Şimdi Ara

İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
45
Cevap
13
Favori
31.731
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Rumelihisarı sahilde, kafanızı kaldırdığınızda gökyüzüne uzayacakmış gibi görünen bir bina hemen gözünüze çarpar. Katları say say bitmeyen Yusuf Ziya Paşa Köşkü, Nam-ı değer Perili Köşk “Ya, asansör de olmadan bu köşkü niye Empire State binası gibi yaptırır ki insan?” dedirtir.

    Köşkün inşası 1910’lu yıllarda başlamış. Köşkün sahibi Ziya Paşa çok zengin bir adammış ve Rumelihisarı’nda kendi “Hidiv Kasrı”nı yaptırmak istemiş. Bazı ekonomik problemlerin ortaya çıkmasıyla bina tam anlamıyla tamamlanamamış. 60 yıl kadar boş kaldıktan sonra burayı restore ettiren ve çalışanlarıyla ikâmet etmeye başlayan Borusan Holding o dönem, restore için şehir dışından 120 işçi getirtmiş. Rivayete göre işçiler çalıştıkları sırada sıklıkla paşanın karısının hayaletini gördüklerini söylemişler. Paşadan kalma piyano ve ayna yapının içinde yer aldığı için, özellikle söz konusu hayalet, işçiler aynaya baktıkları sırada ortaya çıkıyormuş. Ortamın aniden soğuması, derinden duyulan piyano sesleri, özellikle geceleri belirgin şekilde duyulan adım sesleri işçilerin söyledikleri kayıtlardan birkaçı.Bina şimdi Borusan Holding’in bünyesinde, satışa açık değil.


    Perili Köşk

     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)


     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)


     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)


     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)


     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)


     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)


     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)


     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)


     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)


     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)


     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)


     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)


     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi elzemsin -- 19 Haziran 2011; 23:26:40 >







  • PERİLİ KÖŞK EFSANESİ
    Yusuf Ziya Paşa halk içinden çok güzel bir kıza aşık olmuştur. Onunla evlenmek istemiş ve sonunda kızı almıştır. Fakat kızın çevresinde çok genç zabitler dolaştığı gibi beğeneni çokmuş. Kız da biraz flörtözmüş. Yusuf Ziya Paşa da onu bu köşke alarak “yabancı unsur”lardan korumaya çalışmış. Hatta binanın en üstündeki kuleyi onun için yapmış. Bir süre orada yaşamışlar.

    O dönemde buradan geçen bütün gençler hep o kızı görmek için yarışıp ve “peri gibi güzel kızın olduğu köşk” lafından Perili Köşk sözü yerleşiyor.

    Yine bir efsaneye göre, Paşa kızı etraftaki ilgiden uzaklaştırmak için Mısır’a götürüyor. Fakat kendisi orada ölüyor. Vasiyetine göre de kulenin en üst katının taşları sökülüp Mısır’da mezarı haline getiriliyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Spoon! -- 17 Haziran 2011; 19:08:51 >
  • İstanbul eski ve gizemli bir şehir, her semtinin hikâyesi farklı. Rivayetlere göre bazı mekânlarda “paranormal aktiviteler” almış başını gitmiş. İşte tekinsiz, “perili” olduğu söylenen, hayaletlerle dolu olduğuna inanılan mekânlar..

    İşte İstanbul’un en tekinsiz mekânlarının dökümü. Dikkat! Bu sayfada anlatılanlar uykunuzu kaçırabilir.

    Tekin değildir… Uzak durulması gerekir… Geceleri evden gelen garip sesler tüm mahallenin dilindedir. Orada yaşayan herkes çok fazla zaman geçirmeden taşınmıştır veya ev uzun zaman satılamamıştır. Genellikle 100 yılı aşan tarihçeleriyle hepsi birer şehir efsanesidir, kendileriyle alakalı gizemli hâl, karizmatik mimari, insanda merak duygusu uyandıran bir cazibeye sahiptir. Tabii bu arada, söz konusu mekânların yakınından geçerken kimse elindeki fenerle size yaklaşıp “buralara uzun zamandır kimseler gelmedi” falan demez...

     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)
     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)


    Elbette bu şehrin yıllar boyunca dilden dile dolaşan hikâyeleri var.

    Şöyle bir İstanbul turuna çıktığınız zaman Bakırköy’den Beylerbeyi’ne uzanan “tekinsiz mekânlar”ın efsaneleri es geçilecek türden değil. İşte İstanbul’un üzerine şehir efsaneleri düzülen, nesilden nesile anlatılan hikâyeleriyle insanı tedirgin eden en tekinsiz mekânları…


    POLTERGEIST: Almanca poltern (vurmak) ve geist (ruh) olan iki kelimenin birleşiminden geliyor. Bazı poltergeist vakaları açıklanamazken, bazı vakalarda bu fenomenin, bir kişi tarafından bilinçsiz psikokinezi üretilmesi sonucunda oluştuğu sonucuna varılmış. 70’li yılların sonlarında parapsikolojist Alan Gauld ve A.D. Cornell’in araştırmasına göre bu olaylarda küçük objeler ve daha az olmakla birlikte büyük objeler hareket ediyor. Geceleri aktivite fazla, belirgin, hafif vuruşlar var oluyor. Bir yıldan uzun sürenleri mevcut. Poltergeist ile aracı arasında iletişim kurulabiliyor ve pencereler açılıp-kapanıyor.

    PARANORMAL: “Normal dışı” anlamına gelir ve telepati, psikokinezi gibi psişik fenomenleri, bilinen fizikokimyasal yasalarla açıklanamayan olayları ve bu olaylarda söz konusu olan psişik yetenekleri belirtmek üzere parapsikolojide kullanılan bir terimdir. İngiliz psişik araştırmacı Walter Whately Carington (1884-1947) tarafından ortaya atılmıştır.

    TEKİNSİZ YER: Hakkında söylentiler olan, genellikle ıssız ve kimselerin yaşamadığı, yaşıyorsa da pek fazla hakkında konuşmadığı; içinde tanımlanamayan olayların olduğuna, insanlara zarar geleceğine inanılan, uğursuz olarak tanımlanan yer.


    Bakırköy’ün Perili Köşkü

    Senede bir kayboluyor

    İncirli istikametinde, cadde üzerinde ilerlerken modern binaların arasında bakımsız bir köşk dikkatinizi çekiyor. Bu köşk yaklaşık 200 yıllık. Sahibi, şu anda orada yaşamıyor ama restore ettirmeyi düşünüyormuş. Evin içinde yaşayan aile ise hâlinden oldukça memnun, söylentilerin aksine, gayet normal bir hayat sürüyorlar. Ailenin annesi, bu köşkte büyümüş, onun babası da tarihi yapının uzun yıllar emektarı olarak görev yapmış. Semt sakinlerinin inanışına göre köşk perili… Hatta çıtayı biraz daha yükseltiyoruz, televizyon kanallarının bir dönem yaptığı haberlere göre, bina senede bir kere kayboluyormuş.

     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)


    Cemil Molla Köşkü

    İşçiler korkup kaçmışlar

    Kuzguncuk’tan, Beylerbeyi’ne doğru giderken tam tünele girmeden önce sağ tarafınızda yükselen beyaz yapı şu anda, özel bir şirketin bünyesindeki arazinin içinde yer alıyor, restore edilmiş şekliyle çok da havalı. Eskiden de havasından geçilmezdi. Çünkü kendisinin özellikle çocukluğu Beylerbeyi’nde geçmiş kişiler için yeri ayrıdır… Yanından arabayla geçerken bile korkardı insan. Köşk, 1885 yılında, Mahmud Cemil Efendi tarafından yaptırılmış. Kendisi Cemil Molla ismi ile meşhurmuş. Geçmişten hafızalarda yer alan anılara bakılacak olursa, köşk uzun yıllar restore edilememişti, hatta semt çocuklarının dilinde hep, “işçiler burayı bir türlü yenileyemiyorlar, hepsi geldiği gibi kaçıyorlarmış” söylentileri dolaştı uzun zaman.


     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi elzemsin -- 17 Haziran 2011; 19:34:23 >




  • Bilgi için teşekkürler.
  • Molla Zeyrek Camisi

    Geceleri çığlıklar geliyormuş

    Fatih’te, Zeyrekhane olarak bilinen bölgedeki Molla Zeyrek Camisi, İstanbul’un fethinden sonra Pantokrator Kilisesi’nin camiye çevrilmesiyle ortaya çıkmış bir yapı. Caminin şu anda park hâline getirilmiş arazisine bakan sokak ise oldukça esrarengiz. Orada çocukluğu geçenlerin anlattığına göre, parkın olduğu yer eskiden bir ahırmış ve ahırın içindeki kuyu ve altındaki mahzen, korkulan bir yermiş. Geceleri, ahırdan çığlık sesleri duyulurmuş, Hayvanını bağlayanlar, akşamları buraya gitmeye korkarmış. Ahırın altından Ayvansaray’a giden bir tünelin varlığı konuşulurmuş. Şimdi o ahırdan hiçbir iz yok, yerinde manzarası güzel bir park var. Geceleri çığlık sesleri duyduğunu iddia edenler ise hâlâ mevcut.


     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)



    Cevahir Bedesteni

    Zaman tünelinden başka boyuta geçiş

    Sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da en gizemli mekânlarından biri olan Kapalıçarşı, dünyanın en eski alışveriş merkezi olma özelliğine de sahip. Zira bu mistik ve kozmopolit mekân, gün içinde binlerce turisti ağırlıyor. Kapalıçarşı’nın bir diğer özelliği ise, ezoterik tarikat üyelerinin buraya gelmesi. Çünkü tarikat üyelerinin inancına göre, “Cevahir Bedesteni”ndeki bir nokta farklı bir zaman boyutuna açılıyor. Tekin değildir denemez, ama çok mistik olduğu kesin.

     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)




  • quote:

    Bakırköy’ün Perili Köşkü

    Senede bir kayboluyor

    İncirli istikametinde, cadde üzerinde ilerlerken modern binaların arasında bakımsız bir köşk dikkatinizi çekiyor. Bu köşk yaklaşık 200 yıllık. Sahibi, şu anda orada yaşamıyor ama restore ettirmeyi düşünüyormuş. Evin içinde yaşayan aile ise hâlinden oldukça memnun, söylentilerin aksine, gayet normal bir hayat sürüyorlar. Ailenin annesi, bu köşkte büyümüş, onun babası da tarihi yapının uzun yıllar emektarı olarak görev yapmış. Semt sakinlerinin inanışına göre köşk perili… Hatta çıtayı biraz daha yükseltiyoruz, televizyon kanallarının bir dönem yaptığı haberlere göre, bina senede bir kere kayboluyormuş.


    havada duruyor. şahitleri var




  • Tezveren Baba Türbesi

    Geceleri görünüyor

    Dolapdere civarında bulunan Tezveren Baba, Osmanlı zamanında şehit düşmüş. Şu anda, türbenin bakımıyla ilgilenen Veda Pehlivan’ın anneannesi de zamanında türbenin bakıcısıymış. Rivayete göre Tezveren Baba’nın ayakları yokmuş ve takunyaları eline takıp dolaşırmış. Anlatılana göre, bu takunyaların tıkırtıları duyulurmuş. Hatta Veda Pehlivan’ın anneannesi hayattayken onu gördüğünü söylermiş. Bugün ziyaretçiler yanlarında takunya getiriyorlar çünkü Tezveren Baba’nın ibrikle abdest aldığına inanılıyor.

     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)



    Alman Generalin Büyükada’daki evi

    Kimse yaklaşamıyor

    Birinci Dünya Savaşı’nda, Osmanlı ordusunda görev yapmış olan bir Alman generaline ait olduğuna inanılan ev, Büyükada’nın tepesinde, çok ıssız bir yere inşa edilmiş. Yokuş yukarı fayton yolculuğunun ardından koruluğun içinde uzun bir yol yürüyüp tepeye vardığınızda, harabe hâline gelmiş kalıntılar, garip bir bahçe kapısı ve ayakta kalan bir müştemilat çıkıyor karşınıza. Perili olduğuna inanıldığından yıllardır ada halkı mekândan uzak durmuş.


     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)




  • favorilerime ekledim, takipteyim.
  • ilginçmiş, takipteyim.
  • Hulki reyizin mekanı değilmi burası şu öndeki beyaz mekan.

    [simage]
     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)
    [/simage]
  • bakırköydeki çok güzel annemim hayalidir hep orada yaşamak
  • siz birde floryadakini görün.
  •  İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)


    METİN KİRAZ


    “Hayaletler ölen takıntılı kişilere aittir”

    “ODTÜ’de okuduğum yıllarda, ruh çağırma seansları düzenlerdik, eğer ortamda ‘fizik medyum’ varsa masalar, sandalyeler kalkar, parmak teması ile eşyalar bir taraftan öbür tarafa hareket ederdi. Kişiler öldüklerinde fizik bedenlerinden ayrılırlar ama diğerleri duble hâlinde ayrışır. Duygusal ve ihtiraslı hisler su bedendedir ve gençken çok kuvvetlidir, yaşlandıkça bu etkisini kaybeder. Dolayısıyla, bir kişi genç yaşta ölürse onun su bedeni ölmez, güçlüdür ve etrafta uçuşmaya başlar. Örneğin bir şatoya girdiğinizde fizik medyum varsa, ektoplazma denilen bir enerji salgılanmaya başlanır. Bu enerjiyle birlikte hayaletlerin görüntüleri ortaya çıkabilir. Hayaletler genellikle, takıntılı bir durum barındırarak ölen kişilere aittir.”



     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)


    ATA NİRUN


    “Onlar insanlara saldırmazlar, en büyük öldürücü biziz”

    “Görünen şeyler, eskiden kalan foton fotoğraflarıdır. Eski ve yaşanmışlığı çok olan yerlerde, yoğun enerjiler söz konusu olabilir. Buna örnek olarak Topkapı Sarayı’nın koridorlarını verebiliriz mesela. Sevinç ve üzüntünün ciddi şekilde yaşandığı yerlerde, enerjiler birikir. Mesela, ben bir yere taşındım, şu anda yaşadığım yerde eskiden bir aile yaşıyormuş. Ağlama seslerine benzer sesler duydum, ki bu yeni deneyimlediğim bir durumdur. Onlar insanlara saldırmazlar, en büyük öldürücü biziz. Bu tarz birikmiş yoğun bir enerjiyi etkisiz hâle getirmek mi istiyorsunuz, birkaç cep telefonu ve plazma TV gibi teknolojik aleti yığarsanız ortama, darmaduman edersiniz orayı.”




  • İstanbul'a az ara verip bir de dünyanın en tekinsiz yerlerine göz atalım..


     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)


    1) Edinburgh Kalesi (İskoçya)

    İhtişamlı kalenin koridorlarında ölülerin sesinin yankılandığı, kalenin zindanlarında, güney köprü kemerinde, avlusunda insan hayaletlerin yanı sıra köpek hayaletlerinin de görüldüğü söyleniyor.


     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)


    2) Highgate Mezarlığı (İngiltere)

    Ürkütücü mezar taşları, sarmaşıklı duvarları Britanya’nın bir numaralı hayalet mevkii. Karl Marx’ın mezarı da burada


     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)


    3) Ohio Üniversitesi (ABD)

    Hayalet izine, altında mezarlar bulunan Jefferson salonu ile akıl hastaları üzerinde elektro şok ve labotami uygulanan “The Ridges” adlı terk edilmiş bir akıl hastanesinde rastlanmış.


     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)


    4) Dracula’nın Şatosu (Transilvanya)


    Kazıklı Voyvoda olarak da bilinen Kont Dracula’nın yaşadığı yer olan şato, zaten sahibinin ismini duyduğunuz anda haklı namını bugün de hissettiriyor.


     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)


    5) Myrtles Plantasyonu (ABD)


    Bu ev “Amerika’nın en lanetli evi” olarak da biliniyor. Canlanan yağlıboya tabloları, kanlı el izi ve kendi kendine açılıp-kapanan kapıları fenomen lanetleri arasında.


     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)


    6) Alcatraz Hapisanesi (ABD)


    Al Capone ve George Kelly gibi suçluları barındırmış bu hapishaneyi ziyaret edenler çığlıklar, aniden kapanan hücre kapıları ve ayak sesleri duyduklarını iddia ediyorlar.


     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)


    7) Amityville (ABD)


    New York’ta bulunan evin eski sahipleri gece vakti çalınan bando sesi, cızırtı, garip kokular bazen de siyah garip bir yaratığın varlığından söz ediyorlar.


     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)


    Point Hicks Deniz Feneri (Avustralya)


    Fenerin korucusu 1947’de kaybolur. Birçok kişi geceleri korucunun bot seslerini duyduklarını iddia eder. Hayalet hâlâ kapı kollarını temizlemeye devam ediyormuş.


     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)


    9) Sleepy Hollow Kasabası (ABD)


    New York’un 30 kilometre kuzeyindeki köy, Ichabod Crane ve Başsız Suvari’nin hikâyesini anlatan Washington Irving klasiği Sleepy Hollow Efsanesi öyküsüyle ölümsüzleştirildi. Ziyaretçiler “Başsız Süvari”yi gördüklerini iddia ediyorlar


     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)


    10) Londra Kulesi (İngiltere)


    Anne Boleyn ve Lady Jane Grey’in hayaletleri İngiltere’nin en lanetli binasında görülmekte. Ayrıca 1816’da bir gardiyanın kendisine yaklaşan ayının korkusundan ölmesi de anlatılanlar arasında.




  • ulan şu güzelliğe bak yemişim perisini..

     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Mobbdeep -- 17 Haziran 2011; 20:42:05 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mobbdeep

    ulan şu güzelliğe bak yemişim perisini..

     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)



    Aynen perili merili yerleşirim ben buraya.
  • Poltergeist Olayları


    Smurl Poltergeist

    1974 -1987 yılları arasında Amerika Pensilvanya eyaletinde West Piston - Chase caddesinde oturan sıradan bir aile 13 yıl boyunca açıklayamadıkları ve bir türlü kurtulamadıkları olaylarla karşı karşıya kaldılar. Başlarına gelen olaylar medyaya yansıyıp yaşadıkları bu çetin sınav “ The Haunted” adı altında hem kitap hem film olarak yayınlandığında hikayeleri meşhur oldu. Ailenin adı Smurl’du.

     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)


    Herşey 1972 yılında meydana gelen Agnes kasırgasının ardıda bıraktığı sel felaketinin yarattığı hasar sonucu Jack ve Janet Smurl’un yaşadıkları Pensilvanya Wilkes-Berre’den taşınmalarıyla başladı. 1973′de Jack Smurl’un anne ve babasının aldıkları iki katlı dubleks eve yerleşerek beraber yaşamaya başladılar. Jack ve Janet ile iki kızları Dawn ve Heather evin bir yarısında Jack’in anne ve babası ise evin diğer yarısında yaşıyorlardı. Ev 1896 yılında inşa edilmişti ve orta sınıf sıradan bir mahallenin ıssız bir caddesindeydi.

    Yaşayış biçimlerinden mutluydular. Jack ve Janet Katolik inançalarına göre büyümüşler ve Jack’in ebeveyinleri gibi inançlarına sıkı sıkıya bağlıydılar. Birbirlerine bağlı ve sevgi dolu bir aile olmalarından dolayı evi paylaşmaktan son derece mutluydular. Evde bazı tamiratlar yapmışlar ve yeni dekorlar ekleyerek iyice yerleşmişlerdi. Bir süre sonra Jack ve Janet’in yeni doğan ikiz kızları Shannon ve Carin katılmıştı bu mutlu aileye.


     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)


    Ocak 1974′te eve taşınmalarından bir buçuk sene sonra birşeyler değişmeye başladı.

    Olay küçük fakat kafa karıştırıcı sıkıntılar ve olaylarla başladı. Yeni halılarından birinde çıkarılması mümkün olmayan ve nereden geldiği belirdiz bir leke oluştu; yeni dekore edilmiş banyo eşyalarının üzerinde derin çizikler meydana geldi ; akıtan borular tamir edilmelerine rağmen akıtmaya devam ettiler ve televizyon aniden alev aldı.

    Zaman geçtikçe olaylar ürkütücü ve korkutucu hale geldi. Jack ve Janet’in kızları Dawn yatak odasında havada yüzer gibi duran insanlar gördüğünü iddia ediyordu. Çekmeceler kendiliğinden açılıp kapanıyor merdivenlerde kaynağı belirsiz ayak sesleri duyuluyor fişe bile takılı olmayan radyo ansızın yükses sesle çalışmaya başlıyor tuvalet sifonları kendiliğinden çekiliyordu.

    Olaylara yolan her ne idiyse devam etti ve daha da kötüleşti. Evin içinde korkuç leş kokuları oluşuyordu ve Jack birkaç defa görünmeyen birşeylerin kendisine dokunduğunu hissetmişti. Zaman geçtikçe Poltergeist daha da şeytani olmaya başlamıştı. Tarih 1977′yi gösterdiğinde aile açıklanamayan sıkıntılardan çok daha fazlasıyla karşı karşıya olduklarını anlamışlardı.



     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)


    Fenomen sadece evin Jack ve Jabet’in yaşadığı kısımla sınırlı kalmıyordu. Evin diğer yarısında yaşayan Jack’in ebeveyinleri de korkutucu olaylarla karşı karşıya gelmişlerdi. Evin yaşadıkları tarafında evin içi bazen bir anda buz gibi soğuyor evin diğer yarısında sanki Jack ve Janet şiddetli ve küfürlü kavgalar ediyorlarmış gibi sesler duyuyorlardı.

    Hatta yakındaki komşular bile Smurl ailesinin başıma musallat olan fenomenden etkileniyorlardı. Evde kimsenin olmadığı zamanlarda bile evin içinden çığlıklar ve yüksek sesli gürültüler geliyordu. Komşuların çoğu alienin başına musallat olan olaylardan üzüntü duyarken bir kısmı ise özellikle işin içine medya girdikten sonra fenomenin ile tarafından yaratıldığını ve aileyi bu iş üzerinden para kazanmaya çalışmakla suçluyorlardı.

    Bir gün Jane bodrumda çamaşırları makineye koyarken birinin adını seslendiğini duyuyor ve o da sese cevap veriyor. Sonra ona kimin seslendiğini anlamak için evi dolaştığında evde tamamen yalnız olduğunun farkına varıyor. Sanki bu olay bir katalizör görevi görmüş gibi olayın ardından kısa bir sure sonra Smurl’ların evini işgal eden güç daha küstah ve daha güçlü hale geliyor. Jane’in mutfağında beliren siyah insan şeklindeki varlık duvardan geçerek Jack’in ebeveyinleri olan John ve Mary’nin tarafına geçiyor. Aynı anda fenomene Mary de şahit oluyor.


     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)


    Bundan sonra aileye karşı fiziksel şiddet başlıyor ve gittikçe çoğalıyor. Alman kurdu olan köpekleri işkenceye maruz kalıyor bulunduğu yerden kaldırılıp defalarca evin içinde ordan oraya fırlatılıyor Shannon merdivenlerden itiliyor tavan pervanesi koparak Janet’in oturmuş olduğu yeri milim sıyırarak düşüyor ve şans eseri Janet yaralanmıyor. Ayrıca Janet zaman zaman oturduğ yerden havalandırılıp fırlatılıyordu. Bunun yanı sıra duvarların içinde sürekli tekrar eden vuruş ve tırmalama sesleri geliyordu.

    1986 tarihinde Ed ve Lorraine Warren yardım amacıyla Janet ile bağlantı kurdular. Warren’ler daha evvel Long İsland’da bulunan Amityville evini de incelemiş olan tanınmış birer psişik araştırmacı ve demonolojisttiler. Janet onların hakkında çok şey duymuştu ve çaresizlik içinde kuşkuculuğunu bir yana atarak onlardan yardım istemişti. Warren’ler aile ile görüşüp evi incelediler. Vardıkları sonuç evde bulunan 4 varlıktan biri şeytaniydi. Bu şeytani varlığın kendini açığa çıkarması için verilen tüm çabalar sonuçsuz kaldı bunun yerine aileye karşı şiddet daha da fazlalaştı.Görünüşe göre bir tek kutsal su ve dularak olayların ara ara durulmasını sağlıyordu.


     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)



    Aileye karşı saldırılar ın şiddeti daha da kötüleşti. Jack ve Janet seksüel saldırılara uğradılar kızları Dawn ise neredeyse varlık tarafından tecavüze uğradı. Carin Smurl ve Ed Warren bilinmeyen bir nedenle hastalandılar Janet ve Mary Smurl’un kollarında kesikler ve ısırıklar oluştu.

    Smurl ailesi yardım için Katolik Kilisesine başvurduklarında Warren’ler şeytan çıkarma ayini için Peder Mc Kenna’yı getirdiler eve. Peder şeytan çıkarma ayini yaptığında bu sadece şeytani varlığı daha da kızmasına sebep oldu. Pederin yaptığı ikinci şeytan çıkarma da işe yaramadı.

    Şeytani varlıktan kaçmaya çalışmakta bir işe yaramıyordu. Ailece gittikleri kampta varlık tarafından takip edildiler hatta Jack işte bile varlığın tacizlerine uğruyordu. Aile çaresizlik içinde yardım için medyaya başvurdu. Ancak bu sadece ailenin ve evin turist akınına uğramasına basının yoğun ilgisine ve olayları kuşkuyla karşılayanların saldırılarına sebep oldu. Kilisenin olaya karışmamak için yardım çağrılarına verdikleri red cevaplarına karşılık medyanın da desteklemesiyle Scranton piskoposluğu olayı araştırmayı kabul etti.

    Peder Mc Kenna tarafından yapılan 3. şeytan çıkarma ayininden sonra aktiviteler durdu. Ancak ayinden ve sona eren işkencenin ardından yalnız 3 ay sonra Aralık 1986′da Jack karanlık bir şeklin kendine işaret ettiğini gördü ve fenomen tekrar başladı. Smurl ailesi evlerini terk ederek başka bir kasabaya taşındılar ve olayla ilgili kitap taşınmalarından kısa bir süre sonra yayınlandı.

    1991 yılında çıkan ve ailenin başına gelen olayın konu alındığı filmden 3 yıl önce 1988 yılında kilise 4. şeytan çıkarma ayinini yaptı ve en sonunda başarılı oldu. Yıllarca maruz kaldıkları karanlık şiddetten en nihayet kurtulmuş ve özlemle bekledikleri huzur dolu yaşama kavuşmuşlardı.



     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)



    Enfield Poltergeist


    Belki de şimdiye kadar kayda geçmiş paranormal olayların içinde en meşhur poltergeist vakalarından biri Kuzey Londra’daki Enfield olayıdır.

    Olaylar başladığında boşanmış bir anne olan Peggy Harper ve dört çocuğundan oluşan beş kişilk aile Einfield’daki 3 odalı bir evde yaşıyorlardı. Hadiseler Ağustos 1977′de çocuklardan ikisi olan Janet ve Pete’nin annelerine yataklarının kendi kendilerine hareket ettiklerini söylemesiyle başladı. Peggy çocukların yatak odalarını araştırdığında yatakları herzamanki yerlerinde görünce çocuklarının hikaye uydurduğunu düşünmüştü.

    Ancak bir sonraki gece çocuklar tekrar annelerini çağırıp bu seferde odalarının içinde hışırtılar duyduklarını söylemişlerdi.. Bu hışırtılar çocukların tarifine gore bir sandalyenin odanın içinde noydan boya yürüklenerek hareket ettirilmesine benziyordu. Peggy onları rahatlatmak için sandalyenin yerini değiştirip ışığı kapatıp odadan çıkmaya hazırlandığında aynı sesi o da işitir. Işığı tekrar açtığında ses durur. Ancak kapadığında sesi tekrar duyar. O anda olanlar Peggy’nin gözü önünde gelişerek devam edecektir.. Duvardan dört defa yükses sesli vuruş duyulur ve şifoniyer kendiliğinden hareket eder. Peggy’nin şifoniyeri tekrar yerine duvarın kenarına itmesi bir işe yaramaz ve şifoniyer tekrar hareket eder. Peggy’nin ikinci kez şifoniyeri yerine itmeye çalışması sonuçsuz kalır ve soğukkanlılığını bir anda kaybedeb Peggy çocuklarına yataktan çıkmalarını söyleyerek hep beraber yardım istemek için komşularına koşarlar.
    Komşuları evi araştırdıklarında aynı vuruş seslerini onlarda duyarlar. Evi ve bahçeyi araştırmaları sonuçsuz kalır ve bunun üzerine polise başvururlar. Polis geldiğinde aynı sesleri duyar hatta polis memurlarından biri bir sandalyenin kendi kendine hareket ettiğine şahit olur.

    Olaylar çoğalarak devam eder. Fenomene aile dışından bir çok kişi şahit olur. Yerel din adamı polis yerel medyum ve Daily Mirror gazetesinden gelen muhabirler de bu şahitlerin arasındadır. Sonunda Psişik Araştırma Derneği üyelerinden Maurice Grosse’le olayı araştırması için bağlantı kurar. Grosse Harper ailesinin evinde kaldığı ilk günler içinde herhangi bir olay olmaz. Birjkaç gün sonra çocukların odasındaki bir sandalyenin bulunduğu yerden kaldırılıp fırlatılmasıyla olaylar başlar. Olay olduğunda çocuklardan biri odada uyumaktadır. Sandalyeyi yerine geri koyarlar. Birkaç saat sonra olay tekrarlandığında evde kalan fotorafçılardan biri hareketin fotorafını yakalar.

    Olay Daily Mirror gazetesinin ön sayfasına yansır ve Londra’daki ana radyo istasyonlarından biri Peggy Grosse ve olaya şahit olan komşularla birlikte ikibuçuk saat süren bir gece programı yapar. Program boyunca olay konuşulur.Harper ailesi gittikçe ünlenir ve Enfield olayı gün geçtikça daha da ilgi çeker. Yazar Guy Lyon da Grosse’nin sona ermeden evvel iki sene süren garip olayı incelediği araştırmasına katar.


    Olayların devam ettiği iki sene boyunca duvarlardaki vuruş sesleri neredeyse günlük olan olaylar haline gelmiştir. Mobilyalar kendi kedilerine hareket eder ve merdivenlerden aşağı fırlatılırlar objeler odanın bir ucundan diğer ucuna uçar çarşaflar ve battaniyeler kendiliğinden yataklardan sıyrılır yerlerde nerden geldiği belirsiz su birikintileri oluşur çocuklar yataklarından kaldırılıp odanın diğer köşelerine fırlatılır ve bunun gibi bir çok hadise gerçekleşir. Çocukların uğradığı saldırılara Peggy çoğu kez şahit olur.

    Aktivitelerin çoğu görünüşe göre 11 yaşındaki Janet’te odaklanmıştır. Janet odanın içinde oradan oraya fırlatılır perdeler boğazına dolanarak boğmaya çalışırlar. Bir süre sonra Janet garip kalın bir erkek sesiyle konuşmaya başlar söylediği adının Bill olduğu ve o evde öldüğüdür.

    Doktorlar ve psikiyatristler aileyi muayene ederler. Gerçekten de kalın erkek sesi Janet’in boğazından gelmektedir. Kalın erkek sesiyle saatlerce konuştuğu halde normal sesine dönebilmesi ve boğazında zorlanmaya dair herhangi bir zarar görülmemesinin sebebi açıklanamaz. Janet akıl sağlığı ve psikolojik durumunda anormallikler olup olmadığı incelenmek üzere 6 hafta güney Londra’daki Maudsley Hastanesine testlere tabi tutulur. Hiçbir anormallik bulunamaz. Ancak Janet’in yokluğunda evdeki hadiseler durmuştur. Bunun üzerine bütün şüpherel Janet üzerine yoğunlaşır.

    Çocukların odasına gizli kamera yerleştirilir ve bunlardan biri Janet’i elleriyle kaşığı eğip sonra da demir bir çubuğu eğemeye çalışırken görüntüler. Psişik Araştırma Derneğinden gelen diğer araştırmacılar Jane’in odasını araştırmak istediklerinde yüzelini çocuklardan öteye çevirmeye zorlanırlar. Çocukların gülüşleriyle birlikte objeler havada uçarak araştırmacılara çarpar. Araştırmacılar çocukların yüzlerini çarçaflara gizlemelerinin sebebini yaptıklarının görülmesini istememelerin olduğunu düşünürler.

    Araştırmacılardan biri olan Anita Gregory çocukların amcalarının olaylara Janet’in sebebiyet verdiğine inandığını idda eder. Amcaya göre Janet küçüklüğünden beri ilgi çekmeyi ve insanları korkutmayı sevmektedir. Ona göre fenomenin sebebi Janet’tir.

    Her şekilde olayalar iki uzun senenin ardından aniden kesilir. Sorular ise cevapsız kalır. Belki gerçek bir fenomen yada çocuklar tarafından yaratılmış bir yalan veya her ikisinin karışımı da olabilir. Çoğu kişinin kanısına göre belirsiz nedenlerele fenomen başlar ve bir süre sonra biter ilgi çekmek isteyen çocuklar fenomeni kendilerince devam ettirir. Yine de fenomenin iki sene sonra aniden sona erip ailenin normal yaşama dönmelerine izin vermesi akıl karıştırıcıdır.

    Sahte veya değil Enfield hala ilgi çeken ve araştırmacıların kafasını meşgul eden en ünlü paranormal olaylardan biridir.



     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)





    Macomb Poltergeist



    Amerika’da meydana gelem Poltergeist olaylarının en ünlülerinden biridir. 1948 yılında Macomb İllinois’te yaşanmıştır.

    Olay gazetelerin baş sayfalarına taşındığında bilinen en ünlü olaylardan biri haline geldi. Ancak bu olayı diğerlerinden ayıran en büyük özellik hadiseye sebep olan gücün objeleri hareket ettirmek veya sesler oluşturmak yerine yangın çıkarmasıdır.

    1948 yılında huzursuz bir genç kız olan Wanet ailesinin kötü bir şekilde boşanması üzerine babasıyla yaşamaya zorlanmıştır. Baba ile kız babanın erkek kardeşinin Macomb’da bulunan çiftliğine yerleşirler. Wanet çok mutsuzdur ve duyguları açırı derecede hassastır. Bir süre sonra bu hassas duygular en büyük tehlikelerden birine sebep olacaktır. Yerleşmelerini izleyen haftalarda Wanet’in amcasının çiftliğinde çıkan yangınların sebebi Wanet’in ta kendisidir. Zihin gücünü kullanarak yangınları çıkarmaktadır ancak kızın bu fenomeni kendisinin yarattığına dair hiçbir fikri yoktur.

    Gizemli yangınlar 7 Ağustos günü Amcası Charles Willey’in çiftliğinde başlar. O sıralarda Charles karısı kayınbiraderi kardeşi Arthur Mc Neil ve onun çocukları 8 yaşındaki Jr. Arthur ve 13 yaşındaki Wanet ile beraber yaşamaktadır. Wanet’in annesi Bloomington’a taşınmış ve genç kız özlemle onun yanında yaşamak istemektedir.

    Yangınlar evin duvar kağıtlarının üzerinde kahverengi noktalar halinde başlar Noktaların belirmesinden saniyeler sonra duvar alevler içince kalır. Bu küçük yangınlar her gün yaşanmaya başlar ve komşular dahi çıkacak yangınları izlemek ve onları su ile söndürmek üzere yardıma eve gelirler. Su dolu kaplar hazırlık için her yerdedir. Şahitlerin gözü önünde yangınlar tekrarlanır gönüllüler ise yangınları söndürmek üzere her an tetiktedirler. Macomb’un itfaiye şefi Fred Wilson araştırma için çağrılır. Wilson evin duvarlarındaki tüm duvarkağıtlarının sökülmesini söyler. Duvar kağıtları tamamen sökülür ve şahitler bir kez daha yalın tahtanın üzerinde kahverengi noktanın belirip daha sonra da alev almasını izlerler. Küçük kıvılcımlar tavana sıçrar.

    İtfaiye şefi Wilson yangının nedenini anlayamaz. 7 Ağustos haftası ön sundurmada yangınlar çıkar her odada perdeler alev alır hatta bir yatağın tümünü kaplar. Ulusal Yangın Araştırma Laboratuarı da araştırmaya dahil olur ve sonuçta buldukları ise alev alan duvar kağıdının yangına karşı koruma kaplı olduğudur. Çıkan yangınlar için hiçbir açıklama bulamazlar.

    Sigorta şirketinden araştırma için gönderilen araştırmacı da yangının çıkışına şahit olur. O hafta 200′ den fazla yangın çıkar ve en nihayet 14 Ağustos tarihinde tüm evi sarar. Willey araziye ailesi için sığınabilecekleri bir yer yapar ve ailesini garaja yerleştirir. Bir sonraki gün oturma odasının hemen ardından ahır yanar. Daha sonraki Perşembe günü kümes yanar ve hemen ardından çiftliğin ikinci ahırı da kül olur. Yangın sönrürme tüpleri işe yaramaz. Görevli bile yangının görülmemiş bir ısı içerdiğini söylemektedir.

    Aile başka boş bir eve taşınır ancak yangın onları izler ve devam eder. Hatta amerikan hava kuvvetleri bile işin içine karışır. Gizli bir radyasyondan çıkabileceği savını ortaya ataralar ( Rusların sebep olduğu !) ancak herhangi bir yardımda bulunmazlar.

    Her konudan araştırmacılar çiftliği didik didik araştırırlar ve çeşit çeşit fikirler ortaya atılır. Bunlardan bir tanesi yangınların Wanet tarafından gizlice çıkarıldığıdır. Ancak açıklayamadıkları nokta Wanet’in bu hiç bitmeyen kibritleri nerden bulduğuydu. İtfaiyeci Marshal Burgard ve Eyalet Polisinen Keith Scott Wanet’i bir köşeye çekip saatlerce konuştular. Konuşma sonunda Wanet’in yangınlara sebep olduğunu itiraf ettiği ilan edildi ancak o odada dahi yokken duvarlarda beliren kahverengi noktalar ve birden alev almalar hala açıklığa kavuşmamıştı.

    Yüzlerce paranormal araştırma yapılmasına rağmen yangınların neden veya nasıl çıktığına dair kesin bir cevap bulunamadı.

    Hadisenin başından beri izleyen ve araştıran Peoria gazetesinin bir köşe yazarı Wanet tarafından yapıldığı iddia edilen itirafa inanmadığını gazetesinde açık açık belirtiyordu. Aynı şekilde Gizemli Işıklar ve Yangınlar adlı kitabında olayı konu eden yazar Vincent Gaddis de itiraf hikayesine inanmıyordu. Ona göre bu olay poltergeist olayına mükemmel bir örnekti.

    Willey Çiftiğinde ne olduğu günümüzde de hala büyük bir soru işaretidir. Wanet büyükannesinin yanına gönderildi ve sigorta çiftlik için tazminat ödeyerek amcasının zararını karşıladı. Yangınlar sona ermiş hayat normale dönmüştü. Halka yapılan açıklama ise muhtemelen gerçeklerden oldukça uzaktı.

    Her gizemli olayda olduğu gibi.


     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)



    Amherst Poltergeist


    Aylar boyunca 19 yaşındaki bir gençkız ve ailesi sağır edici gürültülere korkunç tehditlere ve anlatılmaz şiddetlere maruz kaldılar. Amherst Canada tarihinde meydana gelmiş en ünlü Poltergeis vakasıdır.

    Nova Scotia daki Amherst’te yaşayan Esther Cox Canada tarihine damgasını vurmuş en korkutucu poltergeis olayının kurbanı olmuştur. Garip olaylar bir çok kişi tarafından şahit olunmuş ve kaydedilmiştir hatta kitap haline getirilmiştir.

    Sene 1878 ve yer Nova Scotia’nın kuzey merkezinde olan Amherst’teki Princess caddesiydi. 19 yaşındaki Esther Cox kiralık bir evde evli ablası Olive Teed onun eşi Daniel Teed ve iki küçük çocuklarıyla beraber yaşıyorlardı. Kalabalık ev Esther’in küçük kardeşleri Jannie ve William ve Dainel’in erkek kardeşi John’a da yuva olmuştu.

    Aniden bu sıkıcı ve sıradan aile evine korku musallat oldu. Bu paranormal bir güç tarafından ziyade insan olmaktan uzak bir canavar tarafından gerçekleştirildi. Esther tanıdıkları olan Bob MacNeal tarafından neredeyse tecavüze uğradı. Esther’in kötü şöhretli bu ayakkabıcının ününden haberi yoktu ve saldırıdan hafif yaralarla kurtuldu. Ancak bu olay görünmeyen bir veya birkaç varlık tarafından gerçekleştirilecek başka türdeki saldırılar için bir kapı açmış gibiydi. Amherst Poltergeist olayı başlamıştı.

    Teed ailesi kalabalık olsa bile kiraya yardım olsuması için zaman zaman eve pansiyoner alıyorlardı. Fenomene ilişkin olaylar başladığında pansiyoner olarak kalan Walter Hubbell bu olayların bazılarına şahit olmuş ve sonradan yayınladığı Büyük Amherst Gizemi adlı kitabı için kaydetmiştir.

    Bir gece ev halkı korkuç bir çığlıkla ayaklandı. Evin yetişkinleri sesin geldiği yere Esther ve kız kardeşi Jannie’nin paylaştıkları odaya koştular. Kızlar tam uykuya dalmak üzereyken üzerlerine örttükleri yorganın altında birşeyin hareket ettiğini farketmişlerdi. Esther fare olduğunu düşünmüş ancak her tarafı araştırmalarına rağmen bir şey bulamamışlardı. Kızlar ve diğerleri yataklarına geri döndüler ve o gece başka bir şey olmadı.

    Onu izleyen gecede ev halkı tekrar çığlıklarla uyandı. Esther ile Jannie bu seferde yatağın altındaki parça kumaşların saklı durduğu kutudan hışırtılar ve garip sesler geldiğini duymuşlardı. Kutuda ne olduğunu anlamak için yatağın altından çıkardıklarında kutunun kapağı kendiliğinden çıkıp kutunun yanına konuvermişti. Kutunun kapağı tekrar hareketlernip konduğunda ise genç bir kadın çığlığı duyulmuştu. Bu noktaya kadar aile olayları iki kızın fazla hayal gücüne bağladılar. Özellikle Esther saldırının ardından oldukça hassastı.

    Ancak üçüncü gece olanalar Esther Cox’a olanların olağanın dışında birşeyler olduğunu Teed ailesine kanıtlayacaktı. O gece Esther biraz ateşi olduğundan yakınarak erkenden izin isteyerek odasına çekilmiştir. Saat gece on sularında Jannie kız kardeşiyle paylaştığı yatağa yattığında Esther bir anda yataktan odanın ortasına fırlayarak elbiselerini yırtmaya ve “Tanrım! Ölüyorum!” diye bağırmaya başlar.

    Jannie lambayı yakarak kız kardeşinin nesi olduğuna bakmak için yaklaştığında onun teninin parlak kırmızıya dönüştüğünü ve doğal olmayan bir şekilde şişmekte olduğunu korkuyla farkeder. O sırada Olive odaya girer ve kardeşiyle birlikte görünüşe göre boğulan ve nefes almak için mücadele eden Esther’i yatağa yatırırlar.

    Evdeki diğer yetişkinler de geldiğinde hayretler içinde Esther’in teninin dokunmak için çok sıcak olduğunu kırmızı bir renk alarak normal ötesinde şiştiğini görürler. Esther’in gözleri buğulanmış ve acı içinde ağlamaktadır. O anda Esther’in yatağının altından gök gürültüsüne benzer bir sesle birlikte oda sarsılır. Birkaç gürültü daha çıkar ve sonra susar. Bununla birlikte Esther’in bedebindeki şişlikler yavaşça söner ve kız derin çok derin bir uykuya dalar.

    Dört gece sonra korkutucu olaylar tekrarlar. Esther’in tenindeki şişme ve çektiği işkence yine yatağının altından gelen gök gürültüleriyle sona erer. Bu garip hastalığa çare bulmak için Daniel Esther’i muayne etmesi için yerel doktor Dr. Carritte’yi çağırır. Dr. Carritte o gün gelmiş geçmiş en korkutucu olaya tanık olacaktır.

    Doktor Esther’in yatağının başında otururken şaşkınlık içinde kızın başının altındaki yastığın görünmez eller tarafından yapılıyormuş gibi kendiliğinden hareket ettiğini görür. Aynı anda yatağın altından gümbürtüler gelir. Doktor yatağın altını kontrol ettiğinde bir şey bulamaz. Sonra yine o görünmez eller tarafından kızın geceliğinin üzrinden sızla sıyrılıp odanın bir köşesine fırlatıldığına şahit olur. Aynı anda doktor metalin plastik bir yüzeyi kazıması gibi sesler duyar ve Esther’in yatağının baş tarafındaki duvara baktığında harflerin duvar üzerinde kendiliğinden oluşarak belirmesini izler. Harflerin oluşumu bittiğinde duvar üzerindeki yazıyı hayretle okudu. “ Esther Cox sen öldürmem için bana aitsin” . Bir an sonra duvar üstündeki kağıt yine kendiliğinden yırtılarak odanın öbür tarafına doktorun ayaklarının dibine fırlatıldı. İki saat sonra ev tekrar sessizliğe bürünmüştü.

    Dr. Carritte ertesi günü tekrar eve dönerek daha fazla açıklanamayan olaya tanık oldu. Patetesler havada uçuşup bir odadan diğerine fırlatıyor sağır edici sesler bu sefer çatıdan geliyormuş gibi görünüyordu. Doktor çatıyı kontrol etti ancak yine gürültüye sebep olacak bir neden bulamadı.

    Tüm bu olayların ışığında doktor seneler sonra meslektaşına yazdığı bir mektupta şöyle diyecekti.

    “Dürüst davranan septik kimseler bu olayda hiçbir aldatmaca veya sahtekarlık olmadığı konusunda ikna oldular. Senin önerine uyarak bu olayla ilgili yazıyı medikal gazetede yazdığımda hekimlerin bunun gibi bir mucize olaya inanacaklarından şüpheliyim. Kesinlikle eminim ki eğer tanık olmasaydım ben de inanmazdım”

    Tabi ki doktorun Esther’e hiçbir faydası dokunmadığı gibi evdeki huzursuzluğu da sona erdiremedi. Olay daha yıkıcı ve tehdit edici boyutlara vararak devam etti:

    Evin çevresinde açıklanamaz yangınlar çıktı bıçak ve çatallar görünmez eller tarafından fırlatılarak tahtalara ve duvarlara saplandı kibritler bir anda havada belirerek yataklara düştü mobilyalar kendiliğinden yaherek ederek devrilip duvarlara çarpıldı yüksek sesli tokat seslerinin ardından Esther’in yüzünde kırmızı parmak izleri oluştu nerden geldiği belli olmayan toplı iğneler Esther’in yüzüne saplandı komşu çocuğunun elindeki çakı bir anda alınarak Esther’in sırtına saplandı. Ve bunun gibi bir çok korkutucu olayla devam etti.

    Zavallı işkence altındaki Esther birçok defa bu şeytanı varlıktan kaçmaya çalıştı fakat nereye gitse onun tarafından izlendi.

    Esther katıldığı bir Baptist töreninde arka sıralardan birinde oturuyordu. Törenin başlamasıyla birlikte tıklamalar ve patırtılar tüm kiliseyi sardı. Sesler görünüşe göre kilisenin ön tarafından geliyordu. Sesler yükseldikçe yükseldi ta ki pederin sesi duyulmaz olana kadar. Olayların sebebinin kendi olduğunu bilen Esther kilise binasını terk eder etmez sesler durdu.
    Esther katıldığı bir Baptist töreninde arka sıralardan birinde oturuyordu. Törenin başlamasıyla birlikte tıklamalar ve patırtılar tüm kiliseyi sardı. Sesler görünüşe göre kilisenin ön tarafından geliyordu. Sesler yükseldikçe yükseldi ta ki pederin sesi duyulmaz olana kadar. Olayların sebebinin kendi olduğunu bilen Esther kilise binasını terk eder etmez sesler durdu.

    Esther ailesini bu şeytani varlıktan korumaya çalıştı. İlk önce komşu eve taşındı bir süre ancak poltergeist onu orada da izledi ve Esther’i eve geri dönmeye zorladı. Teed’lerin ev sahibi olaylardan aileyi sorumlu tutarak ve fenomenin şiddetli doğasından korkarak onları çıkartmaya kalktı .Birkez daha Esther sorumluluğu üzerine alarak yakın çiftliklerden birinde iş bularak evdeb taşındı.

    Ancak çiftlik ahırı tamamen yanınca çiftlik sahibi Esther’i kındakçılıktan tutuklattı. Esther 4 ay hapise mahkum oldu ancak sadece 1 ay sonra serbest bırakıldı. Hapsedilmesi tüm başına gelenlerin üzerine tuz biber olarak düşünülse de tam tersi oldu. Esther serbest kaldıktan sonra Poltergeist yavaşlamaya ve kaybolmaya başladı bir süre ufak tefek olayların ardından tamamen kayboldu.

    Esther daha sonra iki defa evlendi ve 1912 de 53 yaşındayken öldü. Esther’in ölümünden sonra Walter Hubbell “Büyük Amherst Gizemi adlı kitabını yayınladı. Kitapta olayların yanı sıra 16 görgü tanığının imzaları ve yeminli ifadeleri de vardı.



     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)



    Rosenheim Poltergeist


    Rosenheim Poltergeis olayının dünyaca ünlü olmasınınen büyük sebeplerinden biri birçok görgü tanığının olması ve pek çok kişi tarafından araştırılmış olmasıdır. Bu olayda odak Almanya Rosenheim kentinde bir hukuk firmasında sekreter olarak çalışan 18 yaşındaki Anne-Marie Schneider idi. Poltergeist 1967 yılında başladı ve hemen hemen iki sene sürdü.

    Önceleri elektrik ve telefon hatlarında meydana gelen garip arızalarla başladı. Ofisteki ampullerin ışığı göz kırpar gibi azalıp çoğalıyor veya aniden parlıyordu. Bazı ampuller ise soketlerinde kendiliğinden dönüyor ve soketten kurtularak yere düşüyordu. Bazıları ise kapalı oldukları halde durup dururken patlıyordu. Kontrol edilmek üzere teknisyenler çağrıldı ve teknisyenler kontrolleri sonucu binanın içine kaynağı belirsiz aralıksız güçlü elektrik dalgaları geldiğini tesbit ettiler.

    Telefon faturaları bir anda kabul edilemez rakkamlara ulaşmıştı. Telefon şirketine göre birkaç gün içinde bir numara yüzlerce defa aranmıştı. Ancak bir nokta vardı ki aranılan numara bir dakika içinde altıyüz defa aranmıştı. Bu onyedi saniyede bir tekrar rekrar aranması demekti ki o zamanın teknolojisiyle bu mümkün değildi.

    Telefon problemi sadece onunla da kalmadı telefonlar bilinmeyen bir nedenle aniden kesiliyor veya santralde görünmediği halde hepsi bir anda çalmaya başlıyordu.

    Lokal gazete olayla ilgilenmeye başladı ve çok uzun sürmeden televizyon şirketleri de olayla ilgili programlar yapmaya başladılar. Sabrı tükenen hukuk firmasının sahipleri bu garip olaylara sebep olan şakacı kimse hakkında polise başvurduğunda polis de işin içine girdi. Rosenheim olayı sürdüğü iki sene boyunca kırkın üzerinde görgü tanığı olmuştu.

    Freiburg Üniversitesi Parapsikoloji Bölümü profesörlerinden Hans Bender Rosenheim olayını araştırmaya başladı. Bir süre sonra olayları Anne- Marie ile bağdaştırdı. Garip olaylar Anne-Marie’’nin ofiste olduğu zamanlarda meydana geliyor ve ampullerin altından geçtiğinde hareketleniyordu. Prf. Bender Annie - Marie’ye Psi test uyguladığında sonuçlar kızın telepatik olduğunu gösteriyordu. Ayrıca olaylar olduğu sırada Annie-Marie’nin duygusal ve zihinsel durumu iyi değildi. Nişanlısıyla kavgalıydı ve büyük aile problemleri yaşıyordu.

    Bu arada ofiste başka fenomenler de gerçekleşmeye başladı. Duvardaki resimler kendiliğinden döndürülüyor ağır dosya dolapları hareket edip çekiliyor fotokopi toneri bir anda dışarı fırlayıp heryere dağılıyordu. Hukuk firmasının sahipleri sabırlarını yitirerek Anne-Marie’yi işten uzaklaştırdılar. Anne-Marie ofisten gider gitmez fenomenler durmuştu.


     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)


     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)



    Bell Witch Poltergeist


    Tennessee Adams’ta geçen olay Amerika tarihinin en ünlü Poltergeist aktivitesi barındıran hadiselerinden biridir. Olayda tayf halinde varlıkların görünmesinden tutun kaynağı belirsiz sesler poltergeist aktiviteleri ve en nihayetinde John Bell’in ölümü vuku bulmuştur. Hem de efsanevi Bell Witch ( Bell Cadısı )’nın elinden.

    Doğaüstü olayların tarih kayıtlarına göre Bell Witch hikayesi 1817 tarihinde Tennessee’ de çiftçilik yapan Bell ailesinin evlerinde garip fenomenlerin olmasıyla başlamıştır. İlk önceleri evde vuruş patırtı ve tırmalama sesleri başladı.

    Örtüler yatakların üzerinden çekiliyor aile fertleri görünmez varlıklar tarafından tekmeleniyor tırmalanıyor ve saçları çekiliyordu. Özellikle 12 yaşındaki Betsy Bell işkencenin odak noktasıydı. Küçük kız tokatlanıyor çimdikleniyor derisi morartılıyor ve iğneler batırılıyordu. İlk önceleri John Bell bu garip olayları saklamak konusunda kararlıydı. Ancak olayların gelişimiyle bir arkadaşına açıldı. Bell’in arkadaşı bir komite toplayarak evi araştırmaya başladı ve nihayetinde Bell2in arkadaşları evde ürkütücü derecede zeki garip bir gücün bulunduğunu öğrendiler. Bu süre sonra bu varlığın bir de ses kazanmasıyla beraber huzurun sessizliği sonsuza dek kaybolacaktı.

    Sesin sahibi olan varlık kendini Cadı Kate Batts olarak tanıtacaktı. Yerel halkın “Kate” diye adlandırdığı varlık Bell evindeki görünmelerini günlük hale getirmişti artık. Her seferinde hasar ve kargaşa yaratıyor ailenin her bir ferdine çeşitli eziyetler yapıyordu. Bir süre sonra cadının Robertson ilçesinde hemen her yerde görülmesi ve garip seslerini duyulmasıyla birlikte bölgedeki insanların tamamı cadıyı öğrenmişlerdi

    Varlık o kadar ünlü olduki zamanın generallerinden Andrew Jackson bile ziyaret edip görmek istedi. Ziyareti sırasında o da cadının oyunlarından nasibini aldı ve atlı arabasının tekerlekleri cadı bırakana kadar yerlerinden kımıldamadı.

    John Bell “Kate” in sebep olduğu düşünülen garip bir hastalığa yakalandı. Bell hasta yatağında yatarken varlık küfürler edip dürtükleyerek ona rahat vermedi. Bir gün yatağa yattı ve bir daha iyileşemedi. Bir sabah John yatağında tamamen hissiz bir şekilde uzanırken bulundu ve yanında garip bir şişe bulundu. Adamın ağzında şişede bulunan siyah sıvıdan vardı. Sıvı bir kedinin diline damlatıldı bir süre sonra kedi ölmüştü. Ardından John da kediyi izledi ve öldü. Geride “Kate” zafer çığlıkları atıyordu. Hatta zavallı adamın cenazesinde de görünerek güldü küfürler etti ve şarkılar söyledi.

    Düşman ilan ettiği kişinin ölümünden sonra da kaybolmadı “kate”. Betsy Bell’e musallat olarak kızın gerçek sevgiyle bağlandığı adam Joshua Gardner la evlenmemesi için tehdit etti. Nedenini söylememesine rağmen daha sonra kızın yerel bir öğretmen olan Richard Powell ile evlenmesine izin verdi. Hemen ardından varlık 7 sene sonra döneceğine söz vererek ortadan kayboldu.

    7 sene sonra geri döndü ve iki hafta boyunca tekrar aileye musallat oldu. Tekrar kaybolmadan evvel John Bell Jr.’nin evinde görünerek uyarılarda bulundu. Uyarılar gerçekleşti İç savaş ve dünya savaşı çıktı. “Kate” 107 yıl sonra geri döneceğini söylemişti ancak 1935 olaysız geldi ve geçti.

    Bell Cadısının kim veya ne olduğu hiçbir zaman çözülemedi. Gerçekten yaşamış birinin hayaletimiydi? Yoksa sadece nefret dolu bir varlığın yarattığı bir kimlik miydi? Yada Betsy Bell’i odak alan bir poltergeist olayı mıydı? Kimse gerçeği bilemeyecek. Ancak birçoklarının inancına göre Bell Cadısı hiçbir zaman Tenessee Adams’ı terketmedi.


     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)




  • Dünya'dan devam edelim..


     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)


    Changi plajı – Singapur

    İkinci Dünya Savaşı sırasında meydana gelen Sook Ching katliamı sebebiyle burada pek çok Japon öldürüldü. Binlerce Çinli, Japon karşıtı olmakla suçlanarak katledildi. Bu plajda, ölen Çinlilerin hayaletlerinin görüldüğü söyleniyor. Bu olayı ürpertici boyutlara taşıyan şey ise, görüldüğü söylenen hayaletlerin arkalarında kan lekeleri bırakması.


     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)


    Çığlık tüneli, Niagara Şelaleleri – Ontario

    Bu tünelin gerçekten de tüyler ürpertici bir hikayesi bulunuyor. Rivayete göre bundan yüzyıl önce tünelin güney çıkışına yakın bir çiflik evi varmış. Bir gece evde yangın çıkmış ve kıyafetleri tutuşan küçük bir kız çocuğu tünele doğru koşmaya başlamış. Bir yandan kıyafetlerinden kurtulmaya çalışan kız tünelin ortasında yere düşmüş ve orada ölmüş. İddiaya göre eğer gece tünelin ortasında dikilip bir kibrit yakarsanız alevi hemen sönüyor ve bir kız çığlığı işitiyorsunuz


     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)


    Monte Cristo – Avustralya

    Bu lanetli malikanenin hikayesi ise, Bayan Crawley’nin kocasının ölümünden sonraki 23 sene boyunca iki kez dışında hiç dışarıya çıkmadığı yönünde. Bazıları evi lanetleyen kadının tuhaf biçimlerde gözükmesi, sesler, ışıkların yanıp sönmesi gibi ürkütücü gözlemlere sahip.


     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)


    Dominician Hill (Dominik Tepesi) Baguio - Filipinler

    Bazıları savaşta ölen insanların ruhlarının, bazıları da tedavi görmekte olan ve yaşama umudu olduğu halde burada ölen hastaların ruhlarının burayı ele geçirdiğini düşünüyor. Gece boyunca kapı ve cam çarpması, tabak kırılma sesi ve çığlıklar duyulduğu söyleniyor.




  • “Ağlayan Çocuk”

     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)


    Seksenli yıllarda İtalyan ressam Bruni Amadio tarafından çizilen, “Ağlayan Çocuk” resmi, bir anda dünya çapında üne ulaştı. Özellikle Avrupa’da ardı ardına gelen olaylardan sonra, resim “lanetli” olarak anılmaya başladı. Öyle ki, bu resmin bulunduğu evlerde, yangın çıkıyor, her şey kül olsa da, bu resim sağlam kalıyordu. Hatta, 1985’te İngiliz The Sun gazetesi, okuyucularıyla birlikte bu resimden kurtulma kampanyası başlattı. Yüzlerce okuyucu, gazetenin binasının önünde toplanarak, “lanetli” resimleri ateşe verdi.

    Bizde de pek çok evin girişine asılmıştı 80 lerde bu resim.O yıllarda berber salonlarında, manavda, bakkallarda, ayakkabı tamircisinin duvarında, demircide, bisikletçide, kısaca aklınıza gelecek her türlü esnafta duvarları süslerdi bu hüzünlü resim.. Şimdilerdeyse artık hiçbiryerde yok..





  • quote:

    Orijinalden alıntı: elzemsin

    “Ağlayan Çocuk”

     İSTANBUL’DAKİ PERİLİ KÖŞKLER, CİN VE HAYALET DOLU EVLER, PARANORMAL AKTİVİTELER(SS)


    Seksenli yıllarda İtalyan ressam Bruni Amadio tarafından çizilen, “Ağlayan Çocuk” resmi, bir anda dünya çapında üne ulaştı. Özellikle Avrupa’da ardı ardına gelen olaylardan sonra, resim “lanetli” olarak anılmaya başladı. Öyle ki, bu resmin bulunduğu evlerde, yangın çıkıyor, her şey kül olsa da, bu resim sağlam kalıyordu. Hatta, 1985’te İngiliz The Sun gazetesi, okuyucularıyla birlikte bu resimden kurtulma kampanyası başlattı. Yüzlerce okuyucu, gazetenin binasının önünde toplanarak, “lanetli” resimleri ateşe verdi.

    Bizde de pek çok evin girişine asılmıştı 80 lerde bu resim.O yıllarda berber salonlarında, manavda, bakkallarda, ayakkabı tamircisinin duvarında, demircide, bisikletçide, kısaca aklınıza gelecek her türlü esnafta duvarları süslerdi bu hüzünlü resim.. Şimdilerdeyse artık hiçbiryerde yok..



    Fenerin stadında vardı bu noldu son maçta yaktılar stadı




  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.