Şimdi Ara

postmodernizm nedir.tümden yadsınabilir mi.

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
8
Cevap
0
Favori
796
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
Öne Çıkar
0 oy
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • bu topicte şunları konuşabiliriz.
    1-postmodernizm bişeymidir, yoksa hiçbirşeyin entellektüel karşılıgımıdır.

    2-modern teorinin donduğu noktada postmodernizmin yaşama yakınlığından faydalanabilirmiyiz.

    3-her kategoriyi ilişkiye sokan postmodernizm (ör:benim evdeki dolapla, istanbuldaki bi duragın bile etkileşimi oldugunu savunan-kelebek etkisini düşünün-postmodernizm) diyalektik materyalizmle kıyaslayınca ne kadar işlevsel yada gerçekçi bir düşünüş tarzıdır.



    _____________________________
  • Günümüzde postmodern kelimesi herkes tarafından farklı farklı yorumlanıyor ve anlamlandırılıyor. Benim kendi çıkardığım anlam şöyle:
    Yeni çağın modernlik anlayışıdır. Modern kabul edilen bir zihniyetin bir adım ötesindeki yeni zihniyettir. Mesela çikolata ile viski içmek modernlik ise, baklava ile viski içmek posmodernliktir.

    Bu bağlamda postmodern bir sıfattır. Postmodern felsefe diye birşey yoktur, bunun yerine bir felsefeye posmodern bir felsefe denilebilir. Ben bu şekilde yorumlamıştım.

    Şimdi dasdasq'ın bahsettiği görüş diyalektik materyalizmin çağımızda yeniden yorumlanmış halidir. BU bakımdan posmodern materyalizm de denilebilir. Bu aslında uzun bir konu ama kısaca anlatayım. Nesnel evrenin insan iradesinden ve amacndan bağımsız olarak var olduğu ve çarkın en küçük dişlilerinin dönüşlerinin evrendeki bütün olayları belirlediği ve yaptığımız hiç bir şeyin bunu değiştiiremediği klasik materyalizm görüşünün yerini, yeni görüşler almıştır.
    Benim görüşüm şudur: Çarkın en küçük dişlilerinin belirlenebilir hareketleri yerine evrenin bilinen en küçük temel taşlarının hareketinde olasılıklar ile belirlenmiş ile istatistiki bir düzenin vardır ve aslında makro çerçeveden bakınca nesnellik denen olay aslında bu istatistiki düzenin bize yansımasından kaynaklanır. Evrendeki her şey birbiri ile ilgilidir. Dünyadaki bir bilardo topunun hareketinde bile, venüs gezegenindeki bir yaprağın düşmesinin (venüste hayat olduğunu varsayın) etkisi vardır. Ancak bu daha önce bahsettiğim olay yüzünden yani nesnelliğin gerçekte ne olduğu yüzünden bir dişlinin çarkları gibi hesaplanamaz.
    _____________________________




  • post-modern konuşma ve yazma rehberi, sosyoloji profesorunden. baya eğlenceli biz yazı, bence bi göz atın.

    http://cscs.umich.edu/~crshalizi/how-to-talk-postmodern.html
    _____________________________
  • Lacrima, bu yazı ingilizce ama. Hayır biz biliyoruz ingilizceyi o ayrı da maksat herkes anlasa idi.
    _____________________________
  • iyi de bizim ingilizcemiz yok ki o kadar tunka çeviriyle bakalım biraz.

    @kaotika postmodern materyalizm kavramını sen ortaya attın sanırım, ama benim diyalektik materyalizm i boyle gormediğimi soylemeliyim. ayrıca bence diyalektik de etkileşim aynı kategoriler arasıdır. yukarıda da belirttiğim gibi eger benim evdeki eşyanın varlıgı ya da atıyorum teybin çalması, ya da teybin kendisi istanbuldaki bi arabayla etkileşime biraz zor girer.

    bence materyalizmin, daha dogrusu diyalektik materyalizmin daha da dogrusu boyle düşündüklerini soyleyenlerin hatası, bu aynı kategori olayını biraz abartmaları ve bilimin sadece biz kavrayalım diye alanlara ayrıldıgını (ör:fizik,kimya vs.) unutup kategorileri. grupları ya da alanları mutlaklaştırmaları ve bunlar arasına kalın duvar çekmeleridir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi dasdasq -- 6 Mayıs 2006; 21:56:45 >
    _____________________________
  • quote:



    bence materyalizmin, daha dogrusu diyalektik materyalizmin daha da dogrusu boyle düşündüklerini soyleyenlerin hatası, bu aynı kategori olayını biraz abartmaları ve bilimin sadece biz kavrayalım diye alanlara ayrıldıgını (ör:fizik,kimya vs.) unutup kategorileri. grupları ya da alanları mutlaklaştırmaları ve bunlar arasına kalın duvar çekmeleridir.


    Her bir bilim dalı gerçekliği parçalara ayırarak önündeki gerçek parçasını inceler ve sonuçlar çıkarır. Bu bakımdan her bir bilim dalının vardığı sonuçlar gerçekliğin kaba bir taklidi olsa da birtakım işlere yararlar. Oysa tüm gerçeklik kavranabilir mi? Belki de tek tek olayları değil süreçleri incelersek bir şeyler yakalayabiliriz.
    _____________________________
  • bu konunun açılması üzerine az önce okuduğum bir makale..

    Postmodernizm kavramı İkinci Dünya Savaşı'nın ardından ortaya çıktı. Savaşın yarattığı korkunç yıkım, Batı dünyasının ahlaki ve etik değerlerini altüst etmişti. O zamana kadar entellektüel çevrelerde geniş kabul gören dünya görüşü ve anlayış, (ki buna o zamanlar 'modern düşünce' deniyordu) geçerliliğini kaybetmeye başladı. Yani 'daha iyi ve daha güzel bir dünyaya duyulan özlem ve hayaller' artık sona ermişti. 'Toplumsal refah' , 'anlamlı bir hayat' vb. kavramlardan geriye bir avuç hayalkırıklığı kalmıştı. Freud ve Marx'ın yöntemleriyle insan ve toplumun kavranabileceği, değiştirilebileceği ve geliştirilebileceğine dair inanç da yavaş yavaş ortadan kalktı.

    İşte postmodernizm terimi, bir önceki dönemden kopuş anlamında, 'modernizm'in sonrasını, 'ötesini' belirtmektedir. İkinci Dünya Savaşı ertesinde sanat, edebiyat ve bilimsel etik alanındaki inançların ve iyimserliğin kaybolmasını ifade eden bir düşünce biçimi olarak da tanımlanabilir. Modernizmin kaybolmuş düşlerinin yerine; postmodernizm yeni bir ütopya koymak amacında değildi. Postmodernizm, yeni bir lisan, yeni kavramlar getirerek, modernist vizyonun gözden kaçırdığı açıları ve ufukları farketmemizi amaçlamaktaydı. Bu yeni dil dinamik bir oyuna benzetilebilir: anlamlar sürekli değişmekte ve gelişmektedir.

    Postmodernizmi anlamak demek, aslında bu yeni dili okuyabilmek ve anlamak demekti. Bu da kolay iş değildi doğrusu.. Birilerinin çıkıp bu yeni dilin yorumunu ve aslında ne anlamlara geldiğini de açıklaması gerekiyordu.. O zaman da ortaya bir sürü laf salatası çıktı: dil oyunu, metaforik yapı, parazitsel lisan, mevcudiyet matafiziği, dialojik düşünce vs..vs.

    Tam da bu noktada, 'Bu da ne demek?' sorusunu sormayı öğrenmemiz gerekiyor. İçimizdeki dinamik bir güç; başkaları bizi aptal veya cahil sanmasın diye bu soruyu sormamızı engellemekte. Postmodernizmin yumuşak karnı (aynı zamanda postmodernizmi anlamanın anahtarı) işte burası: 'Yani sen ne demek istiyorsun şimdi? Bu da ne demek?' sorularını sorabilmeli ve bu soruya verilecek açık ve inandırıcı bir yanıtın takipçisi olabilmeliyiz.

    Sanatsal anlamda ise postmodernizm; filmlerde, televizyonda, gazete karikatürlerinde ve pop müzikte 'kitle kültürünü' üstün kılarak, 'yüksek sanatlara' yaslanan elitizmi tahtından indirme şeklinde kendini gösterir. Çok cafcaflı bir laf oldu. Biraz açalım: resim, heykel, tiyatro, bale ve klasik müzik gibi anlaması ve tadına varılması belli bir kültür birikimi gerektiren sanatlara 'yüksek sanat' deniyor. Bunlar, adı üstünde 'yüksek' olduğundan bunlara herkes erişemiyor, erişse de çoğu insan bu tür sanattan birşey anlamıyor ya da zevk almıyor.. O zaman ne olacak? İnsanları düşündürmek ve eğlendirmek için 'kitle kültürü'nü ön plana çekeceksiniz. Bunun sonucunda estetik değerler aşınıyor, sanat metalaşıp 'tüketilebilir' bir kavrama dönüşüyor. Ama ne gam!

    Meselâ, oturma odasına yeni aldığı tablosunu överken 'Çok değerli bir eser… On bin dolar saydım ben buna..' diyen görgüsüz yeni zengini küçümsüyor ve hatta ona acıyoruz. Ama, 'Hollywood'da bütün zamanların en yüksek bütçeli filmi… Amerika'da gişe rekorları kırdı..' diye bir filmi 'iyi ve başarılı bir film' diye tanımlayabiliyoruz.. O filmin yapılması için harcanan bütçe ve o filmin kazandığı gelirler, aslında rakkamsal bir takım göstergeden ibaretken, söz konusu filmi 'iyi film' diye değerlendirmemize neden oluyor.

    Aynı şekilde, en yüksek rating alan kanal kendini en iyi kanal ilan ettiğinde, nicel kriterler kullanararak, kendine nitel değerler atfetmiş oluyor. Biz de bunu normal karşılıyoruz.

    İşte, aldığı resmin sanatsal değerini ona ödediği parayla ölçtüğü için kızdığımız ve hatta acıdığımız adamın yaptığı şeyi; kendimiz de seyrettiğimiz film veya televizyon kanalını nitelerken yapıyoruz ve bundan rahatsızlık duymuyoruz. Bu bize ters ya da yanlış gelmiyor. Neden? Kitle kültürünün , postmodernizm marifetiyle, üstün kılınmasıyla.

    Postmodernizm aynı zamanda, sol tandanslı akademik çevrelerin Marxizm'den boşalan yere koydukları birleştirici bir felsefe işlevi de görmektedir. Kimleri bunu 'Marxizm postmodernizme dönüştü' diye ifade etmekteler. Bir felsefe olarak postmodernizm, takipçilerine 'herşeyi' ve 'herkesi' eleştirme (ve hatta aşağılama) hakkı verir. Postmodernist bir akademisyene sorulacak olursa, hiç birşeyin (ahlaken, hukuken, estetik veya bilimsel olarak) 'doğru' olduğu ispatlanamaz. Tabii ki postmodernizmin kendisi bu kuralın istisnasıdır. (Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir' sözünü hatırlayınız)

    Özetin özeti: Postmodernizm; kuralsızlığın kural , ilkesizliğin ilke olduğu bir görüş açısı veya yaşam tarzını ifade eder.

    Herhangi bir nedenle, sizi ya da yaptığınız işi veya ileri sürdürdüğünüz fikirleri, şu ya da bu nedenle eleştirmeye, kategorize etmeye, yargılamaya kalkarlarsa, 'Benimki postmodern bir yaklaşım.. Sen bunu nerden bileceksin ki?' dediniz miydi, akan sular durur. Bu çıkışınıza cevap verecek adam zor bulunur. Postmodernizm ne işe yarar? diye soracak olurlarsa, onlara bu cevabı verebilirsiniz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi the_point -- 7 Mayıs 2006; 11:16:13 >
    _____________________________
    "Ne aradığını bilmeyen, bulduğunu anlayamaz."
    Confucius




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Bu lgbt furyası nedir ?
    5 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • Postmodernizmin yokun yokluğudur

    Yani varolandır

    Postmodernizm sadece modernizme çöken bir

    Hayaletten ibarettir
    _____________________________
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.