Şimdi Ara

KAOS TEORİSİ

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
41
Cevap
3
Favori
38.268
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
Öne Çıkar
4 oy
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • KAOS TEORİSİ
    Yazan: Kaotika
    (alıntı ya da çeviri değildir)

    quote:

    BAŞLANGIÇTA SADECE KAOS VARDI - Hesiodos (Eski yunan düşünürü-şairi)


    kaos, aslında, matematiğin bir teoremi olarak ortaya çıkıyor fakat getirdiği yeni anlayış, yirmibirinci yüzyılın düşünce sistemini kökünden etkileyeceğe benziyor.


    Kaos aslında birbiri ile az çok alakalı gibi gözüken fakat birbirlerinin ayrılmaz birer parçası olan birkaç düşüncenin birleşiminden oluşmaktadır.

    1)Matematikteki kaos teoremi

    2)kelebek etkisi

    3)Fraktal geometri

    Bütün bu üçünün ve burada saymadığım bunlara bağlı olguların hepsini kapsayan düşünce sistemine Kaos deniyor.

    Bizim olayları düzenli ya da düzensiz olarak algılamamız, bizim insan beynimizin bir soyutlamasından ibarettir, oysa düzenli diye düzensiz diye birşey yok sadece kaotik var.

    1) KAOS TEOREMİ:
    Kaos bazen günlük hayatta buzdağının görünen kısmı gibi bize sadece burnunun ucunu gösterir. Örneğin musluktan akan su bazen düzenli damlasa da bazen düzensiz biçimde damlar. kalbimiz çoğu zaman düzenli atsa da bazan çarpıntı yapar. Sigara dumanı belli bir yere kadar düzdün yükseliyor gibi gözükse de bir anda kırılmaya ve çalkalanmaya başlar. Borsada, önemli iç ve dış siyası olaylar olmadığı zamanlar bile düzensiz gibi gözüken sürekli bir dalgalanma vardır.
    Kaos teoremi, böyle günlük yaşamda tanımlanabilen kaotik olayların arkasında yatan dinamikler olduğunu ve bunların Lineer olmayan (nonlineer) denklem sistemleri ile beli bir yere kadar tahmin edilebileceğini savunan matematiğin teoremidir (Belli bir yere kadar diyorum çünkü Kelebek etkisi yüzünden sürekli hesaplamaların imkansızlığı ortaya çıkıyor). Bu non lineer denklem sistemleri grafiğe döküldüğü zaman "atraktör" adı verilen şekiller ortaya çıkmaktadır.
    ATRAKTÖR

    Matematikteki kaos teoremi sayesinde kaotik birçok sistemlerin arkasında yatan düzen bulunmuştur birçoğu ise bulunmak üzeredir.
    Örneğin kaos teoremi sayesinde borsada para kazanalar vardır. hatırlayacaksınız "BANKA" isimli filmde bu konu işleniyordu.

    2) KELEBEK ETKİSİ:
    Bir kelebek Çinde kanat çırpsa, kaliforniada kasırgaya sebep olabilir. Meteorolog Ed LOrenz tarafından, meteoroloji bilgisayarına verilerin küsuratlarının yanlış girilmesi sonucu babmaşka sonuçların ortaya çıkması yüzünden keşfediliyor. Hesaplanamayan her veri, her küsurat bir sonraki adımda katlanarak üst üste binecektir bu ise çok kısa süre sonra sistemi tahmin edilemez kılacaktır. Buna kaos dilinde "başlangıç koşullarına hassas bağlılık" deniyor.
    Kelebek etkisi determinizmini kökünden yıkmıştır, determinizmin adeta sonu olmuştur.
    Determinizm: Her hareketin hesaplanabnilen ve önceden tahmin edilebilen bir sonuç doğuracağı inanışına determinizm deniyor. Bu felsefi düşünce binlerce yıl önce eski yunanda ortaya çıktı ve 16. yy dan beri de bilimin bir parçası oldu. Sir Isaac Newton, modern bilimde determinizmin savunucularına en belirgin örnektir. Newton un öğretilerinin özünde determinizm yatar çünkü meydana gelen her olay, tümüyle olayın öncesinde ne olduğuna bağlı olmayı gerektirir. mesela bir örnek verecek olursak bir cisim belli bir yükseklikten yere atıldığı zaman yere ne zaman düşeceğini hesaplamak deterministik bir yaklaşımdır.

    determinizm sayesinde Aya gidilmiştir, Uydular yörüngelerine oturtulmaktadır. Ama uzun vadede determinizme bel bağlamamak gerekir.
    Kelebek etkisi yüzünden gelecek hiçbir zaman hesaplanamaz. Teorik olarak evrendeki her parametreyi hesaplayacak ve geleceği tahmin edecek bir bilgisayar yapılsa, her zaman için kesinlikle ihmal edilecek veriler olacaktır, bırakın ihmal edilecek verileri, bu bilgisayarın kendi kullandığı enerji ve bu hesaplamaları yaparken ortaya çıkacak enerji değişimleri bile geleceği tahmin etmeyi imkansız kılıyor.

    "O golü de atmış olsaydık,kaçırmasaydık şimdiye iki sıfır galiptik..." Futboldan hiç anlamam ama böyle bir şeyin kelebek etkisi yüzünden mümkün olamayacağını söyleyebilirim. Zira o ilk gol atılsa idi, o andan itibaren bütün olayların gidişatı değişeceği için belki de malup bile olunabilirdi.

    Hatırlayacaksınız birinci madededeki kaos teoremi deterministik bir yaklaşımdır.Nasıl oluyor diyeceksiniz hem kendisi deterministik oluyor aynı zamanda determinizmi çürütüyor. İŞte olayın özünde yatan düşüncelerden birisi de budur. Kaosçular bunu bir çelişki olarak görmüyorlar.

    3) FRAKTAL GEOMETRİ:
    Fraktal geometriden daha önce bahsedildiği için uzun uzun bu konuya girmeyeceğim. Bahsettiğimiz bu yeni anlayış, yeni bir geometri anlayışını da beraberinde getirmiştir. Doğaya baktığımız saman düz çizgiler, düz sınırlar yoktur, ölçek ne kadar küçültülürde küçültülsün sürekli kendini tekrarlayan bir yapı vardır. Fraktal geometri Benoit Mandelbrot tarafından ortaya atılmıştır. Kıyıların uzunluğu fraktal geometri tarafından hesaplanır. Galaksi kümeleri de fraktal geometriye örnektir. Ayrıca hiçbir zaman birbirinin aynısı olmayan kar taneleri de tamamen fraktal geometri çerçevesinde oluşur.

    (Arkadaşlar, yanlışım varsa düzeltmeye ya da eleştirilmeye açık olduğumu belirtmek isterim)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kaotika -- 9 Temmuz 2005, 5:39:05 >



    _____________________________




  • bu güzel yazı için tebrik ederim.

    burdan şu sonucu çıkarabiliriz sanırım.
    doğadaki hiçbir yapı sonsuza dek değişmeden kalamaz.
    duman örneğinde olduğu gibi,değişmediğini sandığımız bir yapı içinde
    oluşan küçük kaotik değişimler,belli bir birikimden sonra tüm yapının değişmesine neden oluyor.
    _____________________________
  • Harika ve öz bir yazı olmuş kaotika. Ellerine sağlık. Ben de yakında bir kaç çalışmamı yayınlayacağım. Bana da gaz vermiş oldun böylece. Sağol...
    _____________________________
  • Çok güzel yazı kaotika.
    Kaos deyince birden aklıma Termodinamiğin 2. Kanunu geldi yani doğanın maksimum düzensizliğe olan özlemi..
    _____________________________
  • SELAM OLSUN MÜMİNLERE...........

    KAOS TEOREMİ VE AÇMAZLARI..............

    Termodinamiğin İkinci Kanunu'nun evrimi imkansız kıldığının farkında olan bazı evrimci bilim adamları yakın geçmişte Termodinamiğin İkinci Kanunu ve Evrim teorisi arasındaki uçurumu kapatabilmek, evrime bir yol açabilmek amacıyla çeşitli spekülasyonlar üretme gayretine girmişlerdir.

    Termodinamiği ve evrimi uzlaştırma umuduyla ortaya atılan iddialarla en fazla adı duyulmuş olan kişi Belçikalı bilim adamı Ilya Prigogine'dir. Prigogine, Kaos Kuramı'ndan hareket ederek kaostan (karmaşadan) düzen oluşabileceğine dair birtakım varsayımlar ortaya atmıştır. Oysa bütün çabalarına rağmen, Prigogine termodinamiği ve evrimi uzlaştırmayı başaramamıştır. Bu durum aşağıdaki ifadelerinde de açıkça görülmektedir:

    Yüzyılı aşkın bir süredir aklımıza takılan bir soru var: Termodinamiğin tanımladığı ve sürekli artan bir düzensizliğin hüküm sürdüğü bir dünyada, canlı bir varlığın evriminin nasıl bir anlamı olabilir?

    Moleküler düzeyde ürettiği teorilerin canlı sistemler için, örneğin bir canlı hücresi için geçerli olmadığını bilen Prigogine bu problemi şöyle ifade etmektedir:

    Kaos teorisi ve... canlıların oldukça düzenli olan hücreleri ele alındığında, bunlardaki biyolojik düzenlilik, teorinin karşısına net bir problem olarak çıkmaktadır.

    Kaos kuramı ve buna dayalı spekülasyonların vardığı son nokta budur. Evrimi destekleyen, doğrulayan, evrim ile Entropi Kanunu ve diğer fizik yasaları arasındaki çelişkiyi ortadan kaldıran hiçbir somut sonuç elde edilememiştir. Bilim, her alanda olduğu gibi termodinamik açıdan da evrimin imkansız olduğunu ve canlılığın varoluşunun yaratılış dışında bir açıklaması olamayacağını gözler önüne sermiştir.

    SAYGILAR..............
    _____________________________
    www.ateizminsonu.com




  • Arkadaşlar teşekkür ederim, nowanda aynen dediğin gibi,
    Armageddon sana da teşekkür ederim. Kısaca şöyle izah edebilirm. Benim bildiğim termodinanmiğin ikinci kanunu yani entropi kanunu diye bilinen kanun kapalı sistemler için yani dışarıdan enerji alış verişi olmayan sistemler için geçerlidir. Esasen çıkış noktası, kapalı sistemlerdeki gazların hareketlerini açıklamak için çıkmuştır. Ama dünyayı kapalı biri sistem olarak kabul edebilir miyiz? En azından içerinde bulunduğumuz zaman dilimi içerisinde (zaman dilimi dediğim birkaç milyar yıldan bahsediyorum). Eğer evrenin tümünü kapalı biri sistem olarak düşünürsek bile, evrenin tümü eninde sonunda düzensizliğie giderken, zaman içerisinde düzenli kısımların oluşabileceğini kaos bize göstermiştir.

    Ayrıca evren gerçekten kapalı biri sistem midir. Dışarıdan enerji alıp almadığını ya da başka evrenlerle enerji alış verişi olup olmadığını bilebilir miyiz. Eğer öyle olsa bile bu bize bunun arkasında bilinçli bir zeka aramamız gerektiğini mi gösterir?

    Ayrıca evrendeki olayların düzenli olduğuna hükmederek bunun arkasında bilinçli bir zeka aramak şahsi bir yaklaşımdır. daha önce de dediğim gibi düzen ya da düzensizlik insan zekasının bir soyutlamasıdır, gerçekte sadece kaos var.
    _____________________________




  • hayır entropi sadece kapalı bir sistem için geçerli değildir.her türlü sistemde işler.özellikle kimyada entropi çok geçen bir terimdir.

    kimyasal tepkimelerde her zaman ilkönce entropi artışı olur.yani düzensizleşir.ama sonra tepkime yavaş yavaş dengeye gelir.sonuç olarak her zaman düzensizlik artışı ile denge birbirine eşit olur.

    kimyasal tepkime dendiğinde hemen kapalı bir kap aklınıza gelmesin.tepkime evrenin her köşesinde olabilir.bir mekanla sınırlanamaz.

    yaşadığımız yeryüzünde sürekli düzensizlik artsa bile bir çok şey zamanla dengelenebilir.

    aslında bu olay kavramdan kavrama değişir.evrenin oluşumu bir araba paslanması kadar basit değildir.sadece 1 değil 1 çok teori ve etmen etkindir.

    aslında nereye baksak çok düzenli işleyen yapılar görüyoruz.insan vucudundaki bir hormon bile ne zaman hangi organı uyaracağını bilerek davranıyor.

    bu kadar düzgün işleyen yapı kesinlikle bir kaos sonrası kendiliğinden oluşamaz.

    ama yaşayan canlı organizamalar zamanla kendilerini geliştirebilir.orası ayrı.
    _____________________________




  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Evrim Teorisi
    3 yıl önce açıldı
    Kaos geliyor..
    8 yıl önce açıldı
    Daha Fazla Göster
  • quote:

    . Ama dünyayı kapalı biri sistem olarak kabul edebilir miyiz?


    dünyayı kapalı bir sistem olarak kabul etme de herhangibir sorun olmaz kanaatindeyim.

    dünyaya etkisi olan güneş ve diğer gezegenler ve ay ile beraber kapalı bir sistem kabul etmek bilime zıt olmasa gerek.

    eğer bu kabulü yapamazsak bilimde bir adım bile ilerleyemeyiz. çünkü bilim ideal ortamlar için konuşur ve konuştuğu da gerçek neticeler ile çelişmez ...

    bu durumda entropinin gerektirdiği dünyamızda entropiye zıt bir olgunun olması özellikle canlılarda gerçekleşmesi tabii ki bir GÜÇ ün habercisidir.

    eğer entropi bütün yeryüzünde geçerli olsa idi çevremizde düzen i ifade edecek hiçbir şey bulamazdık fakat her tarafta bir düzen hakim ...

    ayrıca entropi kuralı da düzenin bir parçası ...
    _____________________________




  • quote:

    Orjinalden alıntı: kaotika
    Ayrıca evren gerçekten kapalı biri sistem midir. Dışarıdan enerji alıp almadığını ya da başka evrenlerle enerji alış verişi olup olmadığını bilebilir miyiz. Eğer öyle olsa bile bu bize bunun arkasında bilinçli bir zeka aramamız gerektiğini mi gösterir?


    Abi sen ne arıyosun?

    Bilinçli bi zeka yok diyelim ve bu kadar mükemmelliyet tesadüfen oldu diyelim..
    senin kaos ile oluştu dediğin galaksiler (nasıl oluştuysa bana pek mantıklı gelmıyo)birbiri içinden geçerkende çarpışmıyo buda tesadüf diyelim...

    Hade savunduğunuz bilimde ''Hiç bişey yoktan var olmaz'' diyo ve siz Allah yoktan var olduğunu kabul etmediğiniz için inanmıyosunuz..Ama evrenin nasıl kendiliğinden sonsuzdan geldğine inanıyosunuz??
    Bu çelişkilere bilimde ne deniyo??Onuda yazında ben öğreneyim...
    _____________________________
    Benim sanatım ülkem için ölümdür.Başyapıtımı henüz çizmedim...




  • Forum başlığı kültür ve bilim ama sanırım iş gelip kesinlikle dini inançlara dayanıp kalıyor.Takip ettiğim konu başlıklarının çoğunda öyle yada böyle dindar , dini olmayanlar yada ortada olanlar arasında konular sıkışıp kalıyor hatta bazen bu konularda tebliğ etmek esas halini alıyor.
    Şu andaki ve bilebilidğimiz kadarıyla geçmişteki bilgileri bazen kişisel bazen bilimsel olarak ortaya konulduğunda ilk sorgulanan durumuna düşüp kutsal kitaplardaki açıklamalar ile yalanlanıyor yada destekleniyor.Hatta ileri gidilip tümden çürütülmeye çalışılıyor ve konu ne olursa olsun dini bir karşılık bulup eleştiriliyor
    Asıl önemli olan dini inançları ölçüsünde bilimsel verileri destekeleyen yada yalanlayan arkadaşlar "Yaratıcı" konusunda herhangi bir veri sunmamaktalar.Konu "yaratıcı" olunca bilimsel hiç bir veri ortaya konmamaktadır. Sadece aklımızın ve hayallerimizin dışında olduğu söylenmekte."O"nun moleküler biyokimyasal güçsel yetenekleri hakkında hiç bir bilimsel veriler ortaya konulmamakta.bir "yaratıcı"var ama bunun ne olduğunu kimse söylememekte.Örneğin;bu müthiş güç nerede gücünü almakta ezeli yada ebediliği nasıl olmakta bu aklımız almayan sisteme nasıl müdahele etmekte nasıl heryerde olmakta bunun fiziksel kimyasal mekansal açıklanması gerekir.ve herşeyden önemlisi bu muazzam güç neden bizi yaratmakta bizi sonunu bildiği halde geleceği ve geçmişi bildiği halde imtihan etmekte bundan ne çıkarı olmakta.

    Eğer bu muazzam sistemle ilgili bizim aklımızın zekamızın içindeki bilgilerle bir açıklamada bulunuyorsak "yaratıcı" hakkındada bu tür verilerle bilgi vermeliyiz.yoksa "O"na ezeli-ebedi olan doğurmayan ve doğrulmayan mekandan her şeyden uzak her şeye gücü sınırsız yeten her yerde var olan birtakım sıfatlar yüklediğimizde sadece kişisel yada toplumsal bir takım soyut bizim anladığımız kainatı açıklamaya yetmeyen bağdaşmayan fikirler ifade etmiş oluruz ki bu "yaratıcı"yı sorgulayan düşüncelere ciddi anlamda haksızlık yapılmış olacağı anlamına geliyor.

    Çünkü iki taraflı bir denge yok."Yaratıcı" a inanalar inanmayanlardan bilimsel veriler isterken ( kainatın nereden geldiği nasıl kendi kendine oluştuğu bu döngünün nasıl devam ettiği canlıların nasıl bu karmaşık yapıya ulşatığı bütün bunların kendi kendine oluşamayacağı gibi) ispat isterken inanmayanlar yada sorgulayanlar bu konuda ("yaratıcının nereden geldiği nasıl olduğu gücünün kaynağı vs..) onlardan veri ve ispat isteyememekteler.
    Esas konu şu:"yaratıcı herşeyden münezzehtir onun varlığını hissederiz akılla kavrarız ama varlığının nasıl olduştuğunu nasıl olabildiğini kavrayamayız açıklayamayız "demek sadece bir kaçıştır karşıdan bilimsel delil isterken inananların bilimsel veri sunmamaları aynı zamanda haksızlıktır denebilir
    _____________________________




  • Düzenli Sistem ve Organize Sistem Farkı

    . Evrimciler, termodinamikle evrimi uzlaştırma amacıyla, sürekli olarak madde ve enerji giriş-çıkışı olan sistemlerde (açık sistemler) belli bir düzen oluşabileceğini ispatlamaya çalışmaktadırlar.

    Bu noktada iki kilit kavrama açıklık getirilmesi, evrimcilerin yanıltıcı yöntemlerinin ortaya konması açısından önemlidir.

    Yanıltma, iki farklı kavramın, "düzenli" ve "organize" kavramlarının kasıtlı olarak karıştırılmasıdır.

    Bunu şöyle bir örnekle açıklayabiliriz: Deniz kenarında dümdüz uzanan bir kumsal düşünün. Güçlü bir dalga kıyıya vurduğunda, bu kumsalda bazı büyüklü küçüklü kum tepecikleri, kumda dalgalanmalar oluşturur.

    Bu bir "düzenleme" işlemidir: Deniz kıyısı açık bir sistemdir ve içeri doğru enerji akışı (dalga) kumsalın başlangıçtaki tekdüze görünümünü basit şekillere sokabilir. Termodinamik anlamda burada eskiye göre bir düzen oluşturabilir. Fakat şunu belirtmek gerekir ki, aynı dalgalar deniz kıyısında kumdan bir kale yapamazlar. Eğer kumdan yapılmış bir kale görürsek, bunu birinin yaptığından eminizdir. Çünkü kale "organize" bir sistemdir. Yani belli bir tasarıma ve bilgi içeriğine (enformasyona) sahiptir. Bilinçli bir kimse tarafından planlı bir biçimde, her parçası düşünülerek yapılmıştır.

    Kale ile kum tepeleri arasındaki fark, birincisinin organize bir kompleksliğe, ikincisinin ise sadece basit tekrarlardan oluşan bir düzene sahip olmasıdır. Tekrarlardan oluşan düzen, bir daktilonun klavyesindeki "a" harfinin üzerine bir cisim düştüğü için (yani içeri giren enerji akımı ile) yüzlerce kere "aaaaaaaa..." yazması gibidir. Tabii ki "a"ların bu şekilde tekrarlı bir düzen içerisinde olması ne bir bilgi içerir, ne de herhangi bir komplekslik. Bilgi içeren kompleks bir harf sıralaması (yani anlamlı bir cümle, paragraf ya da kitap) yazmak için, mutlaka bir akla ihtiyaç vardır.

    Aynı şey rüzgar, tozlu bir odaya girdiğinde de geçerlidir. Rüzgar odaya girdiğinde, daha önce yere tekdüze olarak yayılmış toz tabakası odanın belli bir kenarına toplanabilir. Bu yine termodinamik anlamda eskisine göre daha düzenli bir ortamdır, fakat toz parçacıkları hiçbir zaman rüzgarın enerjisiyle 'kendi kendilerine organize olarak' odanın tabanında bir insan resmi oluşturamazlar.

    Sonuç olarak doğal süreçlerle hiçbir zaman kompleks ve organize sistemler meydana gelemez. Ancak zaman zaman yukarıdaki örneklerdekine benzer basit düzenlemeler oluşabilir. Bu düzenlemeler de belli sınırların ötesine geçemezler.

    Ne var ki evrimciler, bu şekildeki doğal süreçlerle kendiliğinden ortaya çıkan düzenlenme (self-ordering) olaylarını evrimin çok önemli bir kanıtı gibi sunmakta ve bunları sözde "kendini organize etme" (self-organization) örnekleri gibi göstermektedirler. Bu kavram kargaşası sonucunda da, canlı sistemlerin doğal olaylar ve kimyasal reaksiyonlar sonucunda kendiliğinden meydana gelebileceğini öne sürmektedirler. Az önceki bölümde ele aldığımız Prigogine ve takipçilerinin yöntem ve çalışmaları da bu yanıltıcı mantığa dayalıdır.

    Halbuki başta da belirttiğimiz gibi, organize sistemlerle düzenli sistemler birbirlerinden tamamen farklı yapılardır. Düzenli sistemler basit sıralamalar, tekrarlar şeklinde yapılar içerirken, organize sistemler iç içe geçmiş son derece kompleks yapı ve işlevler içerirler. Ortaya çıkmaları için mutlaka bilinç, bilgi ve tasarıma ihtiyaç vardır. Aradaki bu önemli farkı evrimci bilim adamlarından Jeffrey Wicken şöyle tarif eder:

    "Organize" sistemleri "düzenli" sistemlerden dikkatlice ayırt etmek gerekir. İki sistemden hiçbiri "rastgele" değildir, ama düzenli sistemler basit kalıplardan oluştukları için hiç komplekslik taşımazken, organize sistemler her parçası yüksek bilgi içeren dış kaynaklı bir plana göre biraraya gelirler… Organizasyon, bu yüzden işlevsel kompleksliktir ve bilgi taşır.376

    Ilya Prigogine de bu kasıtlı kavram kargaşasına başvurmuş ve içeri doğru enerji akışı sırasında kendi kendine düzenlenen moleküllerin örneklerini, "kendiliğinden organize olma" şeklinde lanse etmiştir. Amerikalı bilim adamları Charles B. Thaxton, Walter L. Bradley ve Roger L. Olsen The Mystery of Life's Origin (Canlılığın Kökeninin Sırrı) adlı kitaplarında, bu durumu aşağıdaki gibi açıklarlar:

    ... Her durumda sıvının içerisindeki moleküllerin rastgele hareketlerinin yerini, anında son derece düzenli bir davranış almaktadır. Prigogine, Eigen ve diğerleri buna benzer bir 'kendi kendine organize olma'nın organik kimyanın esası olabileceğini ileri sürerler ve bunun da canlı sistemler için gerekli olan son derece kompleks molekülleri açıklayabilme potansiyeline sahip olduğunu iddia ederler. Fakat bu paralellikler hayatın kökeni sorusuyla alakasızdır. Bunun ana nedeni, bunların düzen ve kompleksliği ayırt etmeyi başaramamalarıdır.377

    Yine aynı bilim adamları, bazı evrimcilerin öne sürdükleri "suyun buz haline gelmesi, biyolojik düzenliliğin kendiliğinden ortaya çıkabileceğine örnektir" şeklindeki mantığın sığlığını ve çarpıklığını şöyle açıklarlar:

    Suyun kristalize olup buza dönüşmesiyle, basit bir monomerin milyonlarca yıl içinde polimer halinde birleşerek DNA ve protein gibi kompleks moleküllere dönüşmesi arasındaki benzetme sık sık tartışılmaktadır. Her durumda benzetme açıkça yanlıştır… Isı alçaltılarak termal etki yeterince küçültüldüğünde, atomları birbirine bağlayan güçler, su moleküllerini düzenli kristalize bir dizilime sokarlar. Amino asit gibi organik monomerler ise herhangi bir ısıda, değil düzenli bir organizasyona, birleşmeye dahi tamamen karşı koyarlar.

    Tüm kariyerini termodinamiği evrim teorisiyle bağdaştırmaya adamış olan Prigogine dahi, suyun kristalize olmasıyla kompleks biyolojik yapıların ortaya çıkışı arasında bir benzerlik bulunmadığını kabul etmiştir:

    Burada belirtilmesi gereken, izole olmayan (açık) bir sistemde, yeterli düşük sıcaklıklarda düzenli ve düşük-entropi içeren yapıların oluşma ihtimalidir. Bu düzenleme prensibi, kristaller gibi düzenli yapıların oluşumundan ve maddenin hal değişimlerinden sorumludur. Maalesef bu prensip, biyolojik yapıların oluşumunu açıklayamaz.

    Kısacası, hiçbir fiziksel ya da kimyasal etki, canlılığın kökenini açıklayamamakta, "maddenin öz örgütlenmesi" kavramı bir hayal olarak kalmaya devam etmektedir.
    _____________________________
    www.ateizminsonu.com




  • arkadaşım sen biliyormuydun sarsılmaz gibi görülen termodinamiğin 2. kanunun kaos teorisi tarafından depreme uğradığını.
    bugün entropinin sürekli artığını söyleyen 2. kanunu altüst eden spin sistemler mevcut.ayrıntısını fazla bilmemekle birlikte daha buna benzer sistemler mevcut.
    kaos kuramı termodinamikle evrimi savunma çabası değildir.aksine 2. kanunu sarsmaktadır."kaostan düzene" adlı kitabı bir daha okumanı öneririm.

    "Ellerin Kabesi var
    Benim Kabem emektir
    Kuran da kurtaran da
    Emekçi insanlardır"
    _____________________________
    anlayana anlatmaya gerek yok, anlamayana ise anlatmak mümkün değil.
  • İlginç bir üye
    Bugün üye olmuş ve ilk ve tek mesajını da 9 Temmuz başlangıçlı bir topice yazmış .
    quote:

    Orjinalden alıntı: resist_the_trend

    arkadaşım sen biliyormuydun sarsılmaz gibi görülen termodinamiğin 2. kanunun kaos teorisi tarafından depreme uğradığını.
    bugün entropinin sürekli artığını söyleyen 2. kanunu altüst eden spin sistemler mevcut.ayrıntısını fazla bilmemekle birlikte daha buna benzer sistemler mevcut.
    kaos kuramı termodinamikle evrimi savunma çabası değildir.aksine 2. kanunu sarsmaktadır."kaostan düzene" adlı kitabı bir daha okumanı öneririm.

    "Ellerin Kabesi var
    Benim Kabem emektir
    Kuran da kurtaran da
    Emekçi insanlardır"

    _____________________________




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Jerry Seinfeld

    İlginç bir üye
    Bugün üye olmuş ve ilk ve tek mesajını da 9 Temmuz başlangıçlı bir topice yazmış .
    quote:

    Orjinalden alıntı: resist_the_trend

    arkadaşım sen biliyormuydun sarsılmaz gibi görülen termodinamiğin 2. kanunun kaos teorisi tarafından depreme uğradığını.
    bugün entropinin sürekli artığını söyleyen 2. kanunu altüst eden spin sistemler mevcut.ayrıntısını fazla bilmemekle birlikte daha buna benzer sistemler mevcut.
    kaos kuramı termodinamikle evrimi savunma çabası değildir.aksine 2. kanunu sarsmaktadır."kaostan düzene" adlı kitabı bir daha okumanı öneririm.

    "Ellerin Kabesi var
    Benim Kabem emektir
    Kuran da kurtaran da
    Emekçi insanlardır"






    Acaba kim ve birazdan buraya ne yazacak?
    _____________________________
    Varsa vardır, yoksa yoktur






  • quote:

    Orjinalden alıntı: armagedon2001

    SELAM OLSUN MÜMİNLERE...........


    adam sanki camiye giriyor.
    _____________________________
  • @Kaotika "kaos"u ne zaman yazacak diye çok bekledim,
    Örümcekler bağladı Bilim-Kültür bölümünü,
    Sonunda yazdın, ellerine sağlık teşekkür ederiz.

    Kaos içinde düzen, düzen içinde kaos vardır.
    Kaos fikrini, sırf @kaotika yazdı diye hemen tepkiler var.
    İnançla alakalı değişik bir üslubu var malum; ondan.
    Mevzu hemen Entropi ile Evrim'e kaydı bile.
    Oysa bu tepki şekli pek bilimsel değil.
    Çünkü kaotika "Gözlem"i yazıyor, "Olgu"yu keşfetmeye çalışıyorlar.
    "Gözlem"lere ve "olgu"lara dayalı olan neden yadsınıyor hemen?
    Bu sitede ve pek çok yerde biz gibi inançlı arkadaşlar
    Kar tanelerinin farklı geometrisini hayretle över durur oysa!
    Kar tanelerini Yaradanı bir kenara bırakırsanız,
    Kaos teorisinine itiraz edilecek bir şey kalmamaktadır.
    Keza kıyıları Yaradan'ı kelam dışı bırakırsanız, Bir dindarın "Fraktal
    Geometri" ilkelerinden günahkâr olması sözkonusu olamaz.
    Ha "bunun altında ateizma var, çaktırmadan şuuraltı yapılıyor" derseniz,
    E o zaman 3 maymunları oynayalım, Allah'ın yarattığı Doğa'yı, Evren'i
    Sistemi görmezden gelelim!!!
    Bu takdirde
    Tek bir müslümanın bile mahşerde Peygamberden şefaat ve sevgi
    Görmeyeceğine emin olabilirsiniz.
    Çünkü yeryüzüne incelemeci olarak gönderilmiş olan Aklın,
    Çöptenekesine yuvarlandığının resmidir.
    _____________________________

    Nuh Baba

    -------------------
    Zaman hep aynıdır, Geçen Biziz...




  • Kimi zaman bazı insanların ne kadar şanslı, bahtlı, talihli olduklarına şahit oluyorum."Şanslı, bahtlı, talihli"... Bu üç sıfat hemen hemen aynı anlama geliyor.Bazıları bu üç sıfatı sebebini tam olarak anlayamadığım bir şekilde bünyelerinde barındırıyorlar.Kimileri de şansız, talihsiz ve bedbaht oluyorlar.Bu üç sıfat da aynı şekilde kimileri tarafından sebebini anlayamadığım bir şekilde sahipleniliyorlar.Adamın biri bir gün arabasına binip yola çıkıyor.İşine yetişmesi gerekiyor.Her zaman ki otoyola girdiğinde kafasında işleri hakkında binbir düşünce ile savaşım veriyor.Derken bir kamyon yanlışlıkla yanlış şeride giriyor ve işine gitmekte olan adamın arabasını ikiye yarıyor.İşine gitmekte olan adamın vücudu artık tanınmaz bir hale gelerek bu dünyayı terkediyor.Diğer bir adam ise evinden çıkıyor.Yolda herhangi bir büfeden bir sayısal loto kuponu alıyor.Derken cumartesi günü sonuçlar açıklandığında artık bir trilyoner olduğunu görüyor.

    Kaos teorisi kader denen kavramı nasıl açıklıyor bilmiyorum.Kaos teorisine göre kader denen bir kavram yok belki de.Kaos Teorisi adı üzerinde bir teoridir.Ancak benim merak ettiğim bu teorinin amacı nedir?İnsanlığa genel manada ne gibi faydaları olacaktır?Annesi ve annesinin annesi kanser olan bir kişinin kanser olabileceği gerçeği çökmüş mü olacak Kaos Teorisinin getirileri sonucunda?Mantıksız görünebilir yazdıklarım ancak Kaos Teorisinin teori elbisesini üzerinden çıkardığı ve tüm çıplaklığı ile insanoğlunun karşısına dikildiği vakit insanlık neler kazanacak?Açlar ile toklar arasındaki farklar kapanacak mı?Hastalarla sağlıklılar arasındaki fark kapanacak mı?Dünyadaki tüm insanlık refaha mı kavuşacak?Bozulan ozon sistemi eski halini alabilecek mi?Yolda yürüyen bir insanın kafasına "düşecek" olan bir saksı sonucu ölebileceği gerçeğini değiştirebilecek mi?Toplumsal adaletsizlikler en az düzeye mi inecek?

    Belki Kaos Teorisinin böyle bir fayda sağlama "amacı" yoktur.Belki de bu teori sadece tespitlerde bulunuyordur.Ancak gerçekten de merak ettiğim nokta insanlığa elle tutulur bir faydasının olup olamayacağıdır bu teorinin.Eğer böyle bir fayda sağlayamayacak ise insanları bağlayan bir yanı da olacak mı?Kaos'a göre her şeyin bir amacı olması gerekmiyordur belki.Amaçsızlık da bir tür amaç kabul edilebilir belki ancak ben sokakta gördüğüm bir açı doyurma, yardıma muhtaç bir insana yardım etme, sınıfı geçmek için çok çalışma "amacı" gütmez isem benim yardımseverlik gibi başarı gibi kavramlar ile tanışmam mümkün olacak mıdır?Gerçekten merak ediyorum.
    _____________________________




  • tarihteki büyük adamların yaptıklarına baktığımızda hep "doğru zamanda doğru yerde bulnduklarına" şahit oluruz. sağduyulu gözüken ve bize öğüt veren felsefeler hep "doğru zamanda doğru yerde bulunmanın erdem olduğunu" ve kişinin bunu yapabilmek için kendini geliştirmek, çaba sarfetmek adeta buna kendilerini adamak zorunda olduklarını öğüt verir, adeta "dayatır". oysa bilmezler ki doğru zamanda doğru yerde bulunupta büyük işler başaran bu büyük insanlar bunu kendi içlerinde mevcut olan öze ve yeteneğe değil doğanın tamamen anlaşılmaz geribeslemeli düzenine borçludur.

    Bilim ve felsefe sanki tüm olayların arkasında "çok katı bir determinizm" aramak zorundadır ve bunu böyle algılamamız gerektiğine adeta "dayatmışlardır". Sanki hep şöyle olmuştur "her olayın bir sebebi vardır. doğru kararlar doğru sonuçları doğurur, doğru sonuçlara ulaşmamız ancak doğru kararlar vermemiz ile mümkündür, doğru kararlar vermemiz ise sağduyulu olmamıza kendimizi geliştirmemize bağlıdır".

    Oysa kaos ve onun getirdiği anlayış bunu kökünden değiştireceğe benzer. Oysa küçük değişikliklerin tetiklediği değişim zincirleri zaman içinde çok farklı yerlere getirir ki katı bir determinizm ile adeta işin içinden çıkılmaz olur.

    Günümüzde kaos bilimi emekleme aşamasındadır ve doğanın anlaşılmaz ve tahminedilemez geribeslemeli düzeni ile barışık yaşamayı ve onu deterministik felsefeler ve lineer matematik ve fizik formülleri ile değil, tamamen yeni bir anlayış ile kavramak ve öngörmek ister çünkü bilim hep kavramak ve öngörmek ve olayların arkasında yatan düzenleri bulmak ister.
    _____________________________




  • quote:

    Orjinalden alıntı: kaotika
    ..............
    tarihteki büyük adamların yaptıklarına baktığımızda hep "doğru zamanda doğru yerde bulnduklarına" şahit oluruz.


    Sadece Tesla bile bu genellemenin doğru olmadığını gösteriyor...
    _____________________________

    Nuh Baba

    -------------------
    Zaman hep aynıdır, Geçen Biziz...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: kaotika



    Bilim ve felsefe sanki tüm olayların arkasında "çok katı bir determinizm" aramak zorundadır ve bunu böyle algılamamız gerektiğine adeta "dayatmışlardır". Sanki hep şöyle olmuştur "her olayın bir sebebi vardır. doğru kararlar doğru sonuçları doğurur, doğru sonuçlara ulaşmamız ancak doğru kararlar vermemiz ile mümkündür, doğru kararlar vermemiz ise sağduyulu olmamıza kendimizi geliştirmemize bağlıdır".

    Oysa kaos ve onun getirdiği anlayış bunu kökünden değiştireceğe benzer. Oysa küçük değişikliklerin tetiklediği değişim zincirleri zaman içinde çok farklı yerlere getirir ki katı bir determinizm ile adeta işin içinden çıkılmaz olur.

    Günümüzde kaos bilimi emekleme aşamasındadır ve doğanın anlaşılmaz ve tahminedilemez geribeslemeli düzeni ile barışık yaşamayı ve onu deterministik felsefeler ve lineer matematik ve fizik formülleri ile değil, tamamen yeni bir anlayış ile kavramak ve öngörmek ister çünkü bilim hep kavramak ve öngörmek ve olayların arkasında yatan düzenleri bulmak ister.



    Yazdıklarına anlam verebiliyorum.Senin deyişinle "doğanın anlaşılmaz ve tahminedilemez geribeslemeli düzeni ile barışık yaşamayı ve onu deterministik felsefeler ve lineer matematik ve fizik formülleri ile değil, tamamen yeni bir anlayış ile kavramak ve öngörmek isteyen" bir yapının insanlığa getirisinin ne olacağını sorgulamaktı benim amacım.Yoksa Kaos Teorisi öcüdür herkes uzak durmalı gibi bir düşünceye sahip olmam mümkün değil.Ancak sebep sonuç ilişkileri doğrultusunda hareket etmek o kadar derinlerimize işlemiş ki bunun dışında düşünebilmek biraz zor oluyor açıkçası.Üstünü sıkı giyin hasta olursun, güneş kremi sürmezsen cildinde yanıklar olur, karşıdaki kız "çok güzel" "aşık olmaman" için bir neden yok,dondurmayı hızlı yeme boğazların şişer, annem mide kanseriydi diye diyetime dikkat ediyorum, sıkı çalışmalıyım yoksa bu işte başarılı olamam, ibadet edersen cennetin kapısı aralanır...gibi gibi gibi neden sonuç ilişkileri barındıran binlerce örnek yazmak mümkündür.Galiba ben yanlış bir şekilde mantık yürütüyorum.Çünkü Kaosun bakış açısı bu tür neden sonuç ilşikilerinin sadece anlaşılmaz ve tahminedilemez geribeslemeli düzeni olarak tanımlıyorsa bu benim zeka kapasitemin çok üstünde bir bakış açısı olur ki bunu benim şu andaki zeka yapım ile algılamam pek mümkün olacak gibi görünmüyor.
    _____________________________




  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.