Şimdi Ara

Chevrolet Captiva - tüm başlıklar -

Bu Konudaki Kullanıcılar:
5 Misafir - 5 Masaüstü
5 sn
10.222
Cevap
90
Favori
1.055.784
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Çözdüm.
    Karşılıklı kilit diye birşey varmış.
    Önce onu aktif ettim. Kilit butonuna 2 kez arka arkaya sonra bir daha ve 3 sn içinde bir daha basınca aktif oluyor. Önce aktif ettim sonra kumandadan kapıları açtım düzeldi...👍😂



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi merduran -- 11 Ağustos 2019; 21:2:37 >
  • Merhaba Hocam,

    Muhoi arkadaşımızın söylediklerine ben de biraz ekleme yapayım. Elimdeki 2011 High'dan yola çıkarak;

    İÇ MEKAN:
    ***Aracın iç mekanı günümüz araçlarına göre çok modern değil. Malum, 2011 model de olsa dizayn yılı 2007. Direksiyon simidi biraz büyük, gösterge tablosu gayet okunaklı. Yol bilgisayarı orta konsolun üst kısmındaki küçük ekranda ve sanırım konsolu en demode gösteren detay bu; kontrolü orta konsol üzerindeki tuş üzerinden yapılıyor ve malesef anlık yakıt tüketimini göstermiyor. Müzik sisteminin tuşları küçük, 4'lü CD changer'ı mevcut ancak ses kalitesi düşük. Araç dizayn edildiği yıllarda USB çok yaygın bir donanım olmadığından araçta USB yok, ancak Aux var ve telefonunuzu sorunsuz bir şekilde bağlayabiliyorsunuz.
    ***Aracın malzeme kalitesi orta seviye olsa da işçilik seviyesi çok üst düzey değil. Piyasaya sunulduğu yıllardaki Hyundai Santa Fe'den çok da farklı değil aslında. Konsolun üst kısmı serte yakın ancak dayanıklı bir malzemeyle kaplı. Hem ön hem arka kapıların üstü konsola göre daha yumuşak malzeme ile kaplı (Bildiğimiz yumuşak malzeme). Kapıların içi ve kolunuzu dayadığınız kısımlar deri ile kaplı. Hatta bu deri koltuklardaki derinin aynısı. Sözü gelmişken araçtaki deri elbette suni deri ancak şu an piyasada deri koltuk opsiyonlu bir çok araçtaki derilerden daha kaliteli diyebilrim. Yer döşeme halısı ve bagaj halısı da oldukça kaliteli. İşçilik kalitesi yukarıda da yazdığım gibi çok üst düzey değil. Çukur geçişlerinde konsol ve kapı içlerinden tıkırtılar ve çıtırtılar geliyor. Konsolda bazı noktalarda montaj kalitesi çok iyi durmuyor.
    ***Saklama alanları fazlasıyla yeterli ancak bazılarının kullanımı çok pratik değil diyebilirim. Neyse ki sayıca ve hacmen fazlalar da çok da eleştirmeye gerek kalmıyor. Ön konsolun üst kısmında kapaklı bir göz, orta konsolda müzik sistemiyle yol bilgisayarı ekranı arasındaki kapaklı göz elinizdeki telefon, cüzdan, ıvır zıvır ne varsa fazlasıyla almaya yetiyor. Vites önündeki göz fazla küçük, alabileceği garaj kumandasıyla sınırlı. Bardaklıklar biraz aşağıda kalıyor, haliyle bazen dalgınlıkla kahvenizi içerken dökebilirsiniz, dikkat edin. :) BU bardaklıkları da yine saklama alanı olarak kullanabilirsiniz. Orta kolçak altında bir büyük ve bir küçük iki göz ve tavanda gözlük bölmesi var. Ön yolcu koltuğu altında çekmece ve far kumandalarının altında göz bulunması olumlu bir detay. Ön yolcunun ayaklarını uzattığı kısımda bir file ve bir askı kancası da bulunuyor. Arka koltuklardaki yolcular için de saklama alanları ve bardaklıklar mevcut. Hatta en arka sıradaki yolcular için bile ufak tefek de olsa elinizdeki ıvır zıvırı koyabileceğiniz alanlar var. Kapı içi cepleri dört kapıda da 1-1.5 litrelik şişeleri alabiliyor ancak onun haricinde oldukça dar.
    ***İç mekanı aracın boyutlarını da dikkate alırsanız fazlasıyla geniş ve verimli. Kesinlikle olduğundan da ferah hissettiriyor. Ön sırada genişlikle ve ferahlıkla ilgili sıkıntı yok. Sürüş pozisyonu kolaylıkla bulunabiliyor. Orta sırada baş mesafesi neredeyse ticari araçlarla yarışacak seviyede. Diz mesafesi içinse bacak bacak üstüne atabilirsiniz (Bir örnek vermek gerekirse Skoda Octavia'nın diz mesafesine eşit belki biraz daha fazla diyebilirim). En arka koltuklar bu ebattaki her SUV'da olduğu gibi daha ziyade çocuklar için ferah alan sunabilir ancak boyu 1.70-1.80 olan kişiler de kısa mesafe yolculuklarda burada seyahat edebilirler.
    ***Bagaj hacmi 5 kişilik kullanımda 465 olarak geçiyor. Ancak yeni nesil crossoverlarda 500 litre üstü olarak belirtilen bagajlardan daha geniş hissettiriyor. Ayrıca bagajda çok sayıda kapaklı göz de mevcut. 7 kişilik kullanımda bagaj hacmi oldukça ufak. Yanlış hatırlamıyorsam 150 litre olarak belirtilmiş. En arka sıra koltuklar açıkken buraya kabin boy bagaj gibi sert bagajlar sığmıyor ancak sırt çantası tarzı eşyalarınızı koyabilirsiniz. En azından bunlar sığıyor.
    ***En arka sıraya da geçişler zor değil, orta sıra koltuklar kolaylıkla açılıp kapatılabiliyorlar. Bu arada orta sıra koltuklarda benim çok sevdiğim bir özellik olan sırtlık eğim ayarı var. Otobüs veya tren yolculuklarındaki gibi bu sıradaki yolcular koltuğu yatırabiliyor.
    ***Kısaca Fiat Sedici'den sonra iç mekan konusunda işçilik ve malzeme kalitesi olarak sizi çok da üzmeyecektir. Mekan genişlik hissinden bahsetmiyorum bile.

    MOTOR/ ŞANZIMAN / TÜKETİM:
    Araç 150 beygir, 320 Nm da torka sahip. Maksimum torkunu 2000 devirden itibaren veriyor, ancak yine de 2000 devire kadar araç çok atak olmasa da turbo boşluğuna sahip değil. Araçtaki şanzıman 5 ileri tork konvertorlu tipinde yani klastik tip dediğimiz otomatik şanzıman. Aisin üretimi olan bu şanzıman, sorunsuzluğuyla bilinir ancak malesef günümüz standartlarına göre eski bir teknoloji hala bu tarz şanzımanları kullananlar olsa da. Şanzımandaki indirekt aktarmayı malesef yaklaşık 110-120 km'ye kadar hissediyorsunuz. Haliyle araç çok yuksek hızlarda değilken özellikle gaza yüklenildiğinde sanki yarım kavrama yaparak gidiyormuş gibi bir his uyandırıyor. Haliyle motor devri yükseliyor, araç fazla yakıt tüketmiş oluyor. Örnek vermek gerekirse araç 5.vites 90km'de 2500-2700 devir /dakika'da ilerlerken 120km'de 2000 devirde ilerliyor. Yani tork konvertör 110 civarı bir hızda kilitleniyor. Aracın da en ekonomik olarak gittiği hız 110-120km/s sabit hızlı düz yol sürüşleri. Tüketim ortalama Istanbul içi 10-12 litre arası, şehirler arası 7-9 litre arası olarak oynuyor. Bu verdiğim değerler özellikle şehir içi değerler aşırı dur kalklı veya gazlamanın olduğu yüklü kullanım değerleri değil. Eğer sıkıştırırsanız 15 litre seviyelerini de görürsünüz. Bu arada verdiğim değerler pompa verisi. Yol bilgisayarı pompa verisine göre 1.5-2 litre kadar düşük gösteriyor. Ancak gördüğüm kadarıyla atmosferik beslemeli bir araç kullanıyorsunuz, tüketim olarak sizin için çok farklı olmayacaktır. Belki bir tık daha atak da gelecektir size Captiva.

    SÜRÜŞ / KONFOR:
    ***Aracın süspansiyonları orta sertlikte. Uzun engebelerde sorunsuz ancak kısa darbelerde vuruntu yapabiliyor ancak çok rahatsız edici boyutta değil. Yol tutuşunun piyasaya sürüldüğü yıllardaki rakipleri Santa Fe ve Kia Sorento'dan iyi olduğu söyleniyor. Dürüstçe söylemek gerekirse ikisini de kullanmadım. Fakat böyle yerden yüksek ve gövdesi de yüksek olan bir araçtan çok üst düzey bir yol tutuş beklememek lazım. Direksiyon da çok hissiz olduğundan ani engel aşma ve slalom yapma gibi durumlarda araç tedirgin edebiliyor. Ancak kısaca söylemek gerekirse aracın yol tutuşunun modern C segment hatchbacklerden geride ancak modern B segment sedanlardan (Peugeot 301, Renault Symbol, Fiat Linea) ve bazı modern B segment hatchbacklerden(Renault Clio, Nissan Micra, Opel Corsa) iyi olduğunu söyleyebilirim. Kısaca çok atraksiyon aracı değil.
    ***Ses yalıtımı yeterli diyebilirim. Motor soğukken dizel motor sesi kabine fazla geliyor, özellikle tork konvertörün kilitlenmemesinden dolayı düşük hızlarda devir de yüksek olduğundan sesi duyuyorsunuz ancak motor ısındıkça motor sesi kayboluyor. Uzun yolda 110-120 km hızlara ulaştığınızda motor sesi oldukça az. Lastik ve yol sesi orta seviyede. Kıyaslamak gerekirse şu an piyasadaki B segment araçlarından hepsinden iyi ve C segment bazı araçlardan da iyi diyebilirim. Rüzgar sesi de 120'den sonra rahatsız ediyor, yani yalıtım anlamında araç iyi diyebilirim.

    DONANIM:
    Elbette şu anki modern araçlarda bulunan sürüş destek sistemleri gibi akıllı özellikler yok ancak, konfor donanımları eksiksiz diyebilirim. İnternette araştırdığınızda bulabilirsiniz. Size sadece şunu söyleyeyim, bir dönem aracı satıp daha ekonomik bir crossover alacak oldum ancak donanım olarak Captiva'dan geride olduğu için vazgeçtim.

    ARAZİ PERFORMANSI:
    Araç aslında baktığınız zaman profesyonel bir arazi aracı değil. Yani manuel mod 4x4 veya diferansiyel kilidi gibi özellikleri yok. Araç zaten monokok şase, merdiven şaseye sahip değil, çok profesyonel arazi özellikleri elbette sunmuyor. Ancak Yerden bildiğim kadarıyla 18 cm yüksekliği var. Hafif arazide engel aşmada faydalı. Otomatik 4x4 özelliği sayesinde 40 km/s hıza kadar ön tekerlekler patinaja düştüğünde arka tekerleklere gücün yarısını gönderip kendini kurtarıyor. Yarım metre karda, kış lastikleriyle 4x4 çok da devreye girmeden rahatça yol almıştım. Ayrıca şanzımanın kış modu mevcut ve eğim iniş kontrolü de var. Nadiren kullanıyor da olsanız size güven veren özellikler.

    FİYAT / PERFORMANS:
    Temizlerini şu an 70-80 bin civarına buluyorsunuz 4x4 olanlarını. Şu an bu fiyata sıfır kilometre küçük araç dahi alamıyorsunuz. Chevrolet Avrupa ve Türkiye'den çekilmiş dahi olsa parça problemi yaşanmıyor, parçalar aşırı pahalı değil.

    KRONİK HASTALIKLARI:
    -Dİreksiyon mafsal tıkırtısı (Servisler değiştirme öneriyor ancak sorun tekrarlıyor; özel serviste onarımla çözdüm ve tekrarlamadı)
    -Sık yaşanan ampül kesilmeleri (Buna pek çözüm yok açıkçası)
    -Dizel partikül filtresi (Aracı sıklıkla düşük devirlerde kısa mesa kullanıyorsanız partikül filtresi birçok dizel araçta olduğu gibi kurum biriktiriyor; normalde yüksek devir sabit hızda sürüşler ile rejenerasyonu sağlanıyor ancak bu işlemi tamamlamanız şart. Kurum birikmesine maruz kalmamak için de arada bir aracı yüksek devirlerde kullanarak kurumların yanmasını sağlamak gerekiyor. Aksi takdirde filtre değişimi oldukça maliyetli)
    -İç mekandaki tıkırtılar / çıtırtılar (Malesef bunun çözümü yok, birleşim noktalarına Würth spreylerle çözüm önerenler duymuştum ancak çok faydalı olacağını sanmıyorum)

    Biraz detaylı bir inceleme oldu ama umarım faydalı olur sizin için, isterseniz bir ara fotoğraf da çeker atarım.
    merhaba. 3 yıldır 2012 ltz kullanıyorum. sehir içi normal kullanım 8,6 lt yakıyorum. depoyu genelde doldururum. hemen hemen yol bilgisayarı verisi ile örtüşüyor. uzun yolda 100 ü geçmezseniz 7 lt ye kadar bile düşüyor.

    milletin dediği 11-12 lt leri bırakın 9 dan fazlasını görmedim. aracın fazla yaktığını söyleyenler ile alakalı olarak tespitim şu şekildedir; 55 ten 120.000 tl ye kadar captiva var piyasada. şuanda çok basit bir araba ancak alınabiliyor bu tutarlara. yani araç almak isteyen ve yeterli bütçesi olmayan biniciler az paralara kaliteli, gözterişli araca binmek için bu modeli tercih ediyorlar. tabi böyle olunca normal 1600 cc ye kadar bir aracın km başına yaktığı yakıtın 15-20 kuruş gibi fazlasını ödeyince haliyle dokunuyor ve anormal bir durum olarak görülüyor. bekliyorlar ki bu araç da yaksın kadjar kadar ya da qashqai kadar. tabi ki öyle birşey mümkün değil. şirkette 1.3 multijet linea kullanıyorum şehir içi çok sakin kayseri gibi biryerde 37-38 kurus yakıyor şuanki motorin fiyatları ile. o da gitmiyor demek ki biraz sıkıstırsan 40 kurus rahat yakar gecer de belki.

    range velar 2.0 motor 9-10 lt yakıyor. kimse konuşmuyor. neden? binen kişiler çok aramıyor. xtrail yakıyor 7-8 lt şehiriçi. 250.000 tl den fazla belki şuan değeri. onu da kimse konuşmuyor. öğrenmiş herkes captiva yakıyor. bence gayet makul keyifli bir araba. yakıtı da çok çok iyi. artılarını da düşünmek lazım tabi ki. ben xtrail de alabilirdim ama ne gerek var dedim. 3 captiva parası belki de. 2 lt fazla yakmış çok sıkıntı değil o kadar fiyat farkına bakarak. parçası da heryerde var. kimse sanmasın ki kia, nissan, hyundai yeni modellerinin parçalarının turkiye de hazır beklediğini. çoğu yurtdısından geliyor. belli başlı parçalar haricinde servisler stok tutmuyor. bunları hep yaşadım gördüm hiçbirisi kulaktan dolma değil.

    kusura bakmayın kerem bey adaysınız galiba, hem size hem de ilgili arkadaşlara uzun soluklu aracı kullanmış ve kullanmakta olan birisi olarak tecrübelerimi paylaşayım dedim. herkese hayırlı akşamlar

    Ben 4 sene kullandım ama eşim geçen sene talihsiz bir kaza geçirince araç perte çıktı. Severek kullanıyorduk. Çok büyük problemler yaşamadım ama captiva gerçekten güzel araçtır. Bakımsızına denk gelirseniz çok üzer. Ben 86 binde aldım, eşim kaza yaptığında 130 bini geçmişti. Asfaltta otomobil gibi rahat, geniş, ferah, donanımı yeterli, hafif arazide, karda kışta keçi gibi, yakışıklı bir araç. Ben size denk gelebileceğiniz arızaları yazayım kısaca;

    -Direksiyon pompası-mafsal arızası( direksiyonu çevirince ses yapar)

    -Direksiyon hız sensörü arızası( yüksek hızlarda sertleşmez veya aniden sertleşip yumuşar. Direksiyon kutusundaki yağın içinde zamanla oluşan metal çapaklar, hız sensörünün hızı algılamasını engeller ve saçmalar sensör)

    -Hararet sorunu( antifiriz kullanılmamış araçlarda su dolaşımı zayıflar. Özellikle motorun altındaki t boru tıkanarak bidona su basar ve taşırır yeterli su dönmediği için. Dikkat edilmezse conta yakar. Tamiri aslında basittir sistem temizlenir ve bence iyi bir radyatörle yenilenir, t boru ise uygun bir matkapla eski halinden bir tık daha genişletilir.

    -Partikül filtresi tıkanması( filtreli her aracın başına gelebilir ama bizim captivalar eski nesil bir motor kullandığı için filtre daha çabuk dolar. Bu durumlarda partikül ikaz lambası yanıp söner. Bu durumda 2800-3200 devirlerde aracı 10-15 dakika kullanmak temizlemeye yetecektir ancak artık yetmiyorsa filtre özelliğini yitirmeye başlamış demektir. Bu durumda temizlenme gerçekleşmez ve yanma için gönderilen mazot, motora tekrar basılır. Bu durumda yağ ile mazot karışır, yağ seviyesi yükselir ve yağ özelliğini kaybeder. Motoru kucağa almaya gidecek kadar sorunlar yaşatır.)

    -Şanzıman sorunları: Genellikle vaktinde yağı değiştirilmemiş veya bilinçsiz yağ değişimi yapılmış şanzımanlar sorun çıkarmaya gebedir. Başta selenoid valfleri zamanla hareket özelliğini kaybeder ve araç arızaya düşer. Bu gibi durumlarda araç gücü kısıtlar ve 1-3-5 veya 2-4. vitesler dışında geçmez. Hatta kalkışlarda 4. vitesle kalkmaya kalkar ve arıza ışıklarını da yakar. Bazen selenoid arızası veren captivalarda şanzıman beyninin bozulduğu da olur. Vites zamanında geçmez, araç belli bir deviri aşmaz ve sarsıntılı çalışır, hem de çok sarsıntılı.

    -Airbag arızaları: Genellikle koltuğun altındaki soketin zamanla temassızlık yapmasıyla kendini gösterir.

    -Şoför koltuğunda zamanla oluşan boşluk: Çok rahatsız edicidir. Koltuk sökülüp revize edilir veya daha pratik yöntemlerle yapanlar olmuştu grupta. Bilgi alınabilir.

    -Hava akış metre arızası: Sinsi bir arızadır zira lamba yakmaz ve kendini belli etmez. Eğer partikül filtreniz sık sık tıkanıyorsa veya aracınızın yakıtı çok fazlaysa %90 bu parça arızalıdır.

    -Yağmurda tavan döşemesinin ıslanması: Aracın sunroof tahliye boruları tıkanınca su içeriye akmaya başlar. Özellikle a sütünu ve çevresinden ıslaklık yapıp can sıkar, tavanda lekeye sebep olur, çok umursanmazsa su tabana kadar iner ve ortam leş olur 

     Çözümü tahliye delilkerini bilen birinin tel, sert hortum v.s. ile açması.

    - Abs sensörü arızaları: Araçlarımız çok güzel ancak lastiklere giden abs-esp kablolarının birleşme yerleri çok dandik. Tabir-i caiz ise aldır ayaz 

     Suyu bir alsın hemen ekrandaki bütün lambaları yakar, hatta bilgisayarda şanzıman arızası bile gösterebilir. Çözümü basittir. Kablo birleşim yerlerinin(soket) güzel ce temizlenip, kurutulup yaltılması. Ömürlük olur.

    -Porya-bilye arızaları: Çok sık olmasa da bu arıza da görülür. Uğultu şeklinde başlar sonrasında çekilmez bir hal alır. Orijinal takmaya özen gösteriniz.

    -Şaft- şaft balansı sorunları: Bazı "uyanık" captiva kullanıcıları şaftı söktürerek 2012 öncesi 4 çeker olan aracı önden çeker modunda kullanırlar. Az yaktığını falan söylerler ama bilmezler ki aracın denge kontrol sistemi tamamen 4 çekere göre uyarlanmıştır. Başta çekiş kontrolü ve esp kafayı yer, saçma sapan tepkiler vererek sizi ve aracın içindekileri tehlikeye atabilir. Şaftı sökmeyin, şaftı sökük araç almayın. Ayrıca bazı durumlarda şaft askı kolu kırılıp sorun çıkartabilir. Yine şaftta meydana gelen eğrilik te aracın titremesine neden olur.

    -Ön far fıskiyeleri: Genellikle bozuk olur kontrol ediniz.

    -Elektrikli ayna kapatma-açma: Nadir de olsa bozuk olabilir, kontrol ediniz.

    Şimdilik aklıma gelenler bunlar. Size tavsiyem iyi bir ekspertiz ve tecrübeli bir Captiva kullanıcısyla aracınızı seçiniz. Aracı aldıktan sonra değişmesi gereken tüm parçaları orijinali ile, eğer bulamazsanız en kaliteli yan sanayisi ile değiştirin. Şimdiden hayırlı olsun...

    Slm,yaklaşık 1 senedir Captivalara bakıyordum.En sonunda dayanamayıp (daha doğrusu temiz bulunca) hatasız-boyasız 2010 model 76.000km de siyah sport model sahibi oldum.1,5 ay civarı oldu alalı..İlk sahibinden aldım diyebiliriz.( 2. sahibi yiğeniymiş ve 3 ay kadar binmiş araca..) Alır almaz tüm filtre,yağ ve sıvılarını motulla değiştim.. Ne olur olmaz diye trigeride değiştirdim.Detaylı iç-dış temizlik,pasta-cila ve cam-ayna kapama modüllü cenmax alarmını da taktırdım. 2011 Astra'dan sonra tank gibi geldi.Otomatik oluşu da ayrı bir keyif.. Yol tutuşta biraz tedirgin etse de,alışınca limitleri zorlarım diye düşünüyorum.. Çalışmayan aksamı yok,zaten garaj da saklanıyormuş.Sadece uzun yolda kullanılmış.Arka 3. sıra koltuklar açılmamış bile-jelatinleri duruyor..Ses sistemi fena değil ama bir amfi ile arkaya bir bass daha keyifli olur sanırım.Bu ara kaptırıp ciddi masraf yaptım.biraz toparlayınca onuda düşünüyorum.Yakıt olarak beklentimin 1-1,5 lt üstünde yakıyor.Oda günlük 6km gidiş 6km geliş ve yarısı yokuşlu olduğu için diye düşünüyorum.Yoksa ş.içi 9-9,5 lt normal gibi söyleniyor sağlıklı Captivalar için.. Aslında 9,5 lt de gezerken ben tedbir amaçlı dpf temizleyici atınca depoya ortalamam yükseldi.(https://www.hepsiburada.com/berner-dizel-partikul-katalizor-katkisi-dpf-300-ml-2017-uretim-p-HBV00000D4IYN?magaza=powertensatis ) Tık ses gelmeyen arabadan alarm takarken açılan kapı döşemeleri yüzünden ufak tefek sesler duymaya başladım..(bu konuda takıntılıyım..dinlerim) Sözde bu işin en iyisine yaptırdık ama 2-3 seferde anca çözdüler aracı ve bıkkınlık sonucu sanırım biraz hor davranıp soketleri kırık taktılar.. Kendi suçları olmasına rağmen cezayı ben-biz çekiyorum-çekiyoruz..Araçta şimdilik tek şikayetim ön şoför koltuğunun oynaması..Gereksiz elektrikli yapmışlar ve kademeler arası boşluk olduğu için sert fren ve gazlarda ileri geri hafifte olsa oynuyor koltuk.. Onun dışında kesinlikle ve kesinlikle 80-90 bin TL aralığında alınabilecek en ideal 4x4 diyorum.. Kıyas yapılan araçlardan çok çok üstün ve donanımlı bir araç Captiva.. Tiguanla Captiva arasında kaldım.Yakıt olarak hemen hemen aynıydı TL bazında ama donanımsal Captiva açık ara öndeydi.. 2011-2012 arabada hız sabitleyici yok..Komik geldi bana ve isimle boş araç satmalarını çok hoşuma gitmedi,bu zihniyetle serviste öpebileceklerini düşündüm. Chevrolet'i zaten tartışmaya gerek yok diye düşünüyorum. Şanzıman sorulmuş; Hepsi mi öyle benimki mi öyle bilmiyorum,götürdüğüm özel serviste japon malı olduğunu söylediler. Zaten bende Hondanın vitesine benzetmiştim :D sorun çıkarmaz,rahatlıkla uzun yıllar kullanabilirsin dediler.. En büyük sıkıntılardan biride park konusu,araç büyük olduğu için her yere sığmıyor (yada ben çarpmayayım diye sığamıyorum..) Gözüm geniş yer arıyor.. Kapılarını dikkatsiz açan insanlardan nefret ediyorum.Şimdiden 3 nokta bırakmışlar arabama Saygısız-dikkatsiz insanlar,kendini düşünmüyorsan karşıyı düşün diyorum..(nerdeeee...)

    Ses sistemi hakkında,yönlendirme yapacak arkadaşların yorumlarını bekliyorum.Uygun fiyatlı ve kaliteli Amfi-bass şeklinde..link olursa sevinirim,özellik karşılaştırma açısından

    Herkese kazasız belasız güzel günlerde binmek nasip olsun inşallah..
  • muhoi M kullanıcısına yanıt
    Szgn41 kullanıcısına yanıt
    Merhaba Hocam,

    Muhoi arkadaşımızın söylediklerine ben de biraz ekleme yapayım. Elimdeki 2011 High'dan yola çıkarak;

    İÇ MEKAN:
    ***Aracın iç mekanı günümüz araçlarına göre çok modern değil. Malum, 2011 model de olsa dizayn yılı 2007. Direksiyon simidi biraz büyük, gösterge tablosu gayet okunaklı. Yol bilgisayarı orta konsolun üst kısmındaki küçük ekranda ve sanırım konsolu en demode gösteren detay bu; kontrolü orta konsol üzerindeki tuş üzerinden yapılıyor ve malesef anlık yakıt tüketimini göstermiyor. Müzik sisteminin tuşları küçük, 4'lü CD changer'ı mevcut ancak ses kalitesi düşük. Araç dizayn edildiği yıllarda USB çok yaygın bir donanım olmadığından araçta USB yok, ancak Aux var ve telefonunuzu sorunsuz bir şekilde bağlayabiliyorsunuz.
    ***Aracın malzeme kalitesi orta seviye olsa da işçilik seviyesi çok üst düzey değil. Piyasaya sunulduğu yıllardaki Hyundai Santa Fe'den çok da farklı değil aslında. Konsolun üst kısmı serte yakın ancak dayanıklı bir malzemeyle kaplı. Hem ön hem arka kapıların üstü konsola göre daha yumuşak malzeme ile kaplı (Bildiğimiz yumuşak malzeme). Kapıların içi ve kolunuzu dayadığınız kısımlar deri ile kaplı. Hatta bu deri koltuklardaki derinin aynısı. Sözü gelmişken araçtaki deri elbette suni deri ancak şu an piyasada deri koltuk opsiyonlu bir çok araçtaki derilerden daha kaliteli diyebilrim. Yer döşeme halısı ve bagaj halısı da oldukça kaliteli. İşçilik kalitesi yukarıda da yazdığım gibi çok üst düzey değil. Çukur geçişlerinde konsol ve kapı içlerinden tıkırtılar ve çıtırtılar geliyor. Konsolda bazı noktalarda montaj kalitesi çok iyi durmuyor.
    ***Saklama alanları fazlasıyla yeterli ancak bazılarının kullanımı çok pratik değil diyebilirim. Neyse ki sayıca ve hacmen fazlalar da çok da eleştirmeye gerek kalmıyor. Ön konsolun üst kısmında kapaklı bir göz, orta konsolda müzik sistemiyle yol bilgisayarı ekranı arasındaki kapaklı göz elinizdeki telefon, cüzdan, ıvır zıvır ne varsa fazlasıyla almaya yetiyor. Vites önündeki göz fazla küçük, alabileceği garaj kumandasıyla sınırlı. Bardaklıklar biraz aşağıda kalıyor, haliyle bazen dalgınlıkla kahvenizi içerken dökebilirsiniz, dikkat edin. :) BU bardaklıkları da yine saklama alanı olarak kullanabilirsiniz. Orta kolçak altında bir büyük ve bir küçük iki göz ve tavanda gözlük bölmesi var. Ön yolcu koltuğu altında çekmece ve far kumandalarının altında göz bulunması olumlu bir detay. Ön yolcunun ayaklarını uzattığı kısımda bir file ve bir askı kancası da bulunuyor. Arka koltuklardaki yolcular için de saklama alanları ve bardaklıklar mevcut. Hatta en arka sıradaki yolcular için bile ufak tefek de olsa elinizdeki ıvır zıvırı koyabileceğiniz alanlar var. Kapı içi cepleri dört kapıda da 1-1.5 litrelik şişeleri alabiliyor ancak onun haricinde oldukça dar.
    ***İç mekanı aracın boyutlarını da dikkate alırsanız fazlasıyla geniş ve verimli. Kesinlikle olduğundan da ferah hissettiriyor. Ön sırada genişlikle ve ferahlıkla ilgili sıkıntı yok. Sürüş pozisyonu kolaylıkla bulunabiliyor. Orta sırada baş mesafesi neredeyse ticari araçlarla yarışacak seviyede. Diz mesafesi içinse bacak bacak üstüne atabilirsiniz (Bir örnek vermek gerekirse Skoda Octavia'nın diz mesafesine eşit belki biraz daha fazla diyebilirim). En arka koltuklar bu ebattaki her SUV'da olduğu gibi daha ziyade çocuklar için ferah alan sunabilir ancak boyu 1.70-1.80 olan kişiler de kısa mesafe yolculuklarda burada seyahat edebilirler.
    ***Bagaj hacmi 5 kişilik kullanımda 465 olarak geçiyor. Ancak yeni nesil crossoverlarda 500 litre üstü olarak belirtilen bagajlardan daha geniş hissettiriyor. Ayrıca bagajda çok sayıda kapaklı göz de mevcut. 7 kişilik kullanımda bagaj hacmi oldukça ufak. Yanlış hatırlamıyorsam 150 litre olarak belirtilmiş. En arka sıra koltuklar açıkken buraya kabin boy bagaj gibi sert bagajlar sığmıyor ancak sırt çantası tarzı eşyalarınızı koyabilirsiniz. En azından bunlar sığıyor.
    ***En arka sıraya da geçişler zor değil, orta sıra koltuklar kolaylıkla açılıp kapatılabiliyorlar. Bu arada orta sıra koltuklarda benim çok sevdiğim bir özellik olan sırtlık eğim ayarı var. Otobüs veya tren yolculuklarındaki gibi bu sıradaki yolcular koltuğu yatırabiliyor.
    ***Kısaca Fiat Sedici'den sonra iç mekan konusunda işçilik ve malzeme kalitesi olarak sizi çok da üzmeyecektir. Mekan genişlik hissinden bahsetmiyorum bile.

    MOTOR/ ŞANZIMAN / TÜKETİM:
    Araç 150 beygir, 320 Nm da torka sahip. Maksimum torkunu 2000 devirden itibaren veriyor, ancak yine de 2000 devire kadar araç çok atak olmasa da turbo boşluğuna sahip değil. Araçtaki şanzıman 5 ileri tork konvertorlu tipinde yani klastik tip dediğimiz otomatik şanzıman. Aisin üretimi olan bu şanzıman, sorunsuzluğuyla bilinir ancak malesef günümüz standartlarına göre eski bir teknoloji hala bu tarz şanzımanları kullananlar olsa da. Şanzımandaki indirekt aktarmayı malesef yaklaşık 110-120 km'ye kadar hissediyorsunuz. Haliyle araç çok yuksek hızlarda değilken özellikle gaza yüklenildiğinde sanki yarım kavrama yaparak gidiyormuş gibi bir his uyandırıyor. Haliyle motor devri yükseliyor, araç fazla yakıt tüketmiş oluyor. Örnek vermek gerekirse araç 5.vites 90km'de 2500-2700 devir /dakika'da ilerlerken 120km'de 2000 devirde ilerliyor. Yani tork konvertör 110 civarı bir hızda kilitleniyor. Aracın da en ekonomik olarak gittiği hız 110-120km/s sabit hızlı düz yol sürüşleri. Tüketim ortalama Istanbul içi 10-12 litre arası, şehirler arası 7-9 litre arası olarak oynuyor. Bu verdiğim değerler özellikle şehir içi değerler aşırı dur kalklı veya gazlamanın olduğu yüklü kullanım değerleri değil. Eğer sıkıştırırsanız 15 litre seviyelerini de görürsünüz. Bu arada verdiğim değerler pompa verisi. Yol bilgisayarı pompa verisine göre 1.5-2 litre kadar düşük gösteriyor. Ancak gördüğüm kadarıyla atmosferik beslemeli bir araç kullanıyorsunuz, tüketim olarak sizin için çok farklı olmayacaktır. Belki bir tık daha atak da gelecektir size Captiva.

    SÜRÜŞ / KONFOR:
    ***Aracın süspansiyonları orta sertlikte. Uzun engebelerde sorunsuz ancak kısa darbelerde vuruntu yapabiliyor ancak çok rahatsız edici boyutta değil. Yol tutuşunun piyasaya sürüldüğü yıllardaki rakipleri Santa Fe ve Kia Sorento'dan iyi olduğu söyleniyor. Dürüstçe söylemek gerekirse ikisini de kullanmadım. Fakat böyle yerden yüksek ve gövdesi de yüksek olan bir araçtan çok üst düzey bir yol tutuş beklememek lazım. Direksiyon da çok hissiz olduğundan ani engel aşma ve slalom yapma gibi durumlarda araç tedirgin edebiliyor. Ancak kısaca söylemek gerekirse aracın yol tutuşunun modern C segment hatchbacklerden geride ancak modern B segment sedanlardan (Peugeot 301, Renault Symbol, Fiat Linea) ve bazı modern B segment hatchbacklerden(Renault Clio, Nissan Micra, Opel Corsa) iyi olduğunu söyleyebilirim. Kısaca çok atraksiyon aracı değil.
    ***Ses yalıtımı yeterli diyebilirim. Motor soğukken dizel motor sesi kabine fazla geliyor, özellikle tork konvertörün kilitlenmemesinden dolayı düşük hızlarda devir de yüksek olduğundan sesi duyuyorsunuz ancak motor ısındıkça motor sesi kayboluyor. Uzun yolda 110-120 km hızlara ulaştığınızda motor sesi oldukça az. Lastik ve yol sesi orta seviyede. Kıyaslamak gerekirse şu an piyasadaki B segment araçlarından hepsinden iyi ve C segment bazı araçlardan da iyi diyebilirim. Rüzgar sesi de 120'den sonra rahatsız ediyor, yani yalıtım anlamında araç iyi diyebilirim.

    DONANIM:
    Elbette şu anki modern araçlarda bulunan sürüş destek sistemleri gibi akıllı özellikler yok ancak, konfor donanımları eksiksiz diyebilirim. İnternette araştırdığınızda bulabilirsiniz. Size sadece şunu söyleyeyim, bir dönem aracı satıp daha ekonomik bir crossover alacak oldum ancak donanım olarak Captiva'dan geride olduğu için vazgeçtim.

    ARAZİ PERFORMANSI:
    Araç aslında baktığınız zaman profesyonel bir arazi aracı değil. Yani manuel mod 4x4 veya diferansiyel kilidi gibi özellikleri yok. Araç zaten monokok şase, merdiven şaseye sahip değil, çok profesyonel arazi özellikleri elbette sunmuyor. Ancak Yerden bildiğim kadarıyla 18 cm yüksekliği var. Hafif arazide engel aşmada faydalı. Otomatik 4x4 özelliği sayesinde 40 km/s hıza kadar ön tekerlekler patinaja düştüğünde arka tekerleklere gücün yarısını gönderip kendini kurtarıyor. Yarım metre karda, kış lastikleriyle 4x4 çok da devreye girmeden rahatça yol almıştım. Ayrıca şanzımanın kış modu mevcut ve eğim iniş kontrolü de var. Nadiren kullanıyor da olsanız size güven veren özellikler.

    FİYAT / PERFORMANS:
    Temizlerini şu an 70-80 bin civarına buluyorsunuz 4x4 olanlarını. Şu an bu fiyata sıfır kilometre küçük araç dahi alamıyorsunuz. Chevrolet Avrupa ve Türkiye'den çekilmiş dahi olsa parça problemi yaşanmıyor, parçalar aşırı pahalı değil.

    KRONİK HASTALIKLARI:
    -Dİreksiyon mafsal tıkırtısı (Servisler değiştirme öneriyor ancak sorun tekrarlıyor; özel serviste onarımla çözdüm ve tekrarlamadı)
    -Sık yaşanan ampül kesilmeleri (Buna pek çözüm yok açıkçası)
    -Dizel partikül filtresi (Aracı sıklıkla düşük devirlerde kısa mesa kullanıyorsanız partikül filtresi birçok dizel araçta olduğu gibi kurum biriktiriyor; normalde yüksek devir sabit hızda sürüşler ile rejenerasyonu sağlanıyor ancak bu işlemi tamamlamanız şart. Kurum birikmesine maruz kalmamak için de arada bir aracı yüksek devirlerde kullanarak kurumların yanmasını sağlamak gerekiyor. Aksi takdirde filtre değişimi oldukça maliyetli)
    -İç mekandaki tıkırtılar / çıtırtılar (Malesef bunun çözümü yok, birleşim noktalarına Würth spreylerle çözüm önerenler duymuştum ancak çok faydalı olacağını sanmıyorum)

    Biraz detaylı bir inceleme oldu ama umarım faydalı olur sizin için, isterseniz bir ara fotoğraf da çeker atarım.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi bilgehananil -- 4 Nisan 2018; 14:8:51 >




  • erkanhirik E kullanıcısına yanıt
    Öncelikle cevabınız için teşekkür ederim, Captiva kullanıcısı olmamanıza rağmen verdiğiniz bilgiler hayli tatmin ediciydi.

    Sıkıcı demeyeyim ama klişe soruların çok sık sorulduğu doğru. Cruze bölümünde düzenli yazan bir kaç kişi olarak biz sürekli muhatap oluyoruz bu sorulara. Dolayısıyla buradaki kullanıcıların sorular karşısındaki ruh halini anlayabiliyorum. Bunları söylerken sizi kesinlikle bu sınıfta görmediğimi ve açık şekilde tenzih ettiğimi belirteyim. Araç hakkında gayet iyi bilgiler toplamış ve ihtiyaç duyduğunuz fazlasını da medeni şekilde sormuşsunuz. Captiva bölümünü bilmiyorum ama bizim Cruze bölümünde şikayetçi olduğumuz kullanıcı tarzı araç hakkında tek satır araştırma yapmadan damdan düşer gibi tek cümleyle "Chevrolet fabrikayı kapatmış, iflas etmiş, ne diyosunuz alsak elde kalır mı?" gibi basit ve can sıkan soru soran kişiler. Sizin bu profilde olmadığınızı kendi adıma tekrar edeyim.

    Chevrolet'in piyasadan çekilme konusuna gelince. Aslında biz bunu Cruze bölümünde epey konuştuk ve faydalı tartışmalar yaptık. Yararlanmasını bilenler okuyup aracı aldı, söylediklerinizden tatmin olmayanlar başka araçlara yöneldi. Yalnız gördüğüm kadarıyla aynı durum Captiva başlığında pek yok. Birincisi sürekli aktif olan kullanıcı sayısı az, ikincisi bilgi paylaşım alışkanlığı yetersiz. Bunu Captiva kullanıcılarının yaş grubuyla falan açıklayabilir miyiz bilmiyorum, Cruze'la farklı profillere hitap eden araçlar sonuçta. Her neyse, piyasan çekilme olayından bahsediyorduk;

    Öncelikle düşünüldüğü gibi Chevrolet markasının kapanmasının yahut iflas etmesinin söz konusu olmadığını belirteyim. Chevrolet'in Avrupa piyasasından çekilmesi tamamen operasyonel nedenlerden kaynaklanan GM'nin satış politikasıyla alakalı. Yine yaygın olarak yanlış bilindiği gibi Avrupa'da araç satamadığı, satış rakamları düşük olduğu için de piyasadan çekilmiş değil. Son 5 yılın rakamlarına bakıldığında Chevrolet'in satış başarısı net şekilde görülür.

    Yukarıda bahsettiğim, çekilmenin nedeni olan GM'nin satış politikasını açmak gerekirse;

    GM, bünyesine bir çok markayı barındıran dev bir çatı şirket. Otomotiv alanındaki en etkin ve bilindik markaları Opel ve Chevrolet. Opel'in gerek cirosu, gerekse hacmi Chevrolet'ten daha fazla. Dolayısıyla Opel'den beklenti de çok büyük. Geride kalan 5-6 yıllık süreçte GM'nin yapmaya çalıştığı VW'nin kendi Araçları ile Skoda/Seat grubu satışı gibi iki farklı fiyat bandında markaları pazarlamaktı. Yani üst gelir grubuna Golf ve Passat, görece olarak alt gelir grubuna Leon ve Octavia pazarlayan VW taktiği. Bu taktik çok iyi iş çıkardı ve VW grubu son 10 yılda inanılmaz büyüdü. Bunun en büyük sebebi Golf kullanıcısının hiç bir zaman Leon'a inmemesi, Octavia/Superb kullanıcısının da Passat almaya cesaret edememesiydi. VW grubu kendi içinde çok iyi bir kast sistemi oluşturdu böylece, tüm markalar bir diğerinin yaşam alanına zarar vermeden büyüyebiliyordu.

    GM grubunun oturtmaya çalıştığı bu sistem ise tutmadı. Opel showroom'una giden kişi büyük kafa karışıklığı yaşamaya başladı. Çünkü hemen yan tarafta en az Opel kadar alımlı(belki ondan daha şık) Chevrolet marka araçlar çok uygun fiyata satılıyordu. Bu, doğal olarak Opel kullanıcısını Chevrolet'e yönelten bir durumdu. Opel, VW'nin Seat ve Skoda'ya karşı kurduğu kalite üstünlüğünü Chevrolet'e karşı kuramadığı için kendi "kaymak" müşteri kitlesini yaratmayı başaramadı. Bunları, 2013 yılında Opel almak amacıyla bayiye giden ve baz model Astra fiyatına gırtlağına kadar dolu, üstelik sunroofu olan bir Cruze alan bir Chevrolet kullanıcısı olarak söylüyorum. Benimle aynı durumda olan yüzbinlerce kullanıcı son anda Chevrolet'i tercih ederek GM'nin amiral gemisi olan Opel'e darbe vurdu. GM de kendi gölgesiyle güreşmekten yorulup, Opel'i kurtarmak amacıyla Chevrolet'i Avrupa piyasasından çekti. GM de VW gibi markalar arasında bariz bir kalite farkı oturtabilse belki bunu yapmak zorunda kalmazdı ancak dediğim gibi Opel hiç bir zaman "Alman" sıfatını hak eden bir marka olamadı.

    Cruze/Astra kıyaslaması bir tarafa söylediklerimin en iyi örneği başlığın kendisidir aslında. Opel'in yıllar önce piyasaya sürdüğü SUV olan Antara bizzat öz kardeşi Captiva tarafından piyasadan silinen bir marka. Görünüş olarak Antara'dan geri kalmayan(hatta bir çoklarına göre üstün olan) ancak 20.000 TL daha ucuz olan Captiva Antara'ya yaşam hakkı vermedi ve 2011 yılında Antara'nın üretimi Opel tarafından durduruldu. Söylenenlere göre 2016'da yeni Antara adında bir SUV'u piyasaya sürecekmiş Opel, Captiva'nın olmadığı yerde meydan boş artık, istediği fiyattan çıkarır, kafasına göre pazarlar şu saatten sonra.

    GM'nin satış politikası bu, Chevrolet'in çekilme nedeni de.

    "Şu saatten sonra Chevrolet alınır mı?" sorusuna gelince;

    Mutlaka piyasadan çekilen(içeriği farklı olsa bile kulağa hiç hoş gelmeyen bir söz) bir araç almak psikolojik olarak insani zorlar. Kendisi olmasa bile çevresi insanı mutlaka etkiler, arabasından soğutur. Bu araca talip olan kişi kendisini buna göre hazırlamalı öncelikle. Yalnız olayın psikolojik yönü bir tarafa bırakılırsa yedek parça ve servis desteği gibi konularda hiç bir sıkıntı yaşanacağını sanmıyorum ben. Opel servislerinin vereceği destek bir tarafa, özel servislerde her türlü ihtiyaç gidebilecektir. Bildiğim kadarıyla Türkiye'de 100.000'e yakın Chevrolet var. Hiç bir sermayedar, müteşebbis bu pazarı boş bırakmaz. Opel servisleri olmasa dahi yedek parça ithal eden birileri mutlaka o alanı doldurur. Chevrolet markası Türkiye'den ve Avrupa'dan çekilmiş olsa bilr ABD ve Kore'deki fabrikaları üretime aynen devam ediyor. Avrupa dışında kalan pazarlara da(özellikle Amerika, Rusya, Çin ve Hindistan) araç satışı sürüyor. Fabrikadaki üretim devam ettiği sürece bir yatırımcının parça ithal etmesi mesele değil, en kötü koşullarda Opel servislerinden hizmet alamasak bile. Sermayenin kar elde etme ihtiyacı Chevrolet kullanıcısının yedek parçaya duyduğu ihtiyaçtan kat kat fazladır, o yüzden ben şahsen müsterihim.

    Tabi bunları söylerken f/p analizi eşliğinde değerlendirmek lazım. Hasarsız ve düşük km'deki 2012 model Captivalar 75-80.000 TL bandında olduğu için cezbedici. Bu paraya bu sınıfta, kalitede ve donanımda SUV bulmak imkansız. Hele ki 2000 cc motorlu araçlara yapılan son astronomik ÖTV artışından sonra. Ha, bu bahsettiğimiz araca 90.000+ TL isteseler şahsen düşünür müydüm? Kesinlikle hayır.

    Chevrolet f/p aracıdır, ben de bunun bilincinde biri olarak herşeye rağmen bu fiyatlara Captiva'yı tercih edilebilir buluyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Curva Sud -- 29 Haziran 2015; 3:01:36 >




  • Arkadaşlar, Ankara'da yaşayıp kapı kilidi ve cam otomatiği konusunda sıkıntı yaşayan Captiva veya evinde ayrıca başka marka arabası bulunan forum arkadaşlarım usta aradığında bana mail'le ulaşırsa harika bir usta önerebilirim. Serviste 1250.-TL istedikleri kapı cam otomatiği ile ilgili sorunu sanayide 120.-TL'ye hallettim. Daha önce de bu konuda bir çağrı da bulunmuş ve benden yardım isteyen arkadaşlara usta konusunda yardımcı olmuştum. Bu forumda Türkiye'nin her tarafından Captiva sahibi arkadaşlar paylaşımda bulunuyor. Bu müthiş bir imkan, servislerde çok yüksek ücret ödeyerek hallettiğimiz sorunlarımızı iyi kötü hepimizin sanayide bulduğumuz iyi ustaların duyurusunu yaparak birbirimize yardımcı olabiliriz.
  • kerem1000 K kullanıcısına yanıt
    merhaba. 3 yıldır 2012 ltz kullanıyorum. sehir içi normal kullanım 8,6 lt yakıyorum. depoyu genelde doldururum. hemen hemen yol bilgisayarı verisi ile örtüşüyor. uzun yolda 100 ü geçmezseniz 7 lt ye kadar bile düşüyor.

    milletin dediği 11-12 lt leri bırakın 9 dan fazlasını görmedim. aracın fazla yaktığını söyleyenler ile alakalı olarak tespitim şu şekildedir; 55 ten 120.000 tl ye kadar captiva var piyasada. şuanda çok basit bir araba ancak alınabiliyor bu tutarlara. yani araç almak isteyen ve yeterli bütçesi olmayan biniciler az paralara kaliteli, gözterişli araca binmek için bu modeli tercih ediyorlar. tabi böyle olunca normal 1600 cc ye kadar bir aracın km başına yaktığı yakıtın 15-20 kuruş gibi fazlasını ödeyince haliyle dokunuyor ve anormal bir durum olarak görülüyor. bekliyorlar ki bu araç da yaksın kadjar kadar ya da qashqai kadar. tabi ki öyle birşey mümkün değil. şirkette 1.3 multijet linea kullanıyorum şehir içi çok sakin kayseri gibi biryerde 37-38 kurus yakıyor şuanki motorin fiyatları ile. o da gitmiyor demek ki biraz sıkıstırsan 40 kurus rahat yakar gecer de belki.

    range velar 2.0 motor 9-10 lt yakıyor. kimse konuşmuyor. neden? binen kişiler çok aramıyor. xtrail yakıyor 7-8 lt şehiriçi. 250.000 tl den fazla belki şuan değeri. onu da kimse konuşmuyor. öğrenmiş herkes captiva yakıyor. bence gayet makul keyifli bir araba. yakıtı da çok çok iyi. artılarını da düşünmek lazım tabi ki. ben xtrail de alabilirdim ama ne gerek var dedim. 3 captiva parası belki de. 2 lt fazla yakmış çok sıkıntı değil o kadar fiyat farkına bakarak. parçası da heryerde var. kimse sanmasın ki kia, nissan, hyundai yeni modellerinin parçalarının turkiye de hazır beklediğini. çoğu yurtdısından geliyor. belli başlı parçalar haricinde servisler stok tutmuyor. bunları hep yaşadım gördüm hiçbirisi kulaktan dolma değil.

    kusura bakmayın kerem bey adaysınız galiba, hem size hem de ilgili arkadaşlara uzun soluklu aracı kullanmış ve kullanmakta olan birisi olarak tecrübelerimi paylaşayım dedim. herkese hayırlı akşamlar




  • Ben 4 sene kullandım ama eşim geçen sene talihsiz bir kaza geçirince araç perte çıktı. Severek kullanıyorduk. Çok büyük problemler yaşamadım ama captiva gerçekten güzel araçtır. Bakımsızına denk gelirseniz çok üzer. Ben 86 binde aldım, eşim kaza yaptığında 130 bini geçmişti. Asfaltta otomobil gibi rahat, geniş, ferah, donanımı yeterli, hafif arazide, karda kışta keçi gibi, yakışıklı bir araç. Ben size denk gelebileceğiniz arızaları yazayım kısaca;

    -Direksiyon pompası-mafsal arızası( direksiyonu çevirince ses yapar)

    -Direksiyon hız sensörü arızası( yüksek hızlarda sertleşmez veya aniden sertleşip yumuşar. Direksiyon kutusundaki yağın içinde zamanla oluşan metal çapaklar, hız sensörünün hızı algılamasını engeller ve saçmalar sensör)

    -Hararet sorunu( antifiriz kullanılmamış araçlarda su dolaşımı zayıflar. Özellikle motorun altındaki t boru tıkanarak bidona su basar ve taşırır yeterli su dönmediği için. Dikkat edilmezse conta yakar. Tamiri aslında basittir sistem temizlenir ve bence iyi bir radyatörle yenilenir, t boru ise uygun bir matkapla eski halinden bir tık daha genişletilir.

    -Partikül filtresi tıkanması( filtreli her aracın başına gelebilir ama bizim captivalar eski nesil bir motor kullandığı için filtre daha çabuk dolar. Bu durumlarda partikül ikaz lambası yanıp söner. Bu durumda 2800-3200 devirlerde aracı 10-15 dakika kullanmak temizlemeye yetecektir ancak artık yetmiyorsa filtre özelliğini yitirmeye başlamış demektir. Bu durumda temizlenme gerçekleşmez ve yanma için gönderilen mazot, motora tekrar basılır. Bu durumda yağ ile mazot karışır, yağ seviyesi yükselir ve yağ özelliğini kaybeder. Motoru kucağa almaya gidecek kadar sorunlar yaşatır.)

    -Şanzıman sorunları: Genellikle vaktinde yağı değiştirilmemiş veya bilinçsiz yağ değişimi yapılmış şanzımanlar sorun çıkarmaya gebedir. Başta selenoid valfleri zamanla hareket özelliğini kaybeder ve araç arızaya düşer. Bu gibi durumlarda araç gücü kısıtlar ve 1-3-5 veya 2-4. vitesler dışında geçmez. Hatta kalkışlarda 4. vitesle kalkmaya kalkar ve arıza ışıklarını da yakar. Bazen selenoid arızası veren captivalarda şanzıman beyninin bozulduğu da olur. Vites zamanında geçmez, araç belli bir deviri aşmaz ve sarsıntılı çalışır, hem de çok sarsıntılı.

    -Airbag arızaları: Genellikle koltuğun altındaki soketin zamanla temassızlık yapmasıyla kendini gösterir.

    -Şoför koltuğunda zamanla oluşan boşluk: Çok rahatsız edicidir. Koltuk sökülüp revize edilir veya daha pratik yöntemlerle yapanlar olmuştu grupta. Bilgi alınabilir.

    -Hava akış metre arızası: Sinsi bir arızadır zira lamba yakmaz ve kendini belli etmez. Eğer partikül filtreniz sık sık tıkanıyorsa veya aracınızın yakıtı çok fazlaysa %90 bu parça arızalıdır.

    -Yağmurda tavan döşemesinin ıslanması: Aracın sunroof tahliye boruları tıkanınca su içeriye akmaya başlar. Özellikle a sütünu ve çevresinden ıslaklık yapıp can sıkar, tavanda lekeye sebep olur, çok umursanmazsa su tabana kadar iner ve ortam leş olur 

     Çözümü tahliye delilkerini bilen birinin tel, sert hortum v.s. ile açması.

    - Abs sensörü arızaları: Araçlarımız çok güzel ancak lastiklere giden abs-esp kablolarının birleşme yerleri çok dandik. Tabir-i caiz ise aldır ayaz 

     Suyu bir alsın hemen ekrandaki bütün lambaları yakar, hatta bilgisayarda şanzıman arızası bile gösterebilir. Çözümü basittir. Kablo birleşim yerlerinin(soket) güzel ce temizlenip, kurutulup yaltılması. Ömürlük olur.

    -Porya-bilye arızaları: Çok sık olmasa da bu arıza da görülür. Uğultu şeklinde başlar sonrasında çekilmez bir hal alır. Orijinal takmaya özen gösteriniz.

    -Şaft- şaft balansı sorunları: Bazı "uyanık" captiva kullanıcıları şaftı söktürerek 2012 öncesi 4 çeker olan aracı önden çeker modunda kullanırlar. Az yaktığını falan söylerler ama bilmezler ki aracın denge kontrol sistemi tamamen 4 çekere göre uyarlanmıştır. Başta çekiş kontrolü ve esp kafayı yer, saçma sapan tepkiler vererek sizi ve aracın içindekileri tehlikeye atabilir. Şaftı sökmeyin, şaftı sökük araç almayın. Ayrıca bazı durumlarda şaft askı kolu kırılıp sorun çıkartabilir. Yine şaftta meydana gelen eğrilik te aracın titremesine neden olur.

    -Ön far fıskiyeleri: Genellikle bozuk olur kontrol ediniz.

    -Elektrikli ayna kapatma-açma: Nadir de olsa bozuk olabilir, kontrol ediniz.

    Şimdilik aklıma gelenler bunlar. Size tavsiyem iyi bir ekspertiz ve tecrübeli bir Captiva kullanıcısyla aracınızı seçiniz. Aracı aldıktan sonra değişmesi gereken tüm parçaları orijinali ile, eğer bulamazsanız en kaliteli yan sanayisi ile değiştirin. Şimdiden hayırlı olsun...





  • Tüm Captiva sevenleri buraya paylaşımda bulunmaya bekliyoruz.

    Yeni Captiva sayfası

    http://www.chevrolet.com.tr/modellerimiz/yeni-captiva/

    Maalesef 2.0 dizel motorla gelen Captiva 4x2



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ayhanayhan -- 4 Mayıs 2012; 22:40:55 >



  • ilginç bir tepki

    insanlar konuşa konuşa anlaşırlarmış ben başka yol bilmiyorum, siz de sağlıcakla kalın
  • Cok fark yok aslında 1.nesil ve 2.nesil diyebiliriz motor,farlar ve makyaj oldu diyebiliriz.Tabi iç dizayn da değişti.Ancak aracın konfor ve keyfi değişmedi.Benim sevdiğim konforu,zevki,görünüşü.Almayı düşünüyorsanız araç çok yakıyo falan diyenlere aldırmayın.Araç f/b de gayet iyi bence.2 tonluk bir araç ve 10-11 lt dizel yakıyor.Eger yakıtı ve avrupadan çekilmesini kafaya takmıyacaksanız alın kullanın keyfinize bakın...
  • Arkadaşlar selam

    2011 model captiva aracımda multimedya ekranını yukarıya sonunda taşıdım.

    8" dokunmatik ekran + ana kumanda + işçilik = 2000 TL gibi bir rakam tuttu. Kredi kartına taksit imkanı da mevcut.

    İlgilenen arkadaşlar pm ile bana ulaşabilirler. Daha fazla resim isterseniz ekleyebilirim.

     Chevrolet Captiva - tüm başlıklar - Chevrolet Captiva - tüm başlıklar - Chevrolet Captiva - tüm başlıklar -



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi speedy_47 -- 11 Şubat 2015; 20:02:59 >




  • arakadaşlar bir paylaşımda ben yapayım; bir ay önce 20 bin km de 2011 hatasız captiva aldım, şu an 2012 ceed ve captivayı birlikte kullanıyorum, gerçi aynı sınıf araç değiller ama hatchback veya sedandan SUV'a geçmeyi düşünen arkadaşlar için aydınlatıcı olabilir;

    Aracın yol tutuşu beklediğimin çok üstünde ilk aldığımda viraj ve yol gidiş tarzını bilmediğimden oldukça temkinli gidiyordum ancak kullandıkça aracın virajlarda çok stabil olduğunu, cüssesinden beklenmeyecek kadar yol tutuşu ve viraj kabiliyetinin yüksek olduğunu, aracın herhangi bir şekilde virajlarda sağa sola yatmadığını gözlemledim (zaten tehlikeli araç kullanan biri değilim),
    Tiguanla captiva arasında çok kararsız kalmıştım, ancak şimdi iyiki captiva aldım diyorum, 10 gün önce yağan kar ve sonrası oluşan buzda oldukça dik yokuşlardan(kış lastiği var) çok başarılı bir şekilde yol aldım, hatta bazı noktalarda aracı zorladım, oldukça başarılı bir performans çizdi, araç çok konforlu, ilk çalıştırmada ve ara gazlarda biraz motor homurtusu duyuluyor ancak motor ısınınca ses gidiyor, çok fonksiyonel bir araç, taşıma, yolcu kapasitesi, eşya gözleri, konfor ve donanım özellikleri oldukça yüksek, alçak ve yere yakın arabaların klostrofobik ortamından çıkmak trafik stresini azaltıyor, ceed kullanırken yakın takip mesafesi ile tampona yapışan sığırlar, ani bir frenlemede yüksek aracın altına girme endişesi ile tampona yapışıp gidemiyorlar, trafikte biraz üste olmak görüş açısı olarak çok iyi, kalabalık aileler, hafta sonu hobi amacı ile dağ bayır gezenler için captiva harika bir araç, ikinci elde problem falan olur diyorlardı ama bunu ben alırken dahi yaşamadım, düşük km li olup favorilerime eklediğim araçların tümü kısa sürelerde el değiştirdi, ölü fiyatına temiz captiva almak mümkün değil, düşük fiyatlı satılanların çoğuda hasarlı, yıpranmış yorulmuş araçlar, buna rağmen alıcı buluyor, çünkü şu an bu fiyat seviyelerinde captivanın muadili yok, c ınıfı hatchback büyüklüğündeki crossoverl lar 110-130bin TL bandında seyrediyor, 70 bin civarı temiz kullanışlı bir 4 çeker almanız mümkün değil. Captivayı aldıktan sonra iki ayrı yetkili servise gittim, yedek parça konusunda sıkıntı olurmu diye yetkililere sordum, captivanın en çok sattıkları araçlardan biri olduğunu, çok fazla captivaya servis hizmeti verildiğini, böyle bir durumun söz konusu olmadığını söylediler, son gittiğim yetkili servis müdürü, opel için bir paraçda ne kadar beklenirse captivada da o kadar beklenir dedi.
    son olarak yakıt tüketimi; her gün 15 km gidiş 15 km dönüş çevre yolu denebilecek, % 30 traik yoğunluklu bir güzargahda kullanıyorum aracı, aynı yolda ceed ile 39 litre mazaot ile 720-750 km yol yapıyordum (az yaksın diye uğraşmadan) aynı güzergahta 52 lt mazot ile 500 km yol yapabildim (yine az yaksın diye uğraşmadan) yani captiva şehir içi 11-12 lt civarı yakıyor, aracın cüssesi ve motor hacmi ve otomotik vitesi dikkate alındığında çok değil, aynı güzergahta 1.4 tsi 122 beygir 4x2 tiguan ile(bir hafta kullandım) 13 lt civarı benzin tüketimi vardı, ancak tiguana biraz yüklenince tüketim 14 -15 lt lere dayanıyordu,
    özetle, büyük bir SUV'a ihtiyacı olanlara temiz kullanılmış captiva tavsiye edebilirim, forumda çok yerde " captivada kalite sorunları var, alınmaz, kalitesiz" gibi yorumlar okumuştum, bu kişilerin görgüye veya deneyime sahip bilgileri olmadan yazdıkları ilgili sayfalarda tespit edilmiş ise de ben bu durumu bizzat kendim deneyimledim, araçta hiç bir kalite kusuru görmedim, tiguandan kalitesiz değil hatta çoğu noktada daha kaliteli, daha ayrıntı düşünülmüş bir araç, parasının hakkını fazlası ile veriyor.
    olumsuz gördüğüm yanlarını yazıp bitireyim, araç hareket edince kapılar otomatik kilitlenmiyor, yine kapılar açılınca arka koltuk ve bagaj tavan ışığı yandığı halde şoför mahalli tavan ışıkları yanmıyor, aynalar kapı açılıp kapanınca otomatik açılıp kapanmıyor, her seferinde düğmeye basarak bunu yapmanız gerekiyor, arka cama yıkama suyu biraz geç gidiyor, bu sebeple su gidene kadar silecek çamurlu camda kuru kuru çalışıyor, şimdilik bu kadar.




  • Cogu arkadasimiz yazmis Captiva cok yakiyor diye

    Kendi sinifina gore bazi suvlara gore fazla bazilarina gore az yakmaktadir yani kendi sinifinda ortalama bir tuketimi vardir.

    Ama kalkip sedan 1.3 motor veya 1.6 veya 1.0 gibi seylerle kiyaslayip bu arac cok yakiyor diyemezsiniz.

    Lutfen Suv bir araci Suv sinifiyla kiyaslayip buna gore fazla suna gore az yakiyor demeliyiz.

    Suv 4x4 cusseli 2.0 bir arac kullanacaksan zaten sedan araca gore fazla yakmasi normal.

    Kazasiz keyifli surusler diliyorum :)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: HeroTech

    2.0 2ton bir araç için şehir içi bu değerleri anlarım ama corsa focus ve karşılaştırılacak araçlar değil arkadaşlar. Corsa 7 focus 8 lt yakmalı max. Yoksa hiç bir esprisi kalmaz bu araçların. Ki 2005 corsa ile arkadaşım en fazla 7 yakıyordu.

    dostum gelsin o arkadaşın birde artvinde yaktırsın o 7 lt reyi aracın satışını vereceğim ona biz burda doğayla mücadele veriyoruz
  • captivamı adam akıllı karda denemek için fırsat buldum bugün vede tam not aldı lastikler 4 mevsim %70 çağında karyağışını görünce bu gün saat 3 gibi dağa çıkayım dedim şehirmerkezine 10 km gerçi burada heryer dağ ya merak edenlir için ARTVİN ilinden bahsediyorum öyle düz arazi felan değil bildiğin dik yokuş 20 cm iz değmemiş kar winter tuşunu meraken hemen devreye soktum triptonikte devreye girmiyor D modunda ancak neyse yardırdık yukarı birzda riskli aşağı uçurum bildiğiniz allah muhafaza kafayı yoldan dışarı bir atsa direk tepe taklak arkamdanda birtaksiydi markasını anlayamadım bildiğin keçi baktım hiç tınlamıyor rampaymış karmış tabi bende bir rahatlık oluştu o gerginliğim gitti arkamdaki araç malesef çıkamadı gergeri geri gittiğini gördüm yan aynadan dağa çıktıkça yoğun kar yağışı ve miktarı artıyordu bizim burda kayak merkezi var ya zincir saracaksın yada iybir 4x4 olması lazım ilerledikçe yoldaki kurbanları gördüm biri zincir sarıyor biri 3-5 kişi aracı iteliyor onların yanından o gururlu geçiş hiçbişeye değişilmez eminim şunu demişlerdir lan şu captivaya bak helal olsun gibi bakışları farketmemek mümkündeğildi allah bu aracı almama sebep olan atalay arkadaşımdan razı olsun şükürler olsunki nekadar doğru bir iş yaptığımı birkez daha anladım düşünüyorumda araçta bide kışlastiği takılı olaymış sıfır stres keşke bir arkadaşımıda alıp video ekleyeydim sonradan aklıma geldi o eğimi o karı göreydiniz wuuuu derdiniz esen kalın




  • Arabalarınızı özel servislere götürmenizi tavsiye ederim.

    Hangi marka olursa olsun, yetkili servisler birer öpme-öpücük yerleridir.

    Yeni bir araç alındığında genellikle 3 yıl veya markaya göre değişen belirlenmiş bir km boyunca araçlar garantilidir. Bu süre boyunca markanın belirlemiş olduğu periyodlarda aracınızı yetkili bir servise götürüp bakımını yaptırmazsanız aracınız garanti dışı kalır. Ancak bunda da ne yapılması gerektiği ve ne yapıldığı konusunda dikkatli olmak gerek. Örneğin, 15 bin km bakımınız geldi. Servise gitmeden önce araç kitapçığınızı mutlaka kontrol edin. 15 bin bakımında neler değişmeli, kitapçıkta yazar. Kitapçıkta; yağ, yağ filtresi, polen filtresi ve hava filtresi yazıyorsa, yalnızca bunları değiştirmeniz, garantinin devam etmesi için yeterli olacaktır. Ama servisten içeri girip Selam Aleyküm - Aleyküm selam 15 bin bakımı yaptıracağım, derseniz eğer size kesinlikle mazot filtresi de iteleyeceklerinden emin olabilirsiniz. Fabrika zaten kitapçıkta hangi kilometrede hangi parçanın değişeceğini belirtmiş.

    En samimi arkadaşım, bir süre büyük bir araba firmasının bölge distribütörlüğünü yapan bir bayinin yetkili servisinde servis danışmanı olarak çalıştı. Anlattıklarını bir duysanız, artık bu kadar da olmaz, dersiniz. Örneğin, servis müdürü elemanı yanına almış serviste gezerken, eliyle bir aracı işaret edip, "şu aracın arka silecek süpürgesini değiştirin", demiş..(Gidip bakmadan, süpürgenin durmundan bihaber) Maksat faturayı ufak tefek ıvır zıvırlarla şişirmek.. Daha ne örnekler var bu ve bunun gibi..

    Aracın garantisi bittikten sonra ise yetkili servise neden gidelim ki? Parça ve işçilik fiyatları, özel servislere göre 2 katı, bazen 3 katı..

    Özellikle İstanbul-Ankara gibi şehirlerde sanayi sitelerinde her marka aracın özel servisleri mevcut. Ve bu servislerde gerçekten çok çok iyi ustalar var. Hatta bazıları, yetkili servislerdeki ustalardan bile çok daha iyi ve tecrübeli. Ayrıca özel servislerde, eğer ilgiliyseniz, aracınız yapılırken başında durup ne yapılıp yapılmadığını ve nasıl yapıldığını da görüp seyredip, öğrenebilirsiniz. Yetkili serviste sizi içeri, servis alanına sokmazlar.

    Mesela ben yeni aldığım captiva aracımın trigerini değiştirdim. Yetkili serviste 2011 captiva'nın triger seti için, yalnızca parça fiyatı, 600 TL istiyorlar. İşçiliği zaten sormadan kaçıyorsun.. İstanbul' da internet üzerinden yalnızca chevrolet parçaları satan bir yer buldum. Ellerinde her parçanın hem orijinal GM, hem de birkaç marka-çeşit yan sanayi ürünleri mevcut. Yerleri zaten sanayi sitesinde. Ben gidip elden aldım. İnternet üzerinden de aynı gün kargoyla yolluyorlar. Aynı sanayi sitesinde de en az 10-15 tane özel opel-chevrolet servisi var. Neticede, orijinal GM (Açılmamış poşetinde, hologramlı) triger setini 390 TL' den aldım. (15 gün önce dolar fırlamamışken 375'e satıyorlardı) Sonra da aynı sanayide özel bir opel servisinde uygun bir işçilik karşılığında taktırdım.

    Bununla birlikte periyodik bakımını da, parçaları bahsettiğim yerden gidip kendim almak suretiyle, aynı özel serviste yaptırdım. Mesela 2011 model captiva'mın kullanım kılavuzunda, bulunduğunuz bölgenin iklim koşullarına göre, -25c ve altında 0w40, -25c ve üzerinde ise 5w40 yağ kullanılması gerektiği yazıyor. Ayrıca dexos2 onaylı olmayan yağların kullanılmaması ve mutlaka dpf'li (dizel partikül filtreli) araçlara uygun yağ kullanılması gerektiği belirtiliyor. Yeni kasalarda ise 5w30 yağ kullanılıyormuş. Yetkili servislerde eski kasa captiva'nıza da direk olarak GM nin 5w30 yağını dolduracaklarından emin olabilirsiniz. Ben önce sanayide yağ satan, pek çok markanın bayisi olan, dükkana gittiğimde, dükkandaki satıcı bana istediğim yağı bulamadı. Mobil, Castrol gibi markaların 5w40 yağları var ama, ya dexos2 onayı yok, ya da dpf'li araçlara uygun değil. Satıcı bana, aradığım tüm özellikleri karşılayan 5w40 yağın olmadığını ve bulamayacağımı söyledi. Birkaç yer daha dolaştım ve sonunda Motul'un 8100 Xclean model 5w40 dexos2 onaylı ve dpfli araçlar için olan yağını buldum. Böylelikle, aracıma en uygun yağı bulup koymuş oldum.

    Benim herkese, buradan naçizana tavsiyem; eğer aracınızı ve cüzdanınızı seviyorsanız, biraz vakit ve emeğinizi vererek, aracınızda bir sorun varsa veya aracınızın bakım zamanı gelmişse, götürün sanayiye bir özel servise gösterin. Neyi var-neyi yok, size yapılacaklar listesi, fiyatı ve işçilik fiyatı çıkartsınlar. Eğer servise güvenmiyorsanız veya sürekli gittiğiniz bir yer yok ise en garantisi birkaç servise gidin. Sonra alın elinize listeyi ve internetten parça fiyatlarını araştırın. Aynı orijinal parçalar farklı yerlerde farklı fiyatlarda olabiliyor. Nerede ne ucuz ise, eğer yakınınızdaysa gidin alın, farklı şehirdeyse de inernetten sipariş verin gelsin. Bazı parçalarda orijinal kullanmak önemliyken, bazı parçalarda ise yan sanayi ve orijinal fark etmiyor ancak fiyat farkı çok.. Bu konuda da, neyin orijinal olup olmaması gerektiği hususunda, servisinizdeki ustaya danışabilirsiniz.

    Böylelikle, en uygun fiyata, aracınızın bakım ve tamiratını en iyi şekilde yaptırabilirsiniz. Biraz uzun yazdım, vaktinizi aldım. Hakkınızı helal edin, faydalı olabildiysem ne mutlu bana.

    Saygılar



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ceyarr -- 1 Aralık 2016; 11:31:58 >




  • Yag cubugundan bakin yag seviyesi nerede...

    Max cizgisi ustundeyse benzin istasyonlarinin çoğunda yag cubugu deliginden emme ile yag bosaltan cihazla bir miktar alin, sonra kontrol edin max cizgisine gelince tamamdir.

    Max cizgisi ustunde yag motordaki yanma odasina girer ve bol duman atarak gezersiniz. Dpf dolup ariza yapabilir , egr valfi tikanabilir. Risk var ihmal etmeyin.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: tarık-ilgili

    arkadaşlar acill cevap lazım.
    bugün 2011 model captıva high bir araca el sıkıştık. 159 bin kilometrede ve 59 bin istiyor. kazası yok. içi dışı temiz bir araç. yedek anahtarı ve kitapçıkları yokmuş.
    galerici bir arkadaşa sordum, yakıtı yuksek olur dedi, direksiyon kutusu hataları oluyor dedi. ben kimseye önermiyorum dedi.
    opel servisi ustam captıva alınabilecek en iyi jip dedi.
    siz ne diyorsunuz. memnun olur muyum. tavsiye eder misiniz.
    yarına kadar acil cevap lazım.

    Hocam captiva'nın yakıtı malum.
    Gerisi sorunsuz bir araç bana sorarsanız.
    Direksiyon kutusu dediğiniz olayın tamiri 500tl idi 2-3 ay önce. Buna sorun olur derseniz tercih sizin.
    Bana göre bu fiyata alınabilecek en iyi suv.
    Diğer suv tarzı araçların fiyatı uçuk captivaya göre.




  • azaz06 kullanıcısına yanıt
    Hocam burada güzel bir ortamımız var. Kimi zaman birbirimizi eleştiriyoruz da ama üslup çok önemli. Yani, birbirimize 'Bilip bilmeden konuşma', tarzında değil de, en azından 'sizin yanlışınız var, yanlış biliyorsunuz, doğrusu budur vs' şeklinde konuşmak daha doğru olacaktır. Elbette hepimizin yanlış bildiği şeyler olacaktır. Forumun amacı bilgi paylaşımı yapılarak birbirimizden bir şeyler öğrenmek zaten
  • Bu arada, geçtiğimiz sayfalarda isofixli çocuk koltuklarının koltuğa zarar vermesi ile ilgili konuşmuştuk. Hatta ben biraz internetten araştırıp, koltuk koruyucu ped bulup link atmıştım. Bu bahsi geçen üründen aldım ve bir aydır falan kullanıyorum. Eğer isofixli çocuk koltuğu kullanıyorsanız bundan mutlaka edinmelisiniz. Gerçekten koltuğu çok güzel koruyor





     Chevrolet Captiva - tüm başlıklar -




  • Hocam bir değiştirmedir gidiyor. Türk milleti olarak, don değiştirir gibi araba değiştiriyoruz. Bu tüketim çılgınlığına bir dur demek gerekli diye düşünüyorum. Maddiyattan dolayı satmak icab edebilir veya bir araç alır memnun kalmaz değiştirirsiniz, ok bunda sıkıntı yok da, memnun olduğumuzu belirttiğimiz captivalarımızı neden değiştiriyoruz? Captivalarımız, onlara iyi baktığımız sürece, daha uzun yıllar bize hizmet edecektir diye düşünüyorum.
  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.