Şimdi Ara

Bela Tarr's Satantango (1994)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
62
Cevap
1
Favori
4.146
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj


  • Öldü sanılan Irimias ve Petrina'nın 1.5 yıl sonra kasabalarına dönmesi ile altüst olan hayatların anlatıldığı tam bir sabır ölçer

    Yine upuzun plan sekanslar,son derece iyi oyunculuklar ve Mihaly Vig in enfes müzikleri ile süresini hesaba katmazsak iyi film,ama süresi uzun olunca insan eksik bişey kalmasın ve hayatımın akışını değiştirsini bekliyor ama maalesef öyle değil

    Havada kalan o kadar çok nokta var ki

    Zaten konuyu da tavsiye olsun diye değil izleyenler varsa hakkında muhabbet ederiz diye açtım

    İzleyen var mı?

    Ekleme : Filmde en kötü oyunculuğu Mihaly Vig sergilemiş,hatta bazen Tarr nasıl olduda bu hali ile filme ekledi bu sahneyi dedim

    Kasti olduğunu sanmıyorum basbayağı amatördü yani

    Sen müzik aletlerinin başından kalkma Vig hep orda kal



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zebercet -- 20 Mayıs 2012; 17:49:08 >







  • film 7.5 saat mi yanlış mı görüyorum.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Johnnie-Walker

    film 7.5 saat mi yanlış mı görüyorum.

    evet 7.5 saat
  • Bak beğenmedin benim de cesaretimi kırdın Bir daha hayatta oturup da izlemem

    Şaka bir yana eleştirilerini de dikkate alarak izleyeceğim ama filmin süresinden dolayı kopukluklar olmuş olabilir. Genelde kısa süreli filmlerde havada kalan çok şey olabilir ama bu filminde süresi epey uzun, yani adam istediği her şeyi anlatabilir.

    Mihaly Vig'i hatır uğruna oynatmıştır belki Bresson'ın bir filmini izledim. Film tümden amatör oyuncuların hakimiyetindeydi. Yani bir filmde izlenebilirlik açısından oyunculuğun payının ne denli büyük olduğunu anladım. Ki hiç beğenmemiştim o filmi. Bir tek baş roldeki eşek iyi oynuyordu Sanırım bu tarz yönetmenler için amatör oyuncu kullanmak bir prensip meselesi.

    Bu arada bu forumda pek sanmıyorum bu filmi izleyen olsun. Yine de denk gelebilir belki ama Imdb'ye bile 3297 kişi oy vermiş.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: diminishedtriad

    Bak beğenmedin benim de cesaretimi kırdın Bir daha hayatta oturup da izlemem

    Şaka bir yana eleştirilerini de dikkate alarak izleyeceğim ama filmin süresinden dolayı kopukluklar olmuş olabilir. Genelde kısa süreli filmlerde havada kalan çok şey olabilir ama bu filminde süresi epey uzun, yani adam istediği her şeyi anlatabilir.

    Mihaly Vig'i hatır uğruna oynatmıştır belki Bresson'ın bir filmini izledim. Film tümden amatör oyuncuların hakimiyetindeydi. Yani bir filmde izlenebilirlik açısından oyunculuğun payının ne denli büyük olduğunu anladım. Ki hiç beğenmemiştim o filmi. Bir tek baş roldeki eşek iyi oynuyordu Sanırım bu tarz yönetmenler için amatör oyuncu kullanmak bir prensip meselesi.

    Bu arada bu forumda pek sanmıyorum bu filmi izleyen olsun. Yine de denk gelebilir belki ama Imdb'ye bile 3297 kişi oy vermiş.

    ya bak inanamazsın süresine göre o kadar neden olduğu açıklanmayan olay var ki filmde

    izleyen var eskilerden De-Niro takma adlı bir şahıs ama sinema bölümünü bırakalı yıllar olmuş gelirse tartışırız gelmezse kendi bilir

    onun dışındada sanmıyorum ki izleyen olsun ama bir umut

    bu arada gerçektende büyük beklenti ile oturma filme inanıyorum ki sıkılacaksın ha sen dersinki ben dakikalarca aynı noktayı çeken kameraya yansıyanları izlemekten keyif alırım o zaman tamam

    hani bir tuvalet mevzu olmuştu pm den konuşurken,aynısı filmde geçerli bazen yönetmen kamerayı açık bırakıp gitmiş gibi bir hissiyatı oluyor

    edit : bahsettiğin yönetmeni araştırıyorum

    edit 2 : filmleri çok iyi puanlar almış imdb de anlaşılan kadri kıymeti bilinemeyen bir yönetmen amcamız,bi ara detaylıca bakıcam



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zebercet -- 20 Mayıs 2012; 19:59:22 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Domates Kızartması

    ya bak inanamazsın süresine göre o kadar neden olduğu açıklanmayan olay var ki filmde

    izleyen var eskilerden De-Niro takma adlı bir şahıs ama sinema bölümünü bırakalı yıllar olmuş gelirse tartışırız gelmezse kendi bilir

    onun dışındada sanmıyorum ki izleyen olsun ama bir umut

    bu arada gerçektende büyük beklenti ile oturma filme inanıyorum ki sıkılacaksın ha sen dersinki ben dakikalarca aynı noktayı çeken kameraya yansıyanları izlemekten keyif alırım o zaman tamam

    hani bir tuvalet mevzu olmuştu pm den konuşurken,aynısı filmde geçerli bazen yönetmen kamerayı açık bırakıp gitmiş gibi bir hissiyatı oluyor

    edit : bahsettiğin yönetmeni araştırıyorum

    edit 2 : filmleri çok iyi puanlar almış imdb de anlaşılan kadri kıymeti bilinemeyen bir yönetmen amcamız,bi ara detaylıca bakıcam

    Boş ver bazı şeylerin ucunun açık bırakılması daha iyi, belki de yönetmen seyircinin meraklanıp, hevesinin kırılmasını istemiştir, ama bir bakmam gerek filme. İzleyip beğenmeme olasılığım da var, her ne kadar o uzun aynı nesneyi çeken sahnelere dayansam da, sanırım bu filmde bu biraz abartıya kaçmış. Daha çok kamera kullanımına yönelik olarak yönetmenliğini göstermiş olabilir. Ama adamı suçlayamayız bence, yapmak istediği şeyi yapmış, yedi buçuk saatlik bir filmi de çekmek sabır ister herhalde.
    Hayret bir sinema severimiz eksilmiş o vakit forumdan Olur da bir gün döner ve bu konuyu görürse cevap yazar umarım.

    O zaman burdan tüm foruma çağrı yapıyoruz, şu filmi izleyen bir baksın

    İşte o dakikalarca aynı noktayı çeken filmleri ben Haneke ile sevdim zaten, 71 Fragmente einer Chronologie des Zufalls filminde bir masa tenisi sahnesi vardır. O sahneden sonra hatırladığım tenis topunun darbeleri yüzünden vücudumun bazı yerlerinde derin yaralar açılmıştı

    Bak işte senin kafadanmış yönetmen, niye beğenmedin o sahneleri Belki de gerçekten unutmuştur, daha sonra da bütçeye bakmıştır. Ve bu kısımları da filme dahil etmeye karar vermiştir

    Robert Bresson'ı araştır ama Au hasard Balthazar filminden sonra yönetmenle olan tüm ilişkilerimi askıya almıştım. Daha sonra da talhagercek arkadaşımız yönetmenin Pickpocket filminde benim diğer filminde gördüğüm şeyleri görerek filmi beğenmemişti. Ben de ilişkileri toptan kestim, şimdi ne Bresson arıyor ne de ben Ama araştırdığımda kadri kıymeti bilinen bir yönetmen olduğunu gördüm. Acaba dedim ben de mi bir aptallık var. Yoksa sanat sever herkes beğenmiş adamın filmlerini. Sen de izle istersen, görüşlerini merak ettim.




  • tam olarak ucu açık bırakmakta değil aslında film ilerlerken arada bir sahne çıkıyor başroldeki arkadaşımız birisi ile önemli bir konu hakkında konuşuyor ama daha sonra o olayla ilgili bir daha tek bir kelime dahi geçmiyor

    yalnız sonuçta film belli bir süreyi kapsıyor ve şuan dahi birisi ile konuşupta sonuca bağlayamadığımız yada bağlanmasını beklediğimiz konular var ve o sahne bu mantıkla araya iliştirilmiş olabilir

    diğer taraftan sırf o kadar saat izlettim alın bide bunu düşünün nihahaha diye gülen tarr ı gözümün önünde canlandırmam zor olmadı

    aynen aynen eski mesajlarına bakıyorumda gayet kaliteli bir sinemasever arkadaşmış ama gitmiş boynumu bükmüş

    bahsettiğin sahneyi nasıl merak ettim bilemezsin hemen araştırıyorum filmi pc dede bi kaç tane haneke filmi duruyor zaten olmadı bir haftamızı bu amcaya ayırırız

    yönetmen benim kafadanda şimdi şöyle ki çekmesi keyifli olabilir ama izlemesi hiçte öyle değil sırf piçliğine çekilip filme eklenmiş gibi hoş tuvalet sahnesi ile hayatın amacını anlatıcam ya ben

    bresson için imdb deki filmlerine oy verenler genelde 3 bin 4 bin civarında o yüzden pek fazla tanınmamış sanırım dedim yoksa senin benim gibi farklı tatlar arayanlar illaki bir şekilde görmüş ve bi kaç filmini izlemiştir onun dışında herkese hitap etmediği için pek fazla değer görmemiştir

    bu demek değildir ki seveceğiz,hayatın anlamını bulacağız

    yeri geldimi eleştireceğiz babamızın oğlu değil

    hemen listemdeki ucuz holivut filmlerini silip güncel bir liste çıkarıyorum


    ekleme : Carlos Reygadas hakkında bir bilgin var mı?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zebercet -- 20 Mayıs 2012; 22:43:15 >




  • Dediğin doğru bence, doğal daha doğrusu gerçekçi olması bakımından bu şekilde çekilmiştir.

    Bak Tarr'ın o alaycı kötü adam gülüşü benim de aklıma geldi şimdi aynen böyle gülüyordur işte

    Haneke'yi baştan aşağı izlemelisin. Sert bir gerçekçilik var filminde. Ve hem görsel şiddet içeriyor hem de çağımızın duygusal buzlaşmasını ve kapitalizmin esir aldığı hayatlarımızın basitliğini gerçekten çok sert işliyor. Sanırım sadece Funny Games'i izledin ama diğerlerini de izlemelisin. Mesela Cache'yi izle. O film bittikten sonraki tepkini merak ediyorum Yalnız her filminden sonra Haneke'ye küfretmeyi çok abartma, amacı bu zaten

    Yani tuvalet de hayatımızın büyük çoğunluğunu geçirdiğimiz bir mekan, neden bir filme konu olmasın, hem de 10 dakika, sabit kamerayla

    Evet Bresson'ı ve Avrupa'daki isim yapmış diğer yönetmenleri oylayan sayısı az Imdb'de ama buna rağmen çok ünlü yönetmenler. Fakat bunlar işin popülarite kısmında değil de sanat kısmında oldukları için oek tercih edilen yönetmenler değil anladığım kadarıyla. Hele ki günümüzde eski filmlere ya da bu tarz anlama dayalı filmlere rağbet az. Görmüyor musun, millet Avengers midir nedir, 3D harikası onu baş yapıt yapıyor. Hani ben izlemedim tamam, zevke de karışmayayım diyorum ama sinemadan anlarım diyen insanın da yapacağı şey değil ki bu.
    Evet yeri geldi mi eleştireceğiz ama benimsediğim yönetmenleri eleştiremiyorum. İlla bir şeyler çıkarmaya çalışıyorum. Bresson'da zorladım ama olmadı

    Ben çoktan çıkardım Holivudları, indirdiklerim var eskilerden mecburen izleyeceğiz onları. Arada denk gelirse çok övülen benim de güvenebileceğim bir film çıkarsa belki izlerim. Yine de beğenmem ya orası ayrı.

    Carlos Reygadas'ı senden duydum ilk kez. Genelde keşfetmek benim işimdi ama sen de bulmuşsun Stellet licht filmi dikkatimi çekti, izlerim muhtemelen. Sen izledin mi bu adamın filmini.




  • evet sadece funny games i izledim ve ilk filmlerinden birisi olmasına rağmen adamın ne denli sert bir sinema anlayışı daha doğrusu anlatım tarzı olduğunu çok iyi gördüm diğer filmleri nasıldır kim bilir bide sanıyorum hiç mutlu son filmlerinde bakalım listeyi şimdilik tamamladım lars von trier gibi bi kaç tane daha yönetmen kaldı onlarıda yarın falan eklerim

    bu arada criterion collection dan epeyi film seçtim bi bak bakalım belki arada beğendiklerin çıkar

    http://www.filimadami.com/populer-film-listeleri/30/criterion-collection/

    şu filmleri epeyi merak ettim mesela ben

    http://www.imdb.com/title/tt0053459/

    http://www.imdb.com/title/tt0023649/

    http://www.imdb.com/title/tt0047445/

    http://www.imdb.com/title/tt0046451/

    http://www.imdb.com/title/tt0051378/

    http://www.imdb.com/title/tt0019254/


    neyse konuya dönelim

    tuvalet isminde bir dram filmi isim fena durmuyorda içeriğini nasıl doldurabilir acaba

    avengers falan salla ya konusunu açmaya değmez

    sorma ya bırak bu kadar eski filmleri 10 yıllık filmleri eski diye izlemeyen tipler var ne diyeyim herkesin zevki kendine

    valla bende eskiden çok arka çıkıyordum sevdiğim yönetmenlere ama koskoca Tarr da bunu yapınca bi dahada arka çıkmam dedim ve bu saatten sonra beğenmediğim en ufak şeyi eleştiricem

    valla oscar dönemi listeye atmıştım aday filmleri ama sildim şuan ve kendi kendime ne oscarından bahsediyorsun sen? dedim

    arada güzel filmler illaki çıkıyor kabul ama genel olarak birbirinin kopyası sahneler,yüzler,müzikler vs. insan bi saatten sonra aynı şeyleri tekrar tekrar izliyormuş hissine kapılıyor

    carlos abiyi bela tarr ı araştırırken gördüm ingilizce bir yorumda terrence mallick ve bu adamın adı geçiyordu sanıyorum ya bela tarr a benzetmiş yada bu üçü çok iyi yönetmen tarzı bişey yazmış adam her neyse bi bakayım nedir ne değildir dedim dikkatimi çekti kendi çapında filmler çekmiş severim böyle adamları bende dedim belki sinema canavarı diminis biliyordur ama sende bilmiyormuşsun listeye attım filmlerini ama kim bilir ne zman izlerim

    benimde japon dikkatimi çekti afişi falan western havası verdi bide ilk filmiymiş,bakalım

    bu arada bu gece a londoni ferfi ye giriş yapayım diyorum ne dersin




  • Mutlu ya da mutsuz da değil genel bir son yok diyelim, birkaç filmi dışında. İzlediğinde demek istediğimi anlarsın. Trier demek Gözde yönetmenlerimden. Dancer In The Dark ya da Dogville'i izleyebilirsin. Beğenirsin diye tahmin ediyorum. Björk'ün baş rolünde olduğu Dancer In The Dark kadar gerçekçi ve acıtan bir dram daha görmedim. İnsanoğlunun yüzüne tüküresim geldi, filmin sonunda.

    Criterion Collectiondan takip ediyorum ben de çoğu filmi. Harika koleksiyon yapmışlar. Ah ah o paylaştığın filmleri izleme hayaliyle yanıp tutuşuyorum ama zaman gelmiyor bir türlü.

    Tuvalet isminde bir filmin içeriği gayet de şahane bir şekilde doldurulur Seri olursa ikinci filmin adının kanalizasyon olma ihtimali de yüksektir

    İşte herkeste de gerçek sinema tutkusu olmuyor. Bu yüzden eski sinemayı dışlayanları, Avengers ve türevlerini baş tacı yapanları hoş görmek gerek.

    Ben Haneke'yi eleştiremem Trier'i de, bu ikisinin dışındakileri eleştirebilirim.

    Hakikaten Oskar mı kaldı yav, bağımsız festivalleri takip et bak ordan bize çok ekmek çıkar Ben de bıktım. Amerikan sinema sektörü demekten de yoruldum, ama adamlar kendi kısır döngülerinin içinde hapsolmuşlar. Sanatı parayla satma derdindeler. Hep aynı konular, aynı karakterler, aynı hikayeler, yapmacık oyunculuklar.

    Ben de ilk senden duydum Carlos'u. İyi oldu iyi, listeye bir yönetmen daha girdi sayende

    A Londoni férfi'yi umarım beğenirsin, sonra yönetmen hakkındaki görüşlerin değişmesin Imdb puanı da düşük gibi, sanırım düşük beklentiyle izlemelisin ama belli de olmaz tabii, başkası kıymet bilmez sen bilirsin.




  • dancer in the dark ilk izlemek istediklerimden birisi zatende ben ilk filmlerinde başlayayım diyorum yönetmenin gelişimini takip edicem kendi halimde mesela tarr da ilk werckmeister ı izlemek üzmüştü reha erdem ona keza gittik son filmini izledik adamın neyse bundan sonra sırayla

    criterion collection gerçektende olağanüstü bir arşiv gibi duruyor sadece 10 sayfasına baktım ve neler neler çıktı daha 790 sayfa daha var

    şunu izledin mi sen? en raharsız eden film konusunda paylaşmışlar

    indirdim şimdi izlemeyi düşünüyorum

    http://www.youtube.com/watch?v=D7h87hJSBzE

    şöyle bi kaç kaliteli organizasyon söylede takip edeyim cannes başladı mesela onu bekliyorum özellikle altın kamera kime gidecek

    senin listenden sonra carlos u söylemem nedir ki bu arada noldu o konuya

    ilk 22 dakikasını izledim ve fena gitmiyor hani ortada 6.9 luk bişey yok şuan için bakalım bildiğimiz tarr işte eviriyor çeviriyor 5 dakikalık oalyı 20 dakikada anlatıyor yalnız bu filmin dili ingilizce ve o kadar macar dilinde filmden sonra yadırgadım janos u istiyorum ben




  • Trier'in uzun metrajlı ilk filmleri üçlemeydi sanırım ama nette aradım taradım bulamadım. Çok merak ettiğim için sırasız bir şekilde izledim adamın filmlerini. Aslında sıralı izleyip gelişimini takip etmek daha mantıklı ama ben hep karışık izliyorum. Hem yönetmenlerin ilk filmleri daha çok keyif veriyor. Ama sen kısa metrajları da izliyorsun sanırım. Ben kısa film izleyemiyorum ya, en sevdiğim yönetmen olsa bile. Ben de Tarr'ın en son filmini izleyerek başladım adamın filmlerine

    Criterion Collection'daki filmleri bitirene kadar 2-3 yıl geçer herhalde Eskiler bir bitsin zaten yeni filmlere daha çok yer vereceğim. 790 sayfa ha Korktum şimdi ömür yetmez.

    O filmi kısa film diye ertelemiştim. Luis Buñuel rahatsız eden film yapma kategorisinde bir numaraymış zaten. acayip merak ediyorum adamın filmlerini. Aslında 16 dakika bir alt yazı döşedik mi altına, izlenmeyecek bir film değil.

    Berlin film Festivali var, Venedik var, bir de Sundance var ama Amerika'da yapıldığı için pek güvenmiyorum bu festivale Birkaç tane daha vardı ama aklıma gelmiyor Cannes en iyilerinden zaten, festivalleri takip edersek, açığa çıkamamış pek çok sağlam filmden haberimiz olur. Bakalım bu yıl kimde gidecek altın Kamera, ben de takip edeyim bari

    O konuya bir sürelik ara verdim, yeni yönetmenler biriktiriyorum. Kimseye hayrı yok o konunun ama iyice birikince, ekleyeceğim konuya.

    Güzel filmse ben de izleyeyim bari. Öyle deme 5 dakikalık bir olayı 20 dakikada anlatabilmek de bir yetenektir Filmin isminden anladığım kadarıyla film İngiltere'de geçiyor Ondan İngilizce'ye ağırlık verilmiş olabilir. Yapımcıya filan da bağlı galiba bu. Tarr'ın Janos'un baş karakter olduğu bir film daha çekmesi gerek. Benim de kendimi özdeşleştirdiğim bir karakterdi.




  • aslında kısa filmlerle başladığım söylenemez ilk uzun metrajı ile başlayıp gidiyorum

    790 değil 79 muş 790 sayfa her bir sayfada 10 filmden

    film sessiz,yazı falanda çıkmıyor

    izledim ve gerçektende yok artık başlangıcından belli zaten nasıl rahatsız bir film olduğu tam bir kabustu yahu

    festivallerden sundance benimde dikkatimi çekmişti geçen ve ödüller fena filmlere ve oyunculara gitmemişti diye hatırlıyorumda emin değilim

    diğerlerinide aklıma yazayım lazım olacaktır

    ekle bakalım gerçi okuyan bile olmuyordur ona eminim de bir umut belki birisinin işine yarar

    bugün bitireyim diyorum uzatmanın alemi yok,o zaman daha sağlıklı bir yorum yapabilirim ama şimdilik yorum yapacak bir tarafı yok,pek bişey olmadı zaten koskoca 22 dakikada

    öyle bir ihtimal kalmadığı için janos u canlandıran lars rudolph un diğer filmlerine bakmam lazım,fatih akının bir filmindede oynamış sanırım o bahaneyle fatih abiyide bitirirz güzel olur




  • 7900 film Neden olmasın Neyse 790 da iyidir

    O film sessizse izleyeyim ben de indirmeye gerek yok doğrudan izlerim netten. Umarım dediğin gibi fazlasıyla rahatsız edicidir. O zamanlar elde avuçta doğru dürüst imkan yokken böyle filmleri yapmayı nasıl başarmışlar, hayret.

    Sundance'a baktım da şöyle, yok ya iyi bir festival değil bence. Ama tümden bir bakmak gerek.

    Okusalar da filmlerini indirip izlemezler herhalde, çoğu eski filmlerin yönetmeni, adamlar tenezzül etmiyorlar onlara, neyse değerini ne kadar az kişi bilse o kadar iyidir

    Eyvah eyvah Koca yirmi dakikadan bir tek cümle bile çıkmaz mı

    Lars Rudolph'un filmleri dikkat çekici, kayda değer. Bir ara onlara da el atacağım, şimdilik sadece liste yapıyorum. Fatih Akın'a ayıp oluyor yahu Bir filmini bile izlemedim adamın ama dünyaca tanınır olmasına güveniyorum. Türkiye'nin kazanamayacağı bir Alman yönetmen Akın. Ben Godard ve Bunuel filmlerini çok merak ediyorum ama şu lanet nette bir tanesini bulamadım




  • sen bile bulamadıysan hiç şansımız yok

    1 saatten fazlasını izledim ve film o kadar güzel bir hal aldıki

    hikayenin işlenişi falan çok çok iyi

    neden beğenilmemiş diye sorup durdum kendime gerçektende çok akıcı bir anlatımı var

    şaşırdım bu kadar iyi bişey beklemiyordum

    belkide beklentiyi düşük tuttuğumdandır

    Erika Bók ta oynuyor bu filmde zaten sadece satantango,londoni ferfi ve turin horse da oynamış

    diyeceksin ki e o kadar akıcı madem neden bitirmedin? ders çalışmam gerekti ama bugün kesin bitiyor

    festivallere de pek bişey diyemiyorum sonuçta ordaki filmleride insanlar seçiyor ve zevkler renkler durumu var yani bu festival güzel demek bile zevklerin farklılığına giriyor ama en azından oscar gibi zırvalamıyorlar ve kıyıda köşede kalmış filmlerin popülerliğinin artmasına yardım ediyorlar

    fatih akın ı bende merak ediyorum ya gerçektende dünyaca ünlü bir yönetmenimiz var ama (gerçi ne kadar sahiplenebiliriz orasıda tartışılır) ama kıymetini bilmiyoruz

    lars rudolph un filmleri gerçektende fena durmuyor hepsini izlemek olanağı olmasada bi 10-15 i izlenebilir

    beklentini yükseltmeden izleyebilirsin andalou yu sonuçta 15 dakikalık bir saçmalık




  • Bulamadım, uyuz oldum, biraz daha bakayım bari

    Londoni Ferfi'yi öne çekeyim o zaman Demek olayların gelişmesini beklemek gerekmiş, belki de çoğu kişi sıkılıp, gerisini izlemeden kapatıp, öyle oy vermiştir. Erika Bok'un oyunculuk hayatı Tarrla birlikte sona ermiş herhalde Bir yakını filan olabilir mi ki

    Ah dersler vah dersler Benim de finaller başladı Derslere inat film izleyeceğim, hele şu son iki haftada ne alesten ne kpdsden vakit bulabildim film için

    Alttan alttan laf sokmalar filan Doğru diyorsun her şey zevkte bitiyor da ben milletin zevkine çok karışıyorum herhalde Baksana festivale bile çamur attım Oskarda çoğumuz hemfikiriz.

    Fatih Akın en iyisini yapıyor. Burdaki hangi yönetmene değer veriliyor. Hatta burda yönetmene değer verilmesi için ya insanın duygu sömürüsü yapması gerek ya da Fetih 1453 gibi Türk'ün gücünü gösteren bir film çekmesi gerek.

    Un Chien Andalou hayallerimi suya düşürdün Nasıl yani saçmalık mı hakikaten Ben de 15 dakikalık bir şaheserdir diye düşünüyordum




  • tavsiyem öne çek keyif alma ihtimalini yüksek tutuyorum zaten kadro da tanıdık yüzlerde var eski tarr filmlerinden yabancılık çekmezsin

    hay bu derslerin neyse zafere giden yolda çekilen çile kutsaldır

    yok laf sokma amacım yoktu nasıl çıkardın bu anlamı helal sana yoksa elaleme çok karışıyorsun gibi bir anlamı yoktu

    bak şuan üzüldüm ya nasıl çıkardın böyle bi anlamı valla kastetmedim öyle bişey

    kahrolsun festivaller ya

    dediğin gibi en iyisini yapıyor keşke imkanım olsada yurtdışında yaşasam dediğin gibi türkiyede zerre değer verilmiyor baksana reha erdem kosmos u oynatacak sinema bulamamış başlarda ve adama söylenen şey bu film izlenmez bizde zarar ederiz

    filmi şaheser yapan o saçmalıkları zaten,rüya gibi düşün daldan dala atlıyor film ve beklentini yüksek tutma diye saçmalık dedim

    ya dur sen en iyisi izle ve gör anlatılacak gibi bişey değil




  • Tarr'ın kadro hep aynıysa, sıkıntı çekmeyiz, tanıdık yüzleri izlemek daha keyifli oluyor.

    Artık sınavların sonu selamet mi olur, selamet olsa da istediğimiz geleceğe erişmiş mi oluruz, her şeyi akışına bıraktım

    Ne bileyim, hani dedim böyle kinayeler filan Sorun yok o zaman, ben yanlış anlamışım Yok üzlüme hacı, ben yanlış anlamışım asıl kusuruma bakma
    Festivaller kahrolmasın daha ordan seçeceğimiz çok film var

    Aslında filmi oynatmayan sinemalar da haklı, şimdi bizim ülkeden kim izleyip de beğenecek ve kim bilir ne anlayacak o filmden. Ama tabii böyle diye diye de Türk sineması da kısır döngüye girdi. Neyse seveni az olsun da film çekmeye devam etsinler. Belki çok sonraları değerleri bilinir.

    İzleyeyim bari, bak merak ettim şimdi. Zaten on beş dakika bir şey, gece izlerim de korkmam değil mi gece gece izleyip




  • genel olarak aynı diyemeyiz eski oyuncularına yer yer ufak roller veriyor fenada olmuyor hani

    aynen ya koy .te rahvan gitsin herşey olacağına varır

    haklılar tabi adamlar bu işten para kazanıyorlar sonuçta asıl suçlu oynatmayanlar değil oynattırmayanlar

    izle izle korkmazsın ama yer yer rahatsız olabilirsin özellikle açılış sahnesi çok kötüydü sonrasıda bildiğimiz kabus zaten sık sık kabus gören birisiysen işlemez bile




  • Kısmen de olsa, aynı oyuncuları kullanması daha iyi bence de.

    Her şey olacağına varır hakikaten. Öleceğiz, toprak olacağız filan, sonra da bir hiç olacağız, bu işler böyle işler. Yarına çıkmaya senedimiz mi var hem Her insanın nihai amacı ölümdür, doğumla ölüm arasında gerçekleşen her şey de boşuna yaşanmış şeylerdir. Gerçekten de talihsiz varlıklarız.

    Bence de asıl suçlu oynattırmayanlar. Gerçi ne beklersin cahil halktan, kim destek çıkacak, sanatı gerçek anlamda ifa edenlere.

    Ben gece rüya ya da kabus her ne görüyorsam sabahına hatırlamıyorum zaten. O yüzden sorun olabilir bak İnsandan olan hiçbir şeyden korkmamalıyız zaten de insandan olmayan da bir şey yok ki. Demek ki hiçbir şeyden korkmamalıyız




  • 
Sayfa: 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.