Tâbiye Meselesinin Halli ve Emirlerin Sureti Tahririne Dair Nesayih

    Takımın Muharebe Talimi (Almanca'dan çeviri - 1908)

    Cumalı Ordugâhı - Süvari: Bölük, Alay, Liva Talim ve Manevraları (1909)

    Tâbiye ve Tatbikat Seyahati (1911)

    Bölüğün Muharebe Talimi (Almanca'dan çeviri - 1912)

    Zabit ve Kumandan ile Hasbihal (1918)

    Nutuk (1927)

    Vatandaş İçin Medeni Bilgiler (1930)

    Geometri (1937)


    Atatürk'ün ayrıca, 1915-1918 yılları arasında Anafartalar, Doğu Cephesi ve Karlsbad'daki hatıralarını yazdığı günlükleri de bulunmaktadır. Bunlardan Anafartalar Muharebatı'na Ait Tarihçe, Türk Tarih Kurumu tarafından kitap olarak basılmıştır. Bununla birlikte 1908-1938 yılları arasında Mustafa Kemal'in imza attığı, yazdığı, söylediği,kişisel notları dahil her şeyin toplandığı Atatürk'ün Bütün Eserleri adlı bir ansiklopedi de Kaynak Yayınları tarafından hazırlanmakta.

    Fotoğraflar

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Mustafa Kemal, Harp Akademisinden Kurmay Yüzbaşı olarak mezun oldu. Bu okulda öğrenci iken İstibdat İdaresine karşı şüphe uyandırdığından Saray’da sorguya çekildi ve Şam’daki 5 nci Ordu emrine verildi. 11 Ocak 1905
    ATATÜRK KÖŞESİ

    Mustafa Kemal, Kolağası (Kd.Yzb.) rütbesine terfi ettiği gün.
    20 Haziran 1907
    ATATÜRK KÖŞESİ

    Mustafa Kemal, Harekât Ordusu Subayları ile, Selanik. 1909
    ATATÜRK KÖŞESİ

    Kurmay Binbaşı Mustafa Kemal, Mücahit Bedevi Kuvvetleri önünde emirlerini yazdırırken, Derne. 1912

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Mustafa Kemal, Trablusgarp’ta arkadaşları ile birlikte. 1912

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Sofya Ataşemiliteri iken, verilen kostümlü baloya yeniçeri kıyafeti ile gitmiş ve etrafında derin bir hayranlık uyandırmıştır.
    11-12 Mayıs 1914

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Mustafa Kemal, Sofya’da Ataşemiliter... 1914

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Mustafa Kemal, 3 ncü Kolordu Erkânı ile... 1915

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Kurmay Albay Mustafa Kemal, Çanakkale’de...1915
    ATATÜRK KÖŞESİ

    Çanakkale’nin cehennemi andıran savaşlarında her zaman askerleri ile beraber siperlerde olan Mustafa Kemal...1915

    ATATÜRK KÖŞESİ

    II. Ordu Komutanı Mustafa Kemal, Diyarbakır’da Avusturya Macaristan otomobil kolunu denetlerken...Nisan 1917

    ATATÜRK KÖŞESİ

    II. Ordu Komutanı Mustafa Kemal her zaman askeri ile beraberdir. Her fırsatta ve en duyarlı günlerde birliklerinin başında ve yanındadır... 1917

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Mustafa Kemal, Liman Von Sanders’in yerine Yıldırım Orduları Grup Komutanlığına atandığı gün... 31 Ekim 1918

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Mustafa Kemal, Yıldırım Orduları Grup Komutanı iken...
    31 Ekim – 13 Kasım 1918

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Mustafa Kemal, yaverleri ile beraber. Salih Bozok, Şükrü Tezer, Cevat Abbas Gürer... 1918
    ATATÜRK KÖŞESİ

    Mustafa Kemal’in askerlikten istifa ettiği gün, yaverleri
    Muzaffer Kılıç ve Cevat Abbas Gürer’le...
    8 Temmuz 1919

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Mustafa Kemal, ilk büyük kongreyi (23 Temmuz – 7 Ağustos 1919) topladığı Erzurum’da hükümet konağı önünde Vali Zühtü Bey, memurlar ve subaylarla...

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Sivas Kongresi günlerinde...
    ATATÜRK KÖŞESİ

    Heyeti Temsiliye’ye birlikte seçildiği arkadaşlarından Hüseyin Rauf Orbay ve Bekir Sami Kunduh beylerle Sivas’ta.
    ATATÜRK KÖŞESİ

    Mustafa Kemal, Sivas Kongresi üyeleri ile. Oturanlar sağdan sola; Mazhar Müfit Kansu, Hüsrev Sami Kızıldoğan, Ahmet Rüstem, Bekir Sami Kunduh, Kadı Hasbi, Mustafa Kemal, Şeyh Hacı Fevzi, Rauf Orbay, Ömer Mümtaz, arka sıralarda; Hâmi Danişmend, Recep Zühtü, Hüsrev Gerede, Ruşen Eşref Ünaydın, Nizamettin Bey, Mazlum Bey, Küçük Ethem Bey ve yaver Muzaffer Kılıç... Eylül 1919


    ATATÜRK KÖŞESİ

    İstanbul Hükümeti’nin temsilcisi Bahriye Nazırı (Bakanı) Salih Hulusi Paşa (Kezrak)’yla görüşmek üzere Amasya’ya giderken Tokat’ta karşılanışı. Sağında Heyeti Temsiliye üyesi Bekir Sami Kunduh, solunda Hüseyin Rauf Orbay, Ruşen Eşref Ünaydın ve yaveri Cevat Abbas Gürer. 17 Ekim 1919
    ATATÜRK KÖŞESİ

    Kuvayı Milliye’den düzenli orduya geçiş günlerinde yakın arkadaşlarıyla Ankara’da alt yarışlarında (30 Ekim 1920). O gün Kars’ın alındığı haberi Ankara’ya ulaşmıştı. Oturanlardan soldan sağa; Alb. Abbas Bey, Alb. İsmet (İnönü), Mustafa Kemal, Alb. Refet (Bele)
    ATATÜRK KÖŞESİ

    Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Kemal, cephe gerisinde Bozüyük civarında İsmet İnönü’nün trenini beklerken...4 Aralık 1920
    ATATÜRK KÖŞESİ

    Mustafa Kemal, Dikmen Sırtlarında dinlenirken...12 Şubat 1921
    ATATÜRK KÖŞESİ

    Mustafa Kemal, İsmet Paşa ve Süvari Tümen Komutanı
    Bnb. İbrahim Çolak, Çankaya’da... 4 Haziran 1921
    ATATÜRK KÖŞESİ

    Mustafa Kemal, İnönü Savaşları sonrası
    İsmet Paşa’yla Çankaya’da ...
    4 Haziran 1921
    ATATÜRK KÖŞESİ

    Ankara Anlaşması’nın görüşmeleri için gelen Fransız Bakan Franklin Bouillon ve Bnb. Sarou Eskişehir’de. Mustafa Kemal ve İsmet Paşa tören birliğini selamlıyorlar... Haziran 1921

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Mustafa Kemal, Sakarya Meydan Savaşını yönetirken, Duatepe’de... 10 Eylül 1921

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Mustafa Kemal, Sakarya Meydan Savaşını yönetirken, Duatepe’de... 10 Eylül 1921

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Gazi Mustafa Kemal, Rus ve Azerbaycan Heyetleri ile Afyon Çay’da denetimde... 30 Mart 1922

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Başkomutan Gazi Mustafa Kemal, Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa ile Ilgın manevralarında.. . 1 Nisan 1922

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Başkomutan Gazi Mustafa Kemal, Ilgın manevralarında Türk Ordusu’nu selamlıyor...
    1 Nisan 1922

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Sakarya adını verdiği atıyla... 1922

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Başkomutan Gazi Mustafa Kemal, Büyük Taarruz sabahı
    Afyon Kocatepe’de... 26 Ağustos 1922

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Başkomutan Mareşal Gazi Mustafa Kemal, yanında Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak ve yaveri Salih Bozok olduğu halde İzmir’e geliyor... 10 Eylül 1922

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Gazi Mustafa Kemal, yaveri ile...14 Ocak 1923

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Gazi Mustafa Kemal, Bilecik-Osmaneli istasyonunda bir öğrencinin okuduğu şiiri dinlerken... 16 Ocak 1923

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Gazi Mustafa Kemal, Gebze istasyonunda Halide Edip Adıvar ile birlikte... 17 Ocak 1923

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Gazi Mustafa Kemal, arkasında eşi Latife Hanım... Şubat 1923

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Ankara’da Çiftlik İstasyonu civarında düzenlenen askeri tatbikatta alnında biriken terleri silerken. Solunda Süvari Kolordusu Komutanı Fahrettin Altay, Kâzım Karabekir Paşa ve geride eşi Latife Hanım görülmekte... 10 Şubat 1923

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Gazi Mustafa Kemal, eşi Latife Hanım’la Adana’da...
    15 – 17 Mart 1923

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Gazi Mustafa Kemal, eşi Latife Hanım’la Adana’da...
    15 – 17 Mart 1923

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Latife Hanım’ın ailesinin Ankara’yı ziyaretlerinde. Sağdan sola; Latife Hanım, Baba Uşşakîzâde Muammer Bey, Baldız Vecihe Hanım, Kayınvalide Adviye Hanım, Atatürk, Baldız Rukiye Hanım...
    8 Temmuz 1923

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Gazi Mustafa Kemal, Aile Efradı ile Çankaya’da... 1923

    ATATÜRK KÖŞESİ

    29 Ekim 1923 günü kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin aynı gün T.B.M.M.’nin oybirliğiyle Cumhurbaşkanlığı’na seçtiği
    Gazi Mustafa Kemal... 27 Kasım 1923

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Gazi Mustafa Kemal, yakın silah arkadaşı İsmet Paşa ile...
    Kasım 1923

    ATATÜRK KÖŞESİ

    İlk Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal, İzmir’de...
    1 Ocak-2 Şubat 1924

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Şapka ve kıyafet devrimi konuşmasını yaparken, Kastamonu’da...
    23 Ağustos 1925

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Aynı günlerde şapkasıyla Kastamonu’da... Ağustos 1925

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Şapka ve kıyafet devrimi konuşmalarını yaptığı Kastamonu seyahati dönüşü Çubuk’ta karşılayanlarla...1 Eylül 1925

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Mersin’den dönen Başbakan İsmet Paşa’yı Ankara istasyonunda karşılarken...5 Nisan 1926

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Bursa’da Darülelhan (İstanbul Belediye Konservatuarı) topluluğunun verdiği konserden sonra bir genç kızla... 29 Mayıs 1926

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Mareşal Mustafa Kemal, Ankara yakınlarındaki I. Ordu manevralarında... 8 Ekim 1926

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Gazi Mustafa Kemal, Ertuğrul yatında dinlenirken...1 Temmuz 1927

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Gazi Mustafa Kemal, Büyük Nutkuna başlarken...
    15 – 20 Ekim 1927

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Cumhuriyet Halk Partisinin ikinci büyük kongresinde
    Büyük Nutkunu okurken...
    16 Ekim 1927

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Gazi Mustafa Kemal, Şeref Tribününden töreni kabul ediyor.
    Yanında T.B.M.M. Başkanı Kâzım Özalp ve
    Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak...
    29 Ekim 1927

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati ile Ankara Okullarının
    jimnastik gösterilerini seyrederken...
    10 Mayıs 1928

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Gazi Mustafa Kemal, Orman Çiftliği’nin 3 ncü kuruluş yıldönümünde Afgan Kralı Amanullah Han ve Eşi ile...
    21 Mayıs 1928

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Afgan kralı Amanullah Han’la Başbakan İnönü’nün
    tenis oynayışlarını seyrederken...
    24 Mayıs 1928

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Afgan kralı Amanullah Han’la...
    Mayıs 1928

    ATATÜRK KÖŞESİ

    T.B.M.M. Başkanı Kâzım Özalp ve İçişleri Bakanı Şükrü Kaya’yla
    İzmit Garı’nda trende...
    5 Haziran 1928

    ATATÜRK KÖŞESİ

    II. Süvari Tümen Komutanı Tümgeneral M. Aşir Atlı ve İzmit İl Jandarma Alay Komutanı Alb. H. Fikri Tolon tarafından İzmit’te karşılanırken... 5 Haziran 1928

    ATATÜRK KÖŞESİ

    L’illustration dergisinin 13 Ekim 1928 tarihli sayısının kapağında Başöğretmen Atatürk’ün yeni Türk harflerini
    tanıtan bu fotoğrafı yer almıştır...

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Kayseri Cumhuriyet Halk Fıkrası (Partisi) binası önünde kara tahta başında Başbakan İnönü’yle yeni Türk harflerini tanıtırken...
    20 Eylül 1928

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Ankara Palas’ta verilen bir çocuk balosunda çok sevdiği Türk çocukları arasında. Atatürk’ün solundaki çocuk Ömer İnönü’dür...
    23 Nisan 1929

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Gazi Mustafa Kemal Çiftlik’te... 14 Temmuz 1929

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Cumhuriyet Bayramı’nda şeref tribününde.Yanında T.B.M.M. Başkanı Kâzım Özalp, Başbakan İsmet İnönü ve Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak görülmekte...
    29 Ekim 1929

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Ankara Palas’ta kostümlü Cumhuriyet Balosu’nda...
    29 Ekim 1929

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak’ın kızının
    nişan töreninde...
    20 Aralık 1929

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Gazi Mustafa Kemal Prof. Afet İnan’ın “Kadın Hakları”
    üzerine verdiği konferansta...
    3 Nisan 1930
    ATATÜRK KÖŞESİ

    Yalova İskelesinde... 15 Haziran 1930
    ATATÜRK KÖŞESİ

    29 Ekim 1930
    ATATÜRK KÖŞESİ

    Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal T.B.M.M.’de konuşurken...
    Kasım 1930
    ATATÜRK KÖŞESİ

    Kayseri Lisesi öğrencileri arasında... 18 Kasım 1930
    ATATÜRK KÖŞESİ

    Yurt gezilerinde, Tokat’ta bir köylü vatandaşın derdini dinlerken... 21 Kasım 1930
    ATATÜRK KÖŞESİ

    Gazi Mustafa Kemal, İçişleri Bakanı Şükrü Kaya ve
    Yaver Rusuhi ile Samsun’da...
    25 Kasım 1930
    ATATÜRK KÖŞESİ

    Samsun Lisesinde öğrencilerle ders dinlerken... 26 Kasım 1930
    ATATÜRK KÖŞESİ

    Gazi Mustafa Kemal, Samsun’da bir ortaokulun Coğrafya dersinde...
    26 Kasım 1930
    ATATÜRK KÖŞESİ

    Gazi Mustafa Kemal, Harp Okulunda öğrencilerle, İstanbul...
    2 Aralık 1930
    ATATÜRK KÖŞESİ

    Gazi Mustafa Kemal, İstanbul Üniversitesinde
    öğrencilerle ders dinlerken...
    5 Aralık 1930
    ATATÜRK KÖŞESİ

    Edirne Öğretmen Okulu öğretmen ve öğrencileriyle...
    24 Aralık 1930
    ATATÜRK KÖŞESİ

    Edirne’de ihtiyar bir kadını dinlerken. 25 Aralık 1930
    ATATÜRK KÖŞESİ

    Gazi Mustafa Kemal, İzmir Türkocağı’nda Çayda...
    Sağında: Fahrettin Altay Paşa, Solunda: Kâzım Dirik
    2 Şubat 1931
    ATATÜRK KÖŞESİ

    Dörtyol gezisinde bir çocuğu severken... 15 Şubat 1931
    ATATÜRK KÖŞESİ

    Çiftliğin kuruluş yıldönümünde Çiftlik’te ayran içerken...
    Mayıs 1931
    ATATÜRK KÖŞESİ

    Irak Kralı Faysal’la Çankaya Köşkü’nde... 6 Temmuz 1931
    ATATÜRK KÖŞESİ

    Genelkurmay ve Milli Savunma Bakanlığı
    binasının hizmete açılmış töreninde...
    29 Ekim 1931
    ATATÜRK KÖŞESİ

    I. Türk Tarih Kongresi çalışmalarını Ankara Halkevi’nde
    locasından izlerken...
    2 Temmuz 1932
    ATATÜRK KÖŞESİ

    Ankara Halkevi’nde (günümüzde Devlet Resim ve Heykel Müzesi) düzenlenen Türk Tarih Kongresi’nde
    Dr. Reşit Galip’in bildirisini dinlerken...
    3 Temmuz 1932
    ATATÜRK KÖŞESİ

    Türk Dil Kurumu toplantısına başkanlık ederken... 4 Ocak 1933
    ATATÜRK KÖŞESİ

    Sınavdan sonra Ankara İsmet Paşa Kız Enstitüsü öğrencileriyle...
    27 Haziran 1933
    ATATÜRK KÖŞESİ

    Gazi Mustafa Kemal, 10 ncu Yıl Nutkunu söylerken...
    29 Ekim 1933
    ATATÜRK KÖŞESİ

    1934’te tren yolculuğu...
    ATATÜRK KÖŞESİ

    Gazi Mustafa Kemal, Cumhuriyet’i emanet ettiği
    Türk gençlerinin arasında... 1934
    ATATÜRK KÖŞESİ

    İran Şahı Rıza Pehlevi ile Çankaya Köşkü’nde...
    16 Haziran 1934
    ATATÜRK KÖŞESİ

    Ankara’da bir tören dinlenme anında... 17 Haziran 1934

    ATATÜRK KÖŞESİ

    İran Şahı Rıza Pehlevi ile Bornova Ziraat Okulu’ndan çıkarken...
    22 Haziran 1934

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Manevi kızlarından Prof. Âfet İnan’la
    Gazi Orman Çiftliği’nde dinlenirken... 1934

    ATATÜRK KÖŞESİ

    İsveç Veliahtı Prens Gustav Adolf Ankara’da... 3 Ekim 1934

    ATATÜRK KÖŞESİ

    İstanbul Metris’te Harp Akademilerinin düzenlendiği
    askeri tatbikatta...
    28 Mayıs 1936

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Atatürk, Sabiha Gökçen ile...

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Manevi kızı pilot Sabiha Gökçen’le Eskişehir Hava Okulu’nda...
    9 Haziran 1936

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Atatürk askeri tatbikatta... 1936

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Ankara’da Gazi Orman Çiftliği Tren İstasyonu’nda
    çiçekle karşılanışı... 15 Haziran 1936

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Başbakan İsmet İnönü Türk Hava Yolları uçağının yanında
    Atatürk ile beraber... 18 Haziran 1936

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Ertuğrul yatında İsmet İnönü ile... 1936

    ATATÜRK KÖŞESİ

    İngiltere Kralı VIII. Edward’la İstanbul’u gezerken... 4 Eylül 1936

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Cumhuriyet Bayramı tebriklerini kabul için T.B.M.M.’ne gelişinde Başbakan İnönü ve Mareşal Fevzi Çakmak tarafından karşılanışı...
    29 Ekim 1936

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Atatürk, 17 Ağustos 1937 günü Trakya manevralarında siperdeki Mehmetçik ile konuşurken...

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Trakya manevralarında... 17 – 20 Ağustos 1937

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Mustafa Kemal Atatürk, Trakya manevralarında komutanlarla...
    17 – 20 Ağustos 1937

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Mustafa Kemal Atatürk, Trakya manevralarında...
    17 – 20 Ağustos 1937

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Mustafa Kemal Atatürk, Trakya manevralarında...
    17 – 20 Ağustos 1937

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Mustafa Kemal Atatürk, Trakya manevralarında...
    17 – 20 Ağustos 1937

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Atatürk Trakya manevralarında Fevzi Çakmak ile...
    17 – 20 Ağustos 1937

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Atatürk ve Başbakan İnönü Trakya manevralarında...
    17 – 20 Ağustos 1937

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Atatürk Ege manevralarında...10 Ekim 1937

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Atatürk Ege manevralarında...10 Ekim 1937


    ATATÜRK KÖŞESİ

    Atatürk Ege manevralarında...10 Ekim 1937


    ATATÜRK KÖŞESİ

    Ege manevralarında Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak’la dinlenirken...10 Ekim 1937



    ATATÜRK KÖŞESİ

    Cumhuriyet Bayramı tebriklerini kabul için T.B.M.M.’ne gelirken...
    29 Ekim 1937


    ATATÜRK KÖŞESİ

    Atatürk Cumhuriyet Bayramı’nda şeref tribününde...
    29 Ekim 1937

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Atatürk ve Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak...
    1 Kasım 1937

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Başbakan Celal Bayar ile birlikte Sivas’ta karşılanışı...
    13 Kasım 1937

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Atatürk’ün Malatya’ya gelişi ve karşılanışı...
    14 Kasım 1937

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Atatürk’ün Malatya’ya gelişi ve karşılanışı...
    14 Kasım 1937

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Doğu Anadolu gezisinde Elazığ Garı’nda karşılanışı...
    17 Kasım 1937

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Atatürk yurt gezisinde... Kasım 1937

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Mersin gezisinde karşılanışı. 19 Kasım 1937

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Ankara Çubuk Barajı’nda gezintide... 7 Mayıs 1938

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Bir tren seyahatinden sonra Ankara Garı’nda... 1938

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Gençlik ve Spor Bayramı’nda Yugoslav harbiye Nazırı’nı
    kabul ederken... 19 Mayıs 1938

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Atatürk’ün ölümüyle sarsılan halkın üzüntüsü...

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Büyük Ata’sına son görevini yapmak üzere korteje katılan halk...
    21 Kasım 1938

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Atatürk’ün naşının Etnografya Müzesi’ndeki geçici kabrinden Anıtkabir’e nakledilmesi... 10 Kasım 1953

    ATATÜRK KÖŞESİ

    1922

    ATATÜRK KÖŞESİ

    Mustafa Kemal Atatürk’ün Babası Ali Rıza Efendi (1841-1888).




    ATATÜRK KÖŞESİ





    Kaynaklar=vikipedi.org, tsk.gov, serdar.googlepages.com, pbase.com




  • Kimden ve neden çalıntı? Atatürk'ümüzle ilgili herşeyi o zaten söylemiş. Paylaşım diyelim biz buna.

    Gayet güzel...

    Ellerinize kollarınıza sağlık.

    ben de arkadaşın neden süresiz olarak banlandığını merak ettim...
  • arkadaşlar size bir şey anlatmak istiyorum bu 40-50 yıl kadar önce olmuş ama çok kısa bir hikaye:
    Öğretmen sınıfa kompozisyon yazdırmaktadır ve not verecektir.Konu ise şu "ATATÜRK BİZE NE YAPTI?"Tüm öğrenciler düşünmeye başlamışlar ne yazacağız acaba?diye.Birazdan sınıfın en çalışkan öğrencisi kağıdına birşeyler yazmıştır ve kağıdını kapatmıştır.Ders sonuna kadar bekler, öğretmen kağıtları toplar.Merakla o öğrencinin kağıdına bakar kağıtta"Ne yapmadı ki?" yazmaktadır.Öğretmen o öğrenciye 100 verir ve başka 100 alan bir kişi bile yoktur.

    Arkadaşlar bugün arkadaşımın verdiği "Saat Kaç?" cdsini izledim gerçekten çok duygulandım lütfen biz cumhuriyetçilik ile ilgili bir site açalım oraya bildiğimiz tüm hikâyeleri yazalım.Aslında bugün o cdyi izleyince, bizim yaptıklarımızın tamamen anlamsız ve BOŞ şeyler olduğunu anladım.Kendime kızıyorum zamanımı bukadar kötü geçirdiğim için.Son olarak:PEKİ ŞİMDİ SAAT KAÇ??




  • scarycanary
    sinanoglu.net
    Goku Raku

    sizlere tesekkur etmek istiyorum arkadaslar. sagolun var olun.
  • Ne demek efendim görevimiz, ömrümüz boyunca da görevimiz olarak kalacak. Bende bu vesileyle bu konuyu bize kazandıran arkadaşa ve üst konu yapan forum yönetimine teşekkür etmek istiyorum. İyi ki varsınız arkadaşlar.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: sinanoglu.net

    Ne demek efendim görevimiz, ömrümüz boyunca da görevimiz olarak kalacak. Bende bu vesileyle bu konuyu bize kazandıran arkadaşa ve üst konu yapan forum yönetimine teşekkür etmek istiyorum. İyi ki varsınız arkadaşlar.


    evet çok doğru fakat ben musakka abiye söyledim böyle olmaz ATA'mız off topic olamaz falan diye ama bi cevap yok isterlerse beni banlasınlar ama bence cevap bile gelmemesi çok yanlış
  • Nedense çoğu üyede bu görüş var. Konudışı bölümü tamamen boş konuların olduğu, hiçbir işe yaramayan konuların konuşulduğu hatta zararlı bir bölümdür! Bence konudışı ana konusu Bilgisayar ve donanımları olan bir sitede diğer konuların konuşulduğu bölümdür. Bu diğer mevzuların daha az değerli oldukları anlamına gelmez. En azından benim için böyledir. Hah siz dersiniz ki tüm bölüm başlıklarında üst konu olsun. Olabilir ama olmazsa da bundan çok gocunmayın. Konudışını her türlü pislikten temizleyip, genel kültür birikimleri, haberler, tarihi yazılarla dolu bir arşiv yapmak hepimizin elinde. Zamanla şimdi ki bu kötü görünümü önyargılara sebep olmaz.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Goku Raku

    quote:

    Orjinalden alıntı: sinanoglu.net

    Ne demek efendim görevimiz, ömrümüz boyunca da görevimiz olarak kalacak. Bende bu vesileyle bu konuyu bize kazandıran arkadaşa ve üst konu yapan forum yönetimine teşekkür etmek istiyorum. İyi ki varsınız arkadaşlar.


    evet çok doğru fakat ben musakka abiye söyledim böyle olmaz ATA'mız off topic olamaz falan diye ama bi cevap yok isterlerse beni banlasınlar ama bence cevap bile gelmemesi çok yanlış

    senin görüşün karşı çıkamam




  • Her yüzyılda bir millete bir kurtarıcı bir kahraman gelirmiş,Türkler şanslıymış bu yüzyılda onlara bir kahraman geldi....

    cok severim bu sözü Napolyon Bonaparte...
  • Devam arkadaşlar.
    Bu sayfaları daha da genişletelim.
    Herkesin eline sağlık
  • quote:

    Orjinalden alıntı: sevgili


    Izmir kurtuldu, cok tatli bir yorgunluk,Ankara'ya hareket edecekler.
    Trene binerler kompartimana cekilirler.Ertesi gun kompartimanin
    kapisini çalar yaveri, M.Kemal açar, yorgun, bitkin,kravatini
    yikamaktadir Ataturk.

    Yaveri "ya pasam bu ne hal.."der.

    "Ya çocuk kompartimanima yastikla battaniye koymayi unutmussunuz. Kolumu
    yastik yaptim agridi setremi yastik yaptim usudum bende uyumadim kalktim"der.

    Yaveri;"aman pasam! Birimize haber vereydiniz hemen size bir yastikla
    battaniye getirirdik"der. Ve bir ulke kurtarmaktan donen komutan
    tarihi bir cevap der ki

    "Gec farkettim,ayryca hepiniz en az benim kadar yorgundunuz.Hicbirinize
    kiyamadim.Onemli olan benim uyumam degil milletimin rahat uyumasi"


    bu anısını biliyorum atamın, tek kelmeyle muhteşem bir insan!!!




  • 
Sayfa: önceki 89101112
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.