Şimdi Ara

Yeni Kia Sportage Alanlar ve Alacaklar

Bu Konudaki Kullanıcılar:
4 Misafir - 4 Masaüstü
5 sn
27.258
Cevap
186
Favori
2.709.878
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: youdiditwellslowly

    Her zaman yazığım gibi, VW malzeme kalitesi olarak IX35 ve SPO'dan daha iyi. Ancak, VW'nin DSG şanzımanı güzel çalışmasına rağmen, hala sorunlu bana göre. Bir yakınımın arkadaşı Tiguan aldı ve daha araç bir hafta içinde şanzıman arızası verdi. Bu konuda özellikle VW DSG konusunda çok şikayet okudum. Ben IX35 2.0 4x4 kullanıyorum aracım 76 bin km'de şanzımanı sıkıntısız. Spo'nun da şanzımanı için, içiniz rahat olsun derim.

    İx35'te bulunan şanzıman tork konvertörlü ve piyasadaki en problemsiz otomatik şanzıman tipidir. Yani esasında gerçek otomatik şanzımandır.
    Ancak yeni Sportage ve Tucsonlar'ın turbo benzinli (1,6 Tgdi) motorlarında bu şanzıman kullanılmıyor.
    Bunun yerine DCT adı verilen çift kavramalı otomtaikleştirilmiş şanzıman mevcut.
    Çift kavramalı şanzımanlarda baskı balata sistemi (manuel araçların baskı balatası gibi) bulunur. Aynı şekilde DSG şanzımanda da bu vardır.
    Normal uzun yol sürüşlerinde bu şanzımanlar ile sorun yaşanmaz.
    Ancak şehir içi dur kalk trafiği, yavaş çıkılan yokuşlar, tutunmanın zayıf olduğu karlı, çamurlu zeminlerde bu şanzımanların kavrama kısmı ısınmaktadır.
    Sebebi, aracın motor torku ve gidilmek istenen hıza bağlı olarak kavrama gurubunun yarım debriyaj konumda tutulma zorunluluğudur.
    Ani gaza basma, veya bir yokuşta kalkış yapıp yavaş yavaş ilerleme durumunda motorun bayılmaması ve tekerlekte istenen tork ile ilerleyebilmesi için yarım debriyaj konumu zaruridir.
    Bunu manuel araçta da (kullandıysanız bilirsiniz) çoğu sürücü refleks olarak yapar.
    Aracın beyni de bu şekilde programlanarak tekerlekte istenen tork ve devir ile motorun ürettiği tork ve devri kavramayı tam yapmayarak dengeler.
    Kavrama tam olmadığından balatalar birbirine sürtündüğü için ısınma olur.
    Bu durum belli bir limite ulaştığında şanzıman ısınma ikazı araç bilgisayarı tarafından sürücüye bildirilir.

    Bu durum tüm otomatik çift kavrama şanzımanlar için geçerlidir. DSG veya DCT fark etmez.
    DSG'de bu durumla ilgili olarak bir süre sonra kalkışlarda titreme sorunu ortaya çıkar. Bu tabiki yukarıda anlattığım yarım kavrama durumun oluşma yoğunluğuna bağlıdır.
    Esasında yarım kavrama durumu sürücünün kullanım şekli ile çok ilgilidir. Peşpeşe sürekli ani gaza yüklenmeler ile dur-kalk trafikte ilerlemek gibi.
    DCT'de bu ısınma sonucu kavramada sorun olduğunu duymadım. En fazla ısınma uyarısı alanlar oldu. O durumda da bir süre soğuması için beklenip sorunsuz yola devam ediliyor.

    DSG'de ortaya çıkan ve esas can sıkan sorun kavrama grubu değil şanzıman grubudur.
    Şanzımanda bulunan ve dişlilerin değişimini sağlayan, yani sizin yerinize vitesi değiştiren Mekatronik adı verilen parça bozulabilmektedir.
    Bu eğer garanti süreci bitmiş bir araçta meydana geldiyse, ciddi maliyetler çıkartabilmektedir.
    Ancak kronik hale gelmiş olan ve hatalı üretim kabul edilen bu arıza yetkili servis tarafından ücretsiz değiştirilmek zorundadır.
    Forumda bu durumlar ile ilgili çok konu açıldı.
    Kavraması garanti kapsamında değiştirilenler
    Mekatroniği garanti kapsamında değiştirilenler
    Garantisi bitip kavramayı iyi niyet kapsamında değiştirenler
    Garantisi bitip mekatroniği iyi niyet kapsamında değiştirenler
    Davalık olanlar, vs vs

    Evet DSG, DCT'den hızlı vites değiştirir. Ama sorun çıkarma olasılığı daha yüksektir. Sorun çıktığında standart bir servis yaklaşımı yoktur. Nelerle uğraşacağınızı ön göremezsiniz. Asıl can sıkıcı durum budur?
    DCT nispeten daha yeni bir şanzımandır. Piyasadaki DSG'li şanzımana sahip araç sayısı, DCT'den çok çok fazladır. Belki de daha çok yeni ve az olduğundan sorunlar henüz ortaya çıkmamış olabilir.
    Vites geçiş hızları, bir program tarafından yönetiliyor. Güncellemeler ile bu hızlara müdahale edilebiliyor.
    VW bünyesinde bulunan aynı motor ve şanzımana sahip farklı model ve marka araçların vites geçiş hızlarında farklılıklar mevcuttur.
    DCT'nin DSG'den yavaş olması hangi araç ile kıyaslandığına göre değişir. Ağırlık, Rüzgar direnci, Lastik ebadı, motor gücü gibi şanzımana ve kavramaya etkiyen yük değişeceği ve vites değişim hızı bunlara duyarlı olduğundan arada hız farkları olması çok doğaldır.
    Doğru mukayese için 177 hp güce sahip bir Tiguan ile mukayese etmek gerekir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi C4_1400 -- 21 Eylül 2016; 10:40:57 >
  • Guest-10A157769 G kullanıcısına yanıt
    G Guest-10A157769 demiş ki;
    Mesajı Yerinde Gör
    quote:

    Orijinalden alıntı: youdiditwellslowly

    Her zaman yazığım gibi, VW malzeme kalitesi olarak IX35 ve SPO'dan daha iyi. Ancak, VW'nin DSG şanzımanı güzel çalışmasına rağmen, hala sorunlu bana göre. Bir yakınımın arkadaşı Tiguan aldı ve daha araç bir hafta içinde şanzıman arızası verdi. Bu konuda özellikle VW DSG konusunda çok şikayet okudum. Ben IX35 2.0 4x4 kullanıyorum aracım 76 bin km'de şanzımanı sıkıntısız. Spo'nun da şanzımanı için, içiniz rahat olsun derim.

    İx35'te bulunan şanzıman tork konvertörlü ve piyasadaki en problemsiz otomatik şanzıman tipidir. Yani esasında gerçek otomatik şanzımandır.
    Ancak yeni Sportage ve Tucsonlar'ın turbo benzinli (1,6 Tgdi) motorlarında bu şanzıman kullanılmıyor.
    Bunun yerine DCT adı verilen çift kavramalı otomtaikleştirilmiş şanzıman mevcut.
    Çift kavramalı şanzımanlarda baskı balata sistemi (manuel araçların baskı balatası gibi) bulunur. Aynı şekilde DSG şanzımanda da bu vardır.
    Normal uzun yol sürüşlerinde bu şanzımanlar ile sorun yaşanmaz.
    Ancak şehir içi dur kalk trafiği, yavaş çıkılan yokuşlar, tutunmanın zayıf olduğu karlı, çamurlu zeminlerde bu şanzımanların kavrama kısmı ısınmaktadır.
    Sebebi, aracın motor torku ve gidilmek istenen hıza bağlı olarak kavrama gurubunun yarım debriyaj konumda tutulma zorunluluğudur.
    Ani gaza basma, veya bir yokuşta kalkış yapıp yavaş yavaş ilerleme durumunda motorun bayılmaması ve tekerlekte istenen tork ile ilerleyebilmesi için yarım debriyaj konumu zaruridir.
    Bunu manuel araçta da (kullandıysanız bilirsiniz) çoğu sürücü refleks olarak yapar.
    Aracın beyni de bu şekilde programlanarak tekerlekte istenen tork ve devir ile motorun ürettiği tork ve devri kavramayı tam yapmayarak dengeler.
    Kavrama tam olmadığından balatalar birbirine sürtündüğü için ısınma olur.
    Bu durum belli bir limite ulaştığında şanzıman ısınma ikazı araç bilgisayarı tarafından sürücüye bildirilir.

    Bu durum tüm otomatik çift kavrama şanzımanlar için geçerlidir. DSG veya DCT fark etmez.
    DSG'de bu durumla ilgili olarak bir süre sonra kalkışlarda titreme sorunu ortaya çıkar. Bu tabiki yukarıda anlattığım yarım kavrama durumun oluşma yoğunluğuna bağlıdır.
    Esasında yarım kavrama durumu sürücünün kullanım şekli ile çok ilgilidir. Peşpeşe sürekli ani gaza yüklenmeler ile dur-kalk trafikte ilerlemek gibi.
    DCT'de bu ısınma sonucu kavramada sorun olduğunu duymadım. En fazla ısınma uyarısı alanlar oldu. O durumda da bir süre soğuması için beklenip sorunsuz yola devam ediliyor.

    DSG'de ortaya çıkan ve esas can sıkan sorun kavrama grubu değil şanzıman grubudur.
    Şanzımanda bulunan ve dişlilerin değişimini sağlayan, yani sizin yerinize vitesi değiştiren Mekatronik adı verilen parça bozulabilmektedir.
    Bu eğer garanti süreci bitmiş bir araçta meydana geldiyse, ciddi maliyetler çıkartabilmektedir.
    Ancak kronik hale gelmiş olan ve hatalı üretim kabul edilen bu arıza yetkili servis tarafından ücretsiz değiştirilmek zorundadır.
    Forumda bu durumlar ile ilgili çok konu açıldı.
    Kavraması garanti kapsamında değiştirilenler
    Mekatroniği garanti kapsamında değiştirilenler
    Garantisi bitip kavramayı iyi niyet kapsamında değiştirenler
    Garantisi bitip mekatroniği iyi niyet kapsamında değiştirenler
    Davalık olanlar, vs vs

    Evet DSG, DCT'den hızlı vites değiştirir. Ama sorun çıkarma olasılığı daha yüksektir. Sorun çıktığında standart bir servis yaklaşımı yoktur. Nelerle uğraşacağınızı ön göremezsiniz. Asıl can sıkıcı durum budur?
    DCT nispeten daha yeni bir şanzımandır. Piyasadaki DSG'li şanzımana sahip araç sayısı, DCT'den çok çok fazladır. Belki de daha çok yeni ve az olduğundan sorunlar henüz ortaya çıkmamış olabilir.
    Vites geçiş hızları, bir program tarafından yönetiliyor. Güncellemeler ile bu hızlara müdahale edilebiliyor.
    VW bünyesinde bulunan aynı motor ve şanzımana sahip farklı model ve marka araçların vites geçiş hızlarında farklılıklar mevcuttur.
    DCT'nin DSG'den yavaş olması hangi araç ile kıyaslandığına göre değişir. Ağırlık, Rüzgar direnci, Lastik ebadı, motor gücü gibi şanzımana ve kavramaya etkiyen yük değişeceği ve vites değişim hızı bunlara duyarlı olduğundan arada hız farkları olması çok doğaldır.
    Doğru mukayese için 177 hp güce sahip bir Tiguan ile mukayese etmek gerekir.
    Merhaba,

    2 ay önce aldığım 2016 yeni kasa Sportage 1.6GDI otomatik Concept Plus araçla ilgili görüşlerimi aşağıda paylaşıyorum, almayı düşünenler için belki bir fikir verebilir. Yorumlarıma katılan yada katılmayan olabilir, bunlar benim düşüncelerim. Allah herkese kazasız belasız sürüşler nasip etsin.

    Sportage almadan önce Kadjar, Qashqai ve Tucson da inceledim ve test ettim. Senelik çok fazla yol yapmadığım için sesizliğinden ve ucuz olmasından dolayı benzinli düşündüğüm için fiyatına göre kalitesi ve donanımı gayet iyi olan Sportage’da karar kıldım. İlgilendiğim diğer araçlara göre artı ve eksilerini aşağıda bulabilirsiniz. CR-V ve RAV4 gibi bir üst segmentteki araçlar çok pahalı olduğu için hiç bakmadım bile. Ekimde satışına başlanacak olan ve Adapazarı’nda üretilecek Toyota C-HR’ı beklemeyi de düşündüm ancak fuar resimlerine ve yorumlara bakınca aracın içinin ve bagajının küçük olacağı belliydi bu yüzden beklemeye gerek görmedim.

    Tucson’la kıyaslama; Özünde Tucson ve Spo aynı araçlar ancak Spo 2000TL daha ucuz fakat Spo’nun iç tasarımı daha kaliteli ve üst sınıf görünüyor. Tucson’un süspansiyonları biraz daha yumuşak bu yüzden biraz daha az sarsılıyor yani daha konforlu ancak virajlarda daha fazla yan yatıyor bu da yol tutuşta bir eksi olarak görünüyor. Spo’nun tek eksisi otomatik viteste hız sabitleyici yok.

    Kadjar’la kıyaslama; Kadjar’da Benzinli otomatik yok, otomatik vites istiyorsanız dizel almak gerekiyor. İç mekan tasarımı ve kalitesi iyi ancak Spo’dan birazcık daha alt seviyede ayrıca arka koltuklarda diz ve baş mesafesi Spo’dan daha dar. Spo ile aynı donanım seviyesi olsun isterseniz Spo’dan 17.000TL fazla ödeyip 1.5DCI EDC Icon almanız gerekir onda bile 4 koltukta ısıtma yok yani donanım olarak Spo biraz daha iyi. Kadjar da Spo’dan daha yumuşak süspansiyonlara sahip ancak yerden daha yüksek olması ve süspansiyonların yumuşaklığı sebebiyle virajlarda daha az güven veriyor. Ayrıca arka tasarımı pek hoşuma gitmedi, Clio HB ile neredeyse aynı tasarım. Tek artısı 1.5 DCI’ın yakıt tüketiminin düşük olması bu yüzden fazla yol yapacak olanlar için mantıklı bir seçenek ancak az yol yapıyorsanız (bence az yol demek yılda maksimum 15.000 km demektir) Spo alıp donanım ve genişliğinin keyfini sürün. Ayrıca Kadjar’da ek para ödeyip alınan cam tavan açılamıyor, Spo’da tavanın ön yarısı açılabiliyor. Kadjar’ın sevdiğim bir yönü dizel motora rağmen gayet sessiz oluşuydu.

    Qashqai ile kıyaslama: Spo Concept Plus ile aynı donanım seviyesinda QQ isterseniz QQ Black Edition almanız gerekiyor ki bu versiyonun 1.2 Turbo Otomatiği Spo’dan 10.000TL daha pahalı. Bu versiyonun 19’luk jantlar haricinde Spo’dan fazlası yok, Spo’da 4 koltuk ısıtma ve açılır cam tavan var fazladan, QQ’daki tavan da aynı Kadjar’daki gibi açılmıyor. Test ettiğim 4 araç içerisinde en konforlu olanı QQ ancak arada çok büyük farklar yok. QQ’nın içi diğerlerine göre biraz daha dar ve tavanı daha alçak. Nissan’ın bakım maliyetleri de rakiplerine göre biraz yüksek. Ayrıca internete girip hem Türkiye hem de İngiltere’deki kullanıcı yorumlarına baktığınızda en problemli aracın QQ olduğu ortada. Bu kadar güzel ve pahalı bir aracın çok problem çıkarması bence yazık olmuş. İngiltere’de kullanıcıların puanladığı ve her sene yapılan Driver Power anketine göre en problemli araç yeni kasa Qashqai. Ayrıca CVT şanzıman yakıt tüketimini düşürse de kullanımı çok keyifsiz ve motorun da gürültülü çalışmasına sebep oluyor. Bu aracın Spo’dan yüksek fiyata satılmasının tek sebebi İngiltere’de üretilmesidir, Spo ise Slovakya’da üretiliyor. C segment bir aracın İngiltere ile Slovakya’daki üretim maliyet farkı 2000€’dur, buna vergileri de eklerseniz 3500€’ya çıkar, yani arabanın vidalarını İngiliz işçi sıkıyor diye siz 11.000TL fazla para ödersiniz. Slovakya artık otomotiv üretiminde kendisini ispatlamış ve işçilik kalitesi olarak Batı Avrupa’yla aynı seviyeye gelmiştir. Nereden biliyorsun bunları diye soracak olursanız; 12 yıl otomotiv yan sanayi sektöründe mühendislik ve yöneticilik yapmış birisi olarak biliyorum.

    Gelelim Sportage yorumlarıma: Aracı 2 ay önce aldım ve 1000 km’yi yeni devirdim. Şimdilik hiç uzun yola çıkmadım ancak şehiriçinde gayet konforlu ve ergonomik açıdan hiç bir problemi yok. Çok rüzgarlı havalarda ön cam ve aynalardan biraz rüzgar sesi geliyor, normal havalarda rüzgar sesi pek gelmiyor, bunun dışında çok sessiz bir araç, 130 ile giderken bile motor sesi neredeyse hiç gelmiyor. İç mekanı Tucson’la beraber bu sınıfın genişi. Dört camın da tek dokunuşla açılıp kapanmaması bence önemli bir donanım eksikliği. Bagajı gayet büyük sayılır, gerçi QQ dışında 4 aracın bagaj hacimleri neredeyse aynı, QQ’nınki biraz daha küçük. Hız sabitleyicinin Tucson’da olup Spo’da olmaması da bence bu devirde Kia’nın ayıbı ve sebebinin ne olduğu umrumda bile değil.
    Yakıt tüketimi olarak yol bilgisayarı şu anda ortalama 8,5 litre gösteriyor, henüz depoyu fulleyerek doğrulama şansım olmadı ancak aldığım yakıtlar, yaptığım yol ve kalan yakıtı hesaplayınca yakıt tüketimi yol bilgisayarındakini doğrular seviyede. Ben sıkışık trafiğe pek girmiyorum , eğer sürekli sıkışık trafikte uzun kilometreler yapıyorsanız yüksek tüketim sizi zorlayabilir, dizel bir araç almayı yada Spo alıp tüp taktırmayı düşünmenizde fayda olabilir.
    Aracın iç aydınlatmaları çok başarılı, 4 tane tavan lambası var ve hepsi led. Benim aracım sürekli kapalı garajda olduğu için kapıyı açınca içerisinin gündüz gibi aydınlık olması güzel bir özellik. Arka kapılar çok geniş açılıyor ve çocuk koltuğuna bizim çocuğu koymak gerçekten çok kolay, zaten SUV tarzı bir araç almamdaki en önemli sebep çocuğu rahat bindirip indirmekti, eski aracım HB idi ve çok zorlanıyordum.
    Aracın yol tutuşu çok iyi. Trafiğin olmadığı ve riski olmayan yollarda bir kaç kere zorladım ve yoldan koparamadım, ESP’yi bile devreye sokmayı henüz başaramadım. Süspansiyonların birazcık daha sert olması ve QQ ile Kadjar’da olmayan arka bağımsız süspansiyonlar yol tutuşta artısını gösteriyor.
    Bu aracın en büyük artısı da QQ veya Kadjar gibi binek araç platformunda değil de Tucson ve Sportage için özel geliştirilen SUV platformuna sahip olmasıdır. Bunun ne avantajı var derseniz aracın uzun dönem dayanımında fark edecektir. Sportage gerçek bir SUV olduğu için şasisi çok sağlam bu yüzden şehir içindeki tümsekler ve çukurlar araca zarar vermez, şasisi çok rijit. Aşağıdaki linkteki videoyu 7nci dakikadan itibaren izlerseniz ne demek istediğimi çok daha iyi anlayacaksınız. Burulma testinde eski kasa Spo ve CX-5 taş gibi rijitken yeni kasa QQ’nun gövdesi burulduğu için arka bagaj kapağı kapanmıyor! Şasinin rijitliğinin düşük olması ilerleyen yıllarda plastik aksamın ses yapmasına da sebep olabilir. QQ ve Kadjar yeni kasa Megane ile aynı platformu kullanıyor. Eğer bozuk zeminli köy yada yayla yollarına gidecekseniz yada şehiriçindeki tümsek ve çukurlara pek dikkat etmiyorsanız görüntüsüne kanıp QQ ve Kadjar’ı SUV kullanır gibi kullanmamanızı tavsiye ederim.

    https://www.youtube.com/watch?v=iBH1uf9MYVs

    Aracın dış tasarımına gelince ; İnternette ilk gördüğümde ön tarafı çirkin bulmuştum ancak merak edip bayiye gidince çok beğendim. Resimlerde göründüğünden daha güzel bir araç. Aracı bende görüp de bunu bana söyleyen başka arkadaşlarım da var. Yani bu aracın tasarımını internette görüp de beğenmiyorsanız bayiye gidip bakmanızda kesinlikle fayda var.
    Beğenmediğim bir özelliği de bu segmentteki diğer rakiplerinden eksik olarak Spo’nun kapı altlarında siyah plastik kaplamalar yok. Bence bu kaplamalar kapı altlarını hafif çarpmalara karşı korumak için SUV / Crossover araçlarda olmazsa olmaz bir donanımdır ancak Spo’da maalesef yok.

    İçeride kullanılan malzeme kalitesi bu sınıfın en iyilerinden, yeni Tiguan’ı görmedim ancak BMW, Audi gibi premium markalardan sonra en iyisi Tiguan’dır diye tahmin ediyorum, Spo da bence ondan sonra gelir. Tiguan demişken, yeni kasanın fiyatları anormal derecede pahalı bence. Spo Concept Plus’a en yakın donanım seviyesi olan 1.4T DSG Comfortline’ı cam tavan ve metalik renk ile alırsanız 117.000 TL gibi bir fiyat çıkıyor, bu da Spo’dan 26.000 TL daha fazla. Tiguan’da bir kaç donanım fazla ve motoru Turbo ancak gene de 25.000 fark ödemeye değip değmeyeceği alıcının takdiri, saygı duyarım. Tasarım olarak da Tiguan bence çok güzel olmuş. Sportage GT Line yerine tercih edilebilir bir seçenek olarak görünüyor ancak DSG şanzımanın problemleri tabi ki kafalarda bir soru işareti ayrıca GT line’da 4 çeker standart ve Spo GT-Line’ın Tiguan’ın Comfortline’ından daha fazla donanım var.

    Gelelim satışlara. ODD’ye göre Türkiyedeki satışlarda QQ en üstte, onu Tucson ve Kadjar izliyor. QQ ve Kadjar’ın çok satmasındaki en önemli sebep dizel seçenekleri olması. Spo ve Tucson’da dizel 2.0lt olduğu için vergiden dolayı çok pahalı, almak zaten mantıksız.
    Avrupada ise QQ’dan sonra Spo ikinci, yani Kadjar ve Tucson’dan daha fazla satılıyor. Bu satış rakamları bana gösteriyor ki Dizel seçeneğinin uygun fiyata alınabildiği Avrupa ülkelerinde Spo daha başarılı. Yani tüketimi bir kenara koyarsanız araç daha fazla tercih ediliyor. Eğer Türkiye’de de vergi problemi olmasa ve 1.7 dizel uygun fiyata alınabilse eminim ki Spo daha fazla satacaktır.

    Türkiye Satışları (2016 ilk 6 ay, kaynak: ODD)
    QASHQAI 7.833
    TUCSON 3.977
    KADJAR 3.580
    TIGUAN 3.166
    SPORTAGE 2.764


    Avrupa Satışları (2016 ilk 5 ay, kaynak: left-lane.com)
    QASHQAI 103588
    SPORTAGE 63982
    TUCSON 62292
    TIGUAN 58500
    KADJAR 55628

    Şu aralar boş vaktim fazla bu yüzden aklıma gelen her şeyi yazmaya çalıştım.
    Ben bu arabayı almadan önce pek çok modelle en az ikişer kere test sürüşü yapıp yurtdışındaki test videolarını, incelemeleri, karşılaştırmaları iyice değerlendirdikten sonra karar verdim, çok şükür kararımdan şimdilik memnunum.
    Pek çok karşılaştırmalı testte Sportage rakiplerine göre 1ncilik koltuğuna oturmayı başarıyor, bir kaç linki aşağıda paylaşıyorum. Tabi tüm karşılaştırmalı testlerde 1nci olamıyor ancak ben tabi ki sadece 1nci olduklarının linklerini veriyorum Herkese iyi günler ve kazasız sürüşler.

    https://www.youtube.com/watch?v=q0sGgUZ36qU
    https://www.youtube.com/watch?v=4du1HxegoTM
  • arkadaşlar daha önceleri çok yazdım ve bu son.bazı abilerim benim olayımdan sonra lpg olayının kapandığını söylemişti.bende demiştimki bizim millet iki sayfa geriye gidip okumaz sorarda sorrar.allah aşkına dünyanın parasını verip araba alıyonuz,şu forumu,kullanma kılavuzunu bir okuyun sonra burda saçma sapan şeyler sorup durmayın.kısaca özetliycem;2013 te aracı sıfır aldım ve prins sıvı sistem taktırdım.ilk 30000km.hiç sorun olmadı.sonra 3 arıza aynı anda başladı.1.gazdan benzine geçme depo doluyken dahi 2.gazla beraber benzin tüketimi 3.3000 devir sonrası gaz yememe yığılıp kalma.8 ay servise gidip geldim sorunu çözemediler.en son araç benzinde bile çalışamaz duruma geldi.motorun beyni sizlere ömür olmuş.kia servis lpg'den kaynaklı yazamayız biz dediği için normal olarak prins'te ödeme yapmadı,masraf bana girdi.suan bedelini iade alıp sistemi söktürmek üzere mahkemedeyiz.ben bu kadar ilgisiz bir distirübütör görmedim.adamların umrunda değil.ama mahkemede canlarına ot tıkıycam.sakın sorun çıkmıyor,motor garantisini lpg'ci veriyor falan demeyin.sorun çıkmadığını söyleyen arkadaşlar daha 10000-15000 km.deler.ben garanti bitmeden 45000 km.yi tamamladım 1.5 yılda.gerçi garanti olsada olmasada size giriyo.olay bu.taktıracaksanız garantisi olmayacak ona göre.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi fatih2671 -- 29 Temmuz 2015; 0:54:59 >
  • Merhaba,

    2 ay önce aldığım 2016 yeni kasa Sportage 1.6GDI otomatik Concept Plus araçla ilgili görüşlerimi aşağıda paylaşıyorum, almayı düşünenler için belki bir fikir verebilir. Yorumlarıma katılan yada katılmayan olabilir, bunlar benim düşüncelerim. Allah herkese kazasız belasız sürüşler nasip etsin.

    Sportage almadan önce Kadjar, Qashqai ve Tucson da inceledim ve test ettim. Senelik çok fazla yol yapmadığım için sesizliğinden ve ucuz olmasından dolayı benzinli düşündüğüm için fiyatına göre kalitesi ve donanımı gayet iyi olan Sportage’da karar kıldım. İlgilendiğim diğer araçlara göre artı ve eksilerini aşağıda bulabilirsiniz. CR-V ve RAV4 gibi bir üst segmentteki araçlar çok pahalı olduğu için hiç bakmadım bile. Ekimde satışına başlanacak olan ve Adapazarı’nda üretilecek Toyota C-HR’ı beklemeyi de düşündüm ancak fuar resimlerine ve yorumlara bakınca aracın içinin ve bagajının küçük olacağı belliydi bu yüzden beklemeye gerek görmedim.

    Tucson’la kıyaslama; Özünde Tucson ve Spo aynı araçlar ancak Spo 2000TL daha ucuz fakat Spo’nun iç tasarımı daha kaliteli ve üst sınıf görünüyor. Tucson’un süspansiyonları biraz daha yumuşak bu yüzden biraz daha az sarsılıyor yani daha konforlu ancak virajlarda daha fazla yan yatıyor bu da yol tutuşta bir eksi olarak görünüyor. Spo’nun tek eksisi otomatik viteste hız sabitleyici yok.

    Kadjar’la kıyaslama; Kadjar’da Benzinli otomatik yok, otomatik vites istiyorsanız dizel almak gerekiyor. İç mekan tasarımı ve kalitesi iyi ancak Spo’dan birazcık daha alt seviyede ayrıca arka koltuklarda diz ve baş mesafesi Spo’dan daha dar. Spo ile aynı donanım seviyesi olsun isterseniz Spo’dan 17.000TL fazla ödeyip 1.5DCI EDC Icon almanız gerekir onda bile 4 koltukta ısıtma yok yani donanım olarak Spo biraz daha iyi. Kadjar da Spo’dan daha yumuşak süspansiyonlara sahip ancak yerden daha yüksek olması ve süspansiyonların yumuşaklığı sebebiyle virajlarda daha az güven veriyor. Ayrıca arka tasarımı pek hoşuma gitmedi, Clio HB ile neredeyse aynı tasarım. Tek artısı 1.5 DCI’ın yakıt tüketiminin düşük olması bu yüzden fazla yol yapacak olanlar için mantıklı bir seçenek ancak az yol yapıyorsanız (bence az yol demek yılda maksimum 15.000 km demektir) Spo alıp donanım ve genişliğinin keyfini sürün. Ayrıca Kadjar’da ek para ödeyip alınan cam tavan açılamıyor, Spo’da tavanın ön yarısı açılabiliyor. Kadjar’ın sevdiğim bir yönü dizel motora rağmen gayet sessiz oluşuydu.

    Qashqai ile kıyaslama: Spo Concept Plus ile aynı donanım seviyesinda QQ isterseniz QQ Black Edition almanız gerekiyor ki bu versiyonun 1.2 Turbo Otomatiği Spo’dan 10.000TL daha pahalı. Bu versiyonun 19’luk jantlar haricinde Spo’dan fazlası yok, Spo’da 4 koltuk ısıtma ve açılır cam tavan var fazladan, QQ’daki tavan da aynı Kadjar’daki gibi açılmıyor. Test ettiğim 4 araç içerisinde en konforlu olanı QQ ancak arada çok büyük farklar yok. QQ’nın içi diğerlerine göre biraz daha dar ve tavanı daha alçak. Nissan’ın bakım maliyetleri de rakiplerine göre biraz yüksek. Ayrıca internete girip hem Türkiye hem de İngiltere’deki kullanıcı yorumlarına baktığınızda en problemli aracın QQ olduğu ortada. Bu kadar güzel ve pahalı bir aracın çok problem çıkarması bence yazık olmuş. İngiltere’de kullanıcıların puanladığı ve her sene yapılan Driver Power anketine göre en problemli araç yeni kasa Qashqai. Ayrıca CVT şanzıman yakıt tüketimini düşürse de kullanımı çok keyifsiz ve motorun da gürültülü çalışmasına sebep oluyor. Bu aracın Spo’dan yüksek fiyata satılmasının tek sebebi İngiltere’de üretilmesidir, Spo ise Slovakya’da üretiliyor. C segment bir aracın İngiltere ile Slovakya’daki üretim maliyet farkı 2000€’dur, buna vergileri de eklerseniz 3500€’ya çıkar, yani arabanın vidalarını İngiliz işçi sıkıyor diye siz 11.000TL fazla para ödersiniz. Slovakya artık otomotiv üretiminde kendisini ispatlamış ve işçilik kalitesi olarak Batı Avrupa’yla aynı seviyeye gelmiştir. Nereden biliyorsun bunları diye soracak olursanız; 12 yıl otomotiv yan sanayi sektöründe mühendislik ve yöneticilik yapmış birisi olarak biliyorum.

    Gelelim Sportage yorumlarıma: Aracı 2 ay önce aldım ve 1000 km’yi yeni devirdim. Şimdilik hiç uzun yola çıkmadım ancak şehiriçinde gayet konforlu ve ergonomik açıdan hiç bir problemi yok. Çok rüzgarlı havalarda ön cam ve aynalardan biraz rüzgar sesi geliyor, normal havalarda rüzgar sesi pek gelmiyor, bunun dışında çok sessiz bir araç, 130 ile giderken bile motor sesi neredeyse hiç gelmiyor. İç mekanı Tucson’la beraber bu sınıfın genişi. Dört camın da tek dokunuşla açılıp kapanmaması bence önemli bir donanım eksikliği. Bagajı gayet büyük sayılır, gerçi QQ dışında 4 aracın bagaj hacimleri neredeyse aynı, QQ’nınki biraz daha küçük. Hız sabitleyicinin Tucson’da olup Spo’da olmaması da bence bu devirde Kia’nın ayıbı ve sebebinin ne olduğu umrumda bile değil.
    Yakıt tüketimi olarak yol bilgisayarı şu anda ortalama 8,5 litre gösteriyor, henüz depoyu fulleyerek doğrulama şansım olmadı ancak aldığım yakıtlar, yaptığım yol ve kalan yakıtı hesaplayınca yakıt tüketimi yol bilgisayarındakini doğrular seviyede. Ben sıkışık trafiğe pek girmiyorum , eğer sürekli sıkışık trafikte uzun kilometreler yapıyorsanız yüksek tüketim sizi zorlayabilir, dizel bir araç almayı yada Spo alıp tüp taktırmayı düşünmenizde fayda olabilir.
    Aracın iç aydınlatmaları çok başarılı, 4 tane tavan lambası var ve hepsi led. Benim aracım sürekli kapalı garajda olduğu için kapıyı açınca içerisinin gündüz gibi aydınlık olması güzel bir özellik. Arka kapılar çok geniş açılıyor ve çocuk koltuğuna bizim çocuğu koymak gerçekten çok kolay, zaten SUV tarzı bir araç almamdaki en önemli sebep çocuğu rahat bindirip indirmekti, eski aracım HB idi ve çok zorlanıyordum.
    Aracın yol tutuşu çok iyi. Trafiğin olmadığı ve riski olmayan yollarda bir kaç kere zorladım ve yoldan koparamadım, ESP’yi bile devreye sokmayı henüz başaramadım. Süspansiyonların birazcık daha sert olması ve QQ ile Kadjar’da olmayan arka bağımsız süspansiyonlar yol tutuşta artısını gösteriyor.
    Bu aracın en büyük artısı da QQ veya Kadjar gibi binek araç platformunda değil de Tucson ve Sportage için özel geliştirilen SUV platformuna sahip olmasıdır. Bunun ne avantajı var derseniz aracın uzun dönem dayanımında fark edecektir. Sportage gerçek bir SUV olduğu için şasisi çok sağlam bu yüzden şehir içindeki tümsekler ve çukurlar araca zarar vermez, şasisi çok rijit. Aşağıdaki linkteki videoyu 7nci dakikadan itibaren izlerseniz ne demek istediğimi çok daha iyi anlayacaksınız. Burulma testinde eski kasa Spo ve CX-5 taş gibi rijitken yeni kasa QQ’nun gövdesi burulduğu için arka bagaj kapağı kapanmıyor! Şasinin rijitliğinin düşük olması ilerleyen yıllarda plastik aksamın ses yapmasına da sebep olabilir. QQ ve Kadjar yeni kasa Megane ile aynı platformu kullanıyor. Eğer bozuk zeminli köy yada yayla yollarına gidecekseniz yada şehiriçindeki tümsek ve çukurlara pek dikkat etmiyorsanız görüntüsüne kanıp QQ ve Kadjar’ı SUV kullanır gibi kullanmamanızı tavsiye ederim.

    https://www.youtube.com/watch?v=iBH1uf9MYVs

    Aracın dış tasarımına gelince ; İnternette ilk gördüğümde ön tarafı çirkin bulmuştum ancak merak edip bayiye gidince çok beğendim. Resimlerde göründüğünden daha güzel bir araç. Aracı bende görüp de bunu bana söyleyen başka arkadaşlarım da var. Yani bu aracın tasarımını internette görüp de beğenmiyorsanız bayiye gidip bakmanızda kesinlikle fayda var.
    Beğenmediğim bir özelliği de bu segmentteki diğer rakiplerinden eksik olarak Spo’nun kapı altlarında siyah plastik kaplamalar yok. Bence bu kaplamalar kapı altlarını hafif çarpmalara karşı korumak için SUV / Crossover araçlarda olmazsa olmaz bir donanımdır ancak Spo’da maalesef yok.

    İçeride kullanılan malzeme kalitesi bu sınıfın en iyilerinden, yeni Tiguan’ı görmedim ancak BMW, Audi gibi premium markalardan sonra en iyisi Tiguan’dır diye tahmin ediyorum, Spo da bence ondan sonra gelir. Tiguan demişken, yeni kasanın fiyatları anormal derecede pahalı bence. Spo Concept Plus’a en yakın donanım seviyesi olan 1.4T DSG Comfortline’ı cam tavan ve metalik renk ile alırsanız 117.000 TL gibi bir fiyat çıkıyor, bu da Spo’dan 26.000 TL daha fazla. Tiguan’da bir kaç donanım fazla ve motoru Turbo ancak gene de 25.000 fark ödemeye değip değmeyeceği alıcının takdiri, saygı duyarım. Tasarım olarak da Tiguan bence çok güzel olmuş. Sportage GT Line yerine tercih edilebilir bir seçenek olarak görünüyor ancak DSG şanzımanın problemleri tabi ki kafalarda bir soru işareti ayrıca GT line’da 4 çeker standart ve Spo GT-Line’ın Tiguan’ın Comfortline’ından daha fazla donanım var.

    Gelelim satışlara. ODD’ye göre Türkiyedeki satışlarda QQ en üstte, onu Tucson ve Kadjar izliyor. QQ ve Kadjar’ın çok satmasındaki en önemli sebep dizel seçenekleri olması. Spo ve Tucson’da dizel 2.0lt olduğu için vergiden dolayı çok pahalı, almak zaten mantıksız.
    Avrupada ise QQ’dan sonra Spo ikinci, yani Kadjar ve Tucson’dan daha fazla satılıyor. Bu satış rakamları bana gösteriyor ki Dizel seçeneğinin uygun fiyata alınabildiği Avrupa ülkelerinde Spo daha başarılı. Yani tüketimi bir kenara koyarsanız araç daha fazla tercih ediliyor. Eğer Türkiye’de de vergi problemi olmasa ve 1.7 dizel uygun fiyata alınabilse eminim ki Spo daha fazla satacaktır.

    Türkiye Satışları (2016 ilk 6 ay, kaynak: ODD)
    QASHQAI 7.833
    TUCSON 3.977
    KADJAR 3.580
    TIGUAN 3.166
    SPORTAGE 2.764


    Avrupa Satışları (2016 ilk 5 ay, kaynak: left-lane.com)
    QASHQAI 103588
    SPORTAGE 63982
    TUCSON 62292
    TIGUAN 58500
    KADJAR 55628

    Şu aralar boş vaktim fazla bu yüzden aklıma gelen her şeyi yazmaya çalıştım.
    Ben bu arabayı almadan önce pek çok modelle en az ikişer kere test sürüşü yapıp yurtdışındaki test videolarını, incelemeleri, karşılaştırmaları iyice değerlendirdikten sonra karar verdim, çok şükür kararımdan şimdilik memnunum.
    Pek çok karşılaştırmalı testte Sportage rakiplerine göre 1ncilik koltuğuna oturmayı başarıyor, bir kaç linki aşağıda paylaşıyorum. Tabi tüm karşılaştırmalı testlerde 1nci olamıyor ancak ben tabi ki sadece 1nci olduklarının linklerini veriyorum Herkese iyi günler ve kazasız sürüşler.

    https://www.youtube.com/watch?v=q0sGgUZ36qU
    https://www.youtube.com/watch?v=4du1HxegoTM
  • druen kullanıcısına yanıt
    Kısaca özetlemek isterim...

    Tork turbolu Araçlarda her zaman fazladır. Buda Aracın birden devirlenmesi, şahlanmasına sebep olacaktır. Buna müteakip hp beygir değeride çok Önemlidir çünkü turbo araca birden ivme kazandıracak ve belli bir Hız ve devirden sonra kesilecektir ondan sonra beygir devreye girer ( beygir her zaman ön planda fakat özetle açıklamak için böyle yazıyorum ) o Yüzden hp de fazla Olmalı örneğin 1.6 320 tork 180'hp--- 1.5 230 tork 110 bg gibi

    Dci motor torku fazla fakat beygiri düşük (90 hp ) ekstra 8 walfe o Yüzden yüksek hızda kesilir fakat şehiriçi iyidir aniden hızlanır tork patlaması yaşarsınız.

    Gelelim sportageye bu cüsseye bu heybete ve ağırlığa 230 tork olsa güzel olurdu aniden hızlanırdık rampalarda vites düşürmeden çıkardık fakat araçta turbo yok o Yüzden tork sınırlı ama beygir 135 hp o Yüzden yüksek devir istiyor.

    Sollamalarda 3.000 devir altına düşürmeyin hiçbir sıkıntı olmaz. Manuel için konuşuyorum. Otomatiği bilmem triptronik olsa +- manuel gibi kullan diyeceğim.

    O Yüzden sportage turbosuz atmosferik benzinli bir araçtır. Atmosferik kullanmasını bilen herkes birçok araca plaka okutturur.

    Bu arada sportage Keyif Rahatlık aracıdır. Performans beklentisi olan HB veya sedan Araçlara yönelmeli....

    Hayırlı günler herkese
  • ssenih S kullanıcısına yanıt
    Sakın böyle bir hata yapmayın. Allah göstermesin, bir kaza olur lastik yarılır jantınız zarar görürse elinizde yedeğiniz olur. Böyle bir durum da olmadığında servisten bu ürünleri temin etmeniz çok pahalıya patlar.

    Şu an masraf yapıp açıldınız tabii biraz ek kaynak yaratmak için bu satışı düşünüyorsunuz bence hatalı bir düşünce. Güzelce elinizdeki stepneyi muhafaza edin derim.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: oguzhandemirell

    Arkadaşlar babamda aynı şekilde bu aracı almayı düşünüyor. Bende bayağı okudum yani bu konuyu yorum yapmasamda. İnternette dolaşırken şöyle birşey denk geldi sizinle paylaşmak istedim görüşleriniz neler sizin? Özellikle kullanıcıları aynı yirmi maddeyi kendilerine göre yorumlayabilirlermi? Şaşırdım cidden bu kadar eksi yön görünce.
    Buyrun site linki, başlıksa Sportage almamak için 20 neden;

    https://kiasportaj.wordpress.com/2012/03/16/kia-sportage-almamak-icin-20-neden/

    Bende Kia Sportage'i Türkiye'de daha kimse yollarda, showroomlarda görmeden ilk satın alanlardanım. 1,5 yıl kullanıp (2010 - 2012) sonra elden çıkartan biri olarak bu arkadaşın yazdıklarına tecrübem dahilinde cevap vereyim.


    1- İç mekanda kullanılan malzemenin kalitesizliği konusuna katılmamakla beraber kimi yerlerde malzeme kalitesi iyi değildi.

    2- Aydınlatma konulmayan tavan düğmeleri konusunu daha ilk başlarda yazmıştım, gece sürüşünde bu butonları ancak el yordamıyla bulabilirsiniz. Büyük hata ama halen bu hatayı sürdürmeleri çok daha ilginç

    3- Sürücü tarafında ki cam hariç diğer camlar termik cam değil, bence bu büyük bir güvenlik açığıdır.

    4- Amortisörlerin sert olduğu konusuna katılmıyorum. Yapılan bu yorum göreceli olmuş.

    5- Aracın yol tutuşu kesinlikle kötü değil ancak bu sürücü bundan önce hep sedan tipi araba kullandıysa sportage yüksek olması sebebiyle kendisinde öyle bir his uyandırmış olabilir.

    6- Aracın yakıt tüketimini bende cidden oldukça fazla buldum. Kullandığım güzergahta 11 lt hatta kış mevsiminde 12 lt/100 km tüketimleri gördüm. ( mevcut arabamla 8 - 8,5 tüketiyorum )

    7- Geri görüş kamerası bence kaliteli ve yeterli çözünürlüğe sahip. Ancak arkadaşın bahsettiği gibi bir açı yamukluğu mevcut ama görüntü kalitesi bence çok iyi hatta gece görüşü bile oldukça tatminkar.

    8- Yol bilgisayarı gerçekten tam bir felaket. Yol bilgisayar kontrol yerinin konumu, kullanım zorluğu ve işlevselliği tartışılmayacak kadar kötü. Bu konuda halen düzeltme yapılmaması çok daha ilginç.

    9- Burada arkadaş sıcaklık seviyesi demiş ama doğrusu yol sıcaklık seviyesidir. Yol sıcaklığının 5 derecenin altına düşmesi buzlanma tehlikesini işaret eder. Dört defa ikaz etmesi bir defa ikaz etmesinden daha evladır.

    10- Aracın frenlerinden dem vurmuş ama bence haksızlık etmiş, frenlerde ve fren sesinde bir sıkıntı yok.

    11- Kilitleme konusunda hak vermiyor değilim. Madem böyle bir kilit sistemi yaptın eller tamamen serbest olmalıydı.

    12- Sesli komut sisteminde Türkçe dil desteği olmadığı doğru. Aslında basit yazılımsal bir olayı Kia'nın düzeltmemesi hatadır.

    13- Direksiyon konusunda şunu diyebilirim; sert değil ama doğalda değil.

    14- Silecek konusunda tam olarak ne demek istediğini anlayamadım, sanırım kendide anlamamış ancak silecekler yağmur sensörü konumuna getirildiğinde ilk çalışma esnasında silecekler kuru cam üzerinde 1 defa boş tur atıyor. Zamanla camda çizik oluşuyor.

    15- Dikiz aynaların kapanmaması konusuna hak veriyorum. Aracı kilitler kilitlemez aynalar otomatik içe kapanmalıydı ama Kia mühendisleri bir çok şeyi ıskaladıkları gibi bunuda ıskalamışlar.

    16- Kullandığım Sportage dört çeker olmadığı için bahsedilen konuyle ilgili tecrübem yok.

    17- Korna sesi başta banada çok zayıf gelmişti hatta değiştirsem mi diye düşünmüştüm. Bindiğim her araçta korna kullanmamaya özen gösteriyorum. Bana kalsa kornaları üretimden kaldırırım.

    18- Aracın havalındırma sistemi bence sıkıntısız, burada haksızlık edilmiş.

    19- Lastik basınç göstergesi eksiklik olarak kabul edilebilir ama bu aracı satın almaktan vazgeçirecek bir sebep değil.

    20- Bu sorun sadece Kia için geçerli değil.


    Bu arkadaş konuya biraz ön yargılı yaklaşmış. Bir çok maddede hak vermiş olsam bile Kia Sportage'in bu yazıda hakkının yendiğini düşünüyorum. Kia mühendisleri yukarıda sayılan bazı hataları basit yazılımlarla giderebilirmiş. 2010 yılında üretilen araçlardaki bu hataları 2013-2014 yılındaki modellerde ortadan kaldırabilirlerdi ama umursamamışlar.

    Bu yazıya karşılık bende en az 20 maddeden oluşan KIA SPORTAGE almak için 20 neden yazarım ve eminim daha ağır basar.
  • arkadaşlar bakın yakıt konusunun başlığı ta 2012'de açılmış. rica etsek bu konuyu oraya taşısanız nasıl olur?

    bunu gerçekten samimi bir şekilde söylüyorum, aracımla alakalı forumu kontrol ettiğimde benzin masrafından başka bir şeyin konuşulmadığını görmek bana saçma geliyor.
    he kardeş o senin görüşün derseniz eyvallah der sayfayı takip etmeyi bırakırım, ama benim gibi düşünen diğer arkadaşlarında var olduğunu unutmamanızı da hatırlatırım.

    yakıt konusunun başlığı burada.http://forum.donanimhaber.com/m_59722818/tm.htm

    birkaç ay önce sportage ile alakalı yorumlarımı yazmıştım bu başlığa. olumlu olumsuz bazı detaylara değinmiştim. şu an aracımızın km'si ağır bakımını yapmamız gereken noktaya ulaştı, bununla beraber yaşadığımız sıkıntıları sıralayayım;

    1-aracın tavan döşemesi kronik bir problem. bazı zamanlar kasis veya çukura ihtiyaç duymaksızın inanılmaz rahatsız edici ses geliyor, tavanı yumrukladığımı biliyorum bu yüzden. sesin geldiği yeri tespit edemedim fakat servise götürdüğümde ne yapacaklarını merak ediyorum, umarım çözerler (bu sorun için serviste işleme tabi tutulan araç sahipleri varsa beni bilgilendirirlerse sevinirim)

    2-aracın arka kapıları çok hafif. bu aslında aracın ağırlığını düşürmek için yapılan bir şeydir diye düşünüyorum ama ben açıkçası ağır kapı olmasını tercih ederdim. bilenler bilir 96 toyota corolloların kapıları da aynen bu şekildeydi, ne kapandığı ne açıldığı belli olmuyordu. 96 corolla için bişey diyemem o bir fenomen ama sportage için bu bir eksi puan.

    3-yağmur sensörünün fazla hassas olmaması. aslında bu bir sorun değil, tabi eğer cama düşen her damla için silecek çalıştırmıyorsanız. bundan bir kaç araç önceki arabamız 2004 nissan primera'ydi. meşhur ortada ekran olan kasa. o araçta da yağmur sensörü vardı (bugünün sportage'ı gibi donanımı yüksek fiyatı ucuz bir araçtı) ve o sensör inanılmaz hassastı. sanki siz silecekleri siz çalıştırıyormuşsunuz gibi seri temizleme yapıyordu. her neyse, sportage'da bu biraz daha az hassas diyelim. dediğim gibi ortada bir problem yok aslında.

    bunlar benim geçirdiğimiz 7-8 ayda gözlemlediğim olumsuz yönler, bir de olumlu yönler var.


    1- aracın kontrolü gerçekten çok iyi. direksiyon-vites ve sizin pozisyonunuz 3 taraflı yön değiştirilebilen koltuğuyla beraber gerçekten araç üzerinde iyi bir hakimiyet sağlamanız için yeterli.

    2-direksiyonun elektronik destekli olması, belli km hızdan sonra sertleşmesi gibi özellikleri sürüş esnasında sizi gerçekten rahatlatıyor.

    3-aracın içi hatrı sayılır derecede geniş. muadili qashqai (bir önceki kasa) ile arasında iç hacmi olarak ciddi bir fark olduğunu düşünüyorum. özellikle arka koltuklar gerçekten fark edilir genişliğe sahip.

    4-aracın tipi konusuna girmiyorum.

    5- aracın donanımı konusuna da girmiyorum

    6-bakım ücretlerinin muadili araçlara göre uygun olduğunu sanıyorum (bir kaç forum sayfasındaki yoruma dayanarak söylüyorum bunu)

    7-bu kadar.



    aracın sıfırını almayı düşünenlere özel bir şeyler söyleyecek olursam, almayın derim. biz 2013 aralıkta 60 bine aldık gsl plus olanını, 1 hafta sona aynı donanımı 75 bin liraya satmaya başladılar. fazladan 15 bin lira niye veresiniz, gidin az ve temiz kullanılmış ikinci el alın.

    makyajlı kasa ile bizim kasanın arasında hiçbir fark yok. (teybin üstündeki ses açma tuşunun dokusu ve ön ızgaradaki şeklin değişikliği dışında) yani eğer varsa da emin olun aradaki fiyat farkını karşılamayacak fazlalıklardır.

    "bu aracı alırım lpg takarım oh mis" falan demeyin sakın, unutmayın lpdi denilen sistem 6.500 lira, aracın sadece gaz ile çalışmasına yarayan bir sistem. kullananlar çok memnun fakat en ufak matematik hesabıyla lpg sistemine ödediğiniz ücreti 80-90 bin km sonra amorti edebiliyorsunuz. aracı seviyorsanız alın ve benzini koyup gidin.
    baktınız benzin masrafı sizi sıkıyor, satın. (sakın bilinen lpg sistemlerinden yani benzin gaz karışık sistemlerden koymayın arabaya. bu aracın lpg'si farklı, fiyatı 6500 lira)

    yakıt tüketimi ile alakalı birşey demek istemiyorum fakat ben linki vermiş olmama rağmen konu burada tartışılmaya devam edeceğinden yine de söyleyeyim; bugünkü benzin lt fiyatına göre km'de 50 kuruşu gözden çıkarın. uzun yolda az yakar (her araçta olduğu gibi), şehir içi 8.5-9 hatta belki 10'u bile bulabilirsiniz. dediğim gibi km'de aracınızın 15-20 kuruş az yakmasını istiyorsanız sizi şu sayfaya yönlendireyim->http://www.renault.com.tr/araba/binek/yeni-clio/video




    bütün bunların haricinde aklıma gelen birşey olursa yazarım, sportage almayı düşünen olursa da sorularına cevap veririm (yakıt konusu hariç beyler)


    hayırlı ramazanlar diliyorum herkese, zulüm altındaki müslümanlar için dua etmeyi unutmayın.
    (düşük ve devrik cümlelerden sorumlu değilim, saat 5:44)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: celebic

    quote:

    Orijinalden alıntı: xfantom

    cruise control ile otomatik vites birbirine benzeyen ancak çalışırken birbirlerine muhalif programlardır. bundan dolayı aynı anda ikisi olamaz


    Hocam bu yaşıma ve bu tecrübeme rağmen bunu ilk kez duyuyorum. Demek bu kadar araç üreticisi bu konuda hata yapmış.
    Bu tezinizin inandırıcılığı için acaba bir kaynak gösterebilir misiniz? Teşekkürler.

    Aksine, cruise conrol, otomatik vitese manuelden çok daha uygundur.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: youdiditwellslowly

    quote:

    Orijinalden alıntı: celebic

    quote:

    Orijinalden alıntı: xfantom

    cruise control ile otomatik vites birbirine benzeyen ancak çalışırken birbirlerine muhalif programlardır. bundan dolayı aynı anda ikisi olamaz


    Hocam bu yaşıma ve bu tecrübeme rağmen bunu ilk kez duyuyorum. Demek bu kadar araç üreticisi bu konuda hata yapmış.
    Bu tezinizin inandırıcılığı için acaba bir kaynak gösterebilir misiniz? Teşekkürler.

    Aksine, cruise conrol, otomatik vitese manuelden çok daha uygundur.

    +1

    Bu arkadaşımızın söylediği ( cruise control ile otomatik vites birbirine benzeyen ancak çalışırken birbirlerine muhalif programlardır. bundan dolayı aynı anda ikisi olamaz ) kesinlikle yanlış bilgidir, itibar etmeyiniz.
  • Merhabalar, imzamı tıklayarak ulaşabilirsiniz ama ben yinede buraya koplayıp yapıştırayım. Ne kadar kişiye ulaşırsa o kadar iyi. En azından bir kişi bile organlarını bağışlasa bu beni çok memnun eder.
    ( konu dışı olacak ama samimiyetinize güneverek yazıyorum )


    Organ bağışlamayı istemek ayrı bir şey, organlarını bağışlamak ayrı bir şey.

    Organlarınızı bağışlamanız için en yakınınızdaki hastaneye gidip organlarımı bağışlamak istiyorum demeniz ve size verilen formu doldurmanız yeterlidir.
    Prosedürü olmayan bir işlemdir. İlgili bölümdeki görevliler sizin aklınıza takılan sorulara cevap vereceklerdir. İçiniz rahat olsun.

    Konu hakkında bilgisi olmayan kişilerin organ mafyası, organ için kaçırılmak veya buna benzer soruları akıllarına getirmeleri doğaldır ancak organ bağışlamaya kalktığınızda bu tip soruların çok yersiz olduğunu göreceksiniz.

    Organlarınız için organ mafyasının sizi kaçırması gibi bir durum olamaz çünkü organ bağışınız sizin ancak beyin ölümü gerçekleştiğinde ve ancak bir hastanede doktorların onayından sonra gerçekleşebilir.
    Örneğin bir hastanedeyken doktorların artık sizin için beyin ölümünüz gerçekleştiği konusunda hem fikir olması halinde organlarınız alınabilir. Ayrıca başvurunuzda belirttiğiniz bir yakınınızın da onayı gereklidir. Bu yakınınızın telefonu organ bağış kartının üzerinde yer almaktadır.

    Hastaneye yapacağınız müracaatın akabinde size bir Organ ve Doku Bağış kartı verilir. Bunu yanınızda taşırsınız. Bu kart ile organlarınızı bağışladığınızı beyan edersiniz.
    Ayrıca bu kartta sizin göstereceğiniz bir yakınınızın telefonu yer almaktadır. Organlarınız her ne kadar siz bağışlamış olsanız bile bu kartta önceden gösterdiğiniz kişinin onayı alındıktan sonra bağışlanabilir.
    Bu nedenle organ mafyası ya da organlarınız için kaçırılma veya öldürülme korkunuz olmasın.

    Organ bağışlama konusunda maalesef çok geri durumdayız. Binlerce hasta böbrek, kalp, kornea veya başka organlara hayati derecede ihtiyaç duymaktadır.
    Lütfen bu işe gönüllüyseniz en yakın bir hastaneye giderek organlarınızı bağışlayın. Organlarını bağışalamayı herhangi bir sebeple düşünmeyen kişilerin kararına sonuna kadar saygılıyım.
    Bu iş gönül işidir bu nedenle organ bağışı yapmak istemeyeni anlayışla karşılamak gerekir.

    Yarın bir gün bizim ve bir yakınımızın bir organa ihtiyaç duymayacağımızı kim garanti edebilir?



    Hangi organlarınızı bağışlayabilirsiniz?

    * Kalp/Kalp kapakçığı

    * Akciğer

    * Kıkırdak

    * Karaciğer

    * Kornea

    * Tendon

    * Ekstremite

    * Üst solunum

    * Böbrek

    * Kemik

    * İnce bağırsak

    * Üst sindirim yolu

    * Pankreas

    * Kas dokusu

    * Yüz ve Saçlı deri ister tek tek isterseniz tamamını işaretleyerek bağışlayabileceğiniz organlarınızdır.

    ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    Din İşleri Yüksek Kurulu 06.03.1980 tarih ve 396/13 sayılı kararında da aşağıdaki şartlara uyularak yapılacak organ ve doku naklinin caiz olacağı sonucuna varmıştır;


    - Zaruret halinin bulunması, yani hastanın hayatını veya hayatî bir uzvunu kurtarmak için, bundan başka çaresi olmadığının, meslekî ehliyet ve dürüstlüğüne güvenilen bir tabip tarafından tespit edilmesi,

    - Hastalığın bu yoldan tedavi edilebileceğine tabibin zann-ı galibinin bulunması,

    - Organ veya dokusu alınan kişinin, bu işlemin yapıldığı esnada ölmüş olması,

    - Toplumun huzur ve düzeninin bozulmaması bakımından organ veya dokusu alınacak kişinin sağlığında (ölmeden önce) buna izin vermiş olması veya hayatta iken aksine bir beyanı olmamak şartıyla, yakınlarının rızasının sağlanması,

    - Alınacak organ veya doku karşılığında hiçbir şekilde ücret alınmaması,

    - Tedavisi yapılacak hastanın da kendisine yapılacak bu nakle razı olması gerekir.



    Not: Organ bağışına dini sebeplerle karşı çıkan arkadaşlar için Diyanetin bu açıklamasını koyma gereği hissettim...

    Bu konuda soruları olan arkadaşlara bilgim dahilinde cevap vermeye hazırım. Teşekkürler


    @ersinguven
    @youdiditwellslowly
  • sarkanak S kullanıcısına yanıt
    İyi akşamlar;

    Ben aracı mı alalı 1 ay'ı geciyor ve arka taraf a bu gectiğim ay içersin de 4 kişi oturdu sizin de değiniz gibi orta kilolu ve sıkıntı yok gibiydi çunkü kimseden ses cıkmadı :) sıralama şu şekilde abim,yengem,babam ve annem ön koltuk ta hanım :) Bu arada 2 kişilik ailemiz 27.01.2015 itibari ile 3 kişi oluyor Allah izin verirse :)) heycanlı bekleyişe son saatler
  • quote:

    Orijinalden alıntı: frmdls

    Merhaba arkadaşlar,

    Bende 2.el spo almayı düşünüyorum ancak fiyatlar hep kafamı karıştırıyor. Nasıl karışıyor maddeler halinde yazayım.

    • Sadece 2012 modellere bakıyorum.
    • GDI Plus , GSL Plus ve GSL olarak modelleri görüyorum. Nedense hangi ilana baksam en fulludür yazmışlar. Sizce hangi modeli en fuul olanı? En full olanı hangisi ise onu almak istiyorum.
    • Baktığım araçların hepsi LPG & Benzin tipinde.(Kimisi %100 LPG ile çalışan taktırmış, kimisi %10 benzin - %90LPG sistemi)
    • Rengi beyaz.
    • 2012 - GDI Plus , GSL Plus - LPG & Benzin - Beyaz ==> Fiyatları 55.000 ile 63.000 arasında değişiyor.
    • Bu fiyatlar haziran temmuz aylarında nasıl bir oynama gösterir sizce ?


    Arkaasim Merhaba. .Öncelikle hayırlısı olur inş.
    Sorduğun bi kaç soruya cevap vereyim..
    Araç için yazılan 1.6 GDI veya GL GSL arasında yazılanlar da bi far yok..GDI motor tipi ..ki hemen hemen tüm benzinli Sportage araçlar GDI motordur .GSL de aracın modeli yani araç 2012 model 1.6 GDI da diyebilirsin 1.6 GSL de diyebilirsin..hiç bi fark yok bunlara takılma. .
    Sportage araçların 2015 öncesi 4 modeli vardı
    Comfort
    Consept
    Concept Plus
    Premium

    2011,2012 ve 2013 model araçlarda. .
    Comfort modeli var bu araçlarda cam tavan yoktur..burdan confort olduğunu anlarsın
    Consept ve Consept Plus modeller yerine Eco Dynamic ve Eco Dynamic Plus modelleri vardi..Bu iki araç arasında donanım haricinde hiç bi fark yok..aradaki fark bildiğim kadarı ile Eco dynamic te akıllı park, start stop ve anahtarsız çalıştırma yok..Bu yüzden bakacağın araç Eco dynamic plus modeli olacaktir..
    LPG konusunda %100 LPG li yani sivilastirilmis gaz takilmis aracı alabilirsin..Henüz 4 yıldır kullanılıyor. .Kullanıcı yorumlarını oku..ama LPG kullanıcısı değilim. .o yüzden fazla yorum yapmak istemem..
    0 araç almak istersen
    2015 Consept plus olarak satılan araçlar 2014 consept modeli ile ayni donanıma sahip bu yüzden adının plus olmasi kafanı karistirmasin
    Isin özü kardeşim. .
    en donanili araç arıyorsun
    2012 Eco dynamic plus veya premium modeli 1.6 GDI ve ya GLS
  • quote:

    Orijinalden alıntı: kado55555

    Dostum üşenmeden yazmışsın teşekkür ederim.

    yazdıkların çok doğru vergi filan cidden cok fazla.

    birde şu 3 dakika rolantide çalıştırmayınız olayı nedir ? ben bazen motor ısınsın diye 3-4 dk rolantide tutuyorum pek anlamadım bu olayı varmı bilen ?





    Selamlar,


    3-4 dakika motor ısınsın durumu hafif alaşımlı yeni nesil atmosferik benzinli motorlar için çok da gerekli değildir. Bu daha ziyade Diesel motorlar ve yine turbo takviyeli araçlar için daha fazla fayda sağlayan bir durum. Asıl neden motorun ideal sıcaklığa ulaştırılarak, ideal yakıt tüketimi ,yağlama (turbo dahil) ve subap zamanlası (hidrolik iticili modellerde) sağlanmasıdır.

    Biraz değinecek olursak; Diesel motorlar yapıları gereği yüksek sıkıştırma oranlı motorlardır. Malzeme yapısıda benzinli motorlara göre daha fazla dayanım gerektirdiğinden çelik alaşım ağırlıklı olurdu. Gerçi artık diesel motorlarıda hafif alaşımlı üretebiliyorlar. Asıl konu ise dieselin yakıt özellikleri ve tutuşturma yöntemi ile ısıl değerin düşük ve motor yapısından dolayı da oluşan ısının çabuk sönümlenmesidir. (gövdede dağılması) Yine örnek verecek olursak 90 dereceye yeni ulaşmış bir 1.6 diesel araç yaklaşık 700 mt yi cut off konumda viteste iniş yaptığında su sıcaklığı ciddi şekilde 60 derecelere gerileyebilir. Bu esnada motor yakıt akışı olmadığından hava pompası gibi çalışır ve yine sıkıştırma yapar ve pistonda sıkışan hava yaklaşık 900-950 dereceleri bulur ama bu ısı hemen sönümlendiğinden motor soğumaya başlar.
    Diesel motorlar, gerekli ısınma oluşana kadar çok ciddi yakıt tüketimi yaparlar. Yeni nesil dahi olsa örneğin İstanbul şartlarında diesel motorların ısınması için yazın en az 4 km kışın ise 8 km ye yakın yol yapması gerekiyor. Bu süre zarfında tüketim benzinli soğuk bir motorun yapacağından daha fazla olacaktır. Zira benzinli motorlar diesellere göre çok hızlı ısınırlar. Kullanılan yakıt, motor malzemesi ve tasarımı bunda etkendir. Yeni nesil diesellerde soğuk havalarda (10 derece altında) ısıtma yapmadan ve 2000 d/d geçmemeye özen göstererek rahatlıkla kullanılabilir. Ama daha soğuk 4 derece altında 1-2 dk rölantide çalışmasından zarar gelmemekle beraber aslen diesel motor devir gördüğü zaman ısınmaya başlayacaktır. Diesel motorlar özellikle kış aylarında rölantide, fazla ısı kaybı oluştuğundan dolayıda ideal ısıya ulaşamazlar. Uzun süre rölantide kalan aracın, kaloriferi de açıksa motor sıcaklığı gözle görülecek şekilde düşecek veya yükselmeyecektir.
    Kısaca, her gün dahi olsa kısa mesafe kullanımlar için diesel araç tüketim miktarı açısından benziliye göre ekonomik değildir. Ayrıca çok daha hızlı bir şekilde yıpranarak, masraf çıkarma olasılığı artar.

    Şartlara bağlı değişkenlikler olsada genel olarak benzinli bir araçta , ilk 1 dk. sonrasında otomatik jiklenin rölantide yakacağı fazla yakıtı yüksek devre çıkmadan yolda kullanmak daha mantıklı olur.
    Sportage 1.6 benzinli motoru yaz yada kış rölantide tutmaksızın kullanabilirsiniz. Çok soğuk havalarda ise sadece 1 dk rölantide ve ilk 4-5 dk boyunca 2500 d/d aşmadan kullanımın faydası olur.
  • Arkadaşlar madem yakıt bu kadar canınızı sıkıyor o zaman dizel bir araca yönlenin.

    Kia ve Hyundai tamam güzel kasa çıkartmışlar ama rakipsiz değiller. Dizel ve otomatik alternatifleri varken neyi zorluyorsunuz? Parana kıyarsın Kuga alırsın, Nissan QQ veya Kadjar alırsın. Saydığım bu modellerin hem 1,6 litre motorlusu hem dizeli hem otomatiği ve eğer paran yeterse 4x4 seçeneği bile var.

    Üstelik Sportage ve ix-35 bulunmaz Hint kumaşı değil ki? Kia ve Hyundai'nin bu SUV'ları piyasaya çıkalı tam 5 sene oldu. Tahminen seneye yeni kasa çıkabilir.

    Kia ve Hyundai bu güzel kasanın ekmeğini yeteri kadar yediler. Önceki sayfalarda yazdığımız eksiklikleri gidermek için bir gram çaba sarf etmediler. Mercedes ve BMW gibi premium otomobil üreticileri bile piyasa şartlarını göz önüne alarak 1,6 litrelik modelleri Türkiye'ye getirdiler ama Kia ve Hyundai burnundan kıl aldırmadı. Yıllar boyu tek seçenekli Sportage ve ix-35'i Türk müşterisine dayadı. Ne donanım ne motor seçeneği sundular Niye kendi modellerinde kullandıkları 1,6 litrelik motorları ve yarı otomatik şanzımanları Sportage veya ix-35'e uygulamayı düşünmediler?

    Oysa ki Kia ve Hyundai'nin rakiplerine bakıyorsun adamlar en az 3-4 çeşit motor seçeneği ( benzinli, turbo benzinli ve turbo dizel ), en az 3 farklı donanım seçeneği, düz yahut otomatik şanzıman seçeneği sunuyorlar. Bu şartlar altında halen 5 yıl önce çıkmış bir modelin peşinden koşmak bana yersiz geliyor. Birde bu kabul edilemez yakıt tüketiminin önüne geçmek için LPG taktırmak ayrı bir macera. Ben bu arabaya bu kadar para verecem sonra avm girişinde beni geri çevirecekler. O anda yakarım o arabayı orada. Piyasada muadili kasa araçlar yakıt tüketimlerini 5 litrenin altına çekmeye çalışırken Kia ve Hyundai'nin bu modelleri 11 litre civarında yakıt tüketim değeri veriyor. Hangi çağda yaşıyoruz? Rakip modeller 5-6 litre yakıt tüketimiyle uğraşırken Kia ve Hyunda'nin bu SUV'ları sanki ananenim evindeki E sınıfı enerji tüketen buzdolabı gibi geliyor bana.

    2010 yılında bu arabayı ilk alanlardanım. Bu nedenle arabayı kötülemeye çalışıyor diye düşünmeyin. Kullandığım süre içinde memnundum çünkü akıl almaz güzellikte bir kasaydı, gören dönüp bir daha bakıyordu ama her aşk bir gün bitermiş.

    Kullandığım zamanlarda çirkin kurbağa benzeri QQ dışında rakibi yoktu ama şimdi durum değişti. Çirkin kurbağa QQ yeni kasa çıkardı ve çok güzel. Ford Kuga çıktı ve ilk zamanlar 6 ay sıra vardı şimdi nasıl bilmiyorum? Renault Kadjar çıktı ki tartışmasız en iyi motor ve vites seçenekleriyle pazardan büyük pay alacak.

    Piyasada kendini geliştiremezsen maalesef rakiplerin seni geride bırakır. Sabah sabah çenem düştü. Herkese çok selam...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: asandra

    Arkadaslar hep sivi lpg nin avantajlari hakkinda konusuyoruz ama sivi lpg nin motora verecegi zarar 6500 tl olan maliyetini gecmesi durumunda 70.000 tl gibi para harcanarak alinan arabalara yazik olmaz mi
    Niye sivi lpg takanlar,arabalarini montajdan kisa sure sonra satisa cikarmayi düşünüyorlar
    Niye montaj sinirli adetlerde türkiyede

    Ben makine müh değilim ama mekaniğe merakımdan öğrendim bu konuları.Sıvı LPGnin zararı derken, sıvı olsun,sıralı sistem olsun duyduğunuz bütün LPG zararlarının temelinde LPGnin 106 oktan oluşu ve bunun yüksek ısısının getirdiği sübap , conta vs gibi motor ekipmanlarına verebileceği olası zararlar yatıyor.Benzin 95-97 (hatta birara 100 oktan satılan da vardı) oktan.Sanıldığı kadar fark yok aralarında.
    GDI motor biraz farklıdır.Basitce anlatırsak dizel motor gibi çalışır,fakat ateşlemeyi buji yapar. tüm olay silindir içinde olur.Bu nedenle sıvı sistem sıralı sisteme göre daha uygundur.Sıralı sistemlerde manifoldtan gaz halinde gelirken yanan LPG kısmen geri kaçışla istenmeyen yerlerde ısı fazlalığı yapabilir.Fakat bunların hepsi siz çok fazla motoru zorlamazsanız motor ekipmanlarında magnezyum vs gibi erime ısısı düşük maden ve karışımları(alaşımları)kullanılsa bile hemen mum erirmiş gibi erimez.
    Konumuz sportage diye diyorum, GDI motorun yapısı zaten emme sübabında benzin veya LPG farketmeksizin erken kurumlanma ve buna bağlı bozukluklarla kendini gösterir.Günümüzde bunu anlayan üreticiler emme sübabını biraz erken kapayarak bunu en aza indirmişler zaten.

    Çok uzatmayayım,motordaki asıl sübap sorunlarına gazın 106 oktan oluşundan çok GDIin çalışma yapısı nedeniyle yakıt farketmeksizin(benzinde de aynı yani) oluşan kurumlar neden oluyor.LPGnin zararı sanıldığı kadar çok değil.Çözüm var mı derseniz , henüz tam anlamıyla yok.Karbon temizleme tam faydalı değil.Ama şunu bilin ki bu sorunlar çok zorlanan ve çok fazla km yapan GDI motorlarda olabilir.
    Bu arabayı hemen satanların bu sorunlardan bıkıp da sattığını düşünmüyorum.
  • 2015 benzinli otm araçla aranızdayim.

    Herkese slm lar...

    Gördüm ki forumun büyük kısmı yakıti tartışarak geçmiş. ..araba birbuçuk ton a yakın benzinli otm...eee..9 l yakıyor. .Elbette yakacak...

    Siz 145 bin TL istenen crv dizel otm,138 bin TL istenen x trail in yazdığı gibi 5 l ile gezdiğini mi düşunuyorsunuz..

    Benim test ettiğim iki arabada 10 üzerindeydi. ..Bu arabayi basık Qq karsilastirmiyon bile. ..haksızlık olur

    Arabadan benim istediklerim önem sırasına göre...
    1.konfor sessiz kabin...Sportage de var
    2.güvenlik. ..varrr
    3.sarsıntısiz otm vites...varrrr
    4.yumuşak direksiyon...varrrr
    5.yakıt cımriliği...yok.
    6.imaj,dikkat çekici görünüm var
    7.tatminkar donanım. ..varrrr
    8.yüksek biniş ve oturma..varrrr
    9.ulaşılabilir bayi servis.var
    10 geniş arka koltuk diz mesafesi..varrrr

    Bu arabada 950 sayfa yakıt lpg konuşmak bana göre haksızlık. ..iyiforumlar



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ulasss1980 -- 9 Ağustos 2015; 22:31:38 >
  • Sportagenin yabancı gözünden artıları(Araç daha yeni 350 kmde babamın araç.80 km yakın ben kullandım kıaclubtrde de düşüncelerimi paylaştım burdada paylaşayım dedim)
    1-)Dış tasarım,güzellik,yakışıklılık,ihtişam,albeni,heybet ne diyosanız bu arabada ondan var :)

    2-)Konfor.Sadece süspansiyon değil araca genel olarak oturduğunuzda ön koltukta özellikle araba sizi böyle bir kucaklıyor sarılıyor size çok rahat bir araba.Süspansiyonlarında etkisi vardır ama his olarak baya rahat hissediyorsunuz .Arka koltukla bile koltuk ısıtma sayesinde kış aylarında baya yüzünüzde sırıtma oluşabilir çok rahat araba.Çok tok ve sıkı hissettiriyor

    3)Yol tutuş.Uludağda denedim.Babam denedi 90 gibi yüksek hızlarda da denedim.Çöp lastiklere rağmen araba güzel yere oturuyor.Çok güven veriyor bağımsız süspansiyonunda bunda bir etkisi vardır.Arabanın yol tutuşunu çok beğendim.Segmentinde ilk 5e yazarım hepsini çok zorladım Sportage çok iyi bir yerde o konumda baya baya iyi.

    4-)Sürüş keyfi.Bu kavram kişiden kişiye göre değişir.Herşey vardır bu kavramın içinde.Babamda dedi sürüşü çok keyifli diye.Bende buna katılıyorum sürüş keyfi yüksek.
    5-)İzolasyon.Rüzgar sesi Suv olmasına rağmen iyi.Genel anlamda sesi az alıyor araba baya sessiz motorun çalıştığını anlamıyorsunuz bile yani sessizliği çok güzel ben beğendim hoşumada gitti.

    6-)Bazı yerlerde Performans.Arabada 4000e kadar olan hantallık 4000den sonra yerini daha seri bir arabaya dönüştürüyor.Açık söyliyim 5000 civarlarında sürdüm performansı tatmin etti.Tamam öyle süper süper süper gitmiyor uçmuyor amacı o değil segmetindeki hiçbir araba uçmuyor ama 135 beygir gibi üst devirde bunu beğendim hoşuma gitti açıkçası

    Genel olarak tipi,konforu,tutuşu,bazı noktalardaki seriliği,sürüş keyfi,yoldaki akışı gibi konularda artı hanesini yazarım bu arabayı ben.Benim görüşlerim tabi bunlar
    Araba daha 350 kmde.80 km ye yakın ben kullandım babam tabi 270 civarlarında kullandı arabadan memnunuz ama bazı konularda yakınmıyoruzda değil.
    Onlarında bazı yönlerini saymak istiyorum sizlere tamamen kendi gözlemimdir bunlar uzun zamanda eksi ve artı hanelerine km yaptıkça bir takım şeyler eklenebilir
    -Direksiyon geri bildirimi vasat.Direksiyon tokluğu güzel yani spor moda alınca sertleşiyor güven falan artıyor ama his ve geri bildirim kötü yani direkt bir direksiyon tepkileri güzel ama geri bildirim zayıf anlayan arkadaşlar anlamıştır ne demek istediğimi zaten.His zaten çoğu otomobilde yok ama geribildirimin biraz daha iyi olmasına açıkçası beklerdim.Bunda 60 yanak ve kötü lastiklerinde etkisi vardır.

    -Cam tavanda ışıklandırma yok.Gece yolculuğunda sunroofu açmak istedim oraya gözüm gidince bir yadırgadım.Orayı nasıl kaçırmışlar anlamadım gerçekten .Tek tuşla bazı camlarda açılıp kapanmıyor bu da eksidir yani atlanmaması lazım böyle güzel bir arabada bunlar yanlış şeyler olmamış

    -Lastikler kötü.Tutunma karakteri berbat his yok.Ses alıyor.Konfor eh işte orta gibi.Dayanıklılık iyiymiş testlere baktım.Ama sürücü lastiği değil ben beğenmedim daha iyi lastikle gelmesi lazımdı.Bu lastik bu arabaya yakışmadığı gibi fiyatıda aşırı derecede pahalı

    -Performans.Artı hanesine performansın artısınıda yazdım ama eksisi de var.Bunuda söylemek istiyorum.Araba atmosferik tork düşük tabikide çok bir şey beklenmez alt devirde ama alt devirler zayıf gerçekten.Araba(Otomatik için konuşuyorum)eco modda 2000e geldi hemen vites atıyor.Ve 2000 arabayı hiç yürütmüyor ya böyle bir şey yok.2000de biraz daha yürümesini istiyorsun yok.Eco mod kapatıyosun 2500 atıyor ondada tatmin olmuyosun.3000 çeviriyorsun haydi az gayret ama yine tatmin olmuyosun.
    Devir çevirerek gerçekten güzel yürüyor ama o zamanda yakıt artıyo.Alt devir yürümüyor daha az yakıyor ama tatmin olmuyorsun.Herşeyin bir bedeli var kısacası :)Alt devirler ölü arabada yüksek devirler ise baya canlı.Ee zaten basınca daha çok yakıyor basmayınca gitmiyor ama cebe uygun oluyor bu sefer aklında araba çok gitmiyor gibi hafızana kazılınca iş burda bitiyor.Alt devir cansızlığını eksilere yazdım bu olayı sevmedim

    -Şanzımanda S modu yok.Yüksek devirlerde haydi yüksekte tut diyorsun ama direk aşağı devirlere doğru yol alıyor.S modu olsa iyi olabilirdi yani nasıl bunu kaçırmışlar
    anlamadım bazı yerlerde yüksek devirde tutmak istiyorsunuz ama S modu yok.Eksidir bu bana göre.Atlanmaması lazım bir de kulakçık olaydı iyiydi :)
    -Arka Havalandırma yok koyulması lazımdı

    -Farlar zayıf.Xenon olan iyidir tabikide ama aracın normal farı zayıf.Ledler güzel aydınlatıyor ama halojen farları beğenmedim hoşuma gitmedi tatmin etmedi yani.

    -Orijinal olarak hesap makinesinden kalma berbat bir radyonun gelmesi.Onun yerine orijinal olarak ya da opsiyonel olarak navigasyon gelmesi gerekliydi en büyük eksisini bu olarak görüyorum.

    -Koltuk altında çekmece vs. birşeyler koyabileceğin bir yer yok

    -Otomatik farı biraz geç çalışıyor.Geçen tünele girdiğimizde tünelde yolculuk 10 saniyeye yakın sürdüyse farlar 3 saniyede falan yanıyor .Keskin bir otomatik farı yok bazı araçlardaki gibi.

    -Fren pedalı biraz değişik.Birden yüklediğinizde niye basıyorsun sinirlerimi bozma benim gibi bi tepki veriyor :) Kesinlikle doğal hissettirmiyor


    -Yol bilgisayarı ayar tuşu çok saçma bir yerde.Direksiyonda da olduğu zaman sürekli oynuyorsunuz dikkat dağılıyor.Aslında bu da varda yinede daha iyi bir ergonomik yere konulabilirdi bence


    Kısacası arkadaşlar benim Sportagede 80 kmlik kullanımda sonuçlarım bu.Babam 250 kmdir kullanıyor araç daha yeni genel anlamda eksi ve artılar ben bunları gördüm.
    Katılırmısınız onu bilemem arkadaşlar.İyi akşamlar .Araçlarınız ile kazasız ve keyifli sürüşler diliyorum.
  • Araçtaki sertlik lastik havalarından olabilir, benim başıma gelmişti. Teslim ederken kontrol etmemişler, bir hafta kadar sonra aklıma gelip baktığımda dördünün de 45 civarında olduğunu gördüm, 33'e indirince Spo'm yumuşacık gelmişti bana.
    Güle güle kullanın.
  • Selamlar herkese.
    Spotage ile ilgili en büyük endişem beklediğimden çok yakma ihtimali ve buna karşılık gitmeme çekmeme endişesi idi.

    Her iki endişem de yersizmiş.
    Bu kocaman araç bence gayet az yakıyor.
    Tabi gaza dikkatli basmanız lazım.

    Ve basayım uzasın dediğinizde onu da yapıyor. Hem de gayet güzel yapıyor. Bu araç çekmiyor demesin kimse.

    Gdi motor enteresan çalışıyor. 2 farklı modda çalışıyor. 2 bin devire geldiğinizde ekonomi için vites büyütmenizi istiyor. Bu devre kadar motor ekonomik bir modda sadece pistonların yukarı yönlü sikistirması sonunda enjektörler yakıt gönderiyor. Dizel mantığı gibi.

    Ama gaza yüklenince emme anında da küçük bir miktar yakıt gönderiyor. Dolayısıyla bu sayede güç artışı oluyor.
    Bence gayet yeterli bu araç için.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: youdiditwellslowly

    İşiniz çok zor. Biz buralarda böyle rahat rahat, fikir beyan edebiliyor, yazıp çiziyorsak, hepsi sizin gibi fedakar vatan evlatları sayesinde. Allah yardımcınız olsun. Kalbimiz her zaman sizlerle.

    Cok tesekkurler. Bizlerin en buyuk mutlulugu Mustafa Kemal'in askerlerinin hala ayakta oldugunu tum vatandaslarimiza ve dunyaya gosterebilmemiz ve halkimizin guvenini tekrar kazanmamiz. Gercekten destanlar yaziliyor. Kimine sacma gelebilir, kendi topraklarimizda ne destani diyebilirler; ama bolgeyi gormeden yorum yapmamak lazim. Turk'un gucunu ve vatani icin herseyini hice sayabilecegine ben bir kez daha sahit oldum. Keske sizlerde bolgedeki fedekarliklara ve kahramanliklara sahit olabilseniz.

    Cok daha guzel gunler cocuklarimizin olsun...
  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.