Şimdi Ara

Su Arıtma Sistemleri Hakkında Bilmedikleriniz.

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
159
Cevap
12
Favori
164.843
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
6 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Bu yazıyı yazma ihtiyacı duydum. Artık bazılarının bir kaç şeyi bilmeleri gerektiği kanısındayım. Su arıtmanın ne olduğunu ayrıntıları ile sizlere anlatacağım. Kendim bizzat bu sistemin piri olan Taiwan şirketlerinin çalışma prensiplerine kadar araştırdım. Kötülemek adına değil ama gerçekleri bilmeniz gerekiyor.

    Bu yazıyı yazdığımda beni su damacanası satan birisi zannedeceksiniz. Ama değilim. Ben çıkar amaçlı hiçbir şey düşünmüyorum. Önemli olan Türk halkının bilinçlenmesidir. Verdiğiniz paraya yazıktır. İnsanlar kandırılıyor. Gerçek fiyatı her şey dahil 500 TL ( orijinal parçalar olacak Çin malı değil) cihazı evinize gelerek uzay aracı gibi tanıtmalarını gerçekten gülerek izliyorum.

    Bir Reverse Osmosis su arıtmanın eksileri nelerdir?

    1. Tanıtım uzmanları evinizde geldiğinde kullanıcıyı ipnotize etmek için 3 tane sözde sağlık bakanlığından onaylı testlerini sizlere gerçekleştiriyorlar. Elektroliz denilen aleti suyunuza soktuklarında suyu içindeki partikülleri ve iyonları birbiriyle çarpıştırarak; suyun içindeki yararlı ve zararlı maddeleri sizlerin gözünün önüne çıkarıyorlar. Sizler ilk gördüğünüzde sudan iğreniyorsunuz sonra düşünmenize bile fırsat bırakmadan sizlere cihazı kakalamaya çalışıyorlar. Araçlarına bindiklerinde "nasılda kitledim felan" dediklerini buradan duyur gibiyim.

    Elektroliz testi doğrudur ama sizleri yanıltmasın. Suyun içindeki bütün mineraller yanıyor olmaktadır. Yararlı ve zararlı hepsini yakmaktadır. En çok yararlı olan maddeler yanmaktadır.

    TDS, PPM, MİNERALLER, SAF SU

    2. Pipiem değerlerini TDS metre denilen suyun içindeki toplam çözülmüş partiküllerin oranını gösteren bir cihaz ile bizlere suyun ne kadar sağlıklı veya sağlıksız olduğunu söylüyorlar.

    Pipiem değeri Reverse Osmosis denilen cihazlarda kurulum tamamlandıktan sonra 2 gün sonra 00,9'a kadar düşmektedir. Buda size içinde mineral olmayan su içirmeye çalışmak demektir. Doğru mudur bu? Yanlıştır.

    Saf su hiçbir işe yaramaz. Çünkü çocukların gelişimde bulunan florür'ü tamimiyle alıyor. Raporlarına bakabilirsiniz. ! Ayrıca sadece suda bulunan kalsiyum oranını azaltmaktadır. Bu da kasların kasılıp gevşemesinde, kemik ve iskelet sağlığında, dişlerin oluşumunda önemli rol oynayan mineralden çoçuklarınızın mahrum kalmasına sebep olacaktır.

    Saf su ile gelişen çocukta bilinç kaybı olmakta, ömrü kısalmakta, kemik gelişiminde zayıflıklar olmakta, idrar yollarında sürekli yanma olmaktadır.

    Buyrun Ekşi Sözlük;
    https://eksisozluk.com/saf-su--111701

    FİLTRE TEKNOLOJİSİ HAKKINDA

    1. Filtrelerin birisinde bulunan porselen parçaçıkları suyun tatlı olarak çıkmasını sağlamaktadır. Saf su olduğundan eğer su arıtmadan çıkan suyu 1 gün dışarıda bekletirseniz suyun yeşile döndüğünü göreceksiniz. Deneyin. Almadan önce suyu koyun ve bekletin.
    2. Kendinize bir TDS metre satın alın. TDS metre eğer 0,21 altına düşerse cihazınız içtiğiniz sudaki mineral kaçırmasına müsaade etmektedir. Bu yüzden cihazdan çıkan suyu cuzi bir ücretle bir labaratuvardan test ettirin. Yalnız test ettirirken mutlaka aynı gün aynı saat içerisinde CAM şişede götürmeniz gerekmektedir. Götürürken kesinlikle IŞIK VE GÜNEŞE MAĞRUZ KALMAMALIDIR.
    3. Tüm filtreleri sürekli test ettirmeniz gerekmektedir. Eğer test ettirmezseniz çoçuklarınızın gelişiminden mağrum kalırsınız.

    ABARTI CİHAZLAR, ÇİN MALI FASON CİHAZLAR

    3. Gene sizlere uzay aracı olarak tanıtılan cihazlarda bir sürü modül eklendiğini söylüyorlar. Kaçak su sensörü, filtre sensörü felan. Hepsi palavra.

    Kaçak su sensörü = eminimki çoğu kişinin evinde çalışmamaktadır. Saten evini su basanları hiç saymıyorum buda genelde montajcı yüzünden oluyor..

    Filtre sensörü = önceden bazı firmalarda vardı. Aslında yok. Bir timer gibi cihaz konulurdu belirli zaman dilimde o cihaz sistemi kitlerdi. Ama 1 ay sonra kitlenen cihazdan ne anlarsınız :) komedi..

    4. 1300 YTL veya 1200 YTL bir milyar meblağ 900 YTL meblağ sunuyorlar size. Türk vatandaşlarını kandırmak ne kadar kolay değil mi. Buna fırsat bilen yan sanayi su arıtma cihazlarında Çin parçaları dayayarak 400 veya 300 YTL’ye su arıtma satıyorlar. Herkes rant peşinde.. Yazık..

    Amarikan patentli diyorlar felan cart curt. Ulan bende bir sticker bastırırım bütün filtrelerin üzerine bende yapıştırırım. Sonra su deposuna aldanmayın. Çin malı.

    Kısaca sizlere kesinlikle tavsiye etmediğim bir cihazdır.

    PATRONLARININ EVİNDE OLMAYAN, SADECE KİRLİ SU GİDER İHTİYACINI KARŞILAMAK İÇİN KULLANAN FİRMALAR DA VAR. ADINI SAKLIYORUM FAKAT İlk 3 'ün arasında.

    Ya arkadaşım. Siz hiç bunu satan bir insanın evine gittiniz mi? ( patronun) bakın bakalım evinde var mı? Yalan hikâye. Saf su çıkarıyor.

    Koca şirketin sahibinin evinde neden yok?

    Satıcılar neden geldiklerinde bin bir yalan söylüyorlar?

    Gerçekten bu cihaz 1000 TL eder mi?

    Sözde damacanaları kötülüyorlar. Ticari rant mıdır bu?

    İnsanların dinlerini istismar ederek ticari rantın kime ne faydası var?


    Bakalım delikanlı bir su arıtmacı karşıma çıkıp bunlara ne yanıt verebilecek. Raporlardan bahsetsin ne raporu. 180 YTL para vererek bende su tahlil raporu alırım.

    ÖNERİM:

    Gider yolu, çay gibi şeylerde su arıtma kullanabilirsiniz. Fakat SU İHTİYACINIZI MUTLAKA TANINMIŞ MARKALARDAN TEMİN EDİNİZ. Damacana almak yerine CAM ŞİŞEDE satılan CAM DAMACANA suları tercih ediniz. Suları getirirken mutlaka GÜN IŞIĞINA MARUZ kalmadıklarına dikkat ediniz uyarınız. Önerdiğim markalar arasında Nestle, Erikli gelmektedir.

    http://www.pinarsu.com.tr/urunlerimiz/anasayfa-damacana.aspx?SectionID=opVi0iuq7IuzLtB3Mxt%2FnQ%3D%3D&ContentID=xwLEcXrrgsroGvVNJEvfIA%3D%3D



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi e_Xert -- 7 Nisan 2014; 15:50:57 >







  • Akşam evimize bir firmanın su arıtma cihazını pazarlayan bir kadın geldi. Firma ismini vermiyorum, çünkü anlatacaklarım tüm firmaları ilgilendiren bir nevi dolandırıcılık yöntemi.

    Önce yakın, içten ve samimi görünmek adına biraz sohbet edildi, “Hangi köydensin?” sorusu en önemli olanı. Oradan tutturup gidiyor.

    Sonra cihazın özelliklerinden, çeşme suyu veya hazır suyun zararlarından konuşuldu. Biz “Paramız yok, borcumuz çok!” desek bile, pazarlamacı, “Bir telefon alıyoruz, en az bin-bin beş yüz liraya, sağlımız için neden vermeyelim?” diyerek baskı uyguluyor. Daha sonra taksitlerde ödeme kolaylığı yapmaya çalışıyor.

    Pazarlamacının en önemli özelliği çok konuşması. Çene neredeyse hiç kapanmıyor, bu kadar çok konuşunca, müşteri düşünecek zaman bulamıyor. İlk başta, “Biz düşünelim, iki-üç gün sonra haber verelim.” diyoruz. Ancak, “Bu gün kampanyanın son günü ve cihaz bin lira ise, ertesi gün bin beş yüz lira olacak!” diyerek baskı oluşturmaya devam ediyor.

    Daha sonra su test aşamasına geçiliyor. Bir çay bardağına çeşme suyu, bir çay bardağına yanında getirdiği arıtılmış suyu dolduruyor. Su içerisindeki mineralleri ölçen cihaz ile arıtılmış suyu ölçüyor. 18 sonucu çıkıyor ve tabloya bakarak suyun rahatlıkla içilebilir olduğunu söylüyor. Aynı işlemi çeşme suyuna da yapıyor ve 218 sonucu çıkıyor ki, tabloda “Bu su içilemez!” sonucu çıkıyor. Hâlbuki yıllardır o suyu içiyoruz! Son olarak (Bu da pazarlamacının şanssızlığı) Afyon Gazlıgöle tatile gidip, dönüşte yanımızda getirmiş olduğumuz termal suyu da ölçtürmek istiyoruz. Sonuç 618! Yani ona göre termal su zehirli, içildiği an öldürür. Hâlbuki 4 yıldır kaplıcaya tatile gidiyoruz, yılda 10 gün sadece termal su içiyoruz. Aklımıza, termal tesis yetkililerinin suyun içinde en az 500 mineral olduğuna dair verdiği bilgi geliyor ve pazarlamacının o kadar konuşmasına rağmen düşünmeye başlıyoruz. (İnanılmaz bir baş ağrısı var bu arada.)

    Çay bardaklarının içine Elektroliz adı verilen bir cihaz koyarak su içindeki mikropların yanarak ortaya çıkacağını söylüyor. Cihazın iki bakır, iki demir olmak üzere 4 metal çubuğu var. Bakır ve demir çubuklar aynı bardakta olacak şekilde bardağa koyuyor. Yaklaşık bir dakika içinde yanında getirdiği su sadece sararırken, (arıtılmış suyun sararmasının nedeni, faydalı olan bakterilermiş!) çeşme suyu sararmakla kalmayıp, kararmaya başlıyor ve su üzerinde bir tabaka oluşuyor ve mikroplar yanıyor.
    Bu suyu görünce, tamamen ikna oluyoruz. Pazarlamacı, biz iyice rahat edelim diye, şehirde tanınmış, özellikle doktorlardan birkaç kişinin de adını veriyor. Sonraki ikna taktiği ise, “Elektroliz cihazımızı söküp bakabilirsiniz, hiçbir hilesi yok!” diyerek güven artırmaya çalışmak. Evin meraklısı olarak ben işe koyuluyorum. Demir çubuğu kokladığımda pas, bakırı kokladığımda farklı bir koku geliyor. Demir çubuğu peçete ile siliyorum, peçeteye pas bulaşıyor.

    O an daha fazla araştırma fırsatı bulamıyorum. İmza atmaya geliyor sıra. Sözleşmenin en altında kocaman harflerle, “Müşteri 15 gün içinde, hiçbir neden belirtmeden, sözleşmeden cayabilir.” yazıyor. Pazarlamacı, kendi kaynanasının da bir pazarlamacı tarafından dolandırıldığını, 100 liralık ürün için, 500 liralık senet imzalatıldığını söylüyor. “Bizimki tamamen resmi ve biz büyük bir firmayız, adımızın lekelenmesini istemeyiz!” diyerek güven vermeye devam ediyor ve imzalar atılıyor. Ertesi gün kurulum yapılmak üzere, cihazı teslim alıyoruz.

    Pazarlamacı gidince, önce Elektroliz cihazının ne olduğunu araştırıp öğreniyorum.
    Bilimsel açıklama;
    Elektrik akımı yardımıyla, bir sıvı içinde çözünmüş kimyasal bileşiklerin ayrıştırılması işlemine Elektroliz denir. Bu değişiklik, maddenin elektron vermesinden (yükseltgenme); veya almasından (indirgenme) kaynaklanır.

    Yani bu yapılan adeta bir çeşit illüzyon. Suyun elektrolize edilmesi; ‘elektrik akımı’ verilerek su içerisindeki doğal minerallerin ‘ayrıştırılması’ anlamına geliyor. Suya verilen elektrik akımı sayesinde sudaki sağlığa yararlı ve gerekli doğal mineraller, tabiattaki doğal renklerine geri dönüşüyor. Böylece suyun rengi bir anda değişiyor. Ayrıca işlem sırasında suya, demir ve bakır da karışıyor. Suyun bu denli kirlenmesinin nedeni bu. Arıtılmış su o kadar kirlenmiyor çünkü elektriği daha az ilettiğinden demir elektrotun çözünmesi daha yavaş oluyor ve suda daha az renklenme oluyor.

    Bu kişiler, bilimi kullanarak insanları kandırmaktadır. Kendi evlerinde dahi kullandıklarını iddia etmektedirler. Ya arıtılmış suya gerçekten inanmış, ya da müşterilerini inandırmak için yalan söylemektedir!
    Duygu sömürüsü de yapılıyor. Ailede herhangi bir rahatsızlığı olan var ise, (ne olduğu fark etmiyor) bu su kesin onlara da faydalı. “onların iyileşmesini istemiyor musun, ya ilerde daha çok rahatsızlanırsa?” gibi sorularla baskı yapılıyor.
    Bu kişilerle herhangi bir şekilde karşılaşırsanız, hemen ve kesin olarak reddedin. “Bir konuşsun, sonra almayız!” demeyin sakın, almak zorunda kalabilirsiniz. "İstemek zorunda değilsiniz" diyor, "İstemiyorum." diyorum, bu defa ikna etmeye çalışıyor.
    Bu işi yapanlar kusura bakmasın ama, bu şekilde satış yapanların kazancı helal değil! Müşteri "istemiyorum!" diyorsa, ısrar etmenin, yalan söylemenin anlamı yok. Bebeğinin fotoğrafını gösteriyor, "Evladıma haram yedirmem!" diyor bir de!

    Bende aldım, ertesi gün iade etmek istedim. 15 gün koşulsuz iade garantisi olduğunu, deneyince iade etmekten vazgeçeceğimi iddia etti. Kullanalım birkaç gün, beğenmedik diyerek iade edeceğiz.

    Sırf insanlara kabalık olmasın, kırılmasınlar diye bu gibi durumlarda kibarca reddetmeye çalışıyorum. Ben kibar oldukça, onlar ısrarcı oluyor. Siz sakın bu oyunlara gelmeyin.

    Saygılar, iyi günler.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: baddread


    quote:

    Orjinalden alıntı: metalok

    30 yaşındayım bu zamana kadar hiç su arıtma pazarlamacısıyla tanışmadım!
    Sabırsızlıkla bekliyorum.
    Bu arada ben de damacanacıyım.


    bize tam 1 hafta gelip gittiler satalım diye ... Adam evde Hz.Ali nin fotografını görünce Ben de Aleviyim dmişti hiç unutmam ... İşte satış için adamlar kılıktan kılıga giriyolar ne yaparsın...


    O adam eğer onu satamazsa işten çıkıcak. Bene geçen sene biraz paraya ihtiyacım olde ve birkaç işe girdim. Kapı kapı gezerek adını bile duymadığım , görmediğim bir diş macununu satmaya çalışıyorduk. Yok şöylede yok böylede, Mükemmel de vs de. Ben mümkün olduğunca söylemem gerekenleri söyleyip geçiştirmek istiyordum. Alaln alır almayan almaz banane. Ama Eğer çeşitli yalanlarla süsleyemezsen alana az oluyor tabi. Bir dairede e psikopatın biriyle karşılaştım hırpalamaya çalıştı. Ondan sona her kapıyı çaldığımda içerden ne çıkıcak acaba dedim tüm gün. 1 gün çalışıp, Bu iş bana göre değil dedim. Bir daha gitmedim. İnsanları kandırıyorsun& İnsanlara yalan söylüyorsun& onurunu , gururunu yok sayıyorsun & 3 kuruş para için.

    Bu mudur dedim kapitalizm. Kim kimi düdüklüyebiliyorsa!




  • Akşam evimize bir firmanın su arıtma cihazını pazarlayan bir kadın geldi. Firma ismini vermiyorum, çünkü anlatacaklarım tüm firmaları ilgilendiren bir nevi dolandırıcılık yöntemi.

    Önce yakın, içten ve samimi görünmek adına biraz sohbet edildi, “Hangi köydensin?” sorusu en önemli olanı. Oradan tutturup gidiyor.

    Sonra cihazın özelliklerinden, çeşme suyu veya hazır suyun zararlarından konuşuldu. Biz “Paramız yok, borcumuz çok!” desek bile, pazarlamacı, “Bir telefon alıyoruz, en az bin-bin beş yüz liraya, sağlımız için neden vermeyelim?” diyerek baskı uyguluyor. Daha sonra taksitlerde ödeme kolaylığı yapmaya çalışıyor.

    Pazarlamacının en önemli özelliği çok konuşması. Çene neredeyse hiç kapanmıyor, bu kadar çok konuşunca, müşteri düşünecek zaman bulamıyor. İlk başta, “Biz düşünelim, iki-üç gün sonra haber verelim.” diyoruz. Ancak, “Bu gün kampanyanın son günü ve cihaz bin lira ise, ertesi gün bin beş yüz lira olacak!” diyerek baskı oluşturmaya devam ediyor.

    Daha sonra su test aşamasına geçiliyor. Bir çay bardağına çeşme suyu, bir çay bardağına yanında getirdiği arıtılmış suyu dolduruyor. Su içerisindeki mineralleri ölçen cihaz ile arıtılmış suyu ölçüyor. 18 sonucu çıkıyor ve tabloya bakarak suyun rahatlıkla içilebilir olduğunu söylüyor. Aynı işlemi çeşme suyuna da yapıyor ve 218 sonucu çıkıyor ki, tabloda “Bu su içilemez!” sonucu çıkıyor. Hâlbuki yıllardır o suyu içiyoruz! Son olarak (Bu da pazarlamacının şanssızlığı) Afyon Gazlıgöle tatile gidip, dönüşte yanımızda getirmiş olduğumuz termal suyu da ölçtürmek istiyoruz. Sonuç 618! Yani ona göre termal su zehirli, içildiği an öldürür. Hâlbuki 4 yıldır kaplıcaya tatile gidiyoruz, yılda 10 gün sadece termal su içiyoruz. Aklımıza, termal tesis yetkililerinin suyun içinde en az 500 mineral olduğuna dair verdiği bilgi geliyor ve pazarlamacının o kadar konuşmasına rağmen düşünmeye başlıyoruz. (İnanılmaz bir baş ağrısı var bu arada.)

    Çay bardaklarının içine Elektroliz adı verilen bir cihaz koyarak su içindeki mikropların yanarak ortaya çıkacağını söylüyor. Cihazın iki bakır, iki demir olmak üzere 4 metal çubuğu var. Bakır ve demir çubuklar aynı bardakta olacak şekilde bardağa koyuyor. Yaklaşık bir dakika içinde yanında getirdiği su sadece sararırken, (arıtılmış suyun sararmasının nedeni, faydalı olan bakterilermiş!) çeşme suyu sararmakla kalmayıp, kararmaya başlıyor ve su üzerinde bir tabaka oluşuyor ve mikroplar yanıyor.
    Bu suyu görünce, tamamen ikna oluyoruz. Pazarlamacı, biz iyice rahat edelim diye, şehirde tanınmış, özellikle doktorlardan birkaç kişinin de adını veriyor. Sonraki ikna taktiği ise, “Elektroliz cihazımızı söküp bakabilirsiniz, hiçbir hilesi yok!” diyerek güven artırmaya çalışmak. Evin meraklısı olarak ben işe koyuluyorum. Demir çubuğu kokladığımda pas, bakırı kokladığımda farklı bir koku geliyor. Demir çubuğu peçete ile siliyorum, peçeteye pas bulaşıyor.

    O an daha fazla araştırma fırsatı bulamıyorum. İmza atmaya geliyor sıra. Sözleşmenin en altında kocaman harflerle, “Müşteri 15 gün içinde, hiçbir neden belirtmeden, sözleşmeden cayabilir.” yazıyor. Pazarlamacı, kendi kaynanasının da bir pazarlamacı tarafından dolandırıldığını, 100 liralık ürün için, 500 liralık senet imzalatıldığını söylüyor. “Bizimki tamamen resmi ve biz büyük bir firmayız, adımızın lekelenmesini istemeyiz!” diyerek güven vermeye devam ediyor ve imzalar atılıyor. Ertesi gün kurulum yapılmak üzere, cihazı teslim alıyoruz.

    Pazarlamacı gidince, önce Elektroliz cihazının ne olduğunu araştırıp öğreniyorum.
    Bilimsel açıklama;
    Elektrik akımı yardımıyla, bir sıvı içinde çözünmüş kimyasal bileşiklerin ayrıştırılması işlemine Elektroliz denir. Bu değişiklik, maddenin elektron vermesinden (yükseltgenme); veya almasından (indirgenme) kaynaklanır.

    Yani bu yapılan adeta bir çeşit illüzyon. Suyun elektrolize edilmesi; ‘elektrik akımı’ verilerek su içerisindeki doğal minerallerin ‘ayrıştırılması’ anlamına geliyor. Suya verilen elektrik akımı sayesinde sudaki sağlığa yararlı ve gerekli doğal mineraller, tabiattaki doğal renklerine geri dönüşüyor. Böylece suyun rengi bir anda değişiyor. Ayrıca işlem sırasında suya, demir ve bakır da karışıyor. Suyun bu denli kirlenmesinin nedeni bu. Arıtılmış su o kadar kirlenmiyor çünkü elektriği daha az ilettiğinden demir elektrotun çözünmesi daha yavaş oluyor ve suda daha az renklenme oluyor.

    Bu kişiler, bilimi kullanarak insanları kandırmaktadır. Kendi evlerinde dahi kullandıklarını iddia etmektedirler. Ya arıtılmış suya gerçekten inanmış, ya da müşterilerini inandırmak için yalan söylemektedir!
    Duygu sömürüsü de yapılıyor. Ailede herhangi bir rahatsızlığı olan var ise, (ne olduğu fark etmiyor) bu su kesin onlara da faydalı. “onların iyileşmesini istemiyor musun, ya ilerde daha çok rahatsızlanırsa?” gibi sorularla baskı yapılıyor.
    Bu kişilerle herhangi bir şekilde karşılaşırsanız, hemen ve kesin olarak reddedin. “Bir konuşsun, sonra almayız!” demeyin sakın, almak zorunda kalabilirsiniz. "İstemek zorunda değilsiniz" diyor, "İstemiyorum." diyorum, bu defa ikna etmeye çalışıyor.
    Bu işi yapanlar kusura bakmasın ama, bu şekilde satış yapanların kazancı helal değil! Müşteri "istemiyorum!" diyorsa, ısrar etmenin, yalan söylemenin anlamı yok. Bebeğinin fotoğrafını gösteriyor, "Evladıma haram yedirmem!" diyor bir de!

    Bende aldım, ertesi gün iade etmek istedim. 15 gün koşulsuz iade garantisi olduğunu, deneyince iade etmekten vazgeçeceğimi iddia etti. Kullanalım birkaç gün, beğenmedik diyerek iade edeceğiz.

    Sırf insanlara kabalık olmasın, kırılmasınlar diye bu gibi durumlarda kibarca reddetmeye çalışıyorum. Ben kibar oldukça, onlar ısrarcı oluyor. Siz sakın bu oyunlara gelmeyin.

    Saygılar, iyi günler.




  • Bizim evede gelmişlerdide babam almadıydı aslında bayada mantıklı bi şekilde anlatıp aldırıyolar... alan arakdaşlarımızda olduydu....

    Kapitalizmin bir ayağıda onlar olmuş... Para kazanma sevdasına yalancıda oluyolar ki sadece onlar değil... Normaldir bunlar yalan atmaları diye değerlendiriyorum - Sistem gerekği !- adam lar npsın ?
  • quote:

    Orjinalden alıntı: metalok

    30 yaşındayım bu zamana kadar hiç su arıtma pazarlamacısıyla tanışmadım!
    Sabırsızlıkla bekliyorum.
    Bu arada ben de damacanacıyım.


    bize tam 1 hafta gelip gittiler satalım diye ... Adam evde Hz.Ali nin fotografını görünce Ben de Aleviyim dmişti hiç unutmam ... İşte satış için adamlar kılıktan kılıga giriyolar ne yaparsın...
  • tıkla gör

    bu konuyu sen açmışın kapamışın. bari sağlam bir yalan uydurda inanalım. Neyin peşindesin söyle. Niye iftira ediyorsun, neye hizmet ediyorsun... Cevapla da ferahlandır bizleri...
  • Ağbeyim çevre mühendisi. Satış yapmasa da illere su sağlayan su kaynaklarından gelen suyu arıtıp içilebilir değerlere ulaştırıyorlar. Yaptıkları suyu içtim, bir de çeşmeden akanı arasında çok fark var. Nedeni ise şehirlerdeki tesisatlar. Ev için mini arıtma cihazı istedik geçenlerde. Çeşmeden kurbağa yavruları geldi, henüz kıl kadar olan halleriyle tencerede yüzüyorlardı. Hamd olsun anadoluda Suyun Elektriğin ulaşmadığı köy kalmadı
  • konuyu hortlatmak gibi olacak ama bence önemli bir konu. epeydir araştırıyorum ve bilgilerimi paylaşmak istedim.

    öncelikle şebeke suyu gerçekten çok kötü. sorunun sebebi suyun kaynağı değil çünkü kaynağından (belediyenin tesislerinden) arıtılmış ve kontrolleri düzenli yapılarak çıkıyor. ancak evlerimize ulaşana kadar geçtiği şebeke ve borular çok kötü. eski borulardan ağır metaller suya karışıyor. ayrıca şebekeye kanalizasyon sızıyor. yağmurlu zamanlarda bazen şebeke suyundan alırsınız bunun kokusunu. su ısıtıcınızın dibinde kirecin dışında siyah tortuların biriktiğini görmüşsünüzdür. sonuç olarak şebeke suyu kesinlikle kötüdür bunda bir kuşku yok.

    damacanaya gelelim. bazı firmalar (bunların arasında tanınanları da var) suyu doğal çıktığı haliyle değil, işleyerek sunuyor bizlere. bunların kaynakları eskisi gibi değil çünkü çoğunun kaynağının çevresinde yapılaşmalar oldu ve bu da suyun kalitesini bozdu. bunun dışında damacanaların kullanım ömrüne ne kadar riayet ediyorlar bilemeyiz. diğer bir konu da su bu damacanaların içinde uzun süre beklediğinde yosunlaşma ve mikrop üreme hadisesi olur. yine damacanalara taktığımız pompaların da düzenli temizlenmesi gerekiyor mikrop ürememesi için ki buna kaçımız dikkat edebiliyor.

    arıtma sistemlerine gelirsek. bize de tanıtıma geldiler ve fiyat 1250 gibi birşeydi sanırım. gerçekten aşırı bir fiyat. ben epey araştırdım aynı sistemi piyasada 400 TL'ye alabilirsiniz. öyle çin malı falan da değil, filtreler zaten genelde ithal. özellikle ters osmos yapan membran filtreler ya amerika ya da taiwan üretimi. genelde de amerikan olan filmtec markalı filtre kullanılıyor. bunun dışında diğer filtreleri de (sediment, karbon vs.) genelde ithal (taiwandan) ediyorlar. sistemin maliyetini genel olarak filtreler oluşturuyor ve bunların toplam fiyatı 100-150 TL civarı. deposuydu, pompasıydı, musluğuydu falan maliyet en fazla 250 TL yapar. 300 TLye satan yerler var aynı sistemi (pompasız olarak) filtreleri de aynı marka. membran filtreler suyu iyi ve kötü su olarak ayırır ve yaklaşık 1/3ü iyi su, 2/3ü kötü su olarak atılır. ha burda biraz su israfı söz konusudur evet, ancak kayda değer bir maliyeti yoktur.

    sistemin bakım maliyetleri ise istanbul şartlarında şöyle, membran filtre yaklaşık 2 sene, diğer filtreler ortalama 6 ay gidiyor. Yani yıllık toplam 150 TL civarı bir filtre masrafınız olacaktır. Bu da yaklaşık 30 damacana demek. yani haftada 2 damacana kullanan bir aile için 4 ayda amorti eder.

    damacanaya göre avantajları, sürekli tel. edip çağırma derdi yok, gecenin köründe suyunuzun bitmesi derdi yok, mikrop barındırma derdi yok çünkü ters osmos sistemi bakteri ve virüsleri %90-99 oranında engelleyebiliyor. ve uzun süre depolama durumu da olmadığı için suyun bozulma derdi yok. maliyet açısından da çok daha avantajlıdır. kurulum + yıllık bakım masraflarını düşünürseniz (tabii ki o 1200 tl civarından satılanları ayrı tutuyorum) damacanaya göre en az yarı yarıya ucuzdur. damacana suyu çaya çorbaya yemeklere kullanmazsınız genelde çünkü bu durumda tüketim 3 katına çıkar.. ancak arıtma sisteminde suyu sadece içmek için değil, çayınıza, yemeklerinize kullanır ve hatta sebzelerinizi meyvelerinizi de tertemiz suyla yıkarsınız. kanalizasyon karışmış çeşme suyuyla sebze meyve yıkamak ne derece temizliktir siz düşünün..

    gelelim mineral kaybı konusuna. suyun içindeki mineraller günlük mineral ihtiyacımızın çok çok azını karşılar. okuduğum kaynaklara göre, günlük mineral ihtiyacımızı sadece sudan karşılayacak olsak günde 250 lt su içmemiz gerekir deniyor. ters osmos sisteminden çıkan suyun mineral oranı damacanaya göre yaklaşık 3te 1 gibidir. mineral ihtiyacı için günde bir şişe maden suyu içmek çok daha sağlıklıdır çünkü damacana sudan ne kadar içseniz de alamayacağınız kadar mineral alırsınız.

    yok ben illa mineralli su içecem derseniz de bu arıtma sistemlerine ilave edilebilen bir 6. filtre ile (mineral filtre) arıtılmış son suyu yapay olarak (ca, mg, na, k vs.) mineralleyebilir ve alışkın olduğunuz su tadına sahip olabilirsiniz. bu filtrenin de fiyatı yaklaşık 50 TLdir.

    diğer arıtma sistemlerinden de kısaca bahsedeyim. klasik (eski tip) 2 veya 3 kutulu sistemler vardır bunlarda karbon ve reçine filtreler var. bunlar ağır metalleri ve kireci süzer ama mikropları süzemez. ayrıca bakımları zordur. filtreleri kullan-at şeklinde olmadığı için ayda 1 bakım ve temizlik yapmanız gerekir ki genelde ihmal edilir bu nedenle fazydadan çok zarar getirebilir. diğer bir sistem, musluğa takılan (philipsin var) tipler. bunların da maliyeti çok yüksektir. filtreleri min 50-60 TL civarındadır ve istanbul şartlarında 2-3 ayda bri değişmesi gerekir, hemen tıkanır. ayrıca ters osmos kadar iyi süzemez. diğer bir tip de, brita markasıyla bilinen sürahi tipi filtreler. bunlarda da 1 sürahi su elde edebilmek için 10 dk. falan uğraşılır. filtreleri 25 TL civarındadır ve 1-2 ayda bir değişir. başlangıç maliyeti ucuz ama filtre maliyeti nisbeten yüksektir, su elde etmesi zahmetlidir. mikrobu süzmez.

    sonuç olarak mevcut sistemler içinde en iyisi ters osmos sistemidir. ama bu sisteme 1200-1400 TL vermek ise bence pek akıllıca değildir. 400 TL'ye rahatlıkla kurulabilen bu sistemle ağır metallerden, kanalizasyon artıklarından ve mikroplardan arınmış tertemiz bir su içebilirsiniz. mineral ihtiyacınız içinse su değil maden suyu kullanın. almanyaya gittiğimde görmüştüm ki orda insanlar gündelik hayatta normal su pek içmiyor sürekli mineral wasser dedikleri maden suyunu içiyorlardı. normal sudan mineral ihtiyacınızı karşılamanız imkansızdır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi dredy -- 7 Mart 2009; 15:46:25 >




  • Arkadaşlar su arıtma cihazları cihaza bağlı olarak görevini yerine getirmektedir.
    Fakat dikkat edilecek nokta, su arıtma cihazı kullanan bireylerin fiziksel açıdan vücut gelişimini tamamlamış olması gerekmektedir.

    Yaşadığım bölgede saf suya yakın denecek bir su kaynağı var, köylülerin hepsi bu suyu kullanır ve hepsinin boyu 1,65 cm civarında, ve kemik gelişim bozukluğu gibi rahatsızlıklara meğilli bireyler. Yapılan araştırmada su dan dolayı olduğu anlaşıldı.

    Yani eğer evde çocuklarınız varsa, damacaba en iyisi, yaşlı kişiler için ise arıtma cihazı en iyisi diye düşünüyorum. Haj verirsinizki herşeyin doğalı makbuldür.
  • Merhabalar,

    Binamızda bulunan "eski" ve "sürekli pas üreten" boru hattı nedeniyle ben de bu evsel "su artıma" olayını inceledim. Konu ile ilgili iki akademisyenin yazdığı bir makale buldum. Gayet anlaşılır bir dille yazılmış Okumanızı şiddetle tavsiye ederim. Link'ini aşağıda veriyorum:

    http://www.scopemed.org/?mno=593

    Dikkatinizi çekmek istediğim cümleleri aşağıda veriyorum:

    "...Yapılan laboratuar çalışmalarında evsel arıtım cihazlarının tamamının ilk birkaç ay kaliteli arıtım sağladığı, daha sonra mikrobiyolojik kirlenmenin başladığı, altıncı aydan sonra bütün cihazlarda üreme olduğu tespit edilmektedir. .."

    "...Sonuç olarak hangi yöntemle arıtırsa arıtsın, su arıtma cihazlarının kullanımı halk sağlığı açısından önemli tehditler oluşturabilmektedir. Suların kalitesinde oluşan bozulmaları veya yayın organlarındaki yayınları fırsat bilen ticari kuruluşların evsel su arıtım sistemlerini pazarlamalarına fırsat verilmemelidir...."


    Referans: Doç.Dr. Ö. Faruk Tekbaş, Doç.Dr. Recai Oğur, "Evsel Su Arıtma Cihazlarına Dikkat", TAF Preventive Medicine Bulletin, 2009: 8(2)

    Kolay gelsin...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: minicikdev

    Merhabalar,

    Binamızda bulunan "eski" ve "sürekli pas üreten" boru hattı nedeniyle ben de bu evsel "su artıma" olayını inceledim. Konu ile ilgili iki akademisyenin yazdığı bir makale buldum. Gayet anlaşılır bir dille yazılmış Okumanızı şiddetle tavsiye ederim. Link'ini aşağıda veriyorum:

    http://www.scopemed.org/?mno=593

    Dikkatinizi çekmek istediğim cümleleri aşağıda veriyorum:

    "...Yapılan laboratuar çalışmalarında evsel arıtım cihazlarının tamamının ilk birkaç ay kaliteli arıtım sağladığı, daha sonra mikrobiyolojik kirlenmenin başladığı, altıncı aydan sonra bütün cihazlarda üreme olduğu tespit edilmektedir. .."

    "...Sonuç olarak hangi yöntemle arıtırsa arıtsın, su arıtma cihazlarının kullanımı halk sağlığı açısından önemli tehditler oluşturabilmektedir. Suların kalitesinde oluşan bozulmaları veya yayın organlarındaki yayınları fırsat bilen ticari kuruluşların evsel su arıtım sistemlerini pazarlamalarına fırsat verilmemelidir...."


    Referans: Doç.Dr. Ö. Faruk Tekbaş, Doç.Dr. Recai Oğur, "Evsel Su Arıtma Cihazlarına Dikkat", TAF Preventive Medicine Bulletin, 2009: 8(2)

    Kolay gelsin...




    "Yukarıda da söz edildiği gibi hangi sistem olursa
    olsun bakım ve temizliğe gereksinim vardır. Eğer uygun
    temizlik yapılmazsa arıtımı sağlayan cihazın filtre,
    süzgeç, arıtım haznesi, pompa vb. yerlerinde hastalık
    yapıcı mikroorganizmalar çoğalıp koloni
    oluşturabilmektedir. Bakım, temizlik, filtre değiştirme
    vb. işlemler bireyler tarafından en çok unutulan
    konulardandır. Bu nedenle arıtım işi bireylere ve ailelere
    bırakılamaz. "


    " 1. Sayılan nedenlerden dolayı yapılacak öncelikli iş
    yerel yönetimlerin topluma şebeke yoluyla sağlıklı ve
    temiz suyu ulaştırmasıdır. Bu görev hiçbir şekilde
    aksatılamaz ya da devredilemez. "

    Link verdiğiniz makalede Bu iki cümleyi dikkatli okursanız kendilerinin'de aslında anlatmak istediği zaten şebeke suyunun yerel yönetimlerce büyük arıtma sistemleri kurularak son tüketiciye içilebilir su ulaştırmasıdır Şuan bu sistemlerin maliyetleri çok yüksek ve mevcut olan su şebekesi hatlarının uygun olmamasıdır. Haklı oldukları tek konu Sistemin bakımının filtre değişimlerinin tüketiciler tarafından ihmal edilmesidir, buda tamamen tüketicin hatasıdır,




  • bende girdim arkadaşlar bir firmada su arıtma işine günün yirmidört saati arayıp insanları iş ayarlarmaya çalışıyorsunuz sattiğiniz her ürün başıda prim alıyorsunuz. insanlar istemiyorum desede siz işiniz gereği ona zorla o ürünü satmaya çalışıyorsunuz. ama arkadaşlardan birinin de linkde verdiği gibi devlet şimdi çok büyük melalar harcayarak su borlualarını değiştirtti. herkes çeşme sularına bakarak karar versin bence bu boruları değişilen kişilerde bence boşa masraf yapmasın ki bende bundan sonra düşünmğyorum damacanayıda arıtmayıda satış işine girmeme rağman. açıkçada söylim satmayıda beceremedim :) çünkü insan kendi inanmadıgını karşısındakine satamıyor. ve şöylede birşey var eğer ki siz müsait olmadıgınızı söyleyipde kapatmak istersenizde kapattıkdan sonra her lafıda sayıyorlar almıyanlara.
  • Buraya pet şişe ve damacanaların zararları hakkında bir seminerden alıntıladığım yazıyı ekleme gereği gördüm.

    5 MART 2011'de Kansere Umut
    Vakfı'nın İstanbul Sultangazi'de

    "KANSERE SEBEP OLAN BESLENME ALIŞKANLIKLARIMIZ"
    konusunda düzenlediği toplantıda
    Prof. Dr. Kenan DEMİRKOL'UN konuşması.

    - Bir dinleyicinin elindeki pet şişeden su içtiğini gören hoca,

    - Şimdi içtiğiniz su ile neler elde ettiğinizi de gözden geçirelim ve bu günkü toplantıyı kapatalım.

    . O polietilen tereftalat maddesinden üretilmiş yani pet şişenin içindeki stalatlar suyun içine karışmış bulunuyor.
    . Ayrıca o plastiği yumuşatmak için antimon denen bir ağır metal kullanılmıştır, o da suyun içine karışıyor
    Dolayısıyla siz hem stalat, hem de antimon içmiş oldunuz şu anda.

    Peki, ne yapar bunlar size?
    Bunlar hormon bozucular diye geçer.
    Sizin vücudunuzda bir takım hormonsal bozukluklar yaratır.
    Bu hormonsal bozuklukların bir bölümü, örnek, östrojen etkisini göstererek 5 yaşında çocukların adet görmesine sebep olur.
    İki buçuk yaşında bir çocuk getirdiler Lüleburgaz'dan adet görüyor. İki buçuk yaşında.

    Hamile bir kadın östrojen etki gösteren bir hormonsal bozucuyu aldığı zaman, o madde özellikle bu 19 litrelik su bidonlarında, onlar polikarbon denen bir plastiktir ve ham madde olarak Bisfenol-A denen
    bir maddeden üretilir. Bisfenol-A'nın meme kanseri yaptığı 1930 yılından beri bilindiği halde
    ve 130 tane bilimsel yayın olduğu halde bunun hakkında hala biz o bidonlardan su içmeye mahkum bırakılıyoruz.

    Bisfenol-A hamile bir kadının karnındaki çocuğun beynindeki cinsiyet ayrım merkezine gittiğinde
    çocuğun homoseksüel olma olasılığı çok yükseliyor.
    Meme kanseri riski çok yükseliyor

    Erkekse prostat kanseri riski normal Bisfenol-A temas etmemiş insana göre 3 kat artıyor.
    Yani musluk suyu için Allah aşkına.

    - Arıtıcılar hocam?

    Paranız varsa arıtıcı kullanın. Ama paranız yok, arıtıcı alamıyorsunuz, musluk suyu için. Musluk suyu İstanbul'da kullandığınız plastik şişedeki su hangisi olursa olsun 100 kat iyidir.

    İSKİ'nın her ay İstanbul'daki bütün su havzalarının sağlık raporları internette yayınlanıyor.

    Biz geçen sene NTV'de bir su programı yapmıştık ve NTV Yıldız Teknik Üniversitesinde piyasadan
    topladığı suları bakteriyolojik incelemeye gönderdi. Hepsinde mikrop çıktı. Hepsinde istisnasız. Yani siz sağlıklı olsun, temiz olsun çocuğum mikropsuz su içsin diye mikroplu suyu paranızla içiyorsunuz.

    Bıraktım vazgeçtim mikroptan, kanser yapıyor.
    Almanya'da geçen sene Ocak ayında Avrupa Birliğinin gıda güvenliği merkezi vardır.

    EFSA Ocak 2010a kadar Bisfenol_A'nın sağlık sakıncası olmadığını iddia ediyordu.

    Ama toplum baskısıyla Mayıs ayında biz bu işi araştıracağız dediler ve Ekim ayında biberonlarda Bisfenol-A'nın kullanımını yasakladılar. Tamam, da
    biberonda yasakladın e çocuğuna Bisfenol-A'lı su bidonundan su katmıyor musun mamasını hazırlarken?

    Isı ve zaman etkisiyle plastiğin defalarca kullanılmasıyla Bisfenol-A'nın suya geçiş
    oranı çok artıyor.

    Şimdi su ısınmaz ki diyeceksiniz. Arizona'da
    yapılan bir çalışmaya göre şehirlerarası su nakli sırasında kamyon
    içerisindeki su 80 dereceye kadar ısındığı saptanmıştır. 80 dereceye ısınan su o plastikten ne kadar madde çözüyor biliyor musunuz? Sizi de sülalenizi de kanser etmeye yeter.

    Antalya'da yazın açık havada duran suyun derecesi kaç acaba? Banyo bile
    yapamazsın o kadar sıcak suyla.

    Ne olur musluk suyu kullanın.
    Bırakın şu plastikleri.

    - Hocam bazı yiyecekleri plastik poşetlere koyup buzluğa atıyoruz . Bu da sakıncalı mı?

    - Şimdi bakın naylon folyo polietilen denen bir maddedir ve polietilenin bu güne kadar bir sağlık sakıncası saptanmamıştır.

    Daha büyük sorun yoğurt kapları. Mesela bazan çay içiyoruz köpük gibi bardaklardan veya uçağa bindiğimizde şeffaf cam gibi çıt diye kırılan plastik bardaklar var, hem o polystryne hem köpük gibi olan bardaklar da polystryne onlardan stryne çayımıza geçiyor, o da kanser yapıyor.

    Şimdi, plastik yoğurt kaplarında da, ben anlata anlata zannediyorum bazı firmalar artık polipropilen kullanmaya başladı. Kabın altına baktığımız zaman veya yanına baktınız zaman
    bir üçgen göreceksiniz. Üç oktan oluşan bir üçgen. Bu geri dönüşüm işaretidir. O üçgenin içinde bir sayı yazar. 5 numara polipropilendir altında da zaten PP yazar.

    Yoğurt alırken artık markaya göre değil kullandığı plastiğe göre tercihinizi yapın. Ben her yoğurt almaya gittiğimde maalesef aynı firma farklı marketlere farklı plastik gönderebiliyor. Daha ucuz marketlere adi plastiklerde, lüks semtlerdeki marketlere daha kaliteli plastikte gönderiyor.

    Ne acı. Yani ayırım yapıyor.

    - Yani hocam
    üçgenin içinde 5 mi yazması lazım?
    - Evet, polipropilen

    - 1,5 litrelik su şişelerinde 1 yazıyor.
    - Evet, işte o PET polietilen tereftalat, kötü, 1 numara kötü.

    Evde 19 litrelik bidonların altına bakın. Onda da 7 yazar. 7 “diğer plastikler”
    anlamına gelir. “Diğer plastikler”in içinde 6-7 farklı plastik vardır, bunlardan bir tanesi de polikarbondur onun için üçgenin altında PC kısaltması vardır.




  • quote:

    peki reçine kaçlitre olacak ve bu reçineyi temizlemek için kulanılan tuzu ne şekilde içecegiz mesala benim ailemde yüksek tansiyon olan insanlar var bunlardan biri seni dinledi ve kullandı reçineni tuzla temizledi sonra içti içt içti ve tansiyon tavan yaptı arkadaşım sen hiç yorum yapma kulanmazsan kulanma ama insanların canıyla saglığıyla oyna lütfen bilmeden vebal altına giriyorsun yapmayın lütfenya
    reçine kinyasal bir maddedi,r reçineden bir avuç yutarsanız zehirlenirsiniz içme degil kulanım suyu ve sanayi cihazlarını kireçten korumak için kulanılır 1lt reçine sadece 50 lt suyun oda suya göre çok degişir kirecini alır sonra reçinenin tuz ile rejenerasyom (yıkanması) gereklidir ihlas bir zamanlar bu tip cihazlardan çok sattı ve alanların çogu şuan en büyük arıtma düşmanlarıdır


    Kimsenin sağlığının vebali altına girdiğim yok. Reçine sistemini rejenere etmek için kullanılan tuzun içildiğini nereden çıkardınız? Cihazdan tuz geçirdikten sonra tuz tamamen yıkanana kadar bir miktar su boşa akıtılır ve tekrar tuz içermeyen su kullanılmaya başlanır.

    Bu arada reklam çabanıza çomak soktuğum için bana saldırmışsınız ama siz kendi mesajınızda aynen şunu demişsiniz.
    quote:

    7: Alkalin filtre Kalsiyum, Magnezyum, Sodyum, Potasyum gibi toplam 10 çeşit mineralden oluşup suyunuza doğal anyon ve katyon minerallleri katarken, pH seviyesini 8.5 - 9.0 arasında sabitler.


    Tansiyon hastalarının tansiyonunu etkileyen element sodyumdur. Yani o övmek için üye olup arka arkaya mesajlarla reklamını yaptığınız sistem suya tansiyon hastaları için tehlikeli sodyum veriyormuş. Ha bu arada reklamını yaptığınız şirkette benim bahsettiğim tipteki sistemlerden satıyormuş. Gidin başka yerlerde reklam yapın, reklam yapıcaz diye böyle küçülmeyin.

    http://www.yagmur-teknik.com/su-aritma/88-life2o-nano-.html




  • quote:

    Orijinalden alıntı: yakupbjk

    ARKADASLARA AYNEN KATILIYOM İHLAS DENEN SİRKET SADECE PAZARLAMACIDIR YOK ARITMA YOK SUPURGE BOYLE URUNLERI ONLAR URETEMEZ YAPAMAZDA ZATEN BUNLARI HERKEZBILIR İHLAS DIYE BIR SIRKET YOK PARALARI TOPLAYIP BATMIS SUSU VEREREK KAYBOLMUSLARDIR HATIRLARSANIZ YINE AYNISI YAPMAYA CALISIP HALKIMIZI DOLANDIRIYORLAR BUNLARI YAKALATMAMIZ GEREK BANA GELMISLERDI BEN ONLARA TEK BIR SORU SORDUM CEVAP ALAMADIM :soru SU İHLASTAN GELDINIZE DAİR BİR BELGE GÖSTERİN DEDİM BUNLARA HEMSERIM KIMLIIGNI GÖSTERIYOLAR KIMLIK HERKEZDE VAR 2 ARITMANIN USTUNDE İHLAS YAZAN BIR YERI YOK ONU SORDUM BIZE GUVEN DIYORLAR BUYRUN SIZ BUNLARA GUVENIN SOKAK SATICILARI BUNLAR PARANIZIN PESİNDELER EVİ IYI SUZUYORLAR DİKKKAT Alın alın İhlas'tan 300TL bile etmeyecek 5. sınıf ürünlere milyarlar dökün. Bazıları zengin olsun da başımıza çöksün. İhlas 5TL'ye ürün satsa bile asla almam, malum paraların nereye gittiği belli. İnsan biraz geleceğini de düşünmeli. Tabi bu şahsi düşüncem BENCE DAHA İYİSİ YOK WATERBOX TANIMAM ADAMLAR DUNYADA 10 FİRMA OLDULAR TURKIYENIN GOGSU KABARMADIMI PİSA MALI DEGIL GERCEK BIR MARKA YOK İHLAS,ENWYBESTWAT HUNDAYI BUNLAR NASIL MARKALR HIC ARASTIRDINIZMI ACABA VARMI BU MARRAKLAR GERCEKTEN WATERBOX VE DIGERLERI BAKMAYA TENEZUL BILE ETMEM İHLASTAN YEDIGIMIZ KAZIKLARI UNUTMAYIN
    yakupbjk:

    Batan, İhlas Finans'tı. Ben arıtma cihazını iki yıl önce İhlas'tan aldım. Bugüne kadar sorun yaşamadım. Üründen de gayet memnunum. Zamanı geldiğinde kendileri gelip filtreleri değiştiriyorlar. Biryere kayboldukları yok yani.




  • musuluk suyu için diyorlar inanamıyorum o barajlara ne pislikler akıyor ayrıca en korkuncu içine florür katıyorlarki bu tam başbelası dişleri döküyor çok zararlı daha bir sürü kötü şeyler içeriyor.
  • Sevgili forum sakinleri, ben 5 gün kadar önce linkteki ürünü aldım.

    LİNK

    Ne satıcıyı tanırım. Ne de daha önce arıtma cihazı kullandım. Ancak nette kendi çapımda küçük bir araştırma yaptım.
    Derseniz 5 filtreli cihazlar saf suya yakın su üretiyor. Doğrudur derim. Çünkü 1. aşama 5 micron gözenekli filtre kaba pislikleri tutuyor. 2. aşama karbon filtre sudaki renk ve kokuyu alıyor. 3. aşama 1 micron filtre karbon filtreden geçebilen daha küçük taneleri tutuyor. Daha sonra sistemin kalbi olan 4. aşama mebran filtre ise amstron değerinde yani microndan daha küçük 3-5 atom büyüklüğünde tanelerin geçmesine izin vererek ana filtrelemeyi yapıyor. Bu aşamada sudaki yararlı-zararlı tüm bileşenler sudan büyük ölçüde ayrıştırılıyor. Burdan sonra su saf hale yakın bir hal alıyor. Suyun tadını yumuşatmak için 5. aşamada son karbon filtre bulunuyor. Onun içindede hindistan cevizi kabuğu olduğu belirtiliyor. Bu aşamada üretilen su acılığı alınmış saf su değerinde bir su oluyor. Bu sistemde çocuklu veya yaşlısı olan ailelere tavsiye edilmiyor. Buraya kadar olan bölüm standart ters osmos cihazlarının özellikleri. Burdan sonrası ise saf suyu yeniden yapılandırmaya geliyor.
    Benim almış olduğum veya benzeri ürünler 6. aşamada mineral (yani bazı önemli minaralleri), 7. aşamada alkali (yani PH ekleyerek suyu asidik halden bazik hale çeviriyor) ve 8. aşamada detox (yani suyun moleküler yapısını küçülterek hücre emilimini hızlandırma yaparak) ekleyerek saf suyu içilebilir temiz suya en yakın suya dönüştürüyor diye düşünüyorum.
    Bunların yanında birde 9. aşama olan UV-C filtre var. Ancak ben suyumuz klorlu olduğu için suda canlı mikrop popülasyonun yüksek olmayacağını düşünerek eklemedim sistemime.
    Gerek satıcının sorduğum sorulara samimi, ilgili ve yardımcı cevaplar vermesi, gerek cihazı kurup ilk temizliğini yaptıktan sonra sudan aldığım lezzet beni mest etti.
    Şu aşamada damacana suya döneceğimi düşünmüyorum. Çünkü evimde musluğumdan akan su varken temizliğinden emin olamadığım damacanalara itimat etmek pek gelmiyor içimden. Umarım yeni bir su arıtıcı kullanıcısı olarak yazdıklarımın bir faydası olur. Kafasında soru işareti kalan arkadaşlarda gönülleri ne diyorsa o yöne gitsinler bence. Hadi kalın sağlıcakla...




  • İlgilendiğim su arıtma sistemleri değil ama, anlamadığım bir şey var.
    "Su arıtma sistemleri hakkında bilmedikleriniz" başlığı altında, bir su arıtma firmasında çalışıp burada satılan cihazın reklamını yapan mesaj atmanın anlamı nedir ? :)
  • Exnuc kullanıcısına yanıt
    Merhaba,

    Benim aldığım yerçekimi filtreli arıtma sistemi Berkey marka. Türkiye'de satılmıyor ne yazıkki.

    http://www.berkeyfilters.com/berkey-water-filters/royal-berkey.html

    Ürünü siz Amerika'dan kendiniz getirtebilirsiniz. Ben öyle yaptım, 3 adet aldık hepsi sorunsuz geldi.
    Bunun için öncewww.amerikadansatinal.com sitesine ücretsiz üye oluyorsunuz. Size bir Amerika posta kutusu adresi veriyorlar.

    Sonrawww.berkeyfilters.com sitesinden alışverişinizi yapıp adres olarak amerikadansatinal.com un size verdiği Amerika adresini yazıyorsunuz. Ürününüz oraya teslim ediliyor.

    amerikadansatinal.com oraya sizin adınıza gelen ürünü Kargo ile Türkiye'ye kapınıza kadar teslim ediyor.
    Ücretleri gayet makul 30 USD kargo ücreti.

    İlla ki Türkiye'den almak istiyorsanız şu modele bakabilirsiniz ama ben denemedim. Bu modeli alırsanız lütfen buraya düşüncelerinizi yazın.

    Alkamina Sebil - http://www.alkamina.com.tr/alkamina_sebill.php



    Saygılar,




  • 30 yaşındayım bu zamana kadar hiç su arıtma pazarlamacısıyla tanışmadım!
    Sabırsızlıkla bekliyorum.
    Bu arada ben de damacanacıyım.
  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.