Şimdi Ara

TORK, BEYGİRGÜCÜ, RPM VE HIZLANMA ÜZERİNE TEMEL BİLGİLER (7. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir (1 Mobil) - 2 Masaüstü1 Mobil
5 sn
786
Cevap
209
Favori
297.464
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
97 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 56789
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Sn Tralles,

    Detaylı cevaplar için teşekkürler. En az yakıtı harcayarak araba kullanmak konusunda açık bir konu kaldı.

    Diyelimki önümüzde %10 eğimli, 4 km uzunluğunda bir rampa var. Ne yapmamız lazım?. Kısmen düz yolda "en az yakıt tüketimi için gaz pedalına EN AZ basmak" uygulanır ama rampa çıkarken en az yakıt tüketimi için ne yapmak gerekir?

    Ben şahsen uzun yolda, rampa öncesi hızımı arttırıp rampaya hızlı giriyorum ve en kısa sürede rampayı bitirmeyi planlıyorum.
  • Çoksa TORKun
    Olmasın Korkun


    Bilgilendirme harika hocam eline sağlık
  • quote:

    Orijinalden alıntı: yasaluyari

    Çoksa TORKun
    homojen dağılmış ise her devirde bu torkun
    Nefessiz kalmıyorsa 4,000 devirden sonra motorun
    Olmasın Korkun

    Bilgilendirme harika hocam eline sağlık


    Böyle daha anlamlı oldu gibi
  • Bir araç yokuş çıkarken gaz pedalı sabit tutulduğu sürece kinetik enerji kaybeder, buna mukabil potansiyel enerji kazanır. Eğer yokuşun sonunda aynı açı ve uzunlukta bir iniş varsa, kaybettiğiniz kinetik enerjiyi, yokuşun tepesinde zirveye ulaşan potansiyel enerjiyi dönüştürerek geri kazanırsınız.

    Böyle bir yokuştan söz ediyorsak ve hızımızı mesela 100 kms civarında sabit tutmayı hedefliyorsak yakıt tasarrufu için yapılacak en iyi şey kinetik enerji kaybına makul ölçülerde izin vermektir. çünkü kaybettiğimiz kinetik enerjiyi inişte gaza basmadan geri kazanacağız demektir. Yokuş başında hızınız 100 kms ise yokuş sonunda mesela 50'ye düşmesine izin verin, iniş sonunda tekrar 100'e çıkacak ama çıkarken ekstra yakıt harcamayacaksınız. Yani yokuşta hız kaybetmeyi göze alırsanız, kaybettiğiniz hızı inişte geri kazanacağınız için yakıt tasarufu yapmış olursunuz. Ama yakıt tasarrufu yapmaz, yokuşta kinetik enerjiyi (ya da momentumu) korumaya kalkarsanız, inişte hızlanmayacağınızı varsayarsak (çünkü hızı 100 kms civarında sabit tutmaya çalışıyoruz) boşa yakıt harcamış olacaksınız..

    Yokuşa gelmeden hızlanmak ise yakıt tasarrufu yaptırır mı?

    Hesaplamak gerek ve daha önemlisi yokuşta hangi hızı korumak istediğimize karar vermek gerek. VErdiğin örnekte 4 km çok uzun bir yokuş. Böyle bir yokuşa ne kadar hızlı girerseniz girin yokuş sonunda gaza basmadığınız müddetçe hız kaybedersiniz. Böyle bir yokuşa hızlanarak girmenin hiç bir anlamı olamaz.

    Verdiğin örnekte yolda eğim %10 ise açı kabaca 5 derece civarındadır. sin(5).g'den -0,855 g ile yokuşa girdiğimizde yavaşlamaya başlarız. -0,855 g negatif ivme ile yavaşlıyorsak, 100 kms ile yokuşa girdiğimizde 32 saniyede, 200 kms ile girdiğimizde ise 64 saniyede hızımız 0'a düşer (gaz vermediğimizi varsayıyoruz). Bu esnada geçen mesafe (27,78+0/2)*32,4= 451 metre, 200 kms hızla girersek de 1805 metre sonra araç duracaktır. Aracın 4001. metrede durması için yokuşa giriş hızının 298 kms olması gerekir.

    Yani yokuşta hiç gaz vermeden inişin ilk metresinde potansiyel enerji ile iniş sonuna kadar mesela 100 kms hız kazanmak için yokuşa 298 kms hızla girmemiz gerekecekti.

    Böyle bir hızla yokuşa giremeyeceğimize göre 4 km'lik bir yokuşa girerken hızlanmanın amacımız açısından bir anlamı yoktur çünkü yokuşa hızlı girsek bile momentumu artırmak ya da korumak için yokuşta gaz vermek zorundayız.

    Dediğim gibi inişi olan yokuşlarda en iyi strateji hız kaybına (%50'ye kadar) izin vermek, inişte motorla değil yer çekimi ile hızlanmaktır.

    Peki yokuştan sonra iniş yoksa?

    O zaman yapılacak en iyi şey şuna bakmaktır: Yokuşta momentumu korumak için gereken enerji düzlükte hangi hızlanma aralığında harcanan enerjiye eşittir.

    Açalım:

    Yokuşa 100 kms hızla girdiniz ve hızınızı korumak istiyorsunuz (yokuşa çısı buna izin veriyorsa tabii. Dik yokuşlarda bu pek mümkün değildir.). Bu amaçla gaza bastınız ve yokuş sonuna kadar belli bir miktar yakıt harcadınız.

    Hızınızı korumaya çalışmak yerine mesela 60'a düşmesine izin verseydiniz, düzlükte 60'dan 100'e çıkmak için harcayacağınız yakıt, yokuşta 100 kms hızı korumak için harcayacağınız yakıttan fazla mı olurdu?

    Bu sorunun cevabı yokuşun açısı ve uzunluğunda yatıyor ama senin 4 km'lik yokuş örneğinde hesap yapmaya bile gerek yok bence. Böyle bir yokuşta yakıt tasarrufu için yapılacak en iyi şey, yokuşta hız kaybına izin vermek, düzlükte kaybettiğiniz hızı geri kazanmaktır. Hesaplamadım ama 4 km'lik yokuş için tahminime göre böyle olması gerekiyor...

    Not: bu hesap yapılır ama biraz karışık ve uzun bir hesap olacağı için üşendim. Bir ara Excel'de hazırlarım vaktim olursa...

    quote:

    Orijinalden alıntı: refazmutlu

    Sn Tralles,

    Detaylı cevaplar için teşekkürler. En az yakıtı harcayarak araba kullanmak konusunda açık bir konu kaldı.

    Diyelimki önümüzde %10 eğimli, 4 km uzunluğunda bir rampa var. Ne yapmamız lazım?. Kısmen düz yolda "en az yakıt tüketimi için gaz pedalına EN AZ basmak" uygulanır ama rampa çıkarken en az yakıt tüketimi için ne yapmak gerekir?

    Ben şahsen uzun yolda, rampa öncesi hızımı arttırıp rampaya hızlı giriyorum ve en kısa sürede rampayı bitirmeyi planlıyorum.





    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi tralles -- 15 Nisan 2010; 15:20:00 >




  • Ben böyle bir şey söylemedim, söylemem de...

    Aksine tüm yazdıklarımdan çıkacak sonuç bu değil, olsa olsa "azsa beygir gücün, yarışmadan önce 2 kere düşün.." olurdu!..

    quote:

    Orijinalden alıntı: yasaluyari

    Çoksa TORKun
    Olmasın Korkun


    Bilgilendirme harika hocam eline sağlık

  • Oturdum Excel'de bir hesap yaptım. Yaptığım hesaplara göre 4 km uzunluğunda %10 eğimli bir yokuş için aşağıdaki sonuçlar oluştu:

    Ön kabuller:
    Hava sürtünmesi = 0
    Yer sürtünmesi = 0

    Buna göre bu 4000 metrelik %10 eğimli yokuşa 100 kms hızla girip apeksden (yokuş sonunda) 100 kms hızla çıkmak için (144 sn. boyunca) ekstradan 0,56 lt. (56 cc) benzin harcamamız gerekiyor.

    Aynı yokuşa 100 kms hızla girip apeksten 50 kms hızla çıkarsak (192 sn. boyunca) ekstradan 0,51 lt yakıt harcamamız gerekiyor.

    Yokuş öncesi 90 kms olan hızımızı mesala yokuşun hemen başında 120 kms hıza çıkarmak için gereken ekstra benzin miktarı 0,04 lt. (dikkat: rüzgar ve yer direnci burada hesaba katılmamıştır, sadece kinetik enerjiyi bu nispette artırmak için gereken enerji miktarını yansıdır bu benzin)

    Yokuşa 120 kms hızla girip 4000 m sonunda 90 kms hızla çıkmak için harcayacağımız ekstra benzin miktarı ise 137 saniyede 0,52 lt olacaktır.

    Buradan çıkan sonuç: yokuş öncesinde hızımızı artırıp yokuş bitiminde artış öncesi hızımıza düşmek bize kinetik hesaplar açısından enerji tasarruf ettirmiyor (0,56 = 0,52 +0,04).

    Dolayısıyla yakıt tüketimi açısından en iyi yokuş stratejisi, yokuşa seyir hızımızla girip, yokuş sonunda hızımızın makul bir oranda düşmesine izin vermek, sonra kazandığımız potansiyel enerjiyi, inişte tekrar kinetik enerjiye çevirmek olacaktır, yani gaz vetrmeden arabanın inişte hız kazanmasına müsade etmek...

    Ha, "bu sürüş güvenliği açısından sorun teşkil edebilir" denirse, o ayrı bir konu...

    Yokuşa girmeden önce hızımızı mesala 90'dan 120'ye artırıp, yokuş sonunda tekrar 90'a düşmesine izin vermek bize yakıt tasarruf ettirmiyor.

    Not: yani kuralımız hala değişmedi. gaz pedalına ne kadar az basarsanız, o kadar az yakıt harcarsınız. kaldı ki bu hesaplarda hızlanarak hava direncine kaybedeceğimiz yakıt miktarı hesaba katılmamıştır, o da hesaba katılırsa hızlanarak yokuşa girmenin tasarruf bir yana bize yakıt kaybettirdiği görülecektir.

    Saygılarımla.



    quote:

    Orijinalden alıntı: refazmutlu

    Sn Tralles,

    Detaylı cevaplar için teşekkürler. En az yakıtı harcayarak araba kullanmak konusunda açık bir konu kaldı.

    Diyelimki önümüzde %10 eğimli, 4 km uzunluğunda bir rampa var. Ne yapmamız lazım?. Kısmen düz yolda "en az yakıt tüketimi için gaz pedalına EN AZ basmak" uygulanır ama rampa çıkarken en az yakıt tüketimi için ne yapmak gerekir?

    Ben şahsen uzun yolda, rampa öncesi hızımı arttırıp rampaya hızlı giriyorum ve en kısa sürede rampayı bitirmeyi planlıyorum.





     TORK, BEYGİRGÜCÜ, RPM VE HIZLANMA ÜZERİNE  TEMEL BİLGİLER


     TORK, BEYGİRGÜCÜ, RPM VE HIZLANMA ÜZERİNE  TEMEL BİLGİLER


     TORK, BEYGİRGÜCÜ, RPM VE HIZLANMA ÜZERİNE  TEMEL BİLGİLER


     TORK, BEYGİRGÜCÜ, RPM VE HIZLANMA ÜZERİNE  TEMEL BİLGİLER


     TORK, BEYGİRGÜCÜ, RPM VE HIZLANMA ÜZERİNE  TEMEL BİLGİLER


     TORK, BEYGİRGÜCÜ, RPM VE HIZLANMA ÜZERİNE  TEMEL BİLGİLER



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi tralles -- 16 Nisan 2010; 14:54:23 >




  • Teşekkürler Tralles,

    Eline ve bilgine sağlık...
  • Teşekkürler hocam, kendim de dahil hep birlikte işin doğrusunu arayıp bulma çabamızın her daim sürmesi temennisiyle..

    quote:

    Orijinalden alıntı: refazmutlu

    Teşekkürler Tralles,

    Eline ve bilgine sağlık...
  • hocam eline diline sağlık da, burada anlattıklarından normal bir insanın birşeyler anlaması çok zor. Yazılan bilgilerin %50 si anlaşılsa keşke ne mutlu. Ben öyle cahil bir insan da değilim üniversiteyi dışardan bitirdim ancak gerçekten birçok teknik terim kullanmışsınız. ve kavramlar arasındaki ilişkiyi açıklarken de açıklamalar birçok kez karmakarışık bir hal almış. Sizin ne kadar bilgili biri olduğunuzun önemi yok, karşıdaki insana ne verdiğiniz önemli. Maalesef bu konuda sizi eleştiriyorum. Yazılarınızı Akademik bir kürsüde bilimsel bir makale şeklinde değilde, halktan bir insana onun anlayacağı şekilde yazarsanız çok memnun olurum.

    Hani doktora gidersiniz orada birçok terim kullanılır örneğin ekimoz= ezik-morluk, analjezik=ağrı kesici, lokal anestezi= belli bölgenin uyuşturulması...vs gibi şimdi doktorun dili ile gelen hastaya sizde şu var bu var derseniz karşınızdaki insan birşeyler anlamış gibi başını sallar ama hiçbir şey anlamaz ve ikinci,üçüncü..insanlara sizin söylediklerinizi anlatarak adeta tercümana gereksinim duyar. Sizde lütfen biraz daha halkın anlayacağı seviyeye ve dile yakın yazın ki konular anlaşılsın.




  • Hocam haklı olduğun yerler de var, haksız olduğun yerler de...

    Haklısın, yazdıklarım bu konularda az çok bilgi sahibi olmayı gerektiriyor. Yani açıklamalar sokaktaki insanı değil, fizik konusunda iyi kötü eğitim almış, asgari düzeyde bile olsa mekanik bilgisini haiz insanları hedefliyor.

    Daha basit anlatılabilir miydi? Elbette anlatılabilirdi ama bu defa da bu konulara vakıf birini tatmin etmezdi. Forumda her türlü insan var. Otomobillerden ve dinamiklerinden zerrece anlamayan da var, otomobille yatıp otomobille kalkan da... Yelpazenin bu iki ucuna da hitap edecek ortak bir dil tutturmanın güçlüğü ortada. Ya birine yaranamayacaksın, ya da ötekine...

    Öte yandan, bazı şeylerin anlaşılabilmesi için gerçekten de o konuda asgari bir bilgi düzeyine ihtiyaç var, yani belli sınırlar dahilinde teknik terim ve kavramların kullanılması kaçınılmaz, bunlardan kaçınırsam konunun özünü aktaramazdım.

    Tork, HP, Hızlanma vs. gibi konular fizik biliminin konuları ve bu kavramları hakkıyla idrak edebilmek için az çok bir fizik ve mekanik bilgisine ihyiyaç var. Bu bilgi olmadan anlatmaya kalksam, yazdıklarımın 3-4 katı uzunluğunda yazmam gerekebilecekti. Bu haliyle bile okunmayan bu topik sanırım o zaman hiç okunmazdı.

    Benim bu konudaki görüşüm şu, katılırsın katılmazsın bilemem: Burası bir otomobil forumu. Bu foruma otomobil konusunda bilgisiz ve ilgisiz insanların katılmasını beklemiyorum. Katılsa neyi paylaşacak? Otomobile ilgisi olan insanların da bazı kavram ve terimlerden haberdar olduğunu varsaymak fazla iyimserlik olmayacaktır kanaatindeyim.

    Dolayısıyla topiğin yazım düzeyi daha çok otomobil konusunda temel kavramları bilenleri hedefliyor.

    Ama anlamadığı kısımlar olan, takıldıkları yerler olan forum üyeleri diledikleri zaman bu topik altında bunları sorup açıklamalarını talep edebilirler, ben de elimden geldiğince yalın ve sade anlatmaya çalışırım, zaten emin ol buna özen gösteriyorum. Olabildiğince açıklayıcı olmaya çalışıyorum.

    Saygılar.


    quote:

    Orijinalden alıntı: TUFANER

    hocam eline diline sağlık da, burada anlattıklarından normal bir insanın birşeyler anlaması çok zor. Yazılan bilgilerin %50 si anlaşılsa keşke ne mutlu. Ben öyle cahil bir insan da değilim üniversiteyi dışardan bitirdim ancak gerçekten birçok teknik terim kullanmışsınız. ve kavramlar arasındaki ilişkiyi açıklarken de açıklamalar birçok kez karmakarışık bir hal almış. Sizin ne kadar bilgili biri olduğunuzun önemi yok, karşıdaki insana ne verdiğiniz önemli. Maalesef bu konuda sizi eleştiriyorum. Yazılarınızı Akademik bir kürsüde bilimsel bir makale şeklinde değilde, halktan bir insana onun anlayacağı şekilde yazarsanız çok memnun olurum.

    Hani doktora gidersiniz orada birçok terim kullanılır örneğin ekimoz= ezik-morluk, analjezik=ağrı kesici, lokal anestezi= belli bölgenin uyuşturulması...vs gibi şimdi doktorun dili ile gelen hastaya sizde şu var bu var derseniz karşınızdaki insan birşeyler anlamış gibi başını sallar ama hiçbir şey anlamaz ve ikinci,üçüncü..insanlara sizin söylediklerinizi anlatarak adeta tercümana gereksinim duyar. Sizde lütfen biraz daha halkın anlayacağı seviyeye ve dile yakın yazın ki konular anlaşılsın.




  • Bir uzman kadar anlamasak da; konu hakkında bir fikir verdiği kesin. Bilgilendirmeye devam.
    Kafada anlaşılmadık bir yer bırakmak istemeyenler temel fizik bilgilerine müracaat etmeliler.
    Bilgiler için teşekkürler.


    quote:

    Orijinalden alıntı: tralles

    Hocam haklı olduğun yerler de var, haksız olduğun yerler de...

    Haklısın, yazdıklarım bu konularda az çok bilgi sahibi olmayı gerektiriyor. Yani açıklamalar sokaktaki insanı değil, fizik konusunda iyi kötü eğitim almış, asgari düzeyde bile olsa mekanik bilgisini haiz insanları hedefliyor.

    Daha basit anlatılabilir miydi? Elbette anlatılabilirdi ama bu defa da bu konulara vakıf birini tatmin etmezdi. Forumda her türlü insan var. Otomobillerden ve dinamiklerinden zerrece anlamayan da var, otomobille yatıp otomobille kalkan da... Yelpazenin bu iki ucuna da hitap edecek ortak bir dil tutturmanın güçlüğü ortada. Ya birine yaranamayacaksın, ya da ötekine...

    Öte yandan, bazı şeylerin anlaşılabilmesi için gerçekten de o konuda asgari bir bilgi düzeyine ihtiyaç var, yani belli sınırlar dahilinde teknik terim ve kavramların kullanılması kaçınılmaz, bunlardan kaçınırsam konunun özünü aktaramazdım.

    Tork, HP, Hızlanma vs. gibi konular fizik biliminin konuları ve bu kavramları hakkıyla idrak edebilmek için az çok bir fizik ve mekanik bilgisine ihyiyaç var. Bu bilgi olmadan anlatmaya kalksam, yazdıklarımın 3-4 katı uzunluğunda yazmam gerekebilecekti. Bu haliyle bile okunmayan bu topik sanırım o zaman hiç okunmazdı.

    Benim bu konudaki görüşüm şu, katılırsın katılmazsın bilemem: Burası bir otomobil forumu. Bu foruma otomobil konusunda bilgisiz ve ilgisiz insanların katılmasını beklemiyorum. Katılsa neyi paylaşacak? Otomobile ilgisi olan insanların da bazı kavram ve terimlerden haberdar olduğunu varsaymak fazla iyimserlik olmayacaktır kanaatindeyim.

    Dolayısıyla topiğin yazım düzeyi daha çok otomobil konusunda temel kavramları bilenleri hedefliyor.

    Ama anlamadığı kısımlar olan, takıldıkları yerler olan forum üyeleri diledikleri zaman bu topik altında bunları sorup açıklamalarını talep edebilirler, ben de elimden geldiğince yalın ve sade anlatmaya çalışırım, zaten emin ol buna özen gösteriyorum. Olabildiğince açıklayıcı olmaya çalışıyorum.

    Saygılar.


    quote:

    Orijinalden alıntı: TUFANER

    hocam eline diline sağlık da, burada anlattıklarından normal bir insanın birşeyler anlaması çok zor. Yazılan bilgilerin %50 si anlaşılsa keşke ne mutlu. Ben öyle cahil bir insan da değilim üniversiteyi dışardan bitirdim ancak gerçekten birçok teknik terim kullanmışsınız. ve kavramlar arasındaki ilişkiyi açıklarken de açıklamalar birçok kez karmakarışık bir hal almış. Sizin ne kadar bilgili biri olduğunuzun önemi yok, karşıdaki insana ne verdiğiniz önemli. Maalesef bu konuda sizi eleştiriyorum. Yazılarınızı Akademik bir kürsüde bilimsel bir makale şeklinde değilde, halktan bir insana onun anlayacağı şekilde yazarsanız çok memnun olurum.

    Hani doktora gidersiniz orada birçok terim kullanılır örneğin ekimoz= ezik-morluk, analjezik=ağrı kesici, lokal anestezi= belli bölgenin uyuşturulması...vs gibi şimdi doktorun dili ile gelen hastaya sizde şu var bu var derseniz karşınızdaki insan birşeyler anlamış gibi başını sallar ama hiçbir şey anlamaz ve ikinci,üçüncü..insanlara sizin söylediklerinizi anlatarak adeta tercümana gereksinim duyar. Sizde lütfen biraz daha halkın anlayacağı seviyeye ve dile yakın yazın ki konular anlaşılsın.






  • Bence bu konu, mesela kat sayının ne olduğunu bilmeyen bir ilkokul mezununa anlatılamazdı. Sn. tralles ne yaparsa yapsın yine de anlatılamazdı.

    Lise 1 seviyesinde fizik dersi görmüş bir kimsenin bu konuyu başından sonuna takip edebileceğini ve hiç değilse bir kısmını anlayabileceini düşünüyor-umuyorum. Aksi halde suçlanması gereken şey bence bilgiyi kullanmasını öğretmeyi bir tarafa bırakıp üniversiteye hazırlık denilen bilmece festivalinin örgün eğitimimizi ne hale getirdiğidir.

    Bu durumun uzun vadede yavaşça akademik kalitemizin de 'canına okuduğunu' düşünüyorum. Eğer burada biraz akademik kalite varsa bu olsa olsa didaktik üslubundadır. Bu üç forum sayfasına yayılmış güç ve moment farkı bizim yeni akademik kürsü yayını seviyemizse eğer, eyvah diyorum. Yapmayalım, etmeyelim. Hem öyle bile olsa fizik ve bilimin evrenselliği ile şaşırmamak, bambaşka bir anlatım beklememek gerekir. Üniversitede de bu konuları anlayacak, mesleklerini talep eden talebeler lise mezunları olmuyorlar mı?

    Sn tralles'in otomobillerin vites oranlarına göre karşılaştırmalı tabloları dahi hazırlaması, başkalarının arabaları için kendi yapmaları gereken hesapları hazırlayıp yayınlaması, toplum olarak belki de vakti daha kıymetli şekilde değerlendirilebilecek bir bireyimizden aldığımiz zaman, kendisinin de alçakgönüllülüğüdür. Bunu kendisi herhalde böylece yazamaz veya yazmazdı bu yüzden "tarafsız bir gözlemci" payesine layık görürseniz eğer (ki bir özel mesaj atmışlığım yoktur) böylece ben yazmak istiyorum. Excel tablolu cevapların soru sahiplerini kıskandığımdan emin olabilirsiniz.




  • Sn Tralles,

    Açıklamalar için teşekkürler. Bir sorum daha olacak.

    "Gaz pedalına ne kadar basarsan, o kadar çok yakıt yakarsın" burada mutabıkız. Peki şöyle bir senaryo kursam, eşit miktar yakıt mı yakarım?

    %15 eğimli bir yol ve bu hafif rampayı tırmandığımızı varsayalım. Rampanın başladığı noktada hızım 100 km/saat ve 5. vitesteyim (3000 dev/dak). Aşağıda belirttiğim iki durumda da gaz pedalına aynı miktarda (aynı açıda) basıyorum

    1-) Rampa başında vitesi 4'e almak ve rampaya 3750 dev/dak ile başlayıp hep aynı miktarda gaza bastığım için devir yavaş yavaş düşecek.
    2-) Rampa başında vitesi değiştirmeyip 5. vitesle devam etmek. Dolayısı ile rampaya 3000 dev/dak ile başlayıp hep aynı miktarda gaza bastığım için devir yavaş yavaş düşecek.

    Bu arada 1. durumda rampayı 80 saniyede çıkıyorsam, 2. durumda herhalde 100 saniyede falan çıkarım.

    Bu iki durumda da yaktığım yakıt miktarı aynı mı olur? Bunu şu yüzden soruyorum. Ben genellikle 1. durumdaki gibi davranıyorum. İşe gidip gelirken, bazen yol bilgisayarına anlık tüketime bakıyorum ama mantıklı bir sonuca ulaşamadım.




  • Güzel soru, ancak eldeki verilerle hesaplanabilir olduğunu söyleyemem. Burada 3 değişken sonucu farklı çıkacak şekilde etkileyebilir. Motorun tork eğrisi, viraj uzunluğu ve 4. vites/5. vites oranı. Bu üçü değişirse sonuç da değişir. Dediğim gibi, eldeki donelerle hesaplamak nerdeyse imkansız ama bir çıkarımda bulunabilirim. Muhtemelen senin yaptığın doğru çünkü 5. viteste momentumu çok daha çabuk kaybedeceksin. 4. viteste ise momentumu daha uzun süre koruyacaksın. Bu nedenle 5. viteste 100 kms hızla tırmanmak yerine 4. viteste 100 kms hızla tırmanmanın daha az yakıt tüketimine yol açacağı varsayımında bulunabilirim. Taiii bu bir tahmin. Doğrusu tüm veri seti eldeyken yapılacak hesaplarla belli olur ve araçtan araca değişiklik arz edebilir.


    quote:

    Orijinalden alıntı: refazmutlu

    Sn Tralles,

    Açıklamalar için teşekkürler. Bir sorum daha olacak.

    "Gaz pedalına ne kadar basarsan, o kadar çok yakıt yakarsın" burada mutabıkız. Peki şöyle bir senaryo kursam, eşit miktar yakıt mı yakarım?

    %15 eğimli bir yol ve bu hafif rampayı tırmandığımızı varsayalım. Rampanın başladığı noktada hızım 100 km/saat ve 5. vitesteyim (3000 dev/dak). Aşağıda belirttiğim iki durumda da gaz pedalına aynı miktarda (aynı açıda) basıyorum

    1-) Rampa başında vitesi 4'e almak ve rampaya 3750 dev/dak ile başlayıp hep aynı miktarda gaza bastığım için devir yavaş yavaş düşecek.
    2-) Rampa başında vitesi değiştirmeyip 5. vitesle devam etmek. Dolayısı ile rampaya 3000 dev/dak ile başlayıp hep aynı miktarda gaza bastığım için devir yavaş yavaş düşecek.

    Bu arada 1. durumda rampayı 80 saniyede çıkıyorsam, 2. durumda herhalde 100 saniyede falan çıkarım.

    Bu iki durumda da yaktığım yakıt miktarı aynı mı olur? Bunu şu yüzden soruyorum. Ben genellikle 1. durumdaki gibi davranıyorum. İşe gidip gelirken, bazen yol bilgisayarına anlık tüketime bakıyorum ama mantıklı bir sonuca ulaşamadım.







  • Öncelikle paylaşım ve bilgilendirmeniz için çok teşekkür ederim. Nadir de olsa böyle konu ve paylaşımlar bulmak çok güzel.Son dönemin trendi downsizing iki motorun eğrilerini veriyorum. Ortalama bg ve tork olarak sizce hangisi daha başarılı. Birincisi Renault 1.4 tce 130bg 190nm ikincisi Vw tsi 122bg 200nm

     TORK, BEYGİRGÜCÜ, RPM VE HIZLANMA ÜZERİNE  TEMEL BİLGİLER


     TORK, BEYGİRGÜCÜ, RPM VE HIZLANMA ÜZERİNE  TEMEL BİLGİLER




     TORK, BEYGİRGÜCÜ, RPM VE HIZLANMA ÜZERİNE  TEMEL BİLGİLER


     TORK, BEYGİRGÜCÜ, RPM VE HIZLANMA ÜZERİNE  TEMEL BİLGİLER



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi euzun72 -- 29 Nisan 2010; 0:30:32 >




  • Yardımcı olmak isterdim ancak daha önce de belirtiğim bir neden de dahil olmak üzere verdiğin grafikleri karşılaştırmak pek mümkün değil. Şöyle ki;

    1. Reno'nun grafiği belli ki fabrika verisi ve motor bazlı
    2. Rototestin grafiği ise tahrik tekeri bazlı

    Daha önce belirtmiştim, farklı dynolardan çıkan sonuçları karşılaştırmak sağlıklı sonuçlar vermez çünkü bu dynoların kalibrasyonları, yazılım algoritmaları ve toleransları farklıdır, dolayısıyla sonuçları da şu ya da bu düzeyde farklıdır.

    Dahası, elimizdeki grafikler farklı noktalardaki ölçümlere dayanıyor. Biri volanda ölçülmüş, diğeri tekerde...

    Buna rağmen bir karşılaştırma yapabilirdik ancak Rototestin grafiği karşılaştırma yapmaya izin vermeyecek ölçüde küçük, okunmuyor. Oysa karşılaştırma için hangi devirde ne kadar tork/hp üretiliyor, net bir şekilde görmek gerek. Rototestin, grafiğinin yanında rpm/güç tablosu da verili olacak, onu bulup verirsen grafikten çok daha fazla işimize yarar.



    quote:

    Orijinalden alıntı: euzun72

    Öncelikle paylaşım ve bilgilendirmeniz için çok teşekkür ederim. Nadir de olsa böyle konu ve paylaşımlar bulmak çok güzel.Son dönemin trendi downsizing iki motorun eğrilerini veriyorum. Ortalama bg ve tork olarak sizce hangisi daha başarılı. Birincisi Renault 1.4 tce 130bg 190nm ikincisi Vw tsi 122bg 200nm





  • Onlarıda buldum. Reno için test yapmamışlar. Sadece fabrika verileri mevcut
    Tekrar teşekkürler

     TORK, BEYGİRGÜCÜ, RPM VE HIZLANMA ÜZERİNE  TEMEL BİLGİLER


     TORK, BEYGİRGÜCÜ, RPM VE HIZLANMA ÜZERİNE  TEMEL BİLGİLER




  • Şimdi rahat oldu. Karşılaştırma tablosu ekte ve aşağıda.

    Not: Golf'ün verileri Rototestin "extrapolated" corrected NM ve HP değerlerinden alınma, Renonun değerleri ise grafiğe bakarak göz kararı oluşturma sonucundadır. Bu nedenle bir kaç NM-HP oynama olması doğaldır.

    Bu durumda;

    Averaj1 = 1000-6000 rpm arası ortalama tork ve HP değerlerini verir. Bu aralıkta Reno motoru biraz daha güçlü görünüyor (%2,3)
    Averaj2 = 1000-3000 rpm arası ort. tork ve hp. Burada yine Reno motoru biraz daha güçlü (%2)
    Averaj3 = 3000-6000 rpm arası. Burada da Reno motoru daha güçlü (%1,9)

    TTA = Toplam Tork Eğrisi Alanı: 1076,7 N a karşı 1106,8 N. Reno daha güçlü (%2,7)

    Buna mukabil ilginç bir şekilde 1500-4500 rpm aralığında Golf daha fazla HP'ye sahip görünüyor. ama 4500-6000 rpm aralığında Renonun belirgin bir üstünlüğü var, bir de 1000-1500 rpm aralığında yine reno üstün.

    Sonuç: Günlük kullanımda 1500-4500 rpm aralığı daha çok kullanılacağı için Golf motoru daha kullanışlı ama yarış yapacaksanız, Reno motoru daha avantajlı.

    ÖNEMLİ NOT: Reno motorunun değerleri grafiğe bakarak göz kararı ile elde edilmiştir. Göründüğü kadarıyla asıl değerlerden rpm bazında +/- bir kaç NM-HP sapabilir. Fakat toplamda artılar ile eksiler kabaca birbirini götüreceği için sonucu fazla etkilemez.

    Edit: Ekleme

     TORK, BEYGİRGÜCÜ, RPM VE HIZLANMA ÜZERİNE  TEMEL BİLGİLER


     TORK, BEYGİRGÜCÜ, RPM VE HIZLANMA ÜZERİNE  TEMEL BİLGİLER



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi tralles -- 29 Nisan 2010; 12:05:59 >




  • Teşekkür ederim.
  • Teşekkür ederim. Bende kafa kafaya çıkacaklarını düşünüyordum. Farklı devir aralıklarındaki 3-4bg 10nm lik farkların yarış yapılmadığı sürece pek fark etmeyeceğini düşünüyorum. Bir birine çok benzer iki motorun farklı dizayn ile nasıl farklılaşabileceğini görmüş oluyoruz sanırım.(her ne kadar çok farklılaştırılmaları amaçlanmamışsada) Ekonomik kullanım ve genel yakıt tüketim eğilimleri üzerine buradan bir çıkarım yapabilirmiyiz.?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi euzun72 -- 29 Nisan 2010; 12:08:33 >
  • 
Sayfa: önceki 56789
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.