Şimdi Ara

İngilizce niçin yazıldığı gibi okunmaz?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
40
Cevap
1
Favori
13.356
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ::cc::

    Konuyla tam alakası yok ama türkçe de tamamen yazıldığı gibi okunmaz. Örneğin sağol/saol, geleceğim/geliceğim-gelicem, ...


    yanlış
    türkçe yazıldıgı gibi okunur ve bu "türkçenin temel özelliklerinden birisidir"

    örneğin;
    geleceğim -geleceğim diye okunur
    sağol-sağol diye okunur

    gelicem-geliyom-geliyorum-geliceğim
    bunlar okunuş degil sadece şive-söyleniş tir ve hiçbirisi türkçe kurallarına uygun degildir
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mega Therion

    Bununla ilgili çok uzun zaman önce araştırma yapmıştım sorularıma büyük ölçüde yanıt almıştım.O yazıyı internetten tekrar bulup sizinle paylaşıyorum.

    İngilzce'nin kökeni Cermen dil ailesine mensup olan Anglo-Saxon dilidir. Anglo-Saxonca yazılırdı ve yazılırken her harfin temsil ettiği bir fonetik değeri vardı yani konuşulduğu gibi yazılırdı. Fakat 1066 yılından sonra her şey altüst oldu. Tıpkı Osmanlıca gibi İngilizce bir kaç yabancı dilden etkilenerek çok hızlı ve köklü değişimlerine uğradı. 1066 yılında Fransızca konuşan Normanlar adadaki Anglo-Saxon krallıklarını fethederek yeni bir birleşmiş devlet kurmuşlar. Aynı zamanda Fransızca resmi dil oldu, fakat halk Anglo-Saxon dilini konuşmaya devam etti. Bür kaç yüzyılldan sonra bu iki dil kaynaşarak yeni bir dil olmuştu. Bu yeni dil, asıl yapısı ve temel kelime haznesi Cermen olan fakat artık Fransızca'dan çok sözcuk alan bildiğimiz İngilizce. Bu süreç esnasında Anglo-Saxon kökenli kelimeler o dilin kendi imla kurallarına göre yazılmaya devam edilirken Fransızca'dan ödünç alınan kelimeler Fransızca'da olmuş gibi yazılmaya devam ettiler. Yani artık bir harfın temsil ettiği ses sözcüğün köküne göre değişiyor. Bu esnansda İngilizce'nin sesli harfler büyük bir değişime uğradı. Bu değişimin sonucunda ortaya çıkan yeni sesli harfler ki bunun çoğu diftong oldu hecenin sonuna "e" harfını ekleyerek gösterilmeye başlandı: "hat-hate" "bit-bite" gibi. Sonra, ortaçağından bu yana İngilizce çok büyük miktar hukuki ve feni terimler Latince ve Yunanca'dan ödünç aldı. Daha önce Fransızca'dan gelen sözcukler gibi bu yeni sözcükler aldıkları dillerde İngilizce'nin kendi imla kurallarına uyarlamaya çalışılmadan yazıldığı gibi İngilizce'ye benimsenmişler. Sonra bunların telaffuzların da zamanla halk dilinde değişimlere uğradı ama yine aynı şekilde yazılmaya devam edildi. Ve artık bügünlere geldik ve İngilizce'nin yazılışı tam bir kaos oldu. Aslında bir kelimenin alındığı dili biliyorsak niçin böyle yazıldığını anlamak için yardımıcı olur. Örneğin "philosophy"de Yunanca kökenli olduğu için "f" yerine "ph" yazılır. Veya bazen dilin uğradığı ses değişimleri bilmemiz gerekir. "Light" kelimesi çok eskiden bugün Almanca'da olduğu gibi "Licht" olarak okundu yani "gh"nin fonetik değeri sürekli sert damak sesiydi. Sonra bu kelime fonetik değişime uğrayarak "gh"nin tesmsil ettiği ünsüzü tamamen düştü ve kelimenin ünlüsü diftong oldu. Fakat kelime eskisi gibi yazılmaya devam eder.

    Eyvallah güzel bir açıklama olmuş

    Türkçede yazıldığı gibi okunmaz diyen çok bilmişler yazıldığı gibi okunmayan sözcükleri yanlış kullandığınız için bu düşüncedesiniz her sözcüğün doğru seslendirilişi yazıldığı gibidir. ok kib by gibi şeylerde zaten sizin uydurduğunuz elementler Türkçe değil. Geliyom gelecem ne ya Doğrusu geliyorum geleceğim. Akşam kanalları gezdirirken dizinin tekinde lise öğrencileri geliyom gidiyom gibi saçma salak şeyler söylüyordu gıcık oldum televizyonu kapattım. Türkçe bal gibi de yazıldığı gibi okunuyor gözünü seveyim canım Türkçemin.




  • burası kültür bölümü ölye yanıt gelme ihtimali az

    ingilizcede ses sayısı=harf sayısı olmadıgı için bu durum ortaya çıkmıştır çözüm harf sayısını arttırmalarıdır ama arttırmıyorlar.
  • Bununla ilgili çok uzun zaman önce araştırma yapmıştım sorularıma büyük ölçüde yanıt almıştım.O yazıyı internetten tekrar bulup sizinle paylaşıyorum.

    İngilzce'nin kökeni Cermen dil ailesine mensup olan Anglo-Saxon dilidir. Anglo-Saxonca yazılırdı ve yazılırken her harfin temsil ettiği bir fonetik değeri vardı yani konuşulduğu gibi yazılırdı. Fakat 1066 yılından sonra her şey altüst oldu. Tıpkı Osmanlıca gibi İngilizce bir kaç yabancı dilden etkilenerek çok hızlı ve köklü değişimlerine uğradı. 1066 yılında Fransızca konuşan Normanlar adadaki Anglo-Saxon krallıklarını fethederek yeni bir birleşmiş devlet kurmuşlar. Aynı zamanda Fransızca resmi dil oldu, fakat halk Anglo-Saxon dilini konuşmaya devam etti. Bür kaç yüzyılldan sonra bu iki dil kaynaşarak yeni bir dil olmuştu. Bu yeni dil, asıl yapısı ve temel kelime haznesi Cermen olan fakat artık Fransızca'dan çok sözcuk alan bildiğimiz İngilizce. Bu süreç esnasında Anglo-Saxon kökenli kelimeler o dilin kendi imla kurallarına göre yazılmaya devam edilirken Fransızca'dan ödünç alınan kelimeler Fransızca'da olmuş gibi yazılmaya devam ettiler. Yani artık bir harfın temsil ettiği ses sözcüğün köküne göre değişiyor. Bu esnansda İngilizce'nin sesli harfler büyük bir değişime uğradı. Bu değişimin sonucunda ortaya çıkan yeni sesli harfler ki bunun çoğu diftong oldu hecenin sonuna "e" harfını ekleyerek gösterilmeye başlandı: "hat-hate" "bit-bite" gibi. Sonra, ortaçağından bu yana İngilizce çok büyük miktar hukuki ve feni terimler Latince ve Yunanca'dan ödünç aldı. Daha önce Fransızca'dan gelen sözcukler gibi bu yeni sözcükler aldıkları dillerde İngilizce'nin kendi imla kurallarına uyarlamaya çalışılmadan yazıldığı gibi İngilizce'ye benimsenmişler. Sonra bunların telaffuzların da zamanla halk dilinde değişimlere uğradı ama yine aynı şekilde yazılmaya devam edildi. Ve artık bügünlere geldik ve İngilizce'nin yazılışı tam bir kaos oldu. Aslında bir kelimenin alındığı dili biliyorsak niçin böyle yazıldığını anlamak için yardımıcı olur. Örneğin "philosophy"de Yunanca kökenli olduğu için "f" yerine "ph" yazılır. Veya bazen dilin uğradığı ses değişimleri bilmemiz gerekir. "Light" kelimesi çok eskiden bugün Almanca'da olduğu gibi "Licht" olarak okundu yani "gh"nin fonetik değeri sürekli sert damak sesiydi. Sonra bu kelime fonetik değişime uğrayarak "gh"nin tesmsil ettiği ünsüzü tamamen düştü ve kelimenin ünlüsü diftong oldu. Fakat kelime eskisi gibi yazılmaya devam eder.




  • Bize öyle geliyor.Türkçede belki yabancılara göre yazıldığı gibi okunmuyordur.
  • Türkçe fonetik bir dildir ve yazıldığı gibi okunur, daha doğrusu okunduğu gibi yazılır. Bu tür dillere fonetik diller denir. Türkçe'de sınırlı sayıda istisna dışında (mesela: oynayacağım = oynıyacağım vb.) tüm kelimelerin/harflerin fonetiği vardır.

    Türkçemizin övünç konularından biri işte bu fonetik olma özelliğidir.

    Lise notlarına dikkatli bak, yanlış hatırlıyorsun hocam.

    Bu da bir kaynak:
    http://tr.wikipedia.org/wiki/Do%C4%9Fal_dil_i%C5%9Fleme

    Meraklısı için internette onlarca kaynak var bu konuda, biraz araştırma çabası gerçeği bulmaya yeterdi; iki klayye vuruşu, bir kaç fare tıklaması... Hepsi Bu!..


    quote:

    Orijinalden alıntı: S A H


    quote:

    Orijinalden alıntı: YalnızEnes


    quote:

    Orijinalden alıntı: S A H


    quote:

    Orijinalden alıntı: kazuya58


    quote:

    Orijinalden alıntı: ::cc::

    Konuyla tam alakası yok ama türkçe de tamamen yazıldığı gibi okunmaz. Örneğin sağol/saol, geleceğim/geliceğim-gelicem, ...


    yanlış
    türkçe yazıldıgı gibi okunur ve bu "türkçenin temel özelliklerinden birisidir"

    örneğin;
    geleceğim -geleceğim diye okunur
    sağol-sağol diye okunur

    gelicem-geliyom-geliyorum-geliceğim
    bunlar okunuş degil sadece şive-söyleniş tir ve hiçbirisi türkçe kurallarına uygun degildir

    Türkçe yazıldığı gibi okunan bir dil değildir.

    Bunu neye dayanarak söylediğiniz merak ettim doğrusu.Biraz bilgi verinde bizde öğrenelim neyin ne olduğunu...

    Liseden kalma notlar var bunun hakkında ama şimdi onları buraya yazmaktansa google a Konuşma ve Yazı Dili yazıp okumanızı istesem?




  • Fonetik istisna kabul etmiyorsa gramer nasıl kabul ediyor? İstisnaları kural bozar saysaydık, ortada "dilbilgisi" diye bir şey olmazdı. Kaldı ki o istisnalar sonradan oluşmuş/oluşturulmuş istisnalardır ve hiç kullanmasanız da olur. "Saymayacağım" yerine "saymıyacağım" yazsanz ne olur, ne değişir? İkisi de birbirinin yerine rahatlıkla kullanılabilir. Yani, istisanaları bile ortadan kaldırmak mümkün. Zaten bu istisnalar, İstanbul lehçesinin baskın lehçe olmasıyla ortaya çıkmışlardır, dilin esasına değil, yaygın şiveye özgü olarak ortaya çıkmışlardır, mukadderat değildirler. Ayrıca dünyanın en fonetik dilinde dahi mutlaka bir-iki istisna olacaktır. Diller kusursuz matematik yapılar değildirler. bir kaç yüz istisnaya bakılarak, geriye kalan yüz küsur bin kelimenin fonetik olduğu inkar edilemez.

    Burda atlanılan husus dil ile alfabe arasındaki farktır. Türk alfabesi 1929 yılında dildeki seslere birebir karşılık gelecek harfler üretilerek ve seçilerek yani baştan fonetik yapı kurgulanarak oluşturulmuştur. Dil başka şey, harf başka şey. Harf dediğimiz şey nihayetinde bir sese karşılık gelecek şekilde üretilmiş sembollerden başka bir şey değildir. İngilizcenin açmazı da burada, dillerindeki tüm seslere karşılık gelecek sayıda harfleri yok alfabelerinde...

    Türkçenin fonetik bir dil olmadığına, okuma yazma denkliğinin kurulamamış olduğuna dair iddialara karşı sahiplerinin kanıt göstermelerini beklerim çünkü bana okulda tersini öğrettiler: "Türkçe okunduğu gibi yazılan bir dildir." İşte benden buna bir kanıt:

    http://wapedia.mobi/tr/Sesbilim

    Yukarıdaki linkten yaptığım alıntı da aşağıda:
    "Türkçe yazımı daha yeni adapte edilmiştir(1928). dolayısıyla herhalde günümüzde türkçe dünya üzerindeki en fonetik dillerden birisidir"

    Bazı arkadaşların ise ilginç (!) bir iddiası var: Herkese kendi dili fonetik geliyormuş!..

    Yok öyle bir şey, "Now" kelimesindeki "N" alfabelerinde varken ve "En" olarak okunuyorken "knife" kelimesindeki "KN" sesine karşılık gelen bir harf alfabelerinde olmadığı için 2 harf yan yana getirilerek gösterilmektedir. Keza İngilizcede "Ö" harfi olmadığı için alfebelerinde "yu" olarak okunan "u" harfi de kullanılarak "burglar" kelimesinde ancak bir grup harf ile "ö" sesi elde edilebilmektedir. Örnekler onbinlerce... İngilizce bu yüzden fonetik değildir çünkü İngilizcede ses sayısı hayli fazladır ve tüm bu sesleri alfabede temsil etmek pratik değildir. Türkçede ise ses sayısı sınırlıdır çünkü Türkçe'de genizden gelen seslere hemen hiç yer yoktur ve bu yüzden de Türkçenin sınırlı sesleri alfabesinde gösterilebilmektedir.

    Not: İstisnalar kuralı bozmaz, Türkçe fonetik bir dildir, tüm eğitim sistemimizde kaynaklar bu yöndedir, aksini söyleyenden haklı olarak kaynak rica ediyorum.

    Edit: İmla.

    quote:

    Orijinalden alıntı: M

    İyi de fonetik istisna kabul etmez.
    Bu yüzden yazdığım yazıya dikkat, Türkçe yazıldığı gibi okunmaz ama yazıldığı gibi okunmayan sözcük sayısı çok azdır.
    Ayrıca ekledim, açık ve kapalı e durumu var. Bir harf iki sesi temsil ediyor. Bu da fonetikte kabul edilemez.

    Ayrıca fonetikte diphtong vardır, Türkçede diphtong yoktur.

    Yani pratikte Türkçeyi yazıldığı gibi okunur kabul etmek sorun yaratmaz. Almanca bile yazıldığı gibi okunur diye geçer. Ancak ille de detay çalışmak istiyorsanız, iki dil de yazıldığı gibi okunmuyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi tralles -- 4 Ekim 2009; 12:13:46 >




  • genelde konu turkcenin yazildigi gibi okundugu veya okundugu gibi yazildigi konusu tartisilmis.

    aslinda bunu anlamanin cok basit bir yolu var.

    turklere rastgele daha onceden gorulmemis kurallara uygun bir kelime gosterin. eger insanlar bunu ilk kez gormesine ragmen ayni sekilde telaffuz ediyorsa turkce yazildigi gibi okunan bir dildir. mesela bunu ingilizce icin test etiginizde neredeyse her kisi farkli telaffuz eder.
  • Merhaba‚ saçma bir soruyla geri döndüm.

    Sahiden merak ediyorum‚ neden niçin?

    "O rly?, AMD al, yan yatır" gibi mesajlar gelebilir diye Kültür forumuna açıyorum konuyu.



  • teşekkürler.

    sorun harf sayısı ise, örneğin "action". ş harfi yok, kabul ama "know, knight" gibi kelimelerde neden "k" okunmaz?
  • Konuyla tam alakası yok ama türkçe de tamamen yazıldığı gibi okunmaz. Örneğin sağol/saol, geleceğim/geliceğim-gelicem, ...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: YalnızEnes

    Bununla ilgili çok uzun zaman önce araştırma yapmıştım sorularıma büyük ölçüde yanıt almıştım.O yazıyı internetten tekrar bulup sizinle paylaşıyorum.

    İngilzce'nin kökeni Cermen dil ailesine mensup olan Anglo-Saxon dilidir. Anglo-Saxonca yazılırdı ve yazılırken her harfin temsil ettiği bir fonetik değeri vardı yani konuşulduğu gibi yazılırdı. Fakat 1066 yılından sonra her şey altüst oldu. Tıpkı Osmanlıca gibi İngilizce bir kaç yabancı dilden etkilenerek çok hızlı ve köklü değişimlerine uğradı. 1066 yılında Fransızca konuşan Normanlar adadaki Anglo-Saxon krallıklarını fethederek yeni bir birleşmiş devlet kurmuşlar. Aynı zamanda Fransızca resmi dil oldu, fakat halk Anglo-Saxon dilini konuşmaya devam etti. Bür kaç yüzyılldan sonra bu iki dil kaynaşarak yeni bir dil olmuştu. Bu yeni dil, asıl yapısı ve temel kelime haznesi Cermen olan fakat artık Fransızca'dan çok sözcuk alan bildiğimiz İngilizce. Bu süreç esnasında Anglo-Saxon kökenli kelimeler o dilin kendi imla kurallarına göre yazılmaya devam edilirken Fransızca'dan ödünç alınan kelimeler Fransızca'da olmuş gibi yazılmaya devam ettiler. Yani artık bir harfın temsil ettiği ses sözcüğün köküne göre değişiyor. Bu esnansda İngilizce'nin sesli harfler büyük bir değişime uğradı. Bu değişimin sonucunda ortaya çıkan yeni sesli harfler ki bunun çoğu diftong oldu hecenin sonuna "e" harfını ekleyerek gösterilmeye başlandı: "hat-hate" "bit-bite" gibi. Sonra, ortaçağından bu yana İngilizce çok büyük miktar hukuki ve feni terimler Latince ve Yunanca'dan ödünç aldı. Daha önce Fransızca'dan gelen sözcukler gibi bu yeni sözcükler aldıkları dillerde İngilizce'nin kendi imla kurallarına uyarlamaya çalışılmadan yazıldığı gibi İngilizce'ye benimsenmişler. Sonra bunların telaffuzların da zamanla halk dilinde değişimlere uğradı ama yine aynı şekilde yazılmaya devam edildi. Ve artık bügünlere geldik ve İngilizce'nin yazılışı tam bir kaos oldu. Aslında bir kelimenin alındığı dili biliyorsak niçin böyle yazıldığını anlamak için yardımıcı olur. Örneğin "philosophy"de Yunanca kökenli olduğu için "f" yerine "ph" yazılır. Veya bazen dilin uğradığı ses değişimleri bilmemiz gerekir. "Light" kelimesi çok eskiden bugün Almanca'da olduğu gibi "Licht" olarak okundu yani "gh"nin fonetik değeri sürekli sert damak sesiydi. Sonra bu kelime fonetik değişime uğrayarak "gh"nin tesmsil ettiği ünsüzü tamamen düştü ve kelimenin ünlüsü diftong oldu. Fakat kelime eskisi gibi yazılmaya devam eder.

    güzel yazı bunları bilmiyordum teşekkürler.




  • @YalnızEnes, teşekkürler.
  • Ben de merak etmiştim bunu ama hiç birine sormayı düşünmedim yani benim için de bilgilendirici oldu konu sahibine ve açıklacıyıcı cevabından ötürü @YalnızEnes'e teşekkürler...
  • Portekizce'de yazildigi gibi okunmaz

    "Carro" araba demektir ve kahu diye okunur.
  • İtalyanca da büyük ölçü de yazıldığı gibi okunur diye biliyorum. La gazetta della sport gibi.
  • o rly ?






    şaka şaka bende bilmiyodum az bucuk öğrendim yazdıklarınızdan
  • Yakında Türkilizce olacak gibi. Nasıl bazı gençlik Turkche dediği gibi. İyi sarpa sardı.
  • Bizim A harfini söylerken gırtlağımızın dilimizin dudaklarımızın aldığı şekille ingilizcedeki A harfini söylerkenki oluşan şekil aynı olsaydı , o zaman yazıldığı gibi okunmuyo derdik. Durum harfleri seslendirme farkından dolay bize "yazıldığı gibi okunmuyor" gibi geliyor..
  • Bence onlarda neden bunlar karfleri yiyiyor diyorlar bizim için. Garip ama aynı şeyi onlarda bizim için düşünüyor olmalı. alışılagelen konuşma dilinden farklısını görünce her insana garip geliyor olmalı
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.