Şimdi Ara

Bor katkısı ve bazı konular katkılar hakkında (ÖNEMLİ)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir (1 Mobil) - 2 Masaüstü1 Mobil
5 sn
286
Cevap
2
Favori
110.229
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Bu katkılar bence para tuzağı. En iyi ihtimalle hiçbir işe yaramaz. Psikolojik olarak bir etki yapar.

    Kötü ihtimalse motora zarar vermesi.
  • Yokmu arkadaşlar bu konu hkkında bilgisi olan???
  • Bu forumda başka konulara bir kaç kere yazdım. Yine yazıyorum.

    1992 Model benzinli Broadway aracımda kullandım. Hiç bir zararını görmedim. Aksine, faydasını gördüm. Motor sessizleşti. İlk marşta daha kolay çalışmaya başladı. 2 ile çıktığım yokuşları 3 ile çıkmaya başladım. Fakat bu katkı maddesi yeni araçlara uygulandığı zaman bazı problemler olduğunu ben de duydum. Daha çok kaşarlanmış motorlarda işe yarıyor.
  • Bor katkılarını 80 ila 100 bin kmden önce koymanın hiç bir artısı yoktur. Bor katkısının mantığı motor içindeki minik çeperlere yapışarak orayı düzleştirmek yani bir nevi yama yapmaktır. Eski olmayan motorda tanecikler tutunacak yer bulamayacağından motorun en alt kısmına çökerler ve bazıları burada kristalleşirler yada yine krankmilindeki boşluklara dolarak sertleşirler ki bu motor için istenmeyen bir durumdur. ilk başlarda etksinin olumlu gibi gözükmesinin sebebi içindeki kaydırıcı kimyasallardır. Bu kimyasallar zamanla özelliğini yitirir arda kalan bor tanecikleri olur olmaz yerlere dolar ve sürtünme direnci oluşturmaya başlar. Mekanikte her direnç artı bir kuvvet gerekliliği ve aşınma demektir.

    Kısaca yeni motora yağ dışında hiç bir kimyasal konulmamalıdır.
    Kimyasal enjektor temizleyicilerde temelde motor ömrü boyunca 1 veya 2 kezden daha fazla kullanılmamalıdır çünkü bunların içindeki çözücülerde yakıtla birlikte motora püskürtülür yani bu kimyasal aslında motorun yağ yakmasına sebeb olur dolayısıyla aşınmayıda hızlandırır.




  • Selamlar,

    Bence boşuna tartışıyorsunuz. Herkesin kendi görüşleri olabilir ama iş tavsiye ye geldiğinde , tavsiye ettiğiniz kişinin risklerini üstleniyor musunuz??? Hayır. Bu neden bu tür tavsiyelerde teorik olmayan , gerçek hayat şartlarında test sonuçları önemlidir. Bunlarında bağımsız kuruluşlar veya ilgili akademik kurumlarca denetlenmiş olması şartı ile.

    Benim bu konuda ki şahsi fikrim, bir mühendis ve makina teknikeri olarak, ayrıca 25 senedir bir çok marka ve model araç kullanımış biri olarak hiçbir farkını görmedim birinci sayfada da yazdım. Bunun dışında modifiye işinede biraz bulaşmış biri olarak bu ürünün kullanımında bu kadar büyük farklar özellikle yeni nesil bir araçta düşük km mümkün değildir.
    Varsada temel sabepleri farklıdır ve de bu durum istisnadır ve geneli değiştirmez.
    Özellikle Diesel araçta kısmen tıkalı bir hava filtresini değiştirseniz 0,5-1 lt arasında tüketim farkı olur. Ben 15000 km kullandım aracımda fark yok. Eskiden neyse aynı durumda.

    Vtec motorlarda sistem 4000 d/d den sonra egzantrik milinin farklı konuma alınması ile süpab zamanlamalarının değiştirilmesi, bunun neticesinde artan performans olur.
    Eskiden cadde kullanımı için dereceli egzantrikler kullanılırdı vtec de bu egzantrik milinin konumu değiştirilerek yapılıyor.
    Burda yağ yoğunluğu önemlidir.
    Uzun süre misal 75000 - 100000 km aynı yağ kullanılmış bir araca daha ince yağ kullanırsanız yağ yakma artar, yağ kaçakları oluşabilir.
    Süpablarda hidrolik iticili sistem varsa yine zamanlama sorunları yaşanır.
    Vtec dediniz nedir? Aşağıdaki alıntı yazı detaylı olarak açıklamış okuyunca yağ konusunun önemini anlamış olacaksınız.

    VTEC - Motor Gücü - Tork; Kavram Karmaşasına son
    Günümüzde, teknolojinin her alanında olduğu gibi otomotiv sektöründe de önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Bu alanda bilgisayarların ve elektroniğin kullanılması bu gelişmelere paralel olarak artış göstermiştir. Otomobilin icat olunduğu 1800 lü yıllardan itibaren gelişmeler birbiri ardına izlemiş ve bugün yollarda milyonlarca aracı kullanılırken görmekteyiz.

    Teknolojinin gelişmesi ile, kullanılan araçların kalitesi artmakta fiatı ise düşmektedir. 1900 lü yıllarda seri üretime geçilmeden önce çok az kişi bir otomobil sahibi oluyordu. Ve bu otomobiller, günümüzdekilere kıyasla çok ilkeldi. Her alandaki gelişmelerin birbirleri ile iletişimi bu sureci hızlandırmaktadır.

    Günümüzde arabaların kalitesi artmakta, güçlenmekte, hızlanmakta ve gelişmektedir. Varılacak yere daha çabuk varma amaçlardan 1 tanesidir. Bu da daha hızlı bir taşıt ile gerçekleşir. Taşıtın daha hızlı olması için daha güçlü bir motora sahip olması gerekir. Bu projede daha güçlü bir motor için Honda firmasının geliştirdiği yeni bir sistemi inceleyeceğiz... çok akıllıca bulunmuş bu yönteme VTEC adi verilmiştir. İngilizce, "Variable Valve Timing and Lift Electronic Control" kelimelerinin baş harflerinden meydana gelmiştir. Bu sistem, benzin/hava karışımının motora alınmasındaki optimizasyonu sağlar.

    Motor Gücü Nedir?

    İçten yanmalı motorlar, yakıtta bulunan kimyasal enerjiyi, ısı enerjisine çevirir. Silindirin içindeki artan ısı enerjisi basınç yapar. Bu basınç, pistonlara etki ederek onların itilmesini sağlar ve sonuç olarak krank adı verilen milin çevrilerek mekanik enerji elde edilir. Bu mekanik kuvvet krank torku diye ölçülür. Bir motorun, belirli bir devirde, belirli bir krank torku elde edebilme kabiliyetine “motor gücü” denir. Motor gücü, motorun iş yapma oranıdır. Bu kimyasal enerji – mekanik enerji dönüşümü 100% verimli diildir. Aslında sadece 30% lik kimyasal enerji mekanik enerjiye çevrilmektedir.

    Motor Gücü Nasıl Artar?
    2 ana etmen motorun gücünü değiştirir:
    1. Motorun gücünü azaltıcı etkiler.
    2. Motorun gücünü arttırıcı etkiler.

    Bu 2 etkenin toplamı sonucunda motorun 1 gücü olur. Biz daha güçlü bir motor için azaltıcı etkenleri minimuma, arttırıcı etkenleri ise maksimuma çıkarmamız gerekir.
    azaltıcı etkenlerin başında, sürtünme ve dizayn gibi etkenlerdeki olumsuzlukları örnek verebiliriz.
    arttırıcı etkenlerin başında yakıt tüketimi gelir.
    Bir motorun daha güçlü olabilmesi için daha çok yakıt tüketmesi gereklidir.
    Peki yakıt tüketimi nasıl artar?
    Daha büyük silindir hacmine sahip bir motor kullanarak
    Ayni silindir hacmine daha çok sıkıştırarak (Turbo)

    Yakıt daha çabuk kullanarak!
    Bu son madde VTEC in esas prensibi olduğu için bir örnek ile açıklamak istiyorum:
    Elinizde bir çuval olusu fındık var. Bu fındıkları 10 kiloluk tenekelere yerleştireceksiniz.
    Bu işlemi gerçekleştirmek için geniş bir fincanla aktarabilirsiniz... Yada küçük bir fincanla daha çabuk taşırsınız.
    Büyük hacimli bir motor, pistonun her hareketinde daha çok yakıt alır daha güçlü bir patlamaya sebep olur. Buna karşın daha küçük hacimli bir motora daha çok devir yaptırarak gücünü arttırabilirsiniz. Bu iki yöntem de yakıt tüketimini ve buna bağlı olarak gücü arttıracaktır.

    İçten Yanmalı Motorlar
    Silindirlere hava giriş çıkışını sağlayan bölümleri kapatıp açan tıpaya benzer şeylerin süpab olduğunu ehliyetini alan herkesin bildiğini kabul edelim. Ayni şekilde bu süpabların kontrolü (ne zaman açılıp kapanacağı) egzantirik denilen bir mil tarafından yapıldığı ehliyet kursunda anlatılmaktadır.Egzantirik mili volana bağlıdır. Motoru oluşturan diğer bütün parçalar birbirine bağlıdır. Böylece doğru zamanda doğru parçalar doğru yerlerdedir.

    Egzantirik (kam) milinin üstünde çeşitli çıkıntılar bulunmaktadır. Bu çıkıntılar mil dönerken doğru zamanalarda süpabların üstüne gelecek şekilde tasarlanmıştır. Bir süpab açılacağı zaman, egzantirik milinin üstündeki bu çıkıntı mil donup üzerinden geçerken süpabı aşşağıya basar. Böylece süpab açılır. Bu çıkıntı geçip süpab serbest kalınca bağlı olduğu yay tekrar yerine iter böylece süpab kapanır. VTEC sistemi, bu süpabların açılıp kapanma zamanını değiştirir.

    süpabların zamanlaması egzantirik mili ile yapılıyordu.. VTEC de bu zamanlamayı değiştiriyorsa , egzantiriği mi değiştiriyor?!??? Kısmen doğru ama neden ve nasıl daha sora açıklayacağız...

    Neden Supap zamanlaması değişmelidir?

    Motorlar dakikada çok fazla devir yaparlar. Eğer dakikada 25- 30 devir yapsalardı süpabların emme sırasında açılıp sıkıştırma sırasında kapanması yereli olurdu. Çünkü, bir süpab açılıp da pistonun emme sırasında benzin hava karışımının silindir içine girmesi için yeterli sure olurdu. Ama demin de dediğim gibi motorlar çok devir yaparlar. Normal araba motorları 6750 devir/dakikaya kadar çevirime izin verir bu sınırdan sora enjeksiyonlu motorlarda otomatik olarak benzin kesilip, daha fazla devir çevrilmemesine, dolayısı ile motorun yanması, çatlaması gibi istenmeyen olayların önüne geçilmesi sağlanır. (Arabaların marka ve modeline göre değişmektedir) VTEC in amacı olan “çok devir” ile, VTEC motorlarda 8500 den 9800 – 10 000 ve daha fazla devirler modeline göre çevirtilmektedir. Bu yüksek devirlerde, silindir yukardan aşağıya inip, tekrar çıkana kadar gecen sure çok kısıtlıdır. Bu sebeple, bu kısa zaman içinde benzin hava karışımı normal atmosferik basınçla silindirin içine dolamaz! Ayni şekilde Egzoz gazi silindirden (süpablardan dışarı ) atılırken, piston çok hızlı ittiği için bu gaz sıkışarak zorla süpabdan çıkar. Düşünün , ufak bir delikten çok miktarda hava geçirmek istiyorsunuz. Üflerken zorlanırsınız. Ama delik büyük olsa daha rahat üflerdiniz...

    Bu deliği büyütmek için 16 V denilen, 16 adet süpab( 4 silindirde) kullanılmıştır. Böylece, çıkış için 1 diil 2 adet delik düşer. Bu %20 gaz artışı sağlamıştı. VTEC sistemi ile bu süpablar daha çok açık tutulur. Böylece hava giriş çıkış için daha fazla sureye sahip olur.

    Yarış arabaları

    Eğer tüm iş süpabların daha fazla açık olması olsaydı çok kolay olurdu!
    Zaten yarış arabalarında formuca 1 gibi, 18 000 - 19 000 gibi çok yüksek devirler çevrilmektedir. Ona göre zamanlayıcı bir egzantirik yapılır, süpablar istenildiği gibi çok açık tutulur ve istenilen elde edilirdi. Ama bu “trafik”in olduğu yollarda gidecek “cadde arabası” için imkansızdır. Çünkü yüksek devirli arabalar çok hararet yapar. Yavaş gidemez. Dur kalka gelemez. Ayrıca bu tip arabaları çalıştırmak için çok daha hızlı bir marş motoru gerekirdi. Bu şartlar altında değil motorun kalabalık trafikte gitmesi, çalıştırılması bile imkansız olurdu.

    Öle bir motor olmalıydı ki, normal motor gibi başlayıp 1 zaman sora “yarış motoru”na dönüşmeliydi!

    Honda’nın Çözümü
    Honda firması bu sorunu pratik bir yöntemle çözdü...
    Motor normal motor olacaktı.. 1 tane egzantirik.. Ama diğerlerinden farklı olarak egzantiriğin üzerinde fazla çıkıntılar olacaktı. Normalde (düşük devirlerde) boşa dönüp bir ise yaramayan bu ekstra çıkıntılar, motor 5000 devire geldiği zaman, yağ basıncının etkisi ile bir mil uzanıp bu boşa donen çıkıntıların altına gelmektedir. Bu çıkıntılar diğer alt devir zamanlayıcılarına göre biraz daha uzun yapılmıştır. Böylece, 5000 devire kadar boşa donen çıkıntıların yerini , 5000 devirden sora bu çıkıntılar alıp, esas çıkıntılar boşa dönmektedir...

    Rekor Performans
    Performans motor gücü ile doğru orantılıdır. Bu başlığa “Rekor Motor gücü” demek daha uygun olurdu. Her Rekorda olduğu gibi bunun da bir kategorisi vardır. Tıpkı motosikletle araba yarışamadığı gibi. Bunun kategorisi atmosferik basınçta çalışan motorlarda litre başına beygir gücüdür. Atmosferik basınç diğer bir değişle turbosuzdur. Çünkü bu hacime, turbo ile çok miktarda yakıt , dolayısı ile çok miktarda güçlü itiş (tork) sağlanabilir. Beygir ise motor gücünün birimidir.

    Honda Bu rekoru DOCH VTEC 1.6 litre , 160 beygir ile eline geçirdi... bu litre başına 100 beygir yapmaktadır. Ferrari 104 beygire çıkararak bu rekoru eline aldı.. Ve.... 2000 yılında çıkan S2000 VTEC ile rekor litre başına 120 beygirle tekrar Honda’da!!!

    S2000 VTEC 2litre atmosferik basınçta çalışan motora sahip ve tam 240 beygir gücünde! Bu güce 8200 devir/dakikada ulaşmaktadır. 2 kişilik önden motorlu, arkadan itişli ustu açık bir model (roadster) olup satış fiatı haziran 2001 itibari ile 50 milyar civarındadır. Honda bu modelle kuruluş yıldönümünü kutlamaktadır.

    VTEC Tipleri
    Peki VTEC sırf performansa ve yakıt tüketimini arttırmaya mi yarar?? HAYIR. VTEC tam tersi olarak yakıt tüketimini azaltıcı olarak da kullanılabilir! DOCH VTEC, VTEC ailesinin performans motorudur... Diğerleri ekonomi için üretilmiş modellerdir. 2001 yılı haricinde Türkiye’de DOCH VTEC den başka VTEC modeli ithal edilmedi. Bu sene yeni Honda Civic'ler le diğer VTEC modellerinin bazılarını görmekteyiz.
    DOCH, Dual Overhead CamsHaft dan gelip Türkçe, Üstten Çift Egzantirikli anlamına gelir. Bu demektir ki :
    16 süpablı 4 silindirli bir arabada,
    Silindir başına : 16 / 4 = 4 süpab bulunur.
    Bunlardan 2 si emme, 2 si Egzoz süpabıdır. Önceden de açıkladığım gibi, 1 yerine 2 tane süpab kullanılmasının sebebi, Hava giriş çıkışlarının daha kolay olmasını sağlamaktır. Böylece, Ya performans arttırılır, yada yakıt tüketimi düşürülür. Verim artar..

    SOCH, Single Overhead CamShaft , türkçesi, Üstten tek egzantirikli anlamına gelir...
    Bu da, süpablar tek egzantirik tarafından kumanda ediliyor demektir.
    Motorlar üstten ve alttan Egzantirikli üretilmelerine karşın, günümüzde alttan egzantirik artık neredeyse hiç kullanılmamaktadır.

    Şekil 1 - VTEC Motor'un Tüm Görünüşü
    DOCH VTEC
    Demin de söylediğim gibi, VTEC ailesinin performans modelidir...
    Honda bu modeli Amerika’da ilk 1990 Acura NSX de kullandı…
    Japonya’da 1989 yılında ilk VTEC sunuldu. Ve 1989-1993 Integra tipinde kullanıldı.
    1989 DA6 Honda Integra RSi/Xsi 160 beygirlik , B16A DOHC VTEC motorunun bir varyasyonunu kullandı. B16A motoru, 1999 – 2000 yıllarında Civic Si da kullanılan motorla aynisidir. Fakat su anki Si lar 2. tip B16A motorları kullanmaktadır. Bu çok az farklı olup 160 beygirden biraz fazladır. Aşağıdaki sema DOCH VTEC in çalışma sistemi hakkında bilgi vermektedir:

    Şekil 2 - Süpab Kontrolü 1
    Anlattığım gibi, düşük devir çıkıntıları (Low RPM Lobe) ni kullanan egzantirik (camshaft) geçerken Supap lari bastırmaktadır. (valve rockers)
    Bu surede yüksek devir çıkıntısı boşa dönmektedir.. (follower)

    Şekil 3 - Süpab Kontrolü 2
    Bu üstteki figürde, düşük devir çıkıntılarının süpablara bastığı zaman görülmektedir.
    Dikkat edilirse, Follower hala boşa dönmektedir.
    Devir sayısı 5000 i geçince:

    Şekil 4 - Süpab Kontrolü 3 İğne Devrede
    Görüldüğü gibi, bir iğne yağ basıncının etkisi ile çıkmakta ve followerin yolunu bloke etmektedir. Böylece artık yüksek devir çıkıntısı girmekte olup, düşük devir çıkıntısı devre dişi kalmıştır.
    Görüldüğü gibi VTEC teknolojisi Öle çok karışık birşey diildir. Ama bulunan güzel bir çözüm olarak değerlendirmek yerinde olur.
    160HP Civic Si, 170HP Integra GS-R, 195HP Integra Type-R, 200HP Prelude base/Type-SH, 240HP S2000 ve 290HP Acura NSX DOCH VTEC in kullanıldığı modellerdir. (Amerika Versiyonu)
    SOCH VTEC
    Üstten tek egzantirikli bir motora VTEC sistemin uygulanmasıdır. DOCH VTEC gibi performans sağlamaz.. Hatta sunu söyleyebiliriz, DOCH lu , VTEC siz bir motor, SOCH VTEC li bir motorla yaklaşık ayni güce sahiptir...
    DOCH VTEC üretilip başarısı görüldükten sora Honda bu sistemi geliştirmeye ve diğer tip motorlara uygulamaya karar verdi. Bu da onlardan biridir. DOCH VTEC e göre daha ucuz olduğu için ekonomik bir alternatif olarak da bakabiliriz.
    Çalışma prensibi, DOCH VTEC ile ayni olup tek egzantirik mili olduğu için az bir miktar farklılık gösterir:

    Şekil 5 - SOCH VTEC Süpab Kontrolü
    Görüldüğü gibi olaylar bu sefer tek egzantirik mili üzerinde gerçekleşir. yüksek ve düşük devir çıkıntıları aynı mil üzerindedir.
    Civic EX, Accord LX/EX/V6, Odyssey LX/EX, Acura TL, CL, and CL Type-S
    Modelleri SOCH VTEC tipi motor kullanmaktadır… Türkiye’de bu seneye kadar bu tip motoru Honda’larda görmedik. Bu sene Civic SOCH VTEC yeni kasası ile satışa girmiştir. SOCH VTEC , DOCH VTEC ‘ e kıyasla daha basit bir mekanizmaya sahiptir. düşük devirlerde düşük yakıt tüketimi, yüksek devirlerde performans arayanlara bir çözüm olarak sunulabilir.

    VTEC-E
    VTEC-E VTEC in ters çevirilmiş biçimidir. E, economy kelimesinin bas harfidir. Anlaşılabileceği gibi, DOCH VTEC in sağladığı, yüksek devirde performans yerine, SOCH VTEC-E düşük devirde çok yakıt tüketimi sağlar.

    Benzin, hava ile karıştırılıp silindirlere verilir. Bu karışım ne kadar iyi ortanda hazırlanırsa, motor o kadar düzgün bir operasyon sağlar. Eğer benzin oranı fazla ise “zengin karışım”, Eğer hava oranı fazla ise “Fakir karışım” adı verilir. düşük devirde çalışan motorlarda, benzin/hava karışımının alınma hızı yeterli diildir. O yüzden benzin oranı biraz daha arttırılır ki motor daha düzgün bir operasyon sergilesin. VTEC-E nin yaptığı, yapay olarak bu alınma hızını arttırarak silindirin içinde bir çeşit girdap hareketi yaparak benzin/hava karışımının çok iyi karışmasını sağlar. İyi karıştığı için daha fakir karsımlar kullanılabilir , bu sebeple yakıt tüketimi düşürülmüş olur. (Düşük devirlerde)

    VTEC-E, benzin/hava karışımının giriş hızı ile ilgili olduğuna göre, sadece giriş süpabı ile ilgili bir sistemdir.
    Sadece SOCH tipinde bulunup, DOCH da bulunmaması ekonomik nedenlerdendir. Bu mekanizma pahalıya mal olmaktadır.
    SOCH VTEC-E yi anlayabilmek için , sadece giriş supabını incelemek gerekir. VTEC-E olmayan bir motorun giriş supabı sadece tek profillidir. (tek hareketi vardır) Buna karşılık VTEC-E de 2 tip profil vardır. düşük devirlerde, her giriş süpabı kendi profilinde hareket eder. Şöyle, bir tane supabın yolunun görünüşü normaldir.. Diğeri ise fark edilir biçimde eğridir.

    Şekil 6 - VTEC-E Süpab Şeması
    Şekilde, sağ taraftaki 2 süpab giriş supabıdır. Görüldüğü gibi, üstteki süpab kapalı durumdadır. Yolun bu eğri yapısı ile, düşük devirlerde , gelen karışım silindir içinde okla gösterilen şekilde dağılır ve çok iyi karışır. Böylece, 1 tane giriş süpabı çalışır. Tek girişten gelen hava sıkıştığı için güzel bir girdap etkisi oluşur. Sonuçta benzin oranı az karışım kullanılabilir Çünkü iyi optimize olmuştur.

    Genel olarak 2500 devir geçildiğinde ise, bu tek süpabdan giriş, hızı yeterli olmamaktadır. İyi etki sağlayan bu tek süpab sistemi tam ters simdi güçten düşürmeye (yakıt tüketimini arttırmaya) başlar. Böylece 2500 devirden sora bir iğne giriş supa binin çıkıntısına gelir ve bu 2 giriş süpabının ayni anda açılıp kapanmasını sağlar. Eğri manifold sistemi de uygulanmamaya başlar. Karışım 2 delikten rahat girdiği için başka bir değişle yüksek devirlerde “motor rahat nefes alır”.
    VTEC-E sisteminde, bu özelliklerden dolayı SOCH olup VTEC-E olmayan bir motora göre süpablar biraz daha uzun açık kalabilirler. Bu, biraz daha ekstra güç anlamına gelir.

    Örneğin,
    Ayni motora sahip Civic HX de VTEC-E bulunmakta ve 115 beygir vermektedir.
    Civic DX te ise VTEC-E bulunmayıp, 106 beygir (max.) alınmaktadır.
    Bu fark, yanıltmasın, VTEC-E ekonomi içindir... Güç diil..
    Bir valfın nasıl açılıp kapandığını, VTEC-E nin bir gelişmiş modeli olan 3 Stage VTEC de gösterilmiştir...

    3-Stage VTEC
    Honda'nın D15B kodlu motoru bunu kullanmaktadır. Avrupa ve Amerika’da kullanılan bazı Honda Civic'ler bu motoru kullanmaktadır. Bu çeşit VTEC , SOCH VTEC ile VTEC-E nin birleşmesidir. Bu birleşimle, çok iyi yakıt tasarrufu ve iyi bir beygir gücü elde edilmiştir. Ama DOCH VTEC e göre max. güç daha azdır.
    diğer taraftan, yakıt tasarrufu ile gücün bu kadar kombine edildiği başka motor bulunmamaktadır.
    SOCH VTEC ile SOCH VTEC-E nin çalışmasını anladıysanız,

    Şekil 7 - 3 Aşamalı VTEC
    1. aşamada, şekilde görüldüğü gibi, sadece 1 tane süpab çalışmaktadır. Bu VTEC-E nin düşük devir profilidir.
    2. aşama, 2500 devirde başlar, 1. pin yağ basıncı ile devreye girer ve diğer süpab devreye girer ve motor orta çalışma sekline geçer.. Her iki şekilde de egzantirik düşük devir profilindedir.
    3. aşama, 4500 devir gibi baslar, 2. pin de devreye girer. artık egzantirik mili yüksek devir profilindeki haliyle çalışır. Bu SOCH VTEC in yüksek devir profilidir.

    Şekil 8 - VTEC Güç-Karekteristiği
    Grafikte görüldüğü gibi, her 3 basamak farklı bir eğriye sahiptir. Böylece, kesişme noktalarını bularak, toplam 1 tane eğri elde edilir ki bu optimum bir güç eğrisidir. Düşük devirlerde yakıt ekonomisi, yüksek devirlerde iste motor gücü sağlanır. Bu devire göre optimizasyon diğer motorlarda bulunmamaktadır.

    Diğer VTEC’ler Ve...
    Honda Accord V6, J30A1 tipi V6 motor ile hybrid VTEC-E and SOHC VTEC sistemini kullandı. Bu 3 aşamalı VTEC den farklıdır. 2. aşama bu tipte bulunmamaktadır. 1. ve 3. aşamalar kullanıldı: düşük devirler için 1 süpab, yüksek devirler için 2 daha uzun açık kalma zamanlı süpab..
    Bu sistemlerden sora, daha sonra belki her devir için farklı süpab zamanlaması?

    Bilmiyoruz.. Belkide her süpab için farklı bir bobin ve elektronik kontrol…

    Neden VTEC?
    Bazı ülkelerde (Avrupa gibi) otomobiller motor hacmine göre vergilendirilmektedir. Daha fazla motor hacmi daha iyi performans, daha fazla motor gücü demek olmakla birlikte, daha fazla yakıt tüketimi daha fazla vergi anlamına da gelir. Hadi yakıt tüketimi performansın hakkı tamam ama vergi artması problem diyenler için 2 alternatif geliştirilmiştir:
    si Turbo.. Silindirlere bir kompressor ile hacminden fazla benzin/hava karışımı sıkıştırarak daha fazla güç elde eder. Normal turbo 3000 devir gibi bir özel devir sayısından sora devreye girer. Mercedes’in Kompressor’ u ise, motor çalıştığı andan itibaren devrededir. Çünkü kompressor hareketini direk kranktan alır. Turbo hareketini Egzoz gazından alır.
    Turbo ilk yarışlar için geliştirilip, yasaklandıktan sora alternatif olarak yol arabalarına takılmıştır. Silindirlere uygulanan yüksek basınç sebebi ile pistonlar normal arabalar gibi alüminyum diil, çeliktir. Bu da daha ağır bir motor anlamına gelir. Ayrıca motor daha çabuk yıpranır. Turboda bir mekanın eleman olduğu için arıza riskini arttırır. Bu gibi sebeplerden turbo tercih edilmemeye çalışır.

    2.si ise VTEC. Ayni motor hacminden, aynı basınçta motoru daha çabuk çevirerek daha fazla güç elde etmeyi amaçlar. Asıl tercih nedenleri söylenildiği gibi vergi. Bunun yanında VTEC in ekonomi modelleri, düşük yakıt sarfiatı, ekonomi, cevre kirliliği azaltma gibi nedenlerle tercih elde edilir. Kısaca VTEC normal kullanımda ekonomik, yüksek devirlerde güç amacı ile üretilmiştir.
    Bazı Yanlışlar...
    Bazıları motor gücünün krank torku ile ölçüleceğini, VTEC lerin krank torkunun düşük olduğunu o yüzden de verilen gücün “gerçek” değer olmadığını solemektedirler.
    Bu yanlıştır. Daha fazla silindir hacmine sahip yada turbolu bir motorun krank torku ayni tip diğer motorlara göre daha fazla krank torkuna sahip olacağı acıktır fakat, bu krank torku vites kutusu oranları son dişli gibi oranlarla çarpılır, en sonunda bir tekerlek gücü elde edilir. Ağırlık ve beygir gücü oranı elde edilir. Bu oran hesaplarda kullanılır. 160 beygirlik bir gücün 150 den fazla olduğu acıktır. Krank torku demin de dediğim gibi farklı işlemlerden sora net güce dönüşür. Bu çıkış güçleri kıyaslanmalıdır.
    Kalkış yarışlarında, ilk olarak az bir tekerlek spini sora tutunma ve basta yüksek bir tork istenir. Bu yüzden amerikan arabaları yüksek kapasite motorları ile iyidirler. VTEC ise , düzenli olarak artan bir tork vermektedir. Bu basta istenilen az tekerlek spinini elde etmeyi zorlaştırır. Edilirse de sora tutunmayı zorlaştırır. Ayrıca DOCH VTEC 5000 devirde esas profiline geçtiğinden, yüksek devirlerde maksimum gücünü vermektedir. Bu özellikleri ile kalkışa fazla uygun diildir ve ustalık gerektirir.

    Üreticinin önerdiği ürünleri kullanın.

    Umarım faydalı olmuştur.




  • Arkadaşlar lütfen beni dinleyin.
    Öğretmenim 2008 skoda fabia aracım var.
    Yağ değiştirirken bor poweri cam önünde gördüm. Yağcı ya araca zarar verirmi diye sordum hayır dedi. Bende motora ilave ettirdim.
    Araçta bir sonraki yağ değişimine kadar bir şikayetim olmadı.
    Bir sonraki yağ değişimini Konya ya yolum düştü orada yaptırayım dedim. Bir akrabamın arkadaşı Wokswogen özel servisinde çalışıyordu. Ona gittik yağı değiştirdik. Bir önceki yağ değişiminde bor power kullandığımı söyledim. Hocam keşke kullanmasaydın bor yüzünden o kadar çok arabanın motorunu indirdik ki inanamazsınız dedi. Yeni arabalara zarar veriyor dedi.
    Bir şey olmadı diye sevinidim. 5000 km sonra arabamın arıza lambası yanmaya başladı. Bujiler, bobinler değiştirildi fakat bir türlü düzelmedi. En sonunda arabada çok ciddi problemler olmaya başladı ve motor açıldı.
    SONUÇ: Motorda sekmanlar, siboplar ve motor aksamı tamamen gitmiş ve 3000 tl motor rektefiye....
    Sakın bu tür katkıları kullanmayın ben yandım siz yanmayın...




  • Bu zirvalara 2021 senesinde inanan kaldı ise aklına şaşarım.

    Motor yağı isimli kocaman bir kulliyat var forumda.

    O konuda her yağın tek tek özelliklerini inceliyoruz.

    İçerisinde ne olduğu ne kadar olduğu belirsiz, deli saçmalığına 3 ile 7 litre arası motor yağına uygundur yazan katkılar koyup motorunuzu elinize almayın.

    Sorun var ise motorunuzu tamir ettirin, roket bilimi değil araç içten yanmalı motor sonuçta. Yağ değişim araliklarini kısa tutun. Başka birseye ihtiyacınız yok.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi codeThoreau -- 10 Aralık 2021; 7:12:55 >
  • Merhaba arkadaşlar; Ben bir arkadaşım için burada bir konuyu dile getireceğim ve arkadaşımın aynen yazdığı şeyi burada paylaşıyorum. altta tırnak içerisinde belirttiğim kısım arkadaşıma aittir

    "Benim bir kaç sorum olacak otomobil sektöründe çalışmaktayım ve yaşadığımız bir sorundan dolayı burada bazı sorularımı dile getirmek istiyorum ve gerçekten bilgisi olan veya bilgisi olan insanlardan bilgi alıp burada bilgi paylaşımında bulunabilecek insanlar bilgi versinler. Gerçekten önemli bir konudur

    Şöyle ifade edeyim. Ben bir markanın yetkili servisinde yedek parça bölümünde çalışmaktayım. burada araçların periyodik, yıllık ve belli aralıklarla yapılan bakımlarında veya bazı kontrollerinde; bor katkısı, enjektör temizleyici, şanzıman katkısı, lpg katkısı ve motor katkısı koymaktayız bunların hepsi farklı zamanlarda ve bakım sırasında farklı şekillerde konulmakta. bir süre önce satışını yaptığımız bu katkılar bazı araçlara konuldu hatta aynı bakımda 4 ü uygulandı sonrasında aracın iticileri, zincir sistemi ve bazı hareketli mekanik kısımları sorun çıkardı. özellikle iticiler çok aşınmıştı. Bu katkıların sizce yağa ne gibi bir zararı olabilir. ayrıca hangileri beraber konulursa yağın vizikozitesini süşürür veya etkiler. Ayrıca Bu katkıları daha öncede koyuyorduk ama yakın zamanda kullanmaya başladığımız Bor katkısınıda koyunca böyle bir sorun ortaya çıktı. bunun yanında bu enjektör temizleyicii motor katkısı ve şanzıman katkılarınında bir etkisi olurmu. kimyasal olarak ne gibi bir sorun çıkartabilir. Ayrıca bu sonucu doğurmasının sebebi nedir. bu arada iki tane araç geldi ve araç 8000 km civarında ayrıca araçlardan biri daha yeni bir araç

    Bu konuda kimyasal olarak nasıl bir sonuç ortaya çıkar ve sebep bu katkılarmıdır. bu konuda illede bu meslekte olan arkadaşlar cevap versinler demiyorum varsa kimya ile uğraşan arkadaşlar ve bu işin ticaretini yapan arkadaşlarda cevap verebilirler. Bazı sebeplerden dolayı marka vermiyorum...

    Cevaplarınız benim için çok önemlidir. Saygılar...







  • Benzer bir sorunu 1999 corolla aracımda ben de yaşamıştım. Bor katkısını koyduktan sonra arabanın çekişi ilk başlarda gözle görülür bir şekilde arttı, motor sessizleşti. Ancak bir süre sonra motorda çekiş düşüklüğü ve gaz yememe gibi sorunlar olmaya başladı. Bu ve benzer anormallikleri yağ katkısına bağlamamıştım, çünkü bir kaç ay önce de BRC sıralı sistem LPG taktırmıştım ve sorunlarının kaynağının kalibrasyon olduğunu düşünmüştüm. Motor ve LPG sistemi bütün kontrollerden geçtikten sonra yağ seviyesine baktığımızda yağ çubuğunda hiç yağ kalmadığını gördüm üstelik yağ değişiminden itibaren 2000 km bile geçmemişti. Segmanların aşınmış olabileceğini düşünerek kompresyon testi de yaptırdık ve silindirlerde kompresyon kaçağının olmadığı görüldü. Bu olaylar olurken sübaplardan da şakırtılar gelmeye başladı.

    Bütün bu olayların sorumlusu yağ katkısı mıdır değil midir bilemiyorum ancak böyle bir olay yaşadım. Ve aracım bu olaylardan sonra hiç bir zaman tam olarak düzelmedi, ortalama 3000 km'de 1 lt yağ eksiltmeye devam etti. LPG değişimi ve bor ilavesinden önce yaklaşık 20 bin km benzinle kullandığım araçta gram yağ eksiltme yoktu. Daha önceki aracımı (91 spring) yaklaşık 130 bin km LPG'li kullandım ve motor 200'bine geldiğinde conta yakma sonucu (radyatör fanı arızası nedeniyle hararet yapmıştı) açıldığında sübaplarda en ufak aşınma ve bozulma yoktu.

    Daha sonra yaptığım araştırmalarda bazı motorlarda yağ katkılarının sübap millerinin ve gayıt (guide) larının aşınmasına neden olabileceğini öğrendim. Hatta yıllardır arabalarımı götürdüğüm motor ustası arkadaşım açtıkları bir motorda yağ katkılarının tortulanıp yapışması sonucu krank milinin kalınlığının iki katına çıktığını ve bu katmanın cam gibi sert olduğunu söylemişti.

    Sakın yanlış anlaşılmasın ben bu tür araştırmaları sonuna kadar destekliyorum ve belki de benim aracımda başka sorunlar vardı. Forumda bir çok arkadaş bu tür katkıları kullandıklarında ciddi tasarruflar sağladıklarını söylüyorlar, onlara inanmakla beraber ben artık her türlü katıktan uzak duruyorum. Zira henüz bu katkıları kullanan çeşitli motorlara ait yayınlanmış uzun dönem (100 bin km) testler yok.



    quote:

    Orijinalden alıntı: abdullahors84

    Merhaba arkadaşlar; Ben bir arkadaşım için burada bir konuyu dile getireceğim ve arkadaşımın aynen yazdığı şeyi burada paylaşıyorum. altta tırnak içerisinde belirttiğim kısım arkadaşıma aittir

    "Benim bir kaç sorum olacak otomobil sektöründe çalışmaktayım ve yaşadığımız bir sorundan dolayı burada bazı sorularımı dile getirmek istiyorum ve gerçekten bilgisi olan veya bilgisi olan insanlardan bilgi alıp burada bilgi paylaşımında bulunabilecek insanlar bilgi versinler. Gerçekten önemli bir konudur

    Şöyle ifade edeyim. Ben bir markanın yetkili servisinde yedek parça bölümünde çalışmaktayım. burada araçların periyodik, yıllık ve belli aralıklarla yapılan bakımlarında veya bazı kontrollerinde; bor katkısı, enjektör temizleyici, şanzıman katkısı, lpg katkısı ve motor katkısı koymaktayız bunların hepsi farklı zamanlarda ve bakım sırasında farklı şekillerde konulmakta. bir süre önce satışını yaptığımız bu katkılar bazı araçlara konuldu hatta aynı bakımda 4 ü uygulandı sonrasında aracın iticileri, zincir sistemi ve bazı hareketli mekanik kısımları sorun çıkardı. özellikle iticiler çok aşınmıştı. Bu katkıların sizce yağa ne gibi bir zararı olabilir. ayrıca hangileri beraber konulursa yağın vizikozitesini süşürür veya etkiler. Ayrıca Bu katkıları daha öncede koyuyorduk ama yakın zamanda kullanmaya başladığımız Bor katkısınıda koyunca böyle bir sorun ortaya çıktı. bunun yanında bu enjektör temizleyicii motor katkısı ve şanzıman katkılarınında bir etkisi olurmu. kimyasal olarak ne gibi bir sorun çıkartabilir. Ayrıca bu sonucu doğurmasının sebebi nedir. bu arada iki tane araç geldi ve araç 8000 km civarında ayrıca araçlardan biri daha yeni bir araç

    Bu konuda kimyasal olarak nasıl bir sonuç ortaya çıkar ve sebep bu katkılarmıdır. bu konuda illede bu meslekte olan arkadaşlar cevap versinler demiyorum varsa kimya ile uğraşan arkadaşlar ve bu işin ticaretini yapan arkadaşlarda cevap verebilirler. Bazı sebeplerden dolayı marka vermiyorum...

    Cevaplarınız benim için çok önemlidir. Saygılar...




  • İşte benim meselemde bu arkadaşlar aynı sorunlar ve iticiler aşınmış ayrıca bir konu daha bunların birbiriile karıştığında etkisi nedir. yağı ne hale getirir
  • Özellikle de yetkili servislerin bu tarz uygulamalara gitmesini hiç mi hiç anlayamıyorum...
  • @ao

    verdiğin biligi için teşekkür ederim ve diğer cevaplayan arkadaşlarada teşekkür ederim açıkçası bende katkı maddelerinin kulanılmaması taraftarıyım. ayrıca yağın vizikozitesini etkilediğini gözümlede gördüm... 4 ü birden karışınca bu hale geliyor demekki
  • Birde kesinlikle ve kesinlikle araçlara depo temizleyici koymayın koydurmayın.

    Depo bu şekilde temizlenmez bu enjektorun arıza yapmasına ve omrunun kısalmasına sebeb olur. Aynı zamanda depo ile enjektor arasındaki hortumlarda delinme ve tıkanmalara sebeb olacaktır.

    Depo sökülerek temizlenir.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: AO

    Bor katkılarını 80 ila 100 bin kmden önce koymanın hiç bir artısı yoktur. Bor katkısının mantığı motor içindeki minik çeperlere yapışarak orayı düzleştirmek yani bir nevi yama yapmaktır. Eski olmayan motorda tanecikler tutunacak yer bulamayacağından motorun en alt kısmına çökerler ve bazıları burada kristalleşirler yada yine krankmilindeki boşluklara dolarak sertleşirler ki bu motor için istenmeyen bir durumdur. ilk başlarda etksinin olumlu gibi gözükmesinin sebebi içindeki kaydırıcı kimyasallardır. Bu kimyasallar zamanla özelliğini yitirir arda kalan bor tanecikleri olur olmaz yerlere dolar ve sürtünme direnci oluşturmaya başlar. Mekanikte her direnç artı bir kuvvet gerekliliği ve aşınma demektir.

    Kısaca yeni motora yağ dışında hiç bir kimyasal konulmamalıdır.
    Kimyasal enjektor temizleyicilerde temelde motor ömrü boyunca 1 veya 2 kezden daha fazla kullanılmamalıdır çünkü bunların içindeki çözücülerde yakıtla birlikte motora püskürtülür yani bu kimyasal aslında motorun yağ yakmasına sebeb olur dolayısıyla aşınmayıda hızlandırır.



    İşte yukarda bahsettiğim buydu. Bor gibi nano özellikli yağ katkı maddeleri sıfır motorlarda çeşitli aksamalara sebep olabiliyor. Eski motorlarda kullanabilirsiniz.




  • Doyurucu açıklama için teşekkürler, gayet aydınlatıcı olmuş.

    Benim corolla katkıyı koyduğumda göstergede 90 bin km yazıyordu, ancak sonradan aracın odometresinin düşürüldüğünü çok acı bir şekilde öğrendim. Hesabım doğruysa 100 bin düşürülmüştü. Yani aslında 80-100 bin modern motorlar için yüksek bir km değil. Belki de bu katkıları koymadan önce gidip bir kompresyon testi yaptırıp ona göre ihtiyacı olup olmadığına bakmak daha doğru olacak. Benim gibi sonradan yaptırmak işe yaramayabilir.


    quote:

    Orijinalden alıntı: AO

    Bor katkılarını 80 ila 100 bin kmden önce koymanın hiç bir artısı yoktur. Bor katkısının mantığı motor içindeki minik çeperlere yapışarak orayı düzleştirmek yani bir nevi yama yapmaktır. Eski olmayan motorda tanecikler tutunacak yer bulamayacağından motorun en alt kısmına çökerler ve bazıları burada kristalleşirler yada yine krankmilindeki boşluklara dolarak sertleşirler ki bu motor için istenmeyen bir durumdur. ilk başlarda etksinin olumlu gibi gözükmesinin sebebi içindeki kaydırıcı kimyasallardır. Bu kimyasallar zamanla özelliğini yitirir arda kalan bor tanecikleri olur olmaz yerlere dolar ve sürtünme direnci oluşturmaya başlar. Mekanikte her direnç artı bir kuvvet gerekliliği ve aşınma demektir.

    Kısaca yeni motora yağ dışında hiç bir kimyasal konulmamalıdır.
    Kimyasal enjektor temizleyicilerde temelde motor ömrü boyunca 1 veya 2 kezden daha fazla kullanılmamalıdır çünkü bunların içindeki çözücülerde yakıtla birlikte motora püskürtülür yani bu kimyasal aslında motorun yağ yakmasına sebeb olur dolayısıyla aşınmayıda hızlandırır.





  • quote:

    Orijinalden alıntı: dbdanisman

    Doyurucu açıklama için teşekkürler, gayet aydınlatıcı olmuş.

    Benim corolla katkıyı koyduğumda göstergede 90 bin km yazıyordu, ancak sonradan aracın odometresinin düşürüldüğünü çok acı bir şekilde öğrendim. Hesabım doğruysa 100 bin düşürülmüştü. Yani aslında 80-100 bin modern motorlar için yüksek bir km değil. Belki de bu katkıları koymadan önce gidip bir kompresyon testi yaptırıp ona göre ihtiyacı olup olmadığına bakmak daha doğru olacak. Benim gibi sonradan yaptırmak işe yaramayabilir.


    quote:

    Orijinalden alıntı: AO

    Bor katkılarını 80 ila 100 bin kmden önce koymanın hiç bir artısı yoktur. Bor katkısının mantığı motor içindeki minik çeperlere yapışarak orayı düzleştirmek yani bir nevi yama yapmaktır. Eski olmayan motorda tanecikler tutunacak yer bulamayacağından motorun en alt kısmına çökerler ve bazıları burada kristalleşirler yada yine krankmilindeki boşluklara dolarak sertleşirler ki bu motor için istenmeyen bir durumdur. ilk başlarda etksinin olumlu gibi gözükmesinin sebebi içindeki kaydırıcı kimyasallardır. Bu kimyasallar zamanla özelliğini yitirir arda kalan bor tanecikleri olur olmaz yerlere dolar ve sürtünme direnci oluşturmaya başlar. Mekanikte her direnç artı bir kuvvet gerekliliği ve aşınma demektir.

    Kısaca yeni motora yağ dışında hiç bir kimyasal konulmamalıdır.
    Kimyasal enjektor temizleyicilerde temelde motor ömrü boyunca 1 veya 2 kezden daha fazla kullanılmamalıdır çünkü bunların içindeki çözücülerde yakıtla birlikte motora püskürtülür yani bu kimyasal aslında motorun yağ yakmasına sebeb olur dolayısıyla aşınmayıda hızlandırır.




    haklısınız
    temelde araçta ne kadar bir aşınma olduğunu bilmeden bor koyulmaz koymamalıyız. Aşınma çok az ise gereksiz ve zararlı olabilir aşınma çoksa zaten onunda faydası gelmeyecektir.
    Günümüz araçları hararet yapmadıkça ve periyodik yağ değişimi yapıldığı sürece kolay kolay 100bin lerde aşınmaz bunda yeni nesil çok gelişmiş yağlarında etkisi kaçınılmaz.
    Ama Anadoluda garip garip markalarda satılan bir takım motor yağları mevcut onlar istisna.




  • Aracım 120 bin lkm deyken NNT bor power eklettim . İlk başlarda çok iyiydi ses seda gitmiş çekiş düzelmişti. Ama şimdi motor çok sesli çalışıyor subaplar şakır şukur vuruyor yakıt arttı ve motor çekmiyor. Bundan sonraki yağ değişiminde üst kapağı açacağım ve temizleyebildiğim kadar temizleyeceğim nasıl yapacağım bende bilmiyorum
  • quote:

    Orijinalden alıntı: abdullahors84

    Merhaba arkadaşlar; Ben bir arkadaşım için burada bir konuyu dile getireceğim ve arkadaşımın aynen yazdığı şeyi burada paylaşıyorum. altta tırnak içerisinde belirttiğim kısım arkadaşıma aittir

    "Benim bir kaç sorum olacak otomobil sektöründe çalışmaktayım ve yaşadığımız bir sorundan dolayı burada bazı sorularımı dile getirmek istiyorum ve gerçekten bilgisi olan veya bilgisi olan insanlardan bilgi alıp burada bilgi paylaşımında bulunabilecek insanlar bilgi versinler. Gerçekten önemli bir konudur

    Şöyle ifade edeyim. Ben bir markanın yetkili servisinde yedek parça bölümünde çalışmaktayım. burada araçların periyodik, yıllık ve belli aralıklarla yapılan bakımlarında veya bazı kontrollerinde; bor katkısı, enjektör temizleyici, şanzıman katkısı, lpg katkısı ve motor katkısı koymaktayız bunların hepsi farklı zamanlarda ve bakım sırasında farklı şekillerde konulmakta. bir süre önce satışını yaptığımız bu katkılar bazı araçlara konuldu hatta aynı bakımda 4 ü uygulandı sonrasında aracın iticileri, zincir sistemi ve bazı hareketli mekanik kısımları sorun çıkardı. özellikle iticiler çok aşınmıştı. Bu katkıların sizce yağa ne gibi bir zararı olabilir. ayrıca hangileri beraber konulursa yağın vizikozitesini süşürür veya etkiler. Ayrıca Bu katkıları daha öncede koyuyorduk ama yakın zamanda kullanmaya başladığımız Bor katkısınıda koyunca böyle bir sorun ortaya çıktı. bunun yanında bu enjektör temizleyicii motor katkısı ve şanzıman katkılarınında bir etkisi olurmu. kimyasal olarak ne gibi bir sorun çıkartabilir. Ayrıca bu sonucu doğurmasının sebebi nedir. bu arada iki tane araç geldi ve araç 8000 km civarında ayrıca araçlardan biri daha yeni bir araç

    Bu konuda kimyasal olarak nasıl bir sonuç ortaya çıkar ve sebep bu katkılarmıdır. bu konuda illede bu meslekte olan arkadaşlar cevap versinler demiyorum varsa kimya ile uğraşan arkadaşlar ve bu işin ticaretini yapan arkadaşlarda cevap verebilirler. Bazı sebeplerden dolayı marka vermiyorum...

    Cevaplarınız benim için çok önemlidir. Saygılar...


    şimdi ben burada şunu anlamadım

    Bir yetkili servissiniz ama ne işe yaradığını çok bilmediğiniz, araca uyum sağlayıp sağlamadığı, yararı-zararı olup olmadığını bilmediğiniz bir katkıyı nasıl olurda araçlarda kullanırsınız? Sonuçta marka bu katkıları deneyip onaylayıp konulmasına izin vermiyormu?

    yoksa siz piyasadan rastgele aldığınız bir katkıyı gelen müşterilere "bu sizin aracınız için faydalıdır" deyip aldığınız fiyat üzerine kar koyup satıyormusunuz?

    Bu servisler değilmidir aracın ampulünü değiştirsen "araçla uyumlu değil sizin aracınızın elektrik aksamını garanti dışı bırakıyor" diyen.

    nerede kaldı yetkili servis zihniyeti?

    forum ahalisine soruyorum benmi yanlış düşünüyorum?




  • Bende bir hata yaptım, henüz 8000 Km.de olan Clio Symbol dizel arabama bor katkı koydurdum. 700 km.oldu. Şimdi ise çok pişmanım, gerçi şu ana kadar faydalı veya zararlı olduğu konusunda henüz bir şey hissetmedim. sadece sanki daha sessiz gibi..
    Bu işten anlayan arkadaşlardan şunu öğrenmek istiyorum.
    -Yağı tekrar değiştirirsem katkıyı kısmende olsa temizlemiş olurmuyum?.
    -Uzun vadede motora kalıcı zararlar verebilirmi ?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: fezalii


    quote:

    Orijinalden alıntı: abdullahors84

    Merhaba arkadaşlar; Ben bir arkadaşım için burada bir konuyu dile getireceğim ve arkadaşımın aynen yazdığı şeyi burada paylaşıyorum. altta tırnak içerisinde belirttiğim kısım arkadaşıma aittir

    "Benim bir kaç sorum olacak otomobil sektöründe çalışmaktayım ve yaşadığımız bir sorundan dolayı burada bazı sorularımı dile getirmek istiyorum ve gerçekten bilgisi olan veya bilgisi olan insanlardan bilgi alıp burada bilgi paylaşımında bulunabilecek insanlar bilgi versinler. Gerçekten önemli bir konudur

    Şöyle ifade edeyim. Ben bir markanın yetkili servisinde yedek parça bölümünde çalışmaktayım. burada araçların periyodik, yıllık ve belli aralıklarla yapılan bakımlarında veya bazı kontrollerinde; bor katkısı, enjektör temizleyici, şanzıman katkısı, lpg katkısı ve motor katkısı koymaktayız bunların hepsi farklı zamanlarda ve bakım sırasında farklı şekillerde konulmakta. bir süre önce satışını yaptığımız bu katkılar bazı araçlara konuldu hatta aynı bakımda 4 ü uygulandı sonrasında aracın iticileri, zincir sistemi ve bazı hareketli mekanik kısımları sorun çıkardı. özellikle iticiler çok aşınmıştı. Bu katkıların sizce yağa ne gibi bir zararı olabilir. ayrıca hangileri beraber konulursa yağın vizikozitesini süşürür veya etkiler. Ayrıca Bu katkıları daha öncede koyuyorduk ama yakın zamanda kullanmaya başladığımız Bor katkısınıda koyunca böyle bir sorun ortaya çıktı. bunun yanında bu enjektör temizleyicii motor katkısı ve şanzıman katkılarınında bir etkisi olurmu. kimyasal olarak ne gibi bir sorun çıkartabilir. Ayrıca bu sonucu doğurmasının sebebi nedir. bu arada iki tane araç geldi ve araç 8000 km civarında ayrıca araçlardan biri daha yeni bir araç

    Bu konuda kimyasal olarak nasıl bir sonuç ortaya çıkar ve sebep bu katkılarmıdır. bu konuda illede bu meslekte olan arkadaşlar cevap versinler demiyorum varsa kimya ile uğraşan arkadaşlar ve bu işin ticaretini yapan arkadaşlarda cevap verebilirler. Bazı sebeplerden dolayı marka vermiyorum...

    Cevaplarınız benim için çok önemlidir. Saygılar...


    şimdi ben burada şunu anlamadım

    Bir yetkili servissiniz ama ne işe yaradığını çok bilmediğiniz, araca uyum sağlayıp sağlamadığı, yararı-zararı olup olmadığını bilmediğiniz bir katkıyı nasıl olurda araçlarda kullanırsınız? Sonuçta marka bu katkıları deneyip onaylayıp konulmasına izin vermiyormu?

    yoksa siz piyasadan rastgele aldığınız bir katkıyı gelen müşterilere "bu sizin aracınız için faydalıdır" deyip aldığınız fiyat üzerine kar koyup satıyormusunuz?

    Bu servisler değilmidir aracın ampulünü değiştirsen "araçla uyumlu değil sizin aracınızın elektrik aksamını garanti dışı bırakıyor" diyen.

    nerede kaldı yetkili servis zihniyeti?

    forum ahalisine soruyorum benmi yanlış düşünüyorum?


    Açıkçası bunu ben burada dile gitrmek istedim zira. Bende aynı şekilde başka bir yetkili serviste çalışmaktayım ve meslektaşım olan ve başka bir serviste çalışan bir arkadaşımın böyle bir sorunu olunca dile getirmek istedim.

    Benim çalıştığım yerde böyle birşey olmuyor. yukarıdaki cevaplar arkadşaımın verdiği cevaplardır. Bizim anlaşmalıo olduğunuz yağ firması katkı konulmaması hakkında bize bilgi verdi. Ancak ben bor katkısının yeni motorlarda uygulanmaması taraftarıyım.

    Bu neden yetkili serviste oldu meselesine gelince ise o oranın düşüneceği bir noktadır ancak yine bor kötüdürde diyemem. Zira aşınmıs motorlarda etkisi oldukça iyi.




  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.