Şimdi Ara

Sans toit ni loi - Vagabond (1985)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
19
Cevap
0
Favori
1.404
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Sans toit ni loi
     Sans toit ni loi - Vagabond (1985)

     Sans toit ni loi - Vagabond (1985)

    1985 Fransa yapımı, Senarist ve yönetmen, Agnès Varda. 105 dakika.
    Özgürlüğü, kuralsız, evsiz, ekonomik baskı altında olmadan yalnızca karnını doyurarak ve gün gün farklı yerlerde kalarak benimsemiş olan Mona'nın hikâyesi. Mona, evsiz, pis, beş parasız bir insana, parası olan insanların kötü ve ötekileştirici tavırlarından dolayı gittikçe umursamaz bir hâl alıyor. Kendi yalnızlığı ve belirsizliği içinde eriyip gidiyor.
    Bu filmi biraz daha irdelersek paraya endeksli hayatların özgürlüğünü yitirmiş hayatlar olduğunu ve bu hayatların özgürlüklerini para kazanmak için üstlerine devrettiklerini görürüz. Mona bu dünyaya karşı yaratılmış bir karakter. Ama herkes gibi. Yalnızca daha fazla asi, toplumun kurduğu dayatmalara, normlara karşı, savaşmasını bilen bir kadın. Dediğim gibi hiçbir insanı önemsemediğinden umursamaz bir tavrı var ama toplumsal normlara, etik ya da ahlaksal değerlere uyum sağlamadığından da kaynaklı bu durum. Bu yüzden Mona toplum için bir hiç. Toplum da onun için bir hiç. Ve aslında o da kendi için yaşamıyor.
    Güçlü bir film. Tavsiye ederim.
     Sans toit ni loi - Vagabond (1985)
    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >







  • Afişte Roger Ebert'ın yorumunu gördüm, en kısa zamanda izleyeceğim. Teşekkürler inceleme için.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Jokě

    Afişte Roger Ebert'ın yorumunu gördüm, en kısa zamanda izleyeceğim. Teşekkürler inceleme için.

    Rica ederim. Keyifli izlemeler.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Dönüşüm

    Senin tavsiye ettiğin filmleri hiç araştırmadan atıyorum listeye.Söylemeden geçemeyeceğim fillm seçimine hayranım.En kısa zamanda izlerim bunu da.

    Sağolasın. Bu tarz filmler hoşuma gidiyor. En azından seyirciye filmi tahlil etme hakkı doğuruyorlar. Size de iyi seyirler.
  • değişik bir film.. ben beğendim. 10 üzerinden 7.5 alır. sırf yaşlı teyze'nin kafayı bulduğu sahne için bile izlenebilir
  • Into The Wild ile konu olarak belki karşılaştırılabilir ama bu filmi daha gerçekçi bulmuştum ben. Özellikle şu diyalog çok önemliydi,

    -Sen bir baş belasısın. Dışarı gel, konuşmalıyız. -İyi de, ne istiyorsun? -Hiçbir şey istemiyorsun. Sana tarla verdik, dokunmadın. Kafanın içi boş. -İçine koyacak bir şeyin var mı? Bir çoban mı olayım yani? Tek aykırı insan sen misin? -Sen aykırı değilsin. Sen varlığını yitirmişsin. Sen yoksun. -O felsefeni al da... Senin yaşamın da benimki kadar kirli. Sadece daha fazla çalışıyorsun. Ben eğer çalışsaydım, senin gibi yaşamazdım.
    Sekreter olmaktan nefret ettim. O patronlardan, yollarda başka bir patron bulmak için kaçmadım.
    -Çok fazla zırva şey okuyorsun. Sen bir hayalperestsin.
    Bir kadının gözünden de olsa çok başarılıydı.




  • bu gece izleyeceğim.Severim bu tür filmleri.İnşallah benide tatmin eder
  • bu filme hiç biryerde link bulamadım.Yardımcı olur musunuz ?
  • Bu konuyu ele alan diğer filmler gibi gerçekçilikten uzak bir film değil. Anlatılmak istenen şey toz pembe bir dünyada anlatılırmışcasına verilmiyor seyirciye. Beğeneceğinizi umuyorum. Herkesin de izlemesini tavsiye ederim. Linki de bulabilirsem atarım özelden, bulamazsam akşam üzeri atarım, şimdi çıkmam gerekecek.
  • Öneripte beğendiğim film olucak mı merak etmeye başladım. Bu filmde gerçekten çok iyiydi
    Mona gibi özgür bir hayat yaşamak aklımdan hep geçmiştir. Fakat bunu yapmak hem cesaret hemde üstde de yazdığın gibi hayalperest olmadığım için.
    Özellikle spoiler içine aldığın kısım benimde en etkilendiğim sahne oldu, filmin özetide diyebiliriz.
    Her tanıştığı insanda hayatına renklilik, bir etki bıraktı. Fakat özgür olmak ona yalnızlık getirdi. Hepimiz baskı altındayız aslında. Mona sisteme karşı çıkarak özgürlüğü seçti. Fakat bu ona yalnız bir şekilde ölmesine neden oldu. Karakterle bütünleşmek istediğiniz bir film varsa bu filmi mutlaka izleyin. Film bittikten sonra hasta olmasam bira almak için bakkala gidicektim. Yanınızda içki olmadan izlenmemesi gereken filmlerden.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Titanik Bar -- 16 Ekim 2012; 20:04:31 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Casco!

    Öneripte beğendiğim film olucak mı merak etmeye başladım. Bu filmde gerçekten çok iyiydi
    Mona gibi özgür bir hayat yaşamak aklımdan hep geçmiştir. Fakat bunu yapmak hem cesaret hemde üstde de yazdığın gibi hayalperest olmadığım için.
    Özellikle spoiler içine aldığın kısım benimde en etkilendiğim sahne oldu, filmin özetide diyebiliriz.
    Her tanıştığı insanda hayatına renklilik, bir etki bıraktı. Fakat özgür olmak ona yalnızlık getirdi. Hepimiz baskı altındayız aslında. Mona sisteme karşı çıkarak özgürlüğü seçti. Fakat bu ona yalnız bir şekilde ölmesine neden oldu. Karakterle bütünleşmek istediğiniz bir film varsa bu filmi mutlaka izleyin. Film bittikten sonra hasta olmasam bira almak için bakkala gidicektim. Yanınızda içki olmadan izlenmemesi gereken filmlerden.


    Sağ olasın Casco sen de olmasan önerilerimi dikkate alan olmayacak Böyle filmleri sevmen sevindiriyor beni. Takdir edilmesi, değeri bilinmesi gereken filmlerden ve iddialı konuşursam eğer bence bu konuyu en iyi şekilde işlemiş, sağlam bir temele oturtulmuş bir filmdir. Bazı filmler içi boş olunca, görsellik faso fiso olabiliyor.
    Dediğin gibi böyle bir özgürlük, böylesi para kazanmak için her şeyimizi harcadığımız bir dünyada ne yazık ki mümkün değil. Yalnızca insanın içinde kalan bir ukde. Bu kadar cesur olmak, kendini paradan soyutlayarak yaşamak da herkesin harcı değil. Aslına bakarsan kişi de ruhuna bu şekilde kavuşurmuş gibi gelir bana. Bu kadar gerçek olan bir dünyada bu düşünce bir hayalperestin düşüncesi olmaktan öteye de gidemez gerçekten.
    Spoiler kısmındaki o diyalog gerçekten de çok önemlidir. Filmin düğüm noktasıdır bir bakıma.
    Film hakkındaki yorumun çok güzel. Düzene karşı çıkarsan, toplumsallaşma sürecinin dışında yer almayı seçersen, her türlü düşüncenin gereksizliğini kabullenirsen, dahası aidiyet kavramından bağımsızlaşırsan yalnız kalırsın ve yalnız ölürsün, seni bir tek toprak kabul eder, toprağa karışırsın, zaten dünya için bir hiçken varlığın da ortadan kalkmış olur. (Bu arada kadının ölmesi spoiler değil)
    Bu filmin yanına ne iyi giderdi bira, lakin biz öğrenci hâlimizle ekmeği bile bazen zor bulurken birayı aklımıza getiremezdik (fazla abarttım ha) Tabii ekmek şarap bir de sabahın dördü olunca durum değişirdi Katılıyorum, kişiye göre değişse de bu filmler içerek izlenmeli

    Ayrıca film, başroldeki kadın oyuncunun diğer filmlerini merak etmeme neden olmuştur. Sandrine Bonnaire iyi bir oyuncu.

    Filmden şu güzelim kareleri yeri gelmişken paylaşmak isterim;
     Sans toit ni loi - Vagabond (1985)

     Sans toit ni loi - Vagabond (1985)

     Sans toit ni loi - Vagabond (1985)

     Sans toit ni loi - Vagabond (1985)

     Sans toit ni loi - Vagabond (1985)

     Sans toit ni loi - Vagabond (1985)

     Sans toit ni loi - Vagabond (1985)

     Sans toit ni loi - Vagabond (1985)

     Sans toit ni loi - Vagabond (1985)




  • Film bittikten sonra bende Sandrine Bonnaire'in filmlerine baktım. İlgimi çeken La cérémonie filmi oldu. Sanırım bu filmide önermiştin. Hemen indirme listeme aldım. Başka bu kadının izleyipte beğendiğin filmi varsa önerirsen mutlu olurum.
    Filmden karelerde müthiş. Özellikle son kare bomba



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Titanik Bar -- 16 Ekim 2012; 22:00:00 >
  • Evet, La cérémonie filmini izlemiş ve beğenmiştim. Yalnız filmi izlememde iki başka önemli etken daha var ki onlar da Fransız Yeni Dalga yönetmeni olan Claude Chabrol ve Isabelle Huppert. Huppert'i hakikaten beğeniyorum. O film üzerinde çokça şey yazılması gereken, ayrıntıların güzelce yerleştirildiği bir film. Filmi izledikten bir süre sonra zihninizde daha çok değer kazanıyor. Bir yanıyla Funny Games'e de benzetmiştim. Bence düşünsel açıdan değerli bir film, Chabrol da iyi bir yönetmen diyebiliriz ama daha çok filmini izlemem gerek. İzlersen eğer beğenirsin diye umuyorum Ama Bonnaire'in başka filmini izleyemedim henüz, Monsieur Hire filmini indirmiştim o da arşivde bekliyor.

    Evet son kare bomba gerçekten Mona'yla doğru dürüst tek iletişimi olan yaşlı teyzemizdi




  • İndirmeye başladım La cérémonie. Fakat ne zaman izlerim bilmiyorum
    Monsieur Hire filmide listeme ekledim. Tavsiyelerin için sağol



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Titanik Bar -- 16 Ekim 2012; 23:42:53 >
  • Önemli değil İyi seyirler ola şimdiden.
  • İzledim.
  • Sınav zamanı veya ne işle ilgileniyorsanız işinizde performansınızı yükseltmeniz gereken bir dönemde izlenmemesi gereken bir film.Aksi takdirde işi gücü bırakıp bira ve sigara eşliğinde hayatınızı gözden geçirmenize neden olması pek muhtemel.Gs-Fb derbisinden önce izliyim dedim.Ama filmden sonra balkonda çay sigara keyfi yapmayı tercih ettim.Filme dönecek olursak,sistem eleştirisi ve ilkel insana atıflar taşıyan bir yol filmi.J.J. rousseau modernizmin insan ahlakını çökerttiğini düşünür.Ona göre ilkel insan modern insandan üstündür.Agnes varda da bu düşünceye paralel düşünüyor.Mona ile diğer insanları sık sık karşılaştırıyor.Herkes Mona dan etkileniyor ve onun yaşamına özeniyor.Özendikleri şey monanın özgür ve ilkel olması.Ama yine de özenmelerinin yanı sıra böyle bir yaşamı tasvip etmedikleri çok açık.Monanın sistem içinde yaşayamayacağını,kendisinin boşlukta sallanan bir birey olduğunu söylüyorlar.Ve yine onlara göre sistem içinde barınamayan insan yok olmaya mahkumdur.
    Filmde beğendiğim bir diğer nokta da yönetmenin tecavüz klişesine sürekli başvurmaması.Yol filmlerinde sürekli kamyoncular tecavüzcü olarak gösterilir.Filmde ise tek bir tecavüz sahnesi vardı ve bunu yapan kamyoncu değildi
    Into the wild ile karşılaştırmak ne kadar doğru bilemiyorum ama diminisin de dediği gibi into the wild bu filmin yanında toz pembe kalıyor.(into the wild'in son sahnesini saymazsak tabi)
    Son olarak; Yaşasın ilkel insan,kahrolsun modernizm!




  • Şu an tersi durumdayız, modernleşme insanı aptallaştırıyor, kendine köle ediyor. Modernleşmeyle medeni olmayı da eş değerde tutamıyorum. Aslında edep, ahlâk, kurallar, insanların yarattığı zırvalar. Mona gibi yaşamak zor, sonu da baştan belli zaten. Rousseau'ya da katılmamak elde değil lâkin onun görüşleri yüzünden zamanında az mı çektik sınavlarda, hayır görüşünü sor da isminin nasıl yazıldığını neden sorarsın be adam Yorum için sağ ol, izleyen çoğalır umarım şu filmi, ya da vazgeçtim çoğalmasın
  • Tamam film güzel verdiği mesaj güzel Anlatılan konu güzelde pek akıcı değil yer yer sıkılabiliyorsunuz.Ben bunu çok yaşadım.Oysa into the wild zaman çabucak geçmişti.Filme kaptırmıştım kendimi.
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.