Yeni Kayıt
Konudaki Resimler
|
Hızlı 
Bildirim
ALFA ROMEO HİKAYESİ - Alfa Romeo Tarihini Öğrenmek İsteyenler Buraya!!!
Sıcak Fırsatlarda Tıklananlar
Editörün Seçtiği Fırsatlar
Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
Giriş
Mesaj
-
-
Gerçekten çok iyi olmuş Alfa Romeo araclarına yakışır bu logolara 
-
ALFA ROMEO HİKÂYESİ / Yarış Heyecanı Başlıyor
Alfa Romeo için otomobil yarışları her zaman çok önemliydi.
Alfa'nın 1910 yılındaki doğuşundan beri amacı, henüz bu konuda çok bilgisi olmayan ancak çoktan "motor"lu yarışlar için coşku duyan bir müşteri kitlesine sunmak üzere otomobiller üretmekti. Bu yarışmacı macera 1911 yılında, Franchini ve Ronzoni isimli pilotlar ve Targa Florio plakalı (dört yapraklı yonca) iki altıncı jenerasyon 24 HP ile pistlerde ilk olarak boy gösteriyor.
Şanslı bir tecrübe olmamasına rağmen Alfa'da coşku eksilmiyor. İlk podyum 1913 yılında Parma-Berceto yarışında 40-60 HP ile 2. sırayı alan Franchini ile gerçekleşti, 1914 yılında ise Campari, Franchini ve Fracassi denetimindeki üç 40-60 HP kendi aralarında Targa Florio için çekiştiler. 1919 yılında savaş sonrası yarışlara devam ettiler ve 1920 yılında Giuseppe Campari Mugello'da ilk zaferini kazandı.
1920’ler
1920 yılından itibaren Alfa, olağanüstü yarışlarda bir efsane oldu. Campari 1920 yılında Mugello'da kazandı, 1921 yılında bunu tekrarladı, ancak bu sefer takım arkadaşları da onu takip ediyorlardı; Enzo Ferrari 2., Ugo Sivocci 3. olmuştu. 1920 yılında Campari, Gallarate'de kısa mesafe parkurunda 1914'de Merosi tarafından projelendirilen Grand Prix ile yarıştı.
1923: Unutulmaz bir yıl
Beyaz fon üzerinde dört yapraklı yonca amblemi eşliğinde etkin bir pilot ekibi organize edilmiş, kırmızı RL yarış otomobilleri başarıdan başarıya koşmuştur: Masetti, Mugello'da kazanır. RL modelinden türetilen otomobillerle Alfa, 1923 yılının Sicilyalı prestijli Targa Florio yarışında pilotlarını sıraya dizdi: Masetti, Campari, Ascari, Sivocci ve Ferrari. (Sivocci'nin otomobilinin üstünde ilk defa beyaz bir üçgen fon üzerinde yeşil dört yapraklı yonca belirdi). Yarışı Sivocci kazanır. Campari finalde benzinsiz kalır ve arabası varış çizgisine 200 metre kala arızalanarak duran Ascari, teknisyenden ve Enzo Ferrari’den yardım alarak ikinci sırada yer alır. Ascari, Cremona'da da kazanır, Sivocci ise Monza'da düzenlenen Turismo yarışında birinci olur. Ancak tam bu pistte, Eylül ayında Gran Prix "P1" modelini denerken hayatını kaybedecektir.
17 Haziran 1923: Savio Parkuru (Ravenna) - Enzo Ferrari zaferi.
Yarış sırasında seyirciler arasında bulunan Francesco Baracca'nın ailesi Alfa Romeo'ya kalkan şeklinde bir arma hediye eder, üzerinde şaha kalkmış bir at figürü bulunmaktadır. Birinci Dünya Savaşı’nda İtalyan hava kuvvetlerinin as pilotu olan oğulları, bombardıman uçağının motor kapağının üstüne kendisi çizmiştir bu armayı. Enzo Ferrari, anılarında "1923 yılında ilk Savio Parkuru’nu kazandığımda, Ravenna'ya giderken Kont Enrico Baracca'yı ve daha sonra Kontes Paolina'yı tanıdım, bir kahramanın babası ve annesiydiler. Annesi bana bir gün: ‘Ferrari, neden oğlumun şaha kalkmış atını arabanın üstüne koymuyorsun? Sana şans getirebilir’ dedi. Baracca'nın fotoğrafını, bana amblemi hediye eden ailesine hürmetle hâlâ saklıyorum. At siyahtı ve siyah kaldı, ben Modena'nın rengi olan kanarya sarısı fonu ekledim." diye anlatmaktadır.
1924
1924 yılında P2 pistlerde boy gösterir, kırmızıdır ve üstünde dört yapraklı yonca amblemini taşımaktadır. Otomobili ilk Parma-Berceto mesafesinde Ascari test eder. Ascari'nin yönetiminde Cremona Parkuru da net bir birincilik ile kazanılır. Ancak ilk en büyük zafer Lion'da, Avrupa Grand Prix'sinde elde edilir: Campari 7 saat 5 dakika 30 saniye sonra 114 km/saat ortalama ile kazanır. Delenge, Sumbeam ve Bugatti'yi gerilerde bırakmıştır. Ekim ayında Monza'da İtalya Gran Premio'su düzenlenir: Alfa Romeo; Campari, Ascari, Wagner ve Minoia sürücülüğünde olmak üzere dört otomobille katılır. Ve zafer: Alfa varış çizgisinde 4 asını açar, beşinci sıradaki (Schmid’in sürdüğü) otomobile 45 dakikalık bir fark atmışlardır. Ascari, 158,99 ortalama zamanlama ile kazanır.
1924 yılı Targa Florio'sunda RL
Zafer garantilenmiş diye düşünüldüğü bir anda varış çizgisine 100 metre kala Ascari'nin yaptığı çok sert fren arabayı kendi etrafında döndürür ve ne pilot ne de teknisyenler otomobili tekrar çalıştıramadıkları için yokuş yukarı varış çizgisine kadar itmek zorunda kalırlar ve ikinciliği elde ederler; ancak seyirciler tarafından da yardım edildiği için diskalifiye olurlar.
1925: P2 büyük farkla kazanmaya devam ediyor
1925 yılında Ascari ve Campari, Avrupa Gran Premio'sunda üstünlüklerini kabul ettirirler. O kadar açık farklar oluşmuştur ki, seyircilerin de çıkardığı taşkınlıkların yarattığı tartışmalar nedeniyle Jano pilotları kenara davet eder. Pilotlar bir masa etrafında bir şeyler atıştırmak için dururlar, bu sırada teknisyenler otomobilleri parlatır. Fransa Montihery'de Ascari yağmurlu bir havada önden gitmekteyken otomobil yoldan çıkar ve hastaneye taşınırken Ascari yolda hayatını kaybeder.
Matem içindeki Alfa yarışlardan çekilir ve box’lara geri döner. Ascari'nin ölümüne rağmen Alfa, Monza'da Gastone Brilli Peri ile ilk dünya şampiyonluğunu kazanır. Bu zafer, marka logosunun üstündeki altın defne tacı ile simgelenir.
1928 - 1929: 6C’nin yarışlara adım atışı
Campari, Ramponi ile birlikte ilk defa pistlere çıkan 6C 1500 kompresör kullanarak efsaneler arasında yerini alan Mille Miglia (Bin Mil) yarışını kazandı. Aynı başarı 1750 modeli ile 1929 yılının Mille Miglia yarışında da tekrarlandı. 1930 yılının Mille Miglia yarışında da Alfa, muhteşem yarışta Nuvolari ve Guidotti birinciliği ile zaferi tattı. Nuvolari’nin takım arkadaşı ve rakibi Varzi "uçan mantovalı" tarafından final kısmında geçilmişti. Hız rekoru kırıldı: Nuvolari ilk defa 100 km/saat ortalamayı aşmıştı.
Alfa Romeo’nun otomobil yarışları serüvenini yazmaya devam edeceğim arkadaşlar. Yazının kaynağı şurası: http://www.facebook.com/notes/alfa-romeo-turkiye/alfa-romeo-hikayesi-yaris-heyecani-basliyor/351735328308
Alfa Romeo Hikâyesi'nin daha önceki yazısı şurada mevcut:
ALFA ROMEO HİKÂYESİ / Bir Efsanenin Doğuşu
-
Merhaba..
Bu konu ile ilgili bana bir mail gelmişti. Mail'in aynısı bir kaç forumda mevcut:
(Alfa Romeo'yu Haçlı seferi ile bağdaştırıyordu.)
Doğruluk payı var mıdır? Madem araştırmışsın olayı, merak ediyorum çünkü.
Teşekkürler.
Mail aşağı yukarı şu şekilde:
Amblemin sol tarafında ki bir haç sağ tarafta ise hıristiyanlığı ve haçlı seferlerini sembolize eden bir yılan ve yılanın ağızında ki de "MÜSLÜMAN bir ÇOCUK!"
Almanca bir kaynakta, yılanın ağızındakinin çocuk olduğu yaziyor: “…das rote Kreuz aus dem Stadtbanner und die Schlange aus dem Wappen der Visconti. Eine Viper frisst ein Kind – Symbol aus der Zeit der Kreuzzüge im 12. Jahrhundert.”
Tercümesi:
“…Visconti´nin* ambleminde ki kırmızı haç ve yılan. Bir Viper* çocuğu yiyor – sembol 12. yüzyılda ki Haçlı Seferleri´nden kalmıştır.”
* Visconti: Alfa Romeo firmasını kuran ailenin soyadı.
* Viper: Bir yılan türünün ismi.
KAYNAK
İngilizce bir kaynakta ise yılanın ağızındakinin çocuk olduğu değil ama arap olduğu yazıyor:
“The coat of arms of the Visconti family, showing a snake swallowing a Saracen* (Arab). This had been a popular motif for military standards during the crusades of the 1100s and 1200s.”
Türcümesi :
“Visconti ailesinin armasındaki yılan, bir arabı yerken görülmekte. Bu 1100´lü ve 1200´lü yıllarındaki haçlı seferlerinde popüler bir askeri motifti.”
* Saracen: avrupalıların ortaçağda, Abbasilere ve Şam civarındaki müslüman araplara verdikleri isimdir.
İngilizce bir kaynakta ise yılanın ağızındakinin çocuk olduğu değil ama arap olduğu yazıyor:
“The coat of arms of the Visconti family, showing a snake swallowing a Saracen* (Arab). This had been a popular motif for military standards during the crusades of the 1100s and 1200s.”
Türcümesi :
“Visconti ailesinin armasındaki yılan, bir arabı yerken görülmekte. Bu 1100´lü ve 1200´lü yıllarındaki haçlı seferlerinde popüler bir askeri motifti.”
* Saracen: avrupalıların ortaçağda, Abbasilere ve Şam civarındaki müslüman araplara verdikleri isimdir.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kurnugea -- 11 Mart 2010; 16:59:24 >
-
Hepsi çok güzelde adamlar ülkelerinde camiye , minareye ve ezana bile tahammül edemiyorlar...Sözde hepsi laik ve demokratik ülkeler...Bende biraz tutucuyum galiba....Dört tekerinde, direksiyonda, kaputta her tarafında HAÇ olan bir arabayı asla kullanmak istemem.....Aklımın ucundan bile geçirmem....SEV BENİ SEVEYİM SENİ..... Şeklinde bir psikolojik tepki bu.....Saygılarımla...
-
quote:
Orijinalden alıntı: kurnugea
Merhaba..
Bu konu ile ilgili bana bir mail gelmişti. Mail'in aynısı bir kaç forumda mevcut: (Alfa Romeo'yu Haçlı seferi ile bağdaştırıyordu.)
Doğruluk payı var mıdır? Madem araştırmışsın olayı, merak ediyorum çünkü.
Teşekkürler.
Mail aşağı yukarı şu şekilde:
Amblemin sol tarafında ki bir haç sağ tarafta ise hıristiyanlığı ve haçlı seferlerini sembolize eden bir yılan ve yılanın ağızında ki de "MÜSLÜMAN bir ÇOCUK!"
Almanca bir kaynakta, yılanın ağızındakinin çocuk olduğu yaziyor: “…das rote Kreuz aus dem Stadtbanner und die Schlange aus dem Wappen der Visconti. Eine Viper frisst ein Kind – Symbol aus der Zeit der Kreuzzüge im 12. Jahrhundert.”
Tercümesi:
“…Visconti´nin* ambleminde ki kırmızı haç ve yılan. Bir Viper* çocuğu yiyor – sembol 12. yüzyılda ki Haçlı Seferleri´nden kalmıştır.”
* Visconti: Alfa Romeo firmasını kuran ailenin soyadı.
* Viper: Bir yılan türünün ismi.
KAYNAK
İngilizce bir kaynakta ise yılanın ağızındakinin çocuk olduğu değil ama arap olduğu yazıyor:
“The coat of arms of the Visconti family, showing a snake swallowing a Saracen* (Arab). This had been a popular motif for military standards during the crusades of the 1100s and 1200s.”
Türcümesi :
“Visconti ailesinin armasındaki yılan, bir arabı yerken görülmekte. Bu 1100´lü ve 1200´lü yıllarındaki haçlı seferlerinde popüler bir askeri motifti.”
* Saracen: avrupalıların ortaçağda, Abbasilere ve Şam civarındaki müslüman araplara verdikleri isimdir.
İngilizce bir kaynakta ise yılanın ağızındakinin çocuk olduğu değil ama arap olduğu yazıyor:
“The coat of arms of the Visconti family, showing a snake swallowing a Saracen* (Arab). This had been a popular motif for military standards during the crusades of the 1100s and 1200s.”
Türcümesi :
“Visconti ailesinin armasındaki yılan, bir arabı yerken görülmekte. Bu 1100´lü ve 1200´lü yıllarındaki haçlı seferlerinde popüler bir askeri motifti.”
* Saracen: avrupalıların ortaçağda, Abbasilere ve Şam civarındaki müslüman araplara verdikleri isimdir.
kurnugea,
O maillere o kadar gülüyorum ki :) İstenirse kolaylıkla ulaşılabilir logo hakkındaki bilgilere.
Ben yine de anlatayım:
Figürde insan yutan bir yılan betimleniyor evet. Bu figür 1910'da Alfa Romeo'nun logosunu hazırlayan Romano Cattaneo adlı tasarımcının, ünlü İtalyan ailelerinden Visconti Ailesi'nin hanedan arması olarak sayılan bir figürden esinlenmesiyle ortaya çıkmıştır. Figürde, insan yutan bir yılan var. Bunun hikayesi ise şöyle; M.S 5. yüzyılda İtalya'nın Milano bölgesinde, insanları yutarak öldürdüğü söylenen büyük bir yılan halkı dehşete düşürüyormuş. Ottoni Visconti, bu yılanı öldürmeyi başarmış ve bu kahramanca davranışı, figürün ailesine bir arma olarak verilmesiyle ödüllendirilmiş. Bu figür, Visconti ailesine halkın korkmasına yol açan bir yılanı öldürdüğü için verilmiştir.
Beyaz zemin üzerindeki kırmızı haç ise Milano şehrinin simgesini temsil ediyor. Amblemdeki bu kırmızı haç, soyluluğu, beyaz zemin ise halkı ve köylüleri simgeliyor.
Göründüğü gibi olayın müslümanlarla alakası yok. Bu tip maillere inanmamanızı öneririm :)
Yıllar içinde Alfa Romeo'nun simgesinde birkaç küçük değişiklik de oldu. Nicola Romeo'nun fabrikayı satın almasından sonra amblemde ALFA ROMEO MILANO yazısı yer alması bunlardan biridir. Bunu zaten ilk yazımda belirtmiştim. Oradan okuyabilirsin.
-
Açıklama için çok teşekkürler. Bir ara böyle mailler LCW için gelmişti. Dayanaksız bir iddia iftiradır ve cezai yaptırımı vardır. 
Bu tip maiileri fw.lamamak gerekir.
Bu arada, Alfa Romeo'lar da çok güzel arabalar
-
ALFA ROMEO HİKÂYESİ / Kahramanlar: Giuseppe Merosi
Piacenza'da 1872 yılında doğan ve aslen bir mimar olan Giuseppe Merosi, 1910-1924 yılları arasında Alfa Romeo’nun tasarımlarına imza attı. 1910 yılında yeni gelişmekte olan bir pazara Portello otomobillerini sürme gibi çok zor bir görevi üzerine aldı. Ve kısa zamanda bu zor görev için doğru insan olduğunu kanıtladı.
Tasarımlarıyla; etkileyici, popüler yollara ve yarışlara uygun otomobiller ortaya çıkardı. 1923 yılında, iki kişilik yarış otomobili olarak pistlere ilk Monza Gran Premio'sunda çıkmaya aday P1'i projelendirdi. Ancak Sivocci'nin denemeler sırasında yaptığı ölümcül kaza, otomobilin ilerlemesini başlamadan bitirmiş oldu. Özel müşteri kitlesi için hazırlanan RL ve RM ise daha şanslıydılar.
Tasarladığı Modeller:
24 HP (1910):
40/60 HP (1913):
G.P. (1914):
15/20 HP (1915):
20/30 HP (1920):
G.P. (P1) (1923):
Alfa Romeo’nun tarihindeki efsane isimleri tanıtmaya devam edeceğim arkadaşlar. Yazının kaynağı şurası: http://www.facebook.com/notes/alfa-romeo-turkiye/alfa-romeo-hikayesi-kahramanlar-giuseppe-merosi/372534503308
Alfa Romeo Hikâyesi'nin daha önceki yazıları şuralarda mevcut:
ALFA ROMEO HİKÂYESİ / Yarış Heyecanı Başlıyor
ALFA ROMEO HİKÂYESİ / Bir Efsanenin Doğuşu
-
Alfa Romeo’nun yarış serüvenini 1930’lu yıllarda bırakmıştık. 1930 sonrası Alfa Romeo için yarışlarda önemli gelişmelere sahne olmuştur.
1931
Alfa Romeo, 1931 Mille Miglia yarışlarında ilk bakışta 1750 modeline benzeyen, neredeyse aynı şasiye sahip bir otomobili pistlere sürdü: yeni muhteşem 2300. “Gizli“ yenilik 8 silindirli motorundaydı.
Aracı Nuvolari ve Arcangeli kullanıyordu, ancak şansları yaver gitmedi ve zafer Caracciola yönetimindeki Mercedes’in oldu. 2300 rövanşa hazırdı. Jano ve Ferrari kontrolündeki otomobil Targa Florio yarışlarına hükmetti. 1. sırada Nuvolari, 2. sırada Borzacchini. “Monza 2300“ bu esnada İtalya ve Avrupa Gran Premio yarışlarında ilk boy gösterdiğinde, Minoia ve Borzacchini yönetimindeki diğer 2300’ün önünde, Nuvolari ve Campari ile kazandı.
1932
P3: yeni tek kişilik model zirveye çıkıyor!
Araçların ilk piste çıkışı Monza’da gerçekleşti ve sürücüleri Nuvolari, Campari, Borzacchini ile Alman Caracciola oldu. Nuvolari birinci olmayı başardı. Her yarışın bir zafer olduğunu kanıtlayarak halkın idolü olmayı başardı. Nuvolari; “Targa Florio“ (1931 senesinde 2300 modeliyle zafer kazanmış olduğu), İtalya Grand Prix’si, Fransa Grand Prix’si ve Avellino yarışlarının yanı sıra Copa Ciano ve Copa Acerbo yarışlarını da kazanmayı başardı. Borzacchini ve Bignami 2300 modeliyle “Mille Miglia“ yarışlarını kazanırken, Chinetti ile Sommer ise Le Mans, Brivio, Siena ve Spa yarışlarını kazandı.
1933
Alfa, 1932 senesinde otomobillerinin göstermiş olduğu kesin yenilmezliğini gerekçe göstermek suretiyle yarışlardan çekildi. Ancak ”Kırmızı Milanolular” yarışmaya devam etti. Dört yapraklı yonca sembolünün yerine Ferrari’nin şaha kalkmış at sembolünü sarı zemin üzerine uygulayarak bu logoyu yarışlarda takım sembolü olarak kullanmaya başladılar. Nuvolari, Le Mans ve Mille Miglia yarışları da dâhil olmak üzere yedi yarış kazandı. Ancak, sene hüzünlü bir şekilde sona erdi: Campari (41 yaşında ve mesleği bırakmadan yapmakta olduğu son yarışta) ile Borzacchini Monza’da hayatlarını kaybettiler.
1934
Ferrari takımı tek kişilik otomobilleriyle kazanmaya devam etti. Vanzi; Mille Miglia, Etachelin ve Chinetti ise Le Mans yarışlarındaki ilk sıraları Alfa 2300 modeli otomobilleriyle aldılar.
1935
Nürnberg-Almanya Grand Prix yarışlarında Nuvolari’nin kazanmış olduğu efsanevi zafer
Nuvolari; kendi sürüş becerisi ile otomobilinin esnek kullanım ve zemin tutuş özelliklerini birleştirerek, Alman takımının 400 hp gücündeki Mercedeslerini ve Auto Union, Maserati ve Bugatti otomobillerini geride bıraktı ve Alfa (300 HP) ile birinciliği kazanmayı başardı. Nuvolari, Luigi Bazzi tarafından Ferrari için tasarlanan çift motorlu (6334 HP) otomobilin de deneme sürüşlerini yaptı. Floransa’dan denize doğru uzanan otoyolda saatte 336 km süratin üzerine çıkmayı başardı. Otomobilin ulaştığı bu sürat hayret verici olarak nitelendirildi.
1936
Mille Miglia yarışlarında üst üste zaferler
Nuvolari, Livorno’da düzenlenen Ciano Kupası yarışlarında yeni bir mucizeye daha imzasını attı. Otomobili arıza yaptı, boxlara geri döndü, Pintacuda’nın aracına (yarışta olan Alfa otomobilleri içerisinde sonuncusu) bindi ve kazanmayı başardı. Bu Alfa Romeo için büyük bir başarı oldu. Auto Union takımının en hızlı otomobili ancak dördüncülüğü alabildi. 1936’da Tazio Nuvolari, Amerika’da ünlü Vanderbilt Kupası’nı kazanarak halkı coşkuya boğdu. Alfa Romeo, hem 1937 ve hem de 1938 senelerinde Mille Miglia yarışlarını kazandı.
1939
Ciaiano ve Acerbo Kupaları: her ikisini de “158“ modeli kazandı.
1940
Alfa’nın bağımsız yarış birimi kapatıldı.
Alfa Romeo’nun otomobil yarışları serüvenini bir sonraki yazımızda değerlendirmeye devam edeceğiz. Yarış serüveninin daha önceki yazıları için;
ALFA ROMEO HİKÂYESİ / Yarış Heyecanı Başlıyor
Alfa Romeo Hikâyesi’nin daha önceki yazılarını kaçırma!
ALFA ROMEO HİKÂYESİ / Kahramanlar: Giuseppe Merosi
ALFA ROMEO HİKÂYESİ / Yarış Heyecanı Başlıyor
ALFA ROMEO HİKÂYESİ / Bir Efsanenin Doğuşu
-
Bu seferki konu, Alfa Romeo'nun efsanelerinden Nicolas Romeo!
Nicolas Romeo (1876 - 1938)
Minyon fizikli, siyah pala bıyıklı Nicola Romeo, Napoli kökenli bir girişimcidir. Tasarruf Bankası Vekili unvanı ile 1915 yılında A.L.F.A şirketlerinin kontrolünü alır ve üretim felsefesi sürecini değiştirmeye karar verir. Otomobil üretimi yerini cephede savaşan ordu için cephane ve savaş malzemesi üretimine bırakır. Uçaklar için motor ve kompresörlü motor üretimi başlar.
1918 yılında "Nicola Romeo Anonim Şirketi" Saronno Araba üretimlerinin kontrolünü, lokomotif donanımları üretmek üzere üstlenir. 1928 yılında Nicola Romeo, artık çözülemez anlaşmazlıklar nedeniyle Alfa Romeo ile ilişkisini tamamen bitirdi.
Alfa Romeo’nun tarihinde yer etmiş kahramanlarını bir sonraki yazımızda değerlendirmeye devam edeceğiz. Alfa Romeo kahramanlarının daha önceki yazıları için;
ALFA ROMEO HİKÂYESİ / Kahramanlar: Giuseppe Merosi
Alfa Romeo Hikâyesi’nin daha önceki yazılarını kaçırma!
ALFA ROMEO HİKÂYESİ / Yarış Heyecanı: 1930-1940 Arası
ALFA ROMEO HİKÂYESİ / Kahramanlar: Giuseppe Merosi
ALFA ROMEO HİKÂYESİ / Yarış Heyecanı Başlıyor
ALFA ROMEO HİKÂYESİ / Bir Efsanenin Doğuşu
-
Paylaşım için teşekkürler... -
1920’ler Alfa Romeo için efsanevi bir çağ olmuştu.
1925/1946 Amblemi
Amblemin etrafında defne yapraklarından metal taç efsanevi bir zaferi hatırlatmaktadır: 1. Dünya Otomobil Şampiyonasındaki P2 modelini (1924).
Dairenin çapı 65 mm'den 75 mm'ye büyütülür. 1930 yılında tekrar 60 mm'ye küçültülür ve 1945 yılına kadar değişmeden kalır.
1750 Coşkusu
Pat Braden, Alfa Romeo Amerika Ortakları genel sekreteri 1961 yılında bir makalede 1750'yi tarif eder:" Alfa Romeo'nun motor seslerine kapıldım. Bir tür tarif edilmez rapsodi gibiydi. Bu araba hakkındaki herşey bu hissi veriyor, bu arabaya her binişimde ve motoru çalıştırdığımda, günlük hayatın sıkıntısı dağılıp gidiyor ve herşey tekrar yeni ve tazeye dönüşüyor." Peter Hull, Alfa Romeo tarihinde 1750 için 1970 yılında yazmıştır: "Muhteşem arabalar güzel kadınlar gibi heyecan vericidirler, ancak genellikle kusursuz olmazlar. Bu anlamda Alfa 1750 bir istisnadır."
Üç Silahşörler
Alfa Romeo takımının ünü yayılıyor. Ascari, Campari ve Sivocci "Üç Silahşörler" olarak adlandırılacaklardır.
İlk Dört Yapraklı Yonca
1923 Targa Florio: Sivocci'nin otomobili üzerinde ilk defa bir üçgen içersine kapatılmış beyaz fon üzerine dört yapraklı yonca şekli kullanılarak, Alfa yarışlarının simgesi haline gelmiştir.
Siyam Prensi
1924 : Siyam Prensi Alfa Romeo'yu ziyaret eder ve Kestane Rengi karoserli RL Sport satın alır.
Mille Miglia (Bin Mil) Yarışları
1927 yılında başlayan Mille Miglia Yarışları tamamen yeni ve sansasyonal bir olaydı. Uzun ve seçkin rotası- Brescia-Roma-Brescia- bu yarışın çok çabuk efsaneye dönüşmesini sağladı. Bu yarış, 1600 km'lik, İtalya'nın bölgelerini ve şehirlerini geçen uzun bir "gezi" olarak tanımlanıyordu.
TASARLANAN MODELLER
RL
TASARLANMA YILI: 1922- 1927
MOTOR: sıralı 6 Silindir, döküm gövdeli monoblok motor
Silindir Hacmi: 2916 cmc'den 3620'ya kadar
Güç: 3200 devir/dak'da. 56 HP (RL normal model)
3200 devir/dak'da. 61 HP (RL Turismo model) 3500 devr/dak'da 71 HP (RL Sport Model)
Maksimum Hız: 110- 130 Km/saat
Yolda Zerafet
1921 yılında Merosi tarafından tasarlanan RL, sıralı 6 silindirli dengeleyici mile, silindir kapağında subap yerleşimine ve fren yapıldığında esnada titreşimi en aza indirgemeözelliği olan ön frenlere sahiptir.
Normal ve Sport olmak üzere iki versiyonda üretilmiştir. La Casa del Portello (Portello Evi) bu otomobili aynı zamanda, özellikle propaganda amacıyla, yarışlarda da kullanmıştır. Gerek özel olarak hazırlanan ulusal yarışlar, gerekse seri üretim modelleri için yokuş çıkışlı dayanıklılık yarışları olan sokak parkurları olsun her tür yarışmaya katılması sağlanmıştı. Sonuç: RL her gittiği yerden zaferlerle döner ve Alfa Romeo ürünlerinin ticari tescilini garantiler. 1923 ve 1924 Targa Florio'nun katılması için özellikle hazırlanan bu yarış versiyonlarından birinde direksiyonda Campari ile 10 km kısa mesafe yarışını 178 km/saat üstü ortalama ile tamamlamıştır. 2640 olarak değişik versiyonlarda üretilmiş otomobiller kıtanın her yerinden sipariş almaktaydı.
RM
Üretim yılı: 1923-1925
Motor: sıralı 4 silindir, döküm mono blok
Silindir Hacmi: 1944 cmc
Güç: 3000 devir/dak’da 40 HP
Maksimum Hız: 95 km/saat
Daha ekonomik bir RL
1923 yılında Paris Salonunda sunulan RM 4 silindir motora ve 2 litrelik silindir hacmine sahipti. Motoru bir önceki RL'den farklı özellikler almıştı, ancak daha uygun fiyatla ulaşılabilecek
bir otomobildi. Üç versiyonu mevcuttu: Normal, Spor ve Unificato (birleşik). Bu modelden 500 örnek üretilmiştir. İlk sportif çıkışını 3a Alpler Kupasında 1923 yılında yaptı, "2 litre" kategorisinde 6 etaplı neredeyse üçbin kilometre mesafelik yarışta 4. sırada yer aldı.
P2
Üretim yılı: 1924-1930
Motor: sıralı 8 silindir, metal levha kaplı çelik 4 bloklu
Silindir Hacmi: 1987 cmc
Güç: 5500 devir/dak’da 140 HP (1924)
5500 devir/dak’da 155 HP (1929)
5500 devir/dak’da 175 HP (1930)
Maksimum Hız: 225 km/saat
Rakipsiz
Vittorio Jano tarafından 1924 yılında tasarlanan ilk otomobil olan P2 aynı zamanda 8 silindir beslenmeli ve "üflemeli" 2 karbüratörlü ilk Alfa Romeo'dur. Poretllo Ofisinde gizli olarak hazırlanmış P2, 1924 yılında Cremona'da 200 milin 2. parkurunda sürpriz olarak piste çıkışını yapmış ve yarışı inanılmaz 158 km/saat ortalaması yaparak ve 10 km gibi kısa mesafede 195 km/saat ortalamaya çıkarak kazanmıştır.
1924 ve 1925 yılı Gran Premio'larına katılım, markaya yeni altın defne tacına karşılık gelen birinci Dünya Şampiyonası zaferini getirmiştir. 1920'li yılların en iyi otomobillerinden kabul edilen P2, efsanevi Alfa Romeo konseptinin temellerinin atılmasına katılımda bulunmuştur. Günümüze ulaşan örneklerden (kütük kuyruk ve uzun kuyruk) halen iki tanesi Arese'deki Alfa Romeo müzesinde bulunur, bir diğeri 1930 yılında Torino Otomobil müzesinde muhafaza altındadır.
6C 1500
Üretim yılı: 1927-1929
Motor: sıralı 6 silindir, döküm mono blok
Silindir Hacmi: 1487 cmc
Güç: 4200 devir/dak’da 44 HP
Maksimum Hız: 110 km/saat (4 kişilik) 105 km/saat (6 kişilik)
Hafif ve parlak bir "araçcık" - Serinin ilk aracı
Vittorio Jano tarafından tasarlanan 6C 1500 Alfa Romeo'ya girişini orta-düşük ölçekli silindir hacmi üretimine borçludur. 6 silindir motor ile donatılmıştır, artı olarak sadece silindir kapakta bulunan tek kam milidir. Aracın temeli, birleştirici güç olarak mümkün olan en hafif araç olması ve buna istikrarın ve kolay sürülebilirliğin eşlik etmesidir. 1925 yılında Milano'da Otomobil Salonunda, daha sonra Paris'te ve Londra'da piyasaya tanıştırılan 6C 1500 yetkili makamlar tarafından hayranlıkla karşılanan avangart özelliklerinin yanı sıra ticari ve sportif başarılara da imza atmıştır. 1927 ve 1929 yılları arası bu silindir hacmi ile üretilen araçlar sadece toplam 1075 tanedir.
6C 1750
Üretim yılı: 1929-1933
Motor: sıralı 6 silindir, döküm mono blok
Silindir Hacmi: 1752 cmc
Güç: 4000 devir/dak’da 46 HP , 4800 devir/dak’da 85 HP (Super Sport ve Gran Sport)
Maksimum Hız: 110 km/saat ,165 km/saat (1929) , 170 (1930)
6C 1500 daha güçlü bir hale geliyor
Roma Otomobil Salonunda 1929 yılında piyasaya sunulan ve Turismo, Gran Turismo, Gran Sport versiyonlarında üretilmiş 6C 1750, 1500'ün yapısını ve ağırlığını olduğu gibi korumakla birlikte, güçlendirilmiş motorlarla donatılmıştır ( yarışlar için üretilmiş itmeli motorlarda % 10-15'e kadar 100 HP'ye ulaşır). Tork gücü yükseltilmiş ve hızlanma ivmesi iyileştirilmiştir. Şasi gruplarında da ister seri modellerde olsun ister özel yarış otomobillerinde olsun maksimum güvenliği sağlamak üzere fark edilir bir iyileşme görülür. 1929 yılından 1931 yılına kadar Mille Miglia yarışlarında yaptığı sportif çıkış ile pistlerde Sport kategorisinde tüm yarışlarda hakimiyet kurmuştur. 2579 adet araç üretilmiştir.
-
güzel bilgilendirme
elinize sağlık...
Sayfa:
1
Ip işlemleri
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
