Şimdi Ara

Akvaryum Hobisi Hakkında Pek Çok Bilgi

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
20
Cevap
5
Favori
27.415
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Merhaba,

    Yıllardır (1990'dan beri) akvaryum hobisi ile çok ciddi anlamda ilgilenen biri olarak bazı deneyimlerimi paylaşmak istedim. Akvaryum hobisi ile ilgili yazılarım çeşitli sitelerde ve dergilerde çıkmıştır. Bazı yarışmalarda derecelerim var, bazı yarışmalarda ise organizasyonda yer almıştım. Aşağıda yer alan bilgiler kendi deneyimlerimdir. Akvaryum hobisi ile ilgilenenlerin sorularını buradan yanıtlayabilirim. Uzunca bir başlık olacağını garanti ediyorum.

    GENEL AKVARYUM BİLGİLERİ
    (AKVARYUM HOBİSİNE YENİ BAŞLAYANLAR İÇİN)


    Akvaryum nasıl kurulur?

    İlk önce akvaryumunuzun hacmi kadar çeşme suyunu üzeri açık bir kabın içinde 48 saat kadar havalandırın. Çeşme suyu klor içerdiği için bunu yapmanız gerekir. Klor, akvaryum balıkları ve bitkiler için zararlıdır ve öldürücüdür. Çeşme suyu 48 kadar dinlendirildikten sonra canlılarınız için zararlı olan klor uçacaktır. Daha sonra bu dinlenmiş suyun içine piyasada akvaryumculardan kolaylıkla temin edebileceğiniz çeşitli su hazırlayıcılar katabilirsiniz. Bunlar, canlılar için zararlı olan ağır metalleri nötr hale getiren çeşitli kimyasallardır. Dozajına uygun bir şekilde suya kattıktan sonra, suyun ısısını balıklarınızın isteyeceği ısıya getirmelisiniz. Birçok akvaryum balığı 20-26 C sıcaklıkta yaşar. Yine de hangi balığı beslemeye karar verdiyseniz ısıyı ona göre ayarlamalısınız. Bu arada, özel durumlar (hastalık, bazı balıklarda üreme vs) haricinde ısı sabit tutulmalıdır. Bunun için de yine piyasada çok çeşitli olarak bulunan termostatlı ısıtıcılardan almalısınız.

    Temizlenmiş olan boş tanka 10-15 cm yüksekliğinde suyu boşaltın. Daha sonra tabandan 3-5 cm yüksekliğe dek temizlenmiş dere kumunu (deniz kumu, kuarz kum ve akvaryumlarda kullanılabilen; suyun kimyasını bozmayan kumlardan kullanabilirsiniz) koyup elinizle hafifçe düzeltin. Taban malzemesinin akvaryumun ön kısmına doğru hafif bir meyil oluşturması, gözle görülebilen pisliklerin tankın ön tarafında birikmesini ve daha kolay temizlenmesini sağlayacaktır. Taban malzemesini de yerleştirdikten sonra su bitkilerini köklerini zedelememeye özen göstererek kuma gömün. Tankınızı istediğiniz gibi dekore edebilirsiniz. Bunun için piyasada çok çeşitli malzemeler bulunmaktadır. Ama yine de akvaryumun doğal görünmesi balıklarınızın sağlığı açısından çok daha önemlidir. Bu yüzden de onları zaman içinde zehirleyebilecek veya strese sokabilecek plastik ve metal malzemeleri akvaryumunuza sokmamalısınız. En doğal dekor malzemeleri çakıl taşları, çeşitli kütükler ve kayalardır. Bunları doğada da bulabilirsiniz ama doğadan alacağınız malzemeleri iyi dezenfekte edilmezse balıklarınız hastalanıp ölebilir. Akvaryum içinde kullanılacak olan malzemeler, suyun kimyasını bozmayan malzemeler olmalıdır. Akvaryum dekorunuzu sadece hayal gücünüz sınırlayacaktır. En iyisi, doğayı elinizden geldiğince taklit etmeye çalışmanız olacaktır.

    Dekorunuzu hallettikten sonra sıra bir akvaryum için çok önemli olan malzemeleri yerleştirmeye geliyor. Bunlar: Filtre, hava motoru, ısıtıcı-termostattır. Filtrasyon 3 şekilde gerçekleştirilir. Çeşitli filtre türleri vardır. Bunu ilerleyen bölümlerde ayrıntılarıyla göreceksiniz. Filtre ve ısıtıcı-termostatı tankınıza yerleştirdikten sonra tankınızın geri kalan kısmını da suyla doldurun. Şimdi filtre, hava motoru ve ısıtıcı-termostatı çalıştırın ve ısının balıklarınızın isteyeceği ısıya gelmesini bekleyin. Su gereken ısıya geldiğinde artık geriye bir tek şey kalıyor; balıklarınızı suya yerleştirmek.

    Akvaryum hobisi, sürekli olarak kendini geliştirmeyi gerektirir. Piyasada bulunan çeşitli yayınları takip etmelisiniz, akvaryumlarla ilgili olarak hazırlanan web sitelerini ve forumlara başvurmalısınız, konu ile ilgili olan insanlara danışmalısınız. Akvaryum hobisi, hobiciliğin de ötesinde çeşitli sanat, spor, bilim dallarına benzer. Doğayı taklit etmek, sürekli olarak kendini geliştirmek, hayal gücünü zorlamak konularında akvaryum hobisi çeşitli sanat dallarına benzer. Fırsat buldukça doğaya açılıp çeşitli dekor malzemeleri toplamak, sulak alanları dolaşmak açısından da yeri geldiğince spor faaliyetlerine vesile olur. Su analizleri yapmak, canlılarınızın sağlığı açısından çeşitli kimya kaynaklarından faydalanmak, akvaryumunuzda kullanmak için evde bir takım malzemeler üretmek açısından da çeşitli bilim dalları ile iç içedir. Kısacası akvaryum hobisi; sanat, spor ve bilimi tek noktada birleştiren bir hobidir.

    Akvaryumunuzda beslediğiniz canlıların üremelerine şahit olmak, yavrularını büyütmek, çeşitli davranışlarını gözlemlemek, büyülü su altı dünyasının bilinmeyenlerine doğru uzunca bir yolculuğa çıkmak şüphesiz her hobici için çok büyük bir mutluluk kaynağıdır. Evinizde kuracağınız sağlıklı bir akvaryum, günlük yaşamın stresinden uzaklaşmak için güzel bir yoldur.

    Akvaryum için gerekli malzemeler şunlardır: Su değişimleri için tankın hacminin %25 oranında deterjan ve benzeri madde değmemiş boş bir kova, ısıtıcı-termostat, filtre, hava boruları, hava vanaları, kaliteli balık yemleri, balıkları yakalamak için süzgeç, ısıyı ölçmek için derece, çeşitli ilaçlar (metillen mavisi, malahit yeşili vs), kaya tuzu, büyüteç.

    Akvaryumun yeri:

    Akvaryumunuzun, hava sirkülasyonu olmayan biryerde kurulması son derece önemlidir. Bulunduğu yerde soğuk-sıcak hava hareketlerinin olmaması gerekir. Örneğin; balkon kapısının yanına koyulmamalıdır. Koyulduğu taktirde hava sirkülasyonu meydana gelirse suda ısı değişimleri meydana gelebilir. Tropik balıkların çoğu ısı değişimlerine karşı hassastır.

    Akvaryumunuzun, yerden 50-75 cm yukarıda olması ve bulunduğu odanın her köşesinden rahatça görülebilmesi önemlidir. Böylece daha estetik bir durum oluşur. Akvaryumunuzun bulunduğu masa, dolay, vitrin yada benzeri malzeme kesinlikle sağlam olmalıdır. Akvaryumunuzu taşıyabilecek güçte olmalı ve sarsılmamalıdır.

    Akvaryumunuzu direkt olarak güneş ışığı almayan bir yere yerleştirmelisiniz. Güneş ışığı alg oluşturur ve akvaryumunuz kirli görünür. Yosunlar heryeri kaplayabilir. Özellikle bitkilerin yaprakları üzerinde çıkan yosunlar bitkilerinizi öldürebilir. Bununla birlikte akvaryumunuzun güneş ışığı alması demek, suda ısı değişikliklerinin olması demektir. Daha önce de belirtildiği gibi akvaryumunuzda ısı değişimlerini mümkün olduğunca en aza indirmelisiniz.

    Filtrasyon:

    Akvaryumculukta 3 tür filtrasyon vardır. Bunlar; mekanik filtrasyon, kimyasal filtrasyon, biyolojik filtrasyondur.

    Mekanik filtrasyon, akvaryumlarda kullanılan çeşitli filtrelerle yapılır. Filtreler iç filtre ve dış filtre olmak üzere 2 çeşittir. İç filtreler genellikle küçük akvaryumlarda, dış filtreler ise genellikle büyük akvaryumlarda tercih edilir. Çeşitli filtre türleri vardır. Bunlardan bazıları; sünger filtre, şelale filtre, pipo filtre gibi filtrelerdir. Filtrenin çalışma prensibi şu şekildedir: Akvaryumdaki suyu çeker, süzer ve akvaryuma geri pompalar. Filtre malzemesi olarak çok çeşitli şeyler kullanılır. Sünger, sentetik elyaf bunların başlıcalılarıdır. Akvaryum hobisine yeni başlayanlar için en uygunu bir kafa motoru veya bir su pompası ile çalıştırılan sünger iç filtrelerdir.

    Kimyasal filtrasyon, akvaryumun tabanına çeşitli malzemeler koyarak suyun kimyasal özelliklerini ayarlamak amacıyla yapılan bir filtrasyon çeşididir. Torf, odun kömürü gibi malzemeler, kimyasal filtrasyon yapmak için deneyimli akvaryumcular tarafından kullanılmaktadır.

    Biyolojik filtrasyon, suda bulunan birçok faydalı bakteriler tarafından yapılır. Bir tank ilk kurulduğunda biyolojik filtrasyon elemanı olan bakterilerin sayısı yeterli değildir. Biyolojik filtrasyon için gereken yapının oluşması için en az 3-4 hafta geçmesi gerekir. Birçok akvaryum hobicisi, biyolojik yapının (bakterilerin) oluşması için akvaryumu kurduktan sonra 1 ay boyunca boş bırakır. Bu, yanlış bir tutumdur. Akvaryuma balık konmadan önce biyolojik dönüşüm gerçekleşmez. Suyun balıklar için uygun hale gelebilmesi için yeni kurulan tanka birkaç tane dayanıklı balık koymak en uygunudur. 1 ay sonra daha hassas balıklar konulabilir.

    Isıtıcı - termostat:

    Akvaryumunuzun kapasitesine uygun bir ısıtıcı-termostat kullanmalısınız. Piyasada çok çeşitli ısıtıcı-termostatlar bulunmaktadır. Suyun ısısı sabit kalmalıdır. Suyun ısısının değişkenlik göstermesi balıkların sağlığını bozar. Bazı balıklar 1 C'lik ısı değişimine karşı bile hassastırlar. Isıdaki değişimler, balığın çeşitli solungaç enfeksiyonuna yakalanmasına sebep olabilir. Bu tür hastalıklarla ilgili bilgileri SAĞLIK kısmında bulabilirsiniz. Unutmadan; ısıtıcı-termostat da dahil akvaryumda kullanılan elektrikli cihazların kaliteli ve sağlam olmasına dikkat edin. Diğer konulardaki bir eksiklik sadece akvaryumdaki canlıların hayatını olumsuz yönde etkiler. Ama elektrikli aletlerdeki bir aksaklık, sizin hayatınızı etkileyebilir.

    Aydınlatma:

    Özellikle bitkili akvaryumlarda aydınlatma konusu hayati bir önem taşır. Güneş ışığı bitkiler için zararlı alg oluşumuna sebep olduğu için -ve ısı değişimlerine neden olduğu için- genellikle ev akvaryumlarında kullanılmaz. Akvaryumlar güneş ışığı yerine yapay ışıklandırmayla aydınlatılır. Bu işlem için özel akvaryum florasanları kullanılsa da elektrikçilerde bulabileceğiniz küçük florasanlar da işinizi görebilir. Dikkat etmeniz gereken konu, akvaryumunuzun uzunluğu ve derinliğidir. Her elektrikli cihazda olduğu gibi bu cihazları da kullanırken dikkat etmelisiniz, aksi taktirde tehlikeye giren sizin hayatınız olur.

    Bazı hobiciler florasan yerine normal ampul kullanmayı tercih etseler de bu kesinlikle sakıncalıdır. Çünkü ampul suyu aşırı derecede ısıtır. Verdiği ışık rengi hoş bir görüntü oluşturmaz ve yosunlaşmalar oluşabilir. Ayrıca çok fazla elektrik harcarlar. Piyasada çok çeşitli ışıklandırma sistemleri satılmaktadır. Bunlardan bulamazsanız elektrikçilerden bulacağınız florasanlar da işinizi görecektir.

    Akvaryum 10-15 saat kadar aydınlatılmalıdır. İdeal olanı günde 12 saat aydınlatmaktır. Geceleri florasanı kapatmalısınız. Hergün aynı saatte açık aynı saatte kapatmalısınız. Elektrikçilerde timer diye satılan cihazlar bu sorununuzu giderebilir. Cihazı günde kaç saat aydınlatacaksanız timer cihazını kurun, florasan otomatik olarak açılması gerektiğinde açılır ve kapanması gerektiğinde kapanır.

    Bitkili bir akvaryumda aydınlatma yapılmazsa bitkiye ekstra gübre ve çeşitli malzemeler vermenin anlamı yoktur. Ayrıca bitkiler karanlıkta karbondioksit açığa çıkardıkları için olumsuz bir durum oluşabilir. Karbondioksit, pH seviyesini düşürür. Çok fazla karbondioksit yüklenmesi, bu durumu daha da yoğunlaştırabilir. Akvaryum da küçük bir ekosistem olduğu için zincirin halkalarındaki en küçük bir değişiklik diğer unsurları da etkiler. Bu yüzden her konuda olduğu gibi aydınlatma konusuna da önem vermek gerekir. Bu yüzden de aydınlatma konusu ayrıca önemlidir.

    Taban malzemesi:

    Taban malzemesini, balığın ihtiyaçlarına göre seçmek gerekir. Örneğin bazı türler ince kumlardan hoşlanırlar. Bazıları ise yüksek pH istedikleri için deniz kumu kullanılmalıdır. Taban malzemesi seçerken, balıklarınızın ihtiyaçlarını göz önünde bulundurmalısınız. Bazı balık türleri kumda çukurlar açarak yuva yapar, bazı balık türleri ise kayalardan yapılmış dekorları sever. Taban malzemesini, balıklarınızın özelliklerine göre seçmelisiniz. Herşeyden önce balık, kendini güvende hissetmelidir. Bu yüzden de kendisine gizleyebilmesine olanak verecek şekilde ve renkte taban malzemesi seçmek yerinde bir davranış olacaktır. Çok önemli bir nokta; unutulmamalıdır ki sudaki biyolojik dönüşümün çok önemli bir kısmı akvaryumun tabanında gerçekleşir. Bu yüzden taban malzemesine sadece bir dekor olarak bakılmamalıdır.

    Beslenme:

    Balıklar, çok çeşitli gıdalarla beslenirler. Bazıları etçil, bazıları otçul beslenir. Yem seçiminizi buna göre yapmalısınız. Yanlış bir yem seçimi, balığınızın sağlığını kaybetmesine ve hatta ölmesine neden olabilir. Bitkisel ağırlıklı beslenen balığa yüksek oranda protein içeren et ürünleri ve hayvansal yemler verilmemelidir çünkü sindiremeyecekleri için çeşitli hastalıklara yakalanacaklardır. Evde, kendiniz de balık yemi yapabilirsiniz ama piyasada farklı balık türleri için üretilmiş kaliteli ve bol çeşitli yemler çok ucuza bulunabildiği için özel durumlar haricinde böyle bir girişime gerek yoktur. En iyisi yine akvaryumlarla ilgili yayınları ve web sitelerini takip etmek, balığınızla ilgili mümkün olduğunca çok bilgi toplamaktır.

    Burada özellikle yavru balıklar için çok önemli ve gerekli olan bir yemden ve bu yemin hazırlanışından bahsetmek gerekiyor. Artemia (Artemia salina) denilen bir tür karidesin larvaları, balıklar için çok önemlidir. Özellikle yeni doğan yavrulara artemia larvaları verilmelidir. Artemia, içermiş olduğu yüksek besin değeri ile yavru balıkların gelişimlerini hızlandırır ve bağışıklık sistemlerini güçlendirir. Artemia aslında tuzlu sularda yaşayan bir tür minik karidestir. Akvaryumcularda genellikle bunların yumurtaları satılır. Yumurtaları toz yem gibidir. Ama direkt olarak balıklara verilmemelidir. Balıklar yumurtaların kabuklarını sindiremeyeceği için hiçbir faydası olmaz. Artemia yemi şu şekilde hazırlanır: 1 litre kadar suya 1 kaşık tuz atılır ve tuz eritildikten sonra su 25-26 C ısıya gelince istenilen miktarda artemia yumurtası bu tuzlu suya eklenir. Bu sırada suya havataşı ile bir miktar hava verilmesi daha faydalı olur ama bu işlem sırasında suyun dalgalandırılmamasına ve yumurtaların dibe çökmemesine özen gösterilmelidir. Larvalar 1-2 gün içerisinde yumurtadan çıkarlar. Çıplak gözle bu minik larvaları görebilirsiniz. Büyüteçle baktığınızda ise daha kolay görünür, sürekli hareket eden minik yaratıklardır. Su tuzlu olduğu için bu larvaları direkt olarak balıklara vermeyin. İnce çorap veya tül ile süzdükten sonra üzerlerine tatlı su dökerek tuzdan arınmasını sağlayın. Tatlı su balıklarının tuzu direkt yutması demek; böbreklerinin ağır hasara uğraması demektir. Tatlı su ile artemia larvalarını süzdükten sonra balıklarınıza verebilirsiniz. Bu işlemi birkaç günde bir tekrarlarsanız balıklarınız gayet sağlıklı olurlar.

    Yine özellikle yavru balıklar için hazırlayabileceğiniz bir başka yem de yumurta yemidir. Bildiğimiz tavuk yumurtasını haşlayın. Haşlanmış yumurtanın sarısını bir fincana yada bardağa koyun. Üzerine biraz su ekleyip yumurtanın sarısını ezin. Bulamaç haline geldikten sonra da 10-15 dakika bekleyin. Tortu kısmı dibe çöktükten sonra yüzeyde kalan suyu bir çay kaşığı yada şırınga ile balıklarınıza verebilirsiniz. Bu yemi kullanırken dozaja dikkat edin. Fazla katarsanız akvaryumun suyu bulanabilir.

    Balıklarınınız için hazırlayabileceğiniz başka bir yem de evde hazırlayabileceğiniz bitkisel yemlerdir. Ispanak, yemeklik kabak, havuç, salatalık, marul gibi bitkileri de balıklarınız severek yiyeceklerdir. Bu yiyecekleri güzelce temizledikten sonra haşlayabilir veya direkt verebilirsiniz. Ama haşlamanız balığın yemi yiyebilmesine kolaylık sağlayacaktır.

    Bir başka yem de tubifex kurtlarıdır. Bunlardan markalı yem olarak kurutulmuşlarını akvaryumcularda bulabilirsiniz. Canlı olarak da balıklarınıza verebilirsiniz. Fakat bu yemle ilgili çok fazla dikkat edilmesi gereken bir konu vardır: Bu kurtçuklar atık sularda, lağım sularında ve derelerin dibindeki balçık kısımlarda bulunur. Hijyen konusuna önem göstermediğiniz taktirde balıklarınız hastalığa yakalanacaklardır. Temizliğinden emin olduğunuz tubifex kurtlarını direkt akvaryuma atmayın. Çünkü bunlar tabandaki kumların içine saklanırlar ve suyun aşırı kirlenmesine sebep olurlar. Kurtçuk yemleri yerleştirmek üzere satılan yemliklerden satın almanız faydalı olur. Kurtçukları bu yemliklerin içine koyun, balıklarınız gidip onları deliklerden çekerler. Böylece suyun da kirlenmesini engellemiş olurunuz.

    Özellikle yavru balıklar için hazırlanan, basit ama çok faydalı bir yem de yumurta yemidir. Şu şekilde hazırlanır: Bir yumurta haşlanır. Yumurtanın sarısı bir fincanın içine koyulduktan sonra yarısına kadar su eklenir ve yumurta bir çay kaşığı ile ezilir. Fincanın içindeki malzeme bulamaç haline geldikten sonra, tortunun çökmesi beklenir. 10 dakika sonra tortu tamamen dibe çökmüştür. Bir çay kaşığı ile fincanın yüzeyindeki su alınır ve yavrulara verilir. Bu malzemeyi buzdolabında birkaç gün saklayabilirsiniz.

    Yem olarak ne kullanırsanız kullanın, balıklara vereceğiniz miktar 1-2 dakika içinde tüketebilecekleri kadar olmalıdır. Yemin fazlası dibe çökeceği için hem suyu kirletecektir, hem de suyun kimyasını bozarak balıklarınızı hasta edecektir.

    Balık seçimi:

    Akvaryumcudan veya bir arkadaşınızdan balık alırken şunlara dikkat etmelisiniz:

    Sağlık:

    Balık sağlıklı olmalıdır. Renkleri düzgün, yüzgeçleri parçalanmamış, çok zayıf yada çok şişman olmayan balıkları tercih edin. Mümkünse balığı almadan önce yem yemesini seyredin. Sağlıklı bir balık, yemi reddetmez. Ayrıca sağlıklı balık hareketlidir. Özellikle akvaryumun taban kısmında hareketsiz duran, sağlıksız görünen balıkları almayın. Hastalıklarla ilgili kaynakları okuyun ki sağlıksız balığı diğerlerinden ayırt edebilesiniz. Bir de balığın uzuvları eksik olmamalıdır.

    Sağlık konusunda üzerinde önemle durulması gereken bir diğer nokta da karantina akvaryumudur. 10-20 litrelik küçük bir tank bu işi görebilir. Yeni alınan bir balık, direkt olarak akvaryuma konmamalıdır. Karantina akvaryumunda 1 hafta gözlenmeli, herhangi bir olumsuz gözlem yoksa bundan sonra ana akvaryuma alınmalıdır. Karantina tankı ile ilgili ayrıntılı bilgileri SAĞLIK kısmında bulabilirsiniz.

    Habitat:

    Özellikle doğada aynı veya yakın yerlerde yaşayan balıkları tercih etmeniz –karma akvaryumlarda- yerinde olur. Böylece çok farklı su özelliklerinde yaşamayan, aynı şartları isteyen balıkları almış olursunuz ve su kimyası (pH gibi) ve suyun fiziksel özellikleri (ısı gibi) konusunda herhangi bir problem yaşamazsınız.
    Uyum: Seçeceğiniz balıklar birbirleri ile her yönden uyumlu olmalıdır. Burada uyumdan söz ederken estetikten ziyade yaşamsal anlamda uyumdan bahsediyoruz. Örneğin akvaryumlarda bakılan birçok tropikal balığın mönüsünde yine akvaryumlarda bakılan bazı tropikal balıklar vardır. saldırgan-çekingen ilişkileri, balık seçiminde çok önemli bir yeri oluşturur. Bazı balıklar bölgelerini savunurlar (teritoryal) ve özellikle üreme dönemlerinde hem kendi cinsinden olan balıklara hem de başka cinslerden balıklara karşı saldırgan olabilirler. Balık seçerken bunları göz önüne almazsanız, akvaryumunuzdaki bazı balıklar diğerlerine zarar vereceklerdir. Yine aynı şekilde birçok balık türünde erkek bireyler, hemcinslerine karşı agresiftir. Bunlara dikkat etmeniz ve seçiminizi yapmanız son derece önemlidir. Bazı balıklar da grup/sürü balıklarıdır. Bu tür balıkları akvaryuma en az 4-8 bireyden oluşan bir grup/sürü halinde salmak gerekir. Aksi taktirde kendilerini güvende hissetmezler, strese girerler ve iştahtan kesilip ölebilirler.

    Tank özellikleri:


    Birçok balık türü küçük tanklarla (20-50 litre) yaşayabilirse de bazı balıklar çok daha büyük hacimli tanklarda (150-500 litre) yaşayabilirler. Besleyeceğiniz balık türlerini ve sayılarını tankınızın kapasitesine göre seçmelisiniz. Aldığınız balıklar yavru yada genç balıklar ise, büyüdüklerinde (ulaşabilecekleri en büyük boya ulaştıklarında) ne kadar bir su kütlesine ihtiyaç duyarlar, bunu düşünmelisiniz. Benzer şekilde, bazı balık türleri yüksek tanklardan (40 cm ve üzeri bir yükseklik) hoşlanırlar. burada unutmadan şuna da değinilmelidir; bir fanusun içinde kesinlikle balık beslemeyin. Yuvarlak yapısından ve dar ağız kısmından dolayı balıkların sağlığı açısından zararlı olan fanusları kullanmayın. Sadece yavru balıklar fanusta tutulabilir.

    Akvaryum hobisine yeni başlayanların dikkat etmeleri gereken diğer noktalar şunlardır:

    1. Akvaryumun suyunu komple değiştirmeyin, düzenli periyotlarda su değişimleri yapın. Su aşırı şekilde kirlenmemişse, salgın bir hastalık oluşmamışsa suyu komple değiştirmekten kaçının. Zaten düzenli su değişimleri ile birçok olumsuz durumu da gidermiş olursunuz. Düzenli su değişimleri şu şekilde yapılır: Haftada 1-2 kez, dipten bir hortum vasıtasıyla %20-30 oranında su çekilir. Eksilen suyun yerine, yine akvaryumdaki suyla aynı ısıda, balıklarınızın istediği kimyasal özelliklerde su eklenir. Suyun dipten çekilmesinin sebepleri de şunlardır: Dışkılar ve artık yemler sonucu oluşan bazı maddeler suyun dibinde birikir. Bu maddeler, ileri vadede balıklarınızın sağlığını bozabilir. Bu yüzden düzenli aralıklarla dipten su çekip yenisini eklemek, bu olumsuz durumu ortadan kaldırmanızı sağlayacaktır.

    2. Akvaryumunuzu, direkt güneş ışığı almayan biryere yerleştirin. Bir akvaryumun güneş ışığı alması demek; ısıda değişimlerin oluşması, istenmeyen ve özellikle akvaryumdaki bitkileri bozan alglerin (su yosunları) oluşması ve suyun bozulması demektir.

    3. Akvaryumunuza gerekmediği sürece ellerinizi sokmayın. Ellerinizi gerekli gereksiz akvaryuma sokarsanız hem suya mikrop bulaştırabilirsiniz, hem de balıklarınızı strese sokarsınız. Stres ise sağlığı bozan en önemli faktördür.

    4. Akvaryumunuzda kullanacağınız malzemelerin kaliteli olmasına özen gösterin. Tank, ısıtıcı-termostat, filtre, hava motoru, süzgeç, yemler, ilaçlar, kısacası kullanacağınız bütün malzeme kaliteli olmalıdır. Ekonomik açıdan ucuz malzemelere yönelmektense, biraz daha pahalı olan ama çok daha kaliteli malzemeler kullanmak uzun vadede çok daha ekonomik hale gelecektir. Çünkü akvaryum bir ekosistemdir. Ekosistemdeki en küçük bir arıza, büyük sorunları da beraberinde getirebilir. Bu yüzden kaliteli ürünler kullanılmalıdır. Özellikle çabuk tüketilen akvaryum malzemelerinin (yem, ilaç gibi) son kullanma tarihlerine dikkat edin.

    5. Akvaryumun bulunduğu odada kesinlikle sigara içmeyin, başkalarının da sigara içmesine asla izin vermeyin. Sigara insanlar için olduğu kadar diğer canlılar için de öldürücüdür. Yine akvaryumun bulunduğu odada mümkün olduğunca oda spreyleri, gaz halinde kullanılan böcek ilaçlarından kullanmamaya dikkat edin. Birçok balık türü, kimyasal maddelere karşı hassastırlar.

    6. Doğadan alıp akvaryumunuza taşıma istediğiniz çeşitli malzemeleri (canlı yem, bitki, çakıl, kum, kütük, kaya gibi) mutlaka dezenfekte ettikten sonra kullanın. Bu konuyla ilgili olarak akvaryum hobisi ile ilgili çeşitli yayınlara ve web sitelerine başvurabilirsiniz.

    7. Unutmayın ki akvaryum hobisinde en önemli nokta canlılarınızın sağlığıdır. Sırf kendi zevkleriniz için balıklarınızı rahatsız edebilecek bir dekor uygulamayın. Unutmayın ki akvaryumdaki canlıların sağlığını bozan ana unsur strestir.

    8. Yeteri kadar deneyim kazanmadan kimyasalları kesinlikle kullanmayın. İlla da kullanmak gerekiyorsa mutlaka deneyimli bir hobiciye danışın.

    9. Son olarak; işini layıkıyla yapan akvaryumculara ve bu işe gönül vermiş hobicilere danışın. Size mutlaka yardım edeceklerdir. Bunların dışında akvaryumla ilgili web sitelerini ziyaret edin, forumlara katılın, akvaryumla ilgili yayınları takip edin.







  • Akvaryumun sağlığı hakkında da bir şeyler yazıp çizelim. Bu konu, çok önemlidir. Pek çok meraklı kişi, hobiye başladıktan sonra hastalıklar sonucunda bu hobiden soğumaktadır. Hastalıklara neden olan etken çoğu zaman bilgisizliktir. Bu bilgisizlik, bu hobinin ciddiye alınmamasından ve dolayısıyla araştırma yapılmamasından kaynaklanır genelde. Ve bazen de akvaryumcuların pek çoğunun yanlış yönlendirmelerinden kaynaklanmaktadır.

    Konuya girmeden önce, genellikle pek önemsenmeyen ama hayati derecede öneme sahip olan "karantina" konusundan bahsetmek istiyorum.

    Karantina Tankı

    Karantina, yeni başlayan hobiciler tarafından genellikle pek önemsenmeyen ama çok önemli olan bir konudur.

    Karantinanın ve karantina tankının önemi nedir?

    Kendimden biliyorum, bundan 14-15 yıl önce 50-60 kadar balığım vardı ve gözüm gibi bakıyordum onlara. Birgün akvaryumcuda bir balık gördüm. Son derece sağlıklı idi. Hemen aldım. Eve ötürdüm ve ana akvaryuma bırakıverdim. Herşey güzel gidiyordu. Akşama doğru bu balık durgunlaşmaya başladı. Ertesi günün sabahında yeni aldığım balığım da dahil olmak üzere birkaç balığımı ölmüş halde buldum. Diğerlerinin birçoğu ise halsizdi. Bazıları dipte duruyordu, bazıları yüzeyde sallanıyordu. Bazıları da taklalar atıyordu. Ne yapacağımı bilemedim. O günün akşamında, tüm balıklarım ölmüştü.

    Daha sonra, karantina tankı diye birşeyin var olduğunu öğrendim. Yaşadığım olay, bana çok büyük bir ders olmuştu. Akvaryumuma, karantina uygulamadan hiçbir şekilde balık sokmamaya karar vermiştim.

    Karantina akvaryumunun önemi, yukarıda aktardığım örnekte de anlaşılmakta sanıyorum. "Neden karantina akvaryumu?" sorusuna verilebilecek en iyi yanıt şudur: Akvaryumcuda sağlıklı görünen bir balıkta hastalık olabilir. Hastalığın başlangıcı olabilir. Ve siz onu eve getirir getirmez ana akvaryumunuza salarsanız büyük ama çok büyük bir risk almışsınız demektir. Yeni balığınız hasta ise, yeni başlamış bir hastalık ise, siz de bunu fark edememişseniz, bir de bulaşıcı bir hastalık ise; ana akvaryumunuzdaki tüm balıklarınızı kaybedebilirsiniz. Bu yüzden de her hobicinin elinin altında, beslediği türlere uygun olarak en az 1 tane karantina tankının olması gerekir.

    Karantina tankının hacmi ne kadar olmalıdır?

    Standart bir karantina tankı, 30-40 lt'lik olabiir. Tabi bu, karantinaya alınacak balığın türüne göre değişir. Örneğin; lepistes, neon tetra, corydoras gibi küçük yapılı balıkların (15-20 adet) karantina işleminde 30-35 lt'lik bir tank yeterli olabilir. Ama cichlid türleri ve iri characinler gibi büyük yapılı balıklarda 30-40 lt'lik karantina tankı yetersiz olabilir.

    Karantina tankında neler olmalıdır?


    Karantina tankı, adından da anlaşılacağı üzere, geçici olarak kurulmuş bir tanktır. Yani estetik bir önemi yoktur. Yeni alınan balık, bu akvaryumda bir süre gözlem altında tutulup ana akvaryuma aktarılır. Bu yüzden de karantina tankları sade olmalıdır. Balığın hayatını devam ettirecek ekipmanlar dışında herhangi birşey olmamalıdır. Bunlar; hava pompasına bağlı basit bir sünger filtre, balığın türüne göre bir ısıtıcı ve balığın kendini rahat hissetmesi için küçük bir kütük veya küçük birkaç çakıl olabilir. Veya, plastik birkaç bitki ekleyebilirsiniz. Işıklandırma da küçük bir ekonomik florasan ile yapılabilir.

    Karantina süresi ne kadar olmalıdır?

    En az 24 saat olmasının gerektiği söylense de 7 günlük bir karantina çok daha garantilidir. Karantina tankınızın özelliklerine göre bu süreyi 1 aya bile çıkarabilirsiniz. Yani karantina uygulamasının süresi, balığın hastalıklı olmadığına kanaat getirdiğiniz ana kadardır. Ben, en az 1 hafta veya 10 günlük bir karantina süresini tavsiye ederim.

    Örnek karantina tankı:

     Akvaryum Hobisi Hakkında Pek Çok Bilgi


    En Sık Rastlanan Balık Hastalıkları

    Beyazbenek

    Hastalığa neden olan etken, bir tür parazittir. Bilimsel adı "Ichthyophthirius multifiliis"tir. Bu parazit, balıkların olduğu her ortamda vardır. Ama sağlıklı bir balığa kolay kolay saldıramaz. Çünkü sağlıklı bir balığın derisindeki salgılar kusursuzdur. Tabi ki normal koşullarda...

    Koşullar zorlaştığında balık strese girer. Akvaryumdaki aşırı kalabalıklık, tank hacminin yetersizliği, suyun bozulması, uyumsuz türlerin bir arada bulunması, akvaryumun dengesini bozacaktır. Ve bu koşullarda balıklar da strese girecektir. Strese giren balığın derisindeki salgı (mukoza) zayıflar ve balık, bu parazitlerin saldırılarına karşı korunmasız hale gelir.

    Bu hastalığa neen olan en önemli etkenlerden biri de ani ısı değişimleridir. Günlük 3-5 C ani ısı değişimleri, balığın derisindeki salgılara zarar verir. Bu durumda da balık, bu parazitin saldırılarına maruz kalacaktır. Ani ısı değişimleri, balıklarda başka rahatsızlıklara da neden olabilir.

    Hastalığın belirtilerini aşama aşama anlatalım:

    İlk aşamada herhangi bir belirti gözlenmez. Balıklar, akvaryumdaki çeşitli nesnelere sertçe sürtünürler. Derilerindeki kaşıntıdan rahatsız olduklarından bunu yaparlar. Ama her sağa-sola sürtünme hareketi de beyazbenek hastalığı anlamına gelmemeli. Sudaki nitrat fazlalığı da balıkların bu haeketleri yapmalarına neden olur.

    İkinci aşamada balıklar saklanmaya başlarlar. Bitkilerin arasına saklanırlar sürekli. Bu aşamanın sonlarına doğru yüzgeç ve kuyruklarını kısarlar. Bunu da hemen iştahsızlık takip edebilir.

    Son aşamada ise ince, şeker kristali görünümünde beyaz-gri renkli benekler görülür. İlk önce birkaç tane olan benekler hızla balığı kaplar. Kısa sürede bütün vücuda (yüzgeçler ve kuyruk da dahil) yayılır. Burada şunu belirtmekte yarar vardır; bazı balık türlerinde (örneğin Mbuna grubu Malawi cichlidlerinde) pullar çok sık olduğundan beyaz renkli benekler gözlemlenemeyebilir.

    Tedavi nasıl olmalıdır?

    Bu paraziti yok etmek, balığın vücudundayken mümkün değildir. Parazit, bir zür zırhla kaplıdır ve suya katılan herhangi bir kimyasal, bu durumda hiçbir işe yaramayacaktır. Bu durumda, bu parazitlerin bir şekilde balığın vücudundan ayrılmalarını sağlamak gerekir. Bunun da tek yolu ısı yükseltilmesidir. Isı yükselince bu parazitler üreme amacıyla balığın vücudundan ayrılırlar ve akvaryumun taban kısmında kistler oluştururlar.

    Tedavi sırasında ısı yükseltme işlemi dikkatli yapılmalıdır. Ani bir şekilde yükseltmemek gerekir. Günde 2 C kadar ısı yükseltilmelidir. Birkaç gün sonra 29-30 C ısıya getirilir. Bu aşamada, birkaç gün içinde balıklarda benek kalmayacak veya fark edilir şekilde azalacaktır. Bu aşamada bir hortumla dipten su çekmek (%50 civarında) faydalı olur. Çekilen suyun yerine yenisini eklerken, eklenen suyun akvaryumdaki suyla aynı ısıda olmasına dikkat etmek gerekir. Ve bu işlemden sonra 100 lt'ye 1 ampul hesabı Bemiks vitamin kompleksi uygulamak faydalı olacaktır. Bu ilacı eczanelerde 3-5 TL'ye bulabilirsiniz, B vitamini kompleksidir ve deriye iyi gelmektedir. Aslında normal koşullarda da ayda 1 kez 100 lt. suya 1 ampul Bemiks uygulamakta fayda vardır.

    Isı 29-30 C'de 1-2 gün kaldıktan sonra, yine aynı şekilde günde 2 C kadar düşürerek birkaç gün içinde 24 C civarına getirilir. Bu aşamada da dipten su çekmek ve dinlenmiş su (akvaryumdaki suyla aynı ısıda tabi) eklemek yeterli olacaktır.

    Bu işlemi 1-2 hafta uyguladığınızda hastalık büyük ölçüde ortadan kalkacaktır.

    Bu tedavide dikkat edilmesi gereken bazı ayrıntılar ise şunlar:

    1- Isı yükseldikte sudaki çözünmüş oksijen oranı düşer. Bundan dolayı bir hava pompası ve havataşı ile akvaryuma fazladan bir oksijen takviyesi yapmak gerekecektir.

    2- Bu hastalıkta tuz kullanmanızı önermem. Çünkü balıkların derilerindeki mukoza zaten hastalıktan dolayı zarar görmüştür ve tuz da bu zararı artıracaktır.

    3- Filtreyi kesinlikle kapatmamak gerekir. Sadece hastalıkta değil, normal koşullarda da filtre sürekli çalışır halde olmalıdır.

    Beyazbenek hastalığına yakalanmış bir balık:

     Akvaryum Hobisi Hakkında Pek Çok Bilgi


    Oodinium

    Oodinium hastalığına yol açan canlı bir protozoan mı yoksa algae mi bilemiyorum; okuduğum ve göz attığım birçok kaynakta her ikisi de yazmış.

    Bu canlının yapısında uzantılar olduğu için protozoandırlar, ancak yeşil klorofil pigmentlerine sahip olduğu için de daha çok algae olarak sınıflandırılırlar.

    Balığın en yumuşak dokusuna (çoğu zaman da solungaçların iç kısımları) uzantılarını yerleştirir ve içinde bulunan renk pigmentleri ile ışığı kullanarak dokuyu yiyeceğe çevirir. Bu durumda oodinium hastalığında bence ışıklandırmaya dikkat etmek gerekiyor. İlk 6-8 saat içinde balık hızlı hızlı nefes alıp vermeye başlıyor çünkü canlı solungaçlara saldırıyor.

    Bu canlı, aracı bir canlı olmadan yaşamını sürdüremiyor. Ama bazı durumlarda aracı canlı olmadan kendi başına 1 ay kadar yaşayabiliyormuş. Bu durumda akvaryumumuza yeni bir balık eklemeden önce bu riski göze almalı ve bence en az 1 ay karantina süresi koymalıyız. Beyazbenek hastalığına sebep olan protozoa ise balıksız bir ortamda en fazla 3 gün yaşayabiliyor.

    Oodinium hastalığına yakalanmış bir balık:

     Akvaryum Hobisi Hakkında Pek Çok Bilgi


    Bloat

    Bloat hastalığı ise genelde Malawi'nin Mbuna grubu cichlidlerinde görülüyor. Ağırlıklı olarak bitkisel beslenen bu balıklara hayvansal protein veya canlı yemler verdiğinizde bloat riski başlıyor.

    Balık ilk zamanlar cansızlaşıp tabanda biryerlerde saklanma ihtiyacı hisseder ve iştahtan kesilir. Rengi iyice koyulaşır ve ileri safhalarda da alabileceği en koyu rengi alır.

    Genelde tedavisi çok zordur. Bu hastalığı engellemenin en iyi yolu ise bu tür balıkları uygun şekilde beslemektir.

    Bloat hastalığına yakalanmış bir balık:

     Akvaryum Hobisi Hakkında Pek Çok Bilgi


    Columnaris

    Columnaris hastalığına neden olan bakteri, Kuzey Amerika kökenli bir bakteridir ve çoğunlukla bu bölgede yaşayan veya anavatanı Kuzey Amerika olan balıklarda görülür.

    Çoğunlukla canlı doğuran türlerinde ve soğuk su balıklarında görülür.

    En çok görüldüğü canlı doğuran türünün moliler ve platiler olduğu ve başka kıtalara özgü balıkları ise pek etkilemediği bildirilmekte.

    Kuyrukta sararmalar ve vücudun bazı yerlerinde pamuğumsu oluşumlar şeklinde görülür. Bu mantarla da karıştırılabilir ama mantarın da birçok türü var. Bu bulguların yanında renk solmaları ise başka bir belirti. Küçük yapılı balık türlerinde ise (lepistes gibi mesela) daha çok deri üzerindeki ülserler halinde kendini gösterir.

    Tedavi olarak; balığın ayrı bir akvaryuma alınıp pH düşürme ve antibiyotik takviyesi önerilmekte.

    Columnaris hastalığına yakalanmış bir balık:

     Akvaryum Hobisi Hakkında Pek Çok Bilgi


    Dropsy

    Dropsy hastalığında ilk dikkat etmeniz gereken şey balığın pullarıdır. Balık şişmeye başladığından pulları da kabarmaya başlar.

    Dropsy hastalığına neden olan etkenler; kötü su şartları, stres, ani pH değişiklikleridir. Bu 3 etken balıkta suyun sindirim sisteminde birikip bu bölgede zehirli gazlar oluşmasına neden olur. Bu da beraberinde sindirim sisteminde bakteriyel hastalıklara neden olabilir. Balık vücudundan çıkardığından daha hızlı su yuttuğu için karın bölgesi şişer.

    Antibiyotik içeren yemler ve C vitamininin etkili olduğunu okumuştum. Bu hastalıkta balığın beslenmesine azami özen göstermek ve mümkünse ayrı bir tedavi tankı kullanmak gerekiyor.

    Dropsy hastalığına yakalanmış bir balık:

     Akvaryum Hobisi Hakkında Pek Çok Bilgi


    Balık biti (Argulus)

    Argulus, yengeç veya keneye benzeyen bir asalaktır. Çıplak gözle kolayca fark edilebilir. Genellikle sazan türü balıklarda görülür. Tropikal akvaryumlarda ise yüksek ısıya dayanamayıp öldükleri bildiriliyor. Bu canlı, zehirli maddeler salgılayarak balığın ölümüne neden oluyorlar.

    Argulus saldırısına uğramış bir balık:

     Akvaryum Hobisi Hakkında Pek Çok Bilgi



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Onur G. HİTİT -- 15 Mart 2009; 22:49:15 >




  • Canlı Doğuran Balıklar (Poeciliidae Ailesi)

    Doğal olarak yalnızca Amerika'nın tropik ve astropik bölgelerinde yaşayan ve birçoğu akvaryum balığı olarak ünlenmiş çok sayıda balık türünün yer aldığı bir familyadır. Lepistes, moli, velifera, plati, kılıçkuyruk, gambusya gibi akvaryum dünyasında bilinen balıkların yanısıra az bilinen birkaç türü daha kapsar.

    Boyları 3-15 cm arasında değişen Poeciliidae ailesi üyelerinin en belirgin özellikleri şu şekilde özetlenebilir:

    1. Erkek-dişi ayırımı çok belirgindir. Erkekler daha küçük ve gösterişli, dişiler daha dolgun yapılı ve gösterişsizdir. Ayrıca erkeklerin anüs yüzgeci, gonopod denilen üreme organına dönüşmüştür.

    2. Bu ailenin üyeleri, yavrularını doğurarak dünyaya getirirler. Aslında bu yalancı bir doğumdur. Tüm balıklar gibi yumurta ile çoğalırlar ama farklı olarak yumurtalar anne karnında gelişir ve vücuttan atılırken açılırlar ve yavrular serbest kalır. Bu da doğum gibi gözlenir.

    3. Etçil ve otçuldurlar. Yosun ve çeşitli bitkilerle beraber böcek larvaları, yavru balıklarla da beslenirler. Hatta birçok türü kendi yavrularını bile yer.

    Lepistes (Poecilia reticulata, lebistes reticulatus)

    Ailenin en popüler üyesidir. Ülkemizde lepistes ismi ile bilinse de yurt dışında genellikle guppy olarak bilinir.

    Anavatanı; Barbados ve Trinida dahil, Orta Amerika'dan Brezilya'ya kadar tatlı ve sığ sulardır. Buradan çeşitli ülkelere götürülmüş ve akvaryumlarda üretilmiştir.

    En az 20 litrelik bir akvaryumda bakılması gereken lepistesler, 24-28°C sıcaklıktan hoşlanırlar. Bulundukları akvaryumun suyu berrak olmalıdır. pH 5,5-8 arasında olmalıdır. bol bitkili akvaryumlardan hoşlanırlar. Bulundukları akvaryumun su sirkülasyonunun çok şiddetli olmaması daha iyidir. Tankta düzenli su değişimleri yapmak çok faydalıdır. Haftada 1-2 kez %20-30 civarında su değişimi yapmak gerekir. Akvaryum suyuna 10 litreye 1 çay kaşığı tuz koymak, hastalıklarla mücadelede bir ön tedbirdir. Ama sofra tuzu yerine kaya tuzu kullanılması tavsiye edilmektedir.

    Lepistes, bir grup balığıdır. Bir tanka en az 4 birey konmalıdır. 1 erkeğe 3 dişi oranında düşünülmelidir.

    Erkekleri 3, dişileri 4 cm kadardır. Erkekleri çok renkli ve ince yapılıyken dişileri gri/yeşil renkli yada renksiz ve daha dolgundur. Tüm poeciliidae üyeleri gibi erkeklerin anüs yüzgeci gonopod şekline gelmiş ve bir üreme organına dönüşmüştür.

    Beslenme konusunda sorun yaşatmazlar. Su piresi (daphnia) tubifeks, sivrisinek larvaları gibi canlı yemler ile birlikte su yosunları ve çeşitli bitkisel besinleri de severek yerler. Ağırlıklı olarak bitkisel beslenmeleri daha uygun olur. Yiyebilecekleri su yosunlarından bulamazsanız bir ıspanak yaprağını 10-15 dakika kaynatıp damarlarını ve sapını aldıktan sonra ince bir şekilde kıyarak lepisteslerinize verebilirsiniz. İştahla yiyeceklerdir. Ispanak, onların sindirim sistemlerini de rahatlatır ve kabızlığı önler. Hergün değil, 15-20 günde bir ıspanak verilmesi faydalı olur.

    Üretimi en kolay akvaryum balığıdır. Üremek için özel şartlar gerektirmezler. Erkekler 2, dişiler 3 aylıkken üremeye hazır hale gelirse de balığın sağlığı açısından 4-5 aylık olmadan önce erkek ve dişi balıklar ayrı tanklarda tutulması faydalıdır. Çünkü küçük yaşta üremeye başladıklarında balığın (dişi balık) vücudunda kalıcı deformasyonlar oluşabilir.

    Üreme olgunluğuna gelmiş erkek balık sürekli dişileri kovalar. Bu yüzden de dişilerin sayısı erkeklerden fazla olmalıdır. 1 erkeğe en az 3 dişi düşmelidir. Eğer erkeklerin sayısı dişilerden fazlaysa erkekler tarafından sürekli kovalanan dişiler çabuk yorulacak, bitkin düşüp hastalıklara daha kolay yakalanacaktır. Erkek sayısının dişilerden az olması, sürekli kovalanan dişilere ara sıra dinlenme şansı verir.

    Erkek balık dişiyi dölledikten sonra dişi balık bu 6-8 doğum boyunca erkeğe ihtiyaç duymadan doğum yapabilir. Bu yüzden de bir kez çiftleşen dişinin, erkek balıkların olmadığı bir akvaryumda 6-8 ay boyunca doğum yapması ilginç bir gözlem olmaktadır.

    Dişi lepistesler ortalama olarak her ay 10-30 arasında yavru verir. İlk kez doğum yapan bir dişinin yavru sayısı 10-15 kadar iken sonraki doğumlarda bu sayı artar. Buna karşılık ilk doğan yavrular ileride iri yapılı bireyler olurlar, sonradan doğanlar ise ilk doğanlara göre daha minik yapılı olurlar.

    Doğum yapmak üzere olan dişi balık, filtrasyonu iyi olan küçük ve bitkili bir tanka alınabilir. 15 litrelik bir tank bu iş için uygundur. Akvaryumun bol bitkili olması bu durumda çok faydalıdır. Çünkü lepistesler genellikle kendi yavrularını yeme eğilimindedirler. Yeni doğan yavrular içgüdüsel olarak hemen saklanma yerleri ararlar. Özellikle ince yapraklı su bitkileri yada yüzey bitkileri bu iş için çok uygundur. Yavru lepistesler bol bitkili akvaryumlarda daha iyi ve hızlı gelişirler.

    Bitki bulamazsanız bunun yerine rafya kullanabilirsiniz. Kırtasiyecilerden alacağınız rafyayı 1 m. Kesin ve makas yardımıyla bukleler oluşturup suya koyun. Doğacak yavrular bunun içine saklanacaklardır. Rafyanın yeşil renkli olması daha doğal bir görünüm vereceği için balığın kendisini daha rahat hissetmesini sağlayacaktır.

    Doğum yapmak üzere olan dişiyi başka bir tanka ayırma imkanı yoksa piyasada ucuza bulunabilen ve çok çeşitli olan yavruluklar kullanılabilir.

    Yeni doğum yapmış bir dişiyi doğumdan hemen sonra erkek balıkların arasına salmamalısınız. Dişiler doğum sırasında erkekleri kendilerine çeken bir madde salgılarlar. Doğum sırasında zaten bitkin düşen dişi balık, azgın erkekler tarafından hemen kovalanmaya başlarsa dişi balığı kaybedebilirsiniz. Bu yüzden hiç olmazsa 2-3 gün özel vitamin takviyesi ile anne balığı ayrı bir yerde beslemeniz faydalı olur. Akvaryum yeterinde büyük (100 litre ve üzeri) ve bol bitkili ise, erkek balık sayısı dişi balık sayısının1/4'ü ise bu işlemi daha kısa tutabilirsiniz yada gerek duymayabilirsiniz.

    Yavrular, erişkinlerden ayrı tutulmalıdır yoksa onlara yem olabilirler. 1-1,5 aylık olunca erişkin lepisteslerin yanına konabilirler. 1-2 cm boyuna ulaşan genç lepistes, büyük lepistesler tarafından avlanamayacak kadar büyüktürler. Yavrular yeni çıkmış artemia larvaları ile beslenmelidirler. Artemia konusundan ve bu yemin nasıl hazırlandığından daha önceki konularda bahsedilmişti. İlk 1 aydan sonra her türlü kuru yemi ve yiyebilecekleri diğer yemleri genç lepisteslere verebilirsiniz.

    Lepistesler, yakın akrabası olan bazı balık türleri ile çiftleşebilir ve bu çiftleşmelerden yavru alınabilir. Yakın akrabaları; gambusya, moli, velifera gibi balıklardır.

    Hangi balıklarla bir arada beslenebilir? Moli, velifera, plati, kılıçkuyruk gibi poeciliidae üyeleri lepistesler için uygun arkadaşlardır. Neon tetra, zebra balığı, corydoras türleri, otocinclus, ancistrus, scalare ve labirent balıklarının sakin türleriyle bir arada bakılabilirler. Tank çok büyükse (250 litre ve üzeri) küçük ve sakin çiklit türleri ile beraber de bakılabilirler.

    Hangi balıklarla bir arada olmamalıdırlar? Clown loach, tetrazon gibi kuyruk kemirici balıklar özellikle erkek lepisteslerin kuyruklarını yerler. Bu yüzden bunlarla aynı akvaryumda bulunmamalıdırlar. Aynı şekilde istisnaları olsa da japon balıklarıyla da aynı akvaryumda bulunmaları sakıncalıdır. Japon balıklarının cüsseleri lepisteslerden çok daha büyük olmasına rağmen, gösterişli yüzgeç ve kuyrukları lepistesler tarafından didiklenebilir. Bunların dışında küçük balıklarla beslenen saldırgan balıklarla -akvaryum ne kadar büyük olursa olsun- bir arada kesinlikle bulundurulmamalıdır.

    Lepistes, dayanıklı bir balık sayılır. Çoğunlukla, akvaryum hobisine yeni başlayanlarca tercih edilir. Bakımı kolay olsa da burada önemli bir konuya değinmekte fayda var: Yurdumuzdaki yerli üretim lepisteslerde özellikle son yıllarda sıklıkla sağlık problemleri çıkmaktadır. Bu sorunların başlıca sebebi gen bozulması olabilir. Bu sebeple akvaryumdaki lepisteslerin arasına ara sıra akvaryumdakilerle kan bağı olmayan lepisteslerin salınması, gen çeşitliliğini artırmak anlamında faydalı sonuçlar verebilir. Sürekli kendi aralarında çiftleşen lepistes kolonisinde, sonraki jenerasyonlarda gen bozulmaları, renk kaybı, bağışıklık sisteminin zayıflamasına bağlı olarak hastalanma riski gibi durumla görülebilir.

    Seçici üretim yöntemleri ile birbirinden güzel lepistes ırkları üretilmiştir. Doğal örneklerinin soluk gri/yeşil renklerine karşılık, rengarenk ve çeşitli kuyruk-yüzgeç formlarına sahip çok gösterişli ırklar üretilmiştir. Bunlardan başlıcaları; tuksedo, lirkuyruk, king, albino, çim, mozaik ırklarıdır. Bu ırkların birbirleri ile melezleşmesinde de sayısız varyete oluşturulmuştur. Sizler de kendi akvaryumunuzda değişik ırklardan lepistesleri melezleştirip değişik lepistes örnekleri elde edebilirsiniz. Albino lepistesler, diğer albino canlılar gibi bembeyaz değildir; pembe ve sarının açık tonları halindedir.

     Akvaryum Hobisi Hakkında Pek Çok Bilgi


     Akvaryum Hobisi Hakkında Pek Çok Bilgi


    Moli (Poecilia sphenops)

    Poeciliidae ailesinin en dekoratif balıklarından biri olan bu sevimli türün ana vatanı Teksas ve Orta Amerika'daki tatlı ve yarı tuzlu sulardır. Bu balıkların erkekleri 4, dişileri 6 cm olabilir. Erkeklerde diğer poeciliidae üyeleri gibi gonopod bulunur.

    24-28°C sıcaklığı severler. pH 6-8 arasında olmalıdır ve suda kesinlikle ısı değişimi olmamalıdır. En küçük ısı değişiminde bile sağlıkları bozulabilir. En az 60-80 litrelik bol bitkili bir akvaryumda ve 4-6 bireyden oluşan bir grup halinde bakılmaları önerilebilir. 1 erkeğe 3 dişi düşmesi uygundur.

    Poeciliidae ailesinin en hassas üyesidir. Özellikle ısı değişimlerine karşı çok hassastır. Kolayca mantar hastalıklarına yakalanabilirler. Bu yüzden de bakımı biraz tecrübe gerektiren bir balık türüdür.

    Bulundukları akvaryuma 10 litreye 1 çay kaşığı hesabı ile tuz (kaya tuzu) katmak faydalıdır. Bu şekilde hastalıklara karşı direnci artırılabilir. Hazır yeri gelmişken, moli ile ilgili çok ilginç bir bilgiyi burada sunmak faydalıdır: Moli, deniz akvaryumuna ilk başlayanlar tarafından da kullanılmaktadır. Az tuzlu sularda da yaşayabilmesi sonucu, yeni kurulmuş bir tuzlu su akvaryumunda suyu hazırlayıcı bir canlı olarak bu tanklara salınmaktadır.

    Çok çeşitli varyeteleri geliştirilmiş ve bu göz alıcı varyeteler akvaryum dünyasında yerlerini almışlardı. Bu varyetelerden en bilinenleri: Siyah (arap-black), aykuyruk, albino, gümüş, dalmaçya, balon, sarı (altın), leopar varyeteleridir. Burada balon moli konusunda kısa bir bilgi vermek yerinde olur: Balon moli bir mutasyon ürünüdür. Genleri ile oynanarak laboratuar ortamında geliştirilmiş ve buralardan yayılmış bir balık türüdür.

    Moliler oldukça doğurgan balıklardır. Ortalama 45 günde bir, 20-50 arası yavru verirler. Genellikle kendi yavrularına zarar vermezler. Bu yüzden, akvaryumda başka balık çeşitleri yoksa doğum ana tank içinde gerçekleşebilir. Ama başka balık türleri varsa hamile balık, küçük bir üretim tankına alınmalıdır. Burada önemli olan nokta; hamile balığın konduğu tankın ısısı ile ana tankın ısısı farklı olmamalıdır.

    Moli üretimi için bazen yavruluk kullanılsa da bu sakıncalı olabilir. Yavruluğun içinde strese giren anne balık erken doğum yapabilir, ölü doğum yapabilir, kendisi bile ölebilir. Bu yüzden yavruluk kullanımı bu balıklarda tavsiye edilmemektedir.

    Yeni doğan moliler oldukça iri yapılıdırlar. Artemia ve spiriluna yosunu ile beslenebilirler. Birkaç hafta sonra bitkisel ağırlıklı yemler vermeye başlayabilirsiniz. 5-6 aylık olduklarında üremeye hazır hale gelirler.

    Moliler, yemleme konusunda sorun yaşatmasa da bitkisel ağırlıklı beslenmelidir. Oldukça iyi bir yosun yiyicisidirler ve bu sebeple akvaryumdaki yosunlaşmaları bir nebze olsun engellerler. Et ürünleri bu balıklar için faydadan çok zarar getirir. Özellikle hassas yapıları göz önünde bulundurularak tubifeks türü yemler kesinlikle verilmemelidir. Et ağırlıklı beslendikleri taktirde ömürleri azalır, hastalıklara yakalanabilirler. Bunların yerine spiriluna yosunu ve çeşitli diğer yenilebilir yosunlar, haşlanmış ıspanak verilebilir. Bitkisel ağırlıklı beslenseler de genellikle akvaryum bitkilerine zararları olmaz. Bunlar zaten bol bitkili akvaryumlarda bakılmalıdır.

    Moliler, yakın akrabaları olan bazı balıklarla melezleşebilirler ve yavru alınabilir. En yakın akrabaları velifera, gambusya ve lepistestir.

    Hangi balıklarla bir arada beslenebilir? Oldukça barışçıl olan bu balıklar lepistes, velifera, plati, kılıçkuyruk gibi poeciliidae üyeleri ile bir arada bulunabilirler. Labirent balıkları, sakin çiklit türleri, neon tetra, zebra balığı da bunlarla iyi arkadaşlık eder. Corydoras cinsleri, otocinclus, ancistrus, vatoz gibi balıklar da bunlarla bir arada güvenle barındırılabilirler.

    Hangi balıklarla bir arada bulundurulmamalıdırlar? Saldırgan ve iri yapılı balıklarla bir arada bulundurulmamalıdırlar.

     Akvaryum Hobisi Hakkında Pek Çok Bilgi


    Velifera (Poecilia velifera)

    Molinin çok yakın akrabası olan bu balık, aslında irice bir çeşit molidir. Bazı özellikleri ile molilerden ayrılır.

    Anavatanı Orta Amerika'nın tatlı ve yarı tuzlu suları olan velifera, ırmakların denize döküldüğü yerlerde yaşadıkları için tuzlu suya da adapte olmuşlardır. Bu yüzden bulundukları akvaryumun suyuna 10 litreye 2-3 çay kaşığı tuz (kaya tuzu) atmak gerekir.

    Erkekleri 6, dişileri 8 cm civarındadır. Erkekleri gonopodları sayesinde dişilerden ayrılır. Ayrıca erkeklerinin yelken gibi son derece gösterişli sırt yüzgeçleri vardır. bu sırt yüzgeçlerinin düzgün gelişebilmesi için yüksek bir akvaryuma (en az 40 cm) ihtiyaç duyarlar, aksi halde sırt yüzgeçleri gelişemez.

    24-28°C sıcaklığı severler. pH 6-8 arasında olmalıdır. Bol akıntılı suları severler. En az 80 litrelik ve yüksekçe (40 cm ve yukarısı) bir akvaryumda bakılmaları gerekir. Bol bitkili akvaryumlardan hoşlanırlar. en az 5-6 bireylik bir grup halinde bakılmaları önerilir. Bakımı biraz tecrübe gerektiren bu balığın üretimi kolay olsa da diğer poeciliidae üyelerine göre daha zordur.

    Velifera, bitkisel ağırlıklı beslenir. Tıpkı moli gibi spiriluna yosunu başta olmak üzere yenilebilen her türlü yosuna bayılırlar. Yemleme konusunda sıkıntı yaşatmazlar. Bunlara da yosun bulunmadığı taktirde haşlanmış ıspanak yaprağı verilebilir. Bunun dışında kaliteli kuru yemleri de reddetmezler.

    Veliferanın üretimi diğer poeciliidae üyelerine göre biraz zordur. Dişiler 2 ayda bir ortalama 10-50 arasında yavru dünyaya getirir. Yavruları oldukça iridir. Kendi yavrularına zarar vermezler. Bulundukları akvaryumda başka türden balıklar yoksa doğum yapmak üzere olan dişiyi ayırmaya gerek yoktur. Eğer bulundukları akvaryumda başka türden balıklar varsa doğum yapmak üzere olan dişiyi 20 litrelik bir tanka almak gerekir. Moliler gibi bunlar da yavruluklarda üretilmemelidirler; ölü doğum olabilir, yavrular erkek doğabilir ve hamile balık stresten dolayı kaybedilebilir. 6 aylık olduklarında üremeye hazır hale gelirler.

    Veliferaların da çok çeşitli varyeteleri geliştirilmiştir. Bunlardan başlıcaları; altın (sarı), turuncu, gümüş, dalmaçya, balon velifera cinsleridir. Balon molilerde olduğu gibi balon ırkı veliferalar da laboratuarlarda üretilmiş mutasyon balıklarıdır.

    Erkekleri, hemcinslerine karşı oldukça saldırgan olan veliferalardan akvaryumda sadece bir tane erkek bulundurulması gerekir. Aksi taktirde baskın erkek diğer erkekleri hırpalar, ölümlerine sebep olabilir. Akvaryum 100 litreden büyükse ve bol bitkili ise birden fazla erkek bulundurulabilir. Bu durumda şiddetin dağılması için 4 erkek koyulabilir.

    Yakın akrabaları olan bazı balıklarla melezleştirilebilir ve yavru alınabilir. Veliferaların en yakın akrabası molilerdir. Moli-velifera melezi balıkları inanılmaz derecede gösterişli balıklar olduğu bilinmektedir. Bunun dışında da lepistes ve gambusya da yakın akrabaları sayılabilirler.

    Hangi balıklarla bir arada beslenebilir? Moli, lepistes, kılıçkuyruk, plati gibi poeciliidae üyeleri ile bir arada bakılabilirler. Küçük çiklit türleri, labirent balıkları, labeo balıkları ile bir arada bulundurulabilen veliferalar corydoras türleri, otocinclus, ancistrus, vatoz, tetra türleri, rasbora, zebra, danio gibi balıklarla da barış içinde yaşayabilirler.

    Hangi balıklarla bir arada olmamalıdırlar? Saldırgan balık türleriyle bir arada olmamalıdırlar.

     Akvaryum Hobisi Hakkında Pek Çok Bilgi


    Plati (Xiphophorus maculatus)

    Poeciliidae ailesinin en bilinen üyelerinden biridir. Doğal olarak Guetamala, Honduras ve Meksika'daki tatlı sularda yaşarlar. Küçük, yuvarlak ve sevimli balıklardır. Erkekleri 4, dişileri 6 cm civarındadır. Erkek platilerde de anüs yüzgeci gonopod şeklinde gelişmiştir.

    Doğal örnekleri kahverengi ve gri tonlu renklere sahip olan platilerin, çeşitli melezleştirme ve seçici üretim yöntemleri ile birbirinden güzel ırkları üretilmiştir. Tuksedo, calico, wag tail, mond, fantom, korallen, simpson, sunset, blutendes herz, mickey mouse, gold, golden neon, golden moon, lirkuyruk, sarı, mavi, kırmızı, albino ırkları başlıcalarıdır. En yaygın ırkları calico, kırmızı ve fantom ırklarıdır.

    Plati bir grup balığıdır. En az 30 litrelik bir akvaryumda bakılmalıdırlar. 6-10 bireyden oluşan bir grup halinde ve 1 erkeğe en az 2 dişi düşecek şekilde bakılmalıdırlar. 20-28°C sıcaklıktan hoşlanırlar ve pH 7-8 arasında olmalıdır. ayrıca bulundukları akvaryumda bol bitki bulunması faydalıdır.

    3-4 aylıkken üremeye hazır hale gelirler. Üretimleri kolaydır ve özel şartlar gerektirmezler. Yetişkin bir plati her ay ortalama 20 yavru dünyaya getirir. Erkekler sürekli dişilerin peşinde gezer. Dişilerin hamile olduğu, karınlarındaki şişlikten ve arka kısımdaki koyuluktan anlaşılır. Arka kısımları simsiyah olmuşsa doğum yakında gerçekleşecek demektir. Platiler genellikle yavrularını yemezler, daha çok genç platiler kendi yavrularını yeme eğilimindedirler. Yine de doğum yapacak platiyi ayrı ve bitkili bir tanka almakta fayda vardır. ayrı bir tank imkanı bulunmuyorsa doğum için yavruluklar kullanılabilir. Yeni doğan yavruları artemia ve yumurta sarısı ile besleyebilirsiniz, birkaç hafta sonra kuru yemlerden verebilirsiniz.

    Her türlü kuru yemi severek yiyen platiler, beslenme konusunda sorun yaşatmazlar. Yosun, çeşitli bitkisel yemler ve böcek larvalarıyla beslenebilirler.

    Platiler, yakın akrabaları olan balıklarla melezleşebilirler ve bu melezleşmelerden yavru alınabilir. Plati varyetelerinin geliştirilmesinde kılıçkuyruk balıkları (xiphophorus helleri) da kullanılmıştır. Akvaryumlarda bakılan platilerin çoğunda kılıçkuyruk genleri de vardır. aynı şekilde kılıçkuyruk varyetelerinin çoğunda da plati genleri vardır.

    Hangi balıklarla bir arada beslenebilir? Lepistes, kılıçkuyruk, moli, velifera, corydoras türleri, tetra türleri, otocinclus, ancistrus, danio, zebra balığı, küçük ve sakin çiklit türleri ve labirent balıkları ile bir arada bulundurulabilirler.

    Hangi balıklarla bir arada olmamalıdırlar? Japon balıklarına zarar verebilecekleri için bunlarla bir arada bulundurulmamalıdır. Etçil ve saldırgan balıklarla da bir arada bulundurulmamalıdır. Scalare (melek balığı) plati ile aynı akvaryumda bulundurulabilirse de platiler bunların geniş yüzgeçlerine zarar verebilirler.

     Akvaryum Hobisi Hakkında Pek Çok Bilgi


    Kılıçkuyruk (Xiphophorus helleri)

    Platinin çok yakın akrabasıdır. Anavatanı Orta Amerika'nın tatlı sularıdır. İnce uzun balıklardır. Erkekleri kuyruk hariç 10 cm ve dişileri 12 cm kadar büyüyebilir. Erkekler dişilerden daha ince yapılıdır ve gonopodları vardır. Ayrıca erkeklerin kuyruklarının alt kısmı kılıç şeklinde uzamıştır. Kuyruklarıyla beraber erkeklerin boyu 15 cm olabilir.

    Doğal örnekleri kahverengi ve yeşil renkli olmasına karşın seçici üretim yöntemleri ve melezleştirme çalışmaları sonucunda çok çeşitli ırklar elde edilmiştir. En bilinen varyeteleri şunlardır: Fantom, gümüş, sarı, calico, tuksedo, siyah, yeşil, kırmızı, sarı, albino, lirkuyruk varyeteleridir.

    20-26° C sıcaklıktan hoşlanırlar. pH 6-8 arasında olmalıdır. en az 80 litrelik bir akvaryumda ve grup halinde bakılmaları önerilir. Bitkili akvaryumları severler.

    Diğer poeciliidae üyeleri gibi kılıçkuyruklar da grup balıklarıdır. En az 4-6 bireyden oluşan bir grup halinde bakılmalıdırlar. Grup, 1 erkeğe 5-6 dişi düşecek şekilde ayarlanmalıdır. Akvaryum 80 litreden küçükse grupta sadece 1 erkeğin bulundurulması gerekir çünkü baskın erkek diğerlerini hırpalar. 4 erkek balık koymak daha doğru olur çünkü baskın erkeğin saldırganlığı dağılabilir.

    Kılıçkuyrukların ilginç özelliklerinden biri de dişilerin erkeğe dönüşmesi özelliğidir. Yaşadıkları ortamda erkek kılıçkuyruk bulunmuyorsa baskın olan dişi kısa sürede erkeğe dönüşür. Bazen de hastalık atlatmış ve yaşlanmış dişiler durup dururken erkeğe dönüşebilir.

    Erişkin bir dişi ortalama her ay 20-100 arasında yavru verebilir. Yavruları kesinlikle erişkinlerden ayırmak gerekir, av olabilirler. Hamile balığın yavruluğa konması genelde tavsiye edilmez. Strese girip kendisine zarar verebilir. Bunun yerine küçük ve bol bitkili bir üretim tankı kullanılabilir. Bitki bulunmazsa rafya kullanılmalıdır.

    Yavrular artemia ile beslenmelidir. 3-4 aylıkken üremeye hazır hale gelirler.

    Kılıçkuyruk konusunda dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, akvaryumun üzerinin kapatılmasıdır. Akvaryumun üzeri hava alabilecekleri ama dışarı atlamalarını engelleyecek şekilde kapatılmalıdır. Bu balıklar sıklıkla tanktan dışarı atlayabilirler.

    Yakın akrabaları ile melezleşebilen kılıçkuyrukların varyetelerinin oluşturulmasında platiler önemli bir paya sahiptir. Piyasada bulunan birçok kılıçkuyrukta plati genleri vardır. Aynı şekilde, piyasadaki platilerde de kılıçkuyruk genleri olduğundan daha önce bahsedilmişti.

    Hangi balıklarla bir arada beslenebilir? Lepistes, plati, moli, velifera gibi poeciliidae balıkları kılıçkuyruklara iyi birer arkadaş olabilirler. Çeşitli tetra türleri, labirent balıkları ve küçük yapılı çiklitler de kılıçkuyruklarla beraber beslenebilirler. Bunun dışında corydoras cinsleri, otocinclus, ancistrus, vatoz gibi balıklar ve labeo türleri de kılıçkuyrukların bulundukları akvaryumlarda güvenle bulundurulabilirler.

    Hangi balıklarla bir arada olmamalıdırlar? İstisnai durumları olsa da scalare ile bir arada bulunmaları sakıncalı olabilir. Kılıçkuyruklar, bunlara karşı çok saldırgan bir tutuma girebilirler. Aynı şekilde japon balığı ile bir arada beslenmeleri de sakıncalıdır. Bunların dışında, çok iri yapılı ve etçil balıklarla da bir arada bulundurulmamalıdır.

     Akvaryum Hobisi Hakkında Pek Çok Bilgi


    Sivrisinek balığı (Gambusia affinis)

    Anavatanı Florida'dan Orta ve Güney Amerika'ya kadar uzanan tatlı sulardır.

    Doğal olarak yaşadıkları Amerika kıtasının çeşitli bölgelerinden, dünyanın farklı yerlerine sivrisineklerle mücadele amacıyla götürülmüş olan bu balıklar aslında akvaryum balığı değildirler ama akvaryumlarda bakılmaları için hiçbir sakınca yoktur.

    Oldukça sağlam yapılı ve çok kolay üreyebilen gambusya, çok çeşitli su özelliklerine uyum gösterebilir. 15-30°C arasındaki ısı diliminde yaşayabilirler. pH 5-8 arasında olabilir. 15-20 litrelik küçük akvaryumlarda dahi üreyebilirler.

    Gambusya balığının erkeği 4 cm civarında iken dişisi 6 cm boya ulaşabilir. Erkeklerinde gonopod bulunur ve dişilerden daha ufaktırlar. Dişileri aynı lepistes dişilerine benzer ama daha soluk renkli veya alacalı olabilir. Erkekleri de yabani lepisteslere benzer ama farklı olarak renkli değildirler, kuyrukları daha basittir. Gri-yeşil arasında renkleri vardır.

    Yurdumuzda da çeşitli sulak alanlara, bataklıklara, küçük derelere ve gölcüklere sivrisineklerle mücadele etmek için bırakılmışlardır. Çeşitli iklim şartlarına uyum gösterebildiği için ülkemizdeki sulak alanlarda da üremişlerdir.

    Dişi gambusya, her ay 20-50 arasında yavru dünyaya getirir. Yavrular doğduklarında çok küçüktürler. Gambusyalar kendi yavrularını yiyebilirler. Bu yüzden üretim için bitkili bir tank kullanmakta fayda vardır. Yavruluklar da kullanılabilir. Yeni doğan yavrular artemia, sivrisinek larvaları ile beslenebilirler. 2-3 ayda üreyebilecek olgunluğa gelen gambusyalar diğer poeciliidae üyelerine göre daha saldırgandırlar.

    Gambusyalar, et ağırlıklı beslenirler. Yosun gibi bitkisel ürünleri yeseler de asıl gıdaları böcek larvalarıdır. Özellikle sivrisinek larvalarına kesinlikle dayanamaz.

    Bazı akvaryumcularda lepistes diye satılmakta olan gambusyalar, lepistese çok benzerler. Özellikle dişileri hemen hemen aynıdır. Ama çok küçük farklar vardır. dişi lepistesin burnu, dişi gambusyanın burnuna oranla daha küttür. Dişi gambusyanın burnu daha sivridir. Ayrıca gambusyaların kuyruklarında bir dizi benekler olabilir. Lepistes dişilerinde ise bu şekilde beneklere rastlanmaz. Bir diğer fark da dişi gambusya erkek lepistese karşı çok saldırgan bir tutum içindedir. Erkek lepistes de dahil, akvaryumdaki tüm lepistesleri öldürebilirler.

    Gambusya, yakın akrabası olan bazı balıklarla melezleşebilir ve yavru alınabilir. Lepistes en yakın akrabasıdır. Moli ve velifera da gambusya ile akrabadırlar. Burada önemli bir konuya dikkat çekmek gerekir: Doğadan alınan erişkin gambusyalar, akvaryum ortamındaki balıklara saldırgan bir tutum içinde olacaklardır. Bunu engellemek için de doğadan yavru ve genç gambusyaları almak gerekir. Özellikle yavru gambusyalar, yavru lepisteslerle sürü oluştururlar. Melezleştirme konusunda dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. örneğin; erkek lepistesle melezleştirilmek istenen dişi gambusya, daha önce çiftleşmemiş olanlardan seçilmelidir. Daha önce çiftleşmiş gambusyalardan seçildiği taktirde erkek lepistesin spermlerini reddedecektir. Aynı durum, erkek gambusya ile melezleştirilmek istenen dişi lepistes için de geçerlidir. Poeciliidae ailesinden balıklarda bu genel bir durumdur.

    Hangi balıklarla bir arada beslenebilir? Birbirlerine küçüklükten itibaren alıştırıldıkları taktirde doğadan alınan gambusyalarla akvaryumlardaki lepistesler bir arada tutulabilirler. Çok saldırgan olmayan balıklarla bir arada beslenebilirler. Ama genellikle akvaryumlarda bakılmadığı için küçük bir akvaryumda sadece gambusyalardan oluşan bir grup halinde bakılmaları önerilir.

    Hangi balıklarla bir arada olmamalıdırlar? Genellikle akvaryumcularda bulunmazlar, bulunanları da doğadan alınmış olan gambusyalardır. Bu yüzden den kendilerinin bağışıklık kazandıkları bir çok parazit ve zararlıların taşıyıcısı olabilecekleri için özellikle hassas balık türleriyle kesinlikle bir arada bakılmamalıdırlar. Scalare, neon tetra gibi balıklarla bir arada bakılmamalıdırlar.

     Akvaryum Hobisi Hakkında Pek Çok Bilgi


    Endler (Poecilia endler)

    Bu balıklar, lepisteslere en yakın türlerden biridir. Çoğu zaman lepisteslerin yabani örnekleri ile birbirlerine karıştırıldıkları olur. Her ne kadar birbirlerine çok benzeseler ve yakın türler olsalar da farklı türlerdir.

    Endler balıklarını 1975 yılında Prof. J. A. ENDLER, Venezüella'dan getirmiştir. Aslýnda 1940'lı yıllardan beri bilinen bir tür olsa da, akvaryum dünyasındaki yayılımını 1975'ten sonra göstermiştir.

    Lepisteslerin Güney Amerika'dan Orta Amerika'ya kadar yayılım göstermesine karşıık, endler balıkları Venezüella'da bir bölgede yaşarlar. Davranış biçimleri ve üremeleri, Poeciliidae ailesinin karakteristik özellikleri ile aynıdır.

    Kuyruklarının ucu saydam, kuyruğun altında ve/veya üstünde bulunan kısımlar parlak renklere sahiptir.

     Akvaryum Hobisi Hakkında Pek Çok Bilgi



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Onur G. HİTİT -- 15 Mart 2009; 23:03:02 >




  • verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederim.Balık anlatımındaki sayıyı da arttırırsak,herkes için başvuru kaynağı olur.
    Arkadaşlarımızın yoğunlukla beslediği,japon,çiklet,tetra gibi balıkların özelliklerini de buırada anlatmalıyız diye düşünüyorum
  • quote:

    Orjinalden alıntı: sungur 13

    verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederim.Balık anlatımındaki sayıyı da arttırırsak,herkes için başvuru kaynağı olur.
    Arkadaşlarımızın yoğunlukla beslediği,japon,çiklet,tetra gibi balıkların özelliklerini de buırada anlatmalıyız diye düşünüyorum


    Geri kalan konuları da ekleyeceğim.
  • Onur abi hoşgeldin. Seni buradada görmek çok güzel. Burada senin bilgilerine ihtiyaç duyan çok arkadaşımız var.
  • verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim..
  • Yapay Zeka’dan İlgili Konular
    Daha Fazla Göster
  • Bilgiler çok güzel, çok teşekkürler
  • Çok basit gibi gözüküyor akvaryum işi ama hakikaten ayrıntı gerektiriyoruş. Bende akvaryuma başlayacam. Buradan bayğı bilgi edindim. Teşekkürler.
    Kafama takılan oldukça sizlere danışırım.
  • bilgiler için çok teşekkürler tekrar tekrar okuyacağım. çocukluk hayalim olan akvaryum hobisine başlamak istiyordum tamda.
  • Gerçekten çok emek sarf etmişsiniz bilgilerinizi bizlerle paylaşmak için . Şahsım adıma teşekkür ederim ancak balıklar hiç bir zaman beni kendilerine çekmedi ne bileyim soğuk kanlı hayvanları sevmiyorum =) Elime alamadıktan sonra bana göre değil balık beslemek.
  • Çok güzel olmuş elinize sağlık akvaryum severlere şüphe yok yardımcı olacaktır
  • Hazır sizi bulmuşken tuzlu su akvaryumları için de böyle detaylı ve dolgun bir anlatım istesek..
  • ONUR Abi bu cama yapıştırdığın nedir?

     Akvaryum Hobisi Hakkında Pek Çok Bilgi
  • Camdaki tablet yem.Yapışan yemi balıklar tırtıklayarak yerler=)Balıkların çok severek yediği bir yemdir.

    Onur Abi akvaryum hobisine çok emek vermiş yıllardır tecrübelerini paylaşıp bizleri bilgilendirmiş çok değerli bir abimizdir.Ondan çok şey öğrendim.Daha da öğreniyorum=).Tavsiyem yakalamışken kaçırmayın=) Hee bide sakın kızdırmayın



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi anycs -- 3 Haziran 2009; 15:05:38 >
  • elimde 35*35*15 Ölçülerinde küçük akvaryum var Bu akvaryumda lepistes Besleyebilirmiyim oda sıcaklığında ısıtıcısız
  • Yeri burası değil ama sorunuzu cevaplayayım:
    Isıtıcı sanıldığı gibi suyu ısıtmak değil sıcaklığı sabit tutmaya yarar.Balıklar ısı değişiminden çabuk etkilenir ve hastalanabilirler.Beyaz benek hastalığı buna en iyi örnektir.Dolayısıyla bir ısıtıcı edinmeniz şart.
    Max 3 dişi 1 erkek lepistes besleyebilirsiniz.
  • Çok teşekkür ediyorum size,bizimle değerli bilgilerinizi paylaştığınız için.Emeğinize,yüreğinize sağlık.
  • Öncelikle verdiğiniz bilgiler için çok teşekkürler.
    Benim sorum şu olacaktı.Bugün 25 litrelik bir tank aldım ve içine 2 lepistes 2 kılıç 1 melek ve 1 teleskop koydum.Bunun yanında akvaryumda bitki yetiştirmek istiyorum ve araştırmalarım sonucunda Elodea bitkisinin uygun olacağını düşündüm.
    Sizce Elodea uygunmudur?.Elodea yerine önerebileceğiniz yine uygun fiyatlı ve kolay yetiştirebileceğim bir bitki türü varmıdır?Ayrıca bir diğer sorum içinde bitki olan akvaryumun suyunu nasıl değiştirmem gerektiği..Açıkcası şu anda temizlemek için ayrı bir aparata ayrıca para vermek istemiyorum.Pratik olarak nasıl yapabilirim?.
    Teşekkürler.
  • Çncelikle balık seçiminizde hatalar var;
    Teleskop japon balığıo cinsidir. Bunlar sadece ve sadece kendi türleriyle yaşar.
    Melek agresif bir balıktır. özellikle kendinden küçük balıkları yer. Lepisteslerle yaşamazlar.
    Kılıçların su dışına atlama eğilimleri vardır. Hızlı yüzerler.
    25 litre için çok kötü bir balık seçimi yapmışsınız.

    Önerim, beta(yalnız kendi türüyle yaşar) veya lepistes( 6 adet bakılmalıdır bana göre) ile gurami(labirentliler denen organları vardır su değişimlerine karşı hassas olan türleri vardır(colisa) ama 3 benekli ve bal guramiler çok dayanıklıdır.) ,kılıç kuyruk,plati,velifera,tropikal zebra,vatoz ve çöpçü çeşitleri neon tetra ve çeşitleri bazı rasbora cinsi balıklar rahatlıkla yasarlar...

    Lepistes istemiyorsanız 2 cüce gurami ve 2 siyah tetra ile güzel bir kombinasyon yapılabilir.
    japon derseniz en fazla 2 adet japon balığı besleyebilirsiniz o tankta.

    Bitki için anubias türlerini tercih edebilirsiniz. Bir mango köküne misina ile bitkiyi sabitlerseniz çok daha iyi gelişecektir.
    Bunun dışında;
    saz,limon ve eledoa bitkilerini de tavsiye ederim.

    Su değişimi haftada bir %25 şeklinde yapılmalı. Dip çekim aparatlarından alabilirsiniz veya kendiniz yapabilirsiniz. Ama aynı kapıya çıkacaktır sonuçta oldukça ucuz aparatlar. satın almanızı tavsiye ederim. Şu linktekini kullanıyorum 75 litrelik akvaryumumda...
    http://www.juenpetmarket.com/urun_detay.aspx?kat=0&urn=4898



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-0173FC748 -- 25 Şubat 2012; 2:53:19 >




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.