Şimdi Ara

Şiirler,güzel sözler

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
5.332
Cevap
42
Favori
629.629
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Ne hasta bekler sabahı
    Ne taze ölüyü mezar
    Ne şeytan bir günahı
    Seni beklediğim kadar...
  • Allah'ım kaderimde anarşi ve protesto
    antidepresanlar ve içi boş bir gardırop
    ne de çok yer kaplıyor mesela al pacino
    yardımın gerekiyor kadıköy'deyim stop.

    Allah'ım kaderim bu sentimental ambargo:
    alternatif referans potansiyel salvo yok,
    sadece klostrofobi, hicran türbülans ve şok;
    cariyeler çekilmiş yeraltına cumburlop.

    Allah'ım kaderimi sen yazdın sen bilirsin
    kalbim oyuncak mı ne, ne kolay kırılıyor?
    'deplasmandır bu dünya' diyor albino şeyhim
    plasebo yutturuyor bana depresif doktor.

    Allah'ım kaderimden şikayetçi değilim
    aksine bahtiyarım evrende bana da rol
    verdiğin için şahsen, Allah'ım bizler senin
    falsolu kullarınız, n'olur bizden razı ol.


    Murat Menteş
  • Olsun be aldırma yaradan yârdır
    Sanma ki zalimin ettiği kârdır
    Mazlumun ahı indirir şahı
    Her şeyin bir vakti vardır



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi MichaelTownley -- 11 Eylül 2019; 22:18:34 >
  •  Şiirler,güzel sözler
  •  Şiirler,güzel sözler





    Sevdiğiniz şiirler ve güzel sözleri burada paylaşalım.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi DesertRose -- 13 Ekim 2006; 2:02:08 >
  • Duymak nedir bilir misin?
    Duymak, ama anlatamamak
    Çemberini kıramamak kelimelerin.
    Tam dilinin ucuna gelmişken söyleyememek
    "Seviyorum" diyememek
    Yani ölümü yaşamak nedir bilir misin?

    (Ümit Yaşar Oğuzcan,Bilirmisin isimli şiirinden bir kesit)
  • ÇIKMAZ SOKAK

    Bir daha dünyaya gelsem
    Yine seni severdim
    Beni üzesin diye
    Beni deli divane edesin diye
    Biliyorum
    Sen de bir daha dünyaya gelsen
    Yine beni sevmezdin
    Kahrımdan öleyim diye

    Ü.Yaşar Oğuzcan
  • Çaldı mı...?
    Davullar yetmemişti kalbinin sesini bastırmaya,
    Sazlar yetişmemişti öykünü anlatmaya...
    Ve kanunlar ağlamıştı henüz yapamadıklarına
    Gürültüde kendinden geçenler
    Sessizlikte korkup kaçtı mı?Bir ses verin ne olur
    Ecel kapıyı çaldı mı?

  • SEVGİNİN ÖNÜNDE
    Bütün insanları dostun bil, kardeşin bil kızım
    Sevincin ürünüdür insan, nefretin değil
    Zulmün önünde dimdik tut onurunu
    Sevginin önünde eğil kızım
    ATOL BERHAMOĞLU
  • Her Şey Sende Gizli


    Yerin seni çektiği kadar ağırsın,
    Kanatların çırpındığı kadar hafif..
    Kalbinin attığı kadar canlısın,
    Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
    Sevdiklerin kadar iyisin,
    Nefret ettiklerin kadar kötü..
    Ne renk olursa olsun kaşın gözün,
    Karşındakinin gördüğüdür rengin..
    Yaşadıklarını kar sayma:
    Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadar yaşarsan yaşa,
    Sevdiğin kadardır ömrün..
    Gülebildiğin kadar mutlusun.
    Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
    Sakın bitti sanma her şeyi,
    Sevdiğin kadar sevileceksin.
  • Yüreğime kör düğümler atıldı,
    Çözemedim, çözülmüyor Sultanım,
    Yıllar yılı kaderimin hükmünü,
    Bozamadım, bozulmuyor Sultanım.

    Yollarıma tuzak konmuş bir kere,
    Güvenim yok haftalara günlere,
    Zamanın tesbihi saçıldı yere,
    Dizemedim dizilmiyor Sultanım.

    Bu bendeki çölün suya çağrısı,
    Fecir vakti yıldızların ağrısı,
    Bu diyarlar güzel ama doğrusu,
    Gezemedim, gezilmiyor Sultanım.

    Barış umdum şu yılların kaçından,
    Kan döküldü bulutların saçından.
    Gök mâviyi, gün ışığı içinden,
    Süzemedim, süzülmüyor Sultanım.

    Sana dert dökmeye yetmiyor bir gün.
    Kâğıt bile mısralardan tedirgin.
    Vakit gece, kalem hasta, göz yorgun,
    Yazamadım, yazılmıyor Sultanım
  • BİRDE KİM OLDUGUNU BİLSEM
    Bir yudum su gibidir benim için özgürlük
    Susuzluğum çöller gibi olsa da
    Aşkım deniz gibidir.
    Âşık olduğum ise bir mavi dalga
    Uçsuz bucaksız ufukta, ansızın kaybolan.
    Çok az yalnızlık çekmiş, besbelli.
    Rüzgârın götürdüğü yere doğru giderken,
    Terk etmek onun için ilk olmasa gerek!

    Hayat kim bilir! Belki daha çok uzun.
    Çocukluğumun hayalleri hiç olmayacak gibi.
    Yarın, umarsız bir duygu sanki içimde.
    İlacım iken bir yudum su ile sen.
    Bu kadar kör olamazsın, bu kadar vefasız!
    Hiç acı çekmemişin besbelli.
    Ölüm bile görmemişsen, eğer.
    Gözünden akan yaş, uzaktaki uğultu
    Gerçek olmasa gerek.
  • BİR GÜN
    Bir gün seni anlatacağım.
    Gidişi gelişinden çabuk oldu,
    Bitişi, başlamasından kolaydı
    “Bir sevda rüzgârıydı
    Esti, geçti.” diyeceğim.

    Bir gün seni unutacağım.
    Ellerini, gözlerini,
    Dokunuşunu, öpüşünü
    Ve sana ait herşeyi...
    “Biri vardı bir zamanlar
    Yıktı, geçti.” diyeceğim.

    Bir gün seni
    tekrar yaşayacağım.
    Gözlerim kapanırken
    Son kez hatırlayacağım...
    “Birini sevmiştim bir zamanlar
    Hâlâ seviyorum.” diyeceğim...
  • Her sonbaharda olduğu gibi yitirdiklerimin özlemiyle,
    Tavan arasına çıktım yine,
    Eski fotoraflar, geçmiş yılların öyküsünü; hatırlatsın diye...
    Annem! Yüzüne baktıkça, pembe beyaz bahar dalları açardı gönlümde.
    Gözlerinin maviliğinde; uçsuz bucaksız okyanustayım... Sanki yelkenli bir gemide.
    Kucağında ben varken fotoğraflarda; o hep gülümsemekte,
    Bahçemizde, akşamsefalarının önünde.
    Sonraları... Elimden tutmuş, beni yürütmekte.
    Birlikte sulardık akşamsefalarını, keyifle...
    On yaşındaydım, düşünüyordumda belleğimde...
    İlköksürüklerini duymuştum bir sessizlikte...
    Mavi gözlere çakmak çakmak bir eda geldiğinde,
    Akşamsefaları da çiçeklerini yitirmiş, tohumlarını dökmekte...
    Ertesi sene dediler ki:
    ''Annen cennette!''
    Biliyorum kokmaz akşamsefaları pembe, beyaz, sarı! Yine de...
    Koklardım onları; annemin özlemiyle.
    Ve Tanrı, büyüktür elbette...
    Doldurdu anne kokusunu, az da olsa gönlüme...

    Bir fotoğraf daha var elimde,
    Okul önlüğüm üzerimde, yine akşamsefalarının önünde.
    Babam yangın yüreği, soluk benzi ile,
    Beni okula götürmek üzere.
    Ne yazık akşamsefaları yine... Tükenmekte
    Kaybolan anne kokusu ile birlikte.
    Hızla geçerken seneler, babam ve ben elele...
    Yine akşamsefaları, güneşe doğru bir döndüğünde
    Dediler ki:
    ''Baban'da annenin yanında cennette!''
    Ben artık genç olmuşum ama yine de
    Akşam üzeri, mezarlıktan geldiğimde
    Kokladım akşamsefalarını gönlümce.
    Pembeleri annem, beyazları babam kokar belki diye....
    İstemedim sarıları, içimde biriken isyan seliyle,
    Yoldum attım hepsini gökyüzüne.
    Yalnızım artık fotoğrafalarda ya da sadece bir kelebekle,
    Ama yine akşamsefalerının önünde, bahçemde...

    Yaşamın boş bir yerinde; kalbimde hapsolmuş sevgilerle,
    Bir melek gördüm bir gün, akşamsefalarının önünde.
    Annem sandım belki de...
    İşte fotoğrafı elimde...
    ONU İLK ÖPTÜĞÜMDE AKŞAMSEFALARININ ÖNÜNDE.....
    Anladım ki, sarı açan akşamsefalarını yolmamak gerekmiş gerçekte.
    Bir fotoğrafta, birlikte suluyoruz akşamsefalarını; eşim Melek'le,
    Özlediğim mutlulukları onunla yaşıyorum birlikte.
    Şu fotoğrafta ise, yavrumuz ile sevgiyle,
    Ninnisini söylüyor Melek, gönlünce,
    Yavrumuz büyürken geçen günlerde..
    Annemle babam, görsünler diye cennette...
    O, koşup oynuyor akşamsefalarının önünde,
    Ben ve Melek içiyoruz demli çayımızı göz göze.
    Ama yine bir fırsat gelince elime,
    Kokluyorum akşamsefalarının pembelerini annem, beyazlarını babam diye...
    Hem de sarılar kıskansa bile...

    Yalnız, eylül geldiğinde... Kalbimde ince bir sızı ile
    Tohumlarını topluyorum akşamsefalarının özlemler içinde,
    Minik elleriyle, yavrum bana yardım ettiğinde
    Çekmiş Melek fotoğrafımızı, işte elimde.
    Galiba yine o günlerde
    Akşamsefalarının açmasına daha var diye,
    Bir kadeh mey elimde; efkarlar gönlümde.
    Melek şikayet etse de
    Artık fotoğraflarda hep bir kadeh var elimde.
    Yıllar birbirini kovalıyor elbette,
    Kadehleri birbiri ardına devire devire
    Akşamsefalrının tohumlarını bile
    Toplayamaz hale gelmişim bugünlerde.
    İşte bu fotoğrafta, Melek topluyor tohumları o sene...

    Şimdi en güzel fotoğraf elimde...
    Yavrum damat kıyafetiyle, yanında gelinimle
    Bu mutluluk selinde bile
    Melek artık şikayet etmese de
    Kadeh yine elimde.
    Bu seferde yavru kuş yuvadan uçtu diye...
    Saçlarımıza aklar düştüğünde, bu fotoğrafta açıkça görülmekte,
    O sıralar Melek, yavaş yavaş erimekte.
    Bir sabah güneşinde, akşamsefalarının çiçekleri büzülmekte
    Sanki kıvranıyorlar acı içinde.
    İşte o saatlerde, Meleğim göçmekte
    Eli elimden düştüğünde
    Dışarıdakilere dedi ki:
    ''O şimdi cennette...''
    Şimdilerde kadehim hep elimde.
    Pembeleri annem, beyazları babam, sarıları Melek diye,
    Akşamsefalarını koklamaktayım yine
    İşte fotoğraflar elimde...

    Tavan arasından inme vakti geldi de,
    Gözyaşlarım kurusun diye bekliyorum belki de.
    Sonra ineyim de
    Akşamsefalarının tohumlarından toplayayım yine...
    Gerçi vasiyetim var bilseler de...
    Toplayıp tohumları, koyayım göz önünde bir yere,
    Pembeleri annem, beyazları babam, sarıları Melek'se...
    Ben de akşamsefalarının tohumları olacağım belki de...
    Dibine kezzap dökseler bile, yeşereceğiz her sene...



    ARKADAŞLAR UZUN DİYE GEÇMEYİN GERÇEKTEN ÇOK GÜZEL BEN YILLARDIR OKURUM BU ŞİİRİ
  • ÇARESİZ

    Seni görmediğim günler bir çakır diken büyüyor göz
    bebeklerimde
    Bir çocuk ağlaması başlıyor, kulaklarımda uzun uzun
    Ellerim bir yerlere yapışıyor, kurtaramıyorum
    Ya ayaklarım, o benim zavallı ayaklarım
    Öyle şaşkın, öyle kararsız, öyle çaresiz ki
    Seni görmediğim günler
    Karanlıktayım, katran gecelerdeyim
    Cehennem misali bir yerdeyim
    Bir demir nasıl paslanır, bir elma nasıl çürürse
    İşte öyleyim...


    Ümit Yaşar OĞUZCAN
  • YALNIZSIN



    Bir akşam ışıkların dağlara güldüğünü

    Bir akşam bulutların seyre döküldüğünü



    Görürsün hasretiyle sabah ezgilerinin

    Bir akşam gözlerin ufka dalar pek derin



    Kuşlar öter, uçuşur yeşil dallara konar

    Umutlar yaprak yaprak alevlenir de yanar



    Son mutluluk sesleri dökülür dudaklardan

    İnsanlar gölge gibi çekilir sokaklardan



    Rüzgar okşamaktayken anne gibi tenini

    Gecenin kolları sessizce yakalar seni



    Anlarsın gözlerinin dolup boşaldığını

    Anlarsın yalnızlığı ve yalnız kaldığını...



    nurullah genç
  • ne kaldı ruha teselli şarabdan başka
    boğazda üç gecelik mehtabdan başka
    sükun-i layetanahiye varmamız yeğdir
    nedir hayat uzayan ıztırabdan başka
    Y. Kemal Beyatlı
  • GÜN EKSİLMESİN PENCEREMDEN

    Ne doğan gune hükmüm geçer,
    Ne halden anlayan bulunur;
    Ah aklimdan ölümüm geçer;
    Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur.

    Ve gönül Tanrısına der ki:
    - Pervam yok verdiğin elemden;
    Her mihnet kabulum, yater ki
    Gün eksilmesin penceremden!

    CAHIT SITKI TARANCI
  • HASRETİNDEN PRANGALAR ESKİTTİM

    Seni, anlatabilmek seni.
    İyi çocuklara, kahramanlara.
    Seni anlatabilmek seni,
    Namussuza, halden bilmeze,
    Kahpe yalana.

    Ard- arda kaç zemheri,
    Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.
    Dışarda gürül- gürül akan bir dünya...
    Bir ben uyumadım,
    Kaç leylim bahar,
    Hasretinden prangalar eskittim.
    Saçlarına kan gülleri takayım,
    Bir o yana
    Bir bu yana...

    Seni bağırabilsem seni,
    Dipsiz kuyulara,
    Akan yıldıza,
    Bir kibrit çöpüne varana,
    Okyanusun en ıssız dalgasına
    Düşmüş bir kibrit çöpüne.

    Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,
    Yitirmiş öpücükleri,
    Payı yok, apansız inen akşamlardan,
    Bir kadeh, bir cıgara, dalıp gidene,
    Seni anlatabilsem seni...
    Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır
    Üşüyorum, kapama gözlerini...

    Ahmet Arif
  •  Şiirler,güzel sözler




        Şimdi biz şeytanı kötü sanıyoruz değil mi? Şimdi biz onu suçluyor ve her zaman haksız buluyoruz değil mi? Kötülüklere de vesile olduğunu düşünüyoruz, yanılıyor muyum?

        Aslında şeytan o kadar masum ki... Evet, yanlış bir karar vermiş olabilir. Yanlış yolda beyhude bir emek sarf ediyor olabilir. Kibir göstermiş ve bu kibrin esiri olmuş olabilir. Hepsi ve daha nicesi de doğru.

        Peki ya tersten okudunuz mu bu hikâyeyi hiç?

        Şeytan, bir kere de olsa dürüsttü. Susmadı. Pisliğini yutkunmadı, zehrini yanındakilerinin iliklerine akıtmadı. İçten pazarlık yapmadı. Evet, şeytan yalan bile konuşmadı. İkiyüzlü olmadı. Olduğunu, gerçeğini önce kendisi kabullendi ve bunun arkasında yanlış da olsa durdu.

        Belki boşunaydı bu, er geç hakikati kabullenecekti. O bunu hiç bilmedi, bilmek istemedi. Ama o, olduğu gibi oldu. Bu başkaldırı sürecinde doğru bildiği adına tüm yanlışları yaptı. Ancak şeytan bile "ben buyum" diyebildi.

        Şimdi de hikâyeyi okumayı bırakalım. Dönüp bir etrafımıza bakalım.

        Biz şeytanı kötü sanıyorduk değil mi? Aman. Şeytan kadar şeytan olamayanlardan, yalanı özüne sindirenlerden, pisliğini zerresine kadar yutkunup dışını şirin göstermeye çalışanlardan, zehrini akıtıp etrafındaki güzellikleri yok edenlerden, kaç yüzü olduğu belli olmayanlardan en önemlisi de gerçeğini kabullenemeyenlerden korkmamız gerekirken...

        Şeytan bunların yanında yeni doğmuş bebek kadar temiz değil mi?

    Ömer.
  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.