Şimdi Ara

++ kainatta akıl sadece insada mı vardır ?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
41
Cevap
0
Favori
4.586
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • kainatta akıl, irade, düşünce sadece insada mı vardır ?

    akıl, irade nedir ? kaynağı nedir ?



  • Hayvanlarda bilincin varlığı diye bir kitap var tubitakın , hayvanlarda bilincin varlığını farketmemizin önünde çok büyük bir engel var.Dil ... Hayvanlarda yapılan deneylere göre nedensel çercevede öğrenebiliyorlar.Yani kendi menfaatine gelişen neden-sonuç ilişkisi kurabiliyor hayvanlar( Hem evrim bazında hem yetenek bazında).Hatta dawkins köt saatçi ve bencil gende bu ilişkiyi savunuyor.Aksi halde zaten evrime ters olacak hayvanların hareketleri.Yani hayvanlar kendilerine yarar sağlayan şeyleri öğrenme konusunda yetenekli.İnsan ise tam tersini yapabilme yetisine sahip( Oda tartışmalı ama intihar bunun kanıtı olabilir.Gerçi ruhsal bir hastalık deyip üzeri örtülebilir.)

    quote:

    Bilinç, Kişinin kendisine, yaşantılarına, çevresine, öteki kişilere, bir bütün olarak içinde yaşadığı dünyaya ilişkin farkındalığı, yaşanan deneyimlerden kendiliğinden doğan kendinin farkında olma görüngüsü; 2.öznenin duygularına, algılarına, bilgilerine ve kavrayışlarına bağlı olarak kendini anlama, tanıma ya da bilme yetisi; 3.bilme edimi ile bilinen içerik arasındaki ilişkiyi her ikisini de içerecek biçimde bir üst düzeyde kurabilme becerisi; 4.acı çekme, isteme, bekleme, düş kırıklığına uğrama, korkma gibi belli bir nesnesi bulunan bütün “geçişli” yaşama edimlerini olanaklı kılan ana ilke; 5.düşünen öznenin kendisine dönerek, kendisini kendi düşünceleri ile kavraması, kendisine bir başkası olarak dışarıdan bakabilmesi durumu; 6.“içebakış” yoluyla zihnin kendi deneyimlerinin gerçekliğini kavrama edimi; 7.zihinsel yaşamın geçmiş duyumları, algıları, bilgileri bellekte tutma yeteneği; 8.kişinin kendi içinde yaşadıklarına ya da dışarıda olup bitenlere yönelik incelmiş sezgisi, bütün yaşadıklarına ilişkin genel görüşü; 9.üzüntü, sevinç, hüzün gibi tek tek yaşantı durumlarına ilişkin kendilik izlenimleri, şeylerin kişiye nasıl göründüğüne yönelik görüngübilimsel yaşantılar bütünü.


    http://tr.wikipedia.org/wiki/Bilinç


    Bilinçin tek bir tanımı yok.Bu konuda spekülasyon çok.Eğer sadece neden-sonuç ilişkisine göre hareket ediyorsak o zaman özgür irade diye bir şey olmuyor.Hemen hemen herkes Kantdan bu yana nedenselliğin insan zihni için geçerli olmamasını arzu ediyor.İnsan hakim konumunu kaptırmak istemiyor doğaya.Yaptığın en özgeci hareketin bile ardında menfaat olması-tüm hareketlerinin öngörülebilir olması fikri insana itici geliyor.Biz içinde iken hayatın nasıl olurda hareketlerimizi objektif olarak değerlendirebiliriz heleki bilinç ve bilinçaltı kavramları aydınlığa kavuşmamışken.O yüzden aşılması gereken iki sorun var.Birincisi kavramların aydınlığa kavuşması ikincisi değerlendirmeyi yapacak objektif bir göz (Aslında ikisi bütünleşik tek bir sorun olabilir.Belkide biz değil 'diğeri'nin tanımlaması lazım kavramları )

    Tanımlamalarda sorun var sanırım.Bilinç süreçlerinin tümüne zihin deniyor.Bilinçaltınıda katarak değerlendirebiliriz ama burda söz konusu olan suyun üstünde kalan sanırım.

    Bakteri sadece daha önce hayatta kalan programın bir kopyası.Eğer hayatta kalıyorsa başarılı demektir.Bir akıldan söz etmek mümkün değil.Zaten içgüdü kavramı burda devreye giriyor.İçgüdü yani kodlanmış bilgiyi işliyor hayvanlar



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Raskolnikov -- 24 Ağustos 2008; 16:27:39 >




  • Darwin’den beri biyologlar hayvanların düşünüp düşünmediğine ve duyguları olup olmadığına kafa yormuşlardır. Hayvan (ve tabii ki insan) beyninin, diğer özellikler gibi evrim geçirerek, belirli ortamlarda işlev görmek için gerekli becerileri edindiği görüşünü ortaya atan kişi Darwin’di. Ama herkes bu görüşe katılmadı. 20. yüzyılın ilk yarısında ağır basan teori davranışçılık, yani hayvanların bilinçli karar alma yetisinden yoksun olduğu ve bütün eylemlerinin doğal davranış çerçevesinde açıklanabileceği görüşüydü.
    Günümüzde hayvan bilişselliği alanı davranışçılığın ötesine geçerek, birçok yeni araştırma dalını kucaklayan bir yapı kazanmıştır. Yabanıl ortamda birçok değişkenle karşılaşılmasından dolayı, çalışmaların büyük bölümü esaret altındaki hayvanları kapsıyor. İncelenen hayvanlardan bazıları ve bilişsel becerileri konusunda elde edilen bulgular aşağıda sıralanıyor.
    Primatlar
    Azy (orangutan), düşüncelerini klavye üzerindeki soyut simgelerle aktarıyor ve uzmanların “zihin teorisi” adını verdiği yetiye uygun olarak başka birinin bakış açısını anlayabildiğini göstermiş oluyor.
    Kanzi (bonobo), imgeler aracılığıyla iletişim kuruyor, konuşulan İngilizce’yi anlıyor ve alet kullanıyor.
    Momo (marmoset maymunu), başkalarının davranışlarını taklit ederek öğreniyor ve hatta “nesne kalıcılığı”, yani gözle görünmeyen bir şeyin yine de var olduğunu bilme duyusunu taşıyor.
    Aristides (halka kuyruklu lemur), bir bilgisayar ekranında rastgele dizileri tekrarlayabiliyor ve nitelikler arasında ayrım yapabiliyor.
    Kuşlar
    Alex (Afrika gri papağanı), sayı sayıyor, renkleri ve biçimleri tanıyor, aynı ve farklı kavramını anlıyor.
    Psychobird (batı çalıkargası), geçmişi hatırlıyor, gelecek için plan yapıyor ve aldatıcı davranış kavramını anlıyor.
    Uek ve Betty (Yeni Kaledonya kargaları) problem çözebiliyor ve alet kullanabiliyorlar.
    Diğer Hayvanlar
    Yunuslar cümle yapılarını ve dilbilgisini anlıyor, benlik bilinci taşıyor, yaratıcılık sergiliyor ve bir televizyon ekranında verilen yönergelerin gerçek dünyanın göstergeleri olduğunu kavrıyor.
    “Betsy” ve Rico (çoban köpekleri) yüzlerce sözcüğü ve temsil ettikleri nesneleri anlıyor.
    Filler benlik bilinci taşıdıklarını ve uzun süreli belleğe sahip olduklarını göstermişlerdir.
    Koyunlar ayrı yüzleri -ister insan, ister koyun olsun- tanıyor ve uzun süre bellekte tutuyor.
    Ahtapotlar alet kullanıyor, oyun davranışları sergiliyor, bireyleri tanıyor ve özgün kişilikler taşıyor.
    Afrika çiklidleri sosyal konumu gözlem yoluyla belirliyor ve mantık yürütme belirtileri gösteriyor.


    Maymun Konuşması

    Kendi aralarında basit vokal işaretler kullandıkları gözlemlenen birçok hayvan türü vardır. Uzmanlar insan dışındaki memelilerin tamamen yeni anlamlar yaratmak üzere işaretleri bir araya getirdiklerine ilişkin kanıtları ilk kez elde ettikleri kanısını taşıyor. Birçok erkek maymun türü, dişileri ve yavruları uyarmak için sıklıkla piyov ve hek seslerini tekrarlar. Araştırmacı Klaus Zuberbühler, tek başına kullanıldığında bunun bir yırtıcının saldırmaya hazır olabileceği anlamına geldiğini belirtiyor. Art arda kullanıldığında ise belirli bir tehlikenin söz konusu olmayabileceğini, sadece erkeğin oradan ayrılma yönündeki ısrarına işaret edebileceğini ekliyor.
    Piyov: Bir leopar ya da başka bir yırtıcı yakında pusuda bekliyor.
    Hek: Kartal gibi uçan bir yırtıcı yakında dolaşıyor.
    Bazen bu sesler basit bir “cümle” kurmak için bir araya getirilir:
    Piyov piyov hek hek hek hek. Buradan ayrılıp başka yere gidelim. —Chris Carroll

    Hayvan Gözcülüğü

    Her evde olduğu gibi, balarısı kovanları da bazen aşırı kalabalıklaşabilir. Bir kovan düpedüz taşacak hale geldiğinde, balarısı sakinleri en iyi yönetilen komüne bile ilham kaynağı olabilecek bir kolektif karar alma sürecine girer. Kraliçe ve kovandaki arıların yaklaşık yarısı uçup bir ağaca konarken, izciler yeni bir yuva aramak üzere etrafa dağılır. American Scientist dergisinde yayımlanan bir incelemeye göre, yuva kurulacak iyi bir yer bulan izciler kararsız izcileri yanlarına çekmek üzere bir “sallanma dansı” yaparak yarışa tutuşurlar. Kazanılmak istenen arılar gösterilen yeri bizzat incelerler. Eğer yer hoşlarına giderse, aynı şekilde sallanma dansıyla reklamını yaparlar. Herkes hazır olduğunda, tüm kovan yeni yuva yerine uçar.

    Arayanın Kimliği: Kuşlar
    Dışarıda bir cep telefonu zili duyduğunuzda, bu “telefon”un tüylü olduğunu görerek şaşırabilirsiniz. Romalılar usta taklitçi olan sığırcıklara insan konuşmalarını taklit etmeyi öğretmişlerdi. Günümüzde repertuarları sadece diğer kuş ötüşlerini değil, testere seslerini, at kişnemelerini ve hatta cep telefonu ezgilerini kapsıyor. Danimarka ve Avustralya gibi birbirinden çok uzak yerlerdeki sığırcıklar bile aynı şeyi yapabiliyor. Britanya’nın Kraliyet Kuşları Koruma Derneği uzmanlarından Andrew South, erkek kuşların “özellikle üreme zamanında bir dişiyi çekmek ve bir alanı tutmak için” insan sesleri çıkardıklarını belirtiyor.

    http://www.nationalgeographic.com.tr/ngm/0803/multimedia_hayvanakli.aspx?Konu=2

    ALINTIDIR.




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.