Şimdi Ara

Suzuki Splash Türkiye yollarında...

Bu Konudaki Kullanıcılar:
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
565
Cevap
6
Favori
68.790
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Suzuki Türkiye Murahhas Azası Ali Savcı, Suzuki Splash modelinin basın toplantısında yaptığı konuşmada, Suzuki'nin global olarak 2003 yılından itibaren ciddi olarak gelişen ve büyüyen bir şirket olduğunu belirtti.

    Savcı, Suzuki'nin dünya çapında net satışlarının 2003 yılında 2 milyar yen seviyesindeyken, 2007 yılında bir zirve yaparak 3,5 milyar yen seviyesine ulaştığını dile getirerek, bu rakamın 2008 yılında ise 3 milyar yen seviyelerinde gerçekleştiğini, bu yılı ise 2,5 milyar yenin üzerinde bir satış rakamıyla kapatmasının beklendiğini kaydetti.

    Savcı, Suzuki'nin aslında bir küçük araç üreticisi ve küçük araç uzmanı olduğunu, özellikle Japonya iç pazarında Güneydoğu Asya'da, Hindistan'da ve Avrupa pazarındaki satışların önemli bir kısmının A ve B segmentindeki araçlardan oluştuğunu anlattı.

    Suzuki'nin ilk defa B segmenti bir araçta dizel versiyonunu Türkiye pazarına sunduklarını ifade eden Savcu, bugüne kadar hep benzinle modelleriyle Türk tüketicisinin karşısına çıktıklarını, Splash'la beraber ilk dizel aracı da Türkiye pazarına sunmuş olduklarını vurguladı.

    2010 yılında pazar

    Ali Savcı, 2010 yılında otomotiv pazarının en az bu yıl ki kadar, hatta daha üzerinde olacağını öngördüklerini belirterek, "2010 yılında otomotiv pazarı 450 bin adet civarında olacaktır. Biz de burada 3 bin 500'den daha az olmayacak şekilde 4 bin ve daha üstü adede yönelik bir planlama yaptık. Bu planlamamızın Splash'da en önemli ayaklarından birisi. Splash'da ise beklentimiz ise 900, bin adet civarında bir satış adedine ulaşmak. Pazar payımız, Suzuki'nin dünyadaki pazar payı beklentilerine paralel olarak yüzde 1,5 civarında gerçekleşecektir. 2010 yılı Mayıs ayı içerisinde Suzuki Auto'yu da Türk müşterisiyle buluşturacağız. Şu an piyasada olan SX4 modelimizin dizel versiyonu, Swift'in dizel versiyonu ve SX4'ün makyajlanmış yenilenmiş versiyonu müşterilerimizin beğenisine sunacağız. Yılın son yarısında da yine bizim stratejik modellerimizden bir tanesini de tamamen yenilenmiş versiyonunu göreceksiniz. Dolayısıyla 2010 yılı bizim 3 yeni versiyonumuzun ortaya çıkmış olacağı bir yıl olacak" dedi.

    Suzuki Kizashi modelinin Türkiye'deki ürün gamlarında bulunacağını belirten Savcı, bu aracın ABD'de ve Japonya'da satışa sunulduğunu bildirdi.

    Savcı, Kizashi modelinin 2,4 litrelik benzinli bir motorla ABD ve Japonya iç pazarına yönelik olarak pazarlandığını dile getirerek, "Bu araçlar vergilendirme sisteminden dolayı Türkiye'de bu motor hacmi yüksek vergiye giriyor. Buna rağmen gerçekten çok sportif ve heyecan verici bir araç. Biz de kesinlikle 2010 yılının sonunu beklemeden, bir satış adeti kaygısı olmadan, Türkiye'de satışa sunacağız" diye konuştu.

    25-40 yaş arası gençleri ve aileleri hedeflediklerini belirten Savcı, yeni modelin renkli ve hayat dolu kimliğini çok rekabetçi bir tanıtım fiyatıyla desteklediklerinin altını çizdi.

    Ali Savcı, "Kullanım maliyetleri açısından bakıldığında oldukça cimri olan yeni oyuncumuz, gelişmiş çevreci motoru sayesinde 119mg/km ile çok düşük bir karbon salımına imza atıyor. Ayrıca farklı olduğunu düşünenler ve fark yaratmayı sevenler için değişik desenlerle Splash'ı kaplayabiliyoruz" ifadelerini kullandı.

    Volkswagen-Suzuki ortaklığı

    Suzuki Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı N. Ural Hakverdi, otomotiv sektöründe 2010 yılında satışların gerileyeceğine inanmadığını belirtti. Hakverdi, 2010 yılında otomotiv pazarının 450 bin adetin altına inmeyeceğini vurgulayarak, 2010 yılı satışların, bu yıl ki satışların üzerine çıkabileceğini kaydetti.

    Bir gazetecinin, Volkswagen-Suzuki ortaklığını sorması üzerine de Hakverdi şunları söyledi:

    "Suzuki pazara düşmüş ve hemen alınabilecek bir firma değil. Suzuki kendi çapında Volkswagen gibi bir dev, küçük araçta dünya şampiyonu. Volkswagen'in esas amacı Suzuki'nin kendi spesiyalitesi olan küçük araçları üretmek. Yoksa Volkswagen Suzuki'yi yutmuş değil... Hindistan pazarına tamamıyla Suzuki hakim, Çin'e gelince Çin'de büyük bir fabrikası var. Sadece Çinlilerin kullanması ürettiği büyük bir otoparkı var. Burada iki devin kendi çaplarında kendi kendine birleşmesi gibi bir şey oldu. Japonya'da 7 tane büyük otomobil fabrikası var araç üreten. Bunlar hep birbiriyle yüzde 1-2 gibi ortaklıkları var. Bu Japon sisteminde daha fazla yan sanayiden faydalanmak için yapılan bir sistem. Birbirleriyle hem rakiptirler, hem de ortaktırlar. Volkswagen ortaklığı da aşağı yukarı böyle bir ortaklık, birbirlerinin gücünden faydalanıyorlar."

    Hakverdi, bu ortaklığın ardında yapılan basın açıklamasında da her iki şirketin de kendi kişiliklerine, pazarlama, üretim ve dağıtım kanallarına da saygı duyulacağının açıkladığını hatırlatarak, ortaklığın kısa ve uzun dönemde pazarlama kanallarında değişikliğe yol açmayacağını kaydetti.

    Suzuki Splash

    "Kim demiş şehirle oyun olmaz diye!" sloganıyla tanıtılan Suzuki Splash, kolay pratik ve oyuncu yapısıyla bunaltıcı şehir trafiğini renklendirmeyi ve daha keyifli kılmayı amaçlıyor. 28 bin 500 liradan başlayan tanıtım fiyatıyla Splash, gerek tasarımı gerekse teknik özellikleriyle gençlerin tercihi olacak. Suzuki Splash, 1,0 litre, 1,2 litre benzinli ve 1,3 litre dizel motor versiyonlarıyla satışa sunuluyor
     Suzuki Splash Türkiye yollarında...
     Suzuki Splash Türkiye yollarında...
     Suzuki Splash Türkiye yollarında...

    kaynak:cnn



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi KILIÇ -- 30 Aralık 2009; 23:17:40 >







  • http://autochronicles.blogspot.com/2010_03_01_archive.html adlı siteden alıntıdır.

    quote:

    Kullanılan otomobil: Suzuki Splash 1.2

    Bugün Autocar dergisinde yayınlanacak bir haber için Gelibolu’ya gideceğiz. Organizasyon için yaklaşık 1 haftadır uğraşılıyor. Aslında amaç Türkiye’deki her markadan bir model alıp, 18 Mart gününü Gelibolu’da kutlamaktı. Yani bugünün anlam ve önemini otomobillerle birleştirmekti.

    Ancak her marka haberimize katılmak istemedi, ya da belli nedenlerden dolayı katılamadı. Bu yüzden ‘sadece’ 26 otomobillik bir konvoyla yola çıkmak zorunda kaldık. Daha önce kullanacağım otomobil konusunu Nihat’la görüşmüş, kendim için Opel Astra’yı ayırtmıştım.

    Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı ve sevgili organizasyon yetkililerinin verdiği kararlar doğrultusunda herkesin kullanacağı otomobil belirlendi. Böylece Yiğit’le benim kullanacağımız otomobil de belli olmuştu: Suzuki Splash. Aslında merak ettiğim bir otomobildi kendisi. Çünkü Suzuki’nin tüm model gamını kullanmış, geriye bir tek Splash kalmıştı. Yanımda getirmiş olduğum arkadaşlarım Evren ve Negin’de aslnda bizlere eşlik edeceklerdi ama muhteşem organizasyonumuzda bir sürücü eksik kaldığı için bu ikili Ford Focus TDCi ile konvoya katılmak zorunda kaldı. Olsun, onlar için de değişik bir deneyim oldu diye düşünüyorum, en azından bana söyledikleri bu şekildeydi.

    Minik sınıf, sevimli, modern tasarıma sahip, ekonomik ve ilginç bir şekilde keyifli bir otomobil Splash. Tasarımı bana göre şirin ve birçok rakibinden daha güzel. Ancak kilometrelerce öteden göze çarpan rengi ve öğrendiğime göre opsiyon olarak sunulan su damlaları motifleri pek gerekli değil. Kim satın alacağı bir otomobilin gövdesinde ve ön konsolunda su damlası motifi ister merak ediyorum doğrusu. Bana bedava verseler almam bu seçeneği.

    Her neyse, Yiğit’le önce otomobilimizi görünce hayal kırıklığına uğradık çünkü konvoyun en küçük motorlu otomobili bize düşmüştü. Bu da hızlı kullanım gerektiğinde gerilerde kalacağımız anlamına gelirken, sollama ve yokuş çıkmalarda bayılma demekti.

    Hızlı kullanım konusunda endişenlenmemize gerek kalmadı çünkü herkesin aynı hızla gideceği ve belli gruplar içinde yer alacağı söylendi. Grup içinde geçiş yapmak da yasaktı.

    Autocar’ın Davutpaşa’daki merkezinden sabah 7’de hareket ettik. Ben neyse ki ST’den CD çantamı almayı akıl etmiştim de canımızın sıkılmasını biraz olsun engelleyebildik. Böyle diyorum çünkü bir gece önce Yiğit’e şantaj yapıp benimle gelmesine ikna edince, kendisi bu kadar erken kalkamayacağı için uyumamayı tercih etmişti. Yani biraz sonra yanımda konuşan biri yerine horlama sesleri duyabilirdim. Bu yüzden CD’ler ve müzik çok önemliydi. Ama Yiğit’in de hakkını vermek gerek. Neredeyse Gelibolu’ya gidene kadar hiç uyumadı, valla helal olsun!

    Önümüzde Chevrolet Captiva, arkamızdaysa Skoda Superb olmak üzere yola çıktık. Yaklaşık 90- 100 km/s sabit hızda yol alıyorduk. Bu gibi hızlarda Splash beni çok şaşırttı. Hayır, ekonomik oluşuyla değil: 6.1 lt/100 km’lik ortalama yakıt tüketim değeri gayet iyiydi ama şaşırdığım bu değildi. İkimizin de şaşırdığı şey Splash’in bu hızlarda oldukça rafine bir sürüş ortaya koymasıydı. Bir kere çok sarsıntısız ve stabil bir sürüş çıkartıyor, yolcularını hiç yormuyor. Koltuklar çok rahat, üstelik Hyundai i20 sürücüsünün ‘benimli otomobilini değişmek isteyen var mı? Bel ağrısından ölüyorum’ demesi bu konunun ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Splash bu konuda oldukça iyiydi.

    Motor çok canlı, sanki 86 bg değilde 100 bg kullanıyor gibisiniz. Bu canlı karakter, fazla vites değiştirmeden yol almanızı sağlıyor. Ancak biraz gürültülü olduğunu söylemek gerek: Özellikle lastik gürültüsü biraz rahatsız ediyor, motor sesi de kabinde fazlaca duyuluyor. Ama bunlar dışında yürüyen aksam açısından çok başarılı.
    İlk molamızı verdiğimiz yerde Evren’le konuşuyoruz:

    “Nasılmış Splash?”
    “Valla çok başarılı. Özellikle motor özellikleri ve sürüşü. Evet, biraz sesli ama çok rahat. Kabin çok geniş, koltuklar çok rahat. Daha ne olsun.”
    “Rengi biraz tuhaf, sen arada sırada şerit değiştirirken çok uzaklardan bile seçiliyorsun.”
    “Sorma, renk konusunda aynı şeyleri düşünüyorum bende. Bi de şu damlalar var. Kim, neden böyle bir tema ister ki otomobilinde?”
    “Hahahah, üstelik kabinde de devam ediyormuş.”

    Yeniden yola koyuluyoruz. Hava oldukça güzel, sıcak ve açık. Yer yer klima bile açıyoruz. Keşke güneş gözlüğü alsaydım yanıma.

    Biraz karnımız acıktı. Verilen kumanyaları yemeye başlıyoruz. Su ve teneke kutular kabin içindeki bardaklıklardaki yerlerini alıyorlar. Sayıları fazla olduğu için herhangi bir sorun yok. Sorun akşama kadar bunlarla idare edecek zorunda olmamız...
    Herneyse Gelibolu’ya gelmek üzereyiz, yolda birçok yerde jandarma kontrolü yapılıyor. Sürekli duruyoruz ve bekliyoruz. Kimliklerimiz alınıyor ve kontrol ediliyor. Sonradan Evren ve Negin’in kimliklerini jandarmada unuttuğunu öğreniyoruz. Dönerken almak zorundayız. Önemli değil.

    Gelibolu’da ilk durağımız Anzak koyu oluyor. Burada toplu bir fotoğraf çektireceğiz. Bu koy, Anzak’ların yarımadaya çıkartma yaptıkları ilk bölgelerden biri. İlginç bir coğrafyası var, hemen arkamızda olan ve adeta burunu andıran tepeciğe Anzak’lar ‘Sfenks’ adını vermişler. Uzun süren çekim sırasında bol bol gülüyoruz.
    Ardından yine otomobillere binip Conk Bayırı’na doğru yola çıkıyoruz. Yollar biraz bozuk buralarda, yer yer gevşek çakıl zeminde ilerliyoruz. Toz, kir önümüzü görmeyi zorlaştırıyor. Direksiyonu sağa sola çevirerek gevşek zeminde Splash’in tepkilerine bakıyorum. Derli toplu, arkasını bırakmaya meyilli ama toplaması kolay. Ağırlık merkezi yukarıda, ani ağırlık değişiminde biraz yığılıyor ve buruluyor ama genel olarak sınıfına göre oldukça dinamik olduğunu söylemek gerek. Bu sırada yanımda uyuyan Yiğit’i de uyandırmamaya dikkat ediyorum.

    Conk bayırına tırmanan dik yokuşta ilk defa motorun gücünün yetmediğine tanık oluyoruz. Sık sık vites düşürmek zorunda kalıyorum.

    Yiğit uyandı sonunda.
    “Nereye gidiyoruz” diye soruyor.
    “Conk Bayırı’na tırmanıyoruz. Bu yolda yıllar önce, 2005 yılıydı sanırım, Alişan’la çok eğlenmiştik. Onda Mercedes E500, bendeyse Audi A8 Quattro vardı ve buradan yukarı çıkarken doksan derecelik bir viraja yaklaşık 80 km/s’yle girmiştim. Arkadaki Bora ve Emre küfür etmişlerdi bana. Tabii o zamanlar böyle trafik yoktu.”

    Tırmanışımız bitip otomobillerden indiğimizde o yıl bana küfredenlerden Bora gülerek yaklaşıyor yanıma:
    “Bu yolu hatırladın mı?”
    “Hatırlamaz mıyım! Biz de onu konuşuyorduk.”
    “Muhteşemdi, Audi’nin amortisörü tamamen kapanmıştı, hatta vurmuştu.”
    “Evet, çok hızlı gidiyorduk.Quattro sağ olsun.”

    Conk Bayırı Gelibolu’nun en etkileyici noktalarından biri. Atatürk’ün şarapnel parçasıyla yaralandığı, 57. Alay’ın düşmanı durduğu bölge. Oldukça yüksek bir tepe ve tüm yarımadayı görüyor. Anzak’ların buradan çıkabileceklerini düşünmesi tam bir çılgınlık, bir intaharmış.

    Siperlerde dolaşıyoruz. Hatta içine giriyoruz, biraz olsun o gün yaşananları hissedebilmek, daha yakından görebilmek için. Çok ama çok etkileyici, kim bilir ayağımızı bastığımız yerde kaç kişi can verdi?

    Bölge hepimizi çok etkilemiş olacak ki herkes ufka doğru, yarımadanın bitip denizle buluştuğu noktaya derin derin bakıyor.
    Ağzımdan şu sözcükler dökülüyor:
    “Buraya bakınca neden ele geçirmek istediklerini anlıyorum. Çok ama çok güzel...”

    Gerçekten muhteşem...
    Güneş yavaş yavaş alçalmaya başladı. Harekete geçip başka yerlere de gideceğiz. İstikametimiz Kilitbahir. Buradaki tabyaları dolaşacağız.
    Conkbayırından aşağı inerken maznara inanılmaz. Karşımızda Çanakkale boğazı, sağımız solumuz bomboş araziler alabildiğince... Yer yer çeşitli tabelaler görüyoruz, oraların önemini anlatan.

    Yiğit çeşitli fotoğraflar çekiyor. Müzik olaraksa Just Jack dinliyoruz. Belki bulunduğumuz yer için fazla neşeli ama biz de şu an için keyifliyiz.

    Kilitbahir için oldukça uzun bir mesafe kat ediyoruz, ama değiyor. Namazgah tabyasına geldik. Burası Türk askerinin geceleri mevzilendiği, boğaza sınıf konumda olan ve gemileri bombalamak için kullandığı bir yer. Tabyanın içi askerlerin çalışması ve barınağı olarak kullanılıyormuş. Boğaza bakan kısımlardaysa devasa toplar için açıklıklar var.

    Yaklaşık 1 saat burada vakit geçirdikten sonra geri dönüş yoluna geçiyoruz. Bu esnada Splash de acıktığını söylüyor ve benzin almak için benzinciye gidiyoruz. Ortalama tüketimimiz 6.5 lt/100 km. Splash’in karnını doyurduktan sonra kendimize geliyor sıra. Bu arada bulunduğumuz yere jandarma komutanını çağırıyoruz ve Evren kimliklerini alıyor.

    Yemek yedikten sonra İstanbul yolu için konuşuyoruz ve Evren’lerin Focus’u Mazda 3’le değiştireceklerini öğreniyoruz. Bu Evren’in hoşuna gidiyor çünkü Focus 88.000 km’de yıpranmış bir otomobilken, 3 oldukça diri yepyeni bir model.
    Geri dönüş yolunda Yiğit direksiyona geçiyor. Bende sağ koltuktan inceliyorum Splash’i. Baş mesafesi gerçekten iyi, diz mesafeesi de öyle ama sanırım bu oturuş pozisyonuyla arkamda birinin oturması biraz zor. Göstergeler de oldukça güzel görünüyor, özellikle de konsolun üzerine yerleştirilen devir göstergesi.
    Uykum geliyor yavaş yavaş. Göz kapaklarım ağırlaşıyor, bırakıyorum kendimi uykunun baskısına.

    Uyandığımda İstanbul’a gelmişiz bile. Yiğit bir ara 180 km/s’ya kadar çıktığımızı söylüyor. İlginç, sadece 1.2 lt’lik motorla hem de. Ortalamamızsa 6.8 lt/100 km.
    Autocar’ın otoparkında bekliyoruz geri kalan arkadaşlarımızı. Yarım saatlik gecikmeyle herkes sağ salim geri dönüyor. Çok keyifli ve güzel bir gün oldu. Splash uzun yolda beklenenden çok daha iyi bir performans sergiledi. Yakıt tüketimi, süspansiyon sistemi, motoru, direksiyonu... Sanki küçük sınıf gibi değildi. Bu kadarını beklemiyordum.


    Bende bu aracın otomatiğini bir avm'de görüp inceledim.Daha sonra test sürüşü yaptım.Yüksek olması nedeni ile içi çok geniş ve rahat(boyum 1.84 kilo 100),görüş problemsiz,Otobana çıktık hızlanması sollaması otomatik olmasına rağmen gayet başarılı.Şehiriçinde de ışıklarda gayet atak kalkışlar yaptı.Yol bilgisayarına göre 6.7lt tüketimi var.Otomatik olması ve motorun tam açılmamış olmasına rağmen bence gayet iyi bir tüketim değeri.Bayide de çok ilgililer,Renault,VW,Opel'e de gittim hepsinde de nasılsa biz satıyoruz havalarında burunlarından kıl aldırmıyorlar.Fiyatına da gelince bence Türkiye'deki fiyat ortalamarına bakınca çok yüksek değil.Tabi Splash için konuşuyorum.Maksimum 30-31bin TL seviyesinde "SIFIR,Tam otomatik vitesli,6 havayastıklı,sis farlı,yol bilgisayarlı,vergisi ve tüketimi düşük bir araç söyleyebilirmisiniz(i10,Getz ve yol bilgisayarı ve sis farı standart donanımında olmayan Corsa Essentia hariç).Donanımı ve performansına göre bence çok yüksek değil fiyatları ki zaten ciddi alıcıysanız liste fiyatından da epeyce indirim yapıyorlar!




  • SplashDemian'sPerformance



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi adepex -- 25 Ağustos 2011; 22:08:41 >
  • Arkadaşlar ben de otomatik splash bakıyorum ama bazılarında devir saati var bazılarında yok kafam karıstı. Kaç farklı versiyon var? Bir de 0 km ler 30750 e inmiş 30350 ye veren bayiler var ama 2. eline 31500 isteyenler var sahibindende :) Bu gidişle sıfır alıcam sanırım, ocak -şubatta 2013 ler gelince 2012 ler daha iner mi onu düşüyorum...

    http://www.sahibinden.com/ilan/vasita-otomobil-suzuki-ilk-sahibinden-0sifir-ayarinda-arac-106155914/detay

    http://www.sahibinden.com/ilan/vasita-otomobil-suzuki-2012-splash-1.2-at-30.350-trafik-haric-anahtar-teslim-106830522/detay




  • Mesela en güzel splash demiş ilanda ama devir saati yok ve 26000 istiyor

    http://www.sahibinden.com/ilan/vasita-otomobil-suzuki-en-guzel-ve-orjinal-suzuki-splash-105330741/detay

    Bunda devir saati var ve 23500 istiyor. ikisi de 2011 tabi araç Diyarbakırda gidip görme alma şansım yok malesef

    http://www.sahibinden.com/ilan/vasita-otomobil-suzuki-sifir-ayarinda-otomatik-vites-2011-model-105256520/detay



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi enorton -- 6 Aralık 2012; 21:09:15 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Pendo

    Lansman için getirilen az sayıdaki 2010 GLS-H versiyon yani sis farı ve lazerle karartılmış arka koyu camları olan modelde 6 havayastığı var,2011-12 GLS versiyonlarında 4 havayastığı bulunmakta.

    Biz 10 gün önce aldık 1,2 gls otomatik 31 bine.6 hava yastığı,abs,2 cam otomatik,renkli camlar..Özellikler:
    http://otomobil.suzuki.com.tr/Suzuki-Media/file/Suzuki-Splash.pdf
  • SUZUKİ SPLASH VE TEYBİNDE USB/AUX/KART OKUYUCU GİRİŞİ OLMAYAN MODELLERİ İÇİN PRATİK VE GÜZEL ÇÖZÜM:

    Arkadaşlar daha önce de forumda konuşmuştuk, arabanın orjinal teybi çok güzel, öok iyi ses veriyor lakin bir tek usb girişi eksik diye anlatmıştım ve bu konuda bir çözüm bulmaya çalıştğımı söylemiştim.
    Araştıra araştıra pratik ve güzel bir özüm buldum.
    Taktırdığım aparat bu linkteki aparatın Suzuki için olanı, zaten aparat aynı araba markasına göre cd changer girişine takılan kablo değişiyor.
    http://www.sahibinden.com/ilan/yedek-parca-aksesuar-donanim-tuning-kablo-aksesuar-cadence-usb-ve-sd-sdhc-mmc-hafiza-karti-aparati-67828616/detay

    Cadence Digital Music Changer diye basit bir converter cihaz var, teybin arkasındaki cd changer soketine takılıyor. Sonra o kablo arkadan torpido gözüne uzatılıyor ve teybi yerine taktıktan sonra torpido gözündeki uca usb, mp3 çalar vs takıp rahatça kullanabiliyorsunuz.

    Ben Ankara'da Şaşmaz'da Cancanoto isminde müzik sistemleri kuran bir dükkanda yaptırdım. İnternetten alıp, bekleyip bir yerde montajını yaptırmak yerine
    direkt oradan alıp montaj dahil yaptırdım. Kabul edilebilir güzel bir fiyata geldi.

    Önce teyp, Splash'ta klima vs çevresini saran çerçeveyi çıkarttılar. Sonra bir kaç vidayı söküp teybi çıkarttılar ama kabloları bağlantılı duruyordu, yani teyp hala çalışabilecek durumdaydı. Sonra arkasındaki cd changer girişine Cadence converter aparatın kablosunu tık diye taktılar. O kabloyu uzatıptorpido gözü içine çıkarttılar. Aslında delip teyp üzerindeki cebe ya da vitas yukarısındaki cebe vs almak mümkündü ama ben bir yerini deldirmek istemedim.
    Torpido gözü içine çıkan uca aparatı taktılar. O aparatın üzerinde usb, aux ve kart okuyucu girişleri var. O haldeyken teybi açıp tek tek denedik hepsi çok iyi çalıştı.
    Usb içinde 10 klasör yapıp içlerine 20'şer şarkı attım. Sorunsuz çalıştı.
    Usb içinde klasör olmadan şarkıları attıysanız direkt okuyabiliyor.
    Direksiyon kumandasından şarkı atlatma vs tüm işlevler çalışıyor. Direksiyon kumandasından cd'den sonraki seçenek onları çıkartıyor, okuyor.
    Aux girişine Mp3 çalar bağladım, şarkıların hepsini okuyor lakin direksiyondan şarkı atlatma yapmıyor, ses tuşları çalışıyor.
    Kart takıp denemedim ama usb ile aynı mantıkta çalışacağını düşünüyorum.

    Seste bir kalite kayb, cızırtı vs yok, gayet güzel. 120-150 lira arası bir rakama rahatlıkla yaptırabilirsiniz. Bence değer çünkü cd hazırlamak vs derdinden kurtulup usb'ye istediğiniz gibi şarkı ekleyip çıkartabilirsiniz.
    Fotoğrafını da eklemeye çalışayım.

     Suzuki Splash Türkiye yollarında...


     Suzuki Splash Türkiye yollarında...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi adepex -- 22 Şubat 2013; 22:50:22 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: caglar_sss

    quote:

    Orijinalden alıntı: adepex

    quote:

    Orijinalden alıntı: caglar_sss

    Suzuki splash 2013 model turkiyeye gelmedi mi bilginiz var mi
    Suzuki sitesindeki tum modellerde fiyat listesi 2012 yaziyor

    Yeni modeller Ocak, Şubat ayı gibi geliyor Suzuki'de. Mantıken 2013 modeller de gelmiş olmalı.
    Bu konuda net bir bilgim yok maalesef ve en iyisi bir bayiyi arayıp sormak.

    anladım cevap icin tesekkur bana ilginc geldi bu durum koca sirket 2012 olarak bırakmıs fiyat listesini ya da altta yanlıs yazıyor.

    ben splash almayı dusunuyorum da 2013 model tavsiye eder misiniz forumda cok az kullanıcı var.

    otomatik arac alacagım 30000 tl ye daha iyisini goremedim siz ne dersiniz?

    bir de bu aracta esp yok galiba

    suzuki Türkiye sitesi cok uyduruk yunan sitesinden baktım

    sadece GLS style modelinde esp var ama Türkiyeye GLS getirmisler.

    Suzuki Splash'ı tavsiye ederim. Alıp bir kaç sene kullanayım diyorsanız başınız ağrımaz lakin alıp satıp değiştiriyorum diyorsanız kısa vadede satmaya çalışınca değeri biraz düşecektir. (Gerçi her aracın ikinci eli hemen düşüyor)

    Yüksek bir araçtır, içi geniştir. Ben 1.83 boyundayım rahat sığıyorum. 1.2 motoru vergide vs avantaj sağlar. Diğer yandan beygiri yüksek, performansı iyi bir arabadır. 94 beygir gücünde bir araba ki o gruptaki hemen hemen hiç bir araba 94 beygir değildir. Suzuki sorunsuzluğu hakikaten çok iyi. Arıza çıkartacak vs bir araç değildir. Bakım giderleri uygun seviyelerde.
    Ben Splash'ın reklam için sınırlı sayıda getirilen GLS-H versiyonunu kullanıyorum ve donanımı çok daha yüksek. Bayi versiyonu da özellikli bir araç.
    Abs, Ebd var lakin Esp yok. Müzk sistemi gayet başarılı. Direksiyondan kumandalı müzik sistemi var. Deri direksiyon, vites topuzu var....
    Suzuki ve Opel'in ortak çalışması bir araba, Opel'deki kardeşi yeni Agila.

    Daha ayrıntılı fikir ve inceleme içinwww.suzukitr.com sitesine de bakabilirsiniz. Bu sitede Suzuki modellerini kullanan arkadaşlar farklı fikir paylaşımlarında bulunuyor, daha aktif bir site.

    Selamlar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi adepex -- 12 Mart 2013; 11:16:09 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: bankicampik

    suzukinin diğer forumlarını da takip etmekteyim .sanki gönlüm yavaş yavaş splash e kayar gibi pek olumsuz yorum okumadım okusam da genelde bagaj olayı olumsuz yazılmış ama arka koltukların yatırılmasıyla gayette güzel bir hacim oluşuyor sanki ,beni de ön konsol kendine hayran bıraktı.belkide şu saattren sonra splashinde özel bir sayfası olabilir burası :)) ben ankara da ikamet ediyorum iki gün önce çay yolunda ablama bayram ziyaretine gitmiştim site içerisinde park halinde kırmızı bir tane splash görünce ,kendimi sırıtırken buldum :D inşallah en kısa zamanda bir splash sahibi oluruz ve burada yazarım sizlere ...

    @adepex arkadaşım burada yorumunda bahsetmişsin sıfırı konusunda yardımcı olabilirim diye ,nasıl bir yardım alabiliriz senden ,teşekkür ederim...

    Öncelikle Suzuki araçları ve ilgilendiğiniz Splash hakkında farklı pek çok bilgileri bulabileceğiniz ve benim de yöneticisi olduğum bir sitemiz var, üye olarak yazılanları inceleyebilirsiniz.www.suzukitr.com

    Suzuki'de araçların kasası sık değiimez. Splash bir süre önce biraz mayajlandı, 2014 yılında kasasının değişeceğiniz hiç sanmıyorum.
    Bu yönde bir bilgi de kimseden duymadım.

    Splash'ı yalnızca şehir içi kullanım aracı gibi düşünmeyin zira ben şehirler arası uzun, keyifli yolculuklar yaptım, yapıyorum da.

    Splash yüksek ve geniş bir araba, kullanımı rahat. Buna karşılık 1.2 motoru 94 beygir ve gayet performanslı. Kompakt araçların pek çoğunda 94 beygirlik bir güç yoktur.

    Mitsubishi Space Star'ın eski kasası daha geniş formda bir araçtı. Lakin, yeni kasa ile bu durum değişti, Space Star Colt'tan dahi daha küçük bir araba oldu.
    Yurt dışı farklı incelemeleri ben de okudum, olumsuz yrumlara rastladım. Burada nasıl bir fiyatla gelecek bilemiyorum.

    Son olarak Splash almak isteyen arkadaşlara aracılık yapabilirim, yönlendirebilirim. Fiyat konusunda bir miktar yardımcı olacaklarını düşünüyorum.
    Bu konuda yardım ricası olan özel mesaj gönderebilir, elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışırım.

    Selamlar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi adepex -- 21 Ekim 2013; 1:17:20 >




  • adepex kullanıcısına yanıt
    Dün yabancı bir sitede bir haber okumuştum. Şimdi aradım ama bulamadım. Splash için facelift yani makyaj 2015'ten önce olmayacakmış. Hindistan'da küçük araba pazarının %48'inin Suzuki'ye ait olduğunu anlatan bir haberdi.

    Edit: Hah... buldum.http://www.indianexpress.com/news/maruti-lines-up-hatch-in-big-battle-of-small-cars/1185038/
    Not: Ritz=Splash
    http://www.marutisuzuki.com/ritz/RitzDesign.aspx adresinde Splash'ın biraz farklı bir versiyonunu görebilirsiniz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi OzanAkkor -- 22 Ekim 2013; 20:22:38 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: lektem

    Dün yabancı bir sitede bir haber okumuştum. Şimdi aradım ama bulamadım. Splash için facelift yani makyaj 2015'ten önce olmayacakmış. Hindistan'da küçük araba pazarının %48'inin Suzuki'ye ait olduğunu anlatan bir haberdi.

    Edit: Hah... buldum.http://www.indianexpress.com/news/maruti-lines-up-hatch-in-big-battle-of-small-cars/1185038/
    Not: Ritz=Splash
    http://www.marutisuzuki.com/ritz/RitzDesign.aspx adresinde Splash'ın biraz farklı bir versiyonunu görebilirsiniz.

    Suzuki araçlarının kasasının sık değişmemesi hatta pek makyajlanmamasını seviyorum. Aslında japon markaları genellikle öyle yapıyor.

    Bizim Splash bazı ülkelerde Maruti Ritz isminde çıkıyor.
    Linkteki Splash yeni makyajlı Splash ile aynı diye düşünüyorum. Bir tek yan koruma çıtaları eklemişler (ki benim arabada zaten var).
    Ha bir de arka Spoyler eklemişler.




  • bugün sahibinden com da beyaz bir splash vardı. arkası falan değişikdi yani iki renk vardı bu modellerden sayılı falan mı gelmiş acaba çok güzel bir uyum olmuş.

    http://www.sahibinden.com/ilan/vasita-otomobil-suzuki-2012-suzuki-splash-1.2-gl-tam-otomatik-orjinal-hatasiz-143614762/detay
  • quote:

    Orijinalden alıntı: bankicampik

    bugün sahibinden com da beyaz bir splash vardı. arkası falan değişikdi yani iki renk vardı bu modellerden sayılı falan mı gelmiş acaba çok güzel bir uyum olmuş.

    http://www.sahibinden.com/ilan/vasita-otomobil-suzuki-2012-suzuki-splash-1.2-gl-tam-otomatik-orjinal-hatasiz-143614762/detay

    Normal bayi versiyonu. Arka kısmındaki siyah kısmı sonradan yapmışlar, boya ya da bir çeşit kaplama.




  • Benim Splash'te bugün garip bir şey oldu. İlk çalıştırmada marş basmadı. 3 veya 4. denemeydi. Hafif de gaz verince araba çalıştı.

    100 metre hareket ettim. Park ettiğim yerde denemeler yaptım. Ateşleme daha kolay gerçekleşiyordu artık.

    Fakat kalkıp yetkili servise gitmeye de üşenmedim. Bilgisayarla ve elle kontrol ettiler. Bir şey çıkmadı. Her şey normal gözüküyor.

    Araba otomatik ve 1,5 yaşında - 9 bin kilometrede. Kazası, darbesi filan yok. Benzini her zaman Shell'den alıyorum. Çok dikkatli kullanıyorum. Zorlamıyorum. Bebek gibi bakıyorum sizin anlayacağınız.

    Serviste, anahtarla ilgili sorun olabileceği de söylendi. Anahtardaki bir çipin oynaması nedeniyle ilk çalıştırma sırasında arabanın, doğru anahtar takılıp takılmadığını anlamakta zorluk çekebileceğini, yedek anahtarla denememi söylediler. Henüz denemedim.

    Ee, şimdi bu arabanın nesi var?

    Not: Bizim ne güzel bir forumumuz vardı.www.suzukitr.com diye. Bugün baktım, blog sayfasına dönüşmüş. Forum iyiydi. Üzüldüm.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: lektem

    Benim Splash'te bugün garip bir şey oldu. İlk çalıştırmada marş basmadı. 3 veya 4. denemeydi. Hafif de gaz verince araba çalıştı.

    100 metre hareket ettim. Park ettiğim yerde denemeler yaptım. Ateşleme daha kolay gerçekleşiyordu artık.

    Fakat kalkıp yetkili servise gitmeye de üşenmedim. Bilgisayarla ve elle kontrol ettiler. Bir şey çıkmadı. Her şey normal gözüküyor.

    Araba otomatik ve 1,5 yaşında - 9 bin kilometrede. Kazası, darbesi filan yok. Benzini her zaman Shell'den alıyorum. Çok dikkatli kullanıyorum. Zorlamıyorum. Bebek gibi bakıyorum sizin anlayacağınız.

    Serviste, anahtarla ilgili sorun olabileceği de söylendi. Anahtardaki bir çipin oynaması nedeniyle ilk çalıştırma sırasında arabanın, doğru anahtar takılıp takılmadığını anlamakta zorluk çekebileceğini, yedek anahtarla denememi söylediler. Henüz denemedim.

    Ee, şimdi bu arabanın nesi var?

    Not: Bizim ne güzel bir forumumuz vardı.www.suzukitr.com diye. Bugün baktım, blog sayfasına dönüşmüş. Forum iyiydi. Üzüldüm.

    Arabanızda hiç bir şey yok. Aracın orjinal anahtarını sustalı anahtara vs dönüştürdüyseniz çipin yerinden oynaması gibi bir durum olabilir ancak, diğer türlü olmaz. Yedek anahtarla vs denemeyin. Arkadaşın söylediği gibi o an benzinden bir pislik gelmiştir. Önemli bir şey değil. İçiniz rahat olsun.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: syntor

    Bendeki 2010 gls 1.2 at aracda hidrolik degil elektrikli direksiyon (eps) var. Sizdeki de bence eps olmali. Cunku kullanma kilavuzunda direksiyon hidroligi degisimi ile hicbir sey yok. Ayrica motor bolumunde de direksiyon hidroligi doldurma yeri gormedim. Sizde varsa fotografini cekebilormisiniz?

    EPS: Electro Power Steering, Elektro Hidrolik Direksiyon, ya da Elektrik Destekli Hidrolik Direksiyon.

    Elektrik desteği araba hızlandıkça diresiyonu sertleştirip yavaşlağında da yumuşatan bir sistem. Hidrolik direksyonun bir gömlek üstü.
    Suzuki'nin sitesinden Splash'ın Donanım listesine bakınca da ( Bu linkte:http://otomobil.suzuki.com.tr/modeller/splash/donanim.aspx )
    Yükseklik ayarlı ve hidrolik destekli direksiyon - standarttır diyor.

    Direksiyon hidroliği değiştirme/doldurma yerini bilemedim, kaputu açınca sol tarafta bir yerdeydi galiba, arabaya bir bakayım. Servisinize de telefon açıp bir sorun isterseniz.

    Ben yukarıda anlattığım şekilde biliyorum açıkcası.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ruveydaela

    quote:

    Orijinalden alıntı: adepex

    quote:

    Orijinalden alıntı: bankicampik

    iyi akşamlar arkadaşlar ,hazır konu elektrikle ilgiliyken kafama takılan bişeyi size sormak yada paylaşmak istedim. durum şu,akşamları işten eve geldiğimde aracımı park ederken ,park ettiğim yer hafif meyilli olduğu için ,direksiyonu çok hafif kırarken,benim farlarda çok az bir, ışık azalması oluyor.yani direksiyonu bükerken olan birşey bu direksiyonu kırdıktan sonra ışık yoğunluğu tekrar normale dönüyor .sizlerin araçlarda da böyle bir azalma oluyor mu ? ya da hiç dikkat ettiniz mi .. (azalmadaki netliği,park ettiğim yerde ışıklar duvara yansıyor ,net olarak görebiliyorum azalmayı)...

    Açıkcası ilk defa böyle bir durum duyuyorum, daha önce hiç böyle bir şey gözlemlemedim.

    Bu araçlarda EPS (Electric Power Steering) olması lazım.Direksiyonu çok kırınca daha fazla zorlanmadan dolayı elektriği fazla çekiyor olabilir.Bu durumda akünüzün zayıf olduğu da ortaya çıkar.Test için akşam farları yakıp aracı çalıştırırken ışığı gözleyin.Eğer ışık azalıyorsa akünüz zayıftır.Normal durumda ışık aynı kalır.Aracınız 4-5 yıllık ya da 50-60 bin km civarındaysa akünüz eski olabilir.

    Eps var.

    Bir kaç mesaj üstte farklı bir konu bağlamında şöyle yazmıştım.

    '' EPS: Electro Power Steering, Elektro Hidrolik Direksiyon, ya da Elektrik Destekli Hidrolik Direksiyon.

    Elektrik desteği araba hızlandıkça diresiyonu sertleştirip yavaşlağında da yumuşatan bir sistem. Hidrolik direksyonun bir gömlek üstü.
    Suzuki'nin sitesinden Splash'ın Donanım listesine bakınca da ( Bu linkte:http://otomobil.suzuki....ler/splash/donanim.aspx )
    Yükseklik ayarlı ve hidrolik destekli direksiyon - standarttır diyor ''

    Arkadaş direksiyonu çok hafif kırarken ışık azalması oluyor ve direksiyonu kırdıktan sonra düzeliyor yazmış.
    Direksiyonu fazla zorlamıyor diye anlıyorum. Diğer yandan Esp normal hidrolik direksiyondan faha fazla enerji çekmez, farkedilir bir enerji tüketimi yoktur.
    Var ile yok arası bir enerji tüketerek çalışır. Eps ile ilgili bir şey gibi gelmiyor bana.

    Muhtemelen akü ile ilgili bir problem yine.

    bankicampik: parkederken olduğu gibi akşam farlar açıkken camları açıp kapatın, aynı şekilde far ışığı azalması oluyor mu acaba?




  • Suzuki Splash, aynı zamanda Opel tarafından "Agila" adıyla üretiliyor. Opel, İngiltere'de Vauxhall markasıyla satılıyor. Yani Vauxhall Agila, Suzuki Splash ile aynı araba oluyor. Vauxhall Agila'nın kullanma kılavuzunun İngilizcesini buldum. Linkten indirip bir kenarda saklayın derim.

    Suzuki Splash'in ikiz kardeşi Vauxhall Agila kullanma kılavuzu (2012 model için)




  • adepex kullanıcısına yanıt
    Motosiklet piyasasında çok itibarlı bir marka olan Suzuki'nin otomobil piyasasında bir türlü Honda, Nissan, Toyota gibi çokça tercih edilen bir marka konumuna gelemeyişi benim oldum olası çok şaşırtmıştır. Pazarlama ve reklam konusunda sıkıntı var sanırım.

    Celerio'da Auto Gear Shift diye bir vites varmış. Hem manuel hem otomatik.

    http://www.youtube.com/watch?v=V0h77X7cwJA
  • quote:

    Orijinalden alıntı: lektem

    Motosiklet piyasasında çok itibarlı bir marka olan Suzuki'nin otomobil piyasasında bir türlü Honda, Nissan, Toyota gibi çokça tercih edilen bir marka konumuna gelemeyişi benim oldum olası çok şaşırtmıştır. Pazarlama ve reklam konusunda sıkıntı var sanırım.

    Celerio'da Auto Gear Shift diye bir vites varmış. Hem manuel hem otomatik.

    http://www.youtube.com/watch?v=V0h77X7cwJA

    Suzuki sağlam, kaliteli, dayanıklı ve güvenli.

    Daha önce defalarca konuştuğumuz üzere eksik tanıtım, eksik organizasyon derken böyle oluyor.
    Söylediğiniz üzere pazarlama ve reklam konusunda eksik var.

    Celerio'nun bu vitesi otomatikleştirilmiş manuel vites çeşitine benziyor. Hem otomatik hem manuel kullanılabilen viteslerden.




  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.