Şimdi Ara

Ülkemizde Nükleer Santral gereklimi ?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
130
Cevap
0
Favori
12.235
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Arkadaşlar bildiğiniz gibi ülkemizde 3 yeni nükleer santral inşaası konusunda bazı planlar var siz ne düşünüyorsunuz? Sizce gereklimi ? Çevre için bir risk mi gerçekten?

    Bana göre geç kalınmış çoktan yapılması gereken santrallerdir. Türkiye'nin enerjide hem dışa bağımlılık hem de maliyet açısından kurtulması için nükleer santaller ve hidroelektrik santraller kurması gerekiyor.

    Nükleer tehlikeden bahsedilirken, bugün elektriğimizin büyük kısmını ürettiğimiz doğalgaz ve termik santrallerin çevreye zararı nedir hiç kimse ilgilenmiyor. Küresel ısınma faktörüne yardım ediyorlar. İstanbul ambarlı termik santrali tek başına neredeyse istanbul'un geri kalanı kadar atmosfere zararlı gaz emisyonu salıyor. Bu emisyon yüzünden bir çok kişi kanser oldu ve solunum rahatsızlıklarına tutuldu. Daha da ötesi atmosfere salınan gazlar atmosferde tepkimeye girip tepemize asit yağmuru olarak yağıyor, daha daha da ötesi bu gazlar sera etkisine sebep oluyor ve dünyanın her geçen gün ısınmasına sebep oluyor. Bunlar nedense pek konuşulmuyor çünkü özellikle türkiye'deki nükleer enerji karşıtlarının arkasında başka güçler var. nükleer enerji karşıtlarını Yatağan'a, Afşin'e ya da Elbistan'a gidip orada yaşamalarını öneriyorum. yaşayabilirlerse !

    Su enerjisine gelince, türkiye şu ana kadar su kaynaklarının yaklaşık % 45'ini değerlendirmiş durumda.
    Yeni yapılacak barajlarla bu oran daha da artacak. İşin ilginç yanı, aynı tiplerin bu yapılacak barajlara da karşı çıkması. nükleer santrale karşı çık, barajlara karşı çık, sormazlar mı adama nedir senin derdin diye.

    Ayrıca bir de işin maliyet kısmı var. Biz elektriği doğalgazla üretiyoruz, bu gazı da rusya ve iran'dan alıyoruz. bu ülkelere bunun karşılığında ciddi paralar ödüyoruz. Öte yandan biz bu adamlar ile rekabet içindeyiz. böylece öyle çarpık bir duruma düşüyoruz ki;

    - bu adamlardan pahalı gaz alıp, sanayimize pahalı (8-10 cent) elektrik veriyoruz. adamlar ise kendi sanayilerine 1,5 centten elektrik veriyor.

    - yetmiyor gibi bu adamlara gaz karşılığı para veriyoruz, adamlar bu parayı yatırım teşviki olarak kullanıyor. bizim paramızla kendi sanayilerini destekliyorlar, biz yine kendi sanaymizi baltalamış oluyoruz.

    ben böyle düzenden çok rahatsızım ! Batımızda eski demir perde ülkeleri ucuz nükleer enerji kullansın, kuzeyde ve doğuda zaten enerji gani gani. Bizler ise gibi millete para dağıtalım, kendi sanayimize 10 centten elektrik verelim. Sonra neden yatırım yok, neden işsizlik var diye sorup duralım.







  • Evet, gerekli. Geç bile kalındı...
  • geçen gün tvde izledim , kurulumu , işletmesi , kapatması vs vs , 15 milyar $ gibi bir paraya mal oluyormuş , o paraya Türkiyenin rüzgar ve güneş potansiyelini değerlendirseler çok daha iyi olur kanaatindeyim

    hiç olmazsa o kadar para verip amerikanın kullanılmış eski teknolojisi yerine , kendi teknolojimizle bu altarnatif enerji santrallerini kurabiliriz , o kadar paraya mal olmaz ayrıca harcanacak tüm para içeride kalır ve işsizlik denen birşey kalmaz , bu ekonomimiz için daha yararlı olur

    ve emin olun rüzgar ve güneş enerji santralleri nükleer santralden çok daha ucuza elektrik üretir

    ayrıca hidroelektrik santral olarak , halen ülkemizde binlerce santral kurulacak potansiyel var , bu da milyarlarca kwlık bir miktar demektir

    eğer devlet özel sektöre devrederse ve ortada rekabet oluşursa şuanda bile 3 cent civarında devlete elektrik satanlar 1.5 cente satmaya başlar

    yani sonu olmayan rüzgar , su ve güneş enerjisi yerine 50-60 yıl ömrü olan (hatta alacağımız eski teknoloji sayesinde bu santralin ömrü belki 30 yıla düşecek ) nükleer tesis kurmak ne kadar mantıklıdır bilemiyorum

    ama olay ileride nükleer silah yapmaksa santralle uğraşmaya gerek yok , Türkiye zaten nükleer silah üretebilecek kapasiteye sahip , belki de üretmiştir bile




  • ama olay ileride nükleer silah yapmaksa santralle uğraşmaya gerek yok , Türkiye zaten nükleer silah üretebilecek kapasiteye sahip , belki de üretmiştir bile

    neye dayanarak konuştun merak ettim
  • - doğalgazla üretim yapan santarller: bu santrallerin inşaa maliyeti oldukça düşüktür aslında, bu yüzden yıllarca her hükümet enerji açığını karşılamak için doğalgaz la enerji üretimine gitmiştir fakat şöyle bir gerçek var ki ülkemizde çok az miktarda doğal gaz çıkartılmakta, bu da bizi diğer ülkelerden gaz satın almaya zorlamaktadır. bu durum doğalgazla üretim yapan elektirik santrallerinin çalışma maliyetini çok çok yükseltirken, olası bir uluslararası krizde bir çok ülkenin eline çeşitli kozlar vermektedir.

    - güneş enerjisi ile üretim yapan santraller: bu enerji türünün en temiz yollardan biri olduğu kesindir ne var ki bu tür santrallerin inşaaa maliyeti çok çok çok yüksektir kocaman bir güneş paneli ancak bir kaç evi idare edebilecek kadar enerji üretir. gelişmiş ülkelerin bu tür enerji üretimine dönmekte oldukları bir gerçek olmakla birlikte ekonomik sıkıntıları bulunmayan bu ülkelerin bunu yapması gayet normaldir. fakat şu bir gerçek ki türkiye bu tür güç üretimi maliyetini kaldıramaz.

    - rüzgar enerjisi ile üretim yapan santraller: dünyada rüzgar enerjisiyle güç üretimi maliyeti gün gün düşmektedir, üstelik bu enerji kullanımı yaygın olan santraller arasında en az kirliliğe sebep olanıdır. fakat bu enerji türü türkiye için bir seçenek bile değildir. yapılan ölçümler göstermektedir ki ülkemizde en çok rüzgar alan bölge bile 5000 günün yanlızca 2000-2200 ünde bu tür bir santrali çalıştırabilecek kadar rüzgar almaktadır. rüzgar durduğunda lambalar da söner.

    - hidro elektirik santraller: bu enerji türiye için iyi bir seçimdir fakat bu tür santarallerin yapımı çok uzun sürer ve yapılabilecekleri yerler bir akar suyun kaldırabileceği santral sayısı ile sınırlıdır ve malesef bu sınırlara git gide yaklaşıyoruz -hatta denebilir ki bu sınırı çoktan aştık, hidroelektriki potansiyelimizi sonuna kadar sömrüdük, tarihi eserleri bile su altında bırakıyoruz, biraz daha cozurtursak suriyeyle savaşa bile tutuşabiliriz-. bu çözümün bizi sadece bir kaç yıl daha götürebileceği açıktır.

    - dalga, akım gücü, med-cezir, genleşme türü enerjilerle üretim yapan santraller: bunlar son yıllarda batı dünyasının geliştirilmeye başldığı yeni seçeneklerdir ve çok temiz olsalar bile maliyetleri düşünüldüğünde malesef çok verimsizlerdir. çoğu gelişme aşamasında olup 15 20 yıldan önce yeterli verime ulaşamayacakdır. şimdilik üzerlerinde deneme yapılan oyuncaklardan başka bir şey değildirler

    - fuel oil ve benzerlerini yakarak üretilen enerjiyle üretim yapan santraller: arkadaşım petrol mü çıkartıyoruz sanki. doğalgaz için geçerli olan şeyler bu santraller için de geçerli. üstelik bu santraller çok daha fazla kirliliğe sebep olmaktadır.

    - mikrodalga arkaalan ışınımından elde edilen enerjiyle üretim yapan santraller: bu tür elektrik santralleri sadece bilgisayar oyunlarında mevcuttur. hatta bunun bir ileri teknolojisi füzyon santralleridir ki simcity oynarken çok işe yarar.

    Ne kaldı geriye: nükleer enerji ve kömür santralleri. kömür santralleri çalışma maaliyetler daha yüksek olsa da türkiyede ciddi bir kalitesiz kömür rezervi olduğu düşünülürse mantıklı bir seçim olabilir ne var ki kalitesiz kömür çok ciddi bir kirliliğe sebep olur.

    (bu kirliliğe karşı son yıllarda su yataklı kömür santrali gibi yeni bir teknoloji geliştirilmiş olsa da, böyle bir santralin yapımı nükleer santral yapımından daha ileri bir teknoloji gerektirmekle birlikte bu tür santrallerin inşaa ve çalışma maliyetleri çok çok yüksektir)

    Buna karşı nükleer enerji santrallerinin çalışma maliyeti, adi kömür santrallerine kıyasla çok daha ucuz olmakla birlikte bu santraller bir nükleer sızıntı olmadığı sürece neredeyse hiç kirliliğe sebep olmazlar.
    (evet olmazlar, bilimkurgu filmlerine inanmamak lazım)
    Modern teknoloji ise bu tip bir sızıntının gerçekleşme ihtimalini sıfıra indirmektedir. Modern bir nükleer santralin patlama ihtimali bir kömür santralinde çıkan yangının bütün ülkeye yayılması, ormanlarımızı cayır cayır yakması ihtimalinden fazla değildir.

    (modern bir santral diyorum, ömrünü çoktan doldurmuş, 50 yıl önceki teknolojiyle yapılmış bir santral değil).

    Bu tür santrallerin ürettikleri enerji miktarına göre inşaa maliyetleri kömür, doğalgaz, hidroelektirik santrallerine kıyasla biraz yüksektir (güneş, rüzgar enerjisinden oldukça düşüktür bu arada) ama bir kez çalışmaya başladıktan sonra uzun yıllar, gece gündüz, yaz kış çok düşük maliyetle çok yüksek miktarda enerji üretebilir, 10 yıl civarı bir sürede maliyetlerini çıkarabilirler. Elin kuzey korelisinin nükleer santrali varken, doğu avrupa ülkeleri 1970 model santralleri iyice yıpranmış olmalarına rağmen haldır haldır çalıştırırken elektiriğini nereye saçacağını şaşıran fransızlar ihtiyacının yarısını nükleer yollarla karşılarken, allahın iranı bile nükleer denemelere girişirken kimse yapamayız, yaptıramayız, bakımına teknolojimiz yetmez, patlar, sızıntı yapar demesin.

    Haaa projeyi tayyipin danışmanları hazırlarsa da santraller sırayla patlayıp dünyanın yok olmasına sebep olursa durum değişir tabi.




  • abi kusra bakma ama rüzgar ve güneş enerjisi için söylediklerin doğru değil

    bugün güneş enerjisi santralleri sadece pil şeklinde değildir , güneş fırınları şeklinde de olabilir , yıllık güneşlenme süresine bakarsak dünyada çok şanslı bir yere sahip olduğumuzu söyleyebilirim

    bu santrallerin ilk kurulumu maliyetli olabilir ama kesinlikle nükleer kadar tutmaz ve yüzmilyarlarca kw elektrik üretebilecek potansiyel memleketimizin sadece güney kıyılarında var , ayrıca işletme maliyeti falan da pahalı değildir , ve gereken güç güneşten geldiği için , bitmez bir enerji türüdür

    ayrıca daha geçen gün tvde izledim ölçüm yapılan yerlerdeki rüzgar enerjisi potansiyeli 88 bin kw mış , yani şuanki ürettiğimiz tüm elektrik gücünden kat be kat fazladır , ayrıca yine coğrafya olarak avrupa veya birçok ülkeye göre şanslı bir konumdayız

    ve rüzgar santralleri günbe gün tüm dünyada artmaktadır şuanda almanyada 17 bin kw ya ulaşmış ayrıca rüzgarın durması gibi birşey sözkonusu değildir

    bence kömür veya hidroelektrik santrale sahip olan lobiler tarafından bu altarnatif enerjilerin önü kesilmektedir

    dediğim gibi başta akp de olsa veya herhangi bir partide olsa bize verecekleri eski ikinciel nükleer tesisiler olacaktır

    amaç silah üretmekse Türkiye zaten üretebilecek kapasitededir belkide üretmiştir




  • Geçen hafta bir işadamı, 2 yıl sonra elektriğimiz bitiyor dedi.
    Çernobil'deki gibi eskimiş teknoloji ile değil de
    Yani kuşak santrallar için çok düşük risklidir denilmekte.
    Ne derece doğrudur mühendis arkadaşlar konuşsun fakat
    Bana sürdürülebilir enerji üretimi için mantıklı geliyor.
    Çünkü şu anda Avrupa'da kullanılıyor ve bir zararı da olmadı bu güne dek.
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • 10 yıl öncesine kadar , nükleer atıkları Türkiyey gömüyorlardı , hatırlayın haberleri
  • Nükleer santrallerin kuruluşunun gecikmesi asla doğru değil.Daha neyi tartışıyorlar da kurulum gecikiyor anlamıyorum.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: YanlızTürk


    10 yıl öncesine kadar , nükleer atıkları Türkiyey gömüyorlardı , hatırlayın haberleri


    o kadar da kolay olduğunu sanmam.nükleer atıklar okyanusların diplerine bırakılıyor.

    bence de Türkiye nükleer teklonojiye geçmeli.1-2 santrali yabancı yapar 3. sünü ise biz yapacak düzeye geliriz.işte o zaman nükleer teklonoji her alanda kullanabiliriz.bu sayede ülkemizde yepyeni bir sektör oluşacak.

    Türkiye şuan nükleer silah falan da üretecek kapasitede değil.bunu da söyleyenler neye dayanarak söylüyorlar anlamıyorum.
  • abi ben çok iyi hatırlıyorum hatta arenada çıkmıştı , beton bloklar içinde Türkiyede gömülmüş atıklar bulunmuştu ayrıca dediğin gibi Türk karasularında , gemilerden atılan bu tür atıklar olduğunu hatırlıyorum

    kapasite kısmına gelirsek Türkiyede bunu yapacak teknik donanım var , yetişmiş eleman da , zaten çekmece de denemeler yapılıyor diye biliyorum hatta zannedersem 95li yıllarda , bunun için 160 küsur kilo uranyum satın alınmıştı diye hatırlıyorum

    yani teknik donanım olmasa bile bunları inşaa edebilecek nükleer silah üretebilecek bilgiye sahip kişiler var tabiikide yumurta kapıya dayanınca bunu yaptırırlar yani mesela bir savaş durumunda
  • nükleer santraller benim görüşümce de gayet uygunlar. zaten dikkatinizi çekerim çernobilden sonra bu tür bir felaket yaşanmadı (di mi? ben mi duymadım yoksa?). ama şu da var ki bizim memlekette böyle bir santral olursa nedense homer simpson gibi birileri geçer sector 7-G'nin başına, yerine tavuk bırakıp tatile çıkar, çekirdek erimesi başlayınca kontrol paneline bi kova su falan boşaltırmış gibi geliyor. şaka bir yana, atıklar haricinde nükleer santrallerin bir zararı yok günümüzde diye biliyorum. ama atıklar da küçümsenecek birer sorun değil. güvenli yerlerde saklanıyor falan ama yine de nükleer atık...
  • Nükleer santrallar olsa iyi olur enerji sorunumuz biter.
  • Dev fabrikaların doğalgazı kesildi!

    Başbakan erdoğan ve enerji bakanı hilmi güler'ın doğalgazda bir sıkıntı olmadığını söylemesine karşın izmit'te 21 dev fabrikanın doğalgazı botaş ve izgaz'ın talimatı ile kesildi.
    iran ve rusya’dan gelen doğalgaz akışındaki azalma nedeniyle, konutların ısınma sorunuyla karşılaşabilecekleri dikkate alınarak türk sanayiinin kalbi sayılan kocaeli bölgesi’ndeki 21 sanayi kuruluşunun bu sabahtan itibaren doğalgaz vanası kapatılması ortalığı karıştırdı. 21 ocak’ta doğalgazı kesilen iki sanayi kuruluşuyla birlikte bu sayı 23’e yükselirken, öğlen saatlerinde botaş’tan gelen talimatla, ‘şimdilik’ kaydıyla karar uygulamadan kaldırılarak vanalar yeniden açıldı.


    • aso başkanı: sincan organize sanayi'de doğalgaz kesildi
    • igdaş: üretim sanayisinde kısıtlama muhtemel, konutlarda sıkıntı yok
    • bursa'da da doğalgaz tedirginliği! 38 şirketin gazı kesildi!
    • doğalgaz krizi denizli sanayisini de etkiledi...
    • borsa şirketlerinden doğalgaz açıklaması: üretimimiz kesintisiz sürüyor
    • gaziantep osb'de de doğalgaz kesildi...
    botaş doğalgaz işletmeleri direktörlüğü’nün talimatı üzerine, kocaeli’deki doğalgaz akışını düzenleyen izmit gaz a.ş.’de bu sabah genel müdür imat erdoğan başkanlığında toplantı yapıldı. toplantıda, 21 ocak’ta alınan kararla doğalgazı kesilen ve doğalgazla enerji üretimi yapan enerjisa ve entek adlı kuruluşların ardından 21 kuruluşun daha doğalgaz vanalarının kapatılması kararlaştırıldı. bu karar toplantının ardından da saat 10.00’dan itibaren uygulamaya konularak doğalgaz akışı durduruldu.
    izmit gaz a.ş. genel müdürü imat erdoğan, bu kararın konutlarda herhangi bir sıkıntı yaşanmaması için alındığını, sıkıntı giderilir giderilmez vanaların yeniden açılacağını söyledi. imat erdoğan, bu kuruluşlara birkaç güne kadar gelişmelere göre yeniden odoğalgaz verilebileceğini de söyledi.


    • istanbullulara ''doğalgazda bonkör davranmayın'' uyarısı
    • iran, türkiye doğalgazını azaltan arızayı gidermeye çalışıyor

    büyük kuruluşlar

    Kocaeli bölgesi’nde doğalgaz akışı durdurulan sanayi kuruluşları şöyle:
    21 ocak’ta kesilenler: enerjisa, entek
    bugün kesilenler: beksa çelik, çelik halat, çelik kord, al-co alüminyum, crown bevcan, depa, hyundai, keskin kimya, gürsan, goodyear, brisa, ford otomotiv, kordsa polyester, kordsa iplik, kartonsan, kalibre boru, kordsa bez, lifli rulo, tire kutsan, tepe knauf, yıldız entegre.

    ortalik karişti, karar geri alindi

    sanayi kuruluşlarına doğalgaz akışının birer birer kesilmeye başlamasıyla ortalık bir anda karıştı. kocaeli sanayi odası başkanı yılmaz kanbak yaptığı ıçıklamada, özellikle yabancı ortaklı kuruluşlarda birtakım sorunların yaşandığını, buna bir de doğalgaz kesintisi eklenince ortakların yabancılara bunu anlatmakta zorlandıklarını söyledi.
    alternatif enerji kaynakları olmasına rağmen doğalgaz biranda kesilince sanayi kuruluşlarında büyük bir panik başladı. ancak saat 12.00 sıralarında botaş genel müdürlüğü, izmit gaz. a.ş.’yi arayarak gaz kesintisi kararının iptal edildiğini ve vanaların yeniden açılmasını istedi.

    istanbul'da 7 fabrikada kesildi

    istanbul büyükşehir belediye başkanı kadir topbaş, doğalgazla ilgili türkiye genelinde yaşanan sıkıntılar nedeniyle istanbul’da doğalgazdan elektrik üreten 7 fabrikada gazın kesildiğini ancak sanayi ve konutlarda bir problem olmadığını bildirdi.
    topbaş, afet koordinasyon merkezi’nde (akom) yaptığı basın toplantısında, karla mücadele çalışmaları hakkında bilgi verdi.
    dün akşam saatlerinde etkisini artıran kar yağışına karşın istanbul ulaşımında bugün de sorun yaşanmadığını ifade eden topbaş, buna toplu taşıma araçlarını kullanan vatandaşların büyük katkısı olduğunu söyledi.
    kadir topbaş, "herkes işine gitti ama toplu taşıma araçları tercih edildiği için ulaşımda sıkıntı olmadı. demek ki, normal zamanda da vatandaşlar bireysel araçlarını bırakıp toplu taşıma araçlarını tercih ederlerse, ulaşımda yaşanan sıkıntılar ortadan kalkacak" dedi.
    karayollarının sorumluluk alanında bulunan silivri bölgesinde yoğun kar yağışı nedeniyle trafikte aksamalar olduğuna işaret eden topbaş, büyükşehir belediyesi olarak karayollarına yardımcı olduklarını, atatürk havalimanı pistlerine müdahale için de araçlarını burada hazır beklettiklerini kaydetti.
    topbaş, bugün ve yarın da mücadelenin aynı şekilde devam edeceğini ifade ederek, "dün gece yoğunlaşan kar yağışı istanbul üzerindeki etkisini azalttı. anadoluya doğru çekiliyor. bu gece buzlanma ve don bekleniyor. yarın da aynı şekilde devam edecek, daha sonra istanbul’u terk edecek" diye konuştu.
    karla mücadele için 70 bin ton tuz kullandıklarını, 10 bin ton tuzun da depolarında olduğunu belirten topbaş, alım yaptıkları 25 bin ton tuzun da gemilerin yanaşamaması nedeniyle henüz ellerine ulaşmadığını kaydetti.

    "tasarruflu kullanin"

    istanbullulara doğalgazla ilgili uyarılarda bulunan kadir topbaş, türkiye genelinde doğalgazla ilgili bazı sıkıntılar olduğunu vurgulayarak, bu sıkıntının konut alanlarına yansımasa da, sanayi bölgelerinde kısıntıya gidildiği yönünde bilgiler olduğunu hatırlattı.
    topbaş, şunları söyledi:
    "istanbul’da doğalgazden elektrik üreten 7 fabrikada doğalgaz kesildi. sanayi ve konutlarda problem yok. bu konuda da bilinçli tüketici olmalıyız. hiçbir enerji kaynağı sınırsız değil. doğalgazı da tasarruflu kullanmalıyız. kullanmadığımız alanlardaki enerjiyi kısmalıyız. sanayi, istihdam ve üretim alanı. ekonomik değerlerimize hassasiyet göstermeliyiz. gerekirse iki kazak giyeceğiz, radyatörümüzü kısacağız. bu çağrıya cevap vermeliyiz. çok küçük tasarruflar, sanayiye büyük destek olarak yansır."

    şimdilik kaydi tedirginliği

    izmit gaz a.ş. genel müdürü imat erdoğan yaptığı açıklamada, “izgaz, ‘şimdilik’ kaydıyla sanayi kuruluşlarının kesintisini iptal etmiş olup, gaz artı sağlanmaya devam edilmektedir. botaş ile görüşme ve değerlendirmeler yapılmaktadır'' dedi. ancak bu ‘şimdilik’ kaydı, sanayicideki tedirginliği ortadan kaldırmadı. iran ve rusya ile yapılan görüşmelerden sonuç alınamadığı takdirde, sanayi kuruluşlarının doğalgazlarının yeniden kesilmesinin gündeme gelebileceği, sanayicinin de buna hazırlıklı olması gerektiği belirtiliyor.

    gökçek: ankara doğalgazsiz kalir

    öte yandan ankara büyükşehir belediye başkanı melih gökçek, "doğalgaz stoğumuz yok. eğer keserlerse ankaralılar doğalgazsız kalacak" dedi.
    gökçek, başbakan erdoğan’ı davos’a uğurlamasından önce gazetecilerin doğalgaza ilişkin bir soru üzerine, şu anda ankara büyükşehir belediyesi’nin stokunda 2-3 güne yetecek kadar gaz bulunduğunu bildirdi.
    "elimizde şu anda ankaralılar’ın uzun süre ihtiyacını karşılayacak gaz bulunmuyor" diyen gökçek, "doğalgaz stoğumuz yok.
    eğer doğalgazı keserlerse ankaralılar doğalgazsız kalacak. gazın kesilmesi halinde 2-3 gün sonra ankaralılar doğalgazsız kalacak. gaz kesilir mi? onu bilmiyoruz. bunun detaylarını enerji bakanlığı biliyor."

    erdoğan: sikinti yok

    başbakan erdoğan ise "iran ve ukrayna’dan gelen doğalgaz sıkıntısı türkiye’ye nasıl yansır? bu konuda bir önlem var mı?" sorusu üzerine konuyu dün yakından takip ettiğini, ukrayna ve iran’da bazı sıkıntılar olduğunu söyledi. erdoğan, şöyle devam etti:
    "fakat, mavi akım’da kapasite artırıldığı için şu anda böyle bir sıkıntı yok. böyle bir fevkalade sıkıntı olacağını da zannetmiyoruz.
    böyle bir durumda özellikle sanayiye verdiğimiz doğalgazda yapılan anlaşmalar gereği, bu tür fevkalade sıkıntı olması halinde enerji ve tabii kaynaklar bakanlığımız gerekli tedbirleri alır. ama dün yaptığım görüşmelerde henüz böyle bir sıkıntı söz konusu değil. gerekirse biz, doğalgaz çevrim santrallarında kısıtlamaya gitmek suretiyle hidroelektrik ve termik santrallardaki elektriği kullanarak, böylece oradaki kapasiteyi artırıp doğalgazdan tasarrufa giderek, evlerde özellikle böyle bir sıkıntı söz konusu olmayacak."

    iran ile kriz

    ukrayna ile rusya arasında yaşanan krizin ardından başlayan doğalgazda dışa bağımlılık tartışması, iran'ın türkiye'ye verdiği günlük 20 milyon metreküp doğalgaz miktarını havaların soğumasını bahane ederek 6 milyon metreküpe düşürmesiyle yeniden alevlendi. enerji bakanı hilmi güler, "bir iki günlük bir problem. halka yansıtmamaya çalışıyoruz" dedi.
    türkiye'nin yaşadığı enerji darboğazı nedeni ile enerji bakanlığı'nda oluşturulan "kriz masası" toplantılarına dün de devam etti. bakan güler türkiye'nin doğalgaz satın aldığı iki ülke olan iran ve rusya'nın büyükelçi ve enerji bakanlarıyla gün boyu yoğun mesaide bulundu. gerçekleştirilen temasların ardından iran, daha önce 6 milyon metreküpe düşürdüğü doğalgazın miktarını günlük 10.5 milyon metreküpe çıkarma taahhüdünde bulundu. rusya'dan ise erdoğan'ın rusya devlet başkanı putin'le yaptığı görüşmenin ardından artırılan mavi akım gazının mikarının yükseleceği sözü alındı. bu arada güler, önceki gün türkiye'ye rusya'dan gelen gazın bir miktarını çaldığı iddia edilen ukrayna'nın yakıt ve enerji bakanı'nı telefonla arayarak, türkiye'nin sıkıntıya düşmemesi için doğalgazda gereken duyarlılığın gösterilmesini istemişti.

    erdoğan'a bilgi

    güler, akşam saatlerinde başbakanlık'ta doğalgaz krizinde gelinen son noktaya ilişkin başbakan recep tayyip erdoğan'a bilgi verdi. güler, erdoğan'a türkiye'nin günlük doğalgaz açığının 8 milyon metreküp olduğunu, açığın karşılanması için yap-işlet santrallerine verilen gazın yarıya indirildiğini, konutlara verilen doğalgaz miktarının ise azaltılmadığını anlattı.
    güler, yaklaşık 1 saat süren görüşmenin ardından yaptığı açıklamada da, "gazdaki düşüşü belli bir strateji ile dengelemeye çalışıyoruz. aldığımız tedbirlerle bir sıkıntı yok. yoğun bir kış. diğer ülkelerde de sıkıntı var. özellikle ukrayna'da yoğun bir tüketim var. iran'dan da aşırı soğuk var. biz burada bütün bu zor şartlara rağmen özellikle evsel tüketimde halkımıza bunu yansıtmamaya çalışıyoruz. bir iki günlük bir problem. inşallah aşacağız" dedi.

    anlaşmalara konmayan maddeler

    güler, "kriz mi var" sorusu üzerine, "zor günler tabi. aşırı bir bağımlılık var doğalgazda. sözleşmelerde eksik doğalgaz teslimine ilişkin bir madde olmadığı için bunu ikili temaslarla temin etmeye çalışıyoruz. bu durum zamanında anlaşmalara konmayan maddelerin bir sonucu" diye konuştu.
    güler doğalgazdaki depolama sorununa ilişkin olarak, "silivri'deki yer altı deposunu ve tuz gölü projesi'ni harekete geçirdik" dedi. mevcut doğalgaz stoğunun ne kadar olduğu sorusuna güler, "hepsinin belli bir hesabı var. arz güvenliğinin önemini hep söylüyoruz. gazı sıvılaştırılmış doğalgaz gemileri ile silivri'deki terminale alıyoruz. orada da yoğun bir fırtına var. gemi geldiği halde boğazdan geçirip marmara ereğlisi'ndeki terminale yanaştırmaya çalışıyoruz. aslında elimizde gazımız var. fakat bu geminin yanaşması söz konusu. kaptanı ikna ediyoruz" yanıtını verdi. güler, yaşanan kriz nedeniyle tasarruf tedbiri alınmayacağını sözlerine ekledi.

    Not : Alıntıdır




  • bencede geç kalınmış ama kesinlikle yapılması gereken bir santral. bunun ülkemize getireceği elektirksel rahatlamadan fazla, ülkemizde nükleeer alanda çalışan bilim adamlarına gerçekten ihtiyaç var. gerçi Amerika,Almanya ve Fransa önümüzdeki 20 - 30 yıl içinde füzyon santrallerine geçmeyi planlıyor ama, buda Türkiye için bir başlangıç sayılır. yukarıda bir arkadaş 15 milyar dolar'ın başka kaynaklara harcanmasından yana olduğunu söylemişti. bu bir fikir tabiiki ama, koskoca ülkemiz 15 milyar dolara kaldıysa artık, herkes cebinden 5 ytl hayır yapsın bak nasıl kuruyoruz nükleer santrali...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi _fisico_ -- 19 Şubat 2006 2:59:17 >
  • Elektrik mühendisleri odası başta olmak üzere
    Birçok Üniversitenin elektrik Bölümlerinde bulunan bilim adamlarının hemen tamamı
    nükleer santrallerin yarardan cok zarar getireceği ve ülkemizin yenilenebilir enerji potansiyelinin nükleer
    santral kurmayı gerektirmeyecek büyüklükte olduğunu söylemektedirler

    Elektrik Enerjisi Üretiminde Teknoloji Seçimi yapılırken temel standartlar;
    -Seçilen teknoloji güvenli olmalıdır,
    -Kullanılacak kaynak olabildiğince yerli olmalıdır,
    -Seçilen teknoloji ucuz olmalıdır,
    -Yenilenebilir ve çevreci olmalıdır.
    Bir gazeteden haber başlığı "İngiltere'de Nükleer Sızıntı 9 Ay Farkedilmedi"

    ayrıca kuruluş ve işletme maliyetleri açısından
    Kilowatt başına kuruluş maliyetleri açısından değerlendirildiğinde aşağıdaki tablo ile karşılaşılır.

    Hidro Elektrik Santrallar (baraj gövdesine bağlı olarak değişir)- 750 – 1.200 US$
    Linyite Dayalı Termik Santrallar - 1.600 US$
    İthal Kömür Dayalı Termik Santrallar - 1.450 US$
    Doğalgaza Dayalı Termik Santrallar - 680 US$
    Nükleer Santrallar - 3.500 US$
    Rüzgar Santrallar - 1.450 US$
    Petrole Dayalı Termik Santrallar 2.000 US$
    Foto Voltaik Piller (Güneş Enerjisine Dayalı Santrallar (henüz rekabet edebilir bir teknoloji geliştirilmedi)

    Majinal Maliyetlerin Karşılaştırılması
    Hidro Elektrik Santrallarda 0.0005 US$
    Linyite Dayalı Termik Santrallarda 0.0250 US$
    Doğalgaza Dayalı Termik Santrallarda 0.0300US$
    İthal Kömüre Dayalı Termik Santrallarda 0.0350 US$
    Rüzgar Santrallarında 0.0450 US$
    Petrole Dayalı Termik Santrallarda 0.0600 US$
    Nükleer Santrallarda 0.0750 US$
    Fotovoltaik Piller 0.2500 US$

    Diğer bazı ülkelerdeki nükleer enerji politikalarından örnekler
    ABD
    Yapılan anketlerde halkın %65’I nükleere karşıdır.
    Son 22 yılda hiç nükleer santral yapılmamıştır.
    Çernobil’den sonra projelendirilen 128 santral iptal edilmiştir.
    1978’den beri hiç sipariş yok.

    İSPANYA
    56 nükleer santral planlamış ancak 8 tane yaptıktan sonra geri kalanları iptal etmiştir.
    1984’te hükümet yüksek maliyetli olduğu için projelendirilen beş santralı durdurmuştur.

    İTALYA
    1987’de yapılan referandumla 3 santral kapatıldı.

    İŞVEÇ
    1980’de yapılan referandumla 2010 yılından sonra nükleer santrallar tasfiye edilecek.

    İNGİLTERE
    Çernobil’den sonra yapımı süren üç santral iptal edilmiştir.

    İSVİÇRE
    15 yıldır hiç nükleer santral yapılmıyor.
    1990’da yapılan referandumla 2010 yılına kadar tüm nükleer program askıya alındı.

    ALMANYA
    Yapılan kamuoyu yoklamalarında halkın %69’u nükller santrala karşı.
    1986’dan sonra dört santral kapatıldı. Planlanan bir santraldan da vazgeçildi.

    AVUSTURYA
    Tamamlanmış olan nükleer santralları çalıştırmıyor.

    FİLİPİNLER
    Tamamlanmış olan nükleer santralları çalıştırmıyor.

    AVUSTRALYA, İZLANDA, İRLANDA, DANİMARKA, NORVEÇ, PORTEKİZ ve YENİZELENDA
    Kesinlikle anti nükleer politika uygulanıyor.

    Yukarda açıklamaya çalıştığım bir kaç basit örnektende anlaşılacağı gibi
    Hiçbir şey bize söylendiği gibi deyil.
    -NÜKLEER ENERJİ EN GÜVENSİZ ENERJİ ÜRETİM YÖNTEMİDİR
    - EN PAHALI ENERJİ ÜRETİM YÖNTEMİDİR
    - BİRİM MALİYETİ EN YÜKSEK ENERJİ DİR
    bence Nükleer enerji başka kaynakları çok sınırlı ve (Su-Rüzgar-Güneş-Kömür-Petrol Gibi) bulunmayan
    ülkeler Bu yöntemi deneyebilir Ancak Yenilenebilir ve doğal kaynaklar açısından son derece
    zengin olan coğrafyamızda Nükleer enerji peşine düşmemiz son derece tehlikelidir.
    Bazı kaynaklardan okuduğum kadarı ile
    Türkiyede Su kaynaklarımızın %14.5 luk kısmını halan kullanabilmekteyiz
    Rüzgar santrallarinde ise kullanabildiğimiz oran onbinde lerle ifade edilmektedir

    Ülkemiz ekonomiklik analizi yapılmış olan 125.000.000.000(yüzyirmibeşmilyar) kwh’lik hidrolik potansiyelinin sadece %30’unu kullanmaktadır. Teknik kapasitemiz ise 225.000.000.000 kwh’tir. (Toplam teknik kapasitemizin kullanılan potansiyele oranı ise %15 lere denke gelmektedir)

    Yıllık (30.00 MW) 114.000.000.000 kwh olan linyit potansiyelimizin ise yine % 20’si kullanılmaktadır.

    Elektrik enerjisi olarak yararlanılabilecek jeotermal potansiyelimiz 2.450 MW yani 16.000.000.000 kwh’tır bunun ancak % 2.97’sini kullanmaktadır.

    Rüzgar potansiyelimiz ise yıllık 83.000 MW’tır. Bu ise yıllık 300.000.000.000 kwh’lik bir kapasite demektir.Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı olur verdiği projelerle 2007 yılı içinde 1.700 MW’lık kurulu güce ulaşılacaktır. Şu anda sadece pilot uygulamalar yapılmaktadır.

    ayrıca Elektrik müh odası yayınlarından okudum
    Türkiyedeki İletim ve dağıtım Ağlarındaki Eskilikten gelen kaçak ve sürtünme kayıpları
    Nükleer enerji olarak üretmeyi planladığımız enerjinin cok cok üstündedir
    Nükleer enerji ye yepeceğımız yatırımın cok altında bir yatırımla bu iletim-dağıtım hatlarının iyileştirilmesi
    sonunda elde edeceğimiz kazanc cok daha yüksek olacaktır.
    Nükleer enerji yatırımı bana göre ABD nin bir dayatmasıdır
    Yukarda istatistikte verildiği gibi
    Nükleer santral üreten ABD 1978 yılından beri hiç sipariş almamış
    kendisi bile ülkesine son 22 yıldır hiç nükleer santral yapmamıştır.

    "Eylül 1999’da Japonya’daki Takaimura’daki ve yine geçtiğimiz aylarda Japonya’da yaşanan kazayla öğrendik. 1970’lerde altın çağını yaşayan ve insanlığı kurtaracağı söylenen nükleer teknolojiden bugün insanlık kurtulma mücadelesi veriyor. 1970’lerde yapılan tahminlerle sadece ABD’de 2000 yılında 1.000 ve dünya genelinde 4.000 nükleer reaktör olacağı hesaplanmışken bugün ABD’de 104 ve dünya genelinde 436 nükleer reaktör vardır. (bunların dışında 400 adet gemi ve denizaltı reaktörü ve 200 araştırma amaçlı reaktör vardır.) Dünya genelinde elektrik enerjisi içindeki nükleer enerjinin payı ise %16’dır. OECD ortalaması ise %24’tür. Yani şu anda 1970’lerde öngörülenin %10’u gerçekleşmiştir. Çernobil’den sonra ise hızla siparişler iptal edilmeye başlanmıştır."

    Nükleer santral ın kurulmasını desteklerken lütfen şunu unutmayalım
    gelecekte cocuklarınıza nükleer kirlenmeye maruz kalmış bir vatanmı bırakmak istiyorsunuz

    Nükleer santraller;Bu gün bize anlatıldığı gibi Ne ucuz ne güvenli nede gerekli bir yöntemdir
    Elektrik enerjisi üretiminde ilk kuruluş maliyetlerinin yanı sıra
    marjinal maliyetler önemlidir. Marjinal maliyetiniz ne denli düşük
    olursa mal ve hizmet üretiminde rekabet gücünüz o denli artar. Bu yüzden
    üretimde verimliliği artırma ve olabildiğine ucuz elektrik enerjisi üretilmesi
    genel kabul gören bir ilkedir.
    ABD gibi çok yüksek teknolojiye sahip bir ülkede ortalama elektrik enerjisi
    maliyeti kwh başına 2.5 cent iken ABD nükleer santrallarında ortalama elektrik
    enerjisi maliyeti 7.5 centtir. Avrupa nükleer santrallarında ise kwh başına ortalama maliyet 8 - 12 centtir.

    Türkiye Doğal enerji üretimi yapılabilecek çok önemli kaynaklara sahiptir
    Türkiye toplam kaynaklarının (Su-Güneş -Termal enerji-Kömür-Rüzgar) ortalama %15 İ kullanılmaktadır.
    Bu gün sorulacak soru
    Sularımız üzerine barajlar tepelerimize rüzgar santralleri mi yapalım
    yoksa ABD nin şirketlerine milyarlarca dolar borçlanarak nükleer santralmi yaptıralım
    Birkaç yıl geçmeden de bu nükleer santrallerin Başta Atık sorunu olmak üzere
    Yüzlerce sorununa da Bir o kadar Milyar dolar daha mı harcayalım?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi egeharita -- 19 Şubat 2006 12:49:19 >




  • düşünelim türkiye gittikçe artan enerji ihtiyacını nasıl karşılıyacaktır?

    1. dışa bağımlı doğalgaz ,...
    2. kendi kaynaklarımız : kömür, hidroelektrik ve yenilenebilir kaynaklar (rüzgar, jeotermal, güneş...)
    3. nükleer

    - stratejik açıdan kendimizi dışa bağımlı kılmak doğru değil
    - kendi kaynaklarımızın ise artan enerji ihtiyacını şu an kısmen yeterli olsa bile gelecekte karşılayabilmesi mümkün gözükmüyor. Yenilenebilir kaynaklar mesela çok zorlansa toplam enerji ihtiyacının %10 nunu karşılayabilir. Türkiye nin kömür ünün de kalitesiz ve masraflı olduğu biliniyor, Hidroelektrik potansiyeli de bir yere kadar idare edecek (mavibodrumun söylediği gibi sınıra dayandık)

    Sonuç: nükleer enerji



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vese -- 19 Şubat 2006 12:51:32 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: vese
    Sonuç: nükleer enerji

    +1
    + rüzgar enerjisi, zararlı atığı olmayan, yatırımı belki de en ucuz olan enerji kaynağı.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: MaviBodrum

    Buna karşı nükleer enerji santrallerinin çalışma maliyeti, adi kömür santrallerine kıyasla çok daha ucuz olmakla birlikte bu santraller bir nükleer sızıntı olmadığı sürece neredeyse hiç kirliliğe sebep olmazlar.
    (evet olmazlar, bilimkurgu filmlerine inanmamak lazım)
    Modern teknoloji ise bu tip bir sızıntının gerçekleşme ihtimalini sıfıra indirmektedir. Modern bir nükleer santralin patlama ihtimali bir kömür santralinde çıkan yangının bütün ülkeye yayılması, ormanlarımızı cayır cayır yakması ihtimalinden fazla değildir.

    (modern bir santral diyorum, ömrünü çoktan doldurmuş, 50 yıl önceki teknolojiyle yapılmış bir santral değil).

    Bu tür santrallerin ürettikleri enerji miktarına göre inşaa maliyetleri kömür, doğalgaz, hidroelektirik santrallerine kıyasla biraz yüksektir (güneş, rüzgar enerjisinden oldukça düşüktür bu arada) ama bir kez çalışmaya başladıktan sonra uzun yıllar, gece gündüz, yaz kış çok düşük maliyetle çok yüksek miktarda enerji üretebilir, 10 yıl civarı bir sürede maliyetlerini çıkarabilirler. Elin kuzey korelisinin nükleer santrali varken, doğu avrupa ülkeleri 1970 model santralleri iyice yıpranmış olmalarına rağmen haldır haldır çalıştırırken elektiriğini nereye saçacağını şaşıran fransızlar ihtiyacının yarısını nükleer yollarla karşılarken, allahın iranı bile nükleer denemelere girişirken kimse yapamayız, yaptıramayız, bakımına teknolojimiz yetmez, patlar, sızıntı yapar demesin.

    Haaa projeyi tayyipin danışmanları hazırlarsa da santraller sırayla patlayıp dünyanın yok olmasına sebep olursa durum değişir tabi.


    sayın Mavi Bodrum
    Lütfen bir kaç bilimsel makale karıştırsan çok iyi olacak
    Nükleer santrallerin Maliyetleri Üretim maliyetleri Atık depolama maliyetleri Vs.
    Konusunda Çok yanlış şeyler yazmışsın
    Tüm Dünyada Kabul Edilmiştirki
    En pahalı Yöntemdir En riskli Yöntemdir. Son 20 yılda sızıntı ve arıza yapan santral sayısı 43 dür. ve kapatılan santral sayısı 156 adettir
    Dünyadaki toplam santral sayısının 400 civarında olduğu gerçeği ile karşılaştırdığınızda ürkütücü tablo ortaya çıkar
    Allahın iranı dediğin ülke Nükleer santral peşinde deyil Nükleer silah peşindedir
    İslam devrimini yayamak için Nükleer tehdit ve şantajı da kullanmak istediği için nükleer denemeler yapmaktadır.
    Yoksa iranın şu anda nükleer enerji ihtiyacı hiç bulunmamaktadır.
    Yeterli petrol ve doğalgaz ile su kaynakları mevcuttur.
    Son bişey Nükleer santalar teknolojide ilerlemenin bir göstergesi deyildir
    Tam tersi teknolojik gelişme acizliğinin bir göstergesidir
    Alternatif enerji kaynakları geliştirmek yerine Nükleere sarılmak tam bir acizlik göstergesidir.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: vese

    düşünelim türkiye gittikçe artan enerji ihtiyacını nasıl karşılıyacaktır?

    1. dışa bağımlı doğalgaz ,...
    2. kendi kaynaklarımız : kömür, hidroelektrik ve yenilenebilir kaynaklar (rüzgar, jeotermal, güneş...)
    3. nükleer

    - stratejik açıdan kendimizi dışa bağımlı kılmak doğru değil
    - kendi kaynaklarımızın ise artan enerji ihtiyacını şu an kısmen yeterli olsa bile gelecekte karşılayabilmesi mümkün gözükmüyor. Yenilenebilir kaynaklar mesela çok zorlansa toplam enerji ihtiyacının %10 nunu karşılayabilir. Türkiye nin kömür ünün de kalitesiz ve masraflı olduğu biliniyor, Hidroelektrik potansiyeli de bir yere kadar idare edecek (mavibodrumun söylediği gibi sınıra dayandık)

    Sonuç: nükleer enerji

    sayın vese
    Nasıl sınıra dayanma bu anlamadım
    istatistikler aşağıda ve kesin doğru
    DSİ ve enerji bakanlığı istatistikleri bunlar

    "Ülkemiz ekonomiklik analizi yapılmış olan 125.000.000.000(yüzyirmibeşmilyar) kwh’lik hidrolik potansiyelinin sadece %30’unu kullanmaktadır. Teknik kapasitemiz ise 225.000.000.000 kwh’tir. (Toplam teknik kapasitemizin kullanılan potansiyele oranı ise %15 lere denke gelmektedir)

    Yıllık (30.00 MW) 114.000.000.000 kwh olan linyit potansiyelimizin ise yine % 20’si kullanılmaktadır.

    Elektrik enerjisi olarak yararlanılabilecek jeotermal potansiyelimiz 2.450 MW yani 16.000.000.000 kwh’tır bunun ancak % 2.97’sini kullanmaktadır.

    Rüzgar potansiyelimiz ise yıllık 83.000 MW’tır. Bu ise yıllık 300.000.000.000 kwh’lik bir kapasite demektir.Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı olur verdiği projelerle 2007 yılı içinde 1.700 MW’lık kurulu güce ulaşılacaktır. Şu anda sadece pilot uygulamalar yapılmaktadır. "

    Ayrıca Nükleer santralde dışa bağımlı olmayacanımı zannediyorsun
    Özellikle bakım onarım yedek parça ve güvenlik başta olmak üzere santralin her tarafı direk amerikaya bağımlı olacaktır
    Cok yüksek bir işletme ve bakım maliyeti olduğunu ve bunun tamamının dışalım yoluyla karşılanacağını lütfen unutmayalım




  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.