Şimdi Ara

MYMEMORY %20 İNDİRİM UZATILMIŞ TÜRKİYE GÖNDERİMİ İPTAL EDİLDİ. (16. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir (1 Mobil) - 1 Masaüstü1 Mobil
5 sn
318
Cevap
1
Favori
18.058
Tıklama
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1213141516
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • Ben buradan birkaç kez alışveriş yaptım, hepsi sorunsuz ulaştı. Dealextreme'den son iki alışverişim ulaşmadı. Adamlara ilettim, lütfen bekleyin diye diye 2 ay geçti, gelmedi. Yine deviantart'tan aldığım tablo da gelmedi. Onların olsun, 3 kuruş için uğraşamam. Açıkçası ben bu durumda PTT'yi suçluyorum. Bir kere gelen bir üründe postacıyla konuştum. Benim aldığım şeylerin yarısı gelmiyor neredeyse, nereye başvuracağım dedim. Öyle şey olmaz, ben sizi bulamazsam komşunuza veririm dedi. Saçmalığa bak, tamam verirsin de peki ben nereden temin edeceğim ürünü dedim. Kızılay'daki postaneye gider, sorarsınız dedi. Birkaç kere gittim, yurtdışından gelen ürünleri ne yapıyorsunuz dedim. Müdürüne kadar kimsenin dünyadan haberi yoktu. Takip numarası yoksa bir şey yapamayız dediler. Bana postacılar da çalıyor gibi geliyor!
  • İmkan varsa kayıtlı gönderi isteyin arkadaşlar,ne kaybolu ne bişey olur.
  • ptt işleri karışık herhangi bir yerde birisi ceba atsa veya karışsa hiçbir hak iddaa edemiyorsunuz tamamen onların insafına kalmış eğer güvence istiyorsanız takipli kargoyla yollatın kafanız rahat olsun arkadaşlar.
  • yaa arkadaşlar ben mi yanlış duyuyorum,yoksa my memory yeniden açıldımı türkiyeye satışa?
  • Kayboluyorsa takipli almaya bakın. İşin içinden çıkmak zor oluyor.
  • Focalprice.com 'da kayıtlı posta ücreti çok yüksek değil. Bir kere de kayıtlı posta isteyeceğim bakalım ve soracağım getiren şerefsize "sen bundan öncekileri ne yaptın?" diye.
  • Arkadaşlar 2 hafta önce kontrol etmiştim mymemory'yi Türkiye'ye gönderim hala yok. O yüzden mymemory'den ümidi kesin. Adamlar bizim memleketin hırsızlarla dolu olduğunu anladılar.

    Bir kere daha bunun bir benzerini gerçek hayatta yaşamıştım. ODTÜ KKK'da öğrenciyken İngiliz bir sosyoloji hocam vardı; Julian Saurin adında verdiği ödevlerin teslim tarihini kaçırmıştım, ben ödevi vereceğim gün hoca notları açıklıyordu. Herkesin numarasını tahtaya yazıp, yanına PG yazıyordu. Herkes bu ne ki ya derken en sonunda adam açıkladı PG, plagiarism yani intihal, daha Türkçe'siyle akademik hırsızlıktı. Ödev yaparken kaynak belirtmeden vikipediden, başka akademisyenlerden falan yazı çalmaya deniyordu yani. Hoca birçok ülkede çalıştım hiç bu kadar akademik hırsızlığın olduğu bir ülkeye rastlamadım demişti. Sınıf kıpkırmızı oldu demek isterdim ama genel olarak herkes gülüşüyordu. Ben ödevimi götürdüğümde ders çıkışında hocam kusura bakmayın çok gecikti dedim, adam altta kaynakçayı görünce sevindi, en azından çalmamışsın dedi :) Benim adıma sevindirici ama genel olarak rezil bir durumdu. Neyse, bu mymemory hadisesi de bana bunu anımsattı. Vaktinizi aldığım için kusura bakmayın :)




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mthan

    Arkadaşlar 2 hafta önce kontrol etmiştim mymemory'yi Türkiye'ye gönderim hala yok. O yüzden mymemory'den ümidi kesin. Adamlar bizim memleketin hırsızlarla dolu olduğunu anladılar.

    Bir kere daha bunun bir benzerini gerçek hayatta yaşamıştım. ODTÜ KKK'da öğrenciyken İngiliz bir sosyoloji hocam vardı; Julian Saurin adında verdiği ödevlerin teslim tarihini kaçırmıştım, ben ödevi vereceğim gün hoca notları açıklıyordu. Herkesin numarasını tahtaya yazıp, yanına PG yazıyordu. Herkes bu ne ki ya derken en sonunda adam açıkladı PG, plagiarism yani intihal, daha Türkçe'siyle akademik hırsızlıktı. Ödev yaparken kaynak belirtmeden vikipediden, başka akademisyenlerden falan yazı çalmaya deniyordu yani. Hoca birçok ülkede çalıştım hiç bu kadar akademik hırsızlığın olduğu bir ülkeye rastlamadım demişti. Sınıf kıpkırmızı oldu demek isterdim ama genel olarak herkes gülüşüyordu. Ben ödevimi götürdüğümde ders çıkışında hocam kusura bakmayın çok gecikti dedim, adam altta kaynakçayı görünce sevindi, en azından çalmamışsın dedi :) Benim adıma sevindirici ama genel olarak rezil bir durumdu. Neyse, bu mymemory hadisesi de bana bunu anımsattı. Vaktinizi aldığım için kusura bakmayın :)


    Zeitgeist ahlakı diye buna derim




  • Bence de mymemory'den ümidi kesin, işin ilginci gönderi yaptıkları ülkeler arasında İran, Irak, BAE, Maldivler, Katar, Madagaskar gibi ülkeler var :)
    Demek bu ülkeleri TR'den daha güvenli olarak kabul ediyorlar.
    Bu arada, Kıbrıs'a da gönderiyolar.Eğer KKTC'de öğrenci olan veya burda bi tanıdığı olan varsa alabilir...

    Bu siteye alternatif olarak memoryc.com diye İrlanda merkezli bir mağaza var, fakat çoğu ülkeye yalnızca 5 EURO kargo almalarına rağmen, TR için 10 EURO alıyolar.Neden diye sorduğumda güvenlik sebepleri dediler...
  • Ha ha ha...Daha iyi günler bu günler...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: shockfiyat

    Bence de mymemory'den ümidi kesin, işin ilginci gönderi yaptıkları ülkeler arasında İran, Irak, BAE, Maldivler, Katar, Madagaskar gibi ülkeler var :)
    Demek bu ülkeleri TR'den daha güvenli olarak kabul ediyorlar.
    Bu arada, Kıbrıs'a da gönderiyolar.Eğer KKTC'de öğrenci olan veya burda bi tanıdığı olan varsa alabilir...

    Bu siteye alternatif olarak memoryc.com diye İrlanda merkezli bir mağaza var, fakat çoğu ülkeye yalnızca 5 EURO kargo almalarına rağmen, TR için 10 EURO alıyolar.Neden diye sorduğumda güvenlik sebepleri dediler...



    vay arkadaş resmen bize üç kağıtçı muamelesi var.
    pes




  • çok arkadaş yazdı forumda ürün gelmedi mail attım tekrar gönderdiler ilk aldığımda geldi diye,çok suistimal edildi adamlar ne yapsın Türkle başa çıkılmaz :)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: reyta
    vay arkadaş resmen bize üç kağıtçı muamelesi var.
    pes


    üçkağıtçılık yapıyorsak üçkağıtçı muamelesi görmemiz kadar normal bişey yok. müşteri memnuniyeti prensipleri üzerinden çalışan tüm uluslararası firmaları kandırmaya yönelik bir çaba var türkiyede. amazon.com, nambiya, togo, ruanda gibi ülkelere bile gönderim yaparken türkiyeye gönderim yapmıyor. mymemory de bu şekilde, diğer düzgün firmalar da.

    adam karşısındaki müşteriyi insan yerine koyuyor ve sözüne güveniyor. ürünüm gelmedi dediğinde bir tane daha gönderiyor ve yanına not koyuyor "eğer iki ürür de elinize ulaşırsa lütfen bize bildirin" diye. adam nereden tahmin etsin karşısındakinin ürünü geldiği halde gelmedi diyeceğini.

    güvenini suistimal ettiğimiz adamlara kızacağımıza kendi halimize bakıp utanmalıyız.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: grngck

    quote:

    Orijinalden alıntı: reyta
    vay arkadaş resmen bize üç kağıtçı muamelesi var.
    pes


    üçkağıtçılık yapıyorsak üçkağıtçı muamelesi görmemiz kadar normal bişey yok. müşteri memnuniyeti prensipleri üzerinden çalışan tüm uluslararası firmaları kandırmaya yönelik bir çaba var türkiyede. amazon.com, nambiya, togo, ruanda gibi ülkelere bile gönderim yaparken türkiyeye gönderim yapmıyor. mymemory de bu şekilde, diğer düzgün firmalar da.

    adam karşısındaki müşteriyi insan yerine koyuyor ve sözüne güveniyor. ürünüm gelmedi dediğinde bir tane daha gönderiyor ve yanına not koyuyor "eğer iki ürür de elinize ulaşırsa lütfen bize bildirin" diye. adam nereden tahmin etsin karşısındakinin ürünü geldiği halde gelmedi diyeceğini.

    güvenini suistimal ettiğimiz adamlara kızacağımıza kendi halimize bakıp utanmalıyız.

    Malesef haklısın dostum.. Malesef diyorum çünkü gerçekten utanç verici bir durum..




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mthan

    Arkadaşlar 2 hafta önce kontrol etmiştim mymemory'yi Türkiye'ye gönderim hala yok. O yüzden mymemory'den ümidi kesin. Adamlar bizim memleketin hırsızlarla dolu olduğunu anladılar.

    Bir kere daha bunun bir benzerini gerçek hayatta yaşamıştım. ODTÜ KKK'da öğrenciyken İngiliz bir sosyoloji hocam vardı; Julian Saurin adında verdiği ödevlerin teslim tarihini kaçırmıştım, ben ödevi vereceğim gün hoca notları açıklıyordu. Herkesin numarasını tahtaya yazıp, yanına PG yazıyordu. Herkes bu ne ki ya derken en sonunda adam açıkladı PG, plagiarism yani intihal, daha Türkçe'siyle akademik hırsızlıktı. Ödev yaparken kaynak belirtmeden vikipediden, başka akademisyenlerden falan yazı çalmaya deniyordu yani. Hoca birçok ülkede çalıştım hiç bu kadar akademik hırsızlığın olduğu bir ülkeye rastlamadım demişti. Sınıf kıpkırmızı oldu demek isterdim ama genel olarak herkes gülüşüyordu. Ben ödevimi götürdüğümde ders çıkışında hocam kusura bakmayın çok gecikti dedim, adam altta kaynakçayı görünce sevindi, en azından çalmamışsın dedi :) Benim adıma sevindirici ama genel olarak rezil bir durumdu. Neyse, bu mymemory hadisesi de bana bunu anımsattı. Vaktinizi aldığım için kusura bakmayın :)


    "plagiarism", yani akademik hırsızlık denilen olay, aslında dürüst olmama belirtisi olmayabilir. neden mi?

    üniversiteye kadar yazılı olarak verilen yegane ciddi projeler "dönem ödevleri" idi. yıllarca donem odevi yazdık. bir ogretmenimin de cikip kaynak kullanımının belirtilmesi konusunda beni uyardigini hatirlamiyorum. üniversitede ilk "paper" i hazirladigimda kagittaki bazi cumlelerin alti kirmiziya cizilmisti. meger kendi adimi yazip verdigim bir "paper" da, kaynagini belirtmedim her cumleninin ilk ve asil yazari ben oluyormusum.

    bu yuzden, yabanci bir hocanin "akademik hirsizlik" olarak degerlendirdigi sey, aslinda benim "o cumleyi kendi kelimelerimle yeniden yazmak, ve referans belirtmek gerekliligi" ni bilmeyisimdi. yoksa kendi donemimden biliyorum, benim gibi kagitlari kirmizi olarak geri donenlerdeki amac birilerinin "paper" larini calmak filan degildi.

    bazi yabanci hocalarin kustah tavirlarini anlamakta zorlaniyordum.

    ama biz kendimizi bu kadar kötülerken disaridaki adam da hindi gibi kabaracaktir, cok normal..




  • Elbette haklısınız ama bu yaşanan olay 2. sınıfta yaşanmıştı (çoğu öğrencinin hazırlık okuduğunu da sayarsak 3. seneleriydi) ve çok öncesinde İngilizce derslerinde ve hatta bazı başka derslerde nefret etsem de ODTÜce yazayım "academic essay" nasıl hazırlanır? "Paraphrasing nedir, plagiarism nedir" bahsedilmişti. Buna rağmen herkes bunu yapmaya devam ediyordu, hocaların çoğu çalıntı mı değil mi araştırmaya uğraşmıyordu. Ama bu hoca aynen şöyle anlatmıştı: "Buradaki dandik ve yavaş internete rağmen sadece ilk cümlelerinizi internette aratarak bile çaldığınızı bulmam az bir süremi aldı." Uzunu uzadıyla anlatmak istemedim çok konuyla alakalı değil ama öğrenciler biliyordu neyin ne olduğunu :) Sizin durumunuz tabii başka bir durum. Madem konudan çıktık, yararlı olacağını düşündüğüm için biraz daha çıkayım. Bu hoca bizden daha çok Türk dostuydu daha doğrusu insan dostuydu. Adam benim dedem Çanakkale'de savaştığı için kasabamızda heykeli dikilidir, İngiltere'de ama halbuki o buraya sömürgecilik hareketlerinin bir parçası olarak gelmişti, ne hakla heykeli dikildi bilemiyorum demişti. Bir dersinde de konusu olmamasına rağmen Dünya'da İngilizce eğitimle ilgili kağıtlar dağıtıp, bakın İngilizce yapılan ülkelerin büyük çoğunluğu eski İngiliz sömürgeleridir, Gana, Kenya, Uganda gibi ve o kağıtlarda bu ülkelerde yaşananları ve onların mücadelesini görebilirsiniz. Ben Türkiye gibi büyük bir ülkede neden ve ne hakla İngilizce eğitim verilir anlayamıyorum demiş ve eklemişti bana Türkçe anlatsalar dersleri nasıl zor bir durumda kalacağımı düşünmek bile istemiyorum. Buna karşılık bir Türk kızımız aynen İngilizce olarak "But it's the only way for developing for us" gibi bir şeyler gevelemişti. Yani İngilizce eğitim olmadan biz gelişemeyiz, bizden adam olmaz demişti. Elin Japon'u, İtalyan'ı nasıl geliştiyse artık :) İşin özü gevur dediğimiz çoğu adam bizden daha anlayışlı. Bu arada İngilizce eğitim İngilizce öğrenmek değil tüm dersleri; fiziği, sosyolojiyi, felsefeyi, kimyayı İngilizce ve Amerikan tarzında öğrenmektir. Karıştıran arkadaşlar çıkabilir. Yoksa çağımızın "lingua franca"sının İngilizce olduğu konusunda herkes hemfikir ve bunu öğrenmek, kendini geliştirmek için bir zorunluluk. Konudan bu kadar çıktığım için kusura bakmayın. Umarım bir de bunun için ceza almam :)
    quote:

    Orijinalden alıntı: mkaradas


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mthan

    Arkadaşlar 2 hafta önce kontrol etmiştim mymemory'yi Türkiye'ye gönderim hala yok. O yüzden mymemory'den ümidi kesin. Adamlar bizim memleketin hırsızlarla dolu olduğunu anladılar.

    Bir kere daha bunun bir benzerini gerçek hayatta yaşamıştım. ODTÜ KKK'da öğrenciyken İngiliz bir sosyoloji hocam vardı; Julian Saurin adında verdiği ödevlerin teslim tarihini kaçırmıştım, ben ödevi vereceğim gün hoca notları açıklıyordu. Herkesin numarasını tahtaya yazıp, yanına PG yazıyordu. Herkes bu ne ki ya derken en sonunda adam açıkladı PG, plagiarism yani intihal, daha Türkçe'siyle akademik hırsızlıktı. Ödev yaparken kaynak belirtmeden vikipediden, başka akademisyenlerden falan yazı çalmaya deniyordu yani. Hoca birçok ülkede çalıştım hiç bu kadar akademik hırsızlığın olduğu bir ülkeye rastlamadım demişti. Sınıf kıpkırmızı oldu demek isterdim ama genel olarak herkes gülüşüyordu. Ben ödevimi götürdüğümde ders çıkışında hocam kusura bakmayın çok gecikti dedim, adam altta kaynakçayı görünce sevindi, en azından çalmamışsın dedi :) Benim adıma sevindirici ama genel olarak rezil bir durumdu. Neyse, bu mymemory hadisesi de bana bunu anımsattı. Vaktinizi aldığım için kusura bakmayın :)


    "plagiarism", yani akademik hırsızlık denilen olay, aslında dürüst olmama belirtisi olmayabilir. neden mi?

    üniversiteye kadar yazılı olarak verilen yegane ciddi projeler "dönem ödevleri" idi. yıllarca donem odevi yazdık. bir ogretmenimin de cikip kaynak kullanımının belirtilmesi konusunda beni uyardigini hatirlamiyorum. üniversitede ilk "paper" i hazirladigimda kagittaki bazi cumlelerin alti kirmiziya cizilmisti. meger kendi adimi yazip verdigim bir "paper" da, kaynagini belirtmedim her cumleninin ilk ve asil yazari ben oluyormusum.

    bu yuzden, yabanci bir hocanin "akademik hirsizlik" olarak degerlendirdigi sey, aslinda benim "o cumleyi kendi kelimelerimle yeniden yazmak, ve referans belirtmek gerekliligi" ni bilmeyisimdi. yoksa kendi donemimden biliyorum, benim gibi kagitlari kirmizi olarak geri donenlerdeki amac birilerinin "paper" larini calmak filan degildi.

    bazi yabanci hocalarin kustah tavirlarini anlamakta zorlaniyordum.

    ama biz kendimizi bu kadar kötülerken disaridaki adam da hindi gibi kabaracaktir, cok normal..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Mthan -- 1 Nisan 2011; 15:36:48 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mthan

    Elbette haklısınız ama bu yaşanan olay 2. sınıfta yaşanmıştı (çoğu öğrencinin hazırlık okuduğunu da sayarsak 3. seneleriydi) ve çok öncesinde İngilizce derslerinde ve hatta bazı başka derslerde nefret etsem de ODTÜce yazayım "academic essay" nasıl hazırlanır? "Paraphrasing nedir, plagiarism nedir" bahsedilmişti. Buna rağmen herkes bunu yapmaya devam ediyordu, hocaların çoğu çalıntı mı değil mi araştırmaya uğraşmıyordu. Ama bu hoca aynen şöyle anlatmıştı: "Buradaki dandik ve yavaş internete rağmen sadece ilk cümlelerinizi internette aratarak bile çaldığınızı bulmam az bir süremi aldı." Uzunu uzadıyla anlatmak istemedim çok konuyla alakalı değil ama öğrenciler biliyordu neyin ne olduğunu :) Sizin durumunuz tabii başka bir durum. Madem konudan çıktık, yararlı olacağını düşündüğüm için biraz daha çıkayım. Bu hoca bizden daha çok Türk dostuydu daha doğrusu insan dostuydu. Adam benim dedem Çanakkale'de savaştığı için kasabamızda heykeli dikilidir, İngiltere'de ama halbuki o buraya sömürgecilik hareketlerinin bir parçası olarak gelmişti, ne hakla heykeli dikildi bilemiyorum demişti. Bir dersinde de konusu olmamasına rağmen Dünya'da İngilizce eğitimle ilgili kağıtlar dağıtıp, bakın İngilizce yapılan ülkelerin büyük çoğunluğu eski İngiliz sömürgeleridir, Gana, Kenya, Uganda gibi ve o kağıtlarda bu ülkelerde yaşananları ve onların mücadelesini görebilirsiniz. Ben Türkiye gibi büyük bir ülkede neden ve ne hakla İngilizce eğitim verilir anlayamıyorum demiş ve eklemişti bana Türkçe anlatsalar dersleri nasıl zor bir durumda kalacağımı düşünmek bile istemiyorum. Buna karşılık bir Türk kızımız aynen İngilizce olarak "But it's the only way for developing for us" gibi bir şeyler gevelemişti. Yani İngilizce eğitim olmadan biz gelişemeyiz, bizden adam olmaz demişti. Elin Japon'u, İtalyan'ı nasıl geliştiyse artık :) İşin özü gevur dediğimiz çoğu adam bizden daha anlayışlı. Bu arada İngilizce eğitim İngilizce öğrenmek değil tüm dersleri; fiziği, sosyolojiyi, felsefeyi, kimyayı İngilizce ve Amerikan tarzında öğrenmektir. Karıştıran arkadaşlar çıkabilir. Yoksa çağımızın "lingua franca"sının İngilizce olduğu konusunda herkes hemfikir ve bunu öğrenmek, kendini geliştirmek için bir zorunluluk. Konudan bu kadar çıktığım için kusura bakmayın. Umarım bir de bunun için ceza almam :)
    quote:

    Orijinalden alıntı: mkaradas


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mthan

    Arkadaşlar 2 hafta önce kontrol etmiştim mymemory'yi Türkiye'ye gönderim hala yok. O yüzden mymemory'den ümidi kesin. Adamlar bizim memleketin hırsızlarla dolu olduğunu anladılar.

    Bir kere daha bunun bir benzerini gerçek hayatta yaşamıştım. ODTÜ KKK'da öğrenciyken İngiliz bir sosyoloji hocam vardı; Julian Saurin adında verdiği ödevlerin teslim tarihini kaçırmıştım, ben ödevi vereceğim gün hoca notları açıklıyordu. Herkesin numarasını tahtaya yazıp, yanına PG yazıyordu. Herkes bu ne ki ya derken en sonunda adam açıkladı PG, plagiarism yani intihal, daha Türkçe'siyle akademik hırsızlıktı. Ödev yaparken kaynak belirtmeden vikipediden, başka akademisyenlerden falan yazı çalmaya deniyordu yani. Hoca birçok ülkede çalıştım hiç bu kadar akademik hırsızlığın olduğu bir ülkeye rastlamadım demişti. Sınıf kıpkırmızı oldu demek isterdim ama genel olarak herkes gülüşüyordu. Ben ödevimi götürdüğümde ders çıkışında hocam kusura bakmayın çok gecikti dedim, adam altta kaynakçayı görünce sevindi, en azından çalmamışsın dedi :) Benim adıma sevindirici ama genel olarak rezil bir durumdu. Neyse, bu mymemory hadisesi de bana bunu anımsattı. Vaktinizi aldığım için kusura bakmayın :)


    "plagiarism", yani akademik hırsızlık denilen olay, aslında dürüst olmama belirtisi olmayabilir. neden mi?

    üniversiteye kadar yazılı olarak verilen yegane ciddi projeler "dönem ödevleri" idi. yıllarca donem odevi yazdık. bir ogretmenimin de cikip kaynak kullanımının belirtilmesi konusunda beni uyardigini hatirlamiyorum. üniversitede ilk "paper" i hazirladigimda kagittaki bazi cumlelerin alti kirmiziya cizilmisti. meger kendi adimi yazip verdigim bir "paper" da, kaynagini belirtmedim her cumleninin ilk ve asil yazari ben oluyormusum.

    bu yuzden, yabanci bir hocanin "akademik hirsizlik" olarak degerlendirdigi sey, aslinda benim "o cumleyi kendi kelimelerimle yeniden yazmak, ve referans belirtmek gerekliligi" ni bilmeyisimdi. yoksa kendi donemimden biliyorum, benim gibi kagitlari kirmizi olarak geri donenlerdeki amac birilerinin "paper" larini calmak filan degildi.

    bazi yabanci hocalarin kustah tavirlarini anlamakta zorlaniyordum.

    ama biz kendimizi bu kadar kötülerken disaridaki adam da hindi gibi kabaracaktir, cok normal..




    sonuç olarak, mmemory türkiye gönderimi yapmamakta haklı.
    ben kendilerine mail attım. dürüst bir insanım, bana kargo yapın, kaybolsa bile paramı geri istemem diye
    cevap bile vermediler.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mthan
    Bana postacılar da çalıyor gibi geliyor!


    Bir önce oturdugum sitede apartmanın duyuru panosuna yönetim tarafından uyarı yazısı asılmıştı "Posta kutularının ve zarfların sahiplerinin bilgisi dışında açıldığı, bazı postaların ise çalındığı tespit edilmiştir. vs.."

    Zaten dagitim yapan postaci da zarf ve dergi-paket vs kutulara atmaya zahmet etmez posta kutularının yanına topluca bırakırdı. Yani kendisi almasa, ya da posta dagitima dahi cikmadan once iceriden birileri almasa dahi, postaci gelen gecen herkese "buyrun alin" diyordu.

    quote:

    Orijinalden alıntı: u.s.b.3
    sonuç olarak, mmemory türkiye gönderimi yapmamakta haklı.


    Bilemiyorum, acaba takipli gönderim imkani olsa isler degisir miydi? örnegin shopto, turkiyeye takipli gonderilerinde benzer problemler yasiyor mu acaba?




  • 
Sayfa: önceki 1213141516
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.