Şimdi Ara

KARAMANOĞULLARI BEYLİĞİ-TÜRK OLMAK

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
90
Cevap
3
Favori
24.564
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Anadolunun Türkleşmesi ve Türk kültürünün gelişmesi için yüzyıllar boyunca hizmet etmiş ,osmanlıya karşı anadoluda hakimiyet kurmak için savaşmış,osmanlıyı en çok uğraştıran , en sonunda fatih sultan tarafından merkeze bağlanması başarılan ve beyliğe ait Türk halkı(kapıkulu) balkanlara sürülen ama hiç bir zaman yok edilemeyen,Atatürkün soyunun geldiği,Atatürk tarafından osmanlıya son verilerek öcü alınan,Türk tarihinin belkide en önemli devleti.

    Ekşi sözlükten iki alıntıyı buraya koyuyorum tarihi kısaca çok güzel toparlamışlar.

    -17.anadolu beylikleri arasında en iri kıyım olanıdır. resmi tarihin sevmediği bir beyliktir. hatta resmi tarihte osmanlıyı arkadan vurmaya çalışan hainler gibi algılatılmaya bile çalışılır. tabi doğaldır, dünyanın neresinde olursa olsun iki grup arasında çıkan egemenlik tartışmasının sonunda birinin diğerine baskın gelmesi, hegomon olması kaçınılmazdır. ancak bu egemenlik yarışında türk dünyası açısından geri gidişi yaşatan, zedeleyen ve adil olmayan yönler vardır. ki bu yönler yüzyıllara yayılacak kadar derin etkilere de sahiptir. osmanlı zihniyeti ile karamanoğlu zihniyeti temelde aynı olmakla beraber -ki buna kısaca türkün yüce dileği denir- bu zihniyet osmanlı uygulamasında birkaç yüz yıl gibi kısa bir zaman diliminde farklı noktalara ulaşmış ve kahpe bizans mantalitesinde ufalanarak yok olmak zorunda kalmıştır. osmanlının, karamanoğulları üzerinde egemen olması ile anadolu insanının kaderi de değişmiş, başka mecralara sürüklenmiştir. bu çok tartışılan ve tartışılacak olan uzun bir konudur. osmanlı, karamanoğlu çatışması sadece birkaç bey arasında geçen bilek güreşinden daha fazla bir şeydir. tarihsel sürece bakıldığında bu açıkça görülür. karamanoğullarının elemine edilmesi ikiyüz yıldan fazla sürmüştür ki bu durum son derece enteresandır. demek ki ortada beylikten öte kurumsal bir yapı vardır, devlet boyutunda mücadele söz konusudur. işte olaya böyle bakıldığında tablodaki başka ayrıntılarda görülmeye başlanır. mesela bir derin bizans konusu. osmanlı bu mücadele sırasında bizanstan ve tekfurlardan destek almıştır. resmi tarih bunu açıktan yalanlamamakta ancak izlerini örtmeye çalışmaktadır. karamanoğulları dönemin anadolusunu yurt edinmiş en büyük türk grubudur ve selçuklu mirasına sahip çıkmaya çalışmaktadır. türk kimliği ön plandadır. bu kimliğe sahip çıkmanın bedeli ise en ağır bir şekilde kendilerine ödetilmiştir. hatta biraz abartı gibi gelebilir ama bu sadece ve sadece türk olmanın* bedeli, aralıklarla hala ödetilmeye devam edilmektedir. yani bırakın iki yüzyıl önceki balkan millyetçiliğini, çeteleri ve saireyi bugün bile yugoslavyanın dağılma sürecinde yaşananlar bunun en büyük kanıtıdır. hatta bir adım daha ilerleyelim, mesela bu durum, osmanlının tehcir politikasının ortaya çıktığı ilk örnek olma ayrıcalığına da sahiptir. gerçektende osmanlılar tüm gayretlerine rağmen karamanoğullarını tamamen elemine edemediler. belki bellerini kırdılar ama sonrasında tam manası ile kendilerini güvende hissedemediler, her an canlanabilir bunlar diye düşündüler. bu endişe osmanlının batıya açılımına da damgasını vurdu. osmanlılar batıya doğru ilerlemek istiyorlardı ama anadoluda bıraktıkları ve hiçbir zaman tamamen kendilerine bağlayamadıkları bu türk grubuna da güvenmiyorlardı. bu nedenle karamanoğlullarından kalanları akıncı adı altında rumeliye ve oradan da ön avrupaya gönderdiler. bu en savaşçı türkleri bu yöntem ile orada kalmaya zorladılar. nitekim bunu başardılarda. bu nedenle uzun yıllar sonra bu defa tersine dönen balkan techiri sırasında ve daha sonrasında yıllar içersinde kademe kademe anodoluya geri dönenler, oralarda devşirilenler değil, özbe öz türklerdir. kökleri yüzyıllar öncesinde ki bu çekişmelere dayanır. onlar akıncıların torunlarıdır. şimdilerde bu dönüş azalarak da olsa hala devam etmektedir.

    karaman beyliğinin ve tebasının yani türkmenlerin, bu şekilde bizans tarafından elemine edilmesi anadolu türklüğünün başına gelen en büyük felakettir. burada bizans tarafından elemine edilmesi sözcüğünü kullanmamın nedeni, osmanlının kimi zaman gizliden, kimi zaman ise açıktan bizans ile kurduğu ilişkilerdir. bu ilişkiler çok kısa süre içersinde diplomatik veya ticari anlamdan öte akrabalık ve kan bağı ilişkilerine dönüşmüştür. bu durum ilk olarak yarhisar tekfurunun kızı holofiranın müslümanlığı kabul etmesi ve nilüfer hatun olarak orhan gaziye nikahlanması ile başlamış, sonrasında bu türden evlilikler kural haline gelmiştir. nitekim otuzaltı osmanlı padişahından sadece iki tanesi kan bağı anlamında türkdür. bunlarda osman gazi ve oğlu orhan gazidir. bunun dışındakilerin tamamında kan bağı kırıktır. hatta ilerleyen yıllarda osmanlı sarayına türkler girememiş, saray işleri tamamen devşirmelerin eline geçmiştir. yine benzer şekilde osmanlı siyasi ve askeri yapılanması da devşirmeler eliyle götürülmeye başlanılmıştır. osmanlıda tanzimat sonrası filizlenen milliyetçi akımlar dışında türkün yüce dileği tamamen unutulmuş, unutturulmuştur.

    bu olaylara yukarıdan ve uzunca bir perspektiften baktığımızda şunu görürüz. anadolu selçuklularından sonra anadolu beylikleri çatışmaya girdiklerinde o dönemde anadolu insanı, hep dilimize plesenk olan, kısaca reform ve rönesans dediğimiz aydınlanma sürecine avrupadan çok önce girmişti. yine o dönemde selçuklu mimarisi en güzel eserlerini verirken, bir şems, bir mevlana, bir yunus emre ve dahi muadili olan bir hacı bektaş, bir yunus emre, bir kaygusuz abdal ve dahi pek çok gerçek akil adam o dönemin anadolusunu yansıtıyordu. anadolu insanı, her ne kadar iç çekişmelerle ve peşi peşine gelen haçlı seferleri ile yorulmuş bile olsa, tüm bunlar, kültürel manada zenginlik ve yakınlaşma yaratmıştı. yine o dönemde anadolunun egemen güçleri arap kültürünün asimile edici etkisi altına girmedikleri için islam dini ve müslümanlık tüm güzellikleri ile yaşanmakta, bir kültür uygarlığının tohumlarını atılmakta idi. tabi burada parantez arası şunu söylemek mümkündür. türklerin araplarla teması, müslümanlığı kabul döneminde en şiddetli noktada idi. hatta anadolunun kapıları sadece ve sadece müslümanlığı kabul eden türklere açıktı. ama burada dikkat çeken hadise, türklerin müslümanlıktan önceki ruh yapısı ile müslümanlığı kabulden sonraki ruh yapısı arasındaki parelelliktir. yani müslümanlığın kabulü ile türkün yüce dileği arasında münazaa doğmadı, hatta bilakis bunlar örtüştü. zaten bu sebepledir ki anadolu kapıları sadece müslüman türklere yol verdi. her neyse sonuçta, bu tarafa gelen türkler arasında anadoluya has bir müslümanlık anlayışı gelişti. ki bu anlayış 1517 de yavuz sultan selim tarafından kutsal emanetlerin getirilişi, buna bağlı olarak halifelik müessesesinin anadoluya taşınmasına kadar sürdü. daha sonrasında ise yavaşça ve ama sistematik olarak ezildi. yine o dönemde şu an kullandığımız türk abc’si olmadığı için türkçe yazılırken grek alfabesi kullanıldı. işte karamanoğullarının talip oldukları ve bu uğurda hem kendi kanlarını hem de diğer türk soydaşlarının kanlarını döktükleri miras buydu. ama bu miras, osmanlı tarafından değerlendirilemedi, kullanılamadı. cariyeler, zevceler, şehzade anaları gerçek kimliklerini hiç unutmadılar, devşirmelerle elele veren din uleması, yalan yanlış bir ümmetçilik söylemiyle önce osmanlıya ve sonrasında tüm anadoluya türkü ve türkçeyi unutturmaya çalıştı. bu kısmen başarıldı da. bugün hali hazırda değişik adlar adı altında yapılmaya çalışılan yine budur. sadece adı bizans değil de x dir, y dir kimbilir belki de hala bizanstır, pontusdur. bu nedenle meseleyi çok uzakta aramamak lazımdır. ve evet, bu coğrafyada, türk olmak hiç de kolay bir şey değildir.


    -karamanoğulları (1256-1487)

    oğuzların afşar boyuna mensuptular. selçuklu sultanı i.alaaddin keykubad tarafından iç-il'e yerleştirilmişlerdi. nure sofı'dan sonra oğlu karaman bey, afşarların lideri olmuş ve kurulan beylik onun adını almıştır. 1256'da ermenek tarafında kurulan beylik moğollara ve selçuklulara karşı amansız mücadelelere girişmiştir. karamanoğlu mehmet bey, selçuklulara isyan eden hatiroğlu ve şehzade cimri ile iş birliği yapmış; selçuklular'ın elinden konya'yı alarak, cimri'yi (siyavuş) tahta oturtmuş idi. mehmet bey, farsça konuşan devlet adamlarına ve moğollara tepkisini göstermek için, türkçeyi resmî dil ilân etmesiyle tanınır.ilhanlıların yıkılmasından sonra karamanoğulları beyliği gücünü daha da artırmış, bölgedeki diğer beylikler ve özellikle osmanlılarla mücadele etmiştir. ilk osmanlı-karaman mücadelesi alaaddin ali bey zamanında başlamış (1361) ve beyliğin sonuna kadar devam etmiştir. fatih tarafından kesin olarak itaat altına alınan karamanoğulları (1473), daha sonra oluşturulan karaman eyaleti ile merkeze bağlanmıştır (1487).

    karamanoğulları beyliği, osmanlıların en güçlü rakibi idi. kendilerini, selçuklular'ın mirasçısı olarak görmekteydiler. bunu gerçekleştirmek için osmanlılara karşı timur, memlûkluler ve bizans ile iş birliği yapmaktan çekinmemişlerdir. karamanoğullarının türk tarihindeki yeri büyüktür. onlar her dönemde hürriyet ve bağımsızlığın sembolü oldular. anadolu'nun türkleşmesine ve türk kültürünün gelişmesine hizmet ettiler. ermenek, konya, karaman, niğde vb. şehirleri büyük eserlerle âdeta süslemişlerdir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Malvolorne -- 3 Ocak 2011; 9:03:29 >







  • quote:

    Orijinalden alıntı: nanaka9


    @sekoya81

    Karamanlılar soyundan gelen Atatürk
    Bunun belgesine veya kaynağına nasıl ulaşabilirim?


    Bir ara haber çıkmıştı bununla ilgili. Atatürk'ün Konya'dan Selanik'e göçen Türkmen bir aileden geldiği söyleniyordu.

    Kaynak olarak şu işinizi görebilir.

    http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=DergiIcerik&IcerikNo=329



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Darth Nihilus -- 3 Ocak 2011; 22:25:55 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Darth Nihilus

    quote:

    Orijinalden alıntı: nanaka9


    @sekoya81

    Karamanlılar soyundan gelen Atatürk
    Bunun belgesine veya kaynağına nasıl ulaşabilirim?


    Bir ara haber çıkmıştı bununla ilgili. Atatürk'ün Konya'dan Selanik'e göçen Türkmen bir aileden geldiği söyleniyordu.

    Kaynak olarak şu işinizi görebilir.

    http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=DergiIcerik&IcerikNo=329

    Konya'dan Selanik'e göç lafını duymuştum ama Türkmen'i hiç duymamıştım...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Darth Nihilus

    quote:

    Orijinalden alıntı: nanaka9


    @sekoya81

    Karamanlılar soyundan gelen Atatürk
    Bunun belgesine veya kaynağına nasıl ulaşabilirim?


    Bir ara haber çıkmıştı bununla ilgili. Atatürk'ün Konya'dan Selanik'e göçen Türkmen bir aileden geldiği söyleniyordu.

    Kaynak olarak şu işinizi görebilir.

    http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=DergiIcerik&IcerikNo=329

    Teşekkürler hocam.
    Çok ilginçtirki neredeyse bütün göçmenlerin soyu Konyaya dayanıyor
    Bizim sülalede Kadiroğullarından Balkanlara oradan tekrar türkiyeye gelmiş.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: nanaka9


    quote:

    Orijinalden alıntı: Darth Nihilus

    quote:

    Orijinalden alıntı: nanaka9


    @sekoya81

    Karamanlılar soyundan gelen Atatürk
    Bunun belgesine veya kaynağına nasıl ulaşabilirim?


    Bir ara haber çıkmıştı bununla ilgili. Atatürk'ün Konya'dan Selanik'e göçen Türkmen bir aileden geldiği söyleniyordu.

    Kaynak olarak şu işinizi görebilir.

    http://www.atam.gov.tr/index.php?Page=DergiIcerik&IcerikNo=329

    Teşekkürler hocam.
    Çok ilginçtirki neredeyse bütün göçmenlerin soyu Konyaya dayanıyor
    Bizim sülalede Kadiroğullarından Balkanlara oradan tekrar türkiyeye gelmiş.


    Osmanlı'nın ordaki Karamanoğlu etkisini yok etmek istemesinden kaynaklanıyor olabilir.




  • konu dışındaki bölümede gelin orda daha detaylı tartışıyoruz.

    http://forum.donanimhaber.com/m_45688883/tm.htm



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Malvolorne -- 3 Ocak 2011; 23:58:45 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: sekoya81

    konu dışındaki bölümede gelin orda daha detaylı tartışıyoruz.

    http://forum.donanimhaber.com/m_45688883/tm.htm


    Hocam konunun burda tartışılması daha doğru bence. Konu dışının seviyesi yerlerde sürünüyor. Konunun ömrünün pek uzun olacağını sanmıyorum.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: TuVNeRa

    Bu forumda bu beyliğin bayrağında İsrail Yıldızı olduğu yazıyordu.
    Yahudilikle ilgisi var mı?



    siyon yıldızı yani heksagram sırf yahudi kültürüne ait bir imge değildir,osmanlı bile kullanmıştır nasılmı ?
    http://heksagram.blogcu.com/hexagram/780797



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Malvolorne -- 4 Ocak 2011; 6:40:01 >
  • Orijinalden alıntı: nanaka9


    @sekoya81

    Karamanlılar soyundan gelen Atatürk

    Bunun belgesine veya kaynağına nasıl ulaşabilirim?



    http://www.bighaber.com/turk-tarih-kurumu-eski-baskani-halacoglu-ataturk-karamanlidir-ozel/
  • karamanoğlu ve Türklerin devşirme osmanlıyı ankara savaşında yendikten sonra yaşananlara dair bir tasvir.


    http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/8/8f/Chlebowski-Bajazyt_w_niewoli.jpg
  • quote:

    Orijinalden alıntı: sekoya81


    karamanoğlu ve Türklerin devşirme osmanlıyı ankara savaşında yendikten sonra yaşananlara dair bir tasvir.


    http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/8/8f/Chlebowski-Bajazyt_w_niewoli.jpg


    Bir tarafta Timur duruşuyla, kılık kıyafeti ile asil bir Türk diğer tarafta kendini Türk yerine arap sanan elinde tesbih arap kılıklı bir lider.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Fear Dot Com


    quote:

    Orijinalden alıntı: M@rKSm@N

    sekoya81 bu osmanlı düşmanlığı nerden, yazdığın bütün mesajlar sanki temel amacı bu

    istiklal şairimizin şiirlerini hiç hissederek okudun mu, kimse mehmet akifin vatanperver olmadığını iddia edebilir mi?
    oysa ki mehmet akif arnavuttu.

    karamanoğullarından olmayanlar üzülsün mü. bir insanın 650 yıl hüküm sürmüş şanı belli olan bir tarihinden bu kadar nefret etmesi neye bağlıdır, senin gibi düşünen bir çok insan da var bunu da biliyorum ama anlayamıyorum. ortaokulda tarih dersini dinlerken tek ben mi ecdadımla gurur duyuyordum. fatihin gemileri karadan yürüttüğünü dinlerken sadece benim mi tüylerim diken diken oluyordu.


    Fatihin gemileri karada yrutulmedi karadanda cekilmedi İstanbulun Fethi 1 yıllık bir hazırlıkla yapıldı gemiler ormanların içinde inşa edildi yani sanıldıgı gibi karadan cekilipde diyer tarafa zincirin onbur yanına tasınmadı.


    Buda yeni moda herhalde gemilerin haliçde inşa edildiği ,

    İstanbul’un fethi sırasında gemilerin karadan yürütülmesi hadisesi, hemen hemen yerli ve yabancı kaynakların ittifakı ile sabit bir olaydır. Hatta Bizans askerleri, sabahleyin Osmanlı gemilerini Haliç’te görünce, herhalde zincirleri kırıp geçtiler diye zincirleri kontrol etmişler ve gördükleri manzara karşısında hayrete düşmüşlerdir. Ancak sabaha karşı yapılan bir harp planı olması hasebiyle ve de gemilerin geçirildiği bölgenin o günlerde ormanlık olması sebebiyle, güzergâhı ve karadan yürütülen gemilerin sayılarında farklı görüşler bulunmaktadır.

    İstanbul’un fethedilmesi için bazı gemilerin Haliç’e indirilmesinin zaruret olduğu görüldü. Zira Haliç’e gerilen zincir Hasköy ile Ayvansaray’da bulunan iki ordunun buluşmasına mani teşkil ediyordu. Önce gemilerin karadan çekileceği yer tesbit edildi. Burası Tophane önündeki sahilden başlayarak Boğaskesen’den geçiyor ve buradan güney batıya dönüp sırtları aşarak Löbon Pastahanesi tarafına çıkıyor ve tepeyi aşarak Perapalas yanından Kasımpaşa’ya yani Haliç sahiline çekiliyordu. Yapılan ölçümlerde, Tophane’den dört yol ağzına 980 adım ve buradan Tepebaşı’na kadar 240 ve Kasımpaşa’ya kadar da 906 adım ki, toplam 2156 adımdır ve bu da yaklaşık 3 mil kadar tutmaktadır. Hazırlıklar tamamlandı. Topahene’den ayrılan 50 ila 70 adet arasındaki gemi, 21-22 Nisan gecesinde Kasımpaşa’ya kadar indirildi. Bu olayın doğruluğunu, hem savaşta hazır olan Bizans tarihçileri ve hem de Osmanlı tarihçileri ittifakla açıklamaktadırlar.[1]

    -------------------------------------------------------------------------------
    [1]Kemalpaşazâde, Tarih VII, Süleymaniye Kütp. Fâtih, nr. 4205, vrk. 64/a; Şerafettin Turan neşri, sh. 52-55; Kritovulos, Tarih-i Sultân Mehmed Hân-ı Sânî, İstanbul 1328, sh. 66; Tâcîzâde Ca’fer Çelebi, Mahrûse-i İstanbul Fetihnâmesi, TOEM İlavesi, 1331, sh. 15; Dukas, Türk-Bizans Tarihi, sh. 271; Clot, Fâtih, sh. 52 vd.; Âli, Künh’ül-Ahbâr, c. V, sh. 253-254; Solakzâde, sh. 196; Aksun, Osmanlı Tarihi, c. I, sh. 138-139; Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, c. I, sh. 479-482; Yılmaz, Belgelerle Osmanlı Tarihi, c. I, 299-303; Karşı görüş için bkz. Aydın, Erdoğan, Fâtih ve Fetih, Mitler ve Gerçekler, 6. Bölüm’deki basit iddialar. Hemen hemen bütün kaynaklar burada zikredilebilir. Ancak uzatmamak için bu kadarla yetiniyoruz.

    http://www.osmanli.org.tr/ bilinmeyenosmanli-1-254.html




  • quote:

    Orijinalden alıntı: tolga509


    quote:

    Orijinalden alıntı: Fear Dot Com


    quote:

    Orijinalden alıntı: M@rKSm@N

    sekoya81 bu osmanlı düşmanlığı nerden, yazdığın bütün mesajlar sanki temel amacı bu

    istiklal şairimizin şiirlerini hiç hissederek okudun mu, kimse mehmet akifin vatanperver olmadığını iddia edebilir mi?
    oysa ki mehmet akif arnavuttu.

    karamanoğullarından olmayanlar üzülsün mü. bir insanın 650 yıl hüküm sürmüş şanı belli olan bir tarihinden bu kadar nefret etmesi neye bağlıdır, senin gibi düşünen bir çok insan da var bunu da biliyorum ama anlayamıyorum. ortaokulda tarih dersini dinlerken tek ben mi ecdadımla gurur duyuyordum. fatihin gemileri karadan yürüttüğünü dinlerken sadece benim mi tüylerim diken diken oluyordu.


    Fatihin gemileri karada yrutulmedi karadanda cekilmedi İstanbulun Fethi 1 yıllık bir hazırlıkla yapıldı gemiler ormanların içinde inşa edildi yani sanıldıgı gibi karadan cekilipde diyer tarafa zincirin onbur yanına tasınmadı.


    Buda yeni moda herhalde gemilerin haliçde inşa edildiği ,

    İstanbul’un fethi sırasında gemilerin karadan yürütülmesi hadisesi, hemen hemen yerli ve yabancı kaynakların ittifakı ile sabit bir olaydır. Hatta Bizans askerleri, sabahleyin Osmanlı gemilerini Haliç’te görünce, herhalde zincirleri kırıp geçtiler diye zincirleri kontrol etmişler ve gördükleri manzara karşısında hayrete düşmüşlerdir. Ancak sabaha karşı yapılan bir harp planı olması hasebiyle ve de gemilerin geçirildiği bölgenin o günlerde ormanlık olması sebebiyle, güzergâhı ve karadan yürütülen gemilerin sayılarında farklı görüşler bulunmaktadır.

    İstanbul’un fethedilmesi için bazı gemilerin Haliç’e indirilmesinin zaruret olduğu görüldü. Zira Haliç’e gerilen zincir Hasköy ile Ayvansaray’da bulunan iki ordunun buluşmasına mani teşkil ediyordu. Önce gemilerin karadan çekileceği yer tesbit edildi. Burası Tophane önündeki sahilden başlayarak Boğaskesen’den geçiyor ve buradan güney batıya dönüp sırtları aşarak Löbon Pastahanesi tarafına çıkıyor ve tepeyi aşarak Perapalas yanından Kasımpaşa’ya yani Haliç sahiline çekiliyordu. Yapılan ölçümlerde, Tophane’den dört yol ağzına 980 adım ve buradan Tepebaşı’na kadar 240 ve Kasımpaşa’ya kadar da 906 adım ki, toplam 2156 adımdır ve bu da yaklaşık 3 mil kadar tutmaktadır. Hazırlıklar tamamlandı. Topahene’den ayrılan 50 ila 70 adet arasındaki gemi, 21-22 Nisan gecesinde Kasımpaşa’ya kadar indirildi. Bu olayın doğruluğunu, hem savaşta hazır olan Bizans tarihçileri ve hem de Osmanlı tarihçileri ittifakla açıklamaktadırlar.[1]

    -------------------------------------------------------------------------------
    [1]Kemalpaşazâde, Tarih VII, Süleymaniye Kütp. Fâtih, nr. 4205, vrk. 64/a; Şerafettin Turan neşri, sh. 52-55; Kritovulos, Tarih-i Sultân Mehmed Hân-ı Sânî, İstanbul 1328, sh. 66; Tâcîzâde Ca’fer Çelebi, Mahrûse-i İstanbul Fetihnâmesi, TOEM İlavesi, 1331, sh. 15; Dukas, Türk-Bizans Tarihi, sh. 271; Clot, Fâtih, sh. 52 vd.; Âli, Künh’ül-Ahbâr, c. V, sh. 253-254; Solakzâde, sh. 196; Aksun, Osmanlı Tarihi, c. I, sh. 138-139; Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, c. I, sh. 479-482; Yılmaz, Belgelerle Osmanlı Tarihi, c. I, 299-303; Karşı görüş için bkz. Aydın, Erdoğan, Fâtih ve Fetih, Mitler ve Gerçekler, 6. Bölüm’deki basit iddialar. Hemen hemen bütün kaynaklar burada zikredilebilir. Ancak uzatmamak için bu kadarla yetiniyoruz.

    http://www.osmanli.org.tr/ bilinmeyenosmanli-1-254.html


    Ben haliçte inşaa edildi demedim Anadolu yakasındaki ormanlarda inşaa edildi ormanların içinde inşaa edilid zaten senın dediğini düşünürsek ozamanlar Haliç tersanesi diye bişeyde yok..




  • quote:

    Orijinalden alıntı: tizar


    quote:

    Orijinalden alıntı: sekoya81


    karamanoğlu ve Türklerin devşirme osmanlıyı ankara savaşında yendikten sonra yaşananlara dair bir tasvir.


    http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/8/8f/Chlebowski-Bajazyt_w_niewoli.jpg


    Bir tarafta Timur duruşuyla, kılık kıyafeti ile asil bir Türk diğer tarafta kendini Türk yerine arap sanan elinde tesbih arap kılıklı bir lider.

    Gerçekten de Timur daha bir öz Türk edasında... Ben de Osmanlı'nın Türklük bilincini sürdürmemesinden rahatsızım ancak yine de ecdadlarımızdan razıyım.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kenshi

    quote:

    Orijinalden alıntı: tizar


    quote:

    Orijinalden alıntı: sekoya81


    karamanoğlu ve Türklerin devşirme osmanlıyı ankara savaşında yendikten sonra yaşananlara dair bir tasvir.


    http://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/8/8f/Chlebowski-Bajazyt_w_niewoli.jpg


    Bir tarafta Timur duruşuyla, kılık kıyafeti ile asil bir Türk diğer tarafta kendini Türk yerine arap sanan elinde tesbih arap kılıklı bir lider.

    Gerçekten de Timur daha bir öz Türk edasında... Ben de Osmanlı'nın Türklük bilincini sürdürmemesinden rahatsızım ancak yine de ecdadlarımızdan razıyım.

    O degilde fayanslari dokuk yerde mi bulusmuslar bunlar?

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.