Şimdi Ara

HI - FI ile ilgili temel bilgiler

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
476
Cevap
39
Favori
268.704
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
8 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Son günlerde ses sistemleri bölümünde HI-FI ile ilgili soruların artması nedeniyle böyle bir konu açma gereği duydum.Burda HI-FI sektörüne yeni giren siz kullanıcalara faydalı olacağını düşündüğüm makaleleri bir araya toplayıp yazacağım.Şu an elimde olan onlarca makaleden en çok ihtiyaç duyulan bir kaçını yayınlayacağım.Gün geçtikçe yeni makaleler eklenecektir.

    BÖLÜM I - HI-FI NEDİR?

    HI-FI Nedir ?

    HiFi, Ingilizce'deki "High Fidelity" yani yüksek sadakat kelimelerinin kisaltmasidir. Bazi teknik açilardan hata payi belirli oranlarin altinda olan (yani HiFi normlarına uygun) ve evde kullanilmaya yönelik müzik sistemleri HiFi sistemler olarak kabul edilmektedir. Ancak HiFi normlari oldukça düsük standartlardir, ayrica teknik ölçümlerle algilanan ses kalitesi arasinda bugüne kadar pek bir iliski saptanamamistir. Sonuç olarak son yillarda daha yüksek bir performans düzeyini ifade etmek için High End ve Ultra-Fi gibi iki kavram daha gelistirilmistir. Ancak bunlar arasinda kesin ayirimlar yoktur. Yüksek sadakatle ne ifade edilmek istendigini daha iyi anlamak için müzisyenlerin icrasindan bizim algilayisimiza kadar sesin ne gibi islemlerden geçtigine bir göz atmakta fayda vardir:

    1. Müzisyenler içinde bulunduklari stüdyo veya konser salonunun akustik özelliklerine göre müzigi duyarlar ve icra ederler. Örnegin reverberasyon süresi kisa olan bir ortamda bir müzisyen bir notayi daha kisa süreyle duyar ve müzigin temposunu ona göre ayarlar. (Music of Sound, James Boyk)

    2. Mikrofon adedi, tipi ve yerlestirilisine göre dogrudan gelen ve yansiyarak gelen sesler mikrofonlarca farkli oranlarda, farkli zaman araliklariyla algilanir.

    3. Herbir mikrofonun algiladigi ses elektrik enerjisine çevrilerek bir kayit cihazina iletilir ve bu cihaz tarafindan genellikle birer manyetik kayit ortamina kaydedilir. Son yillarda söz konusu sinyallerin çok sayida (Ör: 44100/saniye) örnegi alinarak, tamaminin aslina uygun (analog) olarak kaydedilmesi yerine, tamamini temsil ettigi varsayilan örneklerin kaydedildigi dijital sistemler yayginlasmistir. (Bu sistemlerin ilk ticari örnekleri gelistirildiginde saniyede 44100 örnekle temsil edilen bir sinyalle orijinali arasinda insan kulagi tarafindan fark algilanamayacagi iddia edilmekte idi. Bu sistemleri gelistirmis olan firmalar bugün saniyede 192 bin örnekleme yapan sistemler üzerinde çalismaktadirlar.)

    4. Kaydedilen sesler, faydasinin zararindan fazla oldugu kabul edilen ton ayari, reverberasyon etkisi ekleme, sikistirma gibi islemlerden geçirilir. Bunlarin en önemlisi sikistirmadir. Çogu canli müzikte en alçak sesle en yüksek ses arasindaki fark mevcut teknolojilerin kapasitesinden büyüktür. Ayrica ev kosullarinda orijinali kadar yüksek sesle müzik dinlemek pek mümkün olmayacagindan alçak seslerle yüksek sesler arasindaki farkin azaltilmasi anlamina gelen sikistirma islemi uygulanmaktadir. Uygulanmadigi takdirde sesi ya alçak sesleri duyamayacagimiz kadar kismamiz ya da yüksek seslerin bizi, komsularimizi rahatsiz
    edecegi kadar açmamiz gerekir. Uygulanmasi kaçinilmaz olan sikistirma isleminde çok önemli olan bir husus vardir. Sikistirma islemi her bir ses için ayri ayri yapilmalidir. Ayri ortamlara kaydedilmis sesler birlestirildikten sonra sikistirma yapilirsa müzigin akisi sirasinda ortaya çikan yeni bir ses devam etmekte olan seslerde anlamsiz bir zayiflamaya sebep olacaktir. (Compression In Mastering, Bob Katz)

    5. Bu sekilde islenmis olan sesler stereo bir sistemde sag ve sol kanal dengeli olacak sekilde birlestirilir. Stereo sistemlerin amaci yalnizca iki ses kanali kullanarak insan isitme sisteminin yön algilama becerisinin aldatilmasi ve bu sayede ikiden fazla adette ses kaynagi varmisçasina bir sahne görüntüsü olusturulmasi seklinde açiklanmaktadir. Ancak ayni maliyetle üretilecek iki kanalli bir sistemin tek kanalli bir sisteme göre daha düsük kalitede olmasi kaçinilmazdir. Sonuç olarak sahne görüntüsü elde etmenin müzikten alinan zevke olumlu katkisi olabilecegini bile kabul etsek ses kalitesinin diger açilardan düsmesinden daha önemli bir katkisi olacagi gayet süphelidir. Ayrica kulagimiza çok sayida yerden ses gelmesiyle, o hissi yaratacak sekilde iki yönden ses gelmesi kesinlikle tam ayni etkiyi yaratamaz. Örnegin tüm zil seslerinin bir kanala kaydedilmis oldugu bir stereo sistemi dinledigimizde sanki diger taraftaki kulagimiz tikali gibi hissederiz. Bu nedenle büyük çogunlukla gerçekçi sahne görüntüsünden fedakarlik yapilarak kayitlarin daha rahat dinlenebilir olmasina öncelik verilmektedir. Örnegin sanki davul seti sahnenin bir ucundan digerine kadar uzuyormus gibi bazi zil sesleri sag, bazisi sol, bazisi da ortadan gelecek sekilde kayitlar yapilmaktadir. (Piyasaya sürülecek ürün tasinabilir müzik sistemlerinden, çok yüksek kaliteli sistemlere kadar çesitli ortamlarda kullanilacagi için 4 ve 5. maddelerde belirtilen islemler tüm bu ortamlar gözönüne alinarak yapilir. Yapimci sirketler ürünlerini pazarlama stratejilerine göre farkli düzeydeki sistemlere göre optimize ederler.)

    6. Yapilmis olan kayitlar evimizdeki HiFi sistemde sese dönüstürülür.

    7. Odanin akustiginden de çesitli sekillerde etkilenen sesler kulagimiza ulasir.

    8. Beynimiz kulak tarafindan kendisine iletilen sesin özelliklerini o anki ruh halimiz, deneyimimiz, beklentilerimiz, dikkatimiz dogrultusunda seçici olarak algilar ve yorumlar. Örnegin dikkatimizi sesin ne kadar detayli olduguna yönelttigimiz sirada diger özellikleri degerlendiremeyiz. Görüldügü gibi müzigin icrasindan kulagimiza ulasana dek ses önemli degisikliklere ugramaktadir. Kayit islemleri, ve muhtemelen
    HiFi sistem üreticilerinin tasarim çalismalari sesin aslina sadik kalinmasindan çok, pratikte en rahat ve zevkle dinlenebilir sonuçlari elde etmeye yöneliktir.

    Hi-Fi Aletleri Satın Alırken

    Dinleme Kosullari ve Yöntemi

    Bir müzik sistemini mümkün oldugunca gerçekçi degerlendirebilmek için dinleme kosullariyla ilgili bazi hususlara özen göstermek gerekir:

    Dinleme islemi sessiz, sakin bir ortamda gerçeklestirilmelidir. Odada mümkünse yalnizca dinlenmekte olan kolonlar bulunmalidir. Çünkü diger kolonlarin hoparlörleri kendilerine ulasan ses dalgalarinin etkisiyle titresir ve bu titresimleri sesin kaynaginda durmasindan sonra, kisa da olsa bir müddet devam eder. Diger kolonlar ayrica sesin tonu, yönü gibi hususlari da çesitli sekillerde etkilerler. Eger odada baska kolonlarin
    bulunmasi kaçinilmaz ise bu kolonlarin girisinin kisa devre edilmesi durumunda sorun bir miktar azalir. Bunu bir kolonun bas hoparlörünün diyaframina parmaginizla hafifçe vurarak deneyebilirsiniz. Kolonun girisi kisa devre iken daha az ses çikacaktir. Esasen ideal olan çözüm test edilecek sistemin ileride kullanilacagi ortamda dinlenmesidir. Dinleme islemi en az iki güne yayilmali ve bir kaç saatten kisa olmamalidir. En az iki gün önerilmesinin sebebi kisinin beklentilerinin ilk dinleme ile daha sonraki dinleme arasinda çogunlukla degismesidir. Ayrica kisinin alisik oldugu müzik sistemine göre çok yüksek kaliteli oldugu tahmin edilen (bu tahmin örnegin fiyata dayali olabilir) sistemlerin gerçek kalitesinin ve degerinin anlasilmasi için bir kaç hafta boyunca araliklarla dinlenmesi gerekebilir. Çünkü farkin çok büyük olmasi, normalizasyonun etkisiyle genellikle mevcut farkin dogru yorumlanabilmesini güçlestirmektedir. Dinleme islemi çesitli müzik türleri ile gerçeklestirilmeli, kaynak seçiminde insan sesi içeren ve çok sesli sanatsal müzik içeren kayitlara mutlaka yer verilmelidir. Eger bir karsilastirma yapilacaksa önce bir sistem en az 15 dakika dinlenmeli, daha sonra diger sisteme geçilmelidir. Çok hizli bir sekilde bir sistemden digerine geçis ses tonu gibi bazi farklarin algilanmasini kolaylastirmakla birlikte özellikle müzige iliskin kriterlerin algilanmasini güçlestirir. Algilanan sesin kayit, CD player veya baska bir kaynak, amplifikatör, kolonlar, oda ve kisinin o anki beklenti ve ruh halinin bir sonucu oldugu hiçbir zaman unutulmamalidir. Özellikle akustik açidan özel önlem alinmamis çogu odanin ses tonuna elektronik cihaz ve kolonlardan çok daha fazla etki ettigini unutmamak gerekir. Tek bir cihazin performansinin degerlendirilmesinde onun diger cihazlarla hem teknik (örnegin empedans uyumu) hem de ses karakteri açisindan uyumu konusunu da dikkate almak gerekir. Dinleme sirasinda dikkatimizi yöneltecegimiz kriterleri sese iliskin ve müzige iliskin olarak iki gruba ayirabiliriz.

    Sese iliskin kriterleri dinleme

    Sesin karakteri: Canli müzikte çok çesitli sesler vardir. Ayrica kayitlar da firmadan firmaya hatta albümden albüme küçümsenmeyecek farkliliklar gösterirler. Eger bir müzik sistemi her albümde benzer ses veriyorsa kayittaki farkliliklari örten kendine özgü bir ses karakteri var demektir. Örnegin bir müzik sistemi her zaman yumusak ses veriyorsa bu durum bir hatayi göstermektedir. Bir müzik sistemi gerektiginde sert ses de yumusak ses de verebilmelidir. Dinleme esnasinda sesin karakteri ile ilgili dikkat edilmesi gereken bir konu da insan sesleridir. Insan kulaginin en aliskin oldugu seslerden biri dogal olarak insan sesidir ve bu nedenle bir müzik sisteminde sesin karakterinin ne kadar degistigini anlamak için erkek ve bayan sesleri içeren albümler de dinlenmelidir.

    Sesin netligi: Müzik sistemlerinde kalite arttikça sesin netligi de artacaktir. Ancak bir müzik sisteminde tiz seslerin abartilmasiyla sesin netliginin daha yüksek algilanacagi da unutulmamalidir. Ayrica yüksek kaliteli sistemlerin net ve keskin sesinin düsük kaliteye alismis bazi dinleyiciler tarafindan sert zannedildigini de belirtmek gerekir.

    Sesin büyüklügü: James Boyk "Thinking Person's Guide to Stereos" adli makalesinde "Bir müzisyen olarak HiFi sistemlerin canli müzige kiyasla en zayif olduklari alanin dinamik aralik oldugunu görüyorum" demektedir. Bir müzik sisteminde alçak seslerle yüksek sesler arasindaki fark ne kadar büyükse sistem canli müzige o kadar yakin ses vermektedir. Burada da müzik sisteminin "zorlanmasi" sonucu yüksek ses veriyormus hissi yaratmasi ile gerçekten yüksek ses vermesini karistirmamak gerekir.

    Sesin tonundan bagimsiz performans: Bir müzik sisteminin performansi her tondaki seslerde ayni olmayabilir. Örnegin sesin netligi tiz seslerde zayif olup bas seslerde daha iyi olabilir. Veya orta kalinliktaki seslerde derinlik hissi makul iken tiz sesler kolonlardan geliyor gibi olabilir.

    Sahne görüntüsü: Stereo sistemlerin amaci iki kolonla üç boyutlu sahne görüntüsü elde etmek olarak açiklanmaktadir. Bu sekilde evimizde konserdekine daha yakin bir zevk alacagimiz kabul edilmektedir. Bir müzik sistemi sahne görüntüsünü ne kadar net olusturabilirse sistemin kalitesinin o kadar yüksek oldugu düsünülmektedir. Bununla birlikte, çok belirgin, net bir sahne görüntüsünün müzikten aldigimiz zevki olumsuz etkilemesi daha muhtemeldir. Bir stereo sistem müzisyenlerin sahnenin neresinde bulunduklarini gösterebilir, ancak hareketlerini, mimiklerini gösteremez. Bir konserde gördüklerimiz duyduklarimizi güçlendirebilir ama stereo sistemle sahne görüntüsü olusturmak müzisyenlerin duygularini dinleyiciye aktarma yönünde herhangi bir katkida bulunmaz. Aksine ilgimizi müzikten görüntüye kaydirabilir. Aslinda
    gördüklerimiz bir konserde de müzikten aldigimiz zevki azaltabilir. "Duygulanim ile isitme arasinda görmeye nazaran daha yakin bir iliski vardir." (Music and the Mind, Anthony Storr s.26). Özellikle yüksek kaliteli sanat müziginde bazi kolay algilanabilecek melodi v.s. yaninda çogunlukla beynimizin sinirlarini zorlayacak harmoni, tema gibi unsurlar vardir. Bunlari algilamak ise yogun dikkat ve analitik düsünce gerektirir. Oysa duyu organlarimiza ulasan uyaranlar uzun vadeli hafiza kullanimi ve analitik düsünce gerektiren bu gibi islerdeki basari oranimizi azaltir. (A Role for Memory in Divided Attention Between two Independent Stimuli, Hafter, E.R., Bonnel, A.-M., Gallun, E. ve Cohen, E.). Muhtemelen çogumuzun kaliteli, sanatsal müzik dinlerken gözlerimizi kapattigimizda müzikten daha çok zevk aldigimiz durumlar olmustur. Iyi bir stereo sistemde seslerin yeri sesin gücü ve tonu degisse de sabit kalabilmelidir. Ayrica yanlardan gelen sesler de ortadan gelen seslere benzer derinlik hissine sahip olabilmelidir. Bazi müzik sistemlerinde özellikle yanlardan gelen seslerde derinlik hissinin azaldigini, sesin kolondan geldiginin belirginlestigini görmekteyiz. Burada derinlik hissi terimi sesin uzaktan gelmesini ifade etmemektedir. Derinlik hissi uzak veya yakin, sesin üçüncü boyutunun varligini kastetmektedir. Derinlik hissi yeterli olmadigi zaman seslerin kolonlardan geldigi barizlesir ve bu tarz ses dinleyenin ilgisini müzikten sese kaydirmaya meyillidir. Iyi bir stereo sistemin sahne görüntüsü yaratirken bir yandan da dinleyicinin ilgisini dagitmamasi gerekir.

    Seslerin bagimsizligi: Bazi müzik sistemleri tek bir enstrumanin sesini oldukça "etkileyici" bir sekilde verebilirken çok sesli bir müzikte ayni basariyi gösteremezler. Elbette insanin algilama sistemi de çok sesli bir müzikte her sesi ayni netlikte duyabilecek kapasitede degildir, ama iyi bir müzik sisteminde her enstrumanin rahatlikla takip edilebilmesi, ortaya yeni bir ses çiktiginda diger seslerin bundan mümkün oldugunca bagimsiz kalabilmesi gerekir.

    Müzige iliskin kriterleri dinleme

    Bir müzik sisteminde ses kalitesi ile ilgili yukarida sayilan kriterlere göre hemen hemen hiçbir kusur bulunamamasi o sistemden zevkle müzik dinlenebilecegini garantilemez! Bunun iki sebebi vardir. Birincisi, sesin niteliklerinin algilanmasinda yanilgi payi oldukça yüksektir. Küçük sesin detayli sesle, tiz sesin net sesle, keskin sesin sert sesle, zorlanma hissinin yüksek sesle karistirilmasi ve yukarida sayilan çesitli niteliklerin kombinasyonunun dinleyende farkli etkiler yaratmasi yanilgi payini yükselten faktörlerdir. Ikinci ve daha önemli sebep ise müzikten zevk almamizi saglayan ses niteliklerinin hepsinin kontrol edilmesinin
    imkansiz denecek kadar zor olmasidir. Örnegin yukaridaki kriterlerin hepsine göre oldukça kaliteli gözüken bazi sistemlerin müzikten zevk almamizda büyük önemi olan ritm hissini sadakatle olusturamadiklarini gözlemlemekteyiz.

    Sonuç olarak bir müzik sisteminin degerlendirilmesinde sesin niteliklerine iliskin kriterlerin kontrol edilmesinin yani sira, dikkatin tamamen müzige verildigi asagidaki yöntemin de kullanilmasi sarttir.

    Bas, tiz, detay, distorsiyon gibi hifi jargonunu unutun,

    Sesi degil, müzigi dinleyin,

    Enstrumanlari ne kolaylikla digerlerinden ayirabildiginize, takip edebildiginize bakin,

    Müzisyenlerin birbirleriyle uyumlu mu yoksa acemi gibi mi çaldiklarina bakin,

    Müzigin sizi tempo (örnegin ayaginizla) tutmaya yöneltip yöneltmedigine bakin,

    Müzik sisteminin ruh hali ve duygulari iletip iletmedigine, hangi duygulari uyandirabildigine bakin,

    Müzigin bir müddet sonra sizi yorup yormadigina dikkat edin.

    Tüm bu kriterlere göre degerlendirme yapilirken unutulmamasi gereken bir konu da hiçbir müzik sisteminin mükemmel olmadigidir. Bir sistem bazi müzik türleri için uygun iken bir baska sistem baska müzik türleri için daha uygun olabilir. Örnegin popüler müzikler en basit müzik sistemlerinde ve televizyonlarda zevkle dinlenebilir. Buna karsilik karmasik sanat müziklerinden azami zevki alabilmek, hatta bazen bunlari anlayabilmek için daha kaliteli müzik sistemleri kullanmak gerekir.

    Dikkate Alinmasi Gereken Diger Hususlar

    Teknoloji. Bazi teknolojilerin kendine has özellikleri vardir. Örnegin transistörlü amplifikatörlerin lambalilara göre genellikle bas kontrolünün daha iyi oldugu, borulu (horn) kolonlarin çok güçlü oldugu bilinmektedir. Ancak bu bilgiler bize belirli bir ürünün performansi konusunda yalnizca bazi ipuçlari verebilir. Piyasada çok kaliteli lambali amplifikatörler oldugu gibi düsük kaliteli olanlar da vardir. Benzer sekilde her teknolojiden iyi ve kötü örnekler bulmak mümkündür. Tecrübelerimiz bize hangi teknolojinin kullanilmis oldugundan çok kullanilan teknolojinin iyi uygulanip uygulanmamis olmasinin önemli oldugunu göstermektedir.

    Teknik Özellikler.

    Özellikle genis tüketici kitlelerini hedef pazar olarak gören bazi üreticiler frekans yanitsamasi, gürültü orani, distorsiyon orani gibi teknik özellikler ile ses kalitesi arasinda bir iliski oldugu izlenimini uyandiracak reklamlar yapmaktadirlar. Bu sekilde ürünlerinin aslina çok yakin ses verdigi izlenimini yaratmayi hedeflemektedirler. Zira teknik özelliklere bakildiginda örnegin en basit bir CD player'in hemen hemen mükemmel oldugu zannedilir. Böyle bir CD player'in brosüründe distorsiyon orani genellikle 1/10.000'i geçmez, frekans yanitsamasi 0,5 desibelden fazla bir sapma göstermez. Ancak yüksek kaliteli bir CD player ile düsük kaliteli bir CD player'in sesinin karsilastirilmasi durumunda bu kadar düsük hata oranlariyla açiklanamayacak ölçüde farkliliklar oldugu görülür. Bu durum bir müzik sisteminin tüm parçalari için geçerlidir. Hatta bazi üreticilerin tasarim ve üretim süreçlerinde önceligi teknik özelliklere vererek ses kalitesinden fedakarlik yapiyor olmalari da kuvvetle muhtemeldir. Nitekim bazi oldukça düsük kaliteli ürünlerin teknik özellikleri son derece kaliteli bazi ürünlerinkinden daha iyi gözükmektedir. Yani teknik özellikler ile ses kalitesi arasinda bazen negatif bir iliski dahi olabilir.

    Fiyat

    Bir müzik sisteminin fiyati yüksekse genellikle kalitesi de yüksek olmaktadir. Ancak elbette bunun istisnalari da vardir. Ayrica fiyat artisinin ses kalitesini ne ölçüde ve ne sekilde artiracagi da önemlidir. Çok çesitli müzik sistemleri dinleme deneyimine sahip olmayan çogu kisi fiyat arttikça ses kalitesinin sesin orijinaline yaklasacagini, dolayisiyla kalitedeki degisimin giderek azalacagini düsünür. Oysa deneyimlerimiz yüksek kaliteli ürünler arasindaki farklarin ucuz ürünler arasindaki farklardan daha büyük olabildigini göstermektedir. Bu durumun baslica iki nedeni oldugunu zannediyorum. Birincisi düsük fiyatli ürünlerin imalati sirasinda temel önceligin ürünün istenen islevi mümkün mertebe güvenilir bir sekilde yerine getirmesinden ibaret olmasi. Yani kabul edilemeyecek gürültü oranlari disinda ses kalitesi açisindan fazla bir beklenti olmamasi ve markadan markaya fazla degismeyen standart parça ve yöntemlerin kullanilmasi. Ikincisi ise ucuz sistemlerin çözünürlüklerinin düsük olmasi nedeniyle mevcut farklarin duyulmasinin zor olmasi. Bir müzik sistemine ne kadar bütçe ayrildiginda ne kalitede ses alinacagi bir çok kisinin merak ettigi bir konudur. Maalesef biri nicelik digeri nitelik olan iki seyi karsilastirarak bu soruya net bir cevap verebilmek pek mümkün gözükmüyor. Ancak bu konuya bir ölçüde isik tutabilecek su bilgiyi verebiliriz: Ilk defa dinledigi fiyat kategorisindeki bir sistem hakkinda yorum yapan çogu kisi ses kalitesi farkinin beklediginden fazla oldugunu belirtmektedir. (Kisinin alisik oldugu sistemler ile yeni dinledigi sistem arasindaki farkin çok büyük olmasi durumu hariç. Bu durumda kisinin farki dogru algilayabilmesi genellikle pek mümkün olmuyor, hatta kaliteli olan sistem begenilmeyebiliyor. Kisi duymaya alismis oldugu, dolayisiyla dogru oldugunu zannettigi bozulmalari çok yüksek kaliteli sistemde duymayinca sistemin güçsüz, detaysiz, heyecansiz bir sese sahip oldugu kanaatine ulasabiliyor. Bütçe ile ilgili sik karsilasilan bir soru da bütçenin ne kadarinin hangi parçaya ayrilmasi gerektigidir. Müzik sistemleri ile yeni
    ilgilenmeye baslayan çogu kisi kolonlarin diger parçalardan daha önemli oldugunu düsünür. Kolonlar arasinda karsilastirma yapildiginda ses tonu gibi kolay hissedilen bazi farklar diger parçalara göre biraz daha fazla olmakla birlikte müzikten alinan zevki etkileme açisindan kaynak (ör: CD player) ve amplifikatör genellikle daha önemli rol oynamaktadir.

    Uyum

    Esasen bir müzik sistemini olusturan parçalarin uyumu en önemlisidir. Çok pahali ve kaliteli ancak birbiriyle uyumsuz parçalardan olusan bir müzik sistemi oldukça mütevazi bir sistemden daha kötü sonuç verebilir. Uyumlu bir sistemde parçalarin fiyati birbirine yakin olmaktadir. Bir müzik sisteminin parçalarini seçmeye hangisinden baslamaliyiz? Bu konuda çogumuzun en zor degistirecegi unsur salonun boyutlaridir. Salonun akustik özelliklerini bir miktar degistirmek çok zor degildir ama örnegin 60m2'lik bir salonda 20x30x40 cm boyutlarinda bir kolondan düsük distorsiyon oranlariyla yeterli akustik güç ve bas ses elde edilmesi hemen hemen imkansizdir. Dolayisiyla salonu seçme sansimiz olmadigini farz edersek seçime kolonlarla baslayip, ona uygun amplifikatör ve CD player ile devam etmeliyiz. Cihazlarin birbirine uyumu konusunda bazi teknik kriterler var olmakla beraber seçimi dinleyerek yapmak en uygunudur. Bilgi ve deneyimine güvenmeyen kisiler ve düsük bütçe ile kurulacak sistemler için en iyi sonuç genellikle tüm cihazlarin ayni marka ve seriden olmasiyla elde edilmektedir.

    Referanslar

    Bohn, Dennis (Rane Corporation) "Signal Processing Fundamentals"
    Boyk, James "Music of Sound"
    Boyk, James "Rules of the Game"
    Boyk, James "Thinking Person's Guide to Stereos"
    Boyk, James "Ear Of The Beholder"
    Grodinsky, Robert M., "Ultra High Resolution Loudspeaker System, United States Patent 4,597,100"
    Hafter, E.R., Bonnel, A.M., Gallun, E. and Cohen, E. "A Role for Memory in Divided Attention Between two
    Independent Stimuli"
    Hiraga, Jean "Les Haut-Parleurs"
    JBL Professional, "Sound System Design Manual 99"
    Jourdain, Robert "Music, The Brain And Ecstasy"
    Katz, Bob "Compression in Mastering"
    Norwitz, Leonard "Are You On The Road To Audio Hell"
    Penalva, Jean Michel "Du Son à l'Emotion La Haute Fidélité"
    Russel, Dan "Hammer Nonlinearity, Dynamics and the Piano Sound"
    Russel, Dan "The Piano Hammer as a Nonlinear Spring"
    Storr, Antony "Music and the Mind"
    Worral, David "Physics and Psychophysics of Music"

    Not:http://abone.turk.net/studioa/makale/canmkl.htm adresinden alıntıdır.

    BÖLÜM II - HI-FI KRİTERLERİ

    HI-FI sistemleri karşılaştırmada kullanılan kriterler.En önemli olan 6 kriteri burda bulabilirsiniz.


    1. Ton ayarı: Sesin frekans aralığı (frequency range) şeklinde tanımlanır. Hertz(Hz) ile ifade edilir. Kısaca alt, orta ve üst sesleri içeren bir skala içinde müzik dinleriz. Bir sistemin müziğin doğasında var olan bu sesleri aslına en yakın kapasitede verebilmesi önemli bir başarı ölçütüdür.

    2. Reverberasyon etkisi: Canlı müzikte notaların belli bir duyulma süresi vardır. Müziğin temposu buna göre belirlenir. Kayıt ortamında saptanan bu özelliklerin sistemimizde aslına uygun biçimde duyulması, yani seslerin gereğinden kısa veya uzun duyulmaması da önemli bir ölçüttür.

    3. Dinamik aralık: Desibel(dB)cinsinden ifade edilir. Sesin büyüklüğü ile ilgilidir. Hiçbir audio sistemi canlı müzikteki büyüklüğü birebir veremez. Ancak en düşük ses ile en yüksek ses arasındaki aralık ne kadar büyük olursa, canlı müziğe o kadar yaklaşılmış olur.

    4. Sahne görüntüsü: Müziğin icrasında enstrümanlar sahneye belli bir düzen içinde yerleşir. Bu üç boyutlu bir yerleşimdir. Bir müzik sistemi sahnedeki bu izlenimi doğru olarak yansıttığı ölçüde boyutlu ve başarılıdır.

    5. Tını-ses rengi: Her enstrümanın belli bir ses karakteri vardır. Bu karakter harmonikler dediğimiz ve temel sese eşlik eden yan seslerle oluşur. Bunları doğruya en yakın biçimde bize ileten sistem, her enstrümanı kendi karakteristiğine uygun biçimde dinlememizi sağlar.

    6. Dinamik değişim: Müzikte farklı enstrümanların seslerindeki yükseklik farkı dışında bir de aynı enstrümanın çeşitli iniş-çıkışları sözkonusudur. Canlı müzikte bu hiçbir zaman monoton bir çizgi izlemez. Sistemimizin bu konudaki başarısı da oldukça uç bir performansı ifade eder.




    SES FREKANS ARALIĞI - FREQUENCY RANGE (Hz) :
    ALT SINIR: ÜST SINIR: SES TANIMI:
    20..............40..............Alt Kalın-Deep Bass
    40..............80..............Kalın-Mid Bass
    80.............160.............Üst Kalın-Upper Bass
    160...........320.............Alt Orta-Lower Midrange
    320...........640.............Orta-Midrange
    640..........1280............Üst Orta-Upper Midrange
    1280........2560............Alt Tiz-Lower Treble
    2560........5120............Orta Tiz-Middle Treble
    5120........10240..........Üst Tiz-Upper Treble
    10240......20480..........Tepe Oktav-Top Octave

    BAZI SESLERİN FREKANS ARALIĞI

    NEFESLİLER....HERTZ (Hz)
    Piccolo...............480-4608
    Flute..................256-2304
    Oboe..................256-1536
    Clarinet..............160-1536
    Trumpet...............160-960
    Bass Clarinet.........80-480
    YAYLILAR
    Violin................192-3072
    Viola.................128-1280
    Cello....................64-768
    Bass Viol.............40-240
    İNSAN SESLERİ
    Soprano............240-1152
    Alto....................160-768
    Tenor..................128-480
    Baritone................95-384
    Bass....................80-320


    SES ŞİDDETİNE İLİŞKİN BAZI ÖRNEKLER

    GÜRÜLTÜNÜN TANIMI.....................DESİBEL (dB)
    Kulakta acı başlangıcı..........................130
    Çelik bir levhaya çekiç darbesi..............114
    Perçin çivisine çekiç darbesi...................97
    Sedan bir otomobilde yolculuk................87
    Fabrika gürültüsü..................................78
    Yoğun trafikte bir ana cadde...................68
    Büyük bir ofis........................................65
    Büyük bir mağaza..................................63
    Orta büyüklükte bir mağaza....................62
    Restaurant........................................ ....60
    Ara sokak............................................. 58
    Benzin istasyonu...................................55
    Küçük bir dükkan...................................52
    Tiyatro salonu........................................42
    Büyük kentte bir ev.................................40
    Kırsal alanda bir ev.................................30
    Alçak sesle konuşma.............................20
    Meltem............................................ .....10
    İşitme sınırı............................................ .0


    Not :Yazılar alıntıdır.

    BÖLÜM III - HOPARLÖR NEDİR?

    Hoparlör Elektrik enerjisini ses enerjisine çevirir. Yapısı itibarıyle;
    1. Konik hoparlörler (Direkt radyatörler) Ses dalgalarını doğrudan doğruya yayımlarlar
    2. Hunik hoparlörler (Endirek radyatörler).Ses dalgalarını huni biçiminde bir borudan geçirerek yayımlarlar.

    Özellikleri
    1. Hoparlör toplam distorsiyonu küçük olmalıdır (Diyafram devintisi 2 mm.den küçük olmalı).
    2. Frekans yansıtsama eğrisi düz, düzgün, geniş olmalı (Konuşma için:200- 7000 Hz/ Konuşma netliği için 3000 Hz.de tümsek olmalı).
    3. Güç dönüştürme verimi yüksek olmalı.
    4. Büyük ses (Akustik) güçlerde hoparlör hasara uğramamalıdır.
    5. Transit işaretleri algılayabilmelidir.
    6. Yönelgenlik (Direktivite) her frekansta aynı olmalı.
    7. Sağlam olmalı.
    8. Birim akustik güce isabet eden maliyeti düşük olmalı.

    Hoparlör çeşitleri
    1. Dinamik hoparlör (devingen bobinli),
    2. Devingen demirli (distorsiyon fazla),
    3. Armatürü dengeli (120 Hz.den düşük sesleri almıyor).
    4. Kristalli-Tiz hoparlör olarak kullanılır. Artık piyasada bulunmamaktadır. Dayanıksızdır
    5. Şerit
    6. Elektrostatik-Geniş frekans bantlı, distorsiyonu küçük, sekizli polar diyagramı var.
    Mahsurları: 250-2000 v. polarma gerilimi gerekir.
    Toplam verimi düşüktür. Empedans uydurucu trafo gereklidir. Çıkış ses seviyesi düşüktür.

    Hoparlör Frekans Karakteristiği
    1. Hoparlörün bas seslerde iyi bir davranış göstermesi için hafif, az kütleli, sıkıca bir diyaframa gerek vardır. Tiz ve bas sesler arasında yeterince düzgün bir ses basınç seviyesi elde edilir.
    2. Arka yüzden çıkan ses dalgalarının ön yüze geçişini önlemek üzere hoparlör geniş yüzeyli bir tahta üzerine takılır. Tahta akustik ekran olarak kullanılıp, akustik geri besleme önlenmeye çalışılır.

    Hoparlörün Elektriksel Empedansı
    Alçak frekanslarda empedansın en büyük değere ulaştığı frekansa hoparlörün rezonans frekansı denir.
    Pratikte hoparlör empedansı 8 Ohm denince; 400 Hz.de ölçülen empedans bilinir.
    Yüksek frekanslarda hoparlör empedansı artar. Bu nedenle,yuvarlak bir değer olsun diye hoparlör empedansı ile ölçmeler, 400-1000 Hz.arasında yapılır.

    Hoparlör Polaritesi
    Ölçüm için, bobin uçlarına pil bağlanır. Diyafram ileri giderse pilin artı ucunun bağlı bulunduğu yer, bobinin de artı ucudur.

    Huni Hoparlörler
    Alüminyum ya da plastikten yapılır. Huni hoparlörün üretebileceği en düşük frekansa, hoparlörün kesim frekansı denir. Huni hoparlörde güç dönüştürme verimi %10-%40 arasındadır ( Direkt radyatörde % 10.dur)

    Çeşitleri.
    1.Dikdörtgen (Rectangular horn)
    2.Yuvarlak (Round horn)
    3.Dönemeçli (Reentrant horn)
    4.Boyunlu yassı (Conventional Radial horn)
    5.Boyunsuz yassı (Neckless Radial horn)
    6.İki geçitli (Double diffraction horn)

    Hoparlör kabinleri
    1. Açık
    Duvardan en az 15 cm.uzağa konulmalıdır.

    2. Kapalı
    Alt kesim frekansı : 40-175 Hz
    Üst kesim frekansı : 20000 Hz.
    Açıktaki değerin 2,2 ile 12,5 katı fazla değer alır.

    3. Kristalle geri beslemeli
    (Phılıps firmasının buluşudur.) Bas Hoparlör merkezine pxe kristal-Piezoelektrik eleman yerleştirilmiştir.
    Besleme devresi bulunmakta Ses dışarıya düzeltilerek verilmektedir.

    4. Oluklu Bas Refleks ya Kanallı Hoparlör Kutusu yada Akustik Faz İnvertörü denir. Beşgen, altıgen şekilde dizayn edilebilir. Pvc yada kartondan yapılabilir.

    İki yollu Hoparlörler : Bas-Tiz
    Üç yollu Hoparlörler: Bas-Orta-Tiz
    Bölüştürme filtresi:
    Pasif Radyatör
    Yardımcı bas hoparlorlörü.
    Manyetik kısmı ve ses bobini yoktur.
    Sistemin alçak frekanslardaki (Bas seslerdeki) karakteristiğini genişletmeye yarar.

    HOPARLÖR GÜCÜ
    Çalışma gücü ( Operating Power )
    Ölçülmesi, 100-4000 Hz.arasında yapılır. Hoparlör ekseninden 1 M.uzakta 12 mikrobarlık (96 dB.lik) veya 3 M.uzaklıkta 4 mikrobarlık (86 dB.lik) ses basınç şiddeti üretebilmesi için hoparlör ses bobinine uygulanan sinüzoidal elektriksel güç değerine çalışma gücü denir.

    Kapasite (Power Handling Capacity )
    Hoparlörün hasara uğramadan dayanabileceği sürekli güç değeridir. Yüksek güçlü olarak bilinen bas hoparlörlerin kapasiteleri : 10-250 W. arasındadır.

    Müzik gücü ( Musical Power )
    Hoparlör bobinine 25 Hz.den küçük, konuşma ve müziği temsil etmek üzere darbeli gerilim uygulanır. Hoparlörde uğultu ve cızırtının başlamadığı, distorsiyonun henüz gözlenmediği duruma gelinceye kadar, giriş elektriksel gücü arttırılarak müzikal güç bulunur.
    Bir Soru : Hoparlörler, amplifikatör gücünün 1.5 katı fazla seçilir.

    Cevap :YANLIŞ. Böyle bir seçimde hoparlörlerin yüksek volümde zarar görmesi kaçınılmazdır. Doğrusu; Hoparlörlerin amfi ile aynı güçte olması bu mümkün değilse daha düşük güçte olmasıdır. Bu, amfiden beklenen en üst düzey ses kalitesinin alınmasında önemlidir. Bu durumda amfinin max. 1/2 sesinden daha fazlasını açmak gereği nadiren duyulur. Halbuki düşük güçteki bir amfi ve güçlü bir hoparlör ile (bir de hoparlör hassasiyeti 90 db' in altında ise) beklenen ideal sese ulaşmak zordur bunun için için bilinçsizce volüm açılır. Bilinenin tersine amfi gücünün daha düşük olduğu bir durumda yüksek volümde büyük oranda distorsiyon gelişir ve empedans değişikliklerinin tolere edilememesi, düşen akım vb. nedenlerle iyi beslenemeyen driverlar hasara uğrar. Özetle hoparlörler kendilerinden güçlü ampfilikatörlerin seslerinin açılması ile değil kendilerinden güçsüz amfilerin sesin açılması ile patlar.

    Not : Yazı alıntıdır.

    BÖLÜM IV - HOPARLÖR KRİTERLERİ

    Hoparlör Gerçekleri

    Bir hoparlörün sesinin güzelliği kişiden kişiye değişse de, tüm hoparlörler için belli kurallar vardır. Hoparlörlerin en başta ayrıldığı iki sınıf var: Aktifler ve Pasifler.

    Aktif hoparlörler iç yapılarında bir güç kaynağı bulundururlar ve elektrik şebekesine bağlanmaları gerekir. Diğer yandan pasiflerin böyle bir ihtiyacı yoktur ve yükseltme merkezi olan amplifikatörden gelen ses sinyalini alarak sese çevirirler. Aktif hoparlörle bu durumda amplifikatör içinde yapılan yükseltme işlemini kendi içlerinde yaparlar ve DVD ve diğer kaynaklarda standart olan yükseltilmemiş (line seviyesinde) çıkışlara bağlanabilirler. Gerek burada incelediğimiz, gerekse incelememize katılamamış çoğu sistemlerde subwoofer aktif bir eleman iken diğer hoparlörler pasiftir. Hem aktifliği hem de diğerlerinden farklı frekanslarda çalışması sebebiyle subwoofer, amplifikatörler üzerinde genellikle kendine özel bir çıkıştan sinyal alır.

    Hoparlör Seçmek

    Bir hoparlörün kabin yapısının kalitesi; tasarımı sırasında o hoparlöre gösterilen özene ve konstrüksiyonuna dayanır. “Konstrüksiyon” kelimesi genelde “iskelet” anlamına gelse de burası işin içine yüzeyler de girer. Bu yüzeyler genellikle kasanın ağırlığını etkilediğinden, satın alırken kasa ağırlığını göz önünde bulunduranlar bile vardır (biraz karpuz seçmeye benziyor).

    Kimi hoparlörler dış kaplamalarının altında kat kat sıkıştırılmış sunta ve/veya MDF(Medium Density Fibre Board, Orta Yoğunlukta Fiber Tahta) kullanırken, kimileri bu malzemeler arasında kumu da presleyerek sıkıştırırlar.

    Hoparlörlerin üzerine uygulanan kaplama içinse genellikle vişne, dişbudak, akgürgen veya gül ağacı tercih edilir. Bu kaplamalar, üreticilere kaplamada kolaylıklar kadar, renk seçeneklerini çeşitlendirme imkanı da sağlar.

    Plastik dökme kasalı hoparlörler ise ağaç kasalara göre genellikle daha düşük kaliteli olarak kabul edilir. Ancak akustik konusunda yaşanan yenilikler, özel plastikten dökülmüş yekpare plastik kasaların da oldukça kaliteli olabileceklerini göstermiştir. Diğer yandan eğer: “Hi-Fi’nin ucuna kadar geldim, ama o kadar da para harcamak istemiyorum.” Diyorsanız, sunta ve MDF kasaların sizin isteklerini gayet rahat karşılayabileceğini söyleyebiliriz. Bunların yanı sıra metal alaşımlı hoparlör kasaları da mevcuttur. Bu tip kasalarda genellikle alüminyum gibi yumuşak metaller tercih edilse de sesin gürültüye dönüşerek dışarıya çıkmasını engelleyen aslında birçok tedbir zaten kasa içine yerleştirilmiştir. Metal alaşımlı kasalar genellikle dökme olup, minumum ölçüde bağlantı noktası içerir. Bazı hoparlör üreticileri tarafından kullanılmakta olup, dikkatle incelenerek alınması gereken sistemlerdir.

    Stereo, Hifi veya Ev Sineması terimlerine yabancı değilsinizdir. Ev eğlencesi, bütün bu ekipmanın entegre olduğu ve kendi evinizde müzik, film ve tv deneyimini yaşayabildiğiniz bir sistemdir. Ev eğlencesi, bütün medya türlerini tek bir şemsiye altında toplayabilir. Bugün CD, VHS, VIDEO, TV, DVD VIDEO ve LASER DISC bu çatı altındadır. Gelecekte ise DVD AUDIO, DIGITAL TV, WEB TV ve çok gelişmiş oyun konsolları da bu çatı altında yerini alacak.

    Multimedya dünyasında kesin bir kural var. O da herhangi bir Ev Eğlencesi'nin bir yüzünde 'gerçek' sesi yaşayabilmeniz için speaker'a ihtiyacınız olduğu. En iyi müzikal kayıtlarındaki sonik etkiyi dışarıya yansıtmanın ötesinde speaker'lar ev içine de entegre edilebilme özelliğine sahip.

    Ses Deneyimi

    Gerçek bir sinemaya gittiğinizde filmin sesleri sizi sarmalar. Normalde perdenin arkasında üç büyük speaker gizli olabilir.

    - İki tane sağda ve solda (stereo): Arka plandaki müziğin ve efektlerin etkisini vermek için,
    - Ortada bir tane: ekran boyunca yayılan konuşma ve efektleri daha temiz verebilmek için.

    Bir sinema salonunun yan ve arka duvarlarında ise çok sayıda speaker, ambiansı ve ekran dışı efektleri üretir. Bu speakerlar, sizin orada seyirci olduğunuzu unutarak ekrandaki sahnenin bir parçası olmanızı sağlar.

    Evde benzer bir ses deneyimini yaşayabilmeniz için gerçek bir sinemada kullanılan ses sistemine benzer bir düzen kurmanız gerekir. Odalarınız gerçek sinema salonlarından daha küçük ve de optimal ses düzeni için daha az sayıda seyirci olduğundan, basit bir ev sinema sistemini kurmak daha kolaydır.

    Hoparlör Alırken Neye Dikkat Etmeliyiz

    Bir müzik sistemini mümkün olduğunca gerçekçi değerlendirebilmek için dinleme koşullarıyla ilgili bazı hususlara özen göstermek gerekir:

    Dinleme işlemi sessiz, sakin bir ortamda gerçekleştirilmelidir.
    Odada mümkünse yalnızca dinlenmekte olan kolonlar bulunmalıdır. Çünkü diğer kolonların hoparlörleri kendilerine ulaşan ses dalgalarının etkisiyle titreşir ve bu titreşimleri sesin kaynağında durmasından sonra, kısa da olsa bir müddet devam eder. Diğer kolonlar ayrıca sesin tonu, yönü gibi hususları da çeşitli şekillerde etkilerler. Eğer odada başka kolonların bulunması kaçınılmaz ise bu kolonların girişinin kısa devre edilmesi durumunda sorun bir miktar azalır. Bunu bir kolonun bas hoparlörünün diyaframına parmağınızla hafifçe vurarak deneyebilirsiniz. Kolonun girişi kısa devre iken daha az ses çıkacaktır. Esasen ideal olan çözüm test edilecek sistemin ileride kullanılacağı ortamda dinlenmesidir.
    Dinleme işlemi en az iki güne yayılmalı ve bir kaç saatten kısa olmamalıdır. En az iki gün önerilmesinin sebebi kişinin beklentilerinin ilk dinleme ile daha sonraki dinleme arasında çoğunlukla değişmesidir. Ayrıca kişinin alışık olduğu müzik sistemine göre çok yüksek kaliteli olduğu tahmin edilen (bu tahmin örneğin fiyata dayalı olabilir) sistemlerin gerçek kalitesinin ve değerinin anlaşılması için bir kaç hafta boyunca aralıklarla dinlenmesi gerekebilir. Çünkü farkın çok büyük olması, normalizasyonun etkisiyle genellikle mevcut farkın doğru yorumlanabilmesini güçleştirmektedir.
    Dinleme işlemi çeşitli müzik türleri ile gerçekleştirilmeli, kaynak seçiminde insan sesi içeren ve çok sesli sanatsal müzik içeren kayıtlara mutlaka yer verilmelidir.
    Eğer bir karşılaştırma yapılacaksa önce bir sistem en az 15 dakika dinlenmeli, daha sonra diğer sisteme geçilmelidir. Çok hızlı bir şekilde bir sistemden diğerine geçiş ses tonu gibi bazı farkların algılanmasını kolaylaştırmakla birlikte özellikle müziğe ilişkin kriterlerin algılanmasını güçleştirir.
    Algılanan sesin kayıt, CD player veya başka bir kaynak, amplifikatör, kolonlar, oda ve kişinin o anki beklenti ve ruh halinin bir sonucu olduğu hiçbir zaman unutulmamalıdır. Özellikle akustik açıdan özel önlem alınmamış çoğu odanın ses tonuna elektronik cihaz ve kolonlardan çok daha fazla etki ettiğini unutmamak gerekir. Tek bir cihazın performansının değerlendirilmesinde onun diğer cihazlarla hem teknik (örneğin empedans uyumu) hem de ses karakteri açısından uyumu konusunu da dikkate almak gerekir.

    Sonuç olarak

    Bir müzik sisteminin değerlendirilmesinde sesin niteliklerine ilişkin kriterlerin kontrol edilmesinin yanı sıra, dikkatin tamamen müziğe verildiği aşağıdaki yöntemin de kullanılması şarttır.
    Bas, tiz, detay, distorsiyon gibi hifi jargonunu unutun,
    Sesi değil, müziği dinleyin,
    Enstrumanları ne kolaylıkla diğerlerinden ayırabildiğinize, takip edebildiğinize bakın,
    Müzisyenlerin birbirleriyle uyumlu mu yoksa acemi gibi mi çaldıklarına bakın,
    Müziğin sizi tempo (örneğin ayağınızla) tutmaya yöneltip yöneltmediğine bakın,
    Müzik sisteminin ruh hali ve duyguları iletip iletmediğine, hangi duyguları uyandırabildiğine bakın,
    Müziğin bir müddet sonra sizi yorup yormadığına dikkat edin.
    Tüm bu kriterlere göre değerlendirme yapılırken unutulmaması gereken bir konu da hiçbir müzik sisteminin mükemmel olmadığıdır. Bir sistem bazı müzik türleri için uygun iken bir başka sistem başka müzik türleri için daha uygun olabilir. Örneğin popüler müzikler en basit müzik sistemlerinde ve televizyonlarda zevkle dinlenebilir. Buna karşılık karmaşık sanat müziklerinden azami zevki alabilmek, hatta bazen bunları anlayabilmek için daha kaliteli müzik sistemleri kullanmak gerekir.

    Gelelim Fiyata

    Bir müzik sisteminin fiyatı yüksekse genellikle kalitesi de yüksek olmaktadır. Ancak elbette bunun istisnaları da vardır. Ayrıca fiyat artışının ses kalitesini ne ölçüde ve ne şekilde artıracağı da önemlidir. Çok çeşitli müzik sistemleri dinleme deneyimine sahip olmayan çoğu kişi fiyat arttıkça ses kalitesinin sesin orijinaline yaklaşacağını, dolayısıyla kalitedeki değişimin giderek azalacağını düşünür. Oysa deneyimlerimiz yüksek kaliteli ürünler arasındaki farkların ucuz ürünler arasındaki farklardan daha büyük olabildiğini göstermektedir.

    Bu durumun başlıca iki nedeni olduğunu zannediyorum. Birincisi düşük fiyatlı ürünlerin imalatı sırasında temel önceliğin ürünün istenen işlevi mümkün mertebe güvenilir bir şekilde yerine getirmesinden ibaret olması. Yani kabul edilemeyecek gürültü oranları dışında ses kalitesi açısından fazla bir beklenti olmaması ve markadan markaya fazla değişmeyen standart parça ve yöntemlerin kullanılması. İkincisi ise ucuz sistemlerin çözünürlüklerinin düşük olması nedeniyle mevcut farkların duyulmasının zor olması.

    Bir müzik sistemine ne kadar bütçe ayrıldığında ne kalitede ses alınacağı bir çok kişinin merak ettiği bir konudur. Maalesef biri nicelik diğeri nitelik olan iki şeyi karşılaştırarak bu soruya net bir cevap verebilmek pek mümkün gözükmüyor. Ancak bu konuya bir ölçüde ışık tutabilecek şu bilgiyi verebiliriz: İlk defa dinlediği fiyat kategorisindeki bir sistem hakkında yorum yapan çoğu kişi ses kalitesi farkının beklediğinden fazla olduğunu belirtmektedir. (Kişinin alışık olduğu sistemler ile yeni dinlediği sistem arasındaki farkın çok büyük olması durumu hariç. Bu durumda kişinin farkı doğru algılayabilmesi genellikle pek mümkün olmuyor, hatta kaliteli olan sistem beğenilmeyebiliyor. Kişi duymaya alışmış olduğu, dolayısıyla doğru olduğunu zannettiği bozulmaları çok yüksek kaliteli sistemde duymayınca sistemin güçsüz, detaysız, heyecansız bir sese sahip olduğu kanaatine ulaşabiliyor.

    Bütçe ile ilgili sık karşılaşılan bir soru da bütçenin ne kadarının hangi parçaya ayrılması gerektiğidir. Müzik sistemleri ile yeni ilgilenmeye başlayan çoğu kişi kolonların diğer parçalardan daha önemli olduğunu düşünür. Kolonlar arasında karşılaştırma yapıldığında ses tonu gibi kolay hissedilen bazı farklar diğer parçalara göre biraz daha fazla olmakla birlikte müzikten alınan zevki etkileme açısından kaynak (ör: CD player) ve amplifikatör genellikle daha önemli rol oynamaktadır.

    Birde Uyum Var Tabii

    Esasen bir müzik sistemini oluşturan parçaların uyumu en önemlisidir. Çok pahalı ve kaliteli ancak birbiriyle uyumsuz parçalardan oluşan bir müzik sistemi oldukça mütevazi bir sistemden daha kötü sonuç verebilir. Uyumlu bir sistemde parçaların fiyatı birbirine yakın olmaktadır. Bir müzik sisteminin parçalarını seçmeye hangisinden başlamalıyız? Bu konuda çoğumuzun en zor değiştireceği unsur salonun boyutlarıdır. Salonun akustik özelliklerini bir miktar değiştirmek çok zor değildir ama örneğin 60m2'lik bir salonda 20x30x40 cm boyutlarında bir kolondan düşük distorsiyon oranlarıyla yeterli akustik güç ve bas ses elde edilmesi hemen hemen imkansızdır. Dolayısıyla salonu seçme şansımız olmadığını farz edersek seçime kolonlarla başlayıp, ona uygun amplifikatör ve CD player ile devam etmeliyiz. Cihazların birbirine uyumu konusunda bazı teknik kriterler var olmakla beraber seçimi dinleyerek yapmak en uygunudur. Bilgi ve deneyimine güvenmeyen kişiler ve düşük bütçe ile kurulacak sistemler için en iyi sonuç genellikle tüm cihazların aynı marka ve seriden olmasıyla elde edilmektedir.

    Benim size önerim bu işe meraklı iseniz iyi kötü biryerden girmektir. Zira sahip olacağınız sistem zaman içinde sizin kulağınızın gelişmesini sağlayacak ve ilerde yapacağınız yeni kombinasyonlara yönelik yatkınlığınızı geliştirecektir.


    Not :Yazılar alıntıdır.


    BÖLÜM V - YENİ BİR SES SİSTEMİ KURMAK

    YENİ BİR SES SİSTEMİ KURARKEN

    - Satın alacağınız cihaz ne olursa olsun, sesini dinlemeden ve test etmeden almayin.
    - Amplifikatörünüzün, hoparlörlerinizin gücünün ve müzik dinlediğiniz odanın boyutlarının birbirleriyle orantılı olmasına dikkat edin.
    - Ses sisteminiz için satın alacağınız bütün cihazların aynı fiyat ve kalite sınıfında olmasınada dikkat edin.
    - Bir ses sistemi kurarken, aynı markanın değişik ürünlerinin birbirleriyle uyumlu olduğunu unutmayin.
    - Aletleri test ederken herbirinde uzun süre dinlediğiniz bir CD nizi deneyiniz, aynı CD size her alette değişik bir tını verecektir.

    HOPARLÖRLERİ YERLEŞTİRİRKEN NELERE DİKKAT ETMEK GEREKİR?

    Hoparlörlerin yerlestirilmesinde en iyi yöntemlerden biri bu iki hoparlörün arasindaki mesafenin, oturma konumunuz ile hoparlörler arasindaki mesafe kadar olmasidir. Odanin enine bağlı olarak bu mesafe az olabilir ama daha fazla olmamalidir. Diyelim ki hoparlörleri koyacağiniz yer ile oturduğunuz yer arasindaki mesafe 3 metre. O zaman hoparlörlerin birbiri arasindaki mesafede 3 metre olmalıdir. Mümkün olduğu kadar her iki hoparlör içinde ayni ses ortamı oluşturulmalıdır. Mesela bir hoparlör hiçbir zaman bir cismin arkasında durmamalı yada sol hoparlör cam kenarinda dururken sağ taraftaki de kitaplarla dolu bir kütüphane yanında olmamalıdır. Bu ses dengesini olumsuz yönde etkiler.

    SES SİSTEMİNİZİN PERFORMANSINI YÜKSELTMEK İÇİN TAVSİYELER

    - Sisteminize elektriği tek bir kaynaktan almaya özen gosterin.
    - Cihazlarınızı 20-25 gün gibi uzun sure kullanmayacaksanız mutlaka fişten çıkartın.
    - Hoparlör kablolarınız ile elektrik kablolarını yan yana getirmemeye çalışın. Çünkü elektrik akımı ses kablolarınızdan geçen ses sinyallerini bozabilir.
    - Amplifikatörünüzle hoparlörleriniz arasindaki kablo bağlantısını mümkün olduğu kadar kısa tutun ve kabloların çok fazla dolasmamasına özen gosterin.
    - Yüksek akım çeken cihazların elektriğini asla sisteminiz üzerinden almayin.
    - Ses sisteminizin yakınında açık halde cep telefonlarınızı bırakmayin, hele hoparlörlerin üstlerine açık bir cep telefonunu asla bırakmayin.
    - Manyetik akım içeren (aktif-çalisir vaziyette olan) cihazlar ve hoparlörler üzerine CD, kaset ve plaklarınızı koymayın, zarar verebilir.
    - En az altı ayda bir hoparlör kablolarınızın uçlarını birer santim kesin. Çünkü kabloların uçları zamanla kararır, oksitlenme yapar. Buda sesi etkiler.
    - Ses sisteminizde kalın kaliteli hoparlör kablosu kullanin bu sesi olumlu yönde oldukça etkileyecektir.
    - Eğer hoparlörünüz bi-wire (frekans ayrımlı) bağlantılı ise (bas ve tiz sürücüler için ayrı ayrı kablo girişleri) aradaki köprüleri kullanmak yerine hoparlör kablosundan bir parça ile köprüleme işlemini yapın daha iyi sonuç elde edersiniz, yada en iyisi iki kablo ile bi-wire kullanin, uzmanlar bi-wire bağlantının sesi %30 iyileştirdiğini söylüyor.
    - Kablolamayi yaparken (+), (-) uçların doğru bağlandığını mutlaka kontrol edin.
    - Kabloları hoparlöre bağlamanın en iyi yolu connectorlerle değil çıplak olarak bağlamaktır. Bunu tercih edin.
    - Hoparlör kablonuzu her 15, 20 cm de bir + yi -, - yi + yönüne bükerseniz (twist ederseniz) ses kalitesini oldukça yükseltmiş olursunuz.
    - Hoparlörlerinizin altında çivileri veya ayakları yoksa, çıkan seste komşularınizı rahatsız ediyorsa, hoparlörlerin altına tahta perde halkaları içine koyduğunuz tenis toplarını yada ikiye kestiğiniz silgileri yerleştirebilirsiniz.
    - Altı ayda bir hoparlörünüzü kasaya bağlayan vidalari kontrol edin, gevşemisse sağlamlaştırın. En ufak bir gevşeme sesi etkileyecektir.
    - Hoparlörünüz küçük bile olsa hicbir zaman cam yüzeyler uzerine yada yakınına koymayın ve pencerelerden mümkün olduğu kadar uzak tutmaya calışın. Çünkü cam sesi oldukça etkiler.
    - Oturduğunuz yerin arkasındaki duvarı kalın malzemeler ile kaplamanız sesin daha iyi gelmesine yardımcı olur.
    - Sisteminizdeki cihazları hiçbir zaman üst üste koymayın. Aralarında daima bölücü bir cisim olsun. Bu rezonans oluşmasını engeller.
    - Cihazlarınızı asla yere koymayın.
    - Ses siteminizi koyduğunuz zeminleri rezonansı engellemek icin ağır ve sert malzemelerden seçin.
    - Cihazların bakımını daima kuru ve yumuşak bir bezle yapın. Islak bez, deterjan, kimyasal madde kullanmayın.
    - Kaset çalarınızın kristal kafalarını, capstain milini ve lastiğini haftada bir alkollü bir pamukla temizlerseniz hem kasetleriniz ve kaset çalarınız uzun ömürlü olur hemde sesi daha kaliteli dinlersiniz. Ayrica kafaların belirli süreler sonra demanyetize edilmesi gerektigini unutmayin.
    - İstediginiz radyo istasyonunu net bir sekilde dinleyemiyorsanız, anteninizin uç kısmına bir miktar kalın bakır kablo ilave edin, eskisinden iyi dinleyeceksiniz.
    - CD lerinizin daha iyi tınlamasını istiyorsanız dinlemeden önce bir mıknatısın üzerine koyun, sonra dinleyin, kesinlikle daha iyi tınladığını göreceksiniz.
    - CD lerinizdeki küçük çizikleri üzerlerine diş macunu sıkarak yumuşak deri bir bezle ovup çıkartabilirsiniz.

    PLAKSEVERLER

    - Hicbir zaman büyük yapraklı bir çiçeği pikabınızın yanına koymayın. Çünkü çiçeğin yaprakları elektro-statik elektriklenme yaratarak pikabınızdan rahatsız edici seslerin çıkmasına yol açabilir.
    - Bir çok plaksever plakların yerleştirildiği plato uzerindeki lastik çember yerine aynı kalınlıkta keçe kullanıyor.

    Aklınızda bulunsun! İyi dinlemeler...



    BÖLÜM VI - CİHAZLARIN BAKIMI


    EVİNİZDEKİ CİHAZLARA YAPABİLECEĞİNİZ BASİT BAKIM TEKNİKLERİ


    Yaz aylarında olduğumuz şu günlerde hepimizin evlerindeki en önemli sorun tozdur. Ve bu küçük zerreciklerin elektronik cihazlarımız üzerindeki zararları ve yarattığı etkiler hiçte küçümsenecek boyutta değildir.Toz ve benzeri yan etkilerin seneler senesi cihazlarımızda yarattığı sorunları ve bunların giderilmesinde yardımcı olması için atılabilecek adımlar neler olmalı,

    AMPLİFİRE BAKIMI VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER:

    GEREKLİ MALZEME:
    Yumuşak boya fırçası (2 boy kalın ve ince)
    Tercihen philips kırmızı yağlı sprey
    Tercihen philips mavi yağsız sprey
    Anti statik toz savar temizleme spreyi
    Dış yüzey temizleyici köpük
    Elektrik süpürgesi


    Amplifire içinde zamanla biriken tozu alabilmeniz için öncelikle üst kapağı açmak gerekir bunu yaparken yan ve arka vidaları önce açmalısınız,işte burada çok dikkat etmelisiniz çünkü vidalar üzerinde kullanılan statik boya çok ince bir tabakadır ve en ufak bir zorlamada çatlayarak çizilir ve atma yapar.Bu ise bir zaman sonra cihazını değiştirmek satmak yada takaslamak istediğinizde değerinin düşmesine ve cihazın açılmış oynanmış olduğu izlenimi verilmesine yol açar.Bunun önüne geçmek için kullandığınız tornavidanın ucuna bir toz bezi ile tampon yaparak vidaları açarsanız sorunu halletmiş olursunuz.
    Bu işlemden sonra ilk olarak elinizdeki kalın toz fırçası ile cihazın kapak altında gözle görülen yerlerdeki (Trafo,Soğutucular,Ana Kondansatörler v.s) tozları kaldırarak elektrik süpürgesi ile çekin.Bu sayede kalkan toz yeniden cihaza girmez hemde çevreye yayılmaz.Sonrasında fırçanın alamadığı yer etmiş tozları ise yağsız sprey ile bir bez yardımıyla hemen alabilirsiniz.(DİKKAT devrelerin arasına kesinlikle girmemeye özen gösterin)
    Amplifire sözkonusu olduğunda dikkat edilecek en önemli konu tozun zaman içerisinde potansiyometreler üzerinde birikmesiyle oluşan kirin yarattığı distortion'nun yok edilmesidir.
    Bağzı arkadaşlarımız haklı olarak potansiyometre nedir diye soracaktır.
    Potansiyometre anfiniz üzerindeki ses kontrol yada ton kontrol gibi sağa sola hareketli düğmelerin hareket mekanizmalarıdır.Bunlar zamanla aldığı tozlar yüzünden çeşitli cızırtılara veya ses kesilmelerine yol açarlar.Bunların zaman zaman temizlenmeleri gerekir ki bunun için en iyi yol ise bizim yağlı sprey dediğimiz ve piyasada her yerde bulabileceğiniz bu temizleyici maddeleri kullanmanızdır.
    Bu temizleyicileri anfinizin modeline göre dışarıdan uygulayabilir yada üst kapağını açarak direk potansın hareketli bölgelerin üzerine uygulayabilirsiniz.Bu bölgeleri potansı hareket ettirerek görebilirsiniz.Spreyi uyguladıktan sonra potansı ters yönlere hareket ettirerek spreyi iyice almasını ve yağlanmasını sağlamaya dikkat etmelisiniz. Bağzı potanslarda spreyin içine işlemesi için dışarıdan uygulamanıza izin vermeyecek kadar küçük bölümler yada parçalar olabilir.Bu gibi bir durumla karşılaşırsanız küçük bir şırınga ve iğne çok işinize yarayabilir.Bu durumda spreyi şırınganın içine sıkarak iğne ucu ile potansın içine doğru uygulayabilirsiniz.
    Bu cihazlardaki selektör yani ayırıcı düğmeleride (cd,aux,phono v.s) zamanla potanslar ile aynı kaderi paylaşır ve aynı arazı verirler.Bu nedenle potansa yaptığımız uygulamayı bu düğmelerede yapmamızda fayda vardır.Bu bakımları yapmak için illaki cihazınızn hata vermesini beklememelisiniz en azından 4 yada 6 ayda bir bakımı yapmak sizi gereksiz masraflardan uzak tutacaktır.
    En son olarak cihazını yine tornavidanıza bez geçirerek kapattıktan sonra üst bakımını yapmalısınız.Cihaz kaptıldıktan sonra eğer düğmeler geçmeli ise yerlerinden çıkartılarak üzerine köpük sıkılır ve 3 ila 5 dakika bekletildikten sonra silinir.Daha sonra kuru ve yumuşak hav bırakmayan bezle tekrar silinir.Çıkarılmış düğmelerede aynı yöntem uygulandıktan sonra yerlerine takılır ve son olarak antistatik toz savar bir sprey ile silindikten sonra bizlerin yapabileceği bakım biter.
    ÖNEMLİ NOT:Burada belirtilen bakımlar standart bakımdır bu sorunlar bazen yapılan bakımlarla giderilemeyebilir bu durumda cihazınızı mutlak olarak servise sokmanızı tavsiye edilir)

    CD PLAYER BAKIMI

    GEREKLİ MALZEME:
    Contact Lens temizleyici
    Sert cımbız
    Pamuk
    İnce Kalın Fırça
    Sürücü Kanalı için özel silikon yağı (ancak bulmak zor ve pahalı bu yüzden arko krem)


    Cd playerlarımızda en önemli sorun tozdan kaynaklanan bağzı cd leri okuyamamak yada okurken atlama yapmasıdır.Buarada önereceğimiz yöntemler tamamen sizlerin uygulayabileceği basit ve zararsız yöntemlerdir.Ancak bunları yaparken çok hassas davranmanızı şiddetle tavsiye ederim. Cd playerımız kapağını yine dikkatlice açarak aynı anfilerde uyguladığımız yöntemle tozunu almalıyız.Daha sonra sürücü bölmesini cihazı elektriğe alarak açık konuma getiriniz.Fişi çekerek cihazı kapatınızki sürücü bölmesi açık kalsın.Daha sonra lensi ortaya çıkarmak için mekanizmayı hafifçe hareket ettirin.Bir parça pamuğu cımbızınızın ucuna sararak pamaklarınızla iyice seyreltin yoksa pamuk lensi çizebilir.Daha sonra lensin üzerinde hafif hareketlerle sallayarak seyreltilmiş kısımla tozu alın.Lens temizleyiciyi yeni bir parça pamuk üzerine damlatarak lensi bastırmadan silin ve uçmasını bekleyin.(DİKKAT:Kesinlikle alkol kullanmayın)
    İşte oldu lensiniz artık tertemiz.Unutmayın lens üzerindeki en ufak toz zerreciği bile atlamalara yada okuyamamaya yol açabilir bu yüzden dikkat edin. Sürücü kanalları dediğimiz (mekanizmanın cihaza girip çıkmasını sağlayan bölüm)kısımda özel bir yağ bulunur, bu yağ sürücünün rahat hareket etmesini sağlar fakat zamanla bu yağ bitebilir yada sertleşerek kurur ve mekanizmanın hareketlerini engelleyerek hem sürücüyü zorlar hemde gözün hareketini kısıtlar buda cd playerınızın diyelim 5. parçadan sonra atlama yapmasına okuyamamasına yada stop konumuna geçmesine yol açar.Eğer bu bölümde bir kuruma yada katılaşmış yağ parçacıkları görürseniz bunları hafifçe kaldırarak temizleyin ve o bölümlere silikon yağı ile yağlayın.Baştada dediğimiz gibi bu yağı bulmak hem zor hemde maliyetlidir bu durumda arko gibi yağlı bir kremle aynı işi yapabilirsiniz.Bu yöntem bir çok servis tarafındanda kullanılmaktadır.Tercih size kalmış böyle bir durumda cihazı servisede yollayabilirsiniz.Son olarak cihazınızın selektörleri eğer görünebilir konumdayda yağlı sper ile spreyleyip cihazınızı kapatıp anfilerdeki gibi üst temizliğini yaparak tekrar kullanmaya başlayabilirsiniz.
    NOT:Bu bakımların ardından cd hala aynı problemleri gösteriyorsa geriye iki seçenek kalıyor ya cd nizin göz ömrü bitmiştir yada trimpot dediğimiz ayarlar zamanla kaymıştır bu durumda mutlaka servise yollamanız gerekir.

    DECK TAPE BAKIMI

    GEREKLİ MALZEME:
    Yağsız sprey tercihen philips mavi
    Alkol(suyla karıştırınız)
    Pamuk
    Cımbız
    Fırça 2 boy
    Saatçi tornavida takımı

    Deck teyplerimiz zaman içerisinde birçoğumuz tarafından en çok kullanılan ve dolayısı ile en çabuk deformasyona uğrayan cihazlarımızdır.En çok karşımıza çıkan sorunları ise zamanla ukuyucu kafanın okuma esnasında daha boğuk sesler üretmeye başlaması ve tizlerin gittikçe kaybolmaya başlaması,cihazımızın koyduğumuz kasetleri sarması,kayıt yapamaması yada kayıt kafasının kirlenmesi,kaset kapağının açılmada zorlanması v.s.
    Herşeyden önce yine cihazımızın iç tozunu almakla işe başlamalıyız.Bu kuşkusuzki en kolay kısmı.Bu işlemi bitirdikten sonra esas zor olan kısım başlar yani okuyucu bölümün bulunduğu ana mekanizma.
    İlk iş olarak okuyucu kısımdaki kapağın ön tarafındaki camlı bölmeyi çıkartarak işe başlamalıyız, bu bölüm birçok deck'te hafifçe yukarı çekmek sureti ile yerinden çıkar(Bağzı markalarda bu farklı biçimlerdede çıkabilir lütfen dikkat edin)Daha sonra bir pamuk parçasını cımbızımızın ucuna sararak üzerine suyla karıştırılmış alkolümüzü damlatalım.Alkollü pamuk ile önce baskı lastikleri dediğimiz (bantın kafa üzerine oturarak sabit kalmasını sağlayan lastikler)lastikleri hafifçe bastırarak çevire çevire iyice temizleyelim.Zaten açtığınızda farkedeceksinizki bu lastikler zaman içerisinde kullanılan bantların rengini almış ve kahverengi tonu bir hale bürünmüş olacaktır.Baskı lastikleri çok önemlidir bu yüzden biraz uzunda sürse dikkatlice ve deyim yerindeyse kılı kırk yararak temizlemelisiniz.İşlem bittikten sonra sıra okuyucu kafaya gelecek.
    Okuyucu kafa eğer ömrünü doldurmamışsa ki bunu parmağınızın ucu ile anlayabilirsiniz.Şöyleki parmağınızın ucu ile okuyucu kafanın üzerine küçük bir gezinti yapın okuyucu plakanın pürüssüz ve temiz olması ve kafanın yüzeyi ile bire bir konumda olması lazımdır değilse kafa ömrünü tamamlamıştır.Eğer kafa iyi durumdaysa yine cımbızımızın ucuna temiz bir pamuk sararak bunu yine temizlik malzemesi ile ıslattıktan sonra çok fazla bastırmadan kafanın temizliğini tamamlayalım.Daha sonra aynı işlemi okuyucunun hemen yanında bulunan kaydedici üzerindede gerçekleştirelim. Tüm bunlar bittikten sonra cihazın kapak kısmındaki görünen dişlileride yağlı sprey ile spreyledikten sonra cihaza bir kaset koyarak deneme yapalım eğer ses halen boğuk ise son olarak bir kafa ayarı yapmakta fayda var.Kafa ayarı yapabilmek için küçük bir saatçi tornavidası işinizi görecektir.Kapak kısmının altına eğilerek baktığınızda 2 küçük delik göreceksiniz bunlar kafa ayarları yapmanız için üretici firma tarafından açıkta bırakılmış bölümlerdir bu bölümde 2 küçük vida göreceksiniz cihazda kaset varken ve çalışırken bu vidaları hafiçe sağa veya sola oynatarak kafa ayarını kendi kulağınızla duyarak yapabilirsiniz.

    AZİMUTH AYAR:Bu ayar kafanın iki yanında bulunan ve yukarı doğru bakan vidalar ile yapılır ancak çok hassas bir ayar olduğundan eğer kafa ayar tutmuyorsa bununla uğraşmamanızı önerebilirm.Bu ayar için servisinize gitmenzde fayda var çünkü azimuth ayarında yapacağınız yanlışlığı bir türlü düzeltemeyebilirsiniz.
    Eğer cihazınızın sarma ile ilgili problemleri varsa yani saramıyor yada zor sarıyorsa tüm temziliğe ve bakıma rağmen kaset sarıyorsa o zaman mutlaka bir servise gidin çünkü cihazın lastik takımı eskimiş olabilir ve değişmesi gerekir.Motorların ömürlerini tamamlamış olmasıda bu sorunu yaratabilecek diğer bir etmendir.
    Tüm iç bakımı bitirdikten sonra yine diğer cihazlarda yaptığımız gibi dış yüzeyi temizleyici köpük ve antistatik spreyle temizleyerek bakımı bitirelim.

    SPEAKERS BAKIMI

    GEREKLİ MALZEME:
    Yumuşak fırça Pamuk Badem yağı Antistatik sprey Açıkçası speakerlar için çok özel bir bakım yoktur bu noktada yapılabilecek sınırlı birkaç konu vardır.
    1-Speaker ünitelerinin ince koruyucu tülü üzerinde birikmiş tozları yumuşak bir fırça yardımı ile ortadaki toz kapağının ezilmemesine dikkat ederek almalısınız.
    2-Speaker ünitelerinin kenarlarındaki refleks kısımları eğer poliüretan değilde lastikse zaman içerisinde sertleşme yapar.Bunu önlemek için 6 ayda bir gibi bir zaman diliminde reflekslere badem yağı gibi hafif bir yumuşatıcıyı tozu alınmış bir pamuk kullanarak çok çok ince bir tabaka olarak sürmenizde fayda vardır.
    3-Speakerlarınızın dış yüzeyi zamanla toz güneş ısı ve diğer yan etkilerden etkilenir.Bu yüzden dış yüzeyin tozunu almak ve antistatik sprey ile temizlemekte fayda vardır.

    KABLOLARIMIZ
    Kablolarımızın bakımı çok basittir ki bu genelde speaker kablolarıdır.Bunun için kablolarımızı uzun sürelerde kontrol ederek bağlantı nıktalarında kırılma olup plmadığını kontrol etmeniz ve bu noktalarda oksidasyon yada kararma olmuş ise uçları keserek yeniden açmanızda fayda var bu hem okside olmuş ve iletimi düşüren kısımların yenilenmesi hemde zaman içinde meydana gelen kopmuş kısımların temizlenerek tekrar eski veriminizi almanızı sağlayacaktır.

    Yukarıda belirtilen tüm bilgileri kullanmak için çok fazla bir bilgiye gerek yoktur ancak yinede uyarmakta fayda olduğunu düşünüyorum.Eğer anlatılanlarda yapamayacağını düşündüğünüz birşey varsa cihazlarınızı kesinlikle açmayınız.Böyle bir durumda cihazınıza zarar verebilirsiniz.Sizlere pahalıya patlayabilecek zararlardan kaçınmanız için en azından kendinize güvenemediğiniz durumlarda bakımı servise yaptırınız sonuç olarak ödeyeceğiniz düşük bir maliyetle daha sonra oluşabilecek yada varolan ve ilerleyen sorunlardan kurtulmuş olursunuz. Elinizdeki cihazlarda yapabileceğiniz bakımlar genel olarak oksidasyonun cihazınıza verdiği zararlar yada cihazınızdaki belirtilerin oksidasyondan kaynaklanabileceğini farzederek sizlere önerilmiş bakımlardır.

    DİKKAT: Unutmamak gerekirki oksidasyonla aynı belirtileri gösteren soğuk lehim gibi sizlerin dokunmaması gereken problemlerde vardır.Bunu anlamak ise çok kolaydır eğer yaptığınız tüm bakımdan sonra cihazlarınıda ses gidip gelmeleri devam ediyorsa yada seslerde çatlamalar oluyorsa veya cihaz belli bir süre çalıştıktan sonra ki genelde bu 10 ila 20 dakika arasıdır,ses gidiyor yada bozuluyorsa bu soğuk lehim(lehim çatlaması) veya daha büyük bir problem olabilir.Bu durumda cihazınızı derhal servise götürmelisiniz.Çünkü soğuk lehimi görmek hem zordur hemde yapılması için ehil olmak gerekir.
    Sisteminizde tüm bakımlardan sonra müzik dinliyorsunuz ve anlaşılmaz bir dip ses vınlama yada benzeri bir ses duyuyorsanız servise başvurmadan önce interconnect kablolarınızı değiştirin eğer buna rağmen ses devam ediyorsa servise başvurun.

    DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN KONULAR:

    1-Cihazlarınızı mümkün olduğu kadar tozdan korumaya çalışın.
    2-Cihazlarını ani ısı değişikliklerinden koruyun.
    3-Cihazlarınızı belirli bir ısı kaynağının yanına yada çok yakınına koymayın.
    4-Tüm sistemlerinizi sudan uzak tutun.
    5-Cihazlarınızın temizliğini yaparken su yada su ile ıslatılmış bezler kullanmayın.İllaki kullanmanız gerekiyorsa sadece nemli bez kullanın.
    6-Sisteminizi mutlaka topraklı prize takın.
    7-Evinizde voltaj problemi varsa sisteminizi bir regülatör ile korumaya alın.
    8-Vumetreli bir power anfi kullanıyorsanız vumetrelerin camlarını silerken kesinlikle bastırmadan ve yavaş hareketlerle silin yoksa statik elektrik yüzünden vumetreler yanlış göstermeye başlayabilir.
    9-Ampli ve Speakerlerinizi bağladığınız kabloların uçlarını aynı yönlere ve çapaksız bir biçimde kıvırarak bağlayınız.
    10-Speaker kablolarınızın mümkün olduğunca aynı boy ve mesafede olmasına dikkat edin.
    11-Kullanacağınız interconnect kablolarınızı mümkün olduğunca kaliteli kullanmaya çalışın.
    12-Cd playerınızı taşımak zorunda kalırsanız mümkün olduğunca sarsmamaya özen gösterin.
    13-Bağzı deck tape'lerdeki ve cd player'lardaki otomatik kapakları kesinlikle elinizle iterek kapatmayın.
    14-Hiç kullanmadığınız sistemleriniz varsa ve bunları değerlendirmiyorsanız mutlaka belirli aralıklarla çalıştırın.
    15-Farkına vardığınız hiçbir problemi küçümsemeyin.Unutmayın elektronikte zamanında önlem almazsanız onarılamaz arızalara davetiye çıkartırsınız.
    16-Sisteminizi dinlerken anfiniz kendini korumaya alıp kapanıyorsa tüm sisteminizi kapatın ve bağlantıları kontrol edin buna rağmen anfiniz korumaya geçmeye devam ediyorsa kesinlikle kullanmayın ve servise başvurun.

    Not :Yazılar alıntıdır.


    BÖLÜM VII - EN İYİ SES SİSTEMİNİ KURMAK

    Sisteminizin evinizde nasil kurulup ayarlandigi sistemin müzikal performansinda büyük farklar yaratir. Kisiden kisiye degisen ses farkliliklari çok küçük olmasina ragmen bir araya geldiklerinde sistemin performansini dramatik olarak artirirlar. Sistem kurulum ve ayarlamalari beceri, bilgi, sabir ve sistemden son noktaya kadar performans ortaya çikartma azmi gerektirir. Bir kurus dahi harcamadan elde edilen ses iyilesmesini basarmanin verdigi keyif en büyük ödüldür.

    Tüm sistem kurumlari iyi hoparlör yerlestirme temeline dayanir. Bu ayarlamayi kabaca yaptiktan sonra iyilestirmeler üzerine çalisabilirsiniz. Sisteminizin sesi düzeldikçe ufak performans degisimlerine daha kolay alisacaksiniz.

    Bu degisiklik aynen bir Grand Prix sürücüsünün lastiklerindeki yarim librelik hava basincinin yarattigi farkliligi hissetmesine benzer. Belli bir seviyenin üzerindeki performanslarda küçük bir degisiklik bile çok büyük farklilik yaratir. Ilerde daha detayli anlatacagimiz sistem kurulum teknikleri,

    • Hoparlörleri ve koltugu en iyi ses için yerlestirir.Uygun hoparlörler ve dinleme mekani olmadan yapacaginiz diger tüm kurumlar ise yaramayacaktir.
    • Odaniza akustik düzenleyiciler yerlestirin. Sistem performansina büyük etkileri oldugundan, ortalama sesten mükemmel sese ulasmak için yararlidirlar.
    • Interconnect’leri AC kablolarindan uzakta tutarak baglayin. Eger birbirlerine yakin olmak zorundaysalar paralel pozisyon yerine dik açi pozisyonunu tercih edin.
    • Cd transport ve digital prosesör arasindaki digital data baglantilarini analog interkonnektlerden uzak tutun. Digital kablolarin tasidigi yüksek frekanslar gürültü üretebilir ve analog sinyali bozabilir.
    • Pikap çalisirken, digital cihazlari kapatin.
    • Interkonnekt ve hoparlör kablolarini mümkün oldugu kadar kisa ancak sag ve sol kablolari esit tutun.
    • Cihazlari yeterli havalandirma için uygun biçimde yerlestirin. Asiri isinma cihazin ömrünü kisaltacaktir.
    • Hoparlör kablolari ve baglanti noktasi arasindaki baglantinin uygun oldugundan emin olun. Baglantilari iyi sikistirin.
    • Temizleme sivisi ile fis ve baglantilari düzenli olarak silin.
    • Preamfi ve power amfi arasinda yeterli mesafe birakin power amfinin büyük transformatörleri 60Hz’lik bir vizilti üretirler. Bu phono kati olan preamfiler için çok zararlidir.
    • Cihazi saglam, dayanikli bir sehpanin üzerine yerlestirin, vibrasyon sistem performansini azaltabilir.
    • En iyi AC fis polaritesini ölçmek için bir voltmetre veya polarite metre kullanin.
    • Dinleme mekaninizda floresan isik, dimmer isik kullanmayin.
    • AC güç kondisyoner’lerini deneyin. Bazi sistemlerde çok büyük oranda iyilestirme sagladiklari görülüyor. Ancak bazen de sistem performansini azalttiklari da oluyor.
    • Izalasyon ayaklari High-End AC güç kablolari gibi aksesuarlari deneyin. Bu aksesuarlari kisa sürede iade ettiginizde paranizi tamamen geri almaniz kosuluyla satin almanizi tavsiye ederim.

    High-End sistemi veya cihazlari seçerken bu 10 ana hatti takip edin. 1 – Bütçenizi olusturun. Bir cihazi veya sistemi satin alirken sizi uzun vadede mutlu edecek olani tercih edin. Ilk seferde dogru olani yapin.

    2 – Bilgili bir tüketici olun . High-End audio hakkinda edinebileceginiz tüm bilgiyi edinin. Dergi degerlendirmelerini okuyun, High-End audio bayilerini ziyaret edin. Ev ödevinizi yapin.

    3 – Saticinizla iyi bir iliski kurun. Parça seçimi ve sistem kurulumunda en iyi bilgi kaynagi o olabilir.

    4 – Sinerjistik olarak bir arada çalisabilecek cihazlari bulun. High-end audio saticiniz bu konuda da size tavsiyelerde bulunabilir.

    5 – Ürün seçerken müzikal kalitesine bakin, Teknik performansina, özelliklerine, fiyatina ve markasina degil.

    6 – Dikkatli seçim yapin. Bir çok düsük fiyatli ürünler yüksek fiyatli bazi ürünlerden daha iyi ses veririler. En yüksek standardi olusturmak için gereken zamani harcamaktan kaçinmayin.

    7 – Ürünü satin alacaginiz cihazin üreticisinin müsteri servisi ve güvenilirlik açisindan reputasyona sahip olmasini tercih edin.

    8 – Imkan varsa almaniz olasiligi olan cihazi eve götürüp kendi sisteminizle dinleyin.

    9 – Sistem kurulumu sirasinda saticinizdan yardim alin.

    10 – Aksesuarlari sisteminizi kurduktan sonra satin alin.

    Not :Yazılar alıntıdır.


    BÖLÜM VIII - HI-FI MAĞAZALARI

    Hi-fi konusuna ilgi gösteren arkadaşlar

    Bilgi almak, yeni alet yada kullanılmış 2.el aletler almak isteyenler için aşağıda yer alan site ve adresler bir kaynak noktası olabilir.


    RKD Ltd / Akusta
    http://www.rkd.com.tr/
    B&W Speakers, Wilson Audio, Halcro, Cary, Acapella, Mark Levinson, Kimber Cable, MIT etc..

    BL Müzik
    http://www.blmuzik.com/
    Jadis, NAD, Roksan, Manley, Ixos Cables, audiophile tubes and others....

    Lotus
    http://www.lotushifi.com/
    Audio Research, Krell, JM Labs, Proac, Transparent Cable, Stax, and others..

    Audiogen
    http://www.audiogen.com/
    Lamm, Lindemann, Nirvana Cable, Talon, Lilverline Audio, Wavac and others.

    Nefan
    http://www.shure.com/intl_reps/intlrep.asp
    Kef Loudspeakers, Shure and others

    Imaj Elektronik
    BAT, Elac,
    Atatürk Oto Sanayi Sitesi Nazmi Akbacı İş Merkezi No:95-96 Maslak ISTANBUL
    Tel : 0212.276.49.34-28
    Fax : 0212.285.91.79

    House of Home Cinema
    Avantgarde, Kain, Danish Physics, WBT, etc
    Bağdat Caddesi 481/5 81070 Suadiye İstanbul
    Tel : 0216.350.84.51
    Fax : 0216.385.70.27

    BSL Ltd. Şti
    Emphasis Amplifiers, AC Filters, Electronic Repairs & Maintenance Service
    Halk Caddesi No:5 Üsküdar İstanbul
    Tel : 0216.333.29.45
    Fax : 0216.391.13.85
    Above information is to our knowledge. Please email us for yours.

    Ayrıca aşağıda yer alan linkler ile gerek yurtiçi ve gerekse yurtdışında Hi-fi konusunda pek çok konuda bilgi ve detaya ulaşabilirsiniz

    http://www.akustamusic.com/
    Online CD Store

    http://www.arduman.com/
    Declated as one of the best Hi-End web sites in world.

    http://www.da-vinci-audio.com/
    DaVinci Audio.

    http://www.acikradyo.com.tr/
    Acik Radyo.

    http://www.audiogen.com/
    AudioGen

    http://aca.gr/
    Audiophile Club of Athens

    http://www.aydinesen.net/
    Aydın Esen

    http://www.bbcmusicmagazine.com/
    BBC Music

    http://www.gramophone.co.uk/
    Gramophone

    http://www.rso.com/orchs.htm
    International Symhony Orchestras

    http://www.keremgorsev.com/
    Kerem Gorsev

    http://www.lotushifi.com/
    Lotus

    http://www.tuvpo.com/audio/
    No Name HiFi

    http://www.rkd.com.tr/
    RKD

    http://www.stereotimes.com/
    Stereo Times

    http://www.stereophile.com/
    Stereophile

    http://www.theabsolutesound.com/
    The Absolute Sound

    http://www.ultimateaudio.com/
    Ultimate Audio

    (Not : Yukarıdaki adresler ticari amaç taşımamakta olup sadece bilgilendirme amacı ile verilmiştir.)

    Not: Yazılanların tamamamı alıntıdır.Kaynağını bildiklerimin altına kaynaklarını ekledim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi KillForYou! -- 5 Haziran 2006; 16:06:07 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: reddawn

    Ses Sistemi Performansı

    --------------------------------------------------------------------------------

    Dolby Surround - Dolby Digital - DTS - THX Sistemler

    Kısaca özetlersek

    4+1 ses sisteminiz varsa ön sağ ve sol hoparlörleri monitorunuzun yada Tv nin yanlarına yerlestirebilirsiniz.Manyetik korumalı olduklarından monitorden yada Tv den etkilenmezler. Oturacağınız yer bu yerlestirdiginiz hoparlorlerle ve sizin arasında bir uçgen cizilebilecek şekilde olmalıdır.

    Arka hoparlörler ise genelde ön hoparlörlerle aynı paralelde olacak şekilde oturacağınız yerden daha geride bir yere koyulmalıdır.Aralarındaki mesafe için tam olarak belirtilebilecek bir doğru ölçü olmamakla birlikte ön hoparlörlerin yakınlığının aynısı olmaları ya da bunu ancak yarısı kadar daha geçebilecekleri tavsiye olunur.Doğru pozisyona ulaştığınızı genel olarak şöyle anlarsınız: ön sol hoparlörden arka sağ hoparlöre ve arka sol hoparlörden ön sağ hoparlöre çizeceğiniz doğruların oluşturduğu çarpının tam ortasında ya da ön hoparlörlere yakın bir kısmında olmalıdır oturduğunuz yer.

    Hoparlörlerin kulaklarınıza yakın mesafede kulaklarınızdan biraz daha aşağıda olması da önerilebilir.Bu yüzden kendi ses sisteminizle gelen ayaklara arka hoparlörleri takarak onları yükseltmeniz eğer böyle bir aksesuar gelmediyse piyasadaki sistemler genelde standart tripodlara uyum sağlayabilecek boşluklara sahip olduğu için bunları da kullanabilirsiniz.

    Sisteminiz 5+1se yani yerleştireceğim bir hoparlör daha varsa işte bu merkez hoparlörü de monitörünüzün yada Tv nin üstüne tercihen bir koruma padinin üstüne koyarak yerleştirmelisiniz.Eğer monitörünüz yada Tv niz tavsiye ettiğimiz gibi en azından 17''-19'' veya 84 ekrandan büyük ise ya da yüksek bir yerdeyse merkezi hoparlörünüzün yönünü biraz aşağı bakacak şekilde ayarlamanız daha iyi olacaktır.

    Tüm bu pozisyon ayarlarını yaptıktan sonra seçtiğiniz bir filmi mümkünse bol efekt içeren filmlerden birini DvDRom yada DvD Playera yerleştirin ve denemeler yaparak tam performansa ulaşmaya çalışın.Bir karşılıklı konuşma sahnesi açtığınızda ses monitörünüzün içinden geliyormuş gibi olmalıdır ve aksiyon sahnelerindeyse her sesin geldiği yönü tam olarak ekrandaki görüntüye eşdeğer bir şekilde arka ve ön hoparlörlerinizden hissedip duyabilmelisiniz.

    Şimdi bazı zeki okuyucular belkide en önemli parça olan Sub-Wooferı unuttuğumuzu düşünüyorlar ama unutmadık sadece sona sakladık: Ses sistemimizin Bass sesleri sağlamaya yarayan bu güçlü parçası genelde odanın bir köşesine kenarlarından 5er Cm kalacak şekilde yerleştirilir ama köşelerde onu koyacak yer bulamıyorsanız bir duvara yakın koymanızı kesinlikle önereceğim çünkü gerçek Bassı ancak böyle alabilirsiniz. Sub-Wooferınızı yerleştirdikten sonra Bass ayarınıda yaparak kendi dinleme zevkinize göre bir ayarda sabit bırakıp artık Sub-Wooferı sadece o aksiyon sahnesinde sizi yerinizden hoplatıcak çılgın sahnelerdeki muhteşem desteğiyle hatırlayın ve birdaha sadece tozunu almak için yanına gidin.

    THX Sistemler

    Sesler daha berrak... Görüntüyle birlikte akıp gidiyor... Kendinizi filmin içindeymiş gibi hissetmek sıradan bir olay haline gelmiş. Hani elinizde olsa kalkıp lazer kılıcınızı kınından çekivereceksiniz... Bütün bunlar nasıl mı oldu? George Lucas gururla sunar...
    Ev sinemasına göz kırpan herkes, son dönemde cihazların üzerinde beliren THX logosunun farkına varmıştır. Daha da ilginci, bu logonun altında küçük puntolarla yazılmış olan bir Lucasfilm ibaresi göze çarpar. Tahminler doğrudur: yine bir George Lucas numarasıyla karşı karşıyayız. THX, George Lucas'ın yıldız gibi parlayan firması Lucasfilm'in sinema salonlarına, ses sistemlerine, multimedia ve otomobil sistemlerine verdiği bir uygunluk lisansı aslında. Bir tür kalite/standart onay belgesi. THX'in ne olduğunu ayrıntılarıyla anlatmadan önce, kısa bir özet geçelim. Üzerinde THX logosunu gördüğümüz sistemler ses performansı olarak Lucasfilm tarafından onaylanmış, yüksek düzeyli ürünlerdir. Kısacası, ''iyidirler.''

    THX'in adı, George Lucas'ın ilk uzun metraj filmi ''THX 1138''den geliyor. Lucas hayranlarının ''Ustanın en iyi filmi dedikleri 1970 tarihli yapımda Robert Duvalle ve Donald Pleasence başrollerindeydi. Yapım ekibinde Francis Ford Coppola, filmin müziklerinde de Lalo Schifrin gibi bir deha yer alıyordu. Kısacası daha ilk filminde bir yıldızdı Lucas. Film, ilaçların ve seksin yasaklandığı, insanlarının adının kodlardan oluştuğu, yönetimin teknolijiye devredildiği bir dünya geleceği üzerine kuruluydu. Yani biraz ''Büyük Birader'', biraz ''Cesur Yeni Dünya'', biraz Logan'ın Kaçışı arası bir filmdi THX 1138. Lucas'ın görüntüye ve sese düşkünlüğünün ilk kanıtı olacak denli de sıra dışı bir yapımdı.

    THX Nedir?

    THX, sinema salonlarının, ev sinema sistemlerinin akustik performansını arttırmaya yarayan bir ses düzenleme yöntemi. Lucasfilm'in geliştirdiği bu teknolojiye uygun standarttaki ürünler, yine Lucasfilm tarafından ''test edilip onaylandıktan'' sonra, THX sertifikasını alıyorlar. Son dönemde, THX sertifikası alan ürünler kervanına, otomobil ses sistemleri ve bilgisayar/multimedia ürünleri de katıldı. THX'in varlığı, temelde şu gereksinime dayanıyor. Filmlerin postprodüksiyon aşamasındaki ses düzenlemeleri, özellikle son 25 yıldır daha büyük bir özenle yapılıyor. Yönetmenler, teknik ekipler, izleyicinin üzerinde yaratmak istedikleri etki için sesten bol bol yararlanıyorlar. Ancak hem sinema salonlarının, hem de ev sinema sistemlerinin mekanın kendi yapısına bağlı olarak çok farklı performans göstermesi, George Lucas gibi bir titizlik abidesini sinema sektöründe yeni ses standartları geliştirmeye itiyor. Sonuçta da karşımıza THX çıkıyor. Bu standart sayesinde, izleyicilerin yönetmenin gerçekleştirmek istediği etkiye daha yakın bir ortam içinde bulunmaları mümkün.

    Evde THX'e ne gerek var?

    THX'le ilgili bilmeniz gereken iki temel şey var. Birincisi, ev sineması tipik bir sinema salonuna göre büyük farklılıklar göstermesi. Temel fark, mekan özelliklerinden kaynaklanır. Büyük bir sinema salonundaki ağır perdeler, kaplamalı duvarlar, kumaş kaplı koltuklar ve kalabalık, sesin belli bir düzeyde emilmesine neden olur. Bu nedenle, filmlerin ses kayıtları, bu emilme göz önüne alınarak düzenlenir. Oysa aynı kaydı evin bir odasına kurulmuş olan ev sineması sistemiyle oynatmaya/dinlemeye çalıştığınızda, fazlasıyla ''parlak'' seslerle karşılaşırsınız. Kısacası, duyduğunuz sesler, yönetmenin sizin duymanızı istediği sesten çok farklı, kimi zaman da film izlemenin tadını kaçıracak denli parlaktır. İkincisi de, film ses kayıtlarıyla müzik kayıtlarının, ses sistemlerinden farklı farklı özellikler beklemesi. Bu nedenle, sistemin patlama seslerinin, özel efektler, konuşmalarının ve müziğin gerektirdiği farlı performansları gösterebilmesi gerekir. İşte bu durumun farkına varan George Lucas'ın sunduğu çözüm, THX.

    THX, DVD'de ya da film seslerinin kaynağında sinema salonuna göre kodlanmış olan sesleri işleyerek ev sinemasına uygun hale getirir. THX, yüksek frekanslı seslerin yeniden eşitlenmesiyle ev içinde dengeli bir ses sağlar. Bir tek cümleyle özetlediğimize bakmayın, bu işlem teknik olarak epey karmaşık.

    THX ne yapar?

    Sinemalarda surround sesleri vermek için salonun kıyısında bir çok hoparlör bulunur; oysa ev sinema sistemlerinde, bu hoparlör sayısı genellikle ikidir (son sistemlerde, arkaya eklenen iki surround hoparlörle birlikte bu sayı dörde Sub woofer ve back center ile altıya çıktı). THX, bu farklılığın yaratacağı performans sorununu gidermek için ön ve surround hoparlörler arasında bir ''ses rengi eşlemesi'' işlemini üstlenir. Böylece odanın içinde ''hareket eden'' sesin tonunu dengeler. Dolby Pro-Logic ses işlemesinde, her iki surround hoparlöre ses veren surround kanallar mono bir sesle beslenir. Bu kanallara tıpkı sinemada duyduğunuz gibi yaygın, dolaylı bir ses verebilmek için THX ses sinyallerini dekorelasyon sürecinden geçirir. Bu süreç, ön hoparlörlerden duyduğunuz sesle surround hoparlörler arasında zaman açısından küçük bir farklılık yaratır; böylece iki farklı ses duyarsınız ve zihninizde ''psikoakustik'' bir mekan hissi oluşur. Digital 5.1 kayıtlardaysa ses sinyali zaten stereo olarak verilir; bu nedenle dekorelasyon kendini devreden çıkararak stereo sinyale uyum sağlar. Sinema salonlarına göre çok daha küçük mekanlarda kullanılan ev sineması sistemleri, görece daha küçük hoparlörlere sahiptir. Dolayısıyla, bas sesler için ek bir subwoofer'a ihtiyaç duyulur. THX'in bas yönetimi, düşük frekanslı bas seslerin doğrudan subwoofer'a yönlendirilmesini sağlayarak diğer hoparlörlerinizin performansını arttırır. Digital 5.1 kayıtlarda da, bas seslerin üst eşiğini denetleyerek subwoofer'a aşırı yük binmesini önler.

    THX için gerekenler

    Daha önce söylediğimiz gibi, ses sisteminin müzik kayıtlarında ayrı, film kayıtlarında ayrı bir performans göstermesi gerekir. Evde film izleyen insanlar, genellikle koltuklara kanepelere yayılmış haldedir; dolayısıyla öndeki kanalların bir yandan geniş bir açıya yayılabilen öte yandan da ekrandaki hareketlerle bire bir uyumlu olan bir ses üretebilmesi gerekir. Bu durum, merkezi hoparlörün eklenmesiyle ve ön hoparlörlerin yatay bir düzleme sesi dağıtabilmesiyle sağlanır. Sesin dikey dağılması sınırlı tutulur; zira müziğin e ses efektlerinin merkezi hoparlörden gelen konuşma seslerini bulandırmaması gerekir. THX, surround kanallar için kullanılacak hoparlörlerin ''dipol'' (çift yönlü) olmasını öneriyor. Oturma noktasının sağına va soluna yerleştirilen bu hoparlörler, ses doğrudan kulağınıza yönlendirmek yerine odanın ön ve arka duvarına doğru yönlendirilir. Böylece izleyicide bir mekan hissi oluşması sağlanır. THX için kullanılacak subwoofeer'lar, insan kulağının duyabileceği en düşük frekans olan 20Hz de dahil olmak üzere tüm frekansları verebilir olmalıdır. Öte yandan, bir patlamanın insanı yerinden hoplatan sesini verebilmek için 105 desibelik bir ses yüksekliğine ulaşabilbelidir; üstelik bu işi de seste hiçbir bozulma, distorsiyon yaratmadan yapmalıdır.Kimi THX onaylı sistemlerde, bu nedenle çift subwoofer kullanılabilir. Amplifikatörlerse, hoparlörlerin aksiyon sahnelerinde sık sık karşılaştığımız üst eşik düzeyindeki sesleri bozulmadan verebilmesini sağlayacak denli güçlü olmalıdır. Aynı zamanda, yüksek ses düzeyini bozulmaya neden olmaksızın uzun süre koruyabilecek özelliklere sahip olmalıdırlar.

    THX Tarihi

    1982
    George Lucas teknolojisinin son ürünü postprodüksiyon derdine düşmüştür. Bir çok araştırmanın ardından, Lucasfilm mühendisleri miksaj odaları için ideal olarak tanımlanan bir ortam geliştirirler. Bu ortamda, THX sistem geliştirilir. İlk THX miksaj odası Lucasfilm binasında açılır.

    1983
    Lucasfilm'in THX birimi devreye girdi. THX Sistemi tanıtımın ardından Hollywood camiasında kabul gördü. İlk iki THX sineması ''Return of the Jedi''- Jedi'nin Dönüşü'nün ilk gösterime ev sahipliği yapmak üzere devreye girdi.

    1990
    THX Ev Programı start aldı. Lucasfilm mühendisleriyle ses-görüntü sanayisinin önde gelen üreticileri, THX teknolojisini tüketici elektroniği alanına aktarmak için kolları sıvadı.

    1993
    THX Lazer Disk Programı ortaya çıktı. Lucasfilm, stüdyolara video disk prodüksiyonu aşamasında kalite kontrol hizmeti vermeye başladı.

    1994
    Ev elektroniği alanında üretilen ilk ''dört başı mamur'' THX sistemi, ''Complete Home THX System'', tanıtıldı.

    1996
    Lazer Disk Programı, DVD ve video kasetleri de içerecek şekilde genişledi. Adı ''THX Mastering Program'a dönüştü.

    1997
    Dünya çapında THX sertifikası alan sinema ve miksaj stüdyosu sayısı 1.600'e ulaştı. Pazardaki THX sertifikalı ev elektroniği ürünlerinin sayısı 250'yi buldu.

    1998
    THX, DVD standartları için sertifika standartlarını açıkladı.

    1999
    THX, Dolby Laboratuarları'yla el ele verip Surround EX'i yarattı. THX Lucasfilm yapımcılıkla birlikte, prodüksiyonu baştan sona dijital olarak gerçekleştirilmiş ilk filmine imza attı: ''Star Wars Episode 1''.

    2000
    THX sertifikalı sinema sayısı, dünya çapında 2.700'e ulaştı.

    2001
    THX ''THX Multimedia'yı devreye soktu. Dünyanın tamamı onaylanmış ilk THX Multimedia Ssitem'i ortaya çıktı (Dell THX sertifikalı bilgisayarlar ve bilgisayarlarla birlikte kullanılabilen, Türküye'de daha yüzünü göremediğimiz Klipsch Promedia serisi hoparlör, ses işlemcisi takımları).

    THX Ev Sineması Rehberi

    THX Ev Audio Sistemi nedir?
    Çok kanallı, ev ses sistemleri için tasarlanmış bir çözümdür. Bu çözümün üretilmesinin altında, aslında büyük sinema salonları için üretilmiş olan sinema ses kayıtlarının ev içinde aynı performansı gösterememesi yatar. Bu durumun iki sonucu vardır:

    1. Büyük salonlar için üretilmiş kayıtların evde dinlenmesi sonucunda oluşan ses farklılıklarının giderilmesi.
    2. Çok kanallı ses yayınında ortaya çıkan farklı ses alanlarının düzgün bir şekilde yeniden üretilmesi.

    THX Ev Sistemi Dolby Digital ve DTS'le uyumlu mu?

    Evet. Bütün sinema ses kayıtları -genellikle- 4 ve 5.1 kanala göre üretilir. THX'in yaptığı bu ses kayıtlarını yeniden işleyerek ev ortamına uygun hale getirmektir.

    THX Ev hoparlörleri müzik dinlemek için uygun mu?

    Evet. THX Ev sineması için üretilen hoparlörler çok kanallı sese (4 ya da 5.1 kanal) uygun olarak üretilir. Müzik dinlerken ön hoparlörlerden daha berrak bir ses alırken surround hoparlörlerin oluşturduğu mekan hissi de artar.

    4 ya da 5.1 kanal için üretilmiş bir kaydı THX Ev Audio Sistemi'nde dinlemenin ne yararı var?

    1. Daha doğal bir ses dengesiyle karşılaşırsınız. Sıradan ev ses sistemlerinde dinlediğiniz film kayıtları, olağandışı ''parlaklıkta'' bir ses verir.
    2. Konuşmalar daha belirgindir. 5.1 kanal miksajlarında, 5 ana kanalın tümü de aynı anda devrededir. Bu nedenle kimi aksiyon efektlerinin konuşmaları anlaşılmaz, duyulmaz hale getirmesi, bastırması mümkündür. THX'de ise yüksek ya da karmaşık ses efektlerine karşın konuşmalar rahatlıkla ayırt edilebilir.
    3. Ön ve surround hoparlörlerden gelen sesler birleştiği için, sesin yarattığı psikoakustik etki daha güçlüdür. Kendinizi filmin içinde hissetmeniz kolaylaşır.
    4. Sesin görüntüyle uyumu daha fazladır.
    5. Filmin ses kaydının yaratabileceği ses bozulmaları azalırken, bas seslerin en alt iki oktavını daha açık ve net bir şekilde duyabilirsiniz.

    THX'ten yararlanmak için bütün sistemin THX uyumlu olması mı gerekir?

    Hayır. Bütün parçalar, hoparlörler, alıcı, subwoofer, amplifikatör, equalizer, kablolama, ev sinemasının ses üretiminde ayrı ayrı sorunların üstesinden gelir. Herhangi bir ev sineması sisteminde herhangi bir THX sertifikalı bileşeni kullanmak mümkündür. Ancak bütün bileşenlerin THX sertifikalı olması apayrı bir surround ses etkisi yaratır.

    Hangi THX?

    Karşılaştığınız ev eğlencesi ürünlerinin üzerinde birden çok THX ibaresi görebilirsiniz. Endişeye mahal yok; hepsi temel THX özelliklerine sahiptir. İşte farkları...

    THX Ultra
    Aslında stüdyolar için tasarlanmış, başlangıcından bu yana THX olarak bildiğimiz şey. Temel THX özelliklerinin hepsini içeriyor.

    THX Select
    Daha küçük mekanlarda aynı THX kalitesini sağlamanın yanı sıra, boyut ve tasarım olarak sistemlerin daha esnek olmasına da olanak veriyor. Dolayısıyla daha ucuz bir çözüm alternatifi olabiliyor.

    THX Surround EX
    Sinema salonları için tasarlanmış olan Dolby Digital Surround EX'in ev sinemalarına uyarlanmış versiyonu denebilir. Bu sistemde, varolan surround hoparlöre bir de arka surround ses alanı eklenebiliyor. Böylece, sağ ve sol surround hoparlörlerin arasına, arkanıza bir ya da iki surround hoparlör daha eklemek mümkün. Bu sisteme göre kodlanmış DVD'ler, 5.1 Digital sistemlerle de uyumlu.ş THX Surround EX'in uygulandığı ilk film tabii ki bir Lucas filmi: ''Star Wars Episode 1: Phantom Menace''.

    THX Ultra 2
    Lucasfilm'in yeni THX numarası. Eylül 2001'de duyulan bir sistem, çok kanallı herhangi bir programı, 8 kanal üzerinden yayınlayabiliyor. 5.1 ya da daha yüksek kanal için hazırlanmış kayıtları işleyen Ultra 2, sesi 7 hoparlör ve bir subwoofer'a uygun olarak yeniden düzenliyor. Böylece sisteme iki de arka surround hoparlör ekleyip daha çevresel, mekan oluşturan bir ses elde ediyorsunuz.

    alıntıdır,,,,

    Alıntıları Göster
    High - End Nedir ?

    --------------------------------------------------------------------------------

    High-End ses müzige duyulan tutku ve müzigin ne kadar iyi sekilde tekrar üretildigi ile ilgilidir.High-End ses besteci veya icracinin verdigi müzikal mesaji maximum geçerlilik,duygu ve yogunluk ile dinleyicinin evinde tekrar olusturmanin arastirmasidir.Müzik önemli oldugu için gerçege mümkün olan en yakin haliyle tekrar üretmek de önemlidir.
    High-End ses ürünleri elektronik esya satan dükkanlarda satilan “stereo sistemler” ile çok ufak benzerlikler tasiyan bir dizi özel müzik üreten parçadan olusur. Müzik üreten bir sistem, çamasir makinesi veya tost makinesi gibi bir ev aleti degil, plaklarimizda ve Cd’lerimize kodlanmis müzigin engin duygusal ve ve entellektüel potansiyelini ifade eden cihazlardir.Müzik üretiminin kalitesi ne kadar yüksek olursa müzikle kuracaginiz baglanti o kadar yüksek olacaktir.
    Müzik ve müzigin tekrar üretilmesi konusundaki High-End audio degerleri ve göstergeleri High-End ses cihazlarinda açikça yer alir.Bu cihazlar orijinal canli müzik performansina bizi bir adim daha yaklastirirlar. Bu tarz cihazlarin parçalari teknik bilgi ve müzikal duyarliligini birlestiren kendini isine adamis uzmanlarca tasarlanir elle üretilir ve tek bir neden için var olurlar – müzik dinleme deneyimini zenginlestirmek.

    Hi-Fi dünyasinda var olan bir yanlis kani da High-End Audio’nun yüksek fiyatli ses ve sistemleri manasina geldigidir..Mass market mantiginda High-End Audio hos özellikleri ve milyarderleri hedefleyen fiyat etiketleri olan karmasik stereo ekipmanlarindan baska bir sey demek degildir.Elbette bu cihazlarin performanslari elektronik alet satan dükkanlarda bulabileceklerinizden çok daha iyi olacaktir, ancak bunlari almaya kimin gücü yetebilir ki ?
    Daha da kötüsü High-End Audio sadece egitimli,zevk sahibi, zor begenen dinleyiciler,snoblar veya elektronik alet çilginlarina hitap eder olarak görünüyor, sokaklardaki averaj insanlar için degil.

    High-End Audio bunlarin hiçbirisi degildir.Ilk olarak “High-End” tabiri ürünlerin performanslarina hitap edilerek kullanilmistir,fiyatlarina degil.Bir çok gerçek High-End sistemi büyük magazalarda satilan hepsi bir arada sistemlerden pahali degildir hatta bazen daha ucuzdur.Bir çok sistem duyuyorum ki hem averaj bir müsterinin bütçesine uygun hem de yüksek kalite müzik üretimi konusundaki öz’ü içinde barindiriyor.

    Her ne kadar High-End cihazlari yüksek fiyatli da olsa, bu evinize yüksek kaliteli bir ses sistemi kurmak için kredi almaniz anlamina gelmiyor.Mükemmel ses sunan bir sistem düsündügünüzden daha ucuza mal olabilir.

    Ikinci olarak High-End Audio müzikal deneyimle kurulan iletisimle alakalidir.Müzik sistemlerine karmasik, kullanilmasi zor özellikler eklemek demek degildir.Aslinda, High-End sistemlerini kullanmak mass-market orta seviye Hi-Fi sistemlerini kullanmaktan çok daha kolaydir. Bunun nedeni High-End etigine göre gereksiz özelliklerin elimine edip, bunun yerine paranin ses kalitesine harcanmasidir. High-End Audio müzik asiklari içindir elektronik ustalari için degil.

    Üçüncü olarak müzigi seven herkes yüksek kaliteli ses sisteminin degerini taktir edebilir,neyin iyi bir ses oldugunu anlamak için altin bir kulaga sahip olmak gerekmez, iyi ve orta karar ses üretimi arasindaki farklar açikça asikardir.gerçek bir High-End ses sistemini ilk defa dinleyen birisinin tepkisi ( çogunlukla saskinlik ve memnuniyet ) High-End Audio’nun herkes tarafindan kolaylikla taktir edilecegini gösterir. Eger müzikten hoslaniyorsaniz, High-End bir sistemle daha fazla keyif alirsiniz.Bu, bu kadar basittir.

    High-end audio’nun hedefi dinlenilen cihazin “yok olmasini” saglamaktir. Bu gerçeklestiginde müzisyen ve dinleyici arasinda en üst iletisim noktasina ulasilir. High-end Audio cihazlarla, aletlerle alakali degil, müzikle alakalidir.

    High-end credo müzik sinyalinin ne kadar az islemden geçerse o kadar iyi olacagini savunur. Herhangi elektrik devresi, kabloveya tonal kontrol sinyalin kalitesini düsürür, tabii ki müzikal tecrübeyi de. Bu nedenle high-end bir cihazda grafik equalizer, alt harmonik sytnhesizer veya diger ölçücüler bulamazsiniz. Bu tarz cihazlar müzikal gerçeklikten uzaklasmanin yani sira sinyale gereksiz devreler eklerler. High-end ürünler müzisyen ve sizin aranizdaki elektronik aletlerin adedini en aza indirerek müzikal deneyimin berrakligini en üst düzeye çikarirlar.

    Daha az daha fazladir…

    Kendinizi Grand Canyon’da bir uçurumun kenarinda ihtisamin güzelligine yenik düsmüsken hayal edin. Dünyanin içine oyulmus bu devasa heykelin azametini tecrübe etmekle kalmaz tüm ufak detaylari da görürsünüz.

    Tas tabakalarin üzerlerindeki bir tondan diger tona geçisleri fark edersiniz.Kirmizinin binlerce tonu arasindaki farkliliklar gözünüze çarpar.Devasa yapilarin üzerindeki ince detaylar bir bakista kolayca çözülür ve begeniniz daha da derinlesir.Isik ve gölgenin kontrasti çatlak ve yariklarin bitip tükenmez labirentini açiga çikarir.Ne kadar uzun ve yakindan bakarsaniz daha fazla ayrinti görürsünüz.Duyularinizin zenginligi sessizce uçurumun kenarinda tabiatin sirrina varilmaz güzelligi karsisinda kalakalmanizi saglar.

    Simdi kendinizi Grand Canyon’a hepsi birbirinden transparan ama çok kalin bir çok camdan yapilmis bir pencereden bakarken hayal edin.Bir pencere cami hafif gri saydamsizligi ile bu canli renkleri donuklastirsin ve benzer renklerin kolayca göze çarpmayan farkliliklarini yok etsin. Isik ve gölge arasindaki kontrasti azaltan diger cam Grand Canyon’un derinligini kanvas bir portre görüntüsüne çevirsin. Son olarak pencere çerçevesinin kendisi sizin manzaranizi kapatsin ve Canyon’un genel etkisini yok etsin .Grand Canyon’da uçurumun kenarinda durmanin verdigi direk ve kesin gerçeklik yerine gördügünüz gri,sentetik ,cansiz bir görüntü olacaktir.Bu görüntüyü televizyondan da izleyebilirdiniz!

    Yeniden olusturulan müzigi orta karar bir sistemden dinlemek Grand Canyon’a bu cam pencerelerin ardindan bakmak gibidir. Playback zincirindeki her halka -Cd sürücü,pikap preamfi, poweramfi, hoparlör ve onlari birbirine baglayan kablolar- bir sekilde üzerinden geçen sinyale distorsiyon verir.

    Halkadaki cihazlardan biri enstrümantel dokuya sinyale kaba,taneli bir karakter ekleyebilir.Bir digeri yüksek ve yumusak sesler arasindaki dinamik kontrasti azaltarak besteci veya icracinin ifadesini yok edebilir.Bunun yaninda bir baskasi da ince tonal renkleri yok ederek müzige kasvetli bir hava verebilir, tüm enstrumanlari ayirt edilemez bir tini ile örtebilir.Bunlarin sonucunda pencerenin çerçevesi - bu durumda elektronik ve mekanik playback sistem olarak adledilebilir - müzisyenin artistik maksadinin enginligini azaltir.



    High-End Audio mümkün oldugu kadar çok pencere camini ortadan kaldirmayi, kalanlarin da mümkün olan en transparan hale gelmesini saglamayi hedefler. Ne kadar az pencere cami olursa,içinden geçen sinyal o kadar az etkilenir,canli performansa daha fazla yakinlasilir ve müzikal mesajla baglanti o denli derin gerçeklesir.

    Sizce neden High-End Audio ürünleri müzikal anlamda mass-market stereo sistemlerinden daha transparan pencere camlaridir. High-End cihazlari iyi gerçek sesi üretmek için tasarlanmislardir.Bazi keyfi teknik spesifikasyonlar ile iyi performans göstermeleri için tasarlanmalari zorunlu degildir.

    Gerçek bir High-End tasarimcisi cihazi yapim asamasinda dinlemeye baslar,parçalarda degisiklikler yapar,mümkün olan en gerçek sesi üretebilmek için farkli teknikler dener. Müzikal deneyimi en iyi aktaran cihazi üretmek için teknik beceri ve müzikal duyarliligini birlestirir.Bu kendini isine adamislik çogunlukla yüzlerce saat müzik dinleme ve itina ile sesi etkileyen her faktöre dikkat etmeyi gerektiren hareketli bir ugras haline gelir.Her ne kadar ürünün satis fiyati ayni kalsa da siklikla ürünün sesini iyilestirmek için daha pahali parçalar eklenir, bu daha nitelikli parçanin digerlerinden süphesiz daha fazla olan maliyeti firmanin karindan düsülecektir,neden mi? Çünkü High-End tasarimcisi müzik ve müzigin yeniden üretimine derin önem verir.

    Tam aksine mass-market ses cihazlari çogunlukla ‘kagit üzerinde’ iyi duracak sekilde tasarlanir.Bunun iyi bir örnegi 1970 ve 80’lerdeki “THD Savaslari”dir. Total hormanik Distortion anlamina gelen THD egitimsiz tüketiciler tarafindan amfi kalitesini ölçen bir terim olarak kullaniliyordu.Eger bu terimi siz de kullandiysaniz endiselenmeyin,audio hakkinda bilgi sahibi olmadan önce ben de THD rakamlarina bakardim.

    O siralarda THD degeri ne kadar düsükse amfi’nin o kadar iyi oldugu farz edilirdi.Bu gerçek dev elektronik üreticilerinin neredeyse yok sayilacak kadar az THD degerlerine sahip cihazlar üretmesine yol açti ve hangi firmanin THD spesifikasyon’larinda ondalik virgülden sonra daha fazla sifira sahip oldugunu yarisina dönüstü.( örnek olarak, 0,001 % ) Bir çok tüketici sadece bu özellige bakarak receiver’lar veya amfi’ler aldilar.

    Her ne kadar cihazin düsük THD degerine sahip olmasi iyi bir tasarim hedefi olsa da, problem bu asiri düsük distorsiyon figürlerinin nasil elde edildigiydi .

    Amfilerin distorsiyonunu düsürmek için kullanilan bir yöntemde “feedback” geri yükleme diye adlandirilan, çikis sinyalinin bir kismini alip giristen tekrara yükleme seklinde gerçeklestirilen yöntemdir.Yüksek miktarda geri yükleme THD’yi düsürüyor ama amfi’nin müzikal kalitesini düsüren bir çok baska problem de yaratiyordu. Dev elektronik sirketleri ürünlerinin ses kalitesinin kötü olmasiyla ilgileniyorlar miydi? Hiçbir sekilde! Önemli olan tek sey büyük miktarlarda satilacak bir mal yapmakti.

    Müzikal performansa karsilik önemsiz teknik spesifikasyon’lari öne çikartip , bunu tüketicilere çok önemli bir deger gibi sattilar. Bu ürünleri satin alan tüketiciler cihazlari dinlemek yerine bu teknik özelliklere bakarak seçiliyorlar ve kötü sesli sistemlere sahip oluyorlardi. Ironik olarak en düsük THD’ye sahip olanlar büyük ihtimalle en kötü ses kalitesine sahip olanlardi.

    Bu örnek bir ses cihazinin ne yapmasinin hedeflendigi düsünüldügünde mass-market üreticileri ve high-end firmalari arasindaki büyük farki ortaya koyuyor. High-end üreticileri ürünün test sonuçlarinda nasil performans gösterdiginden çok ürünün sesinin nasil oldugu ile ilgilenirler. Bilirler ki müzikal hassasiyete sahip bir dinleyici spesifikasyonlara degil ses kalitesi temeline dayanarak ürün satin alir.

    High-end ürünleri yalnizca kulak hassasiyeti ile degil, yaptiklari isten gurur duyan zanaatkarlar tarafindan elle üretilirler. Montajcilarin çogu audiofillerin kendileridir ve ürünlerin yapiminda adeta kendi evlerinde kullanacaklarmiscasina titiz davranirlar. Detaylara harcanan bu titizlik yapim kalitesinin çok yüksek olmasini saglar. Yüksek yapim kalitesi ürünün sesinin daha iyi olmasini saglamasa da ürünün saglamlik ve güvenilirlik garantisi olur. Bunun yaninda özenle elde yapilmis bir ürün sahibinin cihaziyla gurur duymasini saglar. Ki bu hiçbir mass-market ürününün sahip olamayacagi bir özelliktir.

    High-end Audio ürünleri orta sinif hi-fi ürünlerden daha iyi bir satis sonrasi hizmetine sahiptir. High-end üreticileri ürünleri ve müsterilerine daha fazla önem verdikleri için daha cömert degistirme sartlari ve daha iyi servis sunarlar. High-end üreticisinin bir ürünü garanti disinda tamir etmesi nadir görülen bir durumdur. Bu söylediklerimden sizin de kesin bu tarz bir muamele göreceginizi çikartmayin ama mass-market ürünlerinde söz konusu dahi olamayacak sartlar siklikla high-end sektöründe yer alir.

    Birçok high-end ürünü ABD’de tasarlanir ve üretilir ve Amerikan yapimi Audio ürünlerinin kalitesine dünya çapinda saygi duyulur. Amerika’daki high-end Audio üretiminin %40’indan fazlasi çogunlukla uzak dogu olmak üzere ihraç edilir. Transportasyon, gümrük vergisi gibi masraflar eklendigi için high-end cihazlarin yurtdisinda Amerika satis fiyatinin neredeyse iki katina satildigi dogrudur. Bu arada yurtdisinda amerikan ürünlerine var olan ilgi, Amerika’da en iyi Audio cihazlarinin Japon’yada üretildigi seklindeki yaygin kaniyi da dikkate deger kiliyor.

    En derinlerde high end ürünlerinin daha temelden mass-market ürünlerinden farkli olduklarini düsünüyorum. Kavramdan amaca, tasarimdan yapima, pazarlamadan nasil kullanildiklarina kadar high-end ürünleri orta seviye hi-fi ürünlerinden çok farklilar. High-end cihazi müzigin ne kadar basarili olarak tekrar üretildiginin ve dinleyicisine ne kadar keyif verdiginine duyulan derin alakanin fiziki göstergesidir.

    High-end’i mass market ürününden ayiran tasarimcisinin müzige olan ilgili yaklasimidir. O , diger ürünler gibi satilacak kutular yaratmaz, müsterisinin müzikal deneyimini etkileyecek müzik aletleri tasarlar.. High end tasarimcisi kendisi de dinlemek isteyecegi kalitede ürünler tasarlar. Çünkü müzigi önemser, muhtemelen binlerce kilometre ötede bu müzigi dinleyecek olan kisinin müzigin keyfini tecrübe edip etmemesi onun için önemlidir. Dinleyici müzike ne kadar fazla dahil olursa, tasarimci isini o kadar iyi yapmis demektir. High end tasarimcisi için elektronik ve mekanik tasarim yalnizca teknik bir girisim anlamina gelmez, tutku ve kendini adama gerektiren bir istir bu. Ürün tasariminin her yönü – müzikal oldugu kadar teknik – bu tarz bir adanmisliga alisik olamayanlari sasirtacak derecede titizce incelenir.

    Yeniden müzik üretiminin deger sistemleri varliginin özüne kadar iner. Yapilan isin sonucu müzik dinleyicisinin müzikle daha güçlü ve yogun bir iliski kurmasini saglar.

    Neden high-end Audio? Neden high-end ses?
    Bunu cevabi müzik dinlediginiz odada ses sisteminin ortadan kaybolarak yerini besteci veya icraciya biraktigi andir. Bunun cevabi müzikal doruk noktasinda hissettiginiz fiziki üsüsmedir. Bunun cevabi fiziki dünyanin yok oldugu, yalniz sizin ve müzigin kaldigi noktadir.

    Bu high-end’dir.

    alıntıdır....
  • bu audiofil durumları çok karışık işler her baba yiğidin harcı diil oluşturmak resmen servet rahmetli kenan onuk bu tarz işlerle ugraşan birisiydi eger ilgilenirsenizhttp://www.ihifi.org/ istanbul hifi klübünün web sitesi keşke bütçem olsa bende evime böle bir sistem kurabilsem
  • ayrıca değer terem adında hakikaten amca diyebileceğim elektronik mühendisi birisi var çok ciddi hi-fi tasarımları yapıyo feci aletleri vardır. 2 tane markası var vocalese ve twin cats ilgilenenler içinhttp://www.vocalese.com/ web sitesi ayrıntılı bilgi için bakılabilir.
  • http://www.atalay.biz/SistemimT.htm

    Bu sayfaya bir göz atmanızı öneririm. Sayfa sahibi İstanbul'un bilinen ve saygıdeğer hi-fi aşığı şahıslarından birisi. Siteyi araştırırken çok faydalı bilgiler alabileceğiniz gibi bu sayfanın altında eski sistemlerim adı ile belirtilen link'e bir bakın. 1980'lerden beri parça parça ve büyük emeklerle bir odyofilinin sistemini geliştirme çalışmaları. Sanırım maliyet ve arayış hakkında da size güzel fikirler verecektir.
  • KillForYou! kardeşim doğru söylüyorsun,bende yazmıştım epey yazımda Pioneer'ın bize 3.sınıf memleket muamelesi yaptğını ve bazı modellerde bazı özellikler(6.1 modelinde 6.çıkış Avrupa versiyonunda aktif iken bizdeki modelde pasif vs...) ve belli modellere kadar ASLA Pioneer alınmaz diyorum,benimde çok kanım ısınmış değildir Pioneer'a ancak okuduğum sayısız miktarda rewiev sonucu gerek yabancı gerek Türkçe olsun Pioneer 1015'in sinemada kusursuz ve rakipsiz olduğundan bahsediliyor ve 1500 YTL gibi bir fiyata THX sunması büyük artı ve burada Yıldırım Elektorinkte dinlediğimde,şu ana kadar dinlediğim amfiler içinde sinema olarak sesi en çok hoşuma giden oldu,gerçekten gerçeğe en yakın ses değil direk ortamda hissi uyandırdı,tabii bu zevk meselesi bilemiyorum,ses karakteri bana çok uyuyordu filmde,keskin ve çok berrak ve ayrtıntılı sesler vardı Ayrıca @Sauron® arkadaşım yinede sen bilirsin ama o Pioneer SH 710 V'ler JBL E-100 ile mukayese kabul edilmez,aynı zamanda Pioneer'ların o modelinin hassasiyeti 86 Db,JBL E-100'ün 91 Db,125-500 watt aralığında çalışıyor,iki seti de dinlesen arada ne kadar fark olduğunu göreceğinden eminim,bence SH-710 V'lere o para çok,ki zaten hoparlör alınırken Pioneer alınmaz Ayrıca Pioneer wooferların daha öncede bahsettiğim dezavantajlarından bahsedeyim biraz,ilk olarak bir süre sonra önündeki siyah bezin altındaki plastik kafes tabakası gevşiyor ve vurdukça zızz zızzz diye ses geliyor plastikten,önündeki bez tabakası tozlandıkça hemen arkasındaki plastik tabakanın dokuları bile gözüküyor kare kare ve hoş gözükmüyor,malesef bu birçok Pioneer wooferda var Eğer 1300 YTL bütçen var ve woofer olarak Pioneer düşünüyorsan yazık edersin,sana o paraya JBL E-250 öneriyorum şiddetle,bu wooferdan şimdiye kadar alıp da pişman olan görmemekle beraber sonsuz ve sınırsız bir övgüye sahip bu woofer,ayrıntılı bilgi içinwww.egemende.com adresine bakabilir en azından fikir sahibi olursun,ama elbet daha satan çok yer var Bir tane daha favorim vardı ve B&W mağazalarında satılıyor sadece sanırım,650$ fiyatı vardı,devasa bişeydi 250-500 watt arası çalışıyordu,22 HZ'e kadar iniyordu hatırladığım kadarıyla,dinlemiştim ve şu ana kadar dinleyip ennnn çok beğendiyimdi ama markayı hatırlayamadım,hatırlayınca yazarım hemen,şimdilik aklıma gelenler bunlar,hoşçakal




  • Arkadaşlar galiba bende bu hi-fi olayına girecek gibiyim. Aşağıdaki linkteki hoparlörleri ve buna uygun bir amfi(6 kanal) alarak bu işe başlayacam. Hoparlörler bildiğim kadarıyla 200£ civarı. Maximum 1000-1200 YTL ayıracam bu işe. Aşağıdaki linkteki hoparlör ile ilgili yorumlarınızı ve de uygun bir amfi önerilerinizi bekliyorum. Şu an için Ön hoparlör ve amfi için ayırdığım bütçe belirttiğim kadar. Saygılar. Bu sistem müzik dinlemek için ve de DVD seyretmek için kullanıcam.(DVD playeri de sonra alacam. Şimdilik amfi ve bu kolonlar)


    http://www.sony.com.tr/view/ShowProduct.action?product=SS-MF500H&site=odw_tr_TR&pageType=TechnicalSpecs&category=HFC+Speaker




  • arkadaşlar araya giriyorum ama
    adamlar harbiden aşmış şu sistemlere bakın 5000 avrodan başlayan sistemler müthiş
    Allah bana ve dileyen herkese nasip etsin...

    http://www.areadvd.de/lm/heimkino-gallery/index.shtml
  • birdehttp://www.thx-trailer.com/ linki var burada homecinemas 'a tıklayın ve dehşet sistemleri seyredin.
    kolay gelsin..
  • Evet, dediğin gibi harika sistemler var. Parası ve odanın dizaynı da cabası..
    quote:

    Orjinalden alıntı: mahemir

    birdehttp://www.thx-trailer.com/ linki var burada homecinemas 'a tıklayın ve dehşet sistemleri seyredin.
    kolay gelsin..

  • quote:

    Orjinalden alıntı: sivil

    pioneerların tipi gerçekten hoş bu doğru.Yalnız servis olayında bana göre bitmiş durumda.Öyle alakasız yerlere servis vermişki digicom plazma montajından başka birşey bilmiyorlar.Heleki bir cihazınız bozulmasın yandınız tamirattan anlayan servis yok.Zaten beni amfi arayışına itende bu oldu.Bende eski model bir A-505R amfi vardı ve bunun kumanda kısmı bozuldu amfi içinde.Digicomun güya önerdiği bir servise götürdüm Mayıs ayında hesaplayın işte geçen zamanı adamlar amfiyi tamamen çalışmaz hale getirdiler,halbuki sadece kumandası bozuk diğer işlevlerinde bir bozukluk yoktu.Bir sürü sinir bozukluğu ve yazışmadan sonra bana bir tane sinema amfisi verdiler aynı amfiden bulamadıkları için.Bende lanet olsun alayımda bari kafamdan gitsin şu hadise diye ama gidermi gitmez tabi.Nerede benim eski amfimdeki stereo performansı bu receiverda.Hatırlarsanız bir arkadaştan ödünç aldım dediğim amfi bu(detaylara girmemek için söyledim)
    Tabi ben yine huzursuz gittim takas ettim bu amfiyi ve yeni model A-607 R aldım üste para vererek.Tamam bu amfi sinema amfisinden çok çok iyi ama benim aklım hala o eski amfimdeki seste kaldı.Ses karakteri falan çok değişmiş pioneer yeni modellerde.Daha geniş daha iri bir sesi vardı eski amfimin.Şİmdiki amfi arayışlarımda bunun yüzündendir.Neyse lafı uzattık yani serviside düşünmek lazım.Tabi bu tüm diğer markalardada olabilir ama pioneerda bizzat yaşadığım için artık gözümden düştü satış sonrası olarak.

    Bu arada the_cantan başka marka model ne önerirsin sesini bildiğin?


    Eğer bulabilirsen,eskilerden Pioneer A-757,858 modelleri başarılı stereo konusunda,ama yeni ürünlerdenwww.egemende.com adresinde de bakabileceğin Marantz 4400 yada Maratnz 7200 olabilir,ben dinledim ve sesi hoşuma gitti,4400 modelini peşinde 550'ye bıraktılar,bunu göz önünde bulundurarak pazarlık yaparsın
    Yada tam model olarak hatırlamıyorum ama DENON'larında stereo performansı iyi,ama tabii daha NAD CEE-320 var,ROTEL'in modelleri var ama fiyatları hakkında pek fikrim yok,bunlar iyi f/p oranına sahip bildiğim kadarıyla,ama @the_cantan dostumuz daha ayrıntılı yardımcı olabilir belki stereo konusunda Hoşçakalın...




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Dj_Hutnu!

    Bu aletleri Turkiye'de nerde bulabilirim? Bir fikrim olsun en azından, belki fiyatı cazip gelirse burdan da alabilirim. Ankara'dayım ama bazen istanbul'a da gidiyorum.

    cerwin vega

    http://www.infomuzik.com/eseries.htm
  • Arkadaşlar buradaki ürünlere ne dersiniz adamın feedback de muhteşem demek alıcısı var.....

    http://stores.ebay.co.uk/Chinese-hifis
  • NEDİR BU (HI-FI) DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR !!!!!!!

    Bence okumanızda sonsuz yarar var......

    "HI-FI nin türkçe karşılığı yüksek sadakat yani kalite anlamındadır. uzantısı (HIGH-FIDELİTY) dir. hıgh yüksek,fidelity ise sadakt,kalite anlamındadır.


    İngilizce High-Fidelity (Yüksek Sadakat) kelimelerinin kısaltması olan HI-FI, hatalı kullanımı nedeniyle, günümüzde gerçek anlamını yitirmektedir. Alman DIN 45500 standardına göre saptanan standard değerler ile HI-FI, insan kulağına gerçeğine en yakın biçimde ses ve müziğin ulaştırılması amacına yönelikdir. Öte yandan %0,01 Harmonik Distorsiyon ve 500kHz'e kadar çıkan üst frekans sınırı gibi teknik başarıların uygulanmasıyla da gereksiz bir şekilde abartılmaktadır. Halbuki, insan kulağı %1'lik Harmonik Distorsiyonu ve 16kHz'den yukarı sesleri algılayamadığından, yukarıda belirtilen özellikler tümüyle özenti ve lüksten öte bir anlam taşımamaktadır.
    Amerikan standartları, elektronik cihaz yapımcılarının isteklerine uygun olarak düzenlendiklerinden, yapımcıların isteklerinden çok kullanıcılara önem veren Alman DIN standartları HI-FI kavramının kötüye kullanılmasına bir engel oluşturmaktadır. Bunlara rağmen, standartlar ile, günümüz teknolojisi sayesinde ulaşılan yüksek kalite arasında oldukça büyük farklılıklar vardır ve yapımcıların ortaya attıkları bu ileri düzeydeki teknik özellikler tüketimi körüklemek amacıyla kötüye kullanılmaktadır.
    Örneğin, DIN standartlarına göre bir mikrofon 250Hz-8kHz band aralığında < %1, bir amplifikatör (kuvvetlendirici) 40Hz-12,5kHz aralığında <%1 ve bir hoparlör 250Hz-1 kHz aralığında %3 ile 2kHz'den yukarıda %1 Harmonik Distorsiyon içere bileceği belirtilmiştir. Buna göre %0,01'lik bir Harmonik Distorsiyonun ne derece lüks olduğu görülmektedir.
    Amplifikatörün, HI-FI bir sistemin kalbi olarak kabul edilmesi doğaldır. Ancak bu sistemin çalıştırdığı hoparlörler, eğer %10'luk bir Harmonik Distorsiyon oluşturuyorsa, amplifikatörün kendi harmonik distorsiyonunun %1 hatta %0,01 kadar olması tümüyle anlamsız kalır. Teyp, pikap, hoparlörler ve insan kulağı 12 ya da l6kHz'de ümitsiz çabalar göstermeye başlamışken, amplifikatörün frekans karakteristiğinin 100kHz'e kadar düzgün olmasının ne anlamı kalır ? Ayrıca, bu derece geniş bir frekans bandı, yüksek frekanslı osilasyonlara da neden olabileceğinden, anlamsızlığının yanı sıra olumsuzluğu da söz konusudur.
    Hatta, bu tür birçok amplifikatör radyo yayınlarını da alabildiğinden, sevimsiz sonuçlara da neden olabilmektedir. Bu durumu önlemek için, yüksek frekansları yok edecek şekilde kondansatörler devreye eklenecektir. Öte yandan, 20kHz'lik bir kare dalganın, şekli bozulmadan iletilmesi için, amplifikatörün geniş bir frekans aralığına sahip olması fikri çok yaygındır. Osiloskopla yapılan böyle bir gösteri çok etkileyicidir ve amplifikatörün kalitesinden şüphe edilemez. Ama ne yazık ki hoparlörler kare dalgayı sinüse çevirirler. Ayrıca eğer hoparlör kare dalgayı verebilseydi bile insan kulağı yalnızca bunun ana tonunu yani 20kHz'lik sinüs dalgasını algılayabilirdi.
    Sıçrama etkisi ya da sıçrama karakteristiğinin (Transient-Responce) düzgün olması için, 100 kHz'lik bir band genişliğinin gerekli olduğu söylenir. Transient-Responce bir işaretin tepe noktasının izlenmesi için geçen süredir. Fakat hoparlör(erin tümü, bir tepe noktasından diğer tepe noktasına geçebilmek için en kötü amplifikatörden daha uzun bir süreye gerek gösterirler.
    Amplifikatörlerin frekans karakteristiğini 30Hz'in altında doğrusal (linear) tutma çabası da çok gereksiz bir uğraşıdır. Çünkü hoparlörden, bu kadar alçak frekanstı bir sesi, kulakta yeterli bir etki uyandırabilecek şekilde elde etmek, maliyeti frekans düşmesinin karesi ile doğru orantılı alarak yükselttiğinden, fiyatı hemen hemen ödenemeyecek kadar büyük bir iştir.
    Frekans alt sınırını 30Hz'den 25Hz'e indirmenin maliyeti, bir amplifikatör için yalnızca gerekli büyüklükte bir çıkış kondansatörünün fiyatına eşit olmasına rağmen, aynı sonucu hoparlörde de elde etmek, küçük bir servet harcamakla gerçek(eştirilebilir.
    Ayrıca, böyle düşük tonlu sesleri 50m3 hacimli bir oturma odasında elde etmek için boşuna uğraşmamanızı da öneririz. Örneğin, bir piyanonun alt oktavlarını gerçeğe yakın olarak dinlemek için, 60Hz'lik bir frekans alt sınırının çok yetersiz olduğunu kabul ediyoruz ama, küçük bir odada piyanonun kendi orijinal sesleri bile gereği gibi çıkmaz. Elektronikçilerin pek bilmediği bazı akustik kurallar vardır. Elektronikçilerin müthiş başarılar diye sundukları karakteristikleri, akustikten anlayanlar, yalnızca acımsar bir küçümseme ile karşılarlar.
    Hoparlörlerden çıkan seslerle, odada oluşan duran dalgalar, en düşük değerli frekansların, duvar yakınlarında en kuvvetli olarak oluşmasına neden olurlar. Bir hoparlörü, odanın bir köşesine koyar ve siz de odanın diğer köşesinde dinlerseniz 6dB kadar bir kazanç elde edersiniz...
    Pratikte çok basit bir hesaplama yapılabilir. 900 sayısı, dinleme yapılan odanın girinti ve çıkıntıları dikkate alınmaksızın en uzun kenarının boyuna bölünerek, bu odada dinlenebilecek en düşük ses frekansı bulunabilir. Bu hesap şekline göre, örneğin, 18m uzunluğundaki bir salonda 50Hz'in altındaki frekanslar, ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın, salonun kendisi tarafından yok edildiğinden, dinlenemez.
    7m uzunluğundaki bir odada ise, karakteristik 130Hz'de düşmeye başlar. Doğal olarak, bundan başka etkenler de frekansa etki ederler ama, ne olursa olsun, bu büyüklükteki oda ve salonlarda 40Hz'in altındaki sesleri elde etmeye uğraşmak, sorumsuzluğun ta kendisidir. Böyle ortamlarda DIN standartlarındaki -3dB düşme ile 30Hz'i gerçekleştirmeye çalışmak da boşuna çabadır.
    Düşük frekansların ölçüldüğü akustik ölçüm odaları, duran dalgaların oluşmaması için, duvarları birbirlerine hiç bir şekilde paralel olmayacak biçimde yapıl maktadır. Böylece, ölçüm duyarlığı yükseltilmiş olmaktadır. Normal oturma odalarında da, mobilya ve dolapların böyle bir etkisi olmaktadır fakat, duvarlar gene de birbirlerine paraleldir.
    Hoparlörlerin yerini iyi seçerek, daha farkiı bir düzen gerçekleştirilebilir. Philips laboratuarlarında yapılan ölçümlerde, iplerle tavandan sarkrtılarak serbest asılı ho parlörlere göre, yere konulan bir hoparlörden 3dB kazanç elde edildiği görülmüştür. Aynı hoparlör sistemi duvara konulduğunda 3dB daha kazanç sağlanmıştır. Hoparlör bir köşede yere konulduğunda ise elde edilen kazanç, tavandan sarkıtılarak serbest asılan hoparlöre göre 9dB dir.
    Yukarıdaki sonuca göre, hopariör satın alacak okurlarımızın, kendilerine din letilen hoparlörlerden pahalısının köşede ve diğerinin ise yerde olmamasına dikkat etmelerini öneririz. Belki pahalı hoparlörün düşük ferkans verimi daha iyidir ama, bu yerleştirme düzeninde 6d8'lik bir aldatmaca vardır.
    Bütün bu yukarıda anlattıklarımızın ışığıında aşağııdakl önerlleri ııerebiliriz:
    Kafanızı boş fikirterden temizleyin ve şu gerçekleri unutmayın, 100-200kHz'e kadar yükselen bir üst frekans sınırı saçmadır ve saçma olduğu kadar zararlı da olabilir. 40Hz'in altındaki frekansları bir oturma odasında elde etme olanağı yoktur. Aslında dikkatinizi gereğinden daha iyi olan teyp, pikap ve amplifikatörden, üvey evlat muamelesi gören hoparlörlere çevirin. Kötü bir sistem ile çok iyi bir hoparlör, günümüzde genellikle yapıldığı gibi, bunun tersinden daha iyidir. Alçak ses frekanslarını elde etmek için kendinize daha büyük bir ev ve salon arayın ya da hiç değilse odanızın en uygun yerlerine koyun.
    Bütün bunlardan başka size iyi bir öneride daha bulunabiliriz: Bir transistörlü radyo ya da bir kasetli teybin amplifikatörünü alın. İçerisindeki hoparlör yerine aynı empedansta olmak üzere daha iyi ve kaliteli bir hoparlöre bağlayın. Bu sistemle, bir HI-FI sisteminin verdiği ses arasındaki küçük fark, bu önerimizin nedenini açıklamaya yetecektir sanırız.
    Öte yandan, bir amplifikatörün gücü ile kalitesi arasında gerçekte hiç bir kıağıntı bulunmamaktadır. Fakat alçak çıkış gücü olan amplifikatörler, çoğu kez ucuzlukları nedeniyle çok kaliteli olarak yapılmadıklarından gücü yüksek olanların daha kaliteli oldukları inancı yerleşmiştir.
    Günümüzde, çok yüksek güçlü amplifikatörler kadar iyi ve distorsiyonsuz ses veren düşük çıkış gücüne sahip amplifikatörler yapılmaktadır.
    Sizlere hatırlatmamız gereken diğer bir noktada, profesyonel cihazların çoğunun, ev tipi cihazlardan üstün olmadıktarıdır. Hatta çoğu ev tipi cihazlar profesyonel cihazlardan daha kalitelidirler.
    Ancak aradaki en önemli ayrıcalık, profesyonel 'cihazların daha sağlam yapılı olmaları ve kolay kolay arıza yapmıyacak nitelikte bulunmalarıdır. Böylece, ev tipi cihazlar bir kaç yılda bozulup kullanılamaz duruma gelmelerine karşın, profesyonel cihazlar uzun yıllar güvenle çalışabilmektedir."


    http://www.eproje.com/modules.php?name=News&file=article&sid=382 , alıntıdır.........



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ZooZ -- 26 Ocak 2006 18:12:07 >




  • http://www.audioasylum.com/audio/index.htm

    lhttp://forum.audiogon.com/cgi-bin/fr.pl

    http://www.hifi-forum.de/

    http://forum.hifichoice.co.uk/

    bunlar ilk aklıma gelenler.Akşama daha fazlasını yazmış olurum.




  • Saygılar, Sevgiler Daha Evvelden Hazırlamıs oldugum Kendı Arsıvım Olan Hifi Yazılarımı sizinle paylaşmak istedim Umarım Yardımcı olur Tesekkurler..




    Index

    + DB WATT İLİŞKİSİ
    + CİHAZLARIN UYUMU
    + EVİNİZDEKİ CİHAZLARA YAPABİLECEĞİNİZ BASİT BAKIM TEKNİKLERİ
    + AMPLİFİRE BAKIMI VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
    + EVLERDEKİ MÜZİK DİNLETİSİNE İYİ YADA KÖTÜ YÖNDE ETKİ EDEN UNSURLAR
    + Hİ-Fİ NEDİR ? NE DEĞİLDİR
    + Hİ-Fİ SÖZLÜĞÜ
    + ALIRKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR
    + SİSTEM KURARKEN
    + NEDİR ŞU KOLONLARIN İŞLEVİ





    PDF Magzası :

    [Yıldızlı Kısma -Hemen Paylaş- Yazınız] DOWNLOAD
    http://dl38.hemenpaylas.com/3882716281/261610/Pdf.rar

    Magaza iceriği :

    + Yamaha AX596 Amphlier Brosur
    + Harman Kardon 2006 Brosur
    + JBL Northridge E Series Brosur
    + Nad Mayıs Brosur
    + Yamaha Hi-Fi Brosur
    + Yamaha CDC Brosur (CD Player)
    + Yamaha 2005 Brosuru
    + Yamaha November05 Brosur





    DB Watt İlişkisi

    Sagir odaların önemi hakkinda dostlarimizi bilgilendirmek amaciyla bildiklerimin
    önemli kismini ögrendigim Hi-end deki duayenlerden degerli dostum sn.
    Alan Hosman'in daha önce yayinlanmis bir yazisini yeniden yaziyorum.
    Sesin siddetine bell ve birimlerinede deci,santi,mili denir.





    Decibell Bizim kullandigimiz siddet birimidir.Bir hoparlörün tamami ile yansimasiz bir odada ( sessiz oda )
    önüne konulan bir mikrafona 1 metre uzaktan bagirtilarak ses siddeti ölçülür ve sonuç o hoparlörün toplam ses siddetidir.
    Mesela 1 m de 90 db.Ama bu 1 wattlik bir enerji harcanarak elde edilen siddettir.Yani 1 metre,1 watt ta 90 db gibi
    .1 watt lik enerji ise 2.8 voltluk bir gerilimin hoparlöre ulasmasi demektir.
    Yani amplifikatörden gelen 2.8 volt luk bir gerilim 1 watt lik bir enerji ile hoparlörünüzü hareket ettirir ve hoparlörünüz 90db bir siddette bagirir.


    O zaman bu üç kavram arasinda bir baglanti vardir.
    Yansimasiz odalarin farklari ise bu ses siddetlerinin fark etmesini saglar.
    Mesela 500 metreküplük bir odada 90 db siddetle bagiran bir hoparlör 2000 metreküplük bir odada 88 db bagirir.
    Her metreküp hacmin ikiye katlanmasi yaklasık 1 db fark yaratir.
    Mesela 500 metreküpte 90 db ise 1000 metreküpte 89 db e 2000 metreküpte 88 db e düser.
    Bu titrestirilen hava hacminin fazla olmasi nedeni ile olusur.Yani daha büyük hacimli bir oda daha sagirdir.
    Db ile Watt arasindaki iliski ise yukaridaki satirlarda anlatilmistir.
    Bir amplifikatör bir volt ve akim üretip bunu çikista watt enerjiye çevirir ve bu watt hoparlörü hareket ettirir.
    O halde
    ( 0 w - 0 db,2w - 3 db, 4w - 6 db,8w - 9 db,16w - 12 db,32w - 15 db,64w - 18 db,128w - 21 db,256w - 24 db,512w - 27 db,1024w - 30 db )
    Görüldügü gibi her iki kat artan watt enerji karsiliginda db siddet sadece 3 sayisi ile artmaktadir.


    Yukaridaki örnekten 2x120 watt lik bir amplifikatör hoparlörünüzde 20.5 db lik bir siddet artisi saglar.
    Hoparlörünüzün 1m/1w = 90 db oldugunu averaj olarak kabul edersek bu amplifikatörün maksimum gücünü harcayarak hoparlörünüzde olusturacagi siddet 110.5 db olacaktir.
    Buna karsilik eger hoparlörünüzün 1m/1w = 87 db olmasi halinde 87+20.5 = 107.5 db siddet saglayacaktir,ama bu siddet sadece bir titresim için geçerlidir.
    Mesela 1 khz veya 50 hertz gibi oysa müzik isareti en az 20.000 muhtelif siddette isaret yada titresimden olusmaktadir.
    Tüm bunlarin ayni anda beslenmesi ise amplifikatörünüzün ürettigi watt enerjiye hepsinin sigmasi demektir.
    Yani bir baska deyisle 120 watt kanal basina enerji üreten bir amplifikatör, 20.000 muhtelif siddetteki sinyali büyütüp hoparlörlere aktaracaktir.
    Hoparlörünüzün bagirma siddeti nekadar yüksekse bu enerjinin çok daha az bozularak kullanilmasini saglar.
    Hacimsel olarak 2000 metreküp hacimdeki 1m/1 watt'ta = 90 db bagiran bir hoparlör sizin yasam odanizda ( sagir olmayan oda ) 91 - 92 hatta odanizin hacmi 100 metreküplerde ise 95 db bagirabilecektir.
    Bu ise amplifikatörünüzün daha az watt enerji saglayarak bu hoparlörü bagirtmasi anlamina gelir.
    Az watt enerji ise daha az distorsiyon demektir.Az distorsiyon ise daha büyük ses sadakati demektir.( hi-fi ve hi-end in amaci )
    Bu bilgiler dahilinde db siddet üretmek için watt enerji üretmek gerektiginden amplifikatörlerin ürettigi siddete db watt denir.
    Bu watt enrjiyi üreten güç amplifikatörüdür.Yada entegre amplifikatörünüzün güç katidir.


    ----------------

    Cihazların Uyumu

    Konumuz cihazların birbirleriyle uyumları ve farklı markaların biraraya gelmesiyle ortaya çıkan sistemlerin verimi olacak.
    Sizlere bu konuyu elimden geldiği ve bilgimin yettiğince basit anlatarak aydınlatmak istiyorum.
    Öncelikle kişisel fikrim komple bir müzik seti yerine toplama bir sistemi herzaman tercih ederim.
    Tabii bunun çeşitli nedenleri var fakat en önemlisi dünya çapında üretilen tüm markaların
    genel olarak üzerinde uzmanlaştığı 1 veya 2 konu yada cihaz vardır.Bu bağlamda konuya
    yaklaştığınızda buda şu anlama geliyor sözgelimi cd player alacaksam ve çok iyi bir cd arıyorsam
    Proceed marka bir cd playera yönelebilirim.Bunun benzeri birçok farklı cihaz konusunda aynı yöntemi benimsemek oldukça doğal ve mantıklıdır.
    Çok extrem durumları konunun içine sokmazsak genel olarak kurulacak sistemde parçaların birbirine uyumu pek sözkonusu değildir.
    Ancak yaptığınız seçimi dinlediğiniz müzik türüne göre yapmazsanın doğal olarak çok kötü sonuçlada elde edebilirsiniz.
    Sözgelimi bir cd player orta sesler konusunbda çok iyi sonuç veriyorken bir diğeri alt frekanslaı daha iyi verebilir
    yada bir diğeri sesleri çok parlak ve önde sürüyorken diğeri daha mat ve naturele yakın ses verebilir.
    Bunun anlamıda cihazı anlayabilmek yada kulağınıza ve dinleyeceğiniz müziğe uygun olanı seçmek için mutlaka dinlemeniz gerektiğidir.


    Bu noktada ortaya çıkan gerçek şuki her cihazın kendine ve içerisinde kullanılan malzemeye göre karakteristik
    bir ses rengine sahiptir.Yine bir örnek verecek olursak McIntosh 2505 bir anfi daha parlak ve canlı bir sese
    sahipken karşılığında Bir Cambridge anfi daha yumuşak ve orta frekansları daha ayıran bir özelliğe sahiptir.
    Eğer kullanmak için bir Pre-Power takım seçecekseniz ve bunuda toplama olarak kullanacaksanız emin olun üzerine
    koyduğunuz her farklı Pre anfide(kontrol anfisi)tamamen farklı bir ses elde edeceksiniz.Böyle bir durumda yapmanız
    gereken kulağınızın en çok beğendiği sesi seçmektir.
    Genel olarak kullanıcılar arsında ortak bir kanı vardır,bu bununla iyi gider şu şununla iyi gider gibi.
    Bu hernekadar denenerek karar verilmiş bir konu isede bu genel kanılara sizin kulağınız kesinlikle
    karşı çıkabilir.İşte sırf bu yüzden bile ortak kanılar sizin için yol gösterici olmakla beraber son noktada
    kararı kulağınıza bırakmanız gerekir. Hepimizin malumu her dinleyici farklı bir tondan hoşlanır kimisi doğalı
    yakalamaya çalışırken kimisi süslü sesi sever bir diğerine sorarsanı bass duymak ve hissetmek ister bir
    diğeri tizleri deli gibi öten bir ses duymak ister.Bu istek ve seçimler sadece kişiye ait istemlerdir.
    Bizlere sorarsanız bizler halen doğala en yakın sesi yakalama uğraşı ve çabası içerisindeyiz.
    Aslen doğrusuda budur ancak bunu yakalamak hem zaman hem maliyet hemde çaba istemektedir.


    Zaman içerisinde hangi dost sohbetinde böyle bir konu açılsa her arkadaş
    yada dost kendi sisteminin iyi olduğunu savunacaktır ki bu sonuna kadar doğrudur.
    Neden mi?
    Çok basit çünkü o elde ettiği sesi seviyordur ve onu kurmak için zaman harcamıştır.
    Bu noktada kimse kimsenin sistemi için seninki şöyledir böyledir deme hakkına sahip değildir
    yani eleştirebilirsiniz ama yargılayamazsınız.
    Bir sistem kurarken tüm parçalara dikkat etmek ve istediğiniz randımanı
    alabilmeniz için birçok noktayı gözönünde bulundurmanız gerekir.
    Bunlardan özellikle en önemli olanları kullanacağınız anfi ve speakerinizin uyumudur.
    Eğer bu iki parça birbirleri ile uyumsuz ise ne yaparsanız yapın dengeyi sağlamanız ve
    istediğiniz sesi almanız mümkün değildir.
    Konunun başında cihazların karakteristik özelliklerinden bahsetmiştik işte bu noktada örneğin
    in İngiliz yapımı bir hoparlör ile Amerikan yapımı bir anfi çok özel cihazların bileşimi olmadığı sürece genel olarak uyuşamazlar.
    Birisi çok daha orta seslere hakim ve orta ses üretiyorken diğeri daha genel bir ses yapısında ve daha sert
    bir frekans üretecektir buda doğal olarak anfi ve speaker arasında uyuşöazlığa ve kötü sese yol açacaktır.
    Genel olarak kullanıcılara baktığımızda her kişi kendi kulağına göre seçim yapmakla beaber her daim daha
    iyi bir ses elde edebilme çabasındadır buda yapılan seçimlerin zaman zaman yanlış olmsasına ve bunun sonucu
    olarakta maddi kayıplar yaşanmasına sebebp olmaktadır bunun önüne geçmek için ise yapılabilecek en güzel
    şey sistem kurma aşamasında elinizde varolan sisteminizi yavaş ve iyi bir araştırma ile birer birer upgrade ederek sonuca ulaşmanızdır.
    Unutmayınki param var en iyisini alır en iyi sistemi kurarım mantığı hi-fi için herzaman geçerli olmayabiliyor.


    Daha önceki bağzı yazılarımızdada belirttiğimiz gibi umulmadık kombinasyonlar size hiç beklemediğiniz
    kadar iyi seslerde üretebilir o yüzden ne olur ne olmaz herzaman deneme yanılma metodunu uygulamakta yarar görüyorum.
    Sistem seçimi ve kurulumunda kablolama ve güç kaynağı kullanımıda çok önemli bir yer tutmaktadır.
    Her ne kadar konu hakkında çoğu kullanıcı yetersiz bilgi yüzünden kablolamanın çok fazla bir
    şey değiştirmediğini düşünüyor olsada gerçek tamamen tersidir.
    Örneğin bizde bir kablo satın aldığımızda eski kablomuzla yer değiştirdiğimizde hemen sonuç almak isteriz.
    Evet bu olabilir ancak elektrik kablosu ile ses dinlerken metresi 200 300 dolarlık kablo ile yer değiştirdiğinizde
    ilk anda uak bir değişiklik hissedersiniz.Ancak elektrik kablosundan bir üst sınıf bir taşıyıcı kabloya geçerseniz bu sonucu dahi alamazsınız.
    Bugün yurtdışında bir firma kabloyu satarken size kimliğiniz karşılığında 1,5 metrelik iki kablo vererek evinizde denemenizi sağlar ve uyarır.
    Kablonuzu değiştirdikten minimum 15 gün sonra tekrar eski kablonuzu takın ve farkı anlayın diye.Bizde tam tersi satıcıların
    çoğu kabloyu satar ve bu böyle iyi şöyle iyi diye bir söylemle bizleri evimize yollar.
    Unutmayın aldığınız her yeni kablonun ister speaker olsun ister interconnect olsun minimum 15 gün alışma ve oturma süresi vardır
    ki bu cihazınızı günde ne kadar dinlediğinizle orantılı olarak değişiklik gösterir.Sizler ancak bu sürenin sonunda eski kablonuzu tekrar
    takarak sisteminize kurduğunuz yeni kablolamanın ne kadar verim verdiğiniz yada neleri değiştirdiğini anlayabilirsiniz.
    Kablolarda aynı hi-fi cihazlar gibi değişkenlikler ve özellikler gösterir,her kablo belli frekansları taşımak konusunda birbirlerinden ayrılır.
    Dolayısı ile satın alacağınız kablonun özelliğini satıcınıza danışmalısınız.
    Farzedelim kullandığınız sistemde üst frekanslar fazla sivri geliyorsa bunu biraz törpülemek için farklı bir kablo seçimi yapabilir ve
    bu sorunu ortadan kaldırabilirsiniz.Böylece daha pahalı bir yöntemle cihaz değişimine gitmek zorunda kalmazsınız.
    Demekki hepimiz evlerimizde kullanacağımız interconnect ve speaker kablolaromoza özen gösterip alacağımız kabloları satışı yapan
    firmanın bilgileri doğrultusunda edinerek sistemimizi daha iyiye götürebiliriz.
    Sizlere bilgimin yettiğince ve anlatabileceğim maximum düzeyde konu hakkında bilgi vermeye çalışmaktayım ancak takdir edersinizki
    benden çok daha engin bilgiye sahip kişilerde çevrenizde olacaktır bu tür seçimlerde bu gibi kişilere danışarak sisteminizde iyileştirmelere gidebilirsiniz.



    -------------


    EVİNİZDEKİ CİHAZLARA YAPABİLECEĞİNİZ BASİT BAKIM TEKNİKLERİ

    Cihazlarınızın periyodik bakımları ve dikkat edilmesi gereken önemli noktalar:
    Yaz aylarında olduğumuz şu günlerde hepimizin evlerindeki en önemli sorun tozdur.
    Ve bu küçük zerreciklerin elektronik cihazlarımız üzerindeki zararları ve yarattığı etkiler hiçte küçümsenecek boyutta değildir.
    Toz ve benzeri yan etkilerin seneler senesi cihazlarımızda yarattığı sorunları ve bunların giderilmesinde yardımcı olması
    için atılabilecek adımları yazarak sizlere bir nebzede olsa yardımcı olmak istedim.
    Bildiğiniz gibi evlerimizde kullandığımız tüm sistemler belli periyodlarda bakım gerektirir ben sizlere evinizde bu bakımın
    sizler tarafından yapılabilecek boyutundan bahsedeceğim.
    Sırasıyla ampli,cd,casette deck,speaker gibi cihazlarınızın bakımları ve dikkat edilecek hususları bu satırlarda bulacaksınız.




    AMPLİFİRE BAKIMI VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER:


    GEREKLİ MALZEME:
    Yumuşak boya fırçası (2 boy kalın ve ince)
    Tercihen philips kırmızı yağlı sprey
    Tercihen philips mavi yağsız sprey
    Anti statik toz savar temizleme spreyi
    Dış yüzey temizleyici köpük
    Elektrik süpürgesi

    Amplifire içinde zamanla biriken tozu alabilmeniz için öncelikle üst kapağı açmak gerekir bunu yaparken
    yan ve arka vidaları açmalısınız,işte burada çok dikkat etmelisiniz çünkü vidalar üzerinde kullanılan statik
    boya çok ince bir tabakadır ve en ufak bir zorlamada çatlayarak çizilir ve atma yapar.
    Bu ise bir zaman sonra cihazını değiştirmek satmak yada takaslamak istediğinizde değerinin düşmesine
    ve cihazın açılmış oynanmış olduğu izlenimi verilmesine yol açar.Bunun önüne geçmek için kullandığınız
    tornavidanın ucuna bir toz bezi ile tampon yaparak vidaları açarsanız sorunu halletmiş olursunuz.
    Bu işlemden sonra ilk olarak elinizdeki kalın toz fırçası ile cihazın kapak altında gözle görülen yerlerdeki
    (Trafo,Soğutucular,Ana Kondansatörler v.s) tozları kaldırarak elektrik süpürgesi ile çekin.Bu sayede kalkan
    toz yeniden cihaza girmez hemde çevreye yayılmaz.Sonrasında fırçanın alamadığı yer etmiş tozları ise yağsız sprey
    ile bir bez yardımızya hemen alabilirsiniz.(DİKKAT devrelerin arasına kesinlikle girmemeye özen gösterin)
    Amplifire sözkonusu olduğunda dikkat edilecek en önemli konu tozun zaman içerisinde potansiyometreler üzerinde
    birikmesiyle oluşan kirin yarattığı distortion'nun yok edilmesidir.
    Bağzı arkadaşlarımız haklı olarak potansiyometre nedir diye soracaktır.
    Potansiyometre anfiniz üzerindeki ses kontrol yada ton kontrol gibi sağa sola hareketli düğmelerin hareket mekanizmalarıdır.
    Bunlar zamanla aldığı tozlar yüzünden çeşitli cızırtılara veya ses kesilmelerine yol açarlar.Bunların zaman zaman temizlenmeleri
    gerekir ki bunun için en iyi yol ise bizim yağlı sprey dediğimiz ve piyasada her yerde bulabileceğiniz bu temizleyici maddeleri kullanmanızdır.
    Bu temizleyicileri anfinizin modeline göre dışarıdan uygulayabilir yada üst kapağını açarak direk potansın hareketli bölgelerin
    üzerine uygulayabilirsiniz.Bu bölgeleri potansı hareket ettirerek görebilirsiniz.Spreyi uyguladıktan sonra potansı
    ters yönlere hareket ettirerek spreyi iyice almasını ve yağlanmasını sağlamaya dikkat etmelisiniz.
    Bağzı potanslarda spreyin içine işlemesi için dışarıdan uygulamanıza izin vermeyecek kadar küçük bölümler
    yada parçalar olabilir.Bu gibi bir durumla karşılaşırsanız küçük bir şırınga ve iğne çok işinize yarayabilir.
    Bu durumda spreyi şırınganın içine sıkarak iğne ucu ile potansın içine doğru uygulayabilirsiniz.
    Bu cihazlardaki selektör yani ayırıcı düğmeleride (cd,aux,phono v.s) zamanla potanslar ile aynı kaderi paylaşır
    ve aynı arazı verirler.Bu nedenle potansa yaptığımız uygulamayı bu düğmelerede yapmamızda fayda vardır.
    Bu bakımları yapmak için illaki cihazınızn hata vermesini beklememelisiniz en azından 4 yada 6 ayda bir bakımı
    yapmak sizi gereksiz masraflardan uzak tutacaktır.
    En son olarak cihazını yine tornavidanıza bez geçirerek kapattıktan sonra üst bakımını yapmalısınız.
    Cihaz kaptıldıktan sonra eğer düğmeler geçmeli ise yerlaerinden çıkartılarak üzerine köpük sıkılır ve
    3 ila 5 dakika bekletildikten sonra silinir.Daha sonra kuru ve yumuşak hav bırakmayan bezle tekrar silinir.
    Çıkarılmış düğmelerede aynı yöntem uygulandıktan sonra yerlerine takılır ve son olarak antistatik toz savar bir sprey ile silindikten sonra bizlerin yapabileceği bakım biter.


    ÖNEMLİ NOT:Burada belirtilen bakımlar standart bakımdır bu sorunlar bazen yapılan bakımlarla giderilemeyebilir.
    Bu durumda cihazınızı mutlak olarak servise sokmanızı tavsiye ederim.


    CD PLAYER BAKIMI

    GEREKLİ MALZEME:
    Contact Lens temizleyici
    Sert cımbız
    Pamuk
    İnce Kalın Fırça
    Sürücü Kanalı için özel silikon yağı (ancak bulmak zor ve pahalı bu yüzden arko krem)
    Cd playerlarımızda en önemli sorun tozdan kaynaklanan bağzı cd leri okuyamamak yada okurken atlama yapmasıdır.
    Buarada önereceğimiz yöntemler tamamen sizlerin uygulayabileceği basit ve zararsız yöntemlerdir.
    Ancak bunları yaparken çok hassas davranmanızı şiddetle tavsiye ederim.
    Cd playerımız kapağını yine dikkatlice açarak aynı anfilerde uyguladığımız yöntemle tozunu almalıyız.
    Daha sonra sürücü bölmesini cihazı elektriğe alarak açık konuma getiriniz.Fişi çekerek cihazı kapatınızki
    sürücü bölmesi açık kalsın.Daha sonra lensi ortaya çıkarmak için mekanizmayı hafifçe hareket ettirin.
    Bir parça pamuğu cımbızınızın ucuna sararak pamaklarınızla iyice seyreltin yoksa pamuk lensi çizebilir.
    Daha sonra lensin üzerinde hafif hareketlerle sallayarak seyreltilmiş kısımla tozu alın.Lens temizleyiciyi
    yeni bir parça pamuk üzerine damlatarak lensi bastırmadan silin ve uçmasını bekleyin.(DİKKAT:Kesinlikle alkol kullanmayın)
    İşte oldu lensiniz artık tertemiz.Unutmayın lens üzerindeki en ufak toz zerreciği bile atlamalara
    yada okuyamamaya yol açabilir bu yüzden dikkat edin.
    Sürücü kanalları dediğimiz (mekanizmanın cihaza girip çıkmasını sağlayan bölüm)kısımda özel bir yağ bulunur,
    bu yağ sürücünün rahat hareket etmesini sağlar fakat zamanla bu yağ bitebilir yada sertleşerek kurur ve mekanizmanın
    hareketlerini engelleyerek hem sürücüyü zorlar hemde gözün hareketini kısıtlar buda cd playerınızın diyelim 5. parçadan
    sonra atlama yapmasına okuyamamasına yada stop konumuna geçmesine yol açar.Eğer bu bölümde bir kuruma yada katılaşmış
    yağ parçacıkları görürseniz bunları hafifçe kaldırarak temizleyin ve o bölümlere silikon yağı ile yağlayın.Baştada dediğimiz
    gibi bu yağı bulmak hem zor hemde maliyetlidir bu durumda arko gibi yağlı bir kremle aynı işi yapabilirsiniz.Bu yöntem bir
    çok servis tarafındanda kullanılmaktadır.Tercih size kalmış böyle bir durumda cihazı servisede yollayabilirsiniz.
    Son olarak cihazınızın selektörleri eğer görünebilir konumdayda yağlı sper ile spreyleyip cihazınızı kapatıp
    anfilerdeki gibi üst temizliğini yaparak tekrar kullanmaya başlayabilirsiniz.


    NOT:Bu bakımların ardından cd hala aynı problemleri gösteriyorsa geriye iki seçenek kalıyor ya cd nizin göz ömrü bitmiştir
    yada trimpot dediğimiz ayarlar zamanla kaymıştır bu durumda mutlaka servise yollamanız gerekir.

    DECK TAPE BAKIMI

    GEREKLİ MALZEME:
    Yağsız sprey tercihen philips mavi
    Alkol(suyla karıştırınız)
    Pamuk
    Cımbız
    Fırça 2 boy
    Saatçi tornavida takımı

    Deck teyplerimiz zaman içerisinde birçoğumuz tarafından en çok kullanılan ve dolayısı ile
    en çabuk deformasyona uğrayan cihazlarımızdır.En çok karşımıza çıkan sorunları ise zamanla
    ukuyucu kafanın okuma esnasında daha boğuk sesler üretmeye başlaması ve tizlerin gittikçe kaybolmaya
    başlaması,cihazımızın koyduğumuz kasetleri sarması,kayıt yapamaması yada kayıt kafasının kirlenmesi,
    kaset kapağının açılmada zorlanması v.s.
    Herşeyden önce yine cihazımızın iç tozunu almakla işe başlamalıyız.Bu kuşkusuzki en kolay kısmı.
    Bu işlemi bitirdikten sonra esas zor olan kısım başlar yani okuyucu bölümün bulunduğu ana mekanizma.
    İlk iş olarak okuyucu kısımdaki kapağın ön tarafındaki camlı bölmeyi çıkartarak işe başlamalıyız,
    bu bölüm birçok deck'te hafifçe yukarı çekmek sureti ile yerinden çıkar(Bağzı markalarda bu farklı biçimlerdede
    çıkabilir lütfen dikkat edin)Daha sonra bir pamuk parçasını cımbızımızın ucuna sararak üzerine suyla karıştırılmış
    alkolümüzü damlatalım.Alkollü pamuk ile önce baskı lastikleri dediğimiz (bantın kafa üzerine oturarak sabit kalmasını
    sağlayan lastikler)lastikleri hafifçe bastırarak çevire çevire iyice temizleyelim.Zaten açtığınızda farkedeceksinizki bu
    lastikler zaman içerisinde kullanılan bantların rengini almış ve kahverengi tonu bir hale bürünmüş olacaktır.
    Baskı lastikleri çok önemlidir bu yüzden biraz uzunda sürse dikkatlice ve deyim yerindeyse kılı kırk yararak
    temizlemelisiniz.İşlem bittikten sonra sıra okuyucu kafaya gelecek.
    Okuyucu kafa eğer ömrünü doldurmamışsa ki bunu parmağınızın ucu ile anlayabilirsiniz.Şöyleki
    parmağınızın ucu ile okuyucu kafanın üzerine küçük bir gezinti yapın okuyucu plakanın pürüssüz
    ve temiz olması ve kafanın yüzeyi ile bire bir konumda olması lazımdır değilse kafa ömrünü tamamlamıştır.
    Eğer kafa iyi durumdaysa yine cımbızımızın ucuna temiz bir pamuk sararak bunu yine temizlik malzemesi ile
    ıslattıktan sonra çok fazla bastırmadan kafanın temizliğini tamamlayalım.Daha sonra aynı işlemi okuyucunun
    hemen yanında bulunan kaydedici üzerindede gerçekleştirelim.
    Tüm bunlar bittikten sonra cihazın kapak kısmındaki görünen dişlileride yağlı sprey ile spreyledikten sonra cihaza
    bir kaset koyarak deneme yapalım eğer ses halen boğuk ise son olarak bir kafa ayarı yapmakta fayda var.
    Kafa ayarı yapabilmek için küçük bir saatçi tornavidası işinizi görecektir.Kapak kısmının altına eğilerek baktığınızda
    2 küçük delik göreceksiniz bunlkar kafa ayaraı yapmanız için üretici firma tarafından açıkta bırakılmış bölümlerdir
    bu bölümde 2 küçük vida göreceksiniz cihazda kaset varken ve çalışırken bu vidalaraı hafiçe sağa veya sola
    oynatarak kafa ayarını kendi kulağınızla duyarak yapabilirsiniz.
    AZİMUTH AYAR:Bu ayar kafanın iki yanında bulunan ve yukarı doğru bakan vidalar ile yapılır ancak çok hassas
    bir ayar olduğundan eğer kafa ayar tutmuyorsa bununla uğraşmamanızı önerebilirm.Bu ayar için servisinize
    gitmenzide fayda var çünkü azimuth ayarında yapacağınız yanlışlığı bir türlü düzeltemeyebilirsiniz.
    Eğer cihazınızın sarma ile ilgili problemleri varsa yani saramıyor yada zor sarıyorsa tüm temziliğe ve bakıma
    rağmen kaset sarıyorsa o zaman mutlaka bir servise gidin çünkü cihazın lastik takımı eskimiş olabilir ve
    değişmesi gerekir.Motorların ömürlerini tamamlamış olmasıda bu sorunu yaratabilecek diğer bir etmendir.
    Tüm iç bakımı bitirdikten sonra yine diğer cihazlarda yaptığımız gibi dış yüzeyi temizleyici köpük ve
    antistatik spreyle temizleyerek bakımı bitirelim.

    SPEAKERS BAKIMI

    GEREKLİ MALZEME:


    Yumuşak fırça Pamuk Badem yağı Antistatik sprey Açıkçası speakerlar için çok özel bir bakım
    yoktur bu noktada yapılabilecek sınırlı birkaç konu vardır.
    1-Speaker ünitelerinin memranlarının üzerinde birikmiş tozları yumuşak bir fırça yardımı ile ortadaki
    toz kapağının ezilmemesine dikkat ederek almalısınız.
    2-Speaker ünitelerininkenarlarındaki refleks kısımları eğer poliüretan değilde lastikse zaman içerisinde
    sertleşme yapar.Bunu önlemek için 6 ayda bir gibi bir zaman diliminde reflekslere badem yağı gibi hafif
    bir yumuşatıcıyı tozu alınmış bir pamuk kullanarak çok çok ince bir tabaka olarak sürmenizde fayda vardır.
    3-Speakerlarınızın dış yüzeyi zamanla toz güneş ısı ve diğer yan etkilerden etkilenir.Bu yüzden dış
    yüzeyin tozunu almak ve antistatik sprey ile temizlemekte fayda vardır.

    KABLOLARIMIZ

    Kablolarımızın bakımı çok basittir ki bu genelde speaker kablolarıdır.Bunun için kablolarımızı uzun sürelerde
    kontrol ederek bağlantı nıktalarında kırılma olup plmadığını kontrol etmeniz ve bu noktalarda oksidasyon yada kararma
    olmuş ise uçları keserek yeniden açmanızda fayda var bu hem okside olmuş ve iletimi düşüren kısımların yenilenmesi
    hemde zaman içinde meydana gelen kopmuş kısımların temizlenerek tekrar eski veriminizi almanızı sağlayacaktır.
    Yukarıda verdiğimiz tüm bilgileri kullanmak için çok fazla bir bilgiye gerek yoktur ancak yinede uyarmakta fayda olduğunu
    düşünüyorum.Eğer anlatılanlarda yapamayacağını düşündüğünüz birşey varsa cihazlarınızı kesinlikle açmayınız.Böyle bir
    durumda cihazınıza zarar verebilirsiniz.Sizlere pahalıya patlayabilecek zararlardan kaçınmanız için en azından kendinize
    güvenemediğiniz durumlarda bakımı servise yaptırınız sonuç olarak ödeyeceğiniz düşük bir maliyetle daha sonra oluşabilecek
    yada varolan ve ilerleyen sorunlardan kurtulmuş olursunuz. Elinizdeki cihazlarda yapabileceğiniz bakımlar genel olarak
    oksidasyonun cihazınıza verdiği zararlar yada cihazınızdaki belirtilerin oksidasyondan kaynaklanabileceğini farzederek sizlere önerilmiş bakımlardır.
    DİKKAT:Unutmamak gerekirki oksidasyonla aynı belirtileri gösteren soğuk lehim gibi sizlerin dokunmaması
    gereken problemlerde vardır.Bunu anlamak ise çok kolaydır eğer yaptığınız tüm bakımdan sonra cihazlarınıda
    ses gidip gelmeleri devam ediyorsa yada seslerde çatlamalar oluyorsa veya cihaz belli bir süre çalıştıktan sonra
    ki genelde bu 10 ila 20 dakika arasıdır,ses gidiyor yada bozuluyorsa bu soğuk lehim(lehim çatlaması) veya daha
    büyük bir problem olabilir.Bu durumda cihazınızı derhal servise götürmelisiniz.Çünkü soğuk lehimi görme
    k hem zordur hemde yapılması için ehil olmak gerekir.
    Sisteminzde tüm bakımlardan sonra müzik dinliyorsunuz ve anlaşılmaz bir dip ses vınlama yada benzeri bir ses
    duyuyorsanız servise başvurmadan önce interconnect kablolarınızı değiştirin eğer buna rağmen ses devam ediyorsa servise başvurun.


    DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN KONULAR:


    1-Cihazlarınızı mümkün olduğu kadar tozdan korumaya çalışın.
    2-Cihazlarını ani ısı değişikliklerinden koruyun.
    3-Cihazlarınızı belirli bir ısı kaynağının yanına yada çok yakınına koymayın.
    4-Tüm sistemlerinizi sudan uzak tutun.
    5-Cihazlarınızın temizliğini yaparken su yada su ile ıslatılmış bezler kullanmayın.İllaki kullanmanız gerekiyorsa sadece nemli bez kullanın.
    6-Sisteminizi mutlaka topraklı prize takın.
    7-Evinizde voltaj problemi varsa sisteminizi bir regülatör ile korumaya alın.
    8-Vumetreli bir power anfi kullanıyorsanız vumetrelerin camlarını silerken kesinlikle bastırmadan ve
    yavaş hareketlerle silin yoksa statik elektrik yüzünden vumetreler yanlış göstermeye başlayabilir.
    9-Ampli ve Speakerlerinizi bağladığınız kabloların uçlarını aynı yönlere ve çapaksız bir biçimde kıvırarak bağlayınız.
    10-Speaker kablolarınızın mümkün olduğunca aynı boy ve mesafede olmasına dikkat edin.
    11-Kullanacağınız interconnect kablolarınızı mümkün olduğunca kaliteli kullanmaya çalışın.
    12-Cd playerınızı taşımak zorunda kalırsanız mümkün olduğunca sarsmamaya özen gösterin.
    13-Bağzı deck tape'lerdeki ve cd player'lardaki otomatik kapakları kesinlikle elinizle iterek kapatmayın.
    14-Hiç kullanmadığınız sistemleriniz varsa ve bunları değerlendirmiyorsanız mutlaka belirli aralıklarla çalıştırın.
    15-Farkına vardığınız hiçbir problemi küçümsemeyin.Unutmayın elektronikte zamanında önlem
    almazsanız onarılamaz arızalara davetiye çıkartırsınız.
    16-Sisteminizi dinlerken anfiniz kendini korumaya alıp kapanıyorsa tüm sisteminizi kapatın ve
    bağlantıları kontrol edin buna rağmen anfiniz korumaya geçmeye devam ediyorsa kesinlikle kullanmayın ve servise başvurun.



    -------------------

    EVLERDEKİ MÜZİK DİNLETİSİNE İYİ YADA KÖTÜ YÖNDE ETKİ EDEN UNSURLAR


    Hepimiz evlerimizde müzik deinlemek için belirli paralar harcayarak iyi müzik sistemleri oluşturmaya
    çalışıyoruz.Kimimiz bunu başarıyor kimimiz başaramıyor,bağzılarımız ise elindeki varolan sistemlerden en iyi verimi almaya çalışıyor
    .İşte konumuz bu noktada eldeki varolan sistemlerden yada yeni alacağımız sistemlerden nasıl verim alabileceğimiz olacak. Bunu belli konu başlıklarına bölelim:

    1- Sistemimde stereo verimini tam olarak algılayamıyorum!
    A: Salon yada odanızda kurduğunuz sistemin speakerleri yanlış yerleştirilmiş olabilir.Şöyleki:Dinladiğiniz alanda kolonladan
    biri diğerine göe kulağııza daha yakın mesaede bulunuyorsa bu bu sorunun önemli nedenlerinden biridir.
    B: Bir diğer konu cihazınızın(anfi) üzerinde mono stereo düğmesi mono’da kalmış olabilir bu selektörü kontrol edin.
    C: O anda dinlediğiniz kaset yada plak mono kaydedilmiş olabilir cihazınız bunu doğal olarak mono verecektir buna dikkat etmelisiniz.
    D: Eğer bir pre/power anfi kullanıyorsanız bu cihazların yüzde 0 inin arkasında mono steeo switch düğmesi vardır
    eğer bu düğmeyi stereo konumuna getirmezseniz mono olarak çalışır.


    2- Salonumda yada odamda çok fazla bass yoğunluğu var!
    A: Bunu çüzebilmek için kolonlarınızın altını direk tabana oturtmak yerine yerden yükseltmeyi deneyebilirsiniz.
    Şöyleki bunu farklı yollar kullanarak yapabilirsiniz. Birincisi kolonlarınızın altına çivi ayak koyabilirsiniz bu aksesuar
    satan yerlerde bulunabilir fakat bunu kullanabilmek için öncelikle kolonunuzun tabanında bunlaı yapabilmenize izin veren yuvalar olmalıdır.
    B: Kolonlarınızı yeden yükseltmek için pinpon toplarından aydalanabilirsiniz.Bitmiş izolobant halkalarının
    içerisine pinpon toplarını yerleştirerek meydana getirdiğiniz ayakların üzerine kolonunuzu oturtabilirsiniz.
    C: Anfinizin ton ayarları yüksek olabilir yada loundless butonu açık olabilir.Ufak bir ton ayarı ile bu sorunu halledebilirsiniz.
    D: Kolonlarınızın önünü kapatan koltuk v.b gibi sesi boğan materyeller olabilir buda basın sıkışıp daha
    boğuk ve koyu bir ses üretmesine sebep olabilir bunkları kaldırarak veya arasını bir 60-70 cm. açarak çözebilirsiniz.
    E: Kolonlarınızdaki efleks deliği dediğimiz deliklerin ki bu delikler bass frekansın kolon içerisinde sıkışmadan odaya
    yayılmalarını sağlayan deliklerdir bu delikler duvara yada farklı bir materyale çok yakın olduğundan sıkışma yaratıyordur,
    bu delikleri yakın olan bölgeden uzaklaştırarak sağlayabilirsiniz.
    F: Anfi kolon arasındaki kablolarınızı bass frekansları öldüren arklı bir kablo ile değiştirebilirsiniz.
    G: Genel olarak eski arşivlerden oluşmuş bir kollaksiyona sahipseniz bu arşivlerdeki eski kayıtlar günümüz kayıtlarına
    göre daha alt frekans ağarlıklıdır.Sisteminizde hiçbirşey olmadığı halde sizi yanılgıya düşürebilir bu yüzden yeni
    ve iyi bir kayır ile dinleyerek karar verin.


    3- Sistemim komşularımı rahatsız ediyor ve dinlediğim mekanda çok çınlıyor!
    Bu konu daha çok yalıtımla ilgili olmakla beraber yinede birtakım tedbirler alınabilir
    mesela sesini kısarak dinlemek
    gibi!ŞAKA ŞAKA!!J))) Bu noktada öncelikle speaker larınızın yaydığı titreşimleri en aza indirgemek
    için çaba sarfetmekte ayda var.Bunun için birkaç akla yatkın uygulanabilir mantıklı yol var.
    A:Kolonlarınızın altına yukarda bahsettiğimiz gibi rezunansı ve bass younluğunu azaltabilmek için ayak hazırlamak.
    B:Eğer kolonunuz duvara çok yakınsa ve yerini değiştiremiyorsanız yada dinlediğinz ses düzeyinden
    vazgeçmek istemiyorsanız ve refleks delikleride duvara denk geliyorsa karşısına duvara çarpan sesi
    absorbe etmesi için üzerine çuval geçirilmiş bir parça strafor tabakası kullanabilirsiniz.
    C:Eğer oda tamamen size ait ise duvarları gri sünger yumurta kartonu ve en üstünede patates çuvalı
    gibi bir malzeme ile kaplayarak oldukça etkin bir çözüm elde edebilirsiniz.
    D:Eğer kullanım alanınız paylaşılan bir alan ise ve dekordan çok fazla feragat etmek istemiyorsanız
    bu konuda parçalar halinde sesin yansıdığı bölümlere monte edilebilen farklı şekil ve boyutlarda izalasyon
    malzemeleri mevcuttur bunlar biraz pahalı olmakla beraber hem dekoratif hemde iyi sonuçlar verebilmektedir.


    4-Kolonlarımdan yeterli derecede bass alamıyorum!
    Bu konuda yapılabilecek şeyler biraz sınırlıdır,çünkü buna sebep olan en büyük nedenlerden biri kullandığınız
    kolonun yapısı olabilir.Kaldıki bir çok sorunun ana sebebi kolon anfi uyuşmazlığıdır. Ancak varolan kolonunuzun
    bass larını biraz daha etkin kılabilmek için bir iki yol olabilir.
    A:Kolonlarınızın kullandığınız yede yere tam basıp basmadığını kontrol edin.Eğer kolon yere iyi temas edip tam
    oturmuyorsaki bu türkiyede çok mümkün çünkü benim bile evimde taban harita gibi,bu durumda kolonun yerini değiştirin.
    B:Kolonunuzun altına gri kauçuk veya benzeri bir madde koyarak kolonun yaydığı rezünansı düşürün bu size daha
    iyi ve net bir bass olarak dönecektir.
    C:Anfinizin üzerindeki tonlarla oynayabilir yada loundless butonunu etkin kılabilirsiniz.
    D:Kolon ile anfi arasında kullandığınız kabloyu daha iyi ve bass frekansları yüksek ileten bir kablo ile değiştirin.
    Not:Evinizde sisteminiz kurulu olduğu salon yada odanızdaki kapılardaki camlar çercevelerinizdeki camlar büfe
    ve benzeri yerlerdeki biblo cam eşya gibi materyaller gevşemiş menteşeler gibi bir çok malzeme rezunansa ve
    istenmeyen seslere yol açabilir.Bu yüzden tüm sorumluluğu cihazınıza yüklemeden önce bu tür kaynakları bulup
    kurutmanızda yada önlemini almanızda çok yarar vardır.
    Tüm dinleyiciler için üzerinde önemle durulması gereken konulardan biride sistemin kurulu olduğu yedeki kablolamadır.
    Birçoğumuz sistemimizi kurarken çoğunlukjla zorunluluktan kolonlarımızı farklı mesafelerde kullanmak zorunda kalırız
    buda doğal olarak kullanılan kabloların metrajlarının birbirine denk olmaması gibi bir sorun çıkartır.Buda doğal olarak
    çoğu zaman kulağımızın farketmemesine rağmen seste farklılık yaratır.Özelliklede çok üst sınıf cihazlara sahipseniz bunun
    yarattığı farkı hissetmeniz kesinlikle mümkündür.


    Diğer taraftan özellikle speakerlar için yazıyorum!Kolonlarınızı kurarken arkasının bir duvar gibi sesi dağıtacak
    bir yüzeye sahip olmasına dikkat edin’ki bu size sahneyi sağlar.Eğer kolonların arkasında perde v.b
    gibi materyaller varsa bu speaker’in sahnesini engeller.
    Bir başka sorun ise bilinçsizce yada satıcıların yanlış yönlendirmeleri sonucu alınan sistemleden kaynaklanan sorunlardır.
    Daha önceki yazılarımızdada sözettiğimiz gibi rock dinleyicisi olan bir alıcıya mission speaker satılmış bu konuda yapılabilecek
    herhangi bir iyileştirme maalesef yok bunu düzeltmenin tek yolu ya sistemi değiştireceksiniz yada dinlediğiniz müzik tarzını.
    Bu yüzden herzamanki gibi yine tekrarlıyorum bu gibi problemler ile uğraşmamak için alacağınız cihazı kendi dinlediğiniz
    tarza cd ler ile giderek dinlemeniz ve almanızdır.



    ---------------

    Hİ-Fİ Nedir


    Hİ-Fİ Nedir ne değildir?

    Hİ-Fİ ingilizcede high fidelity cümlesinin açılımıdır.
    Bu cümlenin dilimizdeki karşıtı yüksek oranda aslına uygunluk diye açılabilir.Türkiyede bir çok satıcının onayladığı
    tabir ile yüksek kalite anlamında değildir.Bir açıdan yüksek kalite denebilir buda cihazların gerçek ses değerlerine
    yakınlığı ve uygunluğu olarak açıklanabilir.Küçük bir örnek vermek gerekirse evinizde müzik dinlerken,örneğin klasik müzik;
    sisteminizden çıkan seslerin kullanılan enstürümanlar ile ne kadar birebire yakın olduğu gözönünde tutulur.


    Hİ-Fİ Sistem seçiminde dikkat edilmesi gerekenler:
    Hİ-Fİ Dünyasında dikkat edilmesi gereken çok şey olduğu bir gerçektir. Ancak çoğu zaman kişiye göre değişen bu
    tercihlerde değişmeyen bağzı unsurlar vardır.Ben içlerinde en önemli olan birkaç konuya değineceğim.
    UYUM: Bu kullanmakta olduğunuz sistemdeki bana göre en önemli sorunlardan biridir.Eğer sisteminizdeki anfi ile
    speaker arasında bunu yaşıyorsanız oldukça zor durumdasınız demektir.Burada en basit yoldan ilk yapmanız gereken
    sistem içerisindeki anfi ile speaker'ınızın arasındaki empedans farklılığını ve wataj kotrolünü yapmak gerekir.
    KABLO: Sistemdeki göze batmayan ancak dikkat edilmesi gereken bir noktadır.Hem speaker için hemde sistemdeki
    cihazlarınızı birbirine bağlayan interconnect kablolarınız tahmininizden daha önemli bir yer tutar.Bu bazen sisteminizde
    aksayan bir parçanın performansını doğrudan etkileyebilir.
    SEÇİM: İyi bir sistem hiçbir zaman tek bir markadan kurulu olacaktır diye bir kural yoktur. Çoğu zaman iyi sistemler karışık
    markalardan kurulurlar . bunun nedeni ise değişik markaların değişik sistemler üzerinde uzmanlaşmaları ve o katagorideki
    cihazı kendisisin çok çok iyi üretmesidir. Örneğin Nakamichi Dragon deck tape buna iyi bir örnektir.Bu örnekleri çoğaltmak çok mümkündür.
    Hİ-Fİ Sınıfına giren cihazlar nelerdir:
    Kaliteli hemen her tür deck sistem bu sınıfa girmektedir.Ancak her ne kadar kom bine birçok
    sistem için(sony mhc,lbt,pioneer z ,vs.. gibi)Hi-fi yakıştırması kullanılsada ben bunu kabul etmiyorum.


    Hİ-END Nedir?
    Alsatsitem izleyicilerinin bu konudada bilgi sahibi olduğuna eminim ama kısaca açmak gerekirse bir çümle ile sınıfında eski
    yada yeni üretilmiş ve sınıfının en iyisi konumuna gelmiş cihazlardır.Teknik açıdan hemen hemen sıfır hataya yakın ve gerçek
    anlamda doğal ses üretebilen cihazlardır.
    Bu arada özellikle belirtmem gerek bir nokta varki bu çok kişinin kafasını karıştıran bir konudur.hi-end sınıfına dahil olmuş
    özellikle anfilerde kesinlikle ton kontrol bulunmaz çünkü iddia konusu cihazın en doğal sesi üretmesidir.Hali hazırda dünyada t
    üm Hİ-Fİ tutkunları tam olarak Hİ-END kavramına girmiş cihazlar konusunda anlaşamamktadır.Kısaca birinin ak dediğine
    kara demektedir ve daha uzun sürede böyle olacağa benzer.


    Hİ-END Cihazlar nelerdir:
    Yukarıdaki yazımın ışığında bu konuya tam olarak bir yorum getiremiyorum , çünkü bana görede hi-end olan cihazlar size göre tamamen farklı gelebilir.

    --- YENI BIR SES SISTEMI KURARKEN;
    --- Satin alacaginiz cihaz ne olursa olsun, sesini dinlemeden ve test etmeden almayin.
    --- Amplifikatorunuzun, hoparlorlerinizin gucunun ve muzik dinlediginiz odanin boyutlarinin birbirleriyle orantili olmasina dikkat edin.
    --- Ses sisteminiz icin satin alacaginiz butun cihazlarin ayni fiyat ve kalite sinifinda olmasinada dikkat edin.
    --- HOPARLORLERI YERLESTIRIRKEN NELERE DIKKAT ETMEK GEREKIR?
    Hoparlorlerin yerlestirilmesinde en iyi yontemlerden biri bu iki hoparlorun arasindaki mesafenin, oturma konumunuz ile
    hoparlorler arasindaki mesafe kadar olmasidir. Odanin enine bagli olarak bu mesafe az olabilir ama daha fazla olmamalidir.
    Diyelim ki hoparlorleri koyacaginiz yer ile oturdugunuz yer arasindaki mesafe 3 metre. O zaman hoparlorlerin birbiri arasindaki
    mesafede 3 metre olmalidir. Mumkun oldugu kadar her iki hoparlor icinde ayni ses ortami olusturulmalidir. Mesela bir hoparlor
    hicbir zaman bir cismin arkasinda durmamali yada sol hoparlor cam kenarinda dururken sag taraftaki de kitaplarla dolu bir
    kutuphane yaninda olmamalidir. Bu ses dengesini olumsuz yonde etkiler.
    --- SES SISTEMINIZIN PERFORMANSINI YUKSELTMEK ICIN TAVSIYELER;
    --- Sisteminize elektrigi tek bir kaynaktan almaya ozen gosterin.
    --- Cihazlarinizi 20-25 gun gibi uzun sure kullanmayacaksaniz mutlaka fisten cikartin.
    --- Hoparlor kablolariniz ile elektrik kablolarini yan yana getirmemeye calisin. Cunku elektrik akimi ses kablolarinizdan gecen ses sinyallerini bozabilir.
    --- Amplifikatorunuzle hoparlorleriniz arasindaki kablo baglantisini mumkun oldugu kadar kisa tutun ve kablolarin cok fazla dolasmamasina ozen gosterin.
    --- Yuksek akim ceken cihazlarin elektrigini asla sisteminiz uzerinden almayin.
    --- Ses sisteminizin yakininda acik halde cep telefonlarinizi birakmayin, hele hoparlorlerin ustlerine acik bir cep telefonunu asla birakmayin.
    --- Manyetik akim iceren (aktif-calisir vaziyette olan) cihazlar ve hoparlorler uzerine CD, kaset ve plaklarinizi koymayin, zarar verebilir.
    --- En az alti ayda bir hoparlor kablolarinizin uclarini birer santim kesin. Cunku kablolarin uclari zamanla kararir, oksitlenme yapar. Buda sesi etkiler.
    --- Ses sisteminizde kalin kaliteli hoparlor kablosu kullanin bu sesi olumlu yonde oldukca etkileyecektir.
    --- Eger hoparlorunuz bi-wire (frekans ayrimli) baglantili ise (bas ve tiz suruceler icin ayri ayri kablo girisleri) aradaki kopruleri kullanmak
    yerine hoparlor kablosundan bir parca ile kopruleme islemini yapin daha iyi sonuc elde edersiniz, yada en iyisi iki kablo ile bi-wire kullanin,
    uzmanlar bi-wire baglantinin sesi %30 iyilestirdigini soyluyor.
    --- Kablolamayi yaparken (+), (-) uclarin dogru baglandigini mutlaka kontrol edin.
    --- Kablolari hoparlore baglamanin en iyi yolu connectorlerle degil ciplak olarak baglamaktir. Bunu tercih edin.
    --- Hoparlor kablonuzu her 15, 20 cm de bir + yi -, - yi + yonune bukerseniz (twist ederseniz) ses kalitesini oldukca yukseltmis olursunuz.
    --- Hoparlorlerinizin altinda civileri veya ayaklari yoksa, cikkan seste komsularinizi rahatsiz ediyorsa, hoparlorlerin altina
    tahta perde halkalari icine koydugunuz tenis toplarini yada ikiye kestiginiz silgileri yerlestirebilirsiniz.
    --- Alti ayda bir hoparlorunuzu kasaya baglayan vidalari kontrol edin, gevsemisse saglamlastirin. En ufak bir gevseme sesi etkileyecektir.
    --- Hoparlorunuz kucuk bile olsa hicbir zaman cam yuzeyler uzerine yada yakinina koymayin ve pencerelerden mumkun oldugu
    kadar uzak tutmaya calisin. Cunku cam sesi oldukca etkiler.
    --- Oturdugunuz yerin arkasindaki duvari kalin malzemeler ile kaplamaniz sesin daha iyi gelmesine yardimci olur.
    --- Sisteminizdeki cihazlari hicbir zaman ust uste koymayin. Aralarinda daima bolucu bir cisim olsun. Bu rezonans olusmasini engeller.
    --- Cihazlarinizi asla yere koymayin.
    --- Ses siteminizi koydugunuz zeminleri rezonansi engellemek icin agir ve sert malzemelerden secin.
    --- Cihazlarin bakimini daima kuru ve yumusak bir bezle yapin. Islak bez, deterjan, kimyasal madde kullanmayin.
    --- Kaset calarinizin kristal kafalarini, capstain milini ve lastigini haftada bir alkollu bir pamukla temizlerseniz hem
    kasetleriniz ve kaset calariniz uzun omurlu olur hemde sesi daha kaliteli dinlersiniz. Ayrica kafalarin belirli sureler
    sonra demanyetize edilmesi gerektigini unutmayin.
    --- Istediginiz radyo istasyonunu net bir sekilde dinleyemiyorsaniz, anteninizin uc kismina bir miktar kalin bakir
    kablo ilave edin, eskisinden iyi dinleyeceksiniz.
    --- CD lerinizin daha iyi tinlamasini istiyorsaniz dinlemeden once bir miknatizin uzerine koyun, sonra dinleyin, kesinlikle daha iyi tinladigini goreceksiniz.
    --- CD lerinizdeki kucuk cizikleri uzerlerine dis macunu sikarak yumusak deri bir bezle ovup cikartabilirsiniz.
    --- Hicbir zaman buyuk yaprakli bir cicegi pikabinizin yanina koymayin. Cunku cicegin yapraklari elektro-statik
    elektriklenme yaratarak pikabinizdan rahatsiz edici seslerin cikmasina yol acabilir.
    --- Bir cok plaksever plaklarin yerlestirildigi plato uzerindeki lastik cember yerine ayni kalinlikta kece kullaniyor.
    Aklinizda bulunsun! Iyi dinlemeler...



    ----------

    Hİ-Fİ SÖZLÜĞÜ


    A

    AAD:Satın aldığınız cd nin üzerine yapılan kaydın analog olarak yapılıp digital olarak depolandığını gösterir.
    AC3:Surround receiverlarda dtd surround sistemdeki kanallara ilave olarak +1 center ve +1 aktif bass ile desteklenmiş formattır.
    ADD:Cd üzerindeki kaydın analog olarak yapıldığını master ve depolama işleminin ise digital olarak gerçekleştiğini gösterir.
    AMPLİFİRE:Hoparlörlerinizi sürmek içim çeşitli kaynaklardan gelen sinyalleri yükselten cihazdır.
    ANALOG:Digital olmayan ses ve ses kayıt formatıdır.
    ANTİ-SKATİNG:Pikap iğnesinin plak üzerindeki oluklardan kaymasını önlemek için uygulanan sisteme verilen addır.
    ANAMORPHIC:DvD disklerin sadece wide screen televizyonlarda letter box formatında görüntünün daha iyi çıkmasını sağlayan sistemdir.
    AGRESİF:Dinlediğiniz sesin parlak ve önde olması durumu.
    AMBIANCE:Sesin dinlendiği mekandaki müziğin ve kaydın o ortam içerisinde yarattığı akustik.
    ANALYTICAL:Yüksek detay.
    ARTICULATE:Dinlenen müzikte yer alan insan sesi enstrümanlar ve bunların birleşiminin tümü.
    ATTACK:Dinlediğiniz müziğin sisteminiz içerisinde ürettiği ve zaman zaman yükselen frekanslara verilen ad.
    ALİGMENT (Hizalama):Kaydedici yada çalarların plak yada bant üzerinde kafalarının oluklara yada banta göre ayarlanmasına denir.
    ANALOG:Plak ve kasetlerin veriyi kaynaktan direk depolama şekli.

    B

    BASS:Müzik içerisinde duyulan düşük frekanslı seslerin geneline verilen ad.
    BASS REFLEKS:Speaker kutusu üzerindeki hava akımını dışarı atan port vasıtası ile bass üretimine yardımcı olan sistem.
    Bİ-AMPLING:Speaker üzerindeki farklı frekans üreten ünitelerin her birinin anfi üzerinden farklı kanallar ile sürülmesidir.
    BINDING POST:Çıplak kabloları sıkıştırmak için kelepçeye sahip speaker terminali.
    BANANA:Speaker kablolarınızı speaker terminaline fiş gibi takarak kullanmanıza yarayan adaptör.
    BIT:Digital veriyi oluşturan en küçük parçaya verilen isim.
    BITSTREAM:Digital cd datasını analog sinyallere dönüştürme yolu.
    BIWIRING:Speaker içinde split crossover ile speakerın arkasındaki çift girişi kullanarak üst ve alt frekansların ayrı ayrı sürülmesi durumu.
    BRIDGE:Stereo bir anfinin daha yüksek ses elde edebilmek için mono olarak bağlanmasına denir.Bunu yapabilmek için anfinizin bridge katının olması gerekir.
    BALANCE:Ampliwire cihazlarınızın üzerinde stereo kanalları sağ ve sol olarak ayırmak.Aynı zamanda tonal kontrolleri ayarlamakta bir başka balans işlemidir.
    BODY:Tüm sesler içerisinde üst bass frekansların üst frekanslara göre baskın olması durumu.
    BOXY:Box audio speakerlerde sesin yarattığı rezonans.
    BRİGHT:Speakerlerde midrange ve tiz seslerin baskın olması durumu.

    C

    COMPACT DISC(CD):Veriyi digital olarak depolayıp saklayan ve lazer optik göz vasıtasıyla verisi okunabilen disk.
    CD-R:Bir kereye mahsus kayıt edilebilir cd anlamındadır.Fakat tekrar kayır yapılamaz.
    CD-ROM:Bilgisayarlar için ve bağzı cd wrighter modellerde sadece okunabilir bellek olarak kullanılabilen bölüm.
    CD TEXT:yeni sistemlede cd çalarların şarkı ismi yada sözleri gibi bileşenleri görüntülemesini sağlayan sistem.
    CLASS A:Sinyalin pozitif yada negatif olarak birlikte yükseltildiği anfi çaşidi.
    CLASS B:sinyalin pozitif ve negatif yarılarının farklı devre katlarında işlendiği ve çıkış katlarının anahtarlandığı sistem.
    CROSSOVER:Speakerler içerisinde bulunan ve frekansları ait oldukları ünitelere gönderen elektronik devre.
    CARTRIDGE:Plaklarda yapılan kaydı anfiye ses elektrik sinyali olarak çevirerek yollayan convertör parça.
    CD-RW:Üzerine tekrar tekrar silinip yazılabilir disk.
    COLOURATION:Müziği natural olarak dinlerken bass mid yada tiz seslerdeki hoşa gitmeyen istenmeyen seslerin oluşması.
    COMPRESSION:Radyo istasyonlarından yayınlanan yüksek frekanslı yayının müzikteki alt ve üst frekanslar arsındaki fark
    ı azaltmak için kullanılan sistemdir.Otomobil radyolarında iyi sonuç vermekle beraber hi-fi tunerlarda iyi sonuç vermez.
    CRT:Convansiyonel tv lerde 3 farklı renk tüpü kullanılarak gelen görüntünün tv akranına aktarılması.
    CLIPPING:Anfini sesi gücün yettiğinin ötesine cihazın aşırı yükleme göstermesi.Bu gibi bir durumda ses ditortion yaratacaktır.
    CC3:Kristal netlik.
    CLOCK:Zamanlama sinyali üretmek için kullanılan elektronik osilatördür.Diskten alınan veriyi senkronize etmek için kullanılır.
    CRT (Cathode Ray Tube):Projeksiyon tvlerdeki üç renk tüpün birleşerek görüntüyü oluşturmasına verilen ad.

    D

    DAB (Digital Audio Broadcasting):Hem am hem fm bandından alınabilen digital stereo yayın.
    DAC (Digital Analog Convertor):Sayısal verileri analog sese çevirir.
    DAT (Digital Audio Tape):Dönen bir kayıt kafası vasıtasıyla bant üzerine digital kayıt yapabilen deck tape.
    DALGA BOYU:Havada hareket eden ses dalgasının boyunu belirtmek için kullanılır.
    DATA REDUCTION (Veri Azaltma):Müzik depolamak için gereken veri miktarını düşüren sistem.
    DCC (Digital Compact Casette):Bildiğimiz tape sisteminin digital olarak üretilmiş hali.
    DDD:Cd içerisine yapılan kaydın her aşamasında digital olarak yapıldığını belirtir.
    DENGELİ BAĞLANTI:Dengeli bağlantılarda pozitif ve negatif kablolar etkin bir enterfans için korumalıdır.
    DESIBEL:Ses basıncı ölçü birimidir
    DIGITAL:Cd çalarlar Dat,Md,Dcc gibi cihazlarda kullanılan disk veya kasetetlerin kullandığı ses depolama protokolü.
    DIGITAL ÇIKIŞ:Digital sinyalin kaydedilmesi yada dac tarafından işlenmesini sağlayan çıkıştır.Koaksiyal yada optik olabilir.
    DİNAMİK ALAN:Hi-Fi bileşenleri tarafından üretilen en yüksek vr en alçak sinyalin arasında kalan alan.
    DISTORTION:Hi-Fi bileşenleri içerisinde dinletide kaynaklanan istenmeyen seslere verilen isim.
    DOLBY DIGITAL:Ev sinema sistemi protokolüdür 5 sabit kanala ilaveten bir adet aktif sub bass kullanılır.
    DOLBY SURROUND:Arka efekt kanallarını stereo kayıtlar için kodlayarak sanal kanal oluşturan format.
    DOLBY PRO-LOGIC:Diyalogları center üzerinde sabitleyen format.
    DROP-OUT:Teyp dat gibi cihazlarda kayıt anında kafanın herhangi bir manyetik perdelemeden dolayı yada
    bant ile temasının kesilmesinden dolayı oluşan anlık sinyal kaybı.
    DTS:Ev sinema sistemlerinde 5+1 6+1 7+1 gibi formatlarda her sesin kanallara sabitlenerek verilen hali.
    DUAL MONO:Bağzı apli ler içerisinde sağ ve sol kanlların ampli içinde ayrı ayrı işlenecek şekilde üretilmesi.
    DVD:Cd boyutundaki diskleri kullanan yeni kayıt formatı.Bu formatta disk üzerine yüksek kalitede ses ve görüntü kaydı yapılır.
    DNM (Digital Natural Motion):Digital doğal hareket
    DS (Digital Scan):Digital tarama.
    DOBY B,C+S:Tape decklerde kayıt esnasında dip gürültüleri gibi kötü sinyalleri temizlemek için kullanılan protokol.
    Dolby yapılan kayıt dolby dinlenmelidir.
    DOLBY DIGITAL EX:Dolby digital 5+1 sisteme ek olarak sistemin audio dinlerken rear ve center ı kullanarak matrix stereo oluşturmasını sağlayan protokol.
    DOLBY HX PRO:Kayıt esnasında yüksek frekansları distortion olmadan kayıt yapabilmenizi sağlayan protokol.
    DARK:Bright in aksine stereoda mid ve tiz lerin aksine bass sesler ve dolayısı ile alt frekansların baskın olması durumu.
    DEFINITION:Sistem içerisinde algılanan gerçek sesin kalitesinin yüksekliği

    E

    ELEKTROSTATIC:Hoparlörlerin ses üreten hafif diyaframlarını ileri geri hareket ettirmek için kullandıkları yüksek voltaj gücü.
    EMPEDANS:Elektriksel özellik.Düşük empedans kaynaktan daha yüksek güç öekerken tersi daha az güç kullanır. yani 4-6 ohm
    bir speaker 8 ohm bir speakere göre dah güçlü bir anfi ister ve sürülmesi daha zordur.
    EUPHONIC:Bağzı lambalı anfilerin diğer lambalılara göre sıfır distortion ile daha azla ayrıntı ve kalite üretmesi durumu.

    F
    FREKANS:İnsan kulağının duyabildiği veya duyamadığı ses dalgalarına verilen isim.
    FRONT END:Bir lp yada cd deki sinyal kaynağını ifade eder.Ayrıca tunerde sinyali antenden alıp modüle eden devre katı içinde kullanılır.
    FILTER:Digital kayıtların analog sinyallere dönüştürülmesi anında sinyalin distortion dan arındırılarak saflaştırılması.
    FREKANS RESPONSE:Speakerlarda alt ve üst frekansların arası.Bu sayede speaker alt ve üst sınırlarda hangi aralıkta çalıştığı belirtilir.


    G-H-I-İ-J-K-L

    GRIP:Bass kontrolünün güçlü olarak sağlanması.

    H
    HDCD (HİGH Definition Compatible Digital):Daha iyi ses elde etmek için cd lerde kullanılan kodlama sistemi.
    HERTZ:Frekans birimi.Sinyalin saniyede kaç kere bırakıldığını gösterir.Örneğin 1hz sinyalin saniyede 1 kere salındığını belirtir.
    HİZALAMA (Aligment):Kaydedici yada çalarların plak yada bant üzerinde kafalarının oluklara yada banta göre ayarlanmasına denir.

    I

    IMAGING:Stereo da enstrimanların ve sesin oda içerisinde dağılımına verilen ad.

    J-

    JITTER:Digital sinyali analoğa çeviriken kullanılan Dac convertörlerin arasında kullanılan çevirim
    esnasında oluşabilecek dip gürültüleri önleyip temizleyen sistem.Bu cihazlara verilen ad ise Jitterbug.

    K

    KARTUŞ:Pikaplarda plak çalınırken plak üzerindeki oluklardan sinyali elektrik sinyaline çevirerek anfiye yollayan kısım.İki farklı çeşidi vardır.
    KOLORASYON:Müziğin doğal yorumunda oluşan sapma.
    KBPS (Kilobits Per Second):Mp3,dab gibi cihazların yolladıkları veri sinyalinin saniyede ne kadar olduğunu gösterir.Ne kadar yüksek olursa o kadar iyidir.

    L-

    LINE LEVEL:Ampliye girmeden önce herhangi bir yükseltmenin gerekmediği girişleri ifade eder.

    M

    MIDBAND (Orta Bant):Çoğu enstruman ve vokallerin duyulduğu ses bandıdır.
    MINI DISC (Md):Mini disc player 74 dakika kayıt yapabilir.
    MONOBLOK:Bağımsız mono power anfi.İki adet mono blok anfi ile stereo ses alabilirsiniz.
    MOVİNG COIL-MC:Pikap kolundaki hareketli bobin.Bu bobinler elektrik sinyallerini sabit bobinler içinde hareket ederek üretir.
    Çıkışı hareketli mıknatıslardan daha düşüktür.
    MOVING MAGNET-MM:Hareketli bobinli kartuşlarda iğnenin bağlı olduğu mıknatıslar elektrik sinyalini sabit bobin içerisinde hareket ederek üretir.
    MP3:İnternet üzerinden kaydedilebilen ve pc de depolanıp data cd lerine yazdırılabilen nispeten kalitesi düşük sıkıştırılabilen ses formatıdır.

    N

    NICAM:Görüntü ile birlikte gönderilen cd kalitesindeki digital stereo tv sesi.

    O

    OHM:Direnç birimi.Bir hoparlörün empedansı ohm olarak ölçülür ve belirtilir.
    OVER SAMPLING:DAC Sistemlerinde sinyal frekansını arttırarak çevrim devreleri ve yardımcı
    devreler için istenmeyen sinyalleri filtreleme işlemini kolaylaştırır.
    OPEN:Sesin havada yol alırken üst frekansların temiz ve berrak olarak salınması.

    P

    PASİF:Sinyali yükseltmeyen bir devre yada bileşeni ifade eder.
    PMPO:müzik çıkış gücünün tepe noktasını işaret eden terimdir.
    POWER AMLIWIRE:Speakerlere ses sinyallerini gönderen amli katı.
    PRE AMPLI:Power ampiye gidecek sinyalleri alıp işleyip yollayan control kısmı.Aktif speakerler ilede kullanılabilir.

    R

    RDS (Radio data System):Fm radyo kanallarında radyonun çaşitli bilgileri ekrandan okunur şekilde yollaması.Hava durumu finans spor v.s.

    S

    SİNYAL/GÜRÜLTÜ ORANI (Noise):Ses sinyal seviyesi ile istenmeyen gürültü seviyesinin arasındaki farkı belirtir.Db cinsinden olan değer arttıkça gürültü seviyesi düşer.
    SUBWOOFER:nispeten küçük olan hoparlörlerin üretemeyeceği bass frekanslarını üreten bass sürücüsü kolon.
    SÜREKSİZLER:Müzikteki kısa ve ani oluşumları ifade eder üretilmesi zordur.(Zil sesi gibi)
    SAMPLING RATE:Örnekleme oranı.Bir digital kayıt cihazı yada oynatıcı cihazın bir sinyali ne kadar işleyebildiğini gösteren terimdir.
    SEISMIC:Çok düşük bass frekansı duymak çok zordur.

    T

    TEYP LUPU:Ampli üzerinde bulunan teyp üzerindede karşılığı bulunan kayıt yapılmasını sağlayan soket girişleri.
    THX:Lucas film tarafından üretilen maliyetli bir surround formatı.
    TRODIAL TRAFO:Bu transformatörler yuvarlak şekilli daha iyi bir stabilite ve daha az akım kaçağı sağlarlar bu şekildede daha iyi bir güç üretirler.
    TİZ:Üst ses frekanslarının genel adı.
    TWEETER:Hoparlör üzerinde tiz frekansları üreten üniteye verilen ad.
    TÜP:Yükseltme ünitesi olarak kullanılan bu parçada elektrotlar vakumlanmış kapalı bir cam içindedir.Ürettiği ses çok iyidir.
    THIN:Hafif bass.
    TIMBRE:Enstrümanların tonal karakterlerine verilen ad.


    W

    WATT:Güç birimi.Birim arrtıkça güçte artar.
    WOOFER:Alt frekans yani bass sesleri üreten hoparlör üzerindeki ünitenin adıdır.
    WARM:Düşük midreng ile gelen tatlı sese verilen ad.





    ----------------

    ALIRKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR:


    2.El hi-fi cihaz yada sistem alırken dikkat edilmesi gereken konular cihazlara göre değişkenlik
    taşımakla beraber farklı cihazlar için dikkat edilecek birbiri ile aynı belli konularda vardır.
    Öncelikle genel olarak dikkat etmeniz gerekenleri sıralayalım.

    1: Cihazınızı alırken dış yüzeyinin temizliğne dikkat edin.Yani kozmetik olarak iyi durumda olmalıdır.ancak çok özel bir model bulmuş iseniz bu fazla bir önem taşımayadabilir.


    2: Cihazın dış bölümünde ve tabanında bulunan vidaları kontrol edin üzerinde tornavida izi
    olup olmadığını veya birbirinden farklı vidalar olup olmadığını kontrol edin.

    3: Bağzı cihazların özellikle anfi/preanfi gibi cihazların üzerinde ve altında bulunan ızgaralar vardır ışığa tutarak
    yada içine ışık tutarak lehim bölgelerine bakın,buralarda farklı lehim olup olmadığını kontrol edin.Merak etmeyin
    eğer farklı bir lehim varsa hemen farkedersiniz çünkü fabrikasyon lehim ile sonradan yapılan lehimler farklı olacaktır.

    4: Alacağınız cihazı mutlaka dinleyin.Dinlerken(Anfi/Preanfi) üzerindeki ton kontrolleri volume potansını ve
    diğer kontrol düğmelerinin işlevsel olup olmadıklarını anlamak için kontrol edin.Herşey çalışıyor fakat hafif
    cızırtılar varsa merak etmeyin korkulacak birşey değil sadece oksidasyondur.Fazla ilerlemiş yani sesi tamamen
    keser durumda değilse spreyle düzelebilir bir problemdir,alınabilir.

    5: Beğendiğiniz cihaz bir kasetçalar ise önce bir kaset dinleyin auto reverse ise her iki tarafınıda dinleyerek fark olmamasına dikkat edin.

    7: Kasetçalar alırken sarma motorlarının her iki yönede aynı hızla dönüp dönemediğini kontrol edin.Kristal dediğimiz
    okuyucu kafaya bakın fazla aşınmamış olmamalıdır.aşınmışsa zaten tiz sesleri tam veremez ancak bu kafa ayarı ilede
    ilgili olabilir satıcınıza bir kontrol ettirin.

    8: Cd player alıyorsanız mutlaka cihazı içerisine çizik yada nispeten yıpranmış bir cd koyarak 10 dakika kadar dinleyin.
    Cihaz bu süre zarfında atlama yapmamalıdır.eğer atlama yapıyorsa ya gözde yada entegrada bir problemi olabilir almayın
    .Ancak hatırlatmakta fayda var göz tozlanmış olabilir bu durumda zaten cd'yi koyar koymaz atlamaya başlayacak yada
    direkt olarak okuyamayacaktır.Bu durumda önce gözün tozunu aldırıp tekrar deneyin.

    9: Speaker alırken kolonları balans yaparak her ikisini ayrı ayrı dinleyin,arada bariz fark olmamalı.Kolonları dinlerken
    ünitelere yaklaşarak diğer üniteleride tek tek dinleyerek tüm ünitelerin çalıştığından emin olun.

    10: Speaker alırken reflexlerine dikkat edin eğer üzerinde poliüretan refleks varsa parmağınızı üzerine sürerek döküntü
    yapıp yapmadığına bakın yapıyorsa ömrünü tamamlamak üzere olabilir dikkat edin.

    11: Ekolayzer alırken potanslarını yukarı aşşağı hareket ettirerek oksidasyon olup olmadığını yada potansın çalışıp çalışmadığını
    kolonları balans yaparak ait olduğu kanal üzerinde deneyerek kontrol edin.

    12: Pikap alırken pitch konrollerine dikkat edin,devirde kayma olup olmadığını mutlaka kontrol edin.Kayma varsa tamiri zor olabilir.
    Eğer belt drive pikap alıyorsanız lastiğini kontrol edin.lastikte sertleşme veya gevşeme oluşup oluşmadığına dikkat edin.

    13: Herhangi bir cihazı alırken deneme esnasında mutlaka flat olarak dinleyin,yani ton kontroller sıfır seviyede
    iken dinleyin bu sayede cihazın gerçek sesini dinlersiniz.

    14: Alacağınız cihazları dinlerken sistemin arasında extra sesi düzeltmek için parçalar konmamış olmasına çok
    dikkat edin(sub bass,ekolayzer,convertor v.s gibi)

    15: Anfi ve Speaker alırken dinlediğiniz müzik türünü mutlaka gözönünde bulundurun ve yanınızda dinlediğiniz
    müziklerden örnek götürerek dinleyin.Unutmayınki demo odalarında dinlediğiniz ses ile evde alacağınız ses çok farklı olacaktır.

    16: Anfi ve Speakerınızın birbirine uyumlu olmasına dikkat edin yoksa çok kötü bir ses ila karşılaşabilirsiniz,param
    var en iyisini aldım işi kökünden çözdüm diye birşey sözkonusu değildir.Kimi zaman çok pahalı bir anfi yada kolonla
    çok ucuz bir anfi vaya kolon birbiriyle çok daha iyi uyum gösterebilir.Şaşırırsınız.




    -------

    Sistem Kurarken

    Sistem kurarken Hi-Fi olsun Sinema sistemi kurarken olsun dikkat edilecek konular ve memnun kalmadığınız
    takdirde sistem üzerinde yapabileceğiniz küçük oynamalarla yaratabileceğiniz oldukça kayda değer değişimlerden bahsedeceğim.

    SİSTEM KURMAK?

    Nedir bu sistem kurmak?
    Sistem kurmak için öncelikle ne istediğinize karar vermelisiniz.
    Müzikmi dinleyeceksiniz?
    A:Ne tür müzik dinleyeceksiniz?
    B:Ne büyüklükte bir alanda dinleyeceksiniz?
    C:Nasıl bir ses arıyorsunuz?
    D:Sisteminizde varolmasını istediğiniz parçalar neler?
    E:Ne büyüklükte bir sistem alacaksınız?
    F:Ödemeyi düşündüğünüz takribi rakam ne kadar?
    G:Sinema sistemi kurarken!
    A
    Sisteminizi kurarken en önemli noktalardan biri bu konudur.Çünkü farklı markalar farklı müzik
    türlerine uygun cihazlar üretir ki bunun en çarpıcı örneğini speaker seçiminde görmekteyiz.
    Dergiyi takip edenler hatırlayacaklardır,önceki sayılarda bir speaker seçiminin dinlediğiniz müzik
    türünde ne kadar büyük farklılıklar yarattığından bahsetmiştik.Bu bağlamda herzaman olduğu gibi almayı
    düşündüğünüz cihaz konusunda kararsız ve bilgi sahibi değilseniz sistem alamaya giderken yanınızda mutlaka
    ve mutlaka dinlediğiniz tarzlarda cd bulundurun.
    Almak istediğiniz sistem parçalarını eğer mümkünse ya birarada dinleyin yada almak istediğiniz
    parçaya en yakın bir benzeri ile dinleyin.
    Örneğin Denon bir ampli ve Definitive speaker almayı düşünüyorsunuz ancak fiyatın uygun geldiği
    yerde birinden biri yok bu durumda eğer ampli yoksa ona en yakın sesi verebilecek tarz ve ses rengi
    olarak çok yakın olan Onkyo marka bir ampli’yi yada Definitive speaker yoksa yine aynı özellikleri taşıyan
    bir Mirage speaker ile match ederek dinleyin.Böylece çok daha rahat sonuca ulaşır ve yanılma payınızı minimuma düşürebilirsiniz.
    Unutmayınki dinlediğiniz müzik türü seçiminizdeki baz alınması gereken ana noktadır.Eğer kardeşim ben herşeyi
    dinliyorum ne olacak benim halim diyenlerdenseniz şiddetle tavsiyem Amerikan üretimi cihazlar ve speakrler üzerinde yoğunlaşmanızdır.
    B
    Unutmayın sisteminizi kuracağınız alanın ses üzerindeki etkisi çok önemlidir.
    Örneğin 20 metrekarelik bir odaya bose 901 kurmaya çalışırsanız alacağınız ses sizi tatmin etmeyecektir mekan
    küçüldükçe kuracağınız sistemin güç desibel dengesinide iyi oturtmalısınız küçücük bir odada disko kurar gibi 98
    desibel bir kolon kullanarak kuracağınız bir sistem sadece kulağınızı yoracaktır.Bunun yerine daha küçük ve doyurucu bir seçeneğe yönelmeniz akıllıca olacaktır.
    Sistemi kuracağınız mekanın büyüklüğü kadar şeklide kullanacağınız özellikle speaker açısından çok önemlidir.
    Bir çok kaliteli speaker yer seçer.Sözgelimi bir Kef referance 107 vaya Bose 901 gibi bir speaker!e sahipseniz başınız
    dertte demektir çünkü yerlerini beğenmezler ise bit pazarından alacağınız CS serisi bir Pioneer kolondan farklı ses üretmezler.
    Bu durumda odanızın büyüklüğüne ve şekline görede yaptığınız seçime ayrıca dikkat etmelisiniz.
    C
    Sistem seçerken dikkat edeceğiniz diğer bir konuda istediğiniz ses rengi ve tonunun ne olduğudur.
    Her cihazın ve speaker!in kendine has bir ses rengi ve tonu vardır.sözgelimi bir ampli pasif ve alttan çalarken bir başka ampli
    orta seslere hakim ve öne çıkartarak çalışır.Bir başkası kadife gibi yumuşak ve tonalitesi zengin ses üretirken diğeri çok sert
    va parlak bir ses üretebilir.Aynı şey kolonlar içinde geçerlidir.
    Bu durumda match yani eşleme çok önem kazanır.Bu yüzden istediğiniz yada aradığınız sese net olarak karar vermek durumundasınız.
    Kimi alıcı arabasında dinlediği müzik sistemini evine taşımak isterken kimi ise konser salonundaki performansı arar işte bu noktadada
    aradığınız sesin ne olduğu ortaya çıkmaktadır.
    D
    Sistemi kurarken nelerden oluşmasını istediğinizi önceden karalaştırın.
    Buda ne demek şimdi diyebilirsiniz.Kardeşim ben ampli cd kolon istiyorum ne alakası var herkes aynı şeyi istiyor diyebilirsiniz,ancak öyle değil.Hadi gelin seçenekleri sıralayalım.


    AMPLİ

    +İntegrated ampli (A-Class , B-Class , Solid State , Digital , Analog , Mos-Fet )
    +Receiver ampli
    +Pre Power ampli
    +Mono blok Pre Power ampli
    +Tube(lambalı) ampli
    +Single ended Tube ampli
    +Solid State ampli
    +Hybrit ampli (Pre katı lamba , Çıkış katı transistör)


    PRE-AMPLİ

    +Tube pre
    +Standart pre
    +2 Kanal pre
    +Multi channel pre
    +Surround pre
    +Tuner Pre

    SPEAKER

    +Floorstanding
    +Monitör
    +Bookshelf
    +Tower
    +Sub-Satelite
    +Active / Pasif
    +Electrostatic
    +Elektroacoustic
    +Horn
    +Bi-Polar
    +Be-Wairing


    CD PLAYER

    +Standart player
    +Transport + Dac + Power supply
    +S.A.C.D (Super audio)
    +Universal (S.A.C.D+DVD Audio+Cd)
    +1-16 bit 20 bit 64 bit ++++
    +Tekli / Çoklu
    +Tablalı / Kartuşlu (Çoklu cd çalarlar için geçerli)
    +Lambalı
    +Pre katı varmı yokmu?


    DECK TAPE

    +Analog / Digital
    +3 Head / Normal
    +Double / Single
    +Auto reverse / Düz

    TUNER

    +Analog / Digital
    +RDS (Radio Data System) / Düz
    +Çift anten girişli /Tek girişli
    +Hafıza Sayısı
    +Anten Gücü


    PİKAP

    +Düz kol
    +S kol
    +Direct drive
    +Belt drive
    +Otomatik
    +Yarı otomatik
    +Manuel


    Yukarıda verdiğimiz örnekleri farklı cihazlar için (DAT , MD v.s) uzatmak mümkün ancak sanırım bukadarı yeterli.
    Bu ve benzeri seçenekler ışığında alacağımıza önceden karar vermek hem para hem zaman kaybını engelleyecektir.

    E
    Alacağınız sistemin hem hacmen hemde üreteceği watt gücü olarak önceden belirlenmesinde fayda vardır böylece daha
    sonrada istenmeyen problemlerin önüne geçebilirsiniz.Sözgelimi büyüklüğü yüzünden eşinizle problemden yada gücü
    yüzünden komşularınızla problemden kurtulursunuz.
    Diğer taraftan almayı düşündüğnüz ampli yada speaker’ın gücüne göre diğerini seçmelisiniz.


    F
    Bu sorunun belli bir mantığı olmadığını düşünebiliriz ancak aradığınız yada istediğiniz sesin belli bir maliyeti
    olacaktır sonuç olarak kuracağınız sistemin maliyeti neticeyi doğrudan etkileyecektir.Bir sistemin maliyeti 3
    parça baz alınarak (Ampli,Cd,Speaker) 900 Euro ile 150.000 Dolar arasında ve hatta daha yukarılara kadar değişebilir.
    Bu durumda eğer istediğiniz sistem harcayacağınız rakamdan pahalı ise devreye sabır ve araştırma girecek
    yani 2.El arayacaksınız.Bu şekilde maliyeti düşürdüğünüz gibi sıfırda gücünüzün yettiğini alarak ortalamada
    kalacağınıza aynı para ile 2:El bir sistem kurarak beklentilerinizinde üzerine çıkabilirsiniz.

    G
    İyi bir sinema sistemi ile Ortalama bir sistem arasındaki fark emin olun çok büyük değildir.
    Doğru bileşenler ile hiç ummadığınız kadar yeterli ve doyurucu ses ve efekt elde edebilirsiniz.Hiç unutmayın iyi
    bir sinema sisteminde en öneli bileşenler Receiver +Center speaker +Active sub woofer’dır.Bu saydığımız
    3 parça ne kadar iyi olrsa sonuçta o derece iyi olacaktır.
    Günümüzde artık pek çok farklı format mevcut ancak unutulmamalıdırki tüm formatlar dolby pro logic ten geliştirilen
    5+1 dolby digital temel alınarak oluşturulmuştur ve bunun üzerine DTS formatı inşaa edilmiştir.
    Yani aldığınız makinede DTS mevcut ise sinema sistemi için yeterli olan formata zaten sahip olmuşsunuz demektir.
    Sistem 5+1 6+1 7+1 8+1 ve sonuçta 9+1 e kadar uzanır.Ancak gerek maddi gerekse çoğunlığumuzun oturduğu
    konutlar gözönüne alındığında 5+1 bilemediniz 6+1 yeterli gelecektir.THX gibi formatlarsa çok daha geniş ve büyük
    mekanlara ve dahası iyi bir bütçeye sahip olanlara hitap eden bir formattır.
    Eğer sinema sistemini insan vücüdü gibi düşünecek olursak beyin RECEIVER’dir.Yani tüm fonksiyonları yöneten yönlendiren
    ve ayarlayan parçadır.Gücü olduğu kadar işlevselliği ve yapabildikleride önemlidir.Malumunuz birçoğumuz halen kopya
    Dvd film alıp seyrettiğimizden halen makinelerin üzerindeki pro logic moda ve ziyadesi ilede bu modla birleşik çalışan
    DSP (Digital Sound Proccessor) modlara ihtiyaç duymaktayız.Bu modlar ne kadar zengin ve iyi çalışabilirse o kadar iyi olacaktır.
    Bunun yanı sıra cihazın Mümkünse kanal başı 100 watt ve yukarısı olmasıda normal müzik dinlerken birazcık daha iyi sonuç vermesine yardımcı olacaktır.
    Eğer aldığınız Receiver öğrenebilir kumanda taşıyorsa buda en azından kumanda kalabalığını yok etmenizde size yarar sağlayacaktır.

    Nedir şu kolonların işlevi?


    CENTER
    Bu kolon sinema sistemindeki bana göre en önemli paçalardan biridir.Vucudumuzun ses telleri ağazı kıscası
    herşeyi anlatan ve tüm insan seslerini ekrandan bize yansitan parçadır.Tüm diyalogların yükünü o çakar ve ne kadar
    temiz ve berrak bir ses ile çalışırsa o kadar iyidir hatta biraz büyük ve kendi içerisinde bass üretebilecek kadar derin
    olursa dahada iyi sonuç verecektir.

    REAR
    Vücüdün böbrekleri.Ne kadar zarar ziyan ses varsa onları üreten ve bize dinleten parçadır.Yani ok fırlatıldığında saplanmaının sesi
    gibi yada kırılan camın dökülen parçalarının fonda oluşturduğu ses arkadan yaklaşan birinin ayak sesleri gibi.o olmazsa
    yarım yamalak bir sisteme hazır olamalısınız.

    FRONT
    Vücudun ciğerleridir.
    Diyaloglar efectler ve alt seslerin dışında kalan tüm sesler onun soruöluluğundadır örneğin filmdeki fon müzikleri ana efektlerin başlangıç noktası v.s.

    ACTIVE SUB WOOFER
    İşte vücudun kalbi
    O olmazsa herşey eksik gider.Tüm alt sesler patlamalar gürültüler ondan sorulur.Düşünün deprem sahnesi izlerken o
    derinden gelen uğultular gürültüler olmasaydı o sahneyi izlemek ne kadarda boş olurdu.Dolayısı ile bu parçanın mümkün
    olduğunca iyi rezonansa girmeyen kaliteli bir markadan ve güçlü olması gerekir hemen hemen Receiver ile birlikte sistem
    içerisinde en çok meblayıda muhtemelen iyi bir sub tutacaktır.
    Yukarıda bahsedilen sistem Standart bir DTS 5+1 için verilmiştir sistem 6+1 olduğunda geriye bir efekt kolonu daha konur
    ki bu bir center olur.7+1 8+1 9+1 ise farklı ve özelliklede THX formatı için geçerli yapılanmalardır.Bu yapılanmaları daha
    sonra ayrı bir başlık altında sizlere yazacağım.











  • Resimler görünmüyor omer11.Resimleri tekrarwww.imageshack.us adresine upload edermisin?
  • quote:

    Hoparlör seçimini dinleyerek yapmak gerektiğinin farkındayım ama önceden de bir seçim yapılması gerektiğine inanıyorum. Fiyatlarından haberdar olmamakla birlikte B&W 804 ler kağıt üstünde hoş gözüktüler. Ayrıca JBL E100ler de oldukça hoş gözüküyor. Tabi ki son aşamada dinleyerek seçim yapacağım ama şimdiden de önerilerinizi almak isterim.


    bnce triangle marka hoparlörlerede bak en azından bir dinle.floorstand fiyatları 1000 ile 44000 euro arasında.
    www.triangle-fr.com
  • ARKADASLAR SITELERI GEZERKEN BIRSEYE GOZUM TAKILDI
    ESTORADAKI DENON FIATI
    Denon - AVC-A11XV A/V Recevier 11.211,20 YTL

    YURTDISINDAKI YTL CINSINDEN FIATI TRY 6,140.00

    OLMAZ BOYLE REZILLIK BU ULKEDE YA !!!!!!!!

    BIR ARA MUSTERI GELDI DUKKANIMA ADAM ARABA ITHALAT IHRACAT YAPIYORMUS
    YANI SOZUN KISASI KENDI ULKEMIZDE ARABANIN FIATI 70 MILYARSA YURDISINA 50 MILYARA GIDIYIRMUS!!!!ZATEN BILDIGINIZ SEYLER....
    YA NE DIYEYIM!!!!!!!!!DEVLET BULMUŞ BIR YOLUNU HERKEZDEN PARA ALMASINI IYI BILIYOR


    -------------------

    https://www.globalmediapro.com/av/index.cgi

    http://www.estore.com.tr/estore/product.asp?sku=EK05521&dept%5Fid=43022010&bid=0&mscssid=3RE78PTJ2M188HUKVR097MCM2TPX12U5




  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.