Bildirim
...:: Ford Connect Muhabbet Odası ::...
Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar:
Daha Az
4 Misafir - 4 Masaüstü
Giriş
Mesaj
-
-
Müsadenizle ben de daha önce Ford Connect Team'de paylaştığım fotoğraflardan bir kaçını burada da payaşmak istiyorum..
Fotoğraflar "Fındık kahvesi" olarak geçen renge ait..Bu renk sadece Glx'lerde sunuluyor..
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi S.Yalçın -- 13 Nisan 2009; 4:55:52 >
-
quote:
Orjinalden alıntı: mehmetkirsoy
quote:
Orjinalden alıntı: Lukunku
quote:
Orjinalden alıntı: dragotreis
yeni kasada yok mu hız sabitleyici? var diye düşünerek yazmıştım ben ya...
@utku41'in koyduğu katalog verilerinde; hız sabitleyici gözükmüyor.
Bizim kullandığımız kasadaki (ÇKS) Çekiş Kontrol Sistemi, yeni kasada Plus Pakette ESP olarak yer almış. İnşallah her iki sisteme de aynı demezler.
Bir de yine Plus pakette; "ısıtmalı silecek suyu" koymuşlar. Afyon ve doğusu için güzel bir sistem. Ben kışın Afyon'a gittiğim zaman, yarı yolda silecek suyu cama püskürtülemiyordu. Ya su donmuştu, ya da fıskiyelerin ucundaki su donarak geriden gelen suyun akışkanlığına engel oluyordu.
esp çekiş kontrolün yerine gelmiş değil. normal esp var :)
Mehmet bey,
Konuyla ilgili ne kadar bilginiz var bilmiyorum ama; Connect'lerde çekiş kontrolü denilen sistem, çoğu zaman ESP ile karıştırılarak anlatılıyor. Bu bizim tarafımızdan değil, bizatihi Ford'un satış ve servis elemanları tarafından ifade ediliyor. Bazı personele "ESP var mı" dediğiniz zaman, "işte ÇKS var ya, Ford ESP'ye ÇKS diyor" diyeninden tutun da, "ESP neymiş, o eskidi artık çekiş kontrol sistemi var onun yerine" diyenine kadar.
@utku41'in Connect Team'de yayınlamış olduğu şu katalog verilerinde, "Güvenlik" başlığının altında ve sayfanın en altında göreceğiniz haliyle, hem ESP var, hem de artık (HLA) yokuş kalkış sistemi var. E tabi bütün bu sistemler sadece GLX + Plus Paket'te donanıma dahil ediliyor.
-
-
"neden kii utanılıcak bir şey arkadaşım herkez yapıyooo ne yazık kiii dogal olarak bizde yaptık şuan inanırmısın yazdıgımdan berii 12 kişi pm attı nerde çekiliyo diyee işte burasıı türkiye sen yapmasanda millet yapıyo sende mecbur kalıyosun sende yapıyosun ben övünücek gibi bir şey söylemedim sadece yaptıgımız şeyii söyledim kötü bi niyette görmedim burdaa çoğu eleştiren kişii tahmin ediyorum kiii onlarda arabalarının km sini düşürüyolardır kimse üzerine alınmasın ortaya söylüyorum "
http://forum.donanimhaber.com/m_31025890/mpage_1/key_//tm.htm#31040589
HEM KM DÜŞÜRMÜŞ, HEM ARACI SATMIŞ HEM DE KONUSUNU AÇMIŞ YAW...
-
quote:
Orjinalden alıntı: dragotreis
"neden kii utanılıcak bir şey arkadaşım herkez yapıyooo ne yazık kiii dogal olarak bizde yaptık şuan inanırmısın yazdıgımdan berii 12 kişi pm attı nerde çekiliyo diyee işte burasıı türkiye sen yapmasanda millet yapıyo sende mecbur kalıyosun sende yapıyosun ben övünücek gibi bir şey söylemedim sadece yaptıgımız şeyii söyledim kötü bi niyette görmedim burdaa çoğu eleştiren kişii tahmin ediyorum kiii onlarda arabalarının km sini düşürüyolardır kimse üzerine alınmasın ortaya söylüyorum "
http://forum.donanimhaber.com/m_31025890/mpage_1/key_//tm.htm#31040589
HEM KM DÜŞÜRMÜŞ, HEM ARACI SATMIŞ HEM DE KONUSUNU AÇMIŞ YAW...
Gördüm ve okudum...
Ve de kahroldum...
Ne yaptık da biz böyle insanlara sahip olduk, bütün cihana hükmeden osmanlı imparatorluğu zamanında darda kalanların gelip alması için özel kurnalar yaptırırken neden şu anda, kendi kardeşinin bile kuyusunu kazmaktan, cebini boşaltmaktan utanmayan bir hale düştük, neden hala hem eğitimde hem de öğretimde yetişmemiş nesillere sahip değiliz, neden bu insanlara hala insan gözüyle bakabiliyoruz ve de neden hala ben kendimden bile böyle bir şey yapabilme adına şüpheleniyorum? Kim girdi kanıma benim, kanımıza bizim, neden olduk biz böyle?
Emin olun; internette gazeteleri çocuklarımın yanında açmaktan korkuyorum. En tepede tecavüz haberi, onun altında mankenlerin fotoğrafları. Bu durumu normal karşılayan bir mantık, herhalde yukarda alıntıladığın durumu da normal görüyor.
Çok yazık, içimiz boşaltılıyor, farkında değiliz.........
Çok yazık.....
-
quote:
Orjinalden alıntı: SeRSeRiHaYaT
Transit Connect Kombi GLX K210S GLX 1.8 TDCi 110PS 30binlira edermi bide özellikleri ne bu aracın
Merhaba arkadaşım;
Yazdığınız araç sıfır km'mi; ikinci el mi? Biraz daha ayrıntılı yazabilir misiniz?
O fiyat makyajlanmamış (yani önceki sayfada görebileceğiniz) kasa ve sıfır km ise; bu araçlar galerilerin elinde kalan son araçlar olduğu için 27.000'e kadar stil paketlisini veriyorlar.
Makyajlısı ise; 31.500 civarında satılıyor.
İkinci el'inin o fiyat olması için, üzerinde fazla özelliklerinin de olması lazım; ki internette 35.000'e bile satan var.
Aracın özelliklerini de buradan inceleyebilirsiniz.
-
Aklıma gelmişken; şu notu da tarihe düşelim...
Connect'in makas olayını herkes soruyordu; kessek, sayısını azaltsak, boyunu küçültsek, ağırlığını indirsek, kaldırsak, iptal etsek, yerine gazlı amortisör yapsak vs gibi bir sürü şey söyleniyordu.
Tır'ların özellikle sağlam olarak yerine ulaştırılması gereken ürünleri taşıyan dorselerinde, yollarda dikkat ettiyseniz, farklı bir amortisör sistemi kullanıyorlar. Makas gibi sert değil, ama en az onun kadar sağlam, yol tutuşa negatif etkisi olmayan bu sistemin bir fotoğrafını aşağıda görüyorsunuz.
Bu sistem acaba Connect'e de uygulanabiliyor mu? Bu işi yapan Türkiye'de bir firma var. Özellikle servis araçlarına ve sprinter tarzı kamyonetlere de yapıyorlar. Onların sitesi aşağıda.
İlginizi çekebilir.
http://www.regola.com.tr/index.htm
Burada da videoları var.http://www.regola.com.tr/regola.wmv
-
quote:
Orjinalden alıntı: Lukunku
quote:
Orjinalden alıntı: dragotreis
"neden kii utanılıcak bir şey arkadaşım herkez yapıyooo ne yazık kiii dogal olarak bizde yaptık şuan inanırmısın yazdıgımdan berii 12 kişi pm attı nerde çekiliyo diyee işte burasıı türkiye sen yapmasanda millet yapıyo sende mecbur kalıyosun sende yapıyosun ben övünücek gibi bir şey söylemedim sadece yaptıgımız şeyii söyledim kötü bi niyette görmedim burdaa çoğu eleştiren kişii tahmin ediyorum kiii onlarda arabalarının km sini düşürüyolardır kimse üzerine alınmasın ortaya söylüyorum "
http://forum.donanimhaber.com/m_31025890/mpage_1/key_//tm.htm#31040589
HEM KM DÜŞÜRMÜŞ, HEM ARACI SATMIŞ HEM DE KONUSUNU AÇMIŞ YAW...
Gördüm ve okudum...
Ve de kahroldum...
Ne yaptık da biz böyle insanlara sahip olduk, bütün cihana hükmeden osmanlı imparatorluğu zamanında darda kalanların gelip alması için özel kurnalar yaptırırken neden şu anda, kendi kardeşinin bile kuyusunu kazmaktan, cebini boşaltmaktan utanmayan bir hale düştük, neden hala hem eğitimde hem de öğretimde yetişmemiş nesillere sahip değiliz, neden bu insanlara hala insan gözüyle bakabiliyoruz ve de neden hala ben kendimden bile böyle bir şey yapabilme adına şüpheleniyorum? Kim girdi kanıma benim, kanımıza bizim, neden olduk biz böyle?
Emin olun; internette gazeteleri çocuklarımın yanında açmaktan korkuyorum. En tepede tecavüz haberi, onun altında mankenlerin fotoğrafları. Bu durumu normal karşılayan bir mantık, herhalde yukarda alıntıladığın durumu da normal görüyor.
Çok yazık, içimiz boşaltılıyor, farkında değiliz.........
Çok yazık.....
Evet yazılanları bende okudum.
Tepki veren duyarlı arkadaşları takdir ediyorum. Lukunku'nun söylediklerine ben de katılıyorum .Aramızda böyle zihniyete sahip insanlarda var bunları eğitsende fark etmez.
-
Her marka aracın spy shot'u (casus fotoğraf) olur da Connect'in olmaz mı?
İşte Amerika'da kar'ın üzerindeki performansını test ederlerken; çok bilmiş fotoğrafçılar da fotoğrafını çekerek, üstüne üstlük araç içindekilerin yüzlerini de mozaikleyerek yayınlamışlar.
Basbayağı SPY SHOT diyor. Linki de burada
-
16 Nisan 2009 Tarihli Hürriyet Gazetesi'nden...
Referans Gazetesi ve Türk Ekonomi Bankası (TEB) tarafından bu yıl 3'üncüsü düzenlenen “Hızlı Balık Ödülleri”, sahiplerini buldu.
"... taşıt araçları ve yan sanayi kategorisinde Ford Otomotiv ..."
ödüle değer bulundu.
" ...
YENİ pazarlarla büyümeye devam eden Ford Otosan, dünyada girilmedik pazar bırakmadı. Mevcut ürünlerine sıfırdan kamyon üretimini de ekleyen Ford Otosan, 4 yılda 20 ülkeye ihracat yapar hale geldi. 4 yıldır ihracat şampiyonluğunu kimseye kaptırmayan şirketin Gölcük tesisleri 6 yıldır üst üste dünyadaki en iyi Ford fabrikası seçiliyor. Gölcüklü Ford Transit Connect, mayıs ayının ikinci haftası ABD yolculuğuna başlıyor.
...
"
Linki burada
-
Enteresan bir fotoğraf...
Adam 1 beygir ile 90 beygirlik Connect'i solluyor.
"Fotoğraf küçük görünüyor, büyüğü yok mu" diyenler ya da daha net görmek isteyenler için; link burada
-
Vatandaş, bakın burada ne diyor:
quote:
Orjinalden alıntı: zeynelyasar
Ben 8 aydır cyclone far ve yagmur sensoru kullanıyorum hiç bir şikayetim yok bence siz de deneyin aracım ford connect. gayet kullanışlı ürünler. yağmur sensörü hiç sekmiyor göz de yormuyor takılan pozisyon itibariyle. far sensörü de gizli montajıyla farkedilmiyo bile. bence deneyin verdiğiniz paraya değer.
araca takılı ürünlerin resimlerini de koyayım görmek isteyenlere:
http://s575.photobucket.com/albums/ss194/ennasiellaa/?action=view¤t=DSC_0009.jpg
http://i575.photobucket.com/albums/ss194/ennasiellaa/DSC_0010.jpg
http://i575.photobucket.com/albums/ss194/ennasiellaa/DSC_0014.jpg
http://i575.photobucket.com/albums/ss194/ennasiellaa/DSC_0018.jpg
Tek mesajı var ve bir daha da gelmemiş.
Demek ki bu, far ve yağmur sensörü denen aletler sonradan da takılabiliyormuş. Her ne kadar ben böyle sonradan takılma şeyleri pek sevmesem de; ihtiyaç duyanlar için alıntılayalım...
-
IMCDB (Internet Movie Cars Database) yani filmlerde geçen araba sahneleri veritabanı.
Milletin işi gücü yok, filmlerde arabaları arşivlemişler. Connect için de bölüm var.
Bunlar yeni, 2009 yılından...
Linki de burada
-
quote:
Orjinalden alıntı: Lukunku
Fakat canım memleketimin her santimetrekaresi ayrı bir güzel, her mevsimde de daha bir farklı güzel...
al sana o zaman kraldan kral resimler:
http://www.turguttarhan.com/galleries.htm -
quote:
Orjinalden alıntı: dragotreis
quote:
Orjinalden alıntı: Lukunku
Fakat canım memleketimin her santimetrekaresi ayrı bir güzel, her mevsimde de daha bir farklı güzel...
al sana o zaman kraldan kral resimler:
http://www.turguttarhan.com/galleries.htm
Güzel fotoğraflar var. Çoğunu yeni görüyorum. Teşekkür ederim, link için. Gerek böyle fotoğrafları, gerekse yol maceralarını da burada paylaşabiliriz.
Amatör fotoğraflar da ilgimi çekiyor, onunla ilgili de internetten epey gezi sitelerini karıştırıyorum.
Şunlar gibi:
Kendi çekimlerim...
-
quote:
Orjinalden alıntı: akmenx
Lukunku;
karteldeki yağ sızıntısı contadan yani kapağın birleştiği yerden kaynaklanan bir olay.Mazot pomapasına gelincede o kadar büyük kaçak yoktu .ne yağ olsun nede mazot yere damlayacak kadar kaçırmıyordu.Yoksa araç sürekli kapalı yerde ve aynı noktada duruyor fark edilirdi.servise gelince İstanbul insanı Ege insanı kadar sıcak kanlı değildir.Artık insanlar bile bir birine tahammül edemediği kentte birinin yemek ihtiyacı olup olmadığı onları pek ilgilendirmez sanırım.Dediğim gibi Bu serviste buranın en iyisiymiş. yapılan işler için sürekli kontrol edeceğim kaçakları.
Kartel contası, tahmin ettiğim ve kötünün iyisi denebilecek bir yer. Ancak, gene de yeni arabadan öyle bir sızıntı olması enteresan.
İnsanlığın; ege'liliği istanbul'luluğu olmaz. İnsanlık, insanlıktır; içinden gelen bir davet duygusu da yoksa zorla da bir şey öğretemezsiniz. Bir yemek ikram etmekle de herhalde şirketleri batmazdı. Hakikaten çok ayıp etmişler, senin müşterin sabah ilk mesai girişinden akşam mesai saati sonuna kadar firmanda bekleyecek ve sen dil ucuyla dahi olsa bir teklifte bulunmayacaksın. Bu kadar da insanlık ölmüş olamaz ve de diyorsun ki, bu diğerlerinin içinde en iyisi.
Böyle şeyleri duydukça, büyük hayalkırıklığı yaşıyor ve geleceğimiz adına çok da ümitli olamıyorum malesef. Bizim içimizi boşaltıp, insan diye ortalığa salmışlar.
--------
Ben afrika'da yaşadım biliyorsunuz; şu anlatacağım tarz şeyleri her zaman anlatmam doğru olmaz ama bizim millet olarak varabileceğimiz son nokta olarak gelecek nesillerin de böyle şeyleri bilmesi, bence bazen gerekli oluyor.
Terör, organize suçlar gibi şeyleri bilmezler ama, adi suçlar çok boldur oralarda; hırsızlık, yankesicilik gibi. Evlere kadar hırsızlığa geldikleri olur. Böyle işler için, 3-5 kişilik çete kurdukları da olur. En büyük silahları da keleşden daha adi otomatik silahlardır, pompalı bile bilmezler. En çok da ellerinde saçma atan tabancalardan vardır.
Her neyse, anlatacağım şey başka. Bazen ortalıkta, ufak tefek yankesicilik yapanlar da çıkar, kadının elinden çantayı alıp götürmek gibi. İşte bu tarz insanları yakaladıkları anda, çok ama çok vahşi bir şekilde cezalandırma şekilleri vardır. Herkesin içinde, (tam tabiriyle) eşek sudan gelinceye kadar döverler, kırbaçlarla, coplarla, ip ve sopalarla, postallı ayaklarından çıkan tekmelerle hem de. Asıl işlem daha sonra başlıyor; adamın dayak yiyecek hali kalmayınca bir yol ortasında, bu kez başına bir lastik geçirirler ve yine herkesin içinde yakarlar, adam zaten dayaktan bitap düştüğü için canlı canlı yanışını izlerken, can acısından bağıramaz bile. Etraftan da araçlar geçer, insanlar geçer, polisler bile hızlı hızlı devam ederler yollarına. Zira bu vahşi linç harekatı, onlara göre suçluyu cezanlandırma şeklidir ve gayet de doğaldır. Biz, yabancılar için de asıl vahşet bundan sonra başlıyor; yolun ortasında o yanmış simsiyah ceset, günlerce bekler, herkes yanında geçer gider, bazı araçlar bir tarafına çarpar vurur, bazı yerleri ezilir, ama günlerce yerden kalkmaz, öylece durur. Ailemle otoban ortasında bile çok ama çok görmüşüzdür böyle şeyleri bizler. "İnsanlığın bittiği, tükendiği an" der, üzülürsünüz, ama elinizden de bir şey gelmez, siz dahi o ceseti kaldıramazsınız, zira öyle bir durumda sizin de öyle bir durumda bir trafik kazasına kurban gitme ihtimaliniz vardır. Ne kadar görmemeye çalışsanız da, bir gün mutlaka birisi ile karşılaşırsınız. Bugün, şu anlarda bile bir orta Afrika ülkesine gitseniz, bir hafta kalsanız, böyle bir durumla şu anda bile karşılaşmanız işten bile değildir.
Bunları gördükçe, yaşadıkça, bizim insanımız cennetten çıkmış melek gibidir, havaalanından ilk indiğinizde karşılaştığınız ilk kişiyi yakasından tutup yalapşap öpmek istersiniz, şükrederek. İşte insanlığın gelebileceği en son nokta olarak, neslimizi korkutup bari bundan sonrası için eski günlerimize yeniden dönme adına, iğneyi batırmalıyız.
Geçen hafta Hürriyet gazetesinde burada verilen bir röportajda şöyle deniyor: Buraya (Mardin'e) ilk geldiğimizde daha dizi başlamamıştı ve ben sokakları geziyordum. Bir evin camında duran kadın “Gel kahve içelim” diye çağırdı mesela beni. Gittim. Kahve içtim, sohbet ettim. Bir yandan dolma sarıyordu, diğer yandan 4-5 yaşında bir çocuk kolonya, şeker getirdi. İnanılmazdı. İstanbul’da biri “gel” dese, arkanıza bakmadan kaçarsınız herhalde. Biz bu'yuz, böyle olmalı, böyle kalmalıyız, Anadolu'daki bu anlayışımız hiç bir zaman yitmemeli, gelecek nesillere tek mirasımız olarak, daha sonraki nesillere de aktarılmalı. Yazacak daha çok şeyim var da, daha sonra inşallah...
-
quote:
Orjinalden alıntı: Lukunku
quote:
Orjinalden alıntı: akmenx
Lukunku;
karteldeki yağ sızıntısı contadan yani kapağın birleştiği yerden kaynaklanan bir olay.Mazot pomapasına gelincede o kadar büyük kaçak yoktu .ne yağ olsun nede mazot yere damlayacak kadar kaçırmıyordu.Yoksa araç sürekli kapalı yerde ve aynı noktada duruyor fark edilirdi.servise gelince İstanbul insanı Ege insanı kadar sıcak kanlı değildir.Artık insanlar bile bir birine tahammül edemediği kentte birinin yemek ihtiyacı olup olmadığı onları pek ilgilendirmez sanırım.Dediğim gibi Bu serviste buranın en iyisiymiş. yapılan işler için sürekli kontrol edeceğim kaçakları.
Kartel contası, tahmin ettiğim ve kötünün iyisi denebilecek bir yer. Ancak, gene de yeni arabadan öyle bir sızıntı olması enteresan.
İnsanlığın; ege'liliği istanbul'luluğu olmaz. İnsanlık, insanlıktır; içinden gelen bir davet duygusu da yoksa zorla da bir şey öğretemezsiniz. Bir yemek ikram etmekle de herhalde şirketleri batmazdı. Hakikaten çok ayıp etmişler, senin müşterin sabah ilk mesai girişinden akşam mesai saati sonuna kadar firmanda bekleyecek ve sen dil ucuyla dahi olsa bir teklifte bulunmayacaksın. Bu kadar da insanlık ölmüş olamaz ve de diyorsun ki, bu diğerlerinin içinde en iyisi.
Böyle şeyleri duydukça, büyük hayalkırıklığı yaşıyor ve geleceğimiz adına çok da ümitli olamıyorum malesef. Bizim içimizi boşaltıp, insan diye ortalığa salmışlar.
--------
Ben afrika'da yaşadım biliyorsunuz; şu anlatacağım tarz şeyleri her zaman anlatmam doğru olmaz ama bizim millet olarak varabileceğimiz son nokta olarak gelecek nesillerin de böyle şeyleri bilmesi, bence bazen gerekli oluyor.
Terör, organize suçlar gibi şeyleri bilmezler ama, adi suçlar çok boldur oralarda; hırsızlık, yankesicilik gibi. Evlere kadar hırsızlığa geldikleri olur. Böyle işler için, 3-5 kişilik çete kurdukları da olur. En büyük silahları da keleşden daha adi otomatik silahlardır, pompalı bile bilmezler. En çok da ellerinde saçma atan tabancalardan vardır.
Her neyse, anlatacağım şey başka. Bazen ortalıkta, ufak tefek yankesicilik yapanlar da çıkar, kadının elinden çantayı alıp götürmek gibi. İşte bu tarz insanları yakaladıkları anda, çok ama çok vahşi bir şekilde cezalandırma şekilleri vardır. Herkesin içinde, (tam tabiriyle) eşek sudan gelinceye kadar döverler, kırbaçlarla, coplarla, ip ve sopalarla, postallı ayaklarından çıkan tekmelerle hem de. Asıl işlem daha sonra başlıyor; adamın dayak yiyecek hali kalmayınca bir yol ortasında, bu kez başına bir lastik geçirirler ve yine herkesin içinde yakarlar, adam zaten dayaktan bitap düştüğü için canlı canlı yanışını izlerken, can acısından bağıramaz bile. Etraftan da araçlar geçer, insanlar geçer, polisler bile hızlı hızlı devam ederler yollarına. Zira bu vahşi linç harekatı, onlara göre suçluyu cezanlandırma şeklidir ve gayet de doğaldır. Biz, yabancılar için de asıl vahşet bundan sonra başlıyor; yolun ortasında o yanmış simsiyah ceset, günlerce bekler, herkes yanında geçer gider, bazı araçlar bir tarafına çarpar vurur, bazı yerleri ezilir, ama günlerce yerden kalkmaz, öylece durur. Ailemle otoban ortasında bile çok ama çok görmüşüzdür böyle şeyleri bizler. "İnsanlığın bittiği, tükendiği an" der, üzülürsünüz, ama elinizden de bir şey gelmez, siz dahi o ceseti kaldıramazsınız, zira öyle bir durumda sizin de öyle bir durumda bir trafik kazasına kurban gitme ihtimaliniz vardır. Ne kadar görmemeye çalışsanız da, bir gün mutlaka birisi ile karşılaşırsınız. Bugün, şu anlarda bile bir orta Afrika ülkesine gitseniz, bir hafta kalsanız, böyle bir durumla şu anda bile karşılaşmanız işten bile değildir.
Bunları gördükçe, yaşadıkça, bizim insanımız cennetten çıkmış melek gibidir, havaalanından ilk indiğinizde karşılaştığınız ilk kişiyi yakasından tutup yalapşap öpmek istersiniz, şükrederek. İşte insanlığın gelebileceği en son nokta olarak, neslimizi korkutup bari bundan sonrası için eski günlerimize yeniden dönme adına, iğneyi batırmalıyız.
Geçen hafta Hürriyet gazetesinde burada verilen bir röportajda şöyle deniyor: Buraya (Mardin'e) ilk geldiğimizde daha dizi başlamamıştı ve ben sokakları geziyordum. Bir evin camında duran kadın “Gel kahve içelim” diye çağırdı mesela beni. Gittim. Kahve içtim, sohbet ettim. Bir yandan dolma sarıyordu, diğer yandan 4-5 yaşında bir çocuk kolonya, şeker getirdi. İnanılmazdı. İstanbul’da biri “gel” dese, arkanıza bakmadan kaçarsınız herhalde. Biz bu'yuz, böyle olmalı, böyle kalmalıyız, Anadolu'daki bu anlayışımız hiç bir zaman yitmemeli, gelecek nesillere tek mirasımız olarak, daha sonraki nesillere de aktarılmalı. Yazacak daha çok şeyim var da, daha sonra inşallah...
Afrikada Gördüğün yaşadığın hoş şeyler değil tabi.Seninde bildiğin gibi benimde yurt dışı geçmişim bulunmakta.Bizim dönemimizde olay denecek bir şey yoktu ufak tefek hırsızlıklar hariç.insanlar bir birlerine sıcak değildiler ama buna karşı saygılıydılar.hatta birbirlerinin haklarını korur ve sahip çıkarlardı.Şunu da belirtmek isterim her kez ne iş yaparsa yapsın kim olursa olsun kazançları ve eğitimleri gözetilmeden aynı saygıyı görüyordu etraftan,yani demek istediğim magandayım ama para bende veya sonra dan görme tabiri yoktur.Orada şu kanun vardı her iş titizlikle yapılır ve işin hakkı verilirdi.kaypaklık denen bir olay yoktur.Gene zamanla orayıda bozmuşuz.Bizdede bahsetiğn o sıcak insanların sayısı çok azaldı,halen köylerde taşrada onlara rastlamak çok güzel.
-
ford.com.tr'de yeni Connect'in fotoğrafları nihayet yerini almış.
http://www.ford.com.tr/transitconnectkombi adresinde, hala ilk kasa Connect'in fotoğrafları üzerinden ölçüleri ve özellikleri veriliyor ama siteye girdiğinizde, yeni bir pencere açılıyor, oradan inceleyebilirsiniz.
"Yeni açılan pencere engelleyici" olanlar için tam adresini de vereyim; aşağıdaki linke tıklayınız.
http://www.ford.com.tr/UIControl/vehicles/transitconnectkombi/microsite_default.htm
-
Vatandaşın birisi; "Connect tarzı araçların içlerini dizayn ederek, nasıl bir kamp aracı haline getirebiliriz" sorusuna cevap için, kendince çizimler yapmış.
Daha da fazlası için link burada
Benzer içerikler
- ford connect kronik sorunları
- ford connect teyp kodu
- connect mi courier mi
- tepe çıkış yd kullanılamıyor ne demek
- ford connect lastik hava basıncı
Ip işlemleri
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X