Anatoly, II. Dünya Savaşı sırasında Nazilerin zoruyla yanında çalıştığı amirali vurmak zorunda kalır. Gemi daha sonra Naziler tarafından patlatılır. Şans eseri Anatoly sağ kalır ve bir kilisenin bulunduğu bir adanın kıyısında pederler tarafından bulunur. Anatoly amirali vurduğu için büyük bir vicdan azabı duymaktadır. Kendini kiliseden ve papazlardan ayrı tutarak, Tanrı ile özel bir inanç ilişkisi yaşamaya başlar. Zamanla pek çok kişi tarafından bir ermiş olarak ünü yayılır. Geleceği tahmin eder, hastaları iyileştirir. Kısacası mucizeler gerçekleştirir. Tanrının ona bahşettiği bu özellik ise ancak böylesi büyük bir vicdan azabından dolayı kendini, günahlarını bağışlaması için, Tanrı’ya koşulsuz ve sınırsız bir inançla adamasından kaynaklı.
Bu azapla yaşayan Anatoly ne yaşayabilmektedir ne de bu günahı affedilmediğinden ölebilmektedir. Yüreğine bir ağırlık oturmuştur, huzursuzdur. Peki nasıl özgür kalacaktır?
Film harika bir görselliğe sahip, oradaki soğuğu iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Çok güzel doğa manzaraları da mevcut. Filmin anlattıkları da çok anlamlı her ne kadar kendi düşüncelerimle bağdaştıramasam da. Özellikle Tanrıya koşulsuz bir itikadı olan Anatoly'nin pederlere ve inancı bir kalıba sokan kiliseye tavrı epey sert. Diğer pederlerle beraber Tanrı'ya dua ederken onun belirlenen yönden başka bir yöne bakarak dua etmesi hoşuma gitti İnanç konusunu işleyen filmleri sevenlere öneririm. Bu arada imdb künyesinde başka bir filmin özeti ve afişi var ama link doğru.