Şimdi Ara

Işık hızında giden bir arabada oturduğumuzu varsayarsak, farları yakınca ne olur?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
91
Cevap
0
Favori
6.167
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
Öne Çıkar
0 oy
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Işık hızında giden bir arabada oturduğumuzu varsayarsak, farları yakınca ne olur?

    Daha önce " Konu Dışı " ile " Gereksiz Mesajlar Bölümü" nde konuşmuştuk.

    Ama daha bilimsel yaklaşımlar ile karşılaşmak arzumdan ötürü burada da konuşulmasını uygun gördüm.

    Böyle bir varsayım olabilir mi? Eğer olabilirse gerçekten farları yakınca ne olur?



    _____________________________
    psn
    acaltun17
  • "Deneyip görmek lazım" dersem konu dışına ait bir tepki gibi algılanabilir. Gerçekten de deneyip görmek lazım.
    Bilimde kanılara ulaşmak için iki yol vardır. rasyonalizm ve ampirizm. Bu ikisi birbirinden ayrılmaz. Rasyonalist çıkarımlar bizi doğrulara götürse de deneysel verilerle desteklenmediği sürece kanıtlanmış sayılmaz.
    _____________________________
  • quote:

    Orjinalden alıntı: kaotika

    "Deneyip görmek lazım" dersem konu dışına ait bir tepki gibi algılanabilir. Gerçekten de deneyip görmek lazım.
    Bilimde kanılara ulaşmak için iki yol vardır. rasyonalizm ve ampirizm. Bu ikisi birbirinden ayrılmaz. Rasyonalist çıkarımlar bizi doğrulara götürse de deneysel verilerle desteklenmediği sürece kanıtlanmış sayılmaz.


    Kuantum Fiziği ile ilişkilendirebilmek mümkün mü ?

    Yabancısı olduğum bir alan. . .
    _____________________________
    psn
    acaltun17
  • Eğer ikiside aynı hızda gidiyoe ise muhtemelen önün aydınlanmayacaktır fakat ışık hızından kasıt 300.000km/sn midir? Bununda araştırılmıası gerekir. Aksi takdirde Arabanın kütlesi kazanacağı ivmede probleme etki eder. Yani sorunun cevabı basit eğer hız sabit ise önün aydınlanmaz ama işin içine kütle girerse o zaman aydınlanır ama ne kadar aydınlanır bunu hesaplamak gerekir. Yani ortada bir paradoks yok
    _____________________________
  • Işık hızından daha yüksek bir hız olmadığına göre herhalde bir şey olmazdı.
    Ama hem arabanın hızı hemde ışığın kendi hızı hesaplanırsa önünüzü görebilirsiniz.
    _____________________________
    "Dost ol kişidir ki, Yâr-ı Gâr'dır. Kucağında, mübârek bir emânet vardır. Bütün delikleri elbisesinden muhtelif parçalarla tıkar, son deliğe tabanını dayamıştır. Kucağındaki mübârek emânet, uyumayan uyanıklık içinde uyur görünmektedir. Oradan Ebûbekir'i bir yılan sokar. Dost son deliğe tabanını, taban gibi görünen gönlünü uzatan, dosta gelebilecek her tehlikeyi gönlü ile tıkayandır."
  • Işığın hızı gözlemciye göre sabit ise eğer, ışık hızına yakın bir hızda giden aracın sürücüsü, kendi farlarından çıkan ışığın, araçtan bildiğimiz ışık hızı ile ayrıldığını gözlemlemesi gerekir. Bu durumda önünü normal bir şekilde görüyordur, sadece zaman algılayışı biraz farklı olacaktır diyorum.
    _____________________________
    Damlayan su taşı deler. Taşi delen suyun gücü değil, damlalarin sürekliliğidir.
  • Bir otomobil ışık hızında gidemez, sürtünme ve hız yüzünden dağılır zaten !
    _____________________________
    Pulse Live
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    Orjinalden alıntı: MaviBodrum

    Bir otomobil ışık hızında gidemez, sürtünme ve hız yüzünden dağılır zaten !


    Ama varsayım ile gidebilir.
    _____________________________
    "Dost ol kişidir ki, Yâr-ı Gâr'dır. Kucağında, mübârek bir emânet vardır. Bütün delikleri elbisesinden muhtelif parçalarla tıkar, son deliğe tabanını dayamıştır. Kucağındaki mübârek emânet, uyumayan uyanıklık içinde uyur görünmektedir. Oradan Ebûbekir'i bir yılan sokar. Dost son deliğe tabanını, taban gibi görünen gönlünü uzatan, dosta gelebilecek her tehlikeyi gönlü ile tıkayandır."
  • quote:

    Orjinalden alıntı: MaviBodrum

    Bir otomobil ışık hızında gidemez, sürtünme ve hız yüzünden dağılır zaten !


    Bence burada kastedilen otomobilin ışık hızında gitmesi değil, ışık hızında giden bir kaynaktan çıkan ışığın hızı ne olur sorusu idi. Bilimde böyle benzetmeller konunun akılda kalması açısından zaman zaman verilir. Mesela schrödinger'in kedisi gibi.
    Şayet ışığı bir parçacık gibi düşünecek olursak ışığın hızının kaynağın hızına eklenmesi lazım. Tıpkı trenden atılan bir tabanca mermisi gibi. Şayet dalga gibi düşünürsek ışığın hızının her koşulda sabit kalması lazım. Şu an einstein'in görecelik kuramına göre her ikisi de kabul edilmesine rağmen ışığın hıznın her ortamda sabit kalacağı kabul ediliyor. Evet ışığın hızı ölçüldü ancak hızlı bir kaynaktan çıkan ışığın hızı ne olur bildiğim kadarıyla bu konu ile ilgili bir deney henüz yapılmadı.
    rasyonel çıkarımlar ve teoriler ile ortaya atılanlar, deneyin objektifliği ile desteklenmediği ve teorilerin mutllak doğru zannedilmeye başlandığı zaman bilim için tehlike çanları çalmaya başlar.
    _____________________________




  • quote:

    Bence burada kastedilen otomobilin ışık hızında gitmesi değil, ışık hızında giden bir kaynaktan çıkan ışığın hızı ne olur sorusu idi. Bilimde böyle benzetmeller konunun akılda kalması açısından zaman zaman verilir. Mesela schrödinger'in kedisi gibi.


    Evet önemli olan araba ya da başka bir mefhum değil. . .

    2 tane ışık hızında hareket edebilen kavramdan bahsediyoruz. Ama birisi diğerinden ölçülebilir bir uzaklıkta hareketine başlamış.
    _____________________________
    psn
    acaltun17
  • Işık Neden Bu Kadar Hızlı?

    Işığın hızı saniyede 300.000 kilometredir. Bu, Einstein'ın ünlü E=mc2 formülünde c ile gösterdiği bir sabitedir. Bu formülde “E”, yıldızlardaki termonükleer reaksiyonlarda madde enerjiye dönüştürüldüğü zaman ortaya çıkan enerjiyi simgeler.

    Eğer ışık küçük bir ölçekte şimdikinden daha hızlı olsaydı, termonükleer reaksiyonlarda, şimdikinden on binlerce kat daha fazla enerji üretilecekti. Bu durumda da yıldızların çekirdeğindeki enerji çok daha çabuk tüketilecek ve evrenimiz milyonlarca yıl önce karanlığa gömülmüş olacaktı.




    Peki ya ışık küçük bir ölçekte şimdikinden daha yavaş olsaydı?

    Bu durumda evrenin başlangıçtaki genişlemesi çok daha yavaş olacak ve evren çekim gücünün etkisinden kurtulamayarak çökecekti. Yani her iki durumda da hayatın var olması imkânsız olacaktı.




    Işığın Dalga Boyundaki Ayar

    Gözlerimiz, evrendeki ışınımın sadece kısa dalga boyunda olanlarını algılayarak görmemizi sağlar. Mikroskop, teleskop gibi birçok araç, her zaman için, gözlerimize ve algılayabildiğimiz ışığın yapısına uygun olarak çalışır. Eğer ışık farklı niteliklerde olsaydı, mikroskop ya da teleskop gibi işlevleri olan araçları geliştirmek imkânsız hale gelebilirdi. Gözümüz, gezegenimize hayat veren Güneş tarafından yayılan ışık türünü fark edebilir şekilde tasarlanmıştır. Çok güçlü olan görünür ışığın, nispeten kısa dalga boylarında hareket etmesi, onu bizim algılamamız için biyolojik olarak uygun kılar. Gözlerimizin yakın kızılötesi ışınımlarını algılaması da bir işe yaramazdı.
    _____________________________
    psn
    acaltun17




  • vay be sağlam konu olmuş
    _____________________________
    Alet vtec değil savaş açıyor sanki... Bir honda kullanıcısı
  • Suandaki kuantum fizigi de Einstein in gorelilik yasasını kabul ettigine gore, bu durumu rasyonel olarak acıklamak mumkun degil...

    Cunku araba ısık hızında gittigine gore arac icindeki gozlemci ve ısık kaynagı yani farlar da isik hizinda gidiyor..

    Yani arabadaki gozlemci icin tamamen normal onunu aydınlatan farlar seklinde bir sonuc cıkacakken, dısarıdaki bir gozlemci icin araba 300.000km/s ve farlardan cıkan isik araba hızı + isik hizi yani 600.000km/s olacaktır ki bu gorelilik kuramıyla tamamen catısıyor...

    Bu durumda bence de deneyip gormek lazım.
    _____________________________
    32" Sony 32W705C | Asus Z170i | i7-6700K | 2x8GB | GTX 1070 | 1TB 850 Pro | CM V650 | Sony XBA-Z5
  • ışık hızında giden bir arabanın ışığa ihtiyacı yoktur. Eğer becerilebilirse aynı anda biri ışık hızında hareket edip farlarda yakılıyorsa ortama göre durum değişir. Ancak tam ışık hızında araba farklı bir frekansa geçtiği için farların ışığı onun az gersinde kalır
    _____________________________
  • Bence bu tamamen saçma oldu dünyanın çapı neki ışık hızında giden bir arabaya gerk olsun e dunya dışında kullanacaksak o zamanda fara ihtiyacımız yok. hani halk aracında bir espiri var geri geri giden araçlar için söylenir sesi duyunca dur!
    _____________________________
  • quote:

    Orjinalden alıntı: _FOCUS_

    Bence bu tamamen saçma oldu dünyanın çapı neki ışık hızında giden bir arabaya gerk olsun e dunya dışında kullanacaksak o zamanda fara ihtiyacımız yok. hani halk aracında bir espiri var geri geri giden araçlar için söylenir sesi duyunca dur!


    bu örnek görelilik ve hızların toplamı kuramı ile ilgili sık sık verilen bir örnektir..tıpkı tren ve yolcu,asansör ve yolcu örnekleri gibi.
    _____________________________
  • teorimi değiştirdim ışık hızı ile giden ışık açıldığı zaman ışık hızında olacaktır ve yan yana yol alacaklardır. aracın önünü aydınlatma ihtimali yoktur..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi forvet09 -- 19 Mayıs 2006; 15:41:18 >
    _____________________________
    Dh nin yeni ahlaki erdemleri;
    hırsızlık, fuhuş, ahlaksızlık.
    bunlarla ilgili eleştiri yaparsanız ceza alırsınız.
    fahişeye fahişe, hırsıza hırsız, ahlaksıza ahlaksız diyemezsiniz.
  • bu senin teorinmi yoksa bir kuramsal fizik hipotezimi
    kaldıki bir cisim ışık hızna çıkıtğında madde özelliklerini korumaz.
    _____________________________
  • birileri okumuştur diye daha önceki yazımı.. editli dikkat etiysen. ben anlamam hipotezi, bana göre böyle..
    _____________________________
    Dh nin yeni ahlaki erdemleri;
    hırsızlık, fuhuş, ahlaksızlık.
    bunlarla ilgili eleştiri yaparsanız ceza alırsınız.
    fahişeye fahişe, hırsıza hırsız, ahlaksıza ahlaksız diyemezsiniz.
  • Bir başka topikte ışık hızı nasıl bulundu diye sorulmuş.
    Çok eski çağlarda ışık hızının limitsiz olduğu düşülmekteydi yani sonsuz bir hızla seyahat ediyordu. Işığın da bir hızı olduğunu düşünen şahıs Galileo idi. Galileo ışığın hızın ölçebilmek için asıstanının eline bir fener vererek onu birkaç kilometre ötedeki tepenin başına dikti. Kendisi de başka bir tepenin üzerinde duruyordu. kendisi fenerinin kapağını kaldırdıktan sonra karşı tepedeki asistanı fenerin ışığını gördüğünde kendi fenerinin kapağını kaldıracak, Galileo da asistanının fenerinden gelen ışığı gördüğünde kronometreyi durduracaktı. Bu sayede ışığın hızını ölçebilmeyi umuyorlardı tabi umdukları gibi bir sonuç elde edemediler. Aslında bu deney pek te başarısız değildi çünkü bu sayede ışığın hızının böyle bir yöntemle ölçülemeyecek kadar hızlı olduğu anlaşılmıştı.

    Daha sonraki yüzyıllarda teleskoplar gelişti ve astronomi ölçümleri gelişti, gezegenlerin ve onların uydularının yörüngelerinin ölçümleri yapıldı ancak ölçümler ile gözlemler arasında bazı tuhaflıklar vardı. Mesela jüpiterden dünyaya ışığın gelmesi bir saat sürer. Jüpiterin uydusu jüpiterin etrafında dairesel ve periyodik hareket etmesine rağmen bir saatlik ışık gecikmesi yüzünden gözlemlerde tuhaflıklar ortaya çıkıyordu. AStronomlar yaptıkları hesaplarla ışığın hızını aşağı yukarı hesapladılar.

    1849 yılında Hippolyte Fizeau, geliştirdiği bir cihazla ışık hızını hesaplamaya çalışmış. ışık, üzerinde yarıklar bulunan dönen bir diskin içerisinden geçerek birkaç kilometre ötedeki bir aynadan geriye yansıyor. ışık bir yarıktan geçtikten sonra geri dönerken diskin dişlerine çarptığı için gözlemci net bir şekilde ışığı göremiyor. fakat diskin devri ayarlanarak öyle bir devir sayısı elde ediliyor ki ışık bir yarıktan geçtikten sonra aynadan geri yansıdıktan sonra bir sonraki yarıktan geçerek geri geliyor ve böylece gözlemci net bir şekilde ışığı görebiliyor. Dsikin çapı, diş sayısı, saniyedeki devir sayısı ve aradaki mesafe belli olduğuna göre bu sayede ışığın hızı hesaplanabiliyor. Fizeau bu yöntemle saniyede 313 bin kilometre olarak bulmuş.
     Işık hızında giden bir arabada oturduğumuzu varsayarsak, farları yakınca ne olur?


    Daha sonra 19.yy ın sonlarında Michelson isimli bilimadamı aynı yöntemi daha da geliştirerek çok hassas ölçümler yapmış.

    Yıllar sonra teknoloji ilerleyince yakın bir tarihte kesin ölçüm şu şekilde yapılmış. Ayın yüzeyine ayna yerleştirilmiş. Dünyadan gönderilen lazer demeti bu aynadan yansıdıktan sonra geri gelmiş. Hassas kronometrelerin ölçümü ile bu hesaplama yapılmış.

    Aslında dikkat edilirse bu yöntemin Galileo'nunkinden pekte farklı olmadığı görülüyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kaotika -- 19 Mayıs 2006; 16:57:11 >
    _____________________________




  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.