Şimdi Ara

Bilimsel Düşünmeyi Bilmek

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
18
Cevap
0
Favori
1.357
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
Öne Çıkar
0 oy
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Bilimsel Düşünmeyi Bilmek


    Bilimsel Düşünmeyi Bilmek
    İnsanların Yaşantısını Güzelleştirmek İçin Gereklidir


    Fen bilgisi dersleri (fizik-kimya-biyoloji) denince çoğumuzun aklına laboratuvar ortamları ve başka yerde görmenin mümkün olmadığı cihazlar gelir. Şanslı olanlarımız, eğitim hayatlarında bu laboratuvarlara girer ve cihazları kullanırlar. Laboratuvarları olmayan okullardaki çocuklar ise, o yaşlarda iyice sevimsiz gelen rakamlar ve formüllerle uğraşırlar, kısa sürede unutacakları konuları ezberlerler. Yetişkin olduklarında ise bu derslerden nefret eden bireyler haline gelirler. Laboratuvar olanağı olanlar için bile, fen bilgisi laboratuvarda kalmıştır. Yaşadıkları dünya ile hiçbir ilgisi yokmuş gibidir.

    Fen bilimleriyle yaşadığımız dünyayı, kendi bedenimizi, bizim dışımızdaki canlıları nesnel olarak ele almayı ve tanımayı öğreniriz. Fen bilimlerini öğrenmek, bilimsel düşünme yeteneği kazandırır ve insanların yaşantılarını güzelleştirmeye katkıda bulunulur.

    Bilimsel Düşünme

    Bilimsel düşünme; bir şeyi merak etmeyle başlar (Merak Etme). Bu merakın ardından merak edilen konuyla ilgili bir açıklama getirilmelidir (Hipotez Kurma). Daha sonra, mutlaka merak edilen konuyla ilgili bilinenlerin öğrenilmesi gerekir (Literatür Tarama). Bu aşama yeterince iyi yapıldıysa, merak edilen konuyla ilgili hipotezimizin zaten çoktan beri bilinen bir kavram olduğu ortaya çıkabilir, hipotezin yanlış olduğuna karar verilebilir ya da var olan bilgi birikimiyle merak edilen konuya bir açıklama getirilemediğini görülebilir.

    Başkalarının getirdiği açıklamaları test etmek, ya da ileri sürülen hipotezin doğruluğunu kanıtlamak istendiğinde bir sonraki aşamaya geçilebilir. Bu aşamada hipotezin sınanması için bir deney tasarlanması gerekir (Deney Yapma).

    • Bu deney o zamana kadar bilinen doğrulara ters düşmemelidir.
    • Hipotez sahibi kişi yeteli eğitim ve donanıma sahip olmalıdır.
    • Yapılan deney aynı koşullarda tekrarlandıkça aynı sonuçları veriyorsa “Bu aşama da bitti” denilebilir. Ama sonuçlarda bir tutarsızlık var ise yöntemin değiştirilmesi ve çok sayıda deney tasarlanması gerekebilir. Bu da bilimsel düşünmenin -belki de en zor- sabır ve azim aşamasıdır.

    Bilimsel düşünmenin en zevkli aşaması merak edilen konu, hipotez ve deney sonuçları’nın bir arada değerlendirilmesidir (Sonuç).

    Merak edilen konuyla ilgili hipotez doğruysa, doğruya ulaşma serüveninin baştan sona diğer insanlarla paylaşılması gerekir (Yayınlama).

    Olay 1

    Merak Etme: “Acaba ben Gaziantep yemeklerini sevecek miyim?”
    Hipotez: “Ben Gaziantep yemeklerini güzel bulurum.”
    Literatür Tarama: Gaziantep yemek çeşitlerini, nasıl yapıldıklarını sorma ve yazılı belgelerden okuma.
    Deney: Örnek bir yemek seçerek tadına bakma. “Bu güzel değil.” Daha iyi yapılan bir yerde yeniden deneme. “Bu güzel.” Acaba diğer yemeklerin tadı nasıl? Başka yemeklerin de tadına bakma.
    Sonuç: “Ben Gaziantep yemeklerini güzel buldum.”

    Hipotezim DOĞRU.




    _____________________________
    psn
    acaltun17




  • Bencebilimsel düşünme diye ayrı bir düşünce tam olarak yoktur. Elbetteki bir ayrım yapılıp sistemli düşünmeden bahsedilmeli ve insanlara öğretilmelidir. Ama düşünme herşeyden önce gelir. Ve her düşünme bilimi kapsar. Her düşünme bilimseldir.Düşünme muhteşem birşeydir. Açıklanamaz. Tam olarak nasıl olduğu bile bilenemez durumdadır. Zaten bilinse bilinen her şey gibi oda çok basit olurdu.
    _____________________________
  • Paylaşım için teşekkürler. Her düşünmenin "bilimi" kapsadığını söylemek doğru olmaz bence. Örneğin bir sanatçı genellikle "bilimsel" düşünmez. Sanat eserinin yaratılış süreci bilimsel süreçten çok farklıdır.
    _____________________________
  • bilim önemli ama biliminde cevap bulamadığı sorular var, ben hep merak etmişimdir, neden bir çok gezegen var insanlar bunlara gidip yaşamıyor ki zaten insan gidemiyorda oraya peki neden var bu gezegenler bize ne faydası var, mars olmasaydı ne olurdu yada diğer gezegenler olmasaydı ne olurdu, bu konuda yardımcı olabilecek arkadaş var mı
    _____________________________
  • quote:

    Orjinalden alıntı: kara_eylül

    bilim önemli ama biliminde cevap bulamadığı sorular var, ben hep merak etmişimdir, neden bir çok gezegen var insanlar bunlara gidip yaşamıyor ki zaten insan gidemiyorda oraya peki neden var bu gezegenler bize ne faydası var, mars olmasaydı ne olurdu yada diğer gezegenler olmasaydı ne olurdu, bu konuda yardımcı olabilecek arkadaş var mı



    Bu soruya başka bir soruyla karşılık verebilirim: evrenin var olma nedeni biz miyiz? Yoksa biz sadece milyonlarca galaksinin olduğu görünen evrendeki vasat bir galaksideki milyarlarca yıldızdan ufak tefek sayılabilecek bir yıldızın çevresindeki ufak bir gezegende yaşayan canlılar mıyız? Nedir bizi üstün kılan şey? Neden bu kadar kibirli ve insan merkezli bakıyoruz meselelere?
    _____________________________
  • quote:

    Orjinalden alıntı: mfiz

    quote:

    Orjinalden alıntı: kara_eylül

    bilim önemli ama biliminde cevap bulamadığı sorular var, ben hep merak etmişimdir, neden bir çok gezegen var insanlar bunlara gidip yaşamıyor ki zaten insan gidemiyorda oraya peki neden var bu gezegenler bize ne faydası var, mars olmasaydı ne olurdu yada diğer gezegenler olmasaydı ne olurdu, bu konuda yardımcı olabilecek arkadaş var mı



    Bu soruya başka bir soruyla karşılık verebilirim: evrenin var olma nedeni biz miyiz? Yoksa biz sadece milyonlarca galaksinin olduğu görünen evrendeki vasat bir galaksideki milyarlarca yıldızdan ufak tefek sayılabilecek bir yıldızın çevresindeki ufak bir gezegende yaşayan canlılar mıyız? Nedir bizi üstün kılan şey? Neden bu kadar kibirli ve insan merkezli bakıyoruz meselelere?


    Çünkü başka bir merkez olduğunu henuz keşfedemedik. Belkide hiç keşfedemeyeceğiz.
    _____________________________




  • İnsan, evrenin tek rasyonel (akli) varlığıdır. Realite ve insan bilinci, belirli bir kimliğe sahiptir; belirli bir tabiatı ve ihtiyaçları vardır. Realiteyi anlamak ve hayatta kalmak için,insanın en temel aracı AKLIDIR.İnsan bilincinin de tek bir tabiatı vardır. İnsan, özgür iradeye sahip, kendini üretebilen ve idare edebilen bir kahramandır, çaresiz bir robot,makine değildir.İşte bu bizi bu kadar kibirli vede ben merkezci yapıyor bana göre.
    _____________________________
    Tanrı karşıma dikilse,bir elimde gerçekler var,diğer elimde gerçeklere götüren yol var dese,gerçekler sende kalsın,bana gerçeklere götüren yolu ver derdim.
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Temel bilim okumak
    5 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • raşamon un imzası aslında evrendeki bu muhteşem büyüklüğe cevap verebilir.Bizdeki buyuk akıl potansiyeli içinde yaşamak için bukadar buyuk evreni gerekli kılacak kadar buyuktur
    _____________________________
  • Henüz başka akıllı varlıklar olduğunu keşfedemesek de tek olduğumuzun kesin bir bilgi olduğunu iddia edemeyiz. Öte yandan @Rashamon'un akılla ilgili ifadelerinden etkilenmemek mümkün değil

    Sonuçta aklımız sayesinde evrende bir "noktadan" ibaret olduğumuzu idrak edebiliyoruz. Aklımızla övünsek de bu gerçeği gözardı etmemeliyiz. Asıl eğer aklımız olmasaydı kendimizi evrenin merkezi sanırdık. Eski çağlardaki insanların geliştirdiği kozmolojik teoriler hep bu ana düşünceye sahipti. Geliştikçe anlayışımız değişti.

    Bebekleri ve küçük çocukları düşünün, onların belirli "bencillik" evreleri vardır. Zamanla olgunlaşırlar ve toplumda bir birey olduklarını idrak etmeye başlarlar. İnsanlığın evrenle ilgili düşüncelerinin gelişim sürecini de gelişen bir çocuğun toplumla ilişkilerinin gelişim sürecine benzetirim hep.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mfiz -- 1 Haziran 2006; 14:36:07 >
    _____________________________




  • quote:

    Orjinalden alıntı: mfiz

    Asıl eğer aklımız olmasaydı kendimizi evrenin merkezi sanırdık.


    Çok doğru bir laf.

    İnsanın evren ve genel olarak hayat için bu benmerkezci yaklaşımının sebebini aklını kendi özgür iradesi paralelinde kullanmamasına bağlıyorum. Bunun da sebebinin, insanlık tarihi kadar eski olan dogmalar olduğu kanaatindeyim.
    _____________________________
  • Bilimsel düşünmenin yanında hissimizin'de önemi varmıdır.
    _____________________________
    Yolsuzluk=Yoksulluk.
    Doğruları konuşmak için en az iki kişi gerekir biri doğru söyleyen, biri doğru anlayan,
    Allah, kimseyi yanlışı savunacak kadar cahil,doğruyu inkar edecek kadar nankör yapmasın..


    Doğayı yıpratmayınız,
    Yeteneklerinizi hobi olarak harcamayın,
    İnsanlar kazandıkca kibarlaşırmış.
  • Yani bir nevi kendini beğenmişlik,üstün olduğuna inanmak ve özel olduğuna dair düşüncesi, insanın doğasında vardır.Kendimizi evrenin merkezi sanıyoruz ve herşeyin bizim etrafımızda döndüğünü algılıyoruz, aklımızı hep bu mantık doğrultusunda yönlendiriyoruz gibime geliyor. Bilinç düzeyinde, evrenin merkezinde olmadığımızın idrakinde olsak da,derinlerden gelen bir ses sen özelsin,her şeyin merkezisin diye sürekli fısıldamakta aklımıza karşı,bir nevi kendi çelişkilerimizi yaşıyoruz aslında,bu sebepledir ki evren de, dünya da, yaşadığım ülke de, ailem de, arkadaşlarım da, sevgilim de, bana (evrenin merkezi olan bu çok özel canlıya) göre kendilerine şekil vermeli beklentisiyle yaşıyoruz sanırım.Bu aldanış (evrenin merkezi olma fikri), en eski çağlardan bu yana süregelmemişmidir, en eski çağlardan, yakın denebilecek zamanlara kadar insanlar, bilimsel olarak da dünyanın evrenin merkezinde olduğuna ve her şeyin onun çevresinde döndüğüne inanmıyormuydu.Bir çeşit tümevarım ilkesiyle, ben özelsem türüm de özeldir,bunun sonucu olarak yaşadığım gezegen de özeldir, o halde dünya evrenin merkezidir.Bu Kopernike kadar böyleydi,taki Kopernik Dünya ile gezegenlerin Güneş etrafında döndüğünü keşfetti,bu görüş insanları öfkelendirdi,nasıl olurdu da gezegenimiz başka bir cismin etrafında dönen, sıradan, diğer gezegenlerden farksız bir gezegen olabilirdi.
    Günümüzde, gelişen teknolojiyle birlikte, evrendeki yerimiz hakkında daha fazla bilgiye sahibiz. Kopernikin bilmediği şeyleri de biliyoruz artık. Güneşin de evrenin merkezi olmadığını Samanyolunu oluşturan milyarlarca yıldızdan biri olduğunu,hatta Samanyolunun da evrenin merkezi olmadığını ve evrende gezinen sayısız yıldız kümesinden sadece biri olduğunu biliyoruz.Ne gezegenimiz,ne Güneşimiz,ne de Samanyolumuz evrenin merkezi
    değil,Ama biz insonoğlu her şekilde evrenin merkezine kendimizi koyarak,bilmediğimiz,anlayamaığımız,çözemediğimiz,algılayamadığımız,aklımızın ermediği her noktaya kadar kendimizi yüceltmek,bizden başka bu evrende yaşıyan varlık yoktur,varsada bile bu evrenin tek hakimi biz insanoğluyuzdur düşüncesiyle,kendimize,doğaya,evrene,bizimle yaşamak zorunda olan diğer her türlü canlıya karşı hüküm sürmek için yüzyıllardır bir kavganın vede uğraşın içindeyiz.
    İşte bilimsel düşünceyi bilmek tam da bu noktada devreye giriyorki,artık yaşadığımız evrenin sonsuzluğu konusunda bile o kadar küçük bilgi birikimine sahibiz ki,bırakın yalnız olmayı,daha nasıl yaşamlar olabileceği konusunda bile net bilgi sahibi değiliz.
    _____________________________
    Tanrı karşıma dikilse,bir elimde gerçekler var,diğer elimde gerçeklere götüren yol var dese,gerçekler sende kalsın,bana gerçeklere götüren yolu ver derdim.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: mimayınkaf
    Merak Etme: “Acaba ben Gaziantep yemeklerini sevecek miyim?”
    Hipotez: “Ben Gaziantep yemeklerini güzel bulurum.”
    Literatür Tarama: Gaziantep yemek çeşitlerini, nasıl yapıldıklarını sorma ve yazılı belgelerden okuma.
    Deney: Örnek bir yemek seçerek tadına bakma. “Bu güzel değil.” Daha iyi yapılan bir yerde yeniden deneme. “Bu güzel.” Acaba diğer yemeklerin tadı nasıl? Başka yemeklerin de tadına bakma.
    Sonuç: “Ben Gaziantep yemeklerini güzel buldum.”

    Hipotezim DOĞRU.

    Aslında yukarıda ki verilen örnek de olduğu gibi,merak etme bir histir,Hislerimiz bizi meraka yönlendirmez mi,acaba Gaziantep yemeklerini sevecek miyim merakı,hissimizin olabilirde,olmayabilirde gibi merakıyla bütünleşiyor.Bu yemeklerin güzel olucağını hissediyorum ve sonucunu açıkçası merak ediyorum gibi bir düşünceye çıkıyor bence.
    _____________________________
    Tanrı karşıma dikilse,bir elimde gerçekler var,diğer elimde gerçeklere götüren yol var dese,gerçekler sende kalsın,bana gerçeklere götüren yolu ver derdim.




  • EVREN HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİM


    Evren çok geniş yada bize öyle geliyor. Her ne kadar şimdi yapacağım şeyler kelime oyunları gibi görünselerde aslında mantıklı şeyler. Biz evren çok büyük derken o kurtulmaya çalıştığımız ben e tamamen hapsolmuş şekilde düşünüyoruz.Sadece ben merkezci olmamaktan bi kere bahsettikmi bundan kurtulduk ssanıyoruz . Oysa bu çok geniş bir kavram . Madem ben merkezcilikten kurtulmak ve tarafsız bakmak istiyorsun o zaman bunu her noktaya uygulaman gerekir. Aksi halde derin bir sistem hatasına düşmüş olursun . Kendi yöntemine aykırı hareket etmiş olursun ve butun o övündüğün bilimselliğin bizzat içine etmiş olursun.

    (burada yazdıklarım geneldir)

    Eğer evreni kendimize göre düşünmezsek mesela samanyoluna göre düşünürsek o zaman evren baya bi küçülmüş olur. _ raşamon_ arkadaşımızın bahsettiği gibi yıldız kumelerinden birine göre düşünürsekde iyi bir küçültmüş oluruz.Fakat bu yıldız kümelerinin sadece birindeki bir gezegen bile bize göre oldukça buyuktur.Ama madem biz biziz o zaman neden gidip başka bir şey adına düşünelim. Bu beyin benimse tabiki benim adıma ve bana göre düşünecektir.

    Diğer taraftan bu bize göre devasa kelimesinin küçük anlamıyla ifade etmeye çalıştığımız evrenin içerisinde gidebildiğimiz pek bir yer yok. Ama biz biliyoruzki ışık yanıltıcı olabilen bir şey.Işık kırılabiliyon yansıyabiliyor.Bilmediğimiz bir yapı ile aslında sandığımızdan çok daha erken biten evrenin o dar muhtevasına son veren o ilginç yapısını bilmediğimiz cisim ışığa ilginc bir yansıma geri tepme verebilir. Işığı bildiğimizden biraz daha farklı bir şekilde kırarak değişik bir şekilde yansıtabilir. Üstelik ışığın bir kısmını bu kırılmalarla kısır dönemeçlere hapsedebilir ve bize tekrar ufak bir kısmının yansımasına neden oluyor olabilir.Ve butun bunların sonucunda oralara sadece teleskoplarla bakabilen bizle çok büyük yanılgılara düşüyor olabiliriz. O yeni keşfettiğimizi sandığımız yıldız sistemi bizzat samanayolunun değişik bir yansıması olabilir.O yeni keşfettiğimiz gezegen tamda bizim yaşadığımız gezegenin bu ilginç sınırdan ilginç yansımazının bize yabancılaştırdığı hali olabilir. Olmaması daha büyük ihtimal elbette ama olabilir.



    DÜŞÜNCELER HAKKINDAKİ DÜŞÜNCEM


    Bizler bir şekilde herşeyin bir sebebe bağlı olduğunu kabul etmişiz. Oysa herşey sebeplere bağlı olmak zorunda değildir. Herşey tek başınada olabilir. Olmayabilir. Ama olabilir de. Biz bir şeyin olmasının ardın dan başka bir şeyinde olduğunu gördüğümüzde onun öncekinin sebebi olduğunu düşünüyoruz.

    bir çocuk sobaya elleyip eli yandığında duyduğu acının sebebinin soba olduğunu düşünüyor. Ama başka bir gün soba sönükken ellediğinde eli yanmayınca doğal olarak şaşırıyor. ve daha sonraki donemlerde sobanın çeşitli halleri olduğunu ve bunlardan birinde yanma olayının gerçekleştiğini düşünüyor.Oysa sobanın yanması ve o esnada elleyenin elinin yanması arasında kesin bir bağlantı yoktur. Sadece ikisinin aynı zamana denk geldiğini ve sürekli de aynı zamanlarda varolduklarına şahit oluruz.Aslında elimiz başka bir sebeptende yanmış olsa bilemeyiz. Biz herşeye bir sebep bağlamaya alışmışız. Ve bunu sürekli yapıyoruz.Güneş doğunca nasıl ışık oluyorsa ikisi nası hep bir aradaysa bizde önceki olayla sonraki olayı ve şimdikini hep birlikte gördüğüümüz için hepsini birbirine bağlıyor sebep olarak görüyoruz.Öyle olmasa beynimiz çatlardı heralde.Herşey bağımsız olsa nasıl düşünebilirdikki.Ama biz bu sebep sonuç ilişkisine alışkın bir şekilde düşünmeye devam etsekte bazen düşüncelerimiz yanlış çıkıyor.Bazen herşey değişik olabiliyor.Şimdiye kadar alıştığımız hepp diğerinin arkasında n gelmesine alıştığımız şeylerden biri birgün onun arkasından gelmediğinde şok olacağız. ama bu bu ayrşmanın olmasına engel değil . bir gün olmayacağına da hiç bir garantimiz yok. şimdiye kadar olmadı. ama bu şimdiye kadar şimdi son bulabilir.
    _____________________________




  • @mimayınkaf bilgiller için teşekkür ederim

    Çok özgün fikirlerin yazıldığı bir konu olmuş. Bilimin kendine has bir disiplini vardır. Evreni anlamada elimizdeki yegane araç bilimdir bu nedenle anlamlıdır. Bilimmsel disiplini bir bina inşaa etme gibi düşünürsek tuğlalar üst üste konur, bazen tuğlalar yıkılır, bazen bir duvar yıkılır, gerekirse tüm duvarlar baştan yapılmak üzere yıkılabilir. Ancak eğer bütün bilim adamları işe ta en başından temel varsayımları sorgulamakla başlamak zorunda kalsalardı, işe yarar bir şeyler ortaya koyabilmek için gerekli olan teknik düzeye hiç bir zaman ulaşamazlardı.
    _____________________________
  • güzel konu olmuş,yukarı taşıyalım...
    ilk çağlardan günümüze insanoğlunun gelişimine bakarsak,bilimsel düşünme dediğimiz aslında bizim fıtratımızda varmış gibi görünüyor..
    yani ilk insandan itibaren farkımız diğer canlılardan; hernasıl oluyorsa, süregelen hayatımızı kolaylaştırma adına, hep bişeyler yapmış,neredeyiz demiş,nereye gidiyoruz sorusunu sormuşuz...
    yoksa tekerleği icat edenle,kağnıyı icad eden,ateşi bulan insan, kainata iz bırakmak için bilimle uğraşmış değil..bir insanlık serüveni bu..devam ettirilen,taşınan bir serüven..
    sanki insan, kim ne derse desin,bir yerden buraya bırakılmış gibi..(itirazlar olacak..felsefe yapıyoruz)
    gözünü açan bir kaplumbağa yada kuş yavrusu gibi asla değil kainata...
    doğsada hayal edelim ,alice harikalar diyarında, yinede bir çıkış kapısı arardı bence, harikaların olmadığı bir dünyaya...gerçeği isterdi muhakkak tatlı veya acıda olsa...
    bilim ,insanın sevk-i ilahisi bana göre,olmazsa olmazı...
    bilimsel düşünmek ,bilimsel düşünmeyi bilmek de,insanın tarihsel süreçle elde ettiği tecrübeden başka bir şey değil...
    ilahi kitaplar,bu noktada sanki anahtar gibi...onunla beslenmemiş olsa insanoğlu,zaten kendi kendisini yok ederdi bence,bu bilinmeyene olan arzu, onu yokederdi...
    meraklı bir mağara adamından ,çok fazla performans beklememek lazım...


    edit:yazım hatası



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi driver -- 9 Haziran 2006; 23:15:27 >
    _____________________________




  • quote:

    Orjinalden alıntı: driver

    güzel konu olmuş,yukarı taşıyalım...
    ilk çağlardan günümüze insanoğlunun gelişimine bakarsak,bilimsel düşünme dediğimiz aslında bizim fıtratımızda varmış gibi görünüyor..
    yani ilk insandan itibaren farkımız diğer canlılardan; hernasıl oluyorsa, süregelen hayatımızı kolaylaştırma adına, hep bişeyler yapmış,neredeyiz demiş,nereye gidiyoruz sorusunu sormuşuz...
    yoksa tekerleği icat edenle,kağnıyı icad eden,ateşi bulan insan, kainata iz bırakmak için bilimle uğraşmış değil..bir insanlık serüveni bu..devam ettirilen,taşınan bir serüven..
    sanki insan, kim ne derse desin,bir yerden buraya bırakılmış gibi..(itirazlar olacak..felsefe yapıyoruz)
    gözünü açan bir kaplumbağa yada kuş yavrusu gibi asla değil kainata...
    doğsada hayal edelim ,alice harikalar diyarında, yinede bir çıkış kapısı arardı bence, harikaların olmadığı bir dünyaya...gerçeği isterdi muhakkak tatlı veya acıda olsa...
    bilim ,insanın sevk-i ilahisi bana göre,olmazsa olmazı...
    bilimsel düşünmek ,bilimsel düşünmeyi bilmek de,insanın tarihsel süreçle elde ettiği tecrübeden başka bir şey değil...
    ilahi kitaplar,bu noktada sanki anahtar gibi...onunla beslenmemiş olsa insanoğlu,zaten kendi kendisini yok ederdi bence,bu bilinmeyene olan arzu, onu yokederdi...
    meraklı bir mağara adamından ,çok fazla performans beklememek lazım...


    edit:yazım hatası


    Gerçekten çok güzel yakalamışsın . "insanın serüveni" bence muhteşem bir başlık olur insanların tarihini anlatmak için.

    Biz bugun nasıl bililmin doğruluğuna inanıyorsak bir zamanlar insanlarda kendi zamanlarında herhangi birşeye böyle inanmışlar. Aramızda hiç fark yok. Hikaye yayan başladı arabayla devam ediyor. Ama konu hiç değişmedi. Ve hep dediğim gibi; insanlık her gün o günkü en yuksek teknolojiyi yaşadı. bugun dunden ileri ama dun dunle aynı ve dunde önceki günden ileri .
    _____________________________




  • Sorgulamak...

    Bizim en guzel, en ozel tarafımız... Bu sorgulamanın sistemli hali bilimsel yontem oluyor...

    Bilimsel yöntem, en basit haliyle aşağıdaki şekilde özetlenebilir:

    1. Evrendeki bir fenomenin gözlemlenmesi
    2. Bu fenomene dair, gözlemler ile tutarlı, ancak kesin olmayan, hipotez adında deneysel bir açıklama getirilmesi
    3. Hipotezin tahminlerde bulunmak için kullanılması
    4. Tahminlerin deneylerle veya ek gözlemlerle test edilmesi ve sonuçlar ışığında hipotezde gerekli değişikliklerin yapılması
    5. (3) ve (4) numaralı adımların hipotez ve deney arasında tutarsızlık kalmayana kadar tekrarlanması

     Bilimsel Düşünmeyi Bilmek


    Bu da vikipedi de bulunan sistemin grafikli fln hali.

    Insan duygularını da kapsayan butun gozlemlenebilir olaylar bu bilimsel yonteme oturtulabiliyor..

    Sonuc olarak sorgulayan aklımızı durduran ve dogmatik bilgiler veren veya kısaca gozlemlenemeyen ve yanlıslanamayan her turlu bilgiden uzak durulması hayrımıza olur kaatindeyim..
    _____________________________
    32" Sony 32W705C | Asus Z170i | i7-6700K | 2x8GB | GTX 1070 | 1TB 850 Pro | CM V650 | Sony XBA-Z5




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.